Otizm ve iletişim kurma eşiği

  • Konuyu başlatan Günahsız melek(otizm)
  • Başlangıç tarihi
G

Günahsız melek(otizm)

Guest
OTİZM
1950´li yıllarda Kammer tarafından tanımlanan otizm, günümüzde oldukça sık karşılaştığımız bir rahatsızlıktır. Genel olarak "yaygın gelişimsel bozukluk olarak" da adlandırılır. Otizm ´in çok farklı tanımlamaları yapılsa da, çocuğun iletişim kurmadaki isteksizliği olarak tanımlamak mümkündür. Otizmin sebebi kesin olarak bir nedene bağlanamamaktadır. Birçok faktörün tetikleyici rol oynadığı düşünülmekte ve bu konuda araştırmalar devam etmektedir.

Düşünülen faktörler kısaca sıralarsak:
-Genetik aktarım
-Uyaran eksikliği
-Anne-çocuk ilişkisindeki bozukluk
-Akran guruplarından uzak kalış
-Prenatal dönemde geçirilen rahatsızlıklar
-Epilepsi
-Beslenmede dengesizlik
-Üçlü yapılan ( birbuçuk yaş döneminde) aşılar


Bu faktörlerin hiçbirisinin otizme sebep oluşu kesinlik kazanmamakla birlikte belirli guruplar tarafından ayrı ayrı savunulmaktadırlar.

Yapılan araştırmalar otistik çocukların bir kısmının hiç konuşamadıklarını veya konuşmadıklarını, bir kısmının sohbet başlatan geveze bireyler olmasa bile ihtiyaç duydukları zaman konuştukları bir kısmının mekanik ses tonuyla konuştukları veya ekolali tarzında konuştukları belirli bir kısmının da neredeyse hiç iz kalmadan normale döndüklerini göstermiştir. Erken yaşta teşhis ve özel eğitim sayesinde son yıllarda oldukça olumlu
gelişmeler sağlandığı da ayrı bir gerçektir.Otistik çocuklarda tanılama yaşı oldukça aşağılara çekilmiştir.Günümüzde 1,5-2 yaşında teşhis edilen otistik çocuklar vardır. Erken teşhis tedaviyi ve eğitimi kolaylaştırmaktadır.

Otizmde tanılama: Otizm tipik davranışlarıyla, uzman kişiler tarafından oldukça kolay tanımlanabilmektedir. Bu nedenle tipik otistik davranışları sıralamakta yarar vardır.

Otistik Davranışlar:
1. El sallama çırpınma,
2. Dönme, sallanma,
3. Döndürme, dönen cisimleri seyretme,
4. Anlamsız ve çığlık şeklinde ağlama,
5. El vurma ( masaya, vb. nesnelere )
6. Göz teması kurmama,
7. Dokunulduğu zaman huzursuzluk belirtileri,
8. Konuşmama
9. Kendi adını söylememe,
10. Yeni gördüğü nesneleri koklama,
11. Anlamsız gülme,
12. Kendi kendine anlamsız konuşma,
13. Reklam spotlarını ve video klipleri aşırı ilgiyle izleme,
14. Etrafındaki insanlara duyarsızlık,
15. Yaratıcı oyunlar oynamama,
16. Akran guruplarına katılmama,
17. Gurup oyunlarına katılmama,
18. Müzikten hoşlanma,
19. Ritmik hareketlerde bulunma ,
20. Belirli bir aralığı sürekli olarak koşma,
21. Mekanik tonlarda konuşma,
22. Belirli kıyafet ve eşyaları kullanmada ısrar,
23. Biriktirme, toplama ( kolleksiyonculuk )
24. Bay-bay hareketini doğru yapamama,
25. İşaret edilerek gösterilen nesneye bakmama,
26. İşaret ederek göstermeme
27. Konuşmada ekolali

Çevrenizde, burada belirtilen otistik davranışların birini yada birkaçını,yapan birçok insanın var olduğunu söyleyebilirsiniz. Yoksa bu insanlar da mı otistik? Gibi bir soru kendiliğinden oluşmakta. Bunu şu şekilde açıklayabiliriz bir çok insan akvaryum seyretmekten, tespih
taşımaktan, ateş alevi seyretmekten hoşlanabilir, sıkıldığı yada konsantrasyonu arttığı zaman bacaklarını titretebilir yada birçoğumuz öğrenciliğimizde saatlerce parmaklarımızın arasında kalem çevirmişizdir, koleksiyon yapmışız yada hala yapmaktayız. Bu davranışların hepsinin
otistik temelleri vardır.Fakat bu davranışları yapanlar otistik değillerdir. Otistik olarak bu davranışları yapma ile otistik olmayanların bu davranışları yapması arasındaki fark nedir?
Otizmin temelinde iletişim kurmayı reddediş, geriye çekiliş, içe dönüş vardır ve bu durum süreklilik arz eder. Diğer tarafta bazı insanlar kısa süreli olarak belirli otistik davranışları belirli dönemlerde tekrarlarlar. Her insan zaman zaman kaçıp saklanacağı kuytu kovukları olsun ister, işte bu davranışlar kuytu kovuklardır. Oysa otistik çocuk girdiği bu güvenilir kuytu kovuktan çıkmak istemez, yada tekrar nasıl çıkacağını bilemez.

Otizmin Nedenleri:
Otizmin oluşmasına neden olabilecek pek çok şey sayılmaktadır. Bir kaçını yukarıda sıraladık. Bunların büyük çoğunluğunda da gerçeklik payı olduğunu kabul ediyoruz. Fakat bence temel sebep çocuklarda iletişim kurma eşiğinin yüksek olması yani otistik çocuklara ulaşılma zorluğu bulunmasıdır. İletişm kurma eşiğini burada biraz daha açıklarsak daha yararlı olacağı düşüncesindeyim.

İletişim Kurma Eşiği:


Bireysel farklılıklarımızın temelinde algı eşiklerimizin farklılığı yatar. Bu farklılıklar bizi diğer insanlardan ayırır ve farklı kişilik özelliklerimizin oluşmasını sağlar. Bu nedenle aynı filmi seyreden birçok insan sinema salonunu terk ederken farklı duygular içerisinde olabilir. Bunda önyaşantıların da önemli bir etkisi vardır. Zaten farklı duyumsamalarımızın iki temel sebebi vardır birincisi önyaşantılarımız diğeri ise genetik farklılıklarımızdır.

Bu konuda birkaç örnek verecek olursak:

Aynı yarayı alan insanlar farklı acılar hissederler. Doğum yapan kadınların doğum sonrası ağrılarında da önemli farklılıklar görülür. Olaylara ve uyaranlara verilen tepkilerde de farklılıklar gözlenir. Yapılan bir espriye herkes farklı tepkiler verebilir. Gökgürültüsüne verilen tepkilerde de farklılıklar olduğu bir gerçektir. Telefonun yada kapının zilini içimizden sadece birisi duyabilir. Bir ortamda yapılan değişikliği hepimiz farklı zamanlarda fark ederiz, bazılarımız hiç fark etmeyebilir. Tüm bunlar bizlerin Sosyal iletişim kurma eşiğimizin farklı olabileceğinin kanıtlarıdır. Her insan çevresiyle iletişim kurmak için aynı ihtiyacı hissetmez. Çevreyle iletişim kurma ihtiyacı hissetmedeki farklılık, iletişim kurma eşiğimizin farklılığından kaynaklanmaktadır.

Amir AKDAĞ
http://kisiselbasari.com/Yazici.asp?tur=bilgi&ID=121
 
Tekerlekli Sandalye
Üst