AKP Hükumetinin hemen her fırsatta çıkartmakla övündüğü (yasal tabiriyle) Özürlüler Yasası'nın geçtiğimiz günlerde yine AKP'li iki milletvekilinin verdikleri kanun teklifiyle uzatılması kararı hepimizin malumu... Bu uzatma kararı bizlere bir kere daha gösterdi ki, yasaların çıkartılması değil çıkartılan yasaların uygulanması önemli. Zaten özürlüler yasasında söylenen hiçbir şey neredeyse hayata geçirilmemişti. Biz engelliler bu umursamaz "yasa tanımaz tavır" karşısında hiç değilse belediyelere dava açarak onları mevcut yasayı uygulamak zorunda bırakırız diye düşünürken birde baktık ki yasanın uzatılması kararı alınmış...
Dünyanın başka bir ülkesinde benzer bir durum yaşansa o ülkenin STK'ları, muhalefet partileri, aydınları hukümeti topa tutardı. Oysa bizim ülkemizde engellilerle ilgili kurulmuş onlarca STK kendisine "aydın" diyen yüzlerce, binlerce insan olmasına rağmen yasanın ertelenmesinin ardından bir kaç ufak gazetede çıkan haber ve bir kaç STK'nın 30-40 kişilik gruplarla düzenledikleri cılız eylemlerin dışında neredeyse kimsenin gıkı çıkmadı. Biz engelliler için erişebilirliğin ne denli önemli olduğunu burada uzun uzun yazmaya gerek yok. Kısaca erişebilirlik eşittir özgürlük. Özgürlüğü elinden alınan sayıları çoğu ülkenin nüfusundan bile kalabalık olan 12 milyonluk bir kesim ve o kesimin temsilcileri sağlam bir örgütlenme ve eylem planı hazırlasalar hükumeti al aşağı edebileceklerinin farkında bile değiller sanırım.
Tamda bu noktada yasayı erteleyen hükumeti eleştirmekten çok bir öz eleştiri yapmanın çok daha doğru olacağı kanaatindeyim. Zira yönetenler bir karar alırken, değiştirirken her zaman gelecek tepkileri göz önüne alarak adım atar. Özürlüler yasasının uzatılması kararı da gelecek daha doğrusu gelmeyecek tepkiler düşünülerek uzatılmış bir kararın ötesinden başka bir şey değildir. Bu yasayı uzatanlar taksim meydanında 1 milyon engellinin toplanarak protesto gösterisi yapacağını bilse yada memleketin gazetelerinde TV kanalarında günlerce haftalarca yasayı eleştirilen yayınların yapılacağını bilseler bırakın yasayı ertelemeyi yasanın uygulanmasında bu denli esnek davranabilirler miydi?
Sanılanın aksine engellilerin hakları yukarıdan aşağı (yönetenler tarafından) değil, aşağıdan yukarı (yönetilenler tarafından) gelen yoğun istek ve zorlamalar sonucu kazanılır. Dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinde imrenilen engelli hakları da bu şekilde kazanılmıştır. İktidarın en çok sevdiği ve aldattığı kesim o ülkenin sessiz yığınlarıdır. Bu sessizlik devam ettiği sürecede bu aldatılma hali devam edecektir.!!
Önümüzde iki seçenek var. Ya iktidarların sevimli çocuğu olup aldatılmaya devam edeceğiz yada daha onurlu bir yaşam için üzerimizdeki ölü toprağını atıp bu hayasızlığa dur diyeceğiz.
Dünyanın başka bir ülkesinde benzer bir durum yaşansa o ülkenin STK'ları, muhalefet partileri, aydınları hukümeti topa tutardı. Oysa bizim ülkemizde engellilerle ilgili kurulmuş onlarca STK kendisine "aydın" diyen yüzlerce, binlerce insan olmasına rağmen yasanın ertelenmesinin ardından bir kaç ufak gazetede çıkan haber ve bir kaç STK'nın 30-40 kişilik gruplarla düzenledikleri cılız eylemlerin dışında neredeyse kimsenin gıkı çıkmadı. Biz engelliler için erişebilirliğin ne denli önemli olduğunu burada uzun uzun yazmaya gerek yok. Kısaca erişebilirlik eşittir özgürlük. Özgürlüğü elinden alınan sayıları çoğu ülkenin nüfusundan bile kalabalık olan 12 milyonluk bir kesim ve o kesimin temsilcileri sağlam bir örgütlenme ve eylem planı hazırlasalar hükumeti al aşağı edebileceklerinin farkında bile değiller sanırım.
Tamda bu noktada yasayı erteleyen hükumeti eleştirmekten çok bir öz eleştiri yapmanın çok daha doğru olacağı kanaatindeyim. Zira yönetenler bir karar alırken, değiştirirken her zaman gelecek tepkileri göz önüne alarak adım atar. Özürlüler yasasının uzatılması kararı da gelecek daha doğrusu gelmeyecek tepkiler düşünülerek uzatılmış bir kararın ötesinden başka bir şey değildir. Bu yasayı uzatanlar taksim meydanında 1 milyon engellinin toplanarak protesto gösterisi yapacağını bilse yada memleketin gazetelerinde TV kanalarında günlerce haftalarca yasayı eleştirilen yayınların yapılacağını bilseler bırakın yasayı ertelemeyi yasanın uygulanmasında bu denli esnek davranabilirler miydi?
Sanılanın aksine engellilerin hakları yukarıdan aşağı (yönetenler tarafından) değil, aşağıdan yukarı (yönetilenler tarafından) gelen yoğun istek ve zorlamalar sonucu kazanılır. Dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinde imrenilen engelli hakları da bu şekilde kazanılmıştır. İktidarın en çok sevdiği ve aldattığı kesim o ülkenin sessiz yığınlarıdır. Bu sessizlik devam ettiği sürecede bu aldatılma hali devam edecektir.!!
Önümüzde iki seçenek var. Ya iktidarların sevimli çocuğu olup aldatılmaya devam edeceğiz yada daha onurlu bir yaşam için üzerimizdeki ölü toprağını atıp bu hayasızlığa dur diyeceğiz.