Pankreas kanseri patlaması mı var?

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Son günlerde herkes aynı soruyu soruyor: “Kansere yakalananlar her geçen gün neden artıyor?” Bu sorunun en önemli yanıtı temiz bir çevrede yaşamamamız...

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, Hürriyet'teki sağlık köşesinde son günlerde çok konuşulan pankreas kanseri konusunu irdeliyor:

Son günlerde insanlar aynı soruyu soruyor: “Kansere yakalananlar her geçen gün neden artıyor?” Bu sorunun bir, beş, on değil yüzlerce yanıtı var ama en önemlisi temiz bir çevrede yaşamamamız olmalı...

Temiz bir dünyanın geleceğimizin en önemli belirleyicisi olduğunu maalesef unuttuk! Bugün de ektiklerimizi biçiyoruz. Artık yağmur sularında asit, anne sütünde toksik maddeler, içme suyunda arsenik, yiyeceklerde kanserojenle karşılaşmak gazeteler için bile haber konusu olmaktan çıktı.

Önce şu noktayı bilmemiz lazım: Asla ve hâlâ umutsuz bir noktada olmayalım. Başta kendim olmak üzere hiç kimseye umutsuzluk aşılamayı, çözümsüzlük duygusu oluşturmayı sevmem. Ama bu kanser meselesine daha baştan yanlış değilse bile eksik başladığımız, düşüncesindeyim.

Bana göre “Kanseri yenmek” yerine önce “kanseri önlemek” işine odaklanmak zorundayız. Çünkü, elimizdeki veriler, ilaç sanayi ve tedavi endüstrisi ne kadar böbürlenirse böbürlensin, kanser tedavisinde geldiğimiz mesafenin “bir arpa boyundan” da pek uzun olmadığını gösteriyor.

Kanser küresel bir tehdit oldu
Tedavi konusundaki çalışmaları tabii ki bir kenara bırakmamalıyız ama öncelikle temiz bir çevre yaratma, kanserojen molekülleri belirleyip sorgulamak ve bu moleküllerin soluduğumuz havaya, yediğimiz içtiğimiz gıdalara temasını önlemeye çalışmalıyız. Bununla yetinmemeli kanser konusunu yeni baştan masaya yatırıp, alternatif çözüm yolları aramak, koruyucu programlar oluşturmak ihtiyacındayız. Toplumun bilme ve öğrenme hakkını ön plana çıkarmalı, toplumsal bilgilenmeyi örgütlenmeyi dolayısıyla “kanserden korunmayı” kanserle savaşın birinci maddesi yapmalıyız.

Çünkü küresel bir kanser kriziyle karşı karşıyayız. Çünkü çevremizde kansere yakalananların sayısı her gün biraz daha artıyor. Çünkü dikkatsizliğimiz neticesi önce yaşadığımız dünya sonra da bedenimiz kimyasal bir çöplük haline geliyor. Kısacası işte “evde, sokakta, okulda -hatta ana rahminde-” kimyasal kirleticilere maruz kalmamız, bugün neredeyse bir salgın haline dönüşen kanser sorununun en önemli nedenidir.

Kanser: Salgını önlemenin yolu
Prof. Dr. Erkan Topuz Hoca’nın editörlüğü ile dilimize kazandırılmış “Kanser: Salgını Önlemek İçin 101 Çözüm Önerisi” isimli kitaptaki şu cümleler çok önemli: “Vücutlarımızın dokusunun kimyasallardan oluşan ağır bir yük tarafından kirletildiğini öğrenmek rahatsız edicidir” Bir çalışmada (New York), sağlıklı kişilerde kan ve idrar tahlili yapıldığında, 167 endüstriyel kimyasal saptanmış. Bunlardan kimi bağışıklık sistemi için toksik; kemik, üreme sistemi için, hormon sistemi, beyin ve sinir sistemi için kanserojen, kimi bağışıklığı felç eden kimyasallarmış.

Bu kimyasalların bazıları yapıştırıcılar, tarım ilaçları, saç spreyleri, parfümler, boyalar, deterjan katkıları, gıda katkı maddelerinin veya cilaların üretiminde kullanılmış.

Başka bir çalışma emziren 20 annenin sütünde kanserojen PBDE maddesinin; bir diğer çalışma ise yeni doğan bebeklerin göbek bağı kanında 287 zararlı kimyasalın mevcudiyetini göstermiş.

Çevre kirlenmesi yalnız bizi doğrudan etkileyen kanserojen yükünü arttırdığı için değil, aynı zamanda bağışıklık sistemimizi felç ettiği için de önemli bir problem. Bağışıklık sisteminin bozulması bizi kanserden koruyan ve gerektiğinde iyileştiren sistemlerin de görevini yapamaz hale gelmemesine yol açmakta...

Kansere karşı ne yapmalı?
Eğer kanser tehdidini görmezden gelir, içtiğimiz suları, yediğimiz gıdaları, soluduğumuz havayı, dokunduğumuz eşyaları, kullandığımız deterjan ve benzeri kimyasalları, sigarayı, alkolü, radyasyonu kanser nedeni olarak sorgulamazsak “Pankreas kanseri neden sıklaştı”, “Kan kanserine yakalanalar neden arttı?”, “Kolon kanseri, prostat kanseri, meme kanserine yakalananlar neden çoğaldı?” gibi yüzeysel tartışmalarla zamanımızı geçirmeye devam ederiz.

Dikkat edin! Sadece sigara bıraktırma kampanyaları bile akciğer kanserine yakalananların sayısını azalttı.

Bugünlerde özellikle İstanbullu kadınları pek meşgul eden pankreas kanseri, meme kanseri ve diğer kanser vakalarının arka planında, bedensel ve ruhsal kirlenmenin yattığını unutmayın. Bu kirlenmenin nedeninin çevre şartları olduğunu ise aklınızdan asla çıkarmayın.

Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU

KAYNAK
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
En sinsi kanser türü

Galatasaray eski başkanı Özhan Canaydın, gazeteci Ufuk Güldemir ve sosyetenin tanınmış ismi Ceyla Gölcüklü'yü pençesi altına alan sinsi hastalık.
En sinsi kanser türü


Kanser türleri arasında en tehlikeli ve sinyal vermeyeni pankreas kanseri. bu yüzden de çoğu zaman son evrede teşhis edilebiliyor.

Her 10.000 kişiden bir kişide görülen pankreas kanseri hakkında merak ettiklerinizi Kadıköy Şifa Ataşehir Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İlhan Ermergen aktardı.

Pankreas nedir, ne işe yarar?

Pankreas midenin arkasında bulunan yaklaşık 15-20 cm büyüklüğünde bir organdır. Pankreas dört bölümden oluşur. Bunlar baş, boyun, gövde ve kuyruktur. Baş bölümünün onikiparmak bağırsağı ile bağlantısı vardır. Kuyruk kısmı ise dalakla komşudur.

Pankreasın iki işlevi vardır

1.Sindirim işlevi: Pankreas sayesinde sindirime yardımcı olan enzimler (amilaz endopeptidazlar, egzopeptidazlar, lipaz, kolesterol esteraz, fosfolipaz A2) bağırsağa ulaşır. Bağırsağa ulaşan bu enzimler nişasta, yağ ve proteinlerin sindirilmesine yardımcı olur.

2.Hormon salgılama işlevi: Pankreas şekeri düşürmeye yarayan insülini ve şeker düzeyinin artmasını sağlayan glukagon hormonunu, somatostatin, amilin, pankreatik polipeptit ve pankreastatin salgılar.

Pankreas kanseri nedir?

Pankreasta kötü huylu tümörün varlığına pankreas kanseri adı verilir. Pankreas kanseri ABD'de kanser nedeniyle ölümlerde 5.sıradadır. 5 yıllık sağ kalımı ortalama %10 "dur. Komşu organlara yakınlığı nedeniyle pankreas kanserinin başka organlara sıçrama olasılığı yüksek. Genellikle lenf damarları ile diğer organlara yayılır.

Korunmak için

Haftada 2 kez somon, uskumru, sardalya ve mezgit gibi omega 3 yağ asitlerinden zengin balıkları tüketmek kanserden korur. Balık pankreas kanserinin büyümesine engel olur.

Kimler risk altında?

Pankreas kanserinin sebebi bilinmiyor. Pankreas kanseri erkeklerde daha çok görülen bir hastalık ve sigara içenlerde içmeyenlere göre 2 - 3 kat daha fazla görülüyor. Hastalığın görülme riskini artıran en önemli faktörler ise şunlar:

"Yaş: Genellikle 60 yaşın üzerindeki kişilerde görülür

"Sigara

"Alkol alımı (İlişkisi kesin kanıtlanmamıştır)

"Şeker hastalığı (İlişkisi kesin kanıtlanmamıştır)

"Radyasyon

"Siyah ırk

"Genetik geçiş: Ailesinde pankreas kanseri hastası bulananlar daha fazla risk altında

"Kronik pankreas iltihabı

"Aşırı yağlı besin tüketme alışkanlığı

Belirtileri nelerdir?

Erken evrede belirti vermediğinden pankreas kanseri sinsi bir hastalıktır. En çok görülen belirtileri ise şöyle sıralamak mümkün:

"Halsizlik, iştahsızlık ve kilo kaybı, bulantı, kusma

"Sarılık, hastalık safra kanalını tıkadığından safra bağırsağa akamaz. Bunun sonucunda hastanın cildi sararır, idrarı koyulaşır, dışkısının rengi açılır.

"Ağrı, genellikle sol karın boşluğunda ve buradan sırta vuran bir ağrıya neden olur.

"Kan şekeri düşmesi, hastalığa bağlı olarak kan şekeri seviyesi düşebilir ve halsizlik, baş dönmesi, titreme ve bayılma görülebilir.

Tanı nasıl konur?

Muayene esnasında hastanın şikayetlerinin dinlenmesinin ardından çeşitli kan tahlilleri ve radyolojik incelemelere başvurulur. Elde edilen sonuçlara göre hastanın hastalığın hangi evresinde olduğu anlaşılır.

Pankreas kanserinin 4 evresi bulunmakta. Tümör teşhisi için batın ultrasonografisi, bilgisayarlı batın tomografisi, MRI ve PET kullanılır. Uygulanabilecek diğer yöntemler ise endoskopik ultrasonografi ve endoskopik retrograd kolanjiopankreatografidir (ERCP).

Tedavi nasıl uygulanır?

Pankreas kanseri tedavisi hastanın bulunduğu evreye göre yapılır. En çok kullanılan yöntemler ameliyat, ışın tedavisi ve ilaçlı kemoterapidir.


KAYNAK
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Sinsi hastalık

Bir anda Türkiye'nin gündemine bomba gibi düştü

Sinsi hastalık

HABERTURK.COM SAĞLIK HABERLERİ SERVİSİ

Türkiye’nin gündemine bir anda bomba gibi düşen pankreas kanserleri konusunda Gaziosmanpaşa Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Şinasi Sevmiş çarpıcı açıklamalar yaptı. Pankreas kanserinin çevresel ve genetik faktörlere bağlı olarak ortaya çıktığını belirten Sevmiş, hastalığın tanısının erken konulması durumunda kaliteli ve uzun bir yaşam sürdürmenin mümkün olduğunu söyledi. Pankreasın karın içindeki derin yerleşimi ve önünde bazı organların bulunması tanıda zorluğa neden olduğunu belirten Sevmiş, “bu nedenle hastalığın tanısının yüzde 75’i ileri evrede, yüzde 25’i erken dönemde gerçekleşiyor” dedi.

Doç.Dr. Sevmiş, hastalığın en önemli belirtisinin “nedeni açıklanamayan karın ağrıları ve kilo kayıpları” olduğunu, ağrıların ilerleyen evrede sırta vurduğunu söyledi. Sevmiş, diğer belirtileri şöyle açıkladı; “Karın ağrıları ilk evredir. Hastanın böyle bir şikâyetle veya kilo kaybıyla doktora müracaatı halinde, pankreas kanserinden şüphelenilmelidir. Ayrıca sarılık pankreas başına yerleşen kanserlerde çok önemli bir şikâyet olarak karşımıza çıkar. Halsizlik, iştahsızlık ve bulantı diğer belirtilerdir.”

Ailesinde kanser olanların genetik faktöre bağlı olarak pankreas kanserine yakalanma riskinin 3-4 kat arttığını vurgulayan Sevmiş, hastalığın diğer nedenlerini şöyle açıkladı; “Sigara ve yağlı yiyecekler kanser gelişimine etki eden önemli faktörlerdendir. Kronik pankretatit ise 10 kat arttırır. Kahve ve alkol risk faktörü olarak üzerinde sık çalışılan diğer çevresel etkenlerdir. Tabi sigara, alkol, kahve, yağlı yiyeceklerden uzak durup, sebze ve meyve tüketmek, düzenli aralıklarla kontrol yaptırmak, önlemler olacaktır.”
Siyah ırkta daha sık görülen Pankreas kanserine Amerika’da her yıl 37 bin kişinin yakalandığını, her yıl 35 bin kişinin de bu hastalıktan vefat ettiğini belirten Doç. Dr. Sevmiş, hastalığın Türkiye’de de yaygınlık açısından Amerika ile aynı sayıda olduğunu vurguladı.

Değişik kanser hastalıklarında olduğu gibi pankreas kanserinde de tedavideki başarının erken tanıda olduğunu belirten Gaziosmanpaşa Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Şinasi Sevmiş şöyle devam etti; “Hastaların 10 ayda yaşama veda ettiği bir istatistiğe işaret etmiyor. Hastalık pankreas içinde yakalanırsa, 5 yıl yaşama şansı yüzde 30-40, dışına taşmışsa yüzde 5, uzak organlara gitmişse yüzde 1’dir. Ancak pankreas kanseri olarak 10 yıldır yaşayan hastalarımız bulunmaktadır. Bu nedenle korkuya ve paniğe gerek yok. Kan tahlilleri, ultrasonografi ve tomografi hastalığa tanı koymamızda büyük faydalar sağlıyor. Yine vurgulamak istiyorum, yeter ki şikâyet halinde doktora gitmeyi ve risk altında bir birey isek düzenli aralıklarla kontrolleri ihmal etmeyelim.”

Kansere bağlı hastalıklardan ölümlerde pankreas kanserinin 5. sırada yer aldığına işaret eden Sevmiş, tedavi ile ilgili şunları söyledi. “En etkili çözüm cerrahidir. Cerrahi tedaviye ek olarak kemoterapi ve radyoterapide hastanın sağ kalımını uzatmak ve yaşam kalitesini arttırmak için yararlandığımız diğer yöntemlerdir. ”


KAYNAK
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Pankreas kanserinde erken teşhis umudu

Sinsice ilerleyerek can alan pankreas kanserinde erken teşhis umudu güçlendi. Bilim dergisi Scientific American’a göre, araştırmalar sayesinde hastalığın erken teşhisi on yıl içinde mümkün olabilecek

DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD’nin ünlü bilim dergisi Scientific American, son dönemde pankreas kanseri üzerine yürütülen araştırmalar sayesinde hastalığın erken teşhisinin on yıl içinde gerçekleşebileceğini yazdı.

Erken teşhiste en önemli adımlardan biri ABD’deki John Hopkins Üniversitesi’nde atıldı. Buradaki araştırmacılar ileri aşama pankreas kanserinden hayatını kaybeden yedi kişinin kalıtımsal özelliklerini inceledi ve tümörlerinin içerdiği farklı tip mutasyonlara göre kanserin ilerleyişinin zamanlamasını hesapladı.

Buna göre kanser, pankreastaki ilk hücre mutasyonundan 10 yıl sonra oluşuyor ve ancak 15’inci yılda tespit edilebiliyor. Scientific American dergisine göre bu bilgi son 1 yıl içinde geliştirilen erken teşhis yöntemlerinin çok daha sağlıklı kullanılmasını sağlayacak.

İki önemli adım

California Üniversitesi’nden bir grup araştırmacı da tedavi edilebilir 60 pankreas kanseri hastasının tükürüğünde bulunan RNA (DNA’nın protein üretimindeki işlevini yerine getirebilmesine yardımcı olan ve her hücrede bulunan molekül) ile 30 kansersiz kişinin RNA’sını karşılaştırdı ve kanseri yüzde 90 oranında teşhis eden dört RNA’yı tanımladı. Böylece kanserin önceden tespit edilebilmesi için çok önemli bir adım atılmış oldu.

Northwestern Üniversitesi uzmanları ise 2009 yılında pankreastaki kanserli hücrenin farklı aşamalarını yüzde 95 hassasiyetle tespit eden ‘optik bir teknoloji’ geliştirmişti. Uzmanlara göre bu teknikler 10 yıl içinde kapsamlı şekilde kullanılabilir olacak. O zamana kadar ailesinde pankreas kanseri olan risk gruplarının şimdiki teknolojilerden faydalanarak kontrole gitmeleri öneriliyor.

Milliyet
 
Tekerlekli Sandalye
Üst