Polinöropati nedir?

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Polinöropati; omurilikten çıkan çevresel sinirlerin yaygın bir hastalığıdır. Kol ve bacaklarda ilerleyen kuvvetsizlik ve/veya bozulmuş duyu fonksiyonu ile ortaya çıkan nörolojik bir hastalıktır. Otoimmün demyelinizan polinöropatiler, bağışıklık sistemindeki anormallikler sonucu çevresel sinir liflerinin etrafındaki myelin kılıfının zedelenmesi sonucu görülür. Bu grup hastalıklar edinsel olup uygun tedavi ile tedavi edilebilirler. Bu grupta; Kronik inflamatuvar demyelinizan polinöropati (CIDP), Distal edinsel demyelinizan simetrik nöropati (DADS), Multifokal edinsel demiyelinizan sensori ve motor nöropati yada Lewis-Sumner sendromu (MADSAM) ve Multifokal motor nöropati (MMN) yer alır.

CIDP, en sık görülen formudur ve görülme sıklığı 1-8/100.000’dür. Her yaş ve cinste görülmesine karşın, 40-60 yaşlarında ve erkeklerde daha sıktır. Hastaların yakınmaları, birkaç ayda gelişen ve ilerleyen yürüme güçlüğü, el ve ayak parmaklarında uyuşma, karıncalanma ve his kaybı, kol ve bacaklarda simetrik kuvvetsizliktir. MADSAM’da duyu kusuru ve kuvvetsizlik asimetriktir. DADS’ta öncelikli yakınma el ve ayaklarda duyu kusuru ve dengesizliktir, kuvvetsizlik geri plandadır. MMN’de ise duyu kaybı olmaksızın asimetrik kuvvetsizlikler görülür.


Nasıl tanı konur?
Nörolojik muayenede hastanın çevresel sinirlerinin etkilendiğini düşündüren kol ve bacaklarda kuvvetsizlik, kaslarda erime ve/veya duyu kaybı ve derin tendon reflekslerinde azalma yada kayıp saptanır. Elektromiyografi (EMG) tetkiki ile, olguların çoğunda sinirlerin ve özellikle sinir myelin kılıfının etkilendiğini gösteren ve edinsel demyelinizan nöropatilere özgü bulgular saptanarak polinöropati tanısı konulabilir. Şüpheli olgularda, tanıyı desteklemek için yapılan lomber ponksiyonda, beyin omurilik sıvısı incelemesi ile CIDP ve MADSAM’lı olguların çoğunda protein artışı saptanır. Sinir biyopsisine nadiren gereksinim duyulur. Serum immünfiksasyon elektroforezi yapılarak birlikte olabilecek malign kan hastalıkları ekarte edilmelidir. MMN tanısını desteklemek için anti-GM1b, DADS tanısını desteklemek için de anti-MAG antikorlarına bakılabilir.


Tedavisi var mıdır?
Tedavide; IVIg yada kortikosteroidler tek başına veya immünsupresan ilaçlar ile birlikte (en sık azathioprine) kullanılır. Yanıt alınamayan olgularda plazma değişimi ve başka immün sistemi baskılayan ilaçlar kullanılır. MMN’de steroidlerin yararı yoktur, bu nedenle öncelikle IVIg tedavisi yapılır. Fizyoterapi de, kaslardaki erime ve kuvvetsizlikten dolayı eklemlerde yada kaslarda oluşabilecek anormallikleri önlemek yada gidermek için uygulanır.


Hastalık nasıl seyreder?
Önemli işlev bozukluğu görülmeyen olgular (özellikle DADS’lı grup) tedavisiz takip edilebilirler. Bazı hastalarda tedavilerden sonra tam düzelme olmasına karşın bazılarında hastalık tekrarlayabilir ve tam düzelme görülmeyebilir. Bazı hastalarda ömür boyu ilaç kullanmak gerekebilir.


Prof.Dr. Zeki ODABAŞI
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Polinöropati

Polinöropati nedir?

Polinöropati vücuttaki sinirlerin işlevlerini kaybetmesine neden olan bir hastalıktır. Vücudumuzdaki her organ (kalp, deri, göz, bağırsaklar, kaslar, mesane vs) beyin ve omurilikten uyarılar olarak normal işlevlerini sürdürür. Bu uyarılar beyin ve omurilikten çıkan sinirler tarafından sağlanmaktadır. Sinirlerin görevi gelen elektriksel uyarıları hedefine ulaştıracak kimyasal ve elektriksel değişimleri sağlamaktır. Sinirler işlevini oldukça karmaşık biyokimyasal reaksiyonlar sayesinde yerine getirmektedir. Bu karmaşık reaksiyonları engelleyebilecek kimyasal veya yapısal değişiklikler uyarıların hedefine ulaşmasını engellemektedir. Bu durumda hastada kas sinirinde hasar oluşması durumunda güç kaybı, deri duyusunu alan sinirlerde hasar oluşması durumunda uyuşma, duyu kusuru ve dengesizlik, göz sinirinde bir sorun oluşması durumunda çift görmeler, yüz sinirinde bir sorun oluşması durumunda yüz felçleri oluşur. Kısaca polinöropatide tutulan sinirin işlevini kaybetmesine bağlı değişik nörolojik kayıplar oluşmaktadır. Polinöropati tek bir hastalık değildir. Bir çok polinöropati tipi vardır ve başka hastalıkların seyrinde de polinöropati oluşabilir.

Polinöropatinin belirtileri nedir?

Polinöropatilerde kollarda ya da bacaklarda güç kaybı, uyuşma, yanma ve ağrı izlenmekle birlikte kabızlık, idrar başlatamama veya tutamama, çift görme gibi yakınmalar da olabilmektedir.

Polinöropatiler neden oluşur?

Sinir hasarı siniri tutan dahili hastalıklardan olabileceği gibi herhangi başka bir neden olmaksızın sadece sinirin tutulduğu hastalıklardan da ortaya çıkabilmektedir. Sinirlerin bağışıklık sisteminin yanlış çalışması nedeni ile ortaya çıkan nörolojik hastalıkları da polinöropati yapabilir. Bunlar arasında Guillain-Barre sendromu, kronik inflamatuar demiyelinizan polinöropati (CIDP), MADSAM, DADS gibi hastalıklar vardır. Dahili hastalıklar içinde polinöropatiye sebep olan hastalıkların başında diyabet bulunmaktadır. Diyabette sinirlere giden kılcal damarların tıkanması sonucunda sinir hücrelerinde kayıp izlenmektedir. Bunun dışında romatoid artrit, poliarteritis nodoza (PAN), wegener granülomatozu, sistemik lupus eritematosus (SLE) gibi romatolojik hastalıkların seyrinde de polinöropati izlenebilir. Ayrıca kanser de uzak etki ile polinöropati yapabilmektedir. Bazı hastalarda kanserin belirtilerinden daha önce nörolojik bulgular ortaya çıkabilir. Ayrıca genetik nedenli polinöropatiler de vardır. Bunlarda hastalar sinir hasarına yatkınlık yaratan genlere sahiptir ve bu hastaların ailelerinde de polinöropati bulunmaktadır. Bu grup hastalıklar genetik olmasına rağmen ileri yaşta da ortaya çıkabilir. Nadiren polinöropatiler mikrobik bir nedenle de olabilmektedir. Bunlar içinde lyme hastalığı, HIV ve lepra sayılabilir. Sarkoidoz ve tiroid hastalıkları da polinöropatiye neden olabilmektedir. Bu sayılanlar dışında daha nadir olarak izlenen polinöropati nedenleri de vardır. Herşeye rağmen çok ileri düzeyde araştırmalar yapılsa bile dört hastanın birinde altta yatan bir neden bulunamayabilir.

Diyabete bağlı polinöropatinin belirtileri nedir?

Diyabet oldukça farklı polinöropatilere neden olabilir. En sık olarak izleneni ayakta ve elde uyuşma ve yanmanın izlendiği tipidir. Buna bazen kol ve bacakta güç kayıpları da eşlik edebilmektedir. Bu hastalarda otonom sinirlerin tutulması sonucunda iktidarsızlık, ayağa hızlı kalkma ile oluşan tansiyon düşmeleri, kabızlık gibi bulgular da olabilir. Diyabetik polinöropatiler bazen farklı yerlerdeki sinirleri de tutabilir. Bunlar içinde göz sinirleri önemli bir yer tutar. Göz sinirlerinin tutulumu sıklıkla gözde ağrı ile başlayan çift görmeler şeklinde olmaktadır. Diyabet, sinirleri tek tek tutmanın dışında ayrıca karın içinde veya koltuk altındaki sinir yumaklarını (pleksus) da tutabilmektedir. Buna diyabete bağlı pleksopati ismi verilir. Diyabet sıklıkla gövdeye uzak bölgelerdeki sinirlerin tutulmasına neden olmakla birlikte bazen gövdeye yakın sinirleri de tutabilir.

Sinir biyopsisi niçin yapılır?

Polinöropati yapan nedenin tam olarak belirlenememesi durumunda, özellikle nedeninin damar iltihabı ile giden bir durum olabilmesi durumunda biyopsi yapılması gerekebilir. Biyopsi genellikle bacaktaki duyu sinirinden lokal anestezi altında yapılmaktadır. Biyopsi için bir duyu siniri kesildiği için ayak üzerinde kalıcı his kaybı gelişir ancak bu hastalarda ciddi bir işlevsel kayıp yapmamaktadır. Şüphelenilen hastalığa göre kas biyopsisinin de yapılması gerekebilir.

Polinöropati nasıl tedavi edilir?

Polinöropatide tedavi altta yatan bir neden varsa (romatolojik, iltihabi, mikrobik vs) öncelikle bunun ortadan kaldırılması şeklinde olmalıdır. Eğer sadece sinirin iltihabi bir hastalığının izlendiği bir durum varsa (Guillain-Barre sendromu, CIDP vs) bağışıklık sistemini baskılayıcı ya da düzenleyici tedaviler kullanılmaktadır. bu maksatla en sık kullanılan tedavi kortizon tedavisidir. Kortizon tedavisinin etkisiz olduğu durumlarda intravenöz immünglobulin (IVIG), kan değişim tedavisi (plazmaferez) de kullanılabilir. Seçilen tedavi hastalığın hangi tip polinöropati olduğu, hastanın yaşı, başka bir hastalığının olup olmadığı ve bulguları ile yakından ilintilidir. Uzun dönemde iltihapla giden polinöropatilerde azatioprin, siklofosfamid gibi güçlü bağışıklık baskılayıcı tedavilere de gereksinim duyulabilir.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
POLİNÖROPATİ REHABİLİTASYONU

Bazı hastalarım, el ve ayaklarındaki uyuşmadan ya da karıncalanmadan çok şikayet ediyor. Bu tür rahatsızlıklarda çevresel sinirlerin bir kısmının veya tamamının tutulumu sonucu ortaya güçsüzlük ve duyu şikayetleri çıkıyor. Genel olarak bu hastalıklar, polinöropati olarak isimlendiriliyor. Bu hastalıklar genetik olabilir ya da sonradan kazanılabilir. Sinir tutulumuna yol açan edinsel hastalıklar arasında kanser, bağışıklık sistemi bozuklukları ve bazı metabolik hastalıklar yer alıyor.

Polinöropatiler hastalık sürelerine göre üçe ayrılıyor

1-Akut (kısa dönem)
2-Subakut (orta dönem)
3-Kronik (uzun dönem)

His kusurları

Sinirlerin etkilenmesi uçtan gövdeye doğru olduğu için his kusurları ve kas kayıpları önce ayak parmaklarından başlıyor. Sonrasında gövdeye doğru yükseliyor. Hatta his kusurunun dağılımı o kadar tipik ki, hasta eldiven ve çorap giymiş gibi hissediyor. Bu his kusurlarına tendon reflekslerinin kaybolması da eşlik ediyor. Merdiven çıkma ya da saçları taramada güçsüzlük, kramplar veya kas seğirmeleri gözlenebiliyor. Otonom sinir sistemi denilen vücudun bağımsız çalışan sinirlerinin tutulması sonucundaysa baş dönmesi, sıcağa katlanamama, terlemede artış ya da azalma, cinsel fonksiyon bozuklukları da izlenebiliyor.

Polinöropatilerin en sık nedenleri arasında şeker hastalığı geliyor. Özellikle dünya çapında obezitenin artması nedeniyle daha sık Tip 2 diyabet izleniyor. Şeker hastalığında polinöropati bazen ilk semptom olabiliyor. Ağızda kuruma, aşırı su içme ve özellikle geceleri idrar artışı gibi bulgulardan önce el ve ayaklarda ‘duyu kusuru’ fark edilebiliyor. Bu tip duyu kusurları erken dönemde EMG gibi sinir hızını ölçen tetkiklerle tespit edilemeyebiliyor. Bu noktada detaylı nörolojik muayene önem kazanıyor.

Tedavi süreci


Yeni tanı konan şeker hastalıklarındaysa daha şiddetli bir tablo ortaya çıkabiliyor. Bu rahatsızlıkta bacaklarda his kusuru ve ağrılar ortaya çıkıyor. Şeker kontrolünün sağlanmasıyla şikayetler de geriliyor. Rehabilitasyon aşamasına geçildiğinde akut dönemde yatak bakımı ve pozisyonlama ön plana çıkıyor. Bu hastalarda ilk dönemde solunum ve yutma güçlükleri etkin bir şekilde rehabilite edilmeli. Elektriksel uygulamalarla kas gücü ve kitlesi korunurken, aynı zamanda ağrı kontrolü sağlanabiliyor.

Kasları germe öncesi hastaların tolere edebildiği kadar sıcak uygulanmalı, soğuk uygulamalarla nöropatik ağrı denen sinir uçlarındaki bozulmalar sonucu oluşan ağrılar kontrol altına alınmalı. Akut güçsüzlük dönemlerinde hastalara tekerlekli sandalye, baston, koltuk değneği gibi destekler sağlanmalı.

Akut polinöropatilerde hasta ölümcül bir durumu olduğunu düşünebiliyor, bu nedenle korkuları giderilmeli ve psikolojik destek verilmeli. Hastalık kronikleştiğindeyse depresyona sık rastlanıyor.

Polinöropatinin tedavisinde temel amaç hastalığı başlatan süreci durdurmak, mümkünse geri çevirmek. İlaç tedavisinde epilepsi ilaçları, antidepresanlar ve lokal anestezikler kullanılıyor.
 

deadly_sin

Üye
Üye
Katılım
Haz 24, 2018
Mesajlar
55
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
banada beyin kanaması sebebi ile tanımlanmış polonorapati teşhisi kondu...özellikle yanma batma elektrik çarpmaları dayanılmayacak kadar olmasa da var ve 150 lik perge kullanıyorum....bu arada bu hastalığa yüzde kaç oran veriliyor?....herkese çok geçmiş olsun acil şifalar..
 
Tekerlekli Sandalye
Üst