Popüler diziler karşısında ezilen engelliler

Bir yandan engellilerin sorunlarının toplum tarafından tam algılanamadığı tartışmalarını yapıp diğer yandan aslında kimin nerede hangi hatayı yaptığı için bu anlaşılamamak sorunsalının ortaya çıktığı tartışmasını yaparken, kimi zaman hatayı kendimizde kimi zamanda toplumun diğer katmanlarında aradık.

Suçlu kim?
Kendilerini yeteri kadar anlatamayan engelliler mi?
Yoksa bu sorunları aslında bilip ama görmezden gelen toplumun engelsiz bireyleri mi?

Bu soruya birinci şık
İkinci şık Ya da her ikisi diye cevap verenler olabilir. Veya bir suçlu aramanın mantıksız olduğunu öne sürenlerde çıkabilir.

Engelliler.Gen.Tr Platformu ve diğer engellilerle ilgili STK, kanaat önderleri tarafından “engellilerin cinselliği” ve bu cinselliği yok sayan zihniyet üzerine sayısız tartışmalar yapıldı, nedenleri niçinleri didik didik edildi.
Engellilerin cinselliği neden yok sayılıyor?
Engellilerin cinsellik gibi bir konuda ihtiyaç duyacakları bu ihtiyaçlarını dile getirmeleri ayıpmıdır?
Vs vs vs

Popüler kültür karşısında ezilen engelliler:

Terim ne kadar doğru oldu bilemiyorum. Belki populer filmler karşısında ezilen engelliler desek daha doğru olacaktı.
Neden mi?



Son iki sezonun en çok izlenen dizilerinden biri olan Öyle bir geçer zamanki adlı dizide tekerlekli sandalye kullanan Murat'ın eşi Aylin'le olan (daha doğrusu olmayan) cinselliği ısıtıp ısıtıp önümüze seriliyor.
Murat'la Aylin'in gerdek geçesi ilk cinsel deneyimlerinin (sakat Murat tarafından) başarısızlıkla sonuçlanması ve arkasından gelen bölümlerde Murat'ın kardeşi Soner'le kırıştıran Aylin'in Murat'a boşanma istediğini söylediğinde Murat'ın red cevabını vermesi üzerine Aylin'le Murat arasında geçen diyalog.

İşte o video:


Aylin: Boşanmak istiyorum
Murat: Olmaz boşanamayız
Aylin: Mahkemeye veririm
Murat: Mahkemeye hangi gerekce ile boşanmak istediğini söyleyeceksin?
Aylin: Kocalık vazifesini yerine getiremiyor derim!

Murat yıkılır sakın söyleme boşanma teklifini kabul ediyorum!!!

Biz engelliler k.... yırtarcasına “engellilerinde cinselliği vardır” diye haykıralım. Bir dizi çıkar Murat'ın nezdinde tüm engellilerin cinselliği olmadığı kodlamasını toplumun zihnine yerleştirir.

Tabi işin felsefi yönü irdelenebilir. Kocalık vazifesi salt cinselliğe indirgenebilir mi? Erkeklik sadece cinselliklemi ölcülür? Bunlar işin sosyolojik kısımları. Beni rahatsız eden (sanırım benim gibi başkalarıda rahatsız oluyordur bu durumdan) bu filmin senaristlerinin aptal insanlar olduğunu düşünülemez. Belli bir zeka seviyesine sahip insanlar olarak bu senaryoyu kaleme alırken engellilerin cinselliğine tabir caizse belden aşağı vuracak sahnelerin diyologların olmasının engelliler tarafından hoş karşılanmayacağı, hadi onuda geçtik bu durumun toplumdaki belli bir gruba haksızlık olacağını düşünmediler mi?

Bu dizi ve diğer diziler hakkında milyonlarca eleştiri yapılabilir. Cemile'ya kocası tarafından yapılan tecavuzün alenen gösterilmesi tecavüzü özendirdiği eleştirisinden, Karolin üzerinden sarışın kadınların kötü gösterildiği eleştirisine kadar. Toplum olarak bu konularda biraz duyarlıyız sanırım. Bir dizi çekilir dizi karekterlerinden biri atıyorum rol gereği, taksicilik yapıyor ve taksisine aldığı bayanlara uygunsuz davranışlarda bulunursa ertesi gün tüm taksiciler ayaklanır.

Bir engelli olarak kendi cinselliğimi kimseye ispat etmek gibi bir derdim yok. Kaldıki belli bir hastalık, sakatlığa bağlı olarak insanlar cinsel işlevlerinide kaybedebilir. Buda son derece normal bişey. Dahası seninde yazında belirttiğin gibi “erkekliğin salt cinsellliğe indirgenmeside” doğru değil. Ne kadar çok şeyaparsın o kadar erkeksin Bumudur yani?

Görme engelli eski milletvekillerinden Lokman Ayva anlatmıştı. Ona birisi utana sıkıla “-siz görme engellilerin cinselliği nasıl oluyor? Görmeden nasıl ilişkiye giriyorsunuz?” diye soran birine “kardeşim sen yorganın altında çakmakmı yakıyorsun bişeyleri görmek için.” cevap verdiğini kahkaha atarak anlatmıştı.

Bu türden konuları birazda Tİ'ye almamız gerekiyor aslında. Evet medya toplumun algısında çok etkili. Ama onun ötesinde medyadan toplumu doğru bilgilendirmesini beklemekte çok sağlıklı bir yöntem değil. Bu tür kuruluşlar kamu yararına çalışmazlar. Daha çok izleyici, daha çok reyting, daha çok kazanç. Toplumu bilinçlendirmek için başka yollar aranmalı. Medyayı günah keçisi ilan etmekle olacak işler değil.

Doğru tespitlerde bulunmuşsunuz. Bana göre suçlu, hem reyting derdinde olan senarist hemde senaristlerin oyununa gelen toplumdur. Bahsi geçen sahne toplumun zihniyetinde engellilerin aleyhine oluşacak düşünceler meydana getirmektedir, dediğiniz gibi söz konusu olan sahnedeki iktidarsızlık bireysel değilde, engellinden kaynaklanıyormuş algısı yaratır, bu da tüm engellileri cinsel konuda aynı kategoride(iktidarsız olarak) görmeye neden olur. Tabi herzaman olduğu gibi toplum filme seyirci kalmakla yetinmez ayrıca bu kötü algılamalarada seyirci kalır. Seyirci olmakta üstümüze yok doğrusu, seyirci kalmaya bayılırız.

Erkekliğin cinselliğe indirgenmiş olmasını talihsizlik olarak görüyorum. Doğrusu cinsellik bana göre sadece bir sağlık sorunu olabilir. Erkeklik gibi bir kavram töre zihniyetinden gelmektedir aslında gereksiz içi boş bir kavram. Önemli olan bir insanın aklı ve vicdanı el verdiğince doğru bildiğini yapmasıdır ve bu durum kadınlar içinde geçerlidir. erkeklerin özel olarak üstleneceği bir görev tabi ki vardır fakat kesinlikle cinsellik bunun içinde yer alamaz. İktidarsız bir erkek mi iyi yoksa iktidarlı bir hanzo mu?

Evlenmeden önce bu durumu göze alıp yapılan tüm seçimlere saygı duyarım. Fakat evlendikten sonra bir kaza veya hastalık sonucu erkekte oluşan iktidarsızlık sonucunda, erkeği boşamayı düşünmeye saygı duyamam. Evlilik pazara kadar değil, mezara kadar sürdürülmesi gereken bir durumdur.

Aynı dizide akülü araba kampanyası da yapılıyor dikkat ettiyseniz.Hem engellilerin cinsel hayatı var yok bu kimseyi ilgilendirmez.Sizinle ilgilenen gelecek düşünen biri varsa belki böyle bir açıklamayı yaparsınız yoksa gerisi fasa fiso...

Dünyada, insanın kendisini yenebilmesinden daha büyük bir başarı yoktur.