Prostat ile ilgili doğru bilinen 10 yanlış

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Halk arasında yanlış bilinen "'bıçak değerse kanser yayılır' inanışları gibi, tedavi olabilecek birçok hastanın ameliyattan kaçarak zamanında tedavi olmadıkları ortaya çıktı


Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Özgür Oruç; 50 yaş üzerindeki erkeklerin hiçbir sorun yaşamasalar bile senede bir yaptıracakları bir kontrolün hayat kurtarıcı olacağını belirtti.

Op. Dr. Özgür Oruç, ülkemizde konuşulması ayıp karşılanan ve konuşulmadığı için de hastaların hurafeler, söylentiler ve yanlış bilgiler nedeni ile doktora başvurmasının geciktiği önemli bir sağlık sorunu olan prostat hastalıklarıyla ilgili bilgi verdi. Prostatın bir hastalık değil tüm erkeklerde doğuştan itibaren bulunan bir organ olduğunu ifade eden Oruç, prostat ile ilgili bilenen diğer yanlışları söyle sırladı:

Yanlış: Sık idrara çıkan bir kişi prostat olmuştur!

Doğru: 'BPH'li yani iyi huylu prostat büyümesi olan hastada şikayetlerin temel nedeni prostatın büyümesi nedeniyle idrar torbasının etkilenmesi sonucunda işeme şikayetleri olmasıdır. Sık idrara çıkmak prostat hastalıklarında olabilir ancak sık idrara çıkmanın tek nedeni prostat değildir.

Yanlış:Sık cinsellik prostat kanseri yapar!

Doğru :Aksine, cinsel yaşamın aktif olmasının ve haftada en az 1-2 kez cinsel birleşme yaşanmasının prostat hastalıklarından koruyucu olabileceği bildirilmiştir. Ancak çok partner değiştirenlerde geçirilen cinsel yolla bulaşan hastalıklar prostat sorunlarına neden olabilir.

Yanlış:prostat kanseri varsa biyopsi kanserin vücuda yayılmasına neden olur!

Doğru :Prostat kanserinin teşhisi ancak ve ancak biyopsi ile konulabilmektedir ve tüm dünyada yaygın olarak uygulanan bu biyopsilerin incelemelerinde hiçbir şekilde vücuda yayıldığına dair bir bulgu saptanmamıştır.

Yanlış:Makattan parça alınması işlemi cinsel yaşantımı etkiler!

Doğru :Biyopsiyi takip eden 1-2 günlük süreçte meninin hafif kanlı gelebilmesi dışında cinselliği etkileyen hiçbir etkisi bulunmamaktadır.

Yanlış:prostat ameliyatı erkekliğin bitmesine neden olur!

Doğru: Özellikle yaşa bağlı selim prostat büyümesi nedeni ile yapılan ameliyatlarda, gelişen teknoloji, cinsel sorunlar yaşanmasını engellemektedir.

Yanlış:prostat kanseri sadece ileri yaştakileri etkiler!

Doğru :Prostat kanseri 40'lı yaşlardan itibaren görülebilmektedir. Eğer ailede özellikle baba, amca gibi yakın akrabalarda prostat kanseri hikayesi var ise yüksek risk grubu olduğundan 40 yaş üzerinde prostatlarını kontrol ettirmeleri gerekmektedir.

Yanlış:Erken yaşta yapılacak prostat ameliyatı prostat kanserinden korur!

Doğru:Prostat yapı olarak portakala benzer. Kanser olmayan prostat büyümeleri için yapılan ameliyatlarda portakalın içindeki tıkanıklık yapan etli kısmı çıkarılır. Oysa ki prostat kanseri, dışındaki kabuk kısmından çıkar. Prostat ameliyatı geçirenlerde bile ileride prostat kanseri olmaz diye bir kural yoktur ve senelik kanser taramalarının yapılması gerekir.

Yanlış: PSA prostat kan testinin yüksek olması kanser olduğunu gösterir!

Doğru:PSA prostat bezinin ürettiği bir maddedir. Kanser taramasında kullanılmasına rağmen prostatın iltihabı, yaşa bağlı selim büyümesinde de yükselebilmektedir. Bu nedenle PSA yüksekliği olan hastalarda klinik şüphe varsa mutlaka biyopsi yapılması gerekmektedir.

Yanlış: Ameliyat edilirse prostat kanseri vücuda yayılır!

Doğru: Yanlış bilinen "bıçak değerse kanser yayılır'' inanışı, tedavi olabilecek birçok hastanın ameliyattan kaçarak, hastalığı tedavi edilemez hale getirmesine neden olabilmektedir. Prostat kanseri erken evrede yani portakalın kabuk kısmının da dışına yayılmadığı dönemde yakalandığında yüzde 100'e yakın tedavi edilebilir. Tedavi seçeneklerinin başında, tüm dünyada ve ülkemizde de cerrahi gelmektedir."

AA
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Bu kanseri yenmenin yolu var!

Aile Sağlığı Araştırma Derneği Başkanı Prof. Dr. Halim Hattat 11. Amerikan Kanser Araştırma Derneği (AACR) Uluslararası Toplantısında Beslenme ile Prostat Kanseri arasındaki yakın ilişkinin ortaya konduğunu söyledi. Hattat kongrede özellikle portakal, greyfurt, çilek ve yeşil sebzelerde bulunan flavonoidlerin prostat kanserinin oluşması ve ilerlemesine karşı etkili olduğunun açıklandığını belirtiyor:

“Yaşam biçimi seçimlerinizin sağlığınızı etkilediğinden kuşku duymayın.

Özellikle beslenmenize ilişkin kararlarınızın yaşam kaliteniz üzerinde çok etkili olduğunu unutmayın. Beslenme biçiminiz ve kanserler arasında güçlü bir bağlantının olduğunu, bilinçli beslenmenin, besinleri yeterli, çeşitli ve dengeli tüketmenin kanserden korunmada etkili olduğunu daima hatırlayın.

Tabii ki tek başına herhangi bir besin ya da besin unsurunun doğrudan kanser yapacağını düşünmemek veya belirli bir besini veya besin unsurunu daha çok yiyerek kanseri önlemeyi beklememek lazım. Ancak son yıllarda özellikle prostat kanseri ile beslenme arasındaki ilişki en çok araştırılan konulardan biri. Bu önerilen besinlerin kanserden koruyucu yararlarından faydalanmayı arzuluyorsanız besinleri dengeli ve yeterli tüketmeye özen göstermeli, kanser savaşçısı besinlere daha çok yer vermelisiniz.

Prostat kanserinden korunmak istiyorsanız düşük yağ ve kalori içeren, zeytinyağı gibi doymamış yağ asitleri ve Omega 3 ile taze sebze ve meyveden zengin, selenyum ve E vitamini içeren bir beslenme planı tavsiye ediyoruz. Aşırı alkol ve sigaradan da uzak durmalısınız.

PROSTAT KANSERİYLE SAVAŞ İÇİN SEBZE VE MEYVE TÜKETİN
Sebze ve meyveler kansere karşı oynayan beslenme takımın ana oyuncularıdır. Antioksidan besin unsurlarından Beta Karoten, C ve E vitaminleri ile selenyum taze sebze ve meyvelerde bol miktarda bulunmaktadır. Likopen, Lütein, Kuvercetin, Proantosiyanidin, Resveratrol gibi antioksidan besin unsurlarının en önemli kaynakları da taze sebze ve meyvelerdir. Lahana grubu besinlerde bulunan Sulforafan gibi bazı fitokimyasalların kansere karşı koruyucu olduğu bilinmektedir. Sebze ve meyveler zengin posa içerikleri ile de kanserden korunmada önemlidir.

TAHIL VE BAKLİYATI UNUTMAYIN
Tam tahılların ve kuru baklagillerin düzenli tüketiminde kanserden korunmada önemli bir destek sağladığı bilinmektedir. Bu grup besinler posadan zengin içerikleri ile özellikle sindirim sistemi kanserlerinden korunmada önemli destek sağlarlar.Vitamin, mineral muhtevaları ile bağışıklık sistemine güç katarlar.

YAĞI AZALTIN
Kanserden korunmada yağ tüketiminin azaltılması önemli bir faktördür. Özellikle doymuş yağlar ve trans yağ asidlerinin, akrilamid maddesinin yoğun bulunduğu besinlerin(unlu-yağlı-şekerli ürünler) azaltılması önerilmektedir. Omega-3 zengini deniz ürünlerini bol miktarda tüketmenin kansere karşı koruyucu olabileceği belirtilmektedir. Kanserden korunmak istiyorsanız mümkün olduğu kadar düşük yağlı bir beslenme planı yapmayı özellikle doymuş yağları ve trans yağ asitlerini azaltmaya özen gösterebilirisiniz.

YEŞİL ÇAYDAN YARARLININ
Araştırmalar yeşil çayda bol miktarda bulunan polifenollerin kanserden korunmada yararlı olabileceğini gösteriyor. Günde 4 fincan yeşil çay yetiyor. Bitki ve meyve çaylarının ( kaliteli ve güvenli olmaları koşulu ile) bağışıklık sisteminizi destekleyebileceğini belirtelim.

ALKOLÜ SINIRLAYIN
Sigara ve alkol tüketiminin kanser sıklığını arttırdığı kuşkusuzdur. Ayrıca beden ağırlığının korunmasının da kansere karşı önemli bir önlem olduğu kanıtlanmıştır. Beslenme tarzınız, beslenmeye verdiğiniz önem kanserden korunmanızda size ciddi anlamda yararlar sağlayabilir. Daha az kalori tüketmeye toplam yağ tüketiminizi en az düzeye indirmeye özen gösterin. Kilonuzu büyük bir dikkatle izleyin.

Fazla kilolarınızı verin. İdeal kilonuzu sürdürmeye özen gösterin. Proteinlerin onarıcı ve yenileyici gücünden istifade edin. Doğal ve katkısız besinler tüketmeye, mümkünse organik besinlere daha çok yer vermeye gayret edin.

Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen kanserdir. Amerika’da her yıl ortalama 160 bin yeni prostat kanseri vakası tespit ediliyor. Yaklaşık her 6 erkekten biri prostat kanserine yakalanıyor. Yapılan çalışmalar prostat kanserinin en fazla 55 yaş üzerinde görüldüğünü gösteriyor. Genetik faktörler, ırk ve beslenme başlıca risk faktörleri. Bu kanserin en kötü yanı oldukça sinsi ilerlemesidir.

Özellikle erken dönemde hiçbir belirti bulunmayabilir. Gece sık idrara çıkma, idrar yapmada güçlük, zayıf-kesik kesik idrar yapma, idrar sonrasında ağrı ve yanma gibi belirtiler sadece bazı hastalarda görülür.

Eğer kanser ilerlemişse sırt, kalça veya bacak ağrılarıyla kendini gösterebilir.

Prostat kanserinde en iyi tedavi erken teşhistir. Bu nedenle özellikle ailesinde prostat kanseri olan kişilerin ve 40 yaşını aşan her erkeğin yılda bir kez prostat kontrolünden geçmesini tavsiye ediyorum.

KANSERLERİN %40’I HAYAT TARZINA BAĞLI
Genetik faktörler kanser gelişiminde önem taşır. Ancak genetik mirasınızda kanser olmaması korunmanız için yeterli değildir. İngiltere’de yapılan yeni bir araştırmaya göre tüm kanserlerin %40’ından fazlası hayat tarzı faktörleri nedeniyle gelişiyor.

Özellikle sigara, erkeklerde gelişen kanserlerin %23’ünden ve kadınlarda ise neredeyse %15’inden sorumlu.

Erkekler için ikinci risk faktörü taze sebze ve meyvelerden fakir bir beslenme planı. Alkol tüketimi de önemli. Kadınlarda ise sırayı kilo fazlalığı ve obezite alıyor.

Nerede yaşadığınıza (hava kirliliği ve kimyasallar açısından önemli), hangi işi yaptığınıza (asbestos gibi maddelerle temas açısından önemli) da dikkat etmelisiniz. Örneğin meme kanserinde kilo fazlalığı, yemek borusu kanserinde beslenme şekli, mide kanserinde aşırı tuz tüketimi ciddi risk teşkil ediyor. Yani kanser sadece genetiğe veya “kadere” bağlı gelişmiyor. İstatistikler erkeklerin kadınlara göre daha az kanser taraması yaptırdığını gösteriyor.

Bu nedenle sağlığınızı iyi yönetirken, kanserden koruyucu bir yaşam tarzı benimsemeniz ve hekiminizin önerisiyle doğru kanser taramalarını yaptırmanız şart.

HAREKETSİZLİK KANSER YAPIYOR
Aşırı hareketsiz bir yaşam kalp-damar hastalıkları, kemik-eklem problemleri, obezite gibi sağlık sorunlarına yol açıyor. Yeni bir araştırma ise, hareketsizliğin kanser riskini de arttırdığını gösterdi. Buna göre, düzenli egzersiz kalın bağırsak kanseri riskini yaklaşık %35, meme kanserini ise %25 azaltıyor. Araştırmalar, bir kişinin günde ortalama 15.5 saat oturduğunu (ev-okul-ofis ve trafikte), ofis çalışanlarında bu sürenin 18 saate kadar çıkabildiğini gösteriyor. Bu nedenle uzun süre yerinizde oturmayın. Sık sık ayağa kalkın. Ofis içinde daha az telefon ve email kullanın, daha çok yürüyün. Düzenli olarak bir egzersiz yapın. Vaktiniz yoksa bu süreyi bölün (sabah ve akşam yirmişer dakika gibi).
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Prostat Kanseri Artık Korkutucu Değil!

Prostat kanseri, erkeklerde en çok teşhis edilen habis tümör türüdür, bu oran akciğer kanserinden bile fazla olduğu son yıllarda ortaya konmuştur.

Kanser, bir organ veya dokuya ait hücrelerin kontrolsüz bölünmesine denir. Kontrolsüz çoğalan hücreler etraftaki dokulara nüfuz edip orada büyür ve o dokuyu zarar verirler. Kan ve lenf yolunu kullanarak vücudun diğer organlarına yayılarak oralarda kitle ve hasar oluştururlar.


Prostat kanseri, erkeklerde en çok teşhis edilen habis tümör türüdür, bu oran akciğer kanserinden bile fazla olduğu son yıllarda ortaya konmuştur. Prostat kanseri genelde yaşlı erkeklerin hastalığıdır. Prostat kanseri tanısı konulduğunda hastaların %90’dan fazlası 60 yaşının üstündedir. Erken teşhisin artması sebebiyle 60 yaş civarı erkeklerde görülme sıklığı artmaktadır.


Tipik bir belirtisinin olmaması sebebiyle sinsi bir hastalık olarak değerlendirilir. Bütün kanserler arasında yaşla birlikte en hızlı artış gösteren kanser tipidir.


Ailesinde Prostat Kanseri Olanlar Neler Yapmalıdır?


Prostat kanserinde aile öyküsü önemli bir yer teşkil eder. Prostat kanseri hastalarının birinci dereceden yakınları, toplumun diğer kesimlerine göre bu hastalığa daha sık yakalanmaktadır.


Babası veya erkek kardeşi hasta olan bir erkeğin hasta olma riski iki ile üç kat arasındadır.



Babası ve erkek kardeşi hasta olan bir erkeğin hasta olma riski ise beş kat daha yüksektir.


Bu ailesel yatkınlıktan dolayı normalde 50 yaşından sonra önerdiğimiz PSA kontrolü ve makattan prostat muayenesinin, yakınlarında prostat kanseri olan kişilere daha erken yaşlarda (40 yaş ve öncesi) yaptırması önerilir. Ayrıca daha sonraki bölümlerde belirttiğimiz gibi prostat kanserine sebep olan çeşitli faktörlere karşı önlem alınması önerilebilir. Bu öneriler arasında beslenmenin en önemli faktör olduğunu belirterek az yağlı, düşük kalorili ve vitaminden zengin beslenmenin koruyucu etkisi olacağına belirtmek gerekir.


Prostat Kanserinin Sebebleri Nelerdir?


Prostat kanseri oluşumuna katkıda bulunan sebepler şu şekilde sıralanabilir;



1.Sigara kullanımı


2.Ultraviole (mor ötesi) güneş ışınları


3.Radyoaktif ışınlar


4.Bazı kimyasal maddelere maruziyet



5.Bol yağlı, çok kalorili ve vitamin yönünden zayıf beslenme



Bir çok kanser tipinde olduğu gibi erken evre prostat kanserinin tipik belirtileri yoktur. Prostat kanseri ancak geç dönemde rahatsızlıklara yol açar. Bu sebepten dolayı yıllık PSA kontrolü ve makattan prostat muayenesinin(rektal tuşe) ihmal edilmemesi gerekir. Prostat kanseri tanısı kontrol sırasında PSA yüksekliği veya makat muayenesi (rektal tuşe) sırasındaki anormal muayene bulgusuna göre yapılan prostat biyopsisi sonucunda ortaya konur.


Prostat kanseri için yapılan değerlendirmede PSA değerine bakılması tek başına yeterli değildir. Mutlaka makattan prostat muayenesi yapılmalı ve şüpheli bir muayene bulgusunda prostat biyopsisi yapılmalıdır.



Prostat Biyopsisi


Prostat kanseri tanısı ultrason kılavuzluğunda yapılan prostat biyopsisi ile konur. Biyopsi iğnesi ile alınan parçaların patolojik değerlendirmesi sonucunda kesin tanı konur.


Prostat Kanserinin Tedavisinde Neler Yapılmaktadır?


1.Ameliyat : Prostat kanserinde uygulanan cerrahi tedavi radikal prostatektomidir. Açık, laparoskopik ve robotik yöntemlerle ile uygulanabilir. Kullanılan aletler ve insizyon büyüklüğü değişiklik göstermesine rağmen yapılan işlem her üç teknikte de aynıdır. Prostat kapsülü ile beraber çıkarılırken, ejakülat salgısının büyük bir kısmını sağlayan veziküla seminaliste çıkartılır. Gerekli vakalarda pelvik damarlar bölgesindeki lenf bezleri çıkartılır.


a.Açık Radikal prostatektomi : Kanama miktarı, iyileşme süresi ve sondalı kalma süresi daha uzundur.



b.Laparoskopik radikal prostatektomi : Açık cerrahiye göre avantajları kanama miktarının az olması, iyileşme süresinin ve sonda kalma süresinin kısa olmasıdır.


c.Robotik Cerrahi ile Radikal Prostatektomi : Maliyet olarak oldukça yüksek olan bir işlemdir. Açık cerrahiye göre laparoskopik cerrahi benzeri avantajları vardır.


2.Radyoterapi


Küçük ve prostatı aşmamış tümörlerde ameliyata bir alternatif olarak kesin iyileşme şansı veren ve sonuçlar olarak cerrahi ile arasında çok belirgin bir fark ortaya konamamış bir tedavi yöntemidir. Hafta içi hergün ortalama yedi hafta sürecek bir tedavi planı uygulanır.



3.Brakiterapi


Prostatla sınırlı olan karsinomda, tümörün direkt içine radyoaktif madde içeren kapsüllerin yerleştirilmesi şeklinde uygulanır. Kapsüller, ultrason kılavuzluğunda kanül iğneleri yardımıyla, perineden daha önceden hesaplanmış olan pozisyonlardan prostatın içine yerleştirilir.


4.İlaçla hormon blokajı


5.Kemoterapi.


Erken Tanı Önerileri

Tüm erkeklerin kırk yaşından sonra hiçbir şikayeti olmasa dahi üroloji doktoruna başvurarak tetkiklerini ve muayenesini yaptırmalıdır.


Yakın akrabalarında prostat kanseri olanlar daha erken yaşlarda kontrole gitmelidir.



İdrarla ilgili bir sıkıntı olduğunda ve kanama benzeri bir bulgu olduğunda en kısa zamanda üroloji doktoruna başvurmaları gerekir.


Düzenli takiplerini yaptıran eski yıllara ait tetkiklerini kaybetmemeleri PSA değişimlerinin iyi belirlenmesi açısından önem taşımaktadır
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Prostata ‘askılama’ yöntemi ile tedavi

Uzmanlar. prostat büyümesine karşı ‘askılama' yöntemiyle ameliyatsız tedavi yapılabileceğini belirtti. Hastaların ameliyat korkusu yaşadıklarını ifade eden Üroloji uzmanı Prof. Dr. Oğuz Acar, günübirlik, ameliyatsız bir girişim olan ve 15 dakika süren 'prostat askılama'nın, hastalığı 10 yıl ertelediğini, muhtemel bir ameliyatı da engelleyebildiğini ifade etti.

Oğuz Acar, idrar yolunda büyüyen ve çoğu zaman ameliyatla sonuçlanan prostat büyümelerinin ‘askılama' yöntemi ile cerrahi müdahale olmadan tedavi edilebileceğini söyledi. Ameliyat süreci ve sonrasında yaşanan cinsel fonksiyondaki bozukluk, idrar kaçırma ve kanamaların hastayı korktuğunu açıklayan Acar, "İdrar yolu, büyümüş prostat nedeniyle sıkışır. Prostat askılama ile sıkışan bu doku çok küçük klipslerle iki yana asılarak, idrar yolunun genişletilmesi sağlanır. Bu pencereyi kapatan perdenin kenarlara doğru asılarak camın görünür hale gelmesine benzetilebilir. Prostat askılama yöntemi, en ileri yaştaki hastalar için bile uygun olan bir yöntemdir. Ameliyat komplikasyonları beklenmediği için, çok ileri yaşta ve kronik hastalıkları nedeniyle ameliyat olmasında sakınca bulunan kişilerde de kullanılabilir." dedi.

Prostat ameliyatının bir saat sürdüğünü anlatan Acar, 'askılama' yönteminin 15 dakika sürdüğünü, vurguladı.

Cihan Haber Ajansı
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Prostat kanseri kemiğe sıçrarsa ne olur?

Erkeklerde ileri ki yaşlarda husule gelen ve sıkıntı yaratan üreme organı kanser türleri arasında bulunan prostat kanseri, çok yavaş ilerleyen bir sorun olsa da, kemiğe sıçradığı zaman işler değişebilir. Prostat kanseri geç ilerlediği için hastaların çoğu bu kanser türü ile yaşamaya alışır, hatta ölümleri prostat kanserinden değil başka hastalıktan bile olabilir. Ancak her ne sebepten kaynaklı olursa olsun, kişide ciddi rahatsızlıklar yaşatsın ya da yaşatmasın mutlaka prostat kanserinin tedavisi için gereken adımlar atılmalıdır.


Prostat kanseri kemiğe sıçrarsa


Prostat kanseri ortaya çıktığı zaman idrar yapmada bir takım sıkıntılar yaşanır, mesane ve böbrek sorunları husule gelir ve bu durum erkeklerde pek çok yakınmalara sebebiyet verir. Bu yakınmaların ortaya çıkmasının ardından varlığı teşhis edilen prostat kanseri tedavisine tedavi uygulamaya başlanır ve hem hastanın yaşadığı yakınmaları azaltmak hem de kanseri tamamen önlemek hedeflenir. Ancak prostat kanseri kemiği sıçrarsa, ne yazık ki tedavi imkansızlaşır.

Hastalar prostat kanserinden dolayı zaten bir takım şikayetler yaşar; fakat prostat kanseri kemiğe sıçrarsa yaşanılan bu şikayetler daha bir şiddetlenir ve hastalar büyük acılar çeker. Kanser çeşitlerinin her birinde kanser hücrelerinin lenf bezesine veya diğer organlara yayılması metastaz olarak isimlendirilir. Prostat kanseri metastazı ciddi bir durumdur.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst