Oyuncak

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,522
Tepkime Puanı
193
Puanları
63
Yaş
50
OYUNCAK
Hayatımın en anlamlı gününü yaşadım. O kadar şanslıyım ki eski günleri düşündükçe kendime sadece kızıyorum. Hayatı güzel görmektense ona küsmüştüm bugüne kadar. Bugün ne değişmişti de hayata böyle bakıyordum …

Dünyaya geldiğim gün zaten herkesi şaşırtmıştım, beklemeyi sevmediğimi doğduğum zamandan anlamıştı annem , 6 aylıkken dünyaya geldim ve engelli olarak doğdum. Annemler ne kadar doktora gitseler de çaresi yoktu ayaklarımı asla hissetmeden , asla yürümeden, hayatıma devam edecektim.. Bu fikre alışmam çok zor oldu. Arkadaşlarımın sokakta koşup oynamaları beni hep hüzünlendirdi. Bir gün ablam eve geldiğinde bana hepsi birbirinden güzel oyuncaklar getirdi; ama ben ablama teşekkür etmektense ona kızdım ne yapacaktım ki oyuncakları ,tek başıma evde oynamak için mi bu kadar zahmet etti diye içimden o kadar söylendim ki… Ablamla benim aramda sadece 1 yaş olmasına rağmen ablamın da hiç dışarıda oynamaması ve hep benimle evde olması o an aklıma gelmişti. Sahi neden ablam hiç oynamıyordu ? Neden onun hiç oyuncakları yoktu. Bunu düşündükçe kafam karışmıştı onun benim gibi bir engeli de yoktu .Ablamın aldığı oyuncaklara hiç dokunmamıştım. Bir gece ablamın gizlice bana aldığı oyuncakları aldığını ve onlara baktıktan sonra biraz oyuncaklarla oynadığını gördüm. Neden gece oynamak istemişti ki ? Bir gün annemle birlikte otururken anneme sormaya karar vermiştim, hazır ablam da evde yokken :

-Anne ablam neden hiç dışarı çıkmıyor ve neden onun hiç oyuncağı yok ? Annem bu soruyla hem şaşırmış hem de hafif bir tebessüm etmişti. Cevap verirken gözleri dolu doluydu.
-Ablan senin doğduğun gün o kadar sevinmişti ki bir kardeşi olduğuna seni hep çok sevdi . senin dışarı çıkmamana, hayata küsmene çok üzülüyor. Sana oyuncaklar aldı belki birlikte oynamak istersin diye. Ancak sen oynamayınca senin sevmediğini düşündü ve oyuncaklara da küs olduğunu düşündü ve geceleri kendisi oynamaya başladı. Senin sevmediğini düşündü ve senin üzülmeni, kızmanı istemedi. Annemden aldığım cevapla çok üzüldüm ablama hak etmediği gibi davranmıştım. Annem beni ablamın odasına götürdü ve yatağının altına sakladığı resimleri, oyuncakları gösterdi. Ben istemiyorum,üzülüyorum diye ablam kendi odasına yatağının altına saklamıştı. O gün anladım ki beni hayata bağlayan insanları da üzüyorum ve beni en çok üzen kendi düşüncelerim olduğunu anladım. O günden sonra ablamla birlikte oyunlar oynamaya başlamıştım. Ablamla oynamak çok zevkliydi. Oyuncaklar almak, hepsiyle başka oyunlar oynamak , yeni oyunlar öğrenmek çok zevkliydi. Sokakta oynayan çocuklar da arada bize katılmak istiyorlardı, biz de onları aramıza alıp onlarla arkadaş oluyor ve oyunumuza alıp daha kalabalık ve zevkli oynuyorduk. Oturarak da olsa oyuncakların beni zorlamaması , oyunlar oynayabilmem , yeni insanlar tanıyabilmem ablam sayesinde olmuştu. Oyuncaklarla ablam yokken kendi başıma da oyun kurup oynamak beni mutlu etmeye başlamıştı. Zaman geçtikçe artık büyüyorduk … oyuncaklarla oynamak artık beni sıkmaya başlamıştı ablam liseye başlamıştı. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Bir gün balkondan sokağı izlerken bir amca dikkatimi çekti. Amca tahtadan oyuncaklar yapmaya çalışıyordu. Annemi çağırdım ve amcayı gösterip nasıl yaptığını anlamaya çalıştım. Annem tahtadan ve bezden insanların kendilerinin de oyuncaklar yapabileceğini anlattı elinden geldiğince. Ben de evde ki bez parçalarını alarak onlardan bebekler yapmaya kara vermiştim. Annem bana yardımcı olarak bebekleri nasıl yapmam gerektiğini ve onları iğne iplikle nasıl dikmem gerektiğini elinden geldiğince anlattı. Ben de yapma hevesiyle başladım denemeye. İlk bebeğim yaptığımda biraz hevesim kırılmıştı bebeğimi kötü dikmiştim ve güzel değildi aslında gördüğüm en çirkin oyuncaktı ;Ama ben yapmıştım kendi başıma çirkin de olsa sonradan baktıkça bende daha çok tebessüm yaratmıştı. Annem de ilk bebeğin için hiçte fena sayılmaz yaptıkça daha iyi olacağına eminim diyerek bana moral vermeye çalıştı ve başardı da pes etmedim her gün bir bebek daha yapa yapa artık bebeklerim çok güzel olmaya başlamıştı. Gün geçtikçe daha güzel yapıyordum. Ablam bile bana heves etmiş ve yapmaya çalışmıştı ancak yapmak yerine elleri iğne izleri oluyordu. Beni çok güldürmüştü bir bebek dikene kadar ellerinde batırmadığı yeri kalmamıştı. Pes ederek benden bir bebeğimi satın almak istedi; Ancak ablama ben hediye etmek istesem de ablam sen artık oyuncakçı olmuşsun. Ben sadece satın almak istiyorum diyince küçükken oynadığımız oyunlar gibi ben satıcı olmuştum ve ablam benim ilk müşterim olarak ona kırmızı kumaşlardan yaptığım en güzel bebeğimi satmıştım. Annem bu küçük ve zevkli oyunumuzu izledikten sonra;

- Neden yaptığın bebekleri satmıyorsun ,diye sormuştu .
-Güzel bebekler yapıyorsun ve bebeklerini beğenecek çocuklar olduğunu düşünüyorum dedi. Ben şaşırmıştım annemin bu sözlerine ablamda onay verince ben yaptığım bebekleri anneme veriyordum annemde oyuncakçılara, mahalledeki kadınlara gösteriyordu. Bebeklerimi gerçekten beğenen kadınlar , oyuncakçılar olmuştu ve sipariş almaya başlamıştım. İşin ilginç yanı bebeklerimi artık yetiştiremiyordum. Kazandığım parayla artık küçük bir oyuncakçı dükkanı açmıştım. En büyük yardımcım annemdi. Ben bebeklerimi yaparken o satışıyla ilgileniyordu. Şimdi düşünüyorum da küçükken hayata ne kadar olumsuz baktığımı, beni seven insanları ne kadar üzdüğümü düşündükçe kendime kızıyorum. Belki yürüyemiyordum ama annem,ablam ve beni seven insanlar vardı, bana inandılar ve hep yanımda oldular. Ablam eğer bana o oyuncakları almasaydı belki hala somurtkan, hayata küs bir insan olarak kalacaktım. İyi ki ablam bana hayatımı değiştirmemi sağlayan oyuncakları almıştı ve sokakta gördüğüm oyuncak yapan amca sayesinde şuan bu küçük ama benim için hayatımın en zevkli zamanlarını geçirdiğim oyuncak dükkanının sahibiyim. Oyuncak dükkanımın adını Umut Oyuncakları koydum. Belki benim gibi hayata küsen birçok arkadaşıma, kardeşime yaptığım bu bebekler umut olur hayatlarına diye düşündüm … geçen oyuncak dükkanındayken bir beyefendi içeri geldi ve benimle konuşmak istediğini söyledi. Nedenini çok merak etmiştim. Beyefendi : size ne kadar teşekkür etsem azdır , kızıma sizin yaptığınız bebeklerden aldım ve ona çevreden duyduğum kadarıyla sizin azminizi anlattım. Kızım sizinle tanışmak istedi ve bana ilk kez sizinle tanışmak için de olsa dışarı çıkmak istediğini ve gerçekten sizin bir engelli olarak bunu başardığınızı kendi gözleriyle görmek istediğini söyledi.

Çok şaşırmıştım kendi hayatıma kattığım umutları başkaları için de mi başarmıştım. Çok memnun olacağımı ve en kısa zamanda görüşmek istediğimi söylemiştim. İşte hayatımın gerçekten en mutlu günüydü ben başka kişiler için umut olmuştum. Hayat çok güzel her şeyiyle yaşamak ve denemek lazım mutlu olmak için çok umutlarımız var. Hayat; biz umut yarattıkça var. Bir bebek , bir söz … mutlu olmak ve hayata barışık gözlerle bakmak için yeterli olabiliyor. Hayatımın en mutlu günü bugün …

AD
:SEVİLAY

SOYAD:AYDOĞAN
 
Tekerlekli Sandalye
Üst