Merhaba arkadaşlar,
1 Mart 1 Haziran tarihleri arasında düzenlediğimiz "Birinci Engelliler Konulu Öykü Yarışması" sonuçları bu akşam (17 Haziran Pazar 2012) Engelliler.Gen.Tr ve facebook üzerinden yapılan canlı yayınla ilan edilmiştir. Canlı yayında dereceye giren eserlerin duyurusu öykü yarışmamıza sponsor olan Ankara Yenimahalle Belediyesi başkan yardımcısı aynı zamanda yarışma jurisi olan Sayın Şenol Balaban tarafından bizzat yapılmıştır.
Buna göre "Birinci Engelliler Konulu Öykü Yarışmasında" şu eserler dereceye girmiştir.
BİRİNCİLİK ALAN ÖYKÜNÜN ADI: UÇURTMA ( Bu öykünün teknik değerlendirmesi ve öyküyü PDF formatında okumak için buraya tıklayın. )
YAZAR: AHMET KARAKULAK
İKİNCİLİK ALAN ÖYKÜNÜN ADI: EVLAT ( Bu öykünün teknik değerlendirmesi ve öyküyü PDF formatında okumak için buraya tıklayın. )
YAZAR: FUAT SEVİMAY
ÜÇÜNCÜLÜK ALAN ÖYKÜNÜN ADI: BİR KÜÇÜK DÜNYAM VAR ( Bu öykünün teknik değerlendirmesi ve öyküyü PDF formatında okumak için buraya tıklayın. )
YAZAR: ERDAL GÖZE
JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ ALAN ÖYKÜNÜN ADI: İPEK KANATLAR ( Bu öykünün teknik değerlendirmesi ve öyküyü PDF formatında okumak için buraya tıklayın. )
YAZAR: BÜŞRA DENİZ
Yarışmamızda dereceye eser sahiplerini tebrik eder başarılarının devamını dileriz...
Yarışmaya katılan tüm öyküleri okumak için buraya tıklayınız: 2012 Engelliler Konulu Öykü Yarışmasına Katılan Eserler
*************************
ÖYKÜ YARIŞMASINA DAİR KISA NOTLAR/GÖRÜŞLER:
Toplam katılan eser sayısı: 155
Dereceye giren eser sayısı: 4
Başta şunu belirtmeliyimki bu yarışmayı düzenlerken bu kadar ilginin olacağını tahmin edememiştik. Beklentilerimizin çok çok üzerinde bir katılım oldu. Yarışmamıza ilgi gösteren herkese bir kere daha teşekkür ediyoruz.
Gelen 155 öykünün herbiri tüm juri üyeleri tarafından defalarca okunarak üzerinde düşünüldü, tartışıldı. Yarışma başvuru tarihleri arasında ve yarışmaya gelen öykülerin değerlendirmesi aşamasında tüm juri üyeleri gelen öyküler üzerine gerek e-mail gerek telefon gerekse anlık mesajlaşma yoluyla saatlerce konuştuk, saatlerce tartıştık. Bu konuşmalarımız esnasında defalarca "keşke dört değilde 24-34 esere derece verebilseydik" diye yakınmalarımız oldu. Zira yarışmamıza gelen öykülerin büyük bir çoğunluğu dereceye girmeyi hak eden eserler idi. Ama bu bir yarışmaydı ve bizler sadece dört eser seçmeliydik. Bu anlamda dereceye giren eserlerin belirlenmesinde çok yoğun bir mesai harcadık. Bu süreçte kendi kişisel yaşamlarından ve işlerinden zaman ayırıp günlerce haftalarca öykülerin değerlendirmesinde mesai harcayan juri üyelerimiz Satı İlen, Rahmi Vidinlioğlu, İskender Durgun ve Belediye başkan yardımcımız sayın Şenol Balaban'a bir kere daha sonsuz teşekkür ediyorum...
*************************
ÖYKÜ YARIŞMAMIZ HAKKINDA NE DEDİLER:
YAZAR: SATI İLEN
Tarihin eski çağlarından günümüze kadar, engelliler, dış görüntülerinden dolayı dışlanmış, şiddete uğramış, alay edilmiş ya da değersiz olarak nitelendirilmiş, koruma altına alınması gereken, sadakayla yaşayan bireyler olarak algılanmışlardır. Ne yazık ki, bu algı yazın dünyasına da yansımış, engellilerle ilgili toplumsal roller, edebiyat yapıtlarında da bu biçimde sergilenmiştir.
Kendi bilincimizin ayrımına varıncaya kadar, edebiyat yapıtlarındaki bu sunuş biçimi tüm engellileri olumsuz biçimde etkilemiş ve bizlere dayatılan/sunulan toplumsal rolleri içselleştirmemize yol açmıştır.
Engellilerle ilgili öykü yazmak, engellilerin sorunlarına nesnel olarak bakarak o sorunlara kulak tıkamamak, ötekileştirilenlerin acılarına ve sevinçlerine ortak olmak, asıl engelin “yetersiz bir organ” değil, içinde yaşadığımız kültürün bizlere dayattığı toplumsal bir koşullanmanın ürünü olduğunu açıkça göstermek, her türlü ayrımcılığı yok ederek insani bir dünyada yaşamak için özfarkındalık yaratmak, engellilerle ilgili her türlü eşitsizliği, adaletsizliği, tutsaklığı ortadan kaldırılması için bilinçlerin temizlenmesi için bir adım atmaktır.
Bu anlamda, asıl engelin “herhangi bir organ eksikliği” değil, gerek fiziki davranış ve tutum gerekse toplumsal engellerin ortadan kaldırılması için bir farkındalık yaratarak ezber bozmak, mevcut toplumda bulunan “engellilik” algısına başkaldırarak her türlü ayrımcılığın kaldırılması için anahtar olmaktır.
Engellilerin dünyasını öyküyle anlatmak, tüm insanlarla, tüm evrenle her türlü paradigmayı parçalayarak yeniden bütünleşmektir. Bu açıdan bakıldığında engellilerle ilgili öykü yazmanın toplumsal ortaklığın bir ürünü olduğunu düşündüğümden, bu konuda öykü yazanlara destek olmak ve toplumda bulunan mevcut olumsuz algının yok edilmesine katkı sağlamak için böyle bir yarışmanın değerlendirme kurulunda yer almaktan mutluluk duyuyorum.
Saygılarımla…
SATI İLEN
*************************
YAZAR: RAHMİ VİDİNLİOĞLU
Hem ülkemizde hem de tüm dünyada engelliler her zaman anlaşılmayı bekleyen ve diyalog ihtiyacı duyarken yabancılaştırma ile karşı karşıya kalan toplumunun çok önemli bir bölümünü oluşturuyor. Bir edebiyatçı olarak benimle yapılan birçok röportaj olmuştu. Toplumun değişik kesimlerinden birçok yayın organına röportaj verme şansına sahip olan bir yazar olarak bundan gurur duyuyorum. Ancak bu röportajlardan birinde sorulan bir soruyu son nefesime kadar unutamayacağımdan eminim.
Soru çok basit ama vurucuydu, neden iki koca roman yazmama rağmen romanlarımda bir tek engelli karakter bile olmadığı soruluyordu. Geriye dönüp bakınca romanlarım içinde 80’den fazla karakter yarattığımı görüyor ama hiçbirinin toplumun %30’unu temsil eden engellileri temsil etmediğini üzülerek görüyordum.
Soruya cevap yazarken çok yoruldum. Defalarca cevabı sildim: tekrar yazdım! Edebiyatçı olarak bir acı tokat gibi yüzüme inen bu soruya verecek cevabım yoktu! Sustum!
Günler geçti! Günler sonra “Ben yalnız değilim!” diye avutmaya kalktım yaralı tarafımı “Hiçbir edebiyatçı engellilerden bahsetmiyor!” Oysa bu sığınabileceğim bir liman değildi! Fırtınanın ortasında yapayalnız kaldım! Vicdanımla baş başa!
Ve bu soruya “Eğer engelliler üzerine eğilen bir öykü yarışması düzenlenirse edebiyat dünyasının ilgisini buraya çekebiliriz.” Diyerek yanıt verdim. Verdiğim yanıtta oldukça samimiydim ve bu içten dilek bir anda gerçek oldu. Bir anda herkes engelliler odaklı bir edebiyat yarışmasının haklılığı konusunda uzlaştı ve http://engelliler.gen.tr önderliğinde düzenlenen bu yarışmada edebiyatçı kimliğim dolayısıyla bana teklif edilen jüri üyeliğini büyük bir şeref olarak kabul ettim.
Engelliler senden, benden, bizden farklı değiller! Acınmaya değil tek kelimeyle anlaşılmaya ihtiyaçları var. Duyma engelli bir adam dünyanın en büyük bestelerini yapabilir, görme engelli biri hız rekorlarını aşabilir ama düşünme engelli bir toplum engelli insanları anlayamaz ama sadece bu olsa affedilebilir: Düşünme engelli bir toplum normal insanları da öğütür ve bir çöplüğe dönüştürür.
Engelliler yalnızca anlaşılmanın derdinde bayrak açarken bu bayrağın gölgesinde durmayan her birey Güneş’in kavurucu sıcağı ile yüzleşmek zorunda kalacaktır.
Saygılarımla,
Rahmi VİDİNLİOĞLU
1 Mart 1 Haziran tarihleri arasında düzenlediğimiz "Birinci Engelliler Konulu Öykü Yarışması" sonuçları bu akşam (17 Haziran Pazar 2012) Engelliler.Gen.Tr ve facebook üzerinden yapılan canlı yayınla ilan edilmiştir. Canlı yayında dereceye giren eserlerin duyurusu öykü yarışmamıza sponsor olan Ankara Yenimahalle Belediyesi başkan yardımcısı aynı zamanda yarışma jurisi olan Sayın Şenol Balaban tarafından bizzat yapılmıştır.
Buna göre "Birinci Engelliler Konulu Öykü Yarışmasında" şu eserler dereceye girmiştir.
BİRİNCİLİK ALAN ÖYKÜNÜN ADI: UÇURTMA ( Bu öykünün teknik değerlendirmesi ve öyküyü PDF formatında okumak için buraya tıklayın. )
YAZAR: AHMET KARAKULAK
İKİNCİLİK ALAN ÖYKÜNÜN ADI: EVLAT ( Bu öykünün teknik değerlendirmesi ve öyküyü PDF formatında okumak için buraya tıklayın. )
YAZAR: FUAT SEVİMAY
ÜÇÜNCÜLÜK ALAN ÖYKÜNÜN ADI: BİR KÜÇÜK DÜNYAM VAR ( Bu öykünün teknik değerlendirmesi ve öyküyü PDF formatında okumak için buraya tıklayın. )
YAZAR: ERDAL GÖZE
JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ ALAN ÖYKÜNÜN ADI: İPEK KANATLAR ( Bu öykünün teknik değerlendirmesi ve öyküyü PDF formatında okumak için buraya tıklayın. )
YAZAR: BÜŞRA DENİZ
Yarışmamızda dereceye eser sahiplerini tebrik eder başarılarının devamını dileriz...
Yarışmaya katılan tüm öyküleri okumak için buraya tıklayınız: 2012 Engelliler Konulu Öykü Yarışmasına Katılan Eserler
*************************
ÖYKÜ YARIŞMASINA DAİR KISA NOTLAR/GÖRÜŞLER:
Toplam katılan eser sayısı: 155
Dereceye giren eser sayısı: 4
Başta şunu belirtmeliyimki bu yarışmayı düzenlerken bu kadar ilginin olacağını tahmin edememiştik. Beklentilerimizin çok çok üzerinde bir katılım oldu. Yarışmamıza ilgi gösteren herkese bir kere daha teşekkür ediyoruz.
Gelen 155 öykünün herbiri tüm juri üyeleri tarafından defalarca okunarak üzerinde düşünüldü, tartışıldı. Yarışma başvuru tarihleri arasında ve yarışmaya gelen öykülerin değerlendirmesi aşamasında tüm juri üyeleri gelen öyküler üzerine gerek e-mail gerek telefon gerekse anlık mesajlaşma yoluyla saatlerce konuştuk, saatlerce tartıştık. Bu konuşmalarımız esnasında defalarca "keşke dört değilde 24-34 esere derece verebilseydik" diye yakınmalarımız oldu. Zira yarışmamıza gelen öykülerin büyük bir çoğunluğu dereceye girmeyi hak eden eserler idi. Ama bu bir yarışmaydı ve bizler sadece dört eser seçmeliydik. Bu anlamda dereceye giren eserlerin belirlenmesinde çok yoğun bir mesai harcadık. Bu süreçte kendi kişisel yaşamlarından ve işlerinden zaman ayırıp günlerce haftalarca öykülerin değerlendirmesinde mesai harcayan juri üyelerimiz Satı İlen, Rahmi Vidinlioğlu, İskender Durgun ve Belediye başkan yardımcımız sayın Şenol Balaban'a bir kere daha sonsuz teşekkür ediyorum...
*************************
ÖYKÜ YARIŞMAMIZ HAKKINDA NE DEDİLER:
YAZAR: SATI İLEN
Tarihin eski çağlarından günümüze kadar, engelliler, dış görüntülerinden dolayı dışlanmış, şiddete uğramış, alay edilmiş ya da değersiz olarak nitelendirilmiş, koruma altına alınması gereken, sadakayla yaşayan bireyler olarak algılanmışlardır. Ne yazık ki, bu algı yazın dünyasına da yansımış, engellilerle ilgili toplumsal roller, edebiyat yapıtlarında da bu biçimde sergilenmiştir.
Kendi bilincimizin ayrımına varıncaya kadar, edebiyat yapıtlarındaki bu sunuş biçimi tüm engellileri olumsuz biçimde etkilemiş ve bizlere dayatılan/sunulan toplumsal rolleri içselleştirmemize yol açmıştır.
Engellilerle ilgili öykü yazmak, engellilerin sorunlarına nesnel olarak bakarak o sorunlara kulak tıkamamak, ötekileştirilenlerin acılarına ve sevinçlerine ortak olmak, asıl engelin “yetersiz bir organ” değil, içinde yaşadığımız kültürün bizlere dayattığı toplumsal bir koşullanmanın ürünü olduğunu açıkça göstermek, her türlü ayrımcılığı yok ederek insani bir dünyada yaşamak için özfarkındalık yaratmak, engellilerle ilgili her türlü eşitsizliği, adaletsizliği, tutsaklığı ortadan kaldırılması için bilinçlerin temizlenmesi için bir adım atmaktır.
Bu anlamda, asıl engelin “herhangi bir organ eksikliği” değil, gerek fiziki davranış ve tutum gerekse toplumsal engellerin ortadan kaldırılması için bir farkındalık yaratarak ezber bozmak, mevcut toplumda bulunan “engellilik” algısına başkaldırarak her türlü ayrımcılığın kaldırılması için anahtar olmaktır.
Engellilerin dünyasını öyküyle anlatmak, tüm insanlarla, tüm evrenle her türlü paradigmayı parçalayarak yeniden bütünleşmektir. Bu açıdan bakıldığında engellilerle ilgili öykü yazmanın toplumsal ortaklığın bir ürünü olduğunu düşündüğümden, bu konuda öykü yazanlara destek olmak ve toplumda bulunan mevcut olumsuz algının yok edilmesine katkı sağlamak için böyle bir yarışmanın değerlendirme kurulunda yer almaktan mutluluk duyuyorum.
Saygılarımla…
SATI İLEN
*************************
YAZAR: RAHMİ VİDİNLİOĞLU
Hem ülkemizde hem de tüm dünyada engelliler her zaman anlaşılmayı bekleyen ve diyalog ihtiyacı duyarken yabancılaştırma ile karşı karşıya kalan toplumunun çok önemli bir bölümünü oluşturuyor. Bir edebiyatçı olarak benimle yapılan birçok röportaj olmuştu. Toplumun değişik kesimlerinden birçok yayın organına röportaj verme şansına sahip olan bir yazar olarak bundan gurur duyuyorum. Ancak bu röportajlardan birinde sorulan bir soruyu son nefesime kadar unutamayacağımdan eminim.
Soru çok basit ama vurucuydu, neden iki koca roman yazmama rağmen romanlarımda bir tek engelli karakter bile olmadığı soruluyordu. Geriye dönüp bakınca romanlarım içinde 80’den fazla karakter yarattığımı görüyor ama hiçbirinin toplumun %30’unu temsil eden engellileri temsil etmediğini üzülerek görüyordum.
Soruya cevap yazarken çok yoruldum. Defalarca cevabı sildim: tekrar yazdım! Edebiyatçı olarak bir acı tokat gibi yüzüme inen bu soruya verecek cevabım yoktu! Sustum!
Günler geçti! Günler sonra “Ben yalnız değilim!” diye avutmaya kalktım yaralı tarafımı “Hiçbir edebiyatçı engellilerden bahsetmiyor!” Oysa bu sığınabileceğim bir liman değildi! Fırtınanın ortasında yapayalnız kaldım! Vicdanımla baş başa!
Ve bu soruya “Eğer engelliler üzerine eğilen bir öykü yarışması düzenlenirse edebiyat dünyasının ilgisini buraya çekebiliriz.” Diyerek yanıt verdim. Verdiğim yanıtta oldukça samimiydim ve bu içten dilek bir anda gerçek oldu. Bir anda herkes engelliler odaklı bir edebiyat yarışmasının haklılığı konusunda uzlaştı ve http://engelliler.gen.tr önderliğinde düzenlenen bu yarışmada edebiyatçı kimliğim dolayısıyla bana teklif edilen jüri üyeliğini büyük bir şeref olarak kabul ettim.
Engelliler senden, benden, bizden farklı değiller! Acınmaya değil tek kelimeyle anlaşılmaya ihtiyaçları var. Duyma engelli bir adam dünyanın en büyük bestelerini yapabilir, görme engelli biri hız rekorlarını aşabilir ama düşünme engelli bir toplum engelli insanları anlayamaz ama sadece bu olsa affedilebilir: Düşünme engelli bir toplum normal insanları da öğütür ve bir çöplüğe dönüştürür.
Engelliler yalnızca anlaşılmanın derdinde bayrak açarken bu bayrağın gölgesinde durmayan her birey Güneş’in kavurucu sıcağı ile yüzleşmek zorunda kalacaktır.
Saygılarımla,
Rahmi VİDİNLİOĞLU
Son düzenleme: