Prostat Kanseri Nedir?

F

Fırtına

Guest
Prostat kestane boyut ve şekillerinde bir salgı bezidir. Mesanenin altında, rektumun (makat) önünde yer alır. Prostatın tam merkezinden üretra denilen mesaneden idrarı boşaltmaya yarayan kanal yer alır. Ejekülasyon (cinsel boşalma) sırasında prostatı çevreleyen kaslar seminal sıvıyı üretraya doldurur. Seminal sıvı üretra boyunca penis ucuna kadar gelerek buradan dışarıya akar.

Prostat büyürse içinden geçen üretrayı sıkıştırarak idrar akışını zorlaştırabilir hatta tamamen durdurabilir. Bu nedenle prostat kanserinin belirtilerinden birisi idrar yapmakta güçlüktür.

Prostat Kanseri Nedir?

Bütün vücut dokularında hücreler kendilerini belirli bir kontrol mekanizması içerisinde yenilerler. Böylece zedelenen doku tamir edilir, yenilenir. Kontrol dışı çoğalan hücreler tümör adı verilen hücre topluluklarını oluşturur. Bazı tümörler büyümelerine karşılık köken aldıkları dokuda sınırlı kalırlar ve komşu organlara ilerlemezler. Bunlara benign (selim, iyi huylu) tümörler denir. Diğer bir kısmı ise sadece büyümekle kalmayıp komşu organlara uzanma ve onları da tahrip etme potansiyeline sahiptir.

Bu tür tümörler kan ve lenf dolaşımı ile köken aldıkları yerlerden uzaktaki organlara da sıçrayabilirler. Bu tür tümörlere malign (habis, kötü huylu) tümör yada kanser denir. Kanser hücreleri köken aldıkları malign tümörden ayrılabilir, vücutta dolaşarak yeni yerleştikleri yerlerde de çoğalabilirler. Bu şekilde köken aldıkları organ dışına sıçramış ve oralarda büyümekte olan tümörlere metastaz denir.

Prostat Kanserinin Nedenleri Nelerdir?


Prostat kanserinin nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Bazı araştırıcılar aşırı yağlı yiyecekler gibi çevresel faktörlerin etkisi olabileceğini düşünürken, bir başka grup araştırıcı prostat kanserinin genetik (kalıtsal veya ailevi) nedenlerle gelişebileceğini öne sürmektedir. Nedeni ne olursa olsun, prostat kanserinde bugün için kabul edilen en önemli risk faktörü yaşlanmadır.

Prostat kanseri gelişme riski 50 yaşından sonra artmaya başlar.

Sizde de Prostat Kanseri Olabilir?

Eğer siz ya da ailenizden biri 50 yaş üzeri bir erkek ise kendiniz için yapabileceğiniz ya da o aile üyesine önerebileceğiniz en önemli şeylerden birisi prostat kanseri açısından incelenmektir. Prostat kanseri erkeklerde en sık saptanan kanserdir ve kansere bağlı ölümlerin ikinci sık nedenidir.

Kim Risk Altındadır?

Eğer yeterince uzun yaşarsa hemen tüm erkeklerde prostat kanseri gelişir. Yaş arttıkça prostat kanseri gelişme riski artar. Prostat kanserlerinin % 85'i 65 yaşın üzerindeki erkeklerde saptanır. Ancak, bazı erkeklerde çok daha erken yaşlarda prostat kanseri gelişebilir. Henüz bilemediğimiz nedenlerden ötürü Afrika kökenlilerde prostat kanseri gelişme riski daha yüksektir. Asya kökenliler bu açıdan daha düşük risk taşımaktadırlar.
 
Moderatörün son düzenlenenleri:
F

Fırtına

Guest
Prostat Kanseri Nedir? Prostat Kanserinin Belirtileri Nedir? Tedavisi Nasıl Olur?

Prostat sadece erkeklerde bulunan bir bezdir. Ceviz büyüklüğündedir ve rektumun hemen önünde iç kısmında, penisin dip kısmının hemen altında yer alır. Prostat idrarı ve semeni penisin dışına taşıyan üretranın iç kısmını sarmalamaktadır. Prostat bezinin fonksiyonlarından biriside spermleri canlı tutan ve koruyan seminal sıvının bir kısmını üretmesidir. Prostat bezi dokusunu oluşturan hücreler temel erkeklik hormonunu testosteronun etkisi ile büyür ve sağlıklı kalır. Erkeklik hormonlarının hepsine verilen genel isim androjendir.

Nedenleri;

Prostat kanseri hücreleri prostat bezi hücrelerinden gelişir. Hemen hemen bütün prostat kanserleri bez dokusundan gelişir (adenocarcinomas) Prostat kanseri genel olarak prostat bez içersinde çok yavaş gelişir ve gelişirken sonunda prostat bezinin dış yüzüne nüfuz eder. Komşu organların dokularınada direk olarak sıçrayabilmektedir. Nihayetinde vücudumuzun uzak dokularına ve özellikle kemiklere işleyebilmektedir (mestastasize = lenf sistemi ve kan dolaşımı ile diğer dokulara sıçrama) Eğer prostat kanseri yayılırsa ilk olarak lenfatik kanallardan pelvik bölgedeki lenf bezlerine atlamaktadır.

Lenfatik doku, bağışıklık sistemi hücreleri ihtiva eden renksiz şeffaf bir sıvıdır. Lemfatik damarlar bu sıvıyı lenf bezlerine ( lymph nodes; küçük barbunya şeklinde mikroplarla savaşan bağışıklık sistemi hücrelerinin toplandığı kesecikler) taşır. Kanserli hücreler lenf kanallarına girerek lenf bezlerine geçebilirler ve buradan yayılmalarına devam edebilirler. Eğer Prostat kanser hücreleri lenf bezlerine ulaşırsa oradan vücudumuzun diğer organlarına da geçebilmeleri mümkündür.

Belirtileri;

Maalesef bir çok hastada GEÇ DÖNEMLERE KADAR HİÇ BELİRTİ VERMEYEBİLİR. Hiç bir yakınmaya da yol açmayabilir. Bu nedenle sizin ya da 50 yaş üzeri aile üyesi diğer erkeklerin bu hastalık için doktora başvurması ve izleyen yıllarda da düzenli kontrolden “check up’tan“ geçmeleri çok önemlidir. Belirtiler ancak idrar yolunu tıkadıktan sonra ortaya çıkar.

Aşağıda sayılan şikayetlerden herhangi biri olduğunda mutlaka bir doktora başvurulması gereklidir;

Sık idrara çıkma (özellikle geceleri)

İdrar yaparken zorlanma,

İnce ve kesintili idrar yapma,

İdrar yaparken acı veya ağrı duyma,

İdrarda kan görme,

Sırt, kalça ve bel ağrısı,

idrarda kan ya da iltihap olması,

Menide kan ve ağrı gibi belirtiler olabilir.


Tedavisi;

Radikal prostatektomi; retropubik - perineal laparoskopik,

radyoterapi; external - brakiterapi,

hormonal tedavi; cerrahi kastrasyon - medikal kastrasyon,

kemoterapi,

kriyoterapi,

Tedavi seçeneğinin belirlenmesinde en önemli kriterler;

Hastanın genel durumu, PSA'nın yüksekliği, Biopsideki hücre özelliği (Gleason skoru) ve Kanserin Evresi (stage) dir. Ürolog, Medikal onkolog ve Radyasyon onkologu ekip anlayışıyla hastaya yaklaşmalı ve pek çok faktörü göz önüne alarak tedavi planını belirlemelidir.

Bitkisel Tedavi;

Diğer kanser türlerinde olduğu gibi prostat kanserininde Alternatif bitkisel tedavi yöntemleri mevcuttur. Bu yöntemlerden Türkiye ve Dünyada en etkili başarı oranına sahip çalışma Herbalist Adnan Akar tarafından geliştirilmiş XP TONIC SLS' çalışmasıdır.
 
F

Fırtına

Guest
Prostattan Nasıl Korunursunuz?

14032011114047063381633.jpg



Yemeklerde hayvansal yağı kullanmayın, sıkı diyet uygulayın, kırmızı eti kesin, bol bol mantar..

Ünlü üroloji uzmanı Doktor Ashutosh K. Tewari, "Prostat kanserinden korunmak için yemeklerde hayvan yağı kullanmayın, sıkı diyet uygulayın, kırmızı eti kesin, bol bol mantar yiyin" dedi.

Vatan gazetesinin haberine göre, prostat kanseri alanında dünyanın önde gelen doktorlarından biri olan New York Presbyterian Hastanesi Weill Cornell Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Bölüm Başkanı Dr. Ashostosh Tewari Türkiye�ye geldi.

Türk doktorlara ders vermek için İstanbul�a gelen Dr. Tewari prostat kanserinde merak edilenleri anlattı.

İşte Dr. Tewari�nin açıklamaları;

Hayvansal Yağ Kullanmayın, Bol Bol Mantar Yiyin;

"Prostat kanserinin önüne geçebilmek için günlük hayatta pratik olarak alınabilecek birçok önlem var. Örneğin yemeklerimizde hayvan yağı kullanmamak, sıkı bir diyet uygulamak, kırmızı eti kesmek, bol bol mantar yemek gibi..

Aslında besin zincirindeki tüm yemeklerden yenilebilir ancak mutlaka fazla kilolardan kurtulmak, yeşil sebzeye ağırlık vermek ve bol bol aerobik ve egzersiz yapmak prostatın önüne geçmek için önemli."

Yapılan araştırmalara göre Batı ülkelerinde prostat sorunlarına Doğu, Uzak Doğu ve Orta Doğu ülkelerine göre daha fazla rastlanıyor.

"Türk Erkeği Sorunu Geç Fark Ediyor"

Türkiye’de de Batı�ya oranla daha az prostat sorunu var. Temel fark ise Türkiye�de prostat kanserine yakalananlardaki kanser hücrelerin çok daha saldırgan olması.. Bunun sebebi ise genetik etkiler, sağlıklı yaşam, yapılan diyet ve egzersizler gibi etmenler. Dr. Tewari, incelemelerinde Türk erkeklerinin prostat sorunlarının geç farkına vardığını gördüğünü ifade ediyor.


haberoku
 
F

Fırtına

Guest
Prostat nedir, nasıl bir yapıdadır?

Prostat, tüm erkek memeli hayvanlarda bulunan bir organdır. Prostat sonradan oluşan birşey değildir, doğuştan itibaren tüm erkeklerde mesanenin altında yerleşmiştir. Prostatın görevi meni oluşturmaktır. Prostat içine erbezlerinden gelen kanallar ile taşınan spermler bu meniye katılır. Portakala benzeyen bir yapıdaki prostatın dışında kabuk yapısı ve içinde etli kısım bulunur. Prostatın tam ortasından idrar borusu geçer.

Prostat hastalıkları nelerdir?

Prostat organın hastalıklarını üç ana başlıkta toplayabiliriz. Prostat iltihabı, kanseri ve büyümesi. Yaş itibariyle kanseri ve büyümesi ileri yaşlarda, prostat iltihabı ise ergenlikten itibaren her yaşta görülebiliyor.

Prostat büyümesi nedir?

50 yaşından sonra erkeklerde bazı hormonal değişiklikler oluyor. Bunun en bariz göstergesi prostatın büyümesidir. Bu hastalarda bizim için önemli olan prostatın yapı itibariyle idrar yolunu tıkayıp tıkamamasıdır. Eğer prostat idrar yolu tıkayıcı bir etki yapıyorsa küçültmek ve yolu açmak için ilaç tedavisi verilebilir veya cerrahi yapılabilir. Prostat dışarı doğru büyüme yapıyorsa ve idrar borusunu engellemiyorsa küçültülmesi gerekmez. Prostatın büyüklüğünün idrar yoluna etkisi işeme testi ile anlaşılıyor. İşeme hızına, tıkanıklığa ve mesanenin tamamen boşalıp boşalmadığına bakarak tedaviye yönlendirebiliyorsunuz.

Prostat büyümesi bazı özel kuruluşların duyurduğu gibi hemen tedavi edilebilir mi?

Prostat ülkemizde biraz kötüye kullanılıyor. Prostat tedavisi çok ciddi bir iştir. Kulaktan dolma bilgilerle doktora başvurmamak gerekir. Her tedavi herkes için uygun değildir. İnsanların bunun bilincinde olması gerekir. Sadece büyüklüğüne bakarak ameliyat yapılmaz, prostatın içindeki etli kısım olgunlaşmadan ameliyat yapılırsa prostat yeniden büyüme gösterebilir, ameliyattan sonra darlıklar, cinsel sıkıntılar başgösterebilir. Hiçbir tedavi göründüğü kadar masum değildir, mutlaka hasta doktoruyla enine boyuna diğer alternatifleri ayrıntılı olarak ele almalıdır.

Prostat tedavisinde ameliyat dışında doku kazınması, ultrason, buz, alkol uygulanması, buharlaştırma, lazer yöntemleri gibi endoskopik tedavi seçenekleri var. Bunlardan dünyada altın standart olarak kabul edileni TUR yani içeri özel bir aletle girilip prostat dokusunun kazınıp dışarı çıkarılmasıdır. Diğer yöntemlerin hepsi buna alternatif olabilecek yöntemlerdir. Ameliyat kararı veriliyorsa prostatın büyüklüğü önemlidir. Prostata bakarak açık ya da kapalı ameliyat tercih edilir. Hastalar bu gibi durumlarda birkaç uzmandan görüş almalı.

Prostatta lazer uygulamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Hastaya zarar vermeyecek tedavi yöntemlerini seçmek ve uygulamak gerekir. Bazıları kapalı ameliyatla lazerle tedavi uygulayabilir ancak bu sorun zaman içersinde tekrarlar ya da daha kötü sonuçlara neden olabilir.

Ülkemizde prostat ameliyatlarının yaygınlaşma nedeni nedir?

Ülkemizde her türlü cerrahi girişim başarıyla uygulanıyor. Çoğu vakalarda kişi, ameliyatı hızlı ve kesin çözüm olarak görüyor. Bu gibi durumlarda çoğu zaman yanlış ameliyat tekniği ya da ameliyatla ilgili komplikasyonlar görülebiliyor.

Prostat iltihabı nedir?

Ergenlikten itibaren her yaşta görülebilir. Prostat iltihabını, akut ve kronik olarak iki bölümde inceliyoruz. Akut prostatit ani gelişir, çok şiddetli ve ölümcül olabilir. Direkt hastaneye yatış, yoğun antibiyotik tedavisi ve yoğun bakım gerektirir. Çok ağrılıdır, yüksek ateş yapar, vücutta mikroplar aşırı miktarda dolaşır. Akut prostatit nadir görülür. Kronik prostatit ise çok daha sık görülen bir rahatsızlıktır. Prostat bezinin içindeki milyonlarca metre uzunluğunda meni kanalları var. Mikroplar buraya yerleştiğinde vücut iltihabi cevap verir ve kanalcıkların etrafında ödem olup prostat bezinin içini büyütür. Bu idrar yolunu daraltacağından işeme sorunlarına neden olabiliyor.

Prostat iltihabı hastalıklarının belirgin belirtileri var mıdır?

Prostatın diğer kötü özelliği ağrı belirtisi vermez sadece gerginliğe duyarlıdır, bu nedenle kişi sürekli gerginlik, yorgunluk, cinsel isteksizlik, hafif ateş, idrar yaparken zorlanma, yanma hisseder. Kronik prostatit tedavisi prostatın yapısı itibariyle zordur. Verilen antibiyotiklerin bu bölgeye etki etmesi yapısı nedeniyle zordur. Tedavisi 3- 6 hafta arasında antibiyotik uygulanması gerekebilir. Antibiyotik tek başına yeterli olmaz ve meni kanallarının çevresindeki ödemi giderici ilaçlar verilmesi gerekir. Ödem kurutulduktan sonra meni kanalcıklarının arasında bir çeşit nasır dokusu gelişmeye başlar. Bu nasır dokusu prostatın işeme sırasında genişlemesine ve idrarın rahat yapılmasını engelleyebiliyor. Bunu gidermek için de ilaç tedavilerinin uyguylanması gerekebilir. İleri yaşlarda bu sorun görüldüğünde tablo daha da karmaşıklaşıyor. Mikroplar, idrardan, meni kanalıyla ya da kan yoluyla bu bölgeye ulaşabilir.

Prostat kanseri dünyada oldukça yaygın. Bu konudaki son gelişmeler nelerdir?

İleri yaşlarda sıkça görülen prostat kanseri hakkında tüm dünyada araştırma yapılmaya devam ediliyor. Kişide prostat kanseri erken dönemde tespit edildiğinde tamamen tedavisi mümkün. Ülkemizde birçok batı ülkesine göre daha düşük ve güncel tedavilerle yaşam kalitesi artırılabiliyor ve süre uzatılabiliyor. Prostat kanseri sinsidir ve işeme şikayeti, idrarda yanma belirtileri gösterebilir veya hiçbir belirti göstermez. Sağlık taramaları bu noktada önem kazanır. Normal olarak 50 yaşından sonra, kan tahlili ve muayene ile protat taramasını öneriyoruz. Prostat testlerinde PSA değerlerine bakılır.

Prostat kanserinde tanı aşamasında PSA'ya bakılıyor. Nedir PSA?

PSA, prostat dokusu tarafından üretilir. Erkekte meninin sıvılaşmasını sağlayan enzimdir. Normal dokuların ürettiği miktar bellidir. Oranlarda yükseklik görülüyorsa, üretim miktarı ya da dokuların üretip dışarı geçirgenliği artmıştır. Üretimin artması kanseri çağrıştırır. Kanser dokusu normalden fazla çalıştığı için PSA üretimi fazla olur. İltihaplarda da PSA yükselir bu da dokuların geçirgenli arttığı için kana karışır ve PSA oranları yüksek çıkar. Bu durumlar mutlaka değerlendirilmelidir. PSA yüksekliği tek başına kanser bulgusunu göstermek için yeterli değildir. Bununla birlikte mutlaka bir muayene yapılması gerekiyor. Kanser olarak biz bunu muayene de bulabiliyoruz. Muayene ile beraber şüpheli bir durum varsa, bu durumda prostattan biopsi alınmasını öneriyoruz. Biopsi prostat kanserinin durumu hakkında bilgi verir. Kanser doğrulanırsa, prostatın evreleri belirlenir.

Prostat kanseri tedavi edilebilir mi?

Prostat kanseri prostatın kabuk dışına çıkmadıysa % 100 tedavi edilebilir. Prostat kanserinde uygulanan ameliyata “radikal prostatektomi” deniliyor. Bu ameliyatta prostat bezi, kapsülüyle birlikte çıkartılıyor. Hedef, geride prostat dokusunun kalmaması. Radikal prostatektomi, büyük ve riskli ameliyatlardan birisi olarak kabul ediliyor. Ameliyata bağlı ölüm riski % 1 civarında.. Ameliyat sonrasında ereksiyon sorunları, idrar kanalında tıkanma ve idrar tutamama görülebiliyor.

Son yıllarda geliştirilen sinir koruyucu ameliyat teknikleri sayesinde penise giden ve prostatın hemen yan tarafından geçen sinirlere hasar vermeden prostat çıkartılabiliyor. Bu nedenle ameliyat sonrası sertleşme sorunu da yaşanmıyor. Eğer kanser prostatın dışına çıktıysa yapılacak ameliyatların fazla bir tedavi edici etkisi yok. Bunun sebebi kanser hücrelerinin vücutta dolaşmaya başlaması ve başka bir yerde büyümeye başlamasıdır. Bu noktada ameliyatla prostatın alınması yerine başka tedavilerin denenmesi gerekir. Kişinin evresi uygunsa ilk önerilen tedavi ameliyattır. Ameliyata bağlı cinsel sorunlar, idrar kaçırma sorunları yaşamak istemeyenler ya da diğer rahatsızlığı nedeniyle ameliyatı tercih etmeyen hastalarda önerilen diğer tedavi radyoterapidir. Prostat radyosyana duyarlı olduğu için ciddi miktarda başarı elde edilebiliyor.

Prostatın evresi kabuk dışına yayıldıysa ne yapılmalı?

Prostat kanseri hormonlara çok duyarlı bir kanser türüdür. Bu erkeklik hormonunun büyümeyi uyardığı gözlemlenmiştir. Erkeklik hormonunu kestiğimizde prostat anserinin ilerlemesi son derece yavaşlar. Bu aşamada bizim çeşitli tedavi yöntemlerimiz var. Erkeklerde erkeklik hormonunun iki ana kaynağı vardır; yumurtalar (testisler) ve böbrek üstü bezleri. Yumurtalar alınabilir. Ağızdan alınan veya göbekten enjeksiyon şeklinde testosteron sentezini azaltan ve testosteronun etken maddesine, yani dehidrotestosterona dönüşümünü engelleyen ilaç tedavileri var. Prostat kanserinin en önemli noktası mümkün olduğunca erken tanı konulması ve tedavi edilmesidir..

Doğal beslenmenin prostat kanserine yakalanmayı önleme veya yayılmasını durdurmada etkisi var mıdır?

Prostat kanserinde koruyucu özelliği kabul edilmiş maddeler var. Bunlardan biri likopen.. Domateste olan, antioksidan madde likopen, vücuttaki dokuların kendilerini savunmasına yardımcı oluyor. Günde bir tane domates yerseniz kanserden korunursunuz demek doğru değildir, bu yeterli olmayabilir. Domates salçaları daha yoğun likopen içerir, bunların tercih edilmesi önerilebilir. Likopen içeren ilaçlarda bulunuyor. Ailede prostat kanseri olan kişilere koruyucu önlem olarak bu ilaçları önerebiliyoruz. Diğer koruyucu maddeler ise çinko, selenyum... Özellikle 50 yaşından sonra prostat kanseri ile selenyum seviyesi arasında ciddi bir ilişki var. Selenyum yüksek olan kişilerde prostat kanseri riski ciddi olarak azalıyor. 40 yaşından sonraki donmuş yağlı besinler dediğimiz kızartma, hayvani gıdalar, tereyağ vs, tütsülenmiş gıdalar, genetik faktörler prostat kanseri açısından ciddi bir risk oluşturuyor.

Ailede görülen kanser vakaları prostat rahatsızlıklarının ortaya çıkmasında etkili midir?

Babada prostat kanseri olan kişide prostat kanseri olma riski normal birine göre 3-4 kat daha fazla. Aynı şekilde erkek çocuğun annesinde meme kanseri varsa ileride protat kanseri görülme riski yine artıyor.

Bazen “bende prostat var ancak birşey olmuyor” ya da “yıllardır prostatı var hala yaşıyor” gibi yorumlar yapılıyor. Erkekler prostat hastalıklarını ve kanseri çok basite mi alıyor?

Prostat kanseri yakalandıktan sonra hemen öldürmeyen bir rahatsızlık olduğu için insanlarda böyle bir kanı oluşmuştur. Bilinmeyen ise, prostat kanseri tanısı konulan kişinin tedavi gördüğü için yaşadığıdır. Bunun iyi ayırt edilmesi gerekir. Bu nedenle risk taşıyan ya da taşımayan erkeklerin kadınların mamografi çektirmesi gibi her yıl prostat kontrolünden geçmelerini öneriyoruz.




Dr.Ergün Gürer
 
F

Fırtına

Guest
Prostat kanserinin belirtilerine dikkat!

Erken dönemde PSA yüksekliği, ileri dönemde sık sık idrara çıkma, gece idrara çıkma, ağrılı idrar yapma ve idrar yapmada zorlukla kendini gösteren prostat kanseri, ileri evrede bel ve eklem ağrılarına da yol açabiliyor.. Uzmanlar, prostat kanserinin, yavaş ilerlediği ve geç bulgu verdiğini belirterek, bulguların ortaya çıktığında hastalığın ilerlemiş ve metastatik şeklinde kendini gösterdiğini ifade ediyor.

Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, AA muhabirine yaptığı açıklamada, prostat kanserinin yaşlanan erkeğin en önemli problemleri arasında yer aldığını söyledi.

Avrupa'da 2009 yılı itibari ile 2.6 milyon yeni kanser vakası saptandığını belirten Biri, tüm kanser vakalarının yüzde 11'inin ve kanserden ölümlerin yüzde 9'unun prostat kanseri olduğunu ifade etti. Biri, prostat kanseri için bilinen en kuvvetli risk faktörünün genetik olduğuna, ailede prostat kanseri öyküsü olmasının prostat kanseri için risk oluşturduğuna dikkati çekerek, beslenme alışkanlığının da prostat kanseri gelişiminde etkili olabileceğinin düşünüldüğünü dile getirdi.

Prostat kanserinin, genel olarak orta-ileri yaş erkeklerin hastalığı olduğunu, hastalığın yavaş ilerlediğini ve geç bulgu verdiğini ifade eden Biri, bulgular ortaya çıktığında ise hastalığın ilerlemiş ve metastatik şeklinde kendini gösterdiğini söyledi.

Biri, hastalığın bulguları arasında sık sık işeme, gece idrara çıkma, ağrılı idrar yapma ve idrar yapmada zorluğun öne çıktığını belirterek, ''İlerlemiş hastalık da ise bel ve eklem ağrıları, halsizlik ve kilo kaybı olabilir. Bazen hastalık hiç belirti vermeden rastlantısal olarak veya kontrollerde PSA yüksekliği nedeniyle yapılan biyopsi ile ortaya çıkabilir'' diye konuştu.

TEDAVİ SEÇENEKLERİ

Biri'nin verdiği bilgiye göre, hastalığın tevdisi tamamen evresine göre yapılıyor. Dikkatli izlem, cerrahi tedavi, radyoterapi, HIFU, hormonoterapi, kemoterapi gibi tedavi seçenekleri bulunuyor. Cerrahi tedavi, açık cerrahi, kapalı cerrahi ve robotik cerrahi olarak uygulanabiliyor.

Prostat kanserinde dikkatli izlem, yavaş seyir gösteren ve tedavinin yan etkileri nedeniyle tedavi edilmeyecek hasta gurubuna uygulanıyor. İzlem protokolüne alınan hasta, düzenli olarak serum PSA ölçümü ile birlikte hastalığa özgü sorgulama ve parmakla rektal muayene ediliyor. Üç ayda bir PSA ölçümü diğer biyokimya testleri, yılda bir prostat iğne biyopsisi yapılarak hastalığın ilerleyip ilerlemediği kontrol ediliyor ve gerektiğinde kemik taraması isteniyor.

Yerel olarak yerleşmiş, uzak yayışım göstermeyen hastalık durumda ise radikal prostatektomi tedavisi uygulanıyor. Açık, kapalı ya da robotik cerrahi ile prostat kapsülü ile birlikte, seminal veziküllerin ve çevre yağ dokuları ile birlikte çıkarılıyor. Bu tedavi, tümörün prostat dokusuna sınırlı olan, lenf nodu tutulumu olmayan, uzak metastaz olmayan, 75 yaşından küçük hastalara yapılabiliyor.

Genel anesteziye bağlı risklerin dışında bu uygulama sonrasında idrar kaçırma ve sertleşme problemleri yaşanabiliyor. Yapılan çalışmalarda idrar kaçırma oranı yüzde 9-27 ve sertleşme problemi oranı ise yüzde 13-49 arasında değişiyor.

Brakiterapi olarak da adlandırılan radyoreterapi ile prostat bezine yüksek dozda radyasyon verilebiliyor;

Hormonal tedavide ise prostat kanseri testosteron denilen hormona duyarlı bir kanser çeşidi olduğundan sık tercih ediliyor. Testosteron bir erkeklik hormonu ve prostat kanserinde varlığı istenmiyor. Dolaşımdaki testosteronun ortadan kaldırılması ya da salgılanmasının durdurulması hormonal tedavinin temel prensibini oluşturuyor. Hormonal tedavide, dolaşımdaki testosteron hormonun baskılanmasına bağlı olarak seksüel problemler, meme büyümesi, bulantı, mide problemleri ve baş dönmesi gibi yan etkiler görülebiliyor.

Hormon dirençli kanserlerde ya da ilerlemiş kanserlerde kemoterapi kullanılıyor;

Krioterapi seçeneğinde ise prostat dondurularak tedavi ediliyor. Krioterapi ultrasonografi eşliğinde iğneler ile girilerek prostatın soğutulması ve dondurulması ile yapılıyor.

Prostat kanserinde alternatif tedavi metotalarından olan HIFU (High Intensity Focused Ultrasound) ameliyatsız bir yöntem olarak gösteriliyor. Özel bir ultrason probunun bilgisayar eşliğinde makata yerleştirilerek kanserli dokunun odaklanması ve ses dalgaları ile tedavi edilmesi prensibine dayanıyor. HIFU, hastalık tekrarladığında yeniden uygulanabiliyor ya da diğer tedavi yöntemleri başarısız olduğunda yapılabiliyor.
 
F

Fırtına

Guest
prostat büyümesi yeni teknoloji ''Plazma Kinetik Tur'' yöntemi ile tedavi ediliyor

658772_detay.jpg



Yaşlanan erkeğin en önemli problemlerinden olan iyi huylu prostat büyümesi (BPH) yeni teknoloji ''Plazma Kinetik Tur'' yöntemi ile tedavi ediliyor.!

Gazi Üniversitesi (GÜ) Tıp Fakültesi Üroloji ABD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Biri, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada yaşlı nüfusun yükseldiğini, bunun da sağlık sorunlarında artışa neden olduğunu söyledi. Elli yaşın üstündeki erkeklerde ürolojik bir rahatsızlık olan prostatın büyümesine bağlı problemlerin kişinin konforunu bozduğunu ve hayat kalitesini olumsuz etkilediğini belirten Biri, prostat büyümesinin genel olarak iki şekilde değerlendirildiğini ifade etti.

Biri, bunlardan birincisinin yaygın olarak görülen iyi huylu prostat büyümesi olduğunu, diğerinin ise daha az görülen prostatın köyü huylu büyümesi yani prostat kanseri olduğunu belirtti.

Prostatın büyümesine bağlı olarak daralan idrar kanalının hastalığın temel patolojik bozukluğunu oluşturduğunu dile getiren Biri, ''Prostatta büyüme 40'lı yaşlarda başlar ve genel olarak 50'li yaşlardan sonra belirti vermeye başlar. Hastada prostatın büyümesine bağlı olarak işeme ile ilgili belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtiler gece idrara çıkma, idrar yaparken zorlanma, sık sık idrara çıkma ve idrarın ince akması gibi belirtilerdir. Bazen de hastada bu belirtilerin yanı sıra ani idrar tıkanıklığı, mesane taşları veya böbreklerde genişleme gibi bulgular ortaya çıkabilir'' diye konuştu.

Biri, prostat büyümesinin kişinin hayat kalitesini bozmaya başladığında yada tıbbı olarak patolojik ek bir probleme yol açtığında tedavi edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Büyümenin iyi huylu olması durumunda tedavinin ilaçla başladığını, ilaç tedavisinden fayda sağlamadığı durumda cerrahi yöntemlerin söz konusu olduğunu anlatan Biri, günümüzde iyi huylu prostat büyümesi için yapılan cerrahi tedavi metotlarının açık ya da kapalı ameliyatlar şeklinde yapıldığını söyledi. Biri, açık ameliyatların başta enfeksiyon olmak üzere bazı riskleri taşıdığından artık çok sık uygulanmadığını ifade etti.

Şu an için iyi huylu prostat büyümesinde kullanılan altın standart tedavinin ''TUR'' diye isimlendirilen kapalı yöntemle gerçekleştirilen ameliyatlar olduğunu belirten Biri, TUR ameliyatlarının da farklı şekillerde uygulanabildiğini anlattı. Biri, ''TUR ameliyatlarında kapalı yöntemle hastanın idrar kanalından girilir ve prostat herhangi bir enerji kaynağı kullanılarak özel geliştirilmiş aletler ile parça parça kesilerek dışarı çıkartılır. Kullanılan enerji kaynağı monopolar veya bipolar olabilir. Monopolar sistemler hastanın vücudundan elektrik akımı geçmesini gerektiren bir sistemdir. Ancak bipolar istemlerde buna gerek kalmaz. İşte günümüzde kullanılan bipolar TUR sistemi Plazma Kinetik TUR sistemidir'' diye konuştu.

Sistemin son yıllarda üroloji alanında kullanıldığını belirten Prof. Dr. Biri, şöyle devam etti;

''Sistemde, plazma kinetik enerji kaynağı kullanılır ve bu sistemin klasik monopolar sistemlere göre oldukça avantaları vardır. En önemli avantajı, hastadan elektrik akımı geçmemesidir. Dolayısıyla, kalp pili olan hastalarda dahi pilin elektrik akımından etkilenmesi gibi bir problemle karşılaşılmadan güvenle tercih edilebilir.

Bu sistemde ameliyat sırasında prostatın daha güvenli ve hızlı bir biçimde kesilmesi sağlandığı için ameliyat süresi oldukça kısadır. Bu da daha az kanama miktarı ve daha az hastanede kalış süresi anlamına gelir. Hastalarda, ameliyat sonrası daha az idrar sondası kalır. Plazma Kinetik yöntemle, ameliyat sırasında çıkarılan doku doku incelemesine gönderilebilir. Lazer ile yapılan ameliyatlarda doku çıkarılmadığı için plazma kinetik tedavi bu açıdan da avantajlıdır.

Klasik yöntemle uygulanan TUR ameliyatlarında görüntü sağlamak için kullanılan sıvıya bağlı olarak yüzde 1-2 ihtimalle TUR sendromu dediğimiz problem gelişebilir. TUR sendromu kullanılan sıvının vücuda geçerek vücuttaki sodyum miktarını düşürmesidir. Plazma kinetik yöntemde görüntü sağlamak için kullanılan sıvı serum fizyolojiktir. Dolayısıyla bu sıvı vücuda geçse dahi TUR sendromuna neden olmaz. Klasik TUR ameliyatlarında işlem sonrası idrar kanalında veya idrar torbasının çıkışında darlık olma ihtimali vardır. Plazma kinetik TUR ameliyatlarında ise darlık gelişme ihtimali çok çok düşüktür..''

Plazma kinetik yöntemiyle, sadece prostat ameliyatlarının yapılmadığına, aynı zamanda mesane kanserlerinin kapalı yöntemle tedavisinin de gerçekleştirilebildiğine dikkati çeken Biri, mesane kanserlerinin kapalı yöntemle tedavisinin daha zor olduğunu söyledi.

Biri, bu yöntemle hızlı ve düzgün kesme işi yapmaya olanak sağladığını belirterek, ''Plazma kinetik sistem, aynı zamanda idrar kanalı darlıklarının tedavisi için de ideal bir yöntemdir. Elektrik akımı kullanmadan uygulanabildiği için işlem sonrası tekrar daralma ihtimali oldukça azdır'' dedi.

PLAZMA KİNETİK TUR AMELİYATI, GERİ ÖDEME KAPSAMINDA

Güncel tedaviler içinde özellikle prostat tedavisinde yerini almış olan Plazma Kinetik TUR ameliyatının Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından da geri ödeme kapsamına alındığının altını çizen Biri, ''Bu sistemin maliyeti, klasik TUR sistemine göre biraz daha yüksek. Çünkü, klasik TUR sistemine göre daha pahalı bir teknolojiye sahip. Ancak hiçbir zaman lazer ameliyatları kadar yüksek değil'' diye konuştu.

Biri, yöntemin başlangıçta mali yükünün biraz fazla olduğunu, ancak hastanın uzun süreli takibinde oluşabilecek ek problemlerin maliyetini azaltacağını ifade ederek, ''Bu açıdan bakıldığında SGK'ya faturası daha azdır'' dedi.
 
F

Fırtına

Guest
Her yıl 679 bin yeni prostat kanseri tanısı konuluyor

Tüm dünyada her yıl 679 bin yeni tanı prostat kanseri tanısı konuluyor. Kanser tanısı almış erkeklerin yüzde 24,1'inde prostat kanseri teşhis ediliyor.

Üroonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Çağ Çal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, prostat kanserinin erkeklerde vücuttaki kötü huylu tümörler arasında sıklık olarak tüm dünyada ikinci sırada yer aldığını söyledi.

Dünya genelinde her yıl 679 bin yeni tanı konulduğunu, sadece Avrupa'da yılda 346 bin yeni prostat kanseri olgusu saptandığını belirten Çal, Türkiye'de ise prostat kanserinin akciğer kanserinden sonra 2. sıraya yerleştiğini ifade etti.

65 yaş ve üstü her 10 kişiden birinin idrar kaçırdığını ve erkek cinsel organında sertleşme sorununun tüm dünyada erkeklerde görülen önemli problemlerin başında geldiğini belirten Çal, 2025 yılında sadece Avrupa'da 42,8 milyon erkeğin bu sorunu yaşamasının öngörüldüğünü bildirdi.

Çal, kanser tanısı almış erkeklerin yüzde 24,1'ine prostat kanseri teşhisi konulduğunu, prostat kanserinin erkeklerde en sık görülen kanser türü olduğunu, ürolojik şikayetleri olan kişilerin tıbbi yardıma başvurmayı ihmal etmelerinin en önemli nedenleri arasında utanma ve semptomların belirlenmemesinin yer aldığını dile getirdi.


Anadolu Ajansı
 
F

Fırtına

Guest
Erkeklerin yüzde 24.1'inde var!

Tüm dünyada her yıl 679 bin yeni tanı prostat kanseri tanısı konuluyor. Kanser tanısı almış erkeklerin yüzde 24,1'inde prostat kanseri teşhis ediliyor.

Üroonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Çağ Çal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, prostat kanserinin erkeklerde vücuttaki kötü huylu tümörler arasında sıklık olarak tüm dünyada ikinci sırada yer aldığını söyledi.

Dünya genelinde her yıl 679 bin yeni tanı konulduğunu, sadece Avrupa'da yılda 346 bin yeni prostat kanseri olgusu saptandığını belirten Çal, Türkiye'de ise prostat kanserinin akciğer kanserinden sonra 2. sıraya yerleştiğini ifade etti.

65 yaş ve üstü her 10 kişiden birinin idrar kaçırdığını ve erkek cinsel organında sertleşme sorununun tüm dünyada erkeklerde görülen önemli problemlerin başında geldiğini belirten Çal, 2025 yılında sadece Avrupa'da 42,8 milyon erkeğin bu sorunu yaşamasının öngörüldüğünü bildirdi.

Çal, kanser tanısı almış erkeklerin yüzde 24,1'ine prostat kanseri teşhisi konulduğunu, prostat kanserinin erkeklerde en sık görülen kanser türü olduğunu, ürolojik şikayetleri olan kişilerin tıbbi yardıma başvurmayı ihmal etmelerinin en önemli nedenleri arasında utanma ve semptomların belirlenmemesinin yer aldığını dile getirdi.

AİLE ÖYKÜSÜNE DİKKAT

Prostat hastalıklarında tanı için toplumdaki kişilerin prostat hastalıkları yönünden değerlendirilmesinde yıllık prostat muayenesinin yanı sıra kan PSA (Prostat Spesifik Antijen) düzeyinin belirlenmesi ve idrar tahlili yapılması gerektiğini ifade eden Çal, iyi ve kötü huylu prostat hastalıklarında kan PSA düzeyinde artış saptanabildiğini söyledi.

Çal, 40 yaşından sonra erkeklerin prostat hastalıkları yönünden değerlendirilmesinde kan PSA değeri değişimlerinin saptanmasının yaygın kullanılan bir yöntem olduğunu belirterek, birinci derece akrabalarında prostat kanseri teşhis konan erkeklerin bu hastalığa yakalanma riskinin yüksek olduğu uyarısında bulundu. Bunun için bu tür öyküsü bulananların mutlaka muayene ve kan PSA değerlerini takip ettirmesi gerektiğini vurguladı.

Parmakla prostat muayenesinde sertlik saptanan ya da kan PSA değerinde artış belirlenen erkeklere biyopsi yapılması gerektiğini anlatan Çal, prostat biyopsisinin, makatta kalın bağırsağın son bölümüne yerleştirilen bir ultrasonografi cihazı (transrektal ultrasonografi) ile yapıldığını ifade etti.

''IMRT VE IGRT TEKNİKLERİ, TEDAVİYE BAĞLI YAN ETKİYİ AZALTIYOR''

İyi huylu prostat büyümesinin farklı ilaçlarla ya da cerrahi olarak tedavi edilebildiğini dile getiren Çal'ın verdiği bilgiye göre, hastaların yakınmalarının şiddeti, prostat bezinin boyutu, eşlik eden diğer sağlık sorunları uygun tedavinin seçilmesinde belirleyici oluyor.

İlaçla tedavide düz kasların kasılmasını önleyen (alfa-bloker) ilaçlar veya prostat bezini belirli bir oranda küçülten ilaçlar kullanılabiliyor.

Günümüzde iyi huylu prostat büyümesinin cerrahi tedavisinde sıklıkla kapalı cerrahi teknikler tercih ediliyor. Cerrahi teknikler arasındaki farklılıklar doku örneklemesi yapılması, enerji kaynağının tipine (lazer uygulamaları) ya da yıkama sıvısına bağlı olarak ortaya çıkıyor. Aşırı büyük prostat dokusu, mesanede iri taş varlığı gibi iyi huylu büyümede tıbbi gerekçelere bağlı olarak açık prostat ameliyatı da uygulanabiliyor.

Prostat dokusunda sınırlı kanserlerde öncelikli tedaviler cerrahi olarak tüm prostat dokusunun çıkarılması veya ışın (şua, radyoterapi) uygulamaları gerçekleştiriliyor. Her iki yöntemle de hastalığın kalıcı olarak tedavi edilmesi amaçlanıyor.

Öte yandan prostat kanseri cerrahisinde açık yöntemin yanı sıra laparoskopik ve robotik cerrahiler de kullanılıyor. Yayılım yapmamış prostat kanserinin ışın (radyoterapi) ile tedavisinde de son yıllarda önemli gelişmeler elde ediliyor. Özellikle radyasyon dozunun hedef dokuda en üst düzeye erişimini sağlayan (IMRT, IGRT) teknikler tedaviye bağlı yan etki oranlarında azalma ile beraber etkinlikte artış sağlıyor.

Prostat dışı dokulara yayılmış prostat kanserinin tedavisinde temel uygulama hormonal tedavi olup, burada vücuttaki erkeklik hormonlarını ortadan kaldırma amaçlanıyor.

Metastatik prostat kanserli olgularda hormonal tedaviye direnç gösteren hasta gruplarında ise son yıllarda uygulanan kemoterapi yöntemleri ile ciddi sağ kalımlar elde edilebiliyor.
 
F

Fırtına

Guest
Herkes onu böyle biliyor ama o önlenebilir bir hastalık!

''Erkeklerin başının belası''

"Erkeklerin korkulu rüyası", "Erkekleri bekleyen tehlike", "50 yaş üstü dikkat" şeklinde lanse ediliyor... Bu başlıklar prostat kanseri için atılıyor. Son araştırmalara göre, tüm dünyada her yıl 679 bin yeni prostat kanseri tanısı konuluyor. Kanser tanısı almış erkeklerin yüzde 24,1'inde prostat kanseri teşhis ediliyor.

Araştırmalarda, Türkiye, İskandinav, Akdeniz ülkelerinde prostat kanserine yakalanmada artış olduğu belirtiliyor. Buna karşın, kanser öyküsü olan erkeklerin 45 yaşından, diğer erkeklerin 50 yaşından itibaren yılda bir defa parmakla rektal muayene olması gerekiyor.

Türkiye'de ise prostat kanserinin akciğer kanserinden sonra ikinci sıraya yerleştiği tehlikeyi bize anlatmaya yetiyor.

EN DÜŞÜK ORAN ÇİN VE JAPONYA

Asya ülkeleri içinde belli başlıları olarak Çin ve Japonya, prostat kanseri sıklığı ve mortalitesinin dünyada en düşük olduğu ülkeler. Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) göre, gelişmekte olan ülkelerde 65 yaş üstü nüfus 2010 yılında 327 milyon iken 2020’de 476 milyona, 2050’de ise 1.175 milyona çıkması öngörülüyor. Bu yaşlanan nüfusun en önemli hastalıklarından birinin de prostat büyümesi olacağı açık. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 50-60 yaş aralığında yüzde 40’larda olan iyi huylu prostat irileşmesi 60’lı yaşlarla beraber yüzde 70’lerin üzerine çıkıyor.

50 YAŞ ÜSTÜ ERKEKLER KONTROLE GİTMELİ

Bugün Dünya Prostat Günü... Sadece bugün hatrına değil 365 gün neler yapılması gerektiğini Bakırköy Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Kliniği Şefi Prof. Ali İhsan Taşçı anlatıyor;

Çevresel kirliliğin artmasıyla birlikte prostat kanserinde yükseliş olduğunu belirten Prof. Dr. Taşçı, "Bu kanser türünün görülme oranı şu anda yüzde 20'lerde. Belirti vermeyen, sinsi bir hastalık. 50 yaş üstündeki erkeklerin kendilerine sık sık baktırması gerekiyor. Eğer erken tanı olursa, tedavisi mümkün. Cerrahi yöntemler ise çok başarılı durumda" diyor.

SİGARA, ALKOL VE KİLODAN UZAK DURULMALI

Sigaradan, alkolden ve kilodan uzak durulması gerektiğini belirten Prof. Dr. Taşçı;

"Artık robotik cerrahi yapıyoruz. Bu hastalığın tedavisi ilaç değil. Cerrahi ile prostat alınırsa hastalık tedavi edilebiliyor. Prostat ameliyatlarında en büyük yan etkiler idrar kaçırma ve cinsel fonksiyon bozukluğu. Robotik cerrahiyle bu yan etkiler de azaldı. Sık sık idrara gitme, kesik kesik idrar yapma, idrar yaparken ağrı duyma gibi şikâyetler olduğunda zaman geçirmeden bir hekime gidilmesi gerekiyor ki erken tanı şansı olabilsin" şeklinde konuşuyor.

AİLEDE PROSTAT KANSERİ ÖYKÜSÜ VARSA DİKKAT

Üroonkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Süleyman Ataus da, prostata erkeklerin başının belası olarak bakıldığını söylüyor ve ekliyor;

"Prostat, yaşla beraber büyüyen bir organ... Büyümesiyle birlikte kanser gelişimi riski olan bir organ. Önlenebilir tedavi edilebilir kanserlerin başında geliyor. Yaş çok önemli bir faktör, ailede prostat kanseri olma hikayesi çok önemli... Yılda bir kez kanda PSA maddesine bakılması gerekiyor. Her yıl bir kez üroloji uzmanına gidilmeli... Bu yolla erken yakalamak mümkün. Önlenebilmesi için kilo kontrolü, hayvansal yağlardan uzak durmak, bitkisel ürünlerle beslenmek, kan yağlarının düzenlenmesi, egzersiz, yeterli sıvı tüketmek, sigaradan uzak durmak gereklidir" şeklinde görüş veriyor.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Prostat Kanseri Tedavi Seçenekleri

Referans Tedavi Metodları
Cerrahi (Radikal Prastotektomi)

Tüm prostat deferent kanallar (sperm ileten), mesane boynunun bir kısmı ve çevereleyen dokularla birlikte alınır. Lokalize evrelerde (Evre T1 & T2), radikal prostatektomi referans tedavi yöntemidir. Bu cerrahi girişim komplike bir ameliyattır ve 3-4 saatlik bir genel anestezi gerektirir.

Eksternal Radyoterapi
pros8.gif

Bu tedavi yöntemi yüksek enerjili radyoaktif ışınların direk prostat dokusuna iletilmesinden oluşmaktadır. Radyoterapi tedavisi anestezi uygulamaqsı gerektirmez, hastalar 7 ila 8 hafta boyunca düzenli olarak işlemin uygulandığı merkezlere giderek (haftanın 5 günü) tedavi olurlar.

Alternatif Tedavi Yöntemleri
HIFU : Transrectal High Intensity Focused Ultrasound (Ablatherm)

pros9.gif

ABLATHERM bilgisayar kontrollü olarak, yüksek yoğunluklu ve odaklanabilen ultrason enerjisi (HIFU) üreten, lokalize prostat kanseri tedavisinde kullanılmak üzere tasarlanmış tbbi bir cihazdır. Enerji endorektal bir prob vasıtasıyla iletilir. Ultrason dalgaları rektal duvarı aşarak prostat dokusu üzerine odaklanırlar. Bu odaklanma işlemi sadece odak noktasında ısı artışına sebep olarak çevre doku ve organlara zarar vermeden yalnızca hedef bölgede dokuda tahribat oluşturur. Tedavi toplam (1 ila 3 saat sürer) ve spinal anestezi altında yapılır.
Brakiterapi
Bu teknikte 50 - 150 radyoaktif çekirdek 20 - 40 iğne yardımı ile perine üzerinden doğrudan prostat dokusuna implante edilir. Genellikle genel anestezi altında uygulanır. (2 ila 3 saat sürer). Seed implant işlemi gerçekleştirilen hastanın operasyondan sonra iki ay süresince hamilelere ve çocuklara yaklaşması sakıncalıdır.

Cryoterapi tedavisinde prostat dokusu ultrason kılavuzluğunda donma dercesi takip edilerek kontrollü bir şekilde dondurulur. Prosedür anestezi altında uygulanır ve en az bir gece hastanede yatmayı gerektirir.

HIFU Robotik Prostat Kanseri Tedavisi

pros11.gif


Bu tedavi seçeneği prostat kanseri tedavisinde non invaziv metodların getirdiği avantajları içeren yeni ve etkili bir seçenek oluşturmaktradır. Bir oturumda etkin tedavi, gerektiğinde tekrarlanabilir, çok kısa hastanede yatma süresi ve düşük komplikasyon riski.

HIFU ile tedavide lokalize prostat kanseri hastalarından özellikle (evre T1-T2) de bulunan ve yaşları, genel durumları ve taşıdıkları rahatsızlıkları nedeniyle prostatektomi için uygun olmayan hastalara veya Cerrahi girişime alternatif arayan hastalara önerilmektedir. Ek olarak , bu tedavi yöntemi eksternal radyoterapi sonrası nüks sergileyen hastalarda da sağaltım tedavisi olarak kullanılabilmektedir.

Tedavi genellikle spinal anestezi altında transrektal olarak uygulanmaktadır, Rektuma özel bir prob yerleştirilmektedir. Bu prob bilgisayar kontrollü belli noktalara odaklanabilen yüksek güçlü ultrason dalgaları yaymaktadır. Ultrason dalgalarının odaklandığı noktada (focal point) dalgaların ani ve güçlü emilimi sonucu bölgede anlık bir ısı artışı olur (85 ila 100°C) bu şekilde hedef bölgedeki hücreler tahrip olurlar.

Hedef bölgeye yapılan her atışla oval şekilli 22 mm uzunluğunda ve 2 mm. çapında bir alanda tahribat yapılır. Atışların tekrarlanması ve , odak noktasının her atış arasında değişitirlmesi sonucu tüm tümörü içeren bölgenin tahribi mümkün olmaktadır.
 

Sulhi

Üye
Üye
Katılım
Haz 26, 2010
Mesajlar
57
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Ya bu prostat erkeklerin baş belası. tanıdığım 50 yaşın üzerindeki herkeste prostat var. tamam belki kötü huylu prostat yani prostat kanseri değiller ama işte sık sık idrara gitme falan çok beter bi hastalık neticede. allah başa vermesin.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst