F
Fırtına
Guest
"Eğer bir vatandaş mağdur olursa..."
Sağlık Bakanı Akdağ'dan sağlıkta yarın başlayacak iş bırakma eylemi için sert açıklama;
Sağlık çalışanları yarından itibaren iş bırakıyor. Konuyla ilgili ilk açıklama Türk Tabipler Birliği'nden geldi... TTB Başkanı Eriş Bilaloğlu vatandaşları uyararak, "19-20 Nisan'da sağlık kuruluşlarına başvurmayın.. Bu tarihlerde sadece acil hastalara bakılacak" dedi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ ise bunun üzerine, "TTB’nin 19-20 Nisan’da yaptığı çağrı üzerine hekimler ve sağlık çalışanlarının Türkiye genelinde gideceği iş bırakma eyleminde, bir tek vatandaş bile mağdur olursa, ben TTB’yi savcılığa şikâyet edeceğim" şeklinde yanıt verdi..
İşte sağlıkçılar ile Sağlık Bakanı arasındaki restleşme..
Türk Tabipleri Birliği Başkanı Eriş Bilaloğlu, 19-20 Nisan'da yapacakları eylem dolayısıyla sağlık kuruluşlarında sadece acil hastalara bakılacağını belirterek, bu tarihlerde durumu acil olmayanların sağlık kuruluşlarına başvurmamaları çağrısında bulundu.
Bilaloğlu, bu eylemin hekimlerle sınırlı olmayacağını, tüm sağlık çalışanlarının katılacağını kaydeden Bilaloğlu, taleplerini, ziyaret ettikleri siyasi partilerin yetkililerine ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ'a da ilettiklerini anlattı.
''Hekimlerin yararına olan şeylerin hastaların, hastaların yararına olanların da hekimlerin yararına olduğunu'' dile getiren Bilaloğlu, güvenceli çalışma ve gelir, mesleki bağımsızlık gibi taleplerin hastaları da yakından ilgilendirdiğine dikkati çekti.
Bilaloğlu, vatandaşlara, ''19-20 Nisan'da sağlık faaliyeti olmayacak. Lütfen sağlık kuruluşlarına başvurmayın'' çağrısında bulunan Bilaloğlu, bu tarihlerde sadece acil hastalara bakılacağını söyledi.
Türk Tabipler Birliği (TTB) Genel Başkanı Eriş Bilaloğlu, "Biz emir komuta zincirli bir çağrı yapmıyoruz. Hekimlere, vicdanen bir çağrıda bulunuyoruz" derken; Türk Sağlık- Sen Genel Başkanı Önder Kahveci ise, "Bakan tehdit konuşmalarından vazgeçsin" ifadesini kullandı.
Bilaloğlu şunları söyledi; "Bakan Akdağ 22 Mart'ta bir televizyon programına çıkmıştı ve orada 'Ben eskiden savcılığa şikâyet ederim gibi açıklamalar yapardım, bundan sonra yapmayacağım' demişti. Aradan bir ay geçti, Bakan Akdağ böyle bir açıklama yaptı. Bizim yapacağımız etkinliğin çağrısı ve koşulları net.. Bayram tatillerinde hizmet ne düzeyde veriliyorsa bu eylemde de o düzeyde verilecek. Bayramda hastaneler açık.. Olağanüstü durum olursa gerektiğinde arkadaşlarımız göreve çağırılıyor ve bir aksaklık olmuyor. Biz de arkadaşlarımıza acil bölümlere hastaların ulaşmasını engelleyici durumlar için uyarılarımızı yaptık.
Mesela toplanma yerleri acil önleri olmayacak. 'Yatan hastaların, yoğun bakımdakilerin, acil servislerin hizmetleri aksamasın' dedik. Biz sağlıkçı, hekim duyarlılığıyla her şeyi hazırladık. Olağandışı bir şeyin olması söz konusu değil.. Biz emir komuta zincirli bir çağrı yapmıyoruz. Hekimlere, vicdanen bir çağrıda bulunuyoruz."
Hekimlere şiddetin hızla ortadan kalkmasını istediklerini belirten Bilaloğlu şöyle devam etti; "Biz iş güvencesi ve gelir güvencesi istiyoruz. Güvenli çalışma ortamlarında çalışmak istiyoruz. Bakan'ın sözleri tamamen endişe yaratmaya yönelik söylemler.. Arkadaşlarımız gerekli önlemleri aldı. Bu iki günlük eylem daha uzun sürmesin diye neler yapılması gerektiğini hükümet, bakanlık düşünsün"
TEHDİT İŞİNİ BIRAKSIN
"Sayın Bakan şikâyet etmek de serbest" diye sözlerine başlayan Türk Sağlık- Sen Genel Başkanı ise şunları söyledi; "Kamu çalışanları iş bırakma eyleminden dolayı ceza aldı ama mahkemeler tarafından bu cezalar iptal edildi. Ortada AİHM'in de kararları var. Sayın Bakan suç duyurusunda bulunsa da sonuç alamaz.. Halbuki, sorunun kaynağının ne olduğunu öğrense, çözüm üretebilse daha isabetli bir davranış sergileyebilir. Bakan'ın söylediklerinin hukuki alt yapısı yok.. Bu tür tehditlerden vazgeçsin. Uzlaşı ve diyalog kurulsun.. Neden iş bırakma eylemine gidiliyor bir sorulsun. Bizim yaptığımız eylemde de talimat yayınladı hatta talimatta 'Kimse eyleme katılmasın' dedi. Biz sağlık çalışanları eylem yaparken, insan sağlığını tehdit edecek eylemlerden kaçınırız. Eylem kararı alanlar da insan sağlığını tehdit edecek bölümlerde hizmetlerine devam edecek.. Sayın Bakan tehdit işini bıraksın, sorunlara çözüm arasın. Demokrasinin gereği de budur"
TTB HUKUK BÜROSU
Türk Tabipler Birliği Hukuk Bürosu'nun açıklamasında AİHM kararlarına da yer verildi.
Açıklamada şunlar kaydedildi;
"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM) kararları açısından da farklı değildir. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Yapı-Yol-Sen Sendikası üyesi olan ve KESK tarafından memur maaşlarına yapılan düşük zammı protesto etmek amacıyla 5 Eylül 2002 tarihinde yapılan iş bırakma eylemine katılan E. Karaçay’a uyarma disiplin cezası verilir. Bu ceza Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınmıştır. AHİM 27 Mart 2007 tarihinde verdiği karar ile; “ceza, her ne kadar düşük olsa da, kendisi gibi sendikaya üye kişilerin çıkarlarını savunmak amacıyla sendika üyelerinin grev ve eylemlere yasal olarak katılmamasına yönelik caydırıcı bir niteliğe sahiptir” diyerek, uyarma cezasının haksız ve “demokratik toplumda gerekli olmadığı” sonucuna ulaşmıştır."
BAYRAM TATİLİNDE NASIL HİZMET SUNULUYORSA ÖYLE OLACAK
Bilaloğlu, “Bu iki gün, 9 günlük bayram tatillerinde nasıl hizmet sunuluyorsa öyle sunulacak. Normal koşullarda 9 günlük tatillerde hiçbir sıkıntı olmadığına göre, bu etkinlik boyunca da beklenen herhangi bir sıkıntı yoktur” diye konuştu.
Bilaloğlu şöyle konuştu;
“Özellikle altını çizmek istiyorum; hastaların yararına olan bir şey hekimlerin/sağlık çalışanlarının yararınadır. Hekimlerin yararına olan bir şey kuşkusuz olarak hastaların yararınadır. Bu etkinliğimizin taleplerini oluşturan güvenceli bir işte çalışmak, güvenceli gelir, mesleki bağımsızlık/klinik özgürlük, sağlıklı koşullarda çalışma talebi, şiddetin olmadığı ortamlarda çalışma talebi bütünüyle hastaların da, hekimlerin de yararınadır. Hekimlerin mi, hastaların mı, sağlık çalışanlarının mı, hemşirelerin mi yararına diye bir soru bizim reddettiğimiz, olmaması gereken bir yaklaşımdır. Bizim yararımıza olan bir şey aynı zamanda hastalarımızın da talebidir. Bir hastanın, 100. hasta olarak bakılması ne hastanın ne de ona bakmak zorunda olan hekimin yararınadır.”
Bilaloğlu, böyle bir hedefleri olmamakla birlikte, etkinliğin aynı zamanda Türkiye’nin çok da arzu edilmeyen demokratikleşme seviyesine de katkı sağlayacak bir etkinlik olacağını kaydetti. Bilaloğlu, “19-20 Nisan etkinliği, Türkiye’de ‘hak arama mücadelesi nasıl olur’ a örnek olacaktır. Türkiye’de çalışanlar, hekimler, sağlıkçılar, ‘nasıl hak aranır’ı ağırbaşlı ama coşkulu, kararlı, ısrarlı, ne istediklerini bilen bir noktada gerçekleştirecekleri için Türkiye’nin de yararına bir faaliyeti yapmış olacağız” diye konuştu.
BAKAN'DAN SERT AÇIKLAMA
Sağlık Bakanı Recep Akdağ'dan bu eylem için yanıt gecikmedi. Bakan Akdağ, "TTB’nin 19-20 Nisan’da yaptığı çağrı üzerine hekimler ve sağlık çalışanlarının Türkiye genelinde gideceği iş bırakma eyleminde, bir tek vatandaş bile mağdur olursa, ben TTB’yi savcılığa şikâyet edeceğim. Sağlık hakkı vazgeçilmez bir haktır. Eylemde, acil hastalara bakılacak diyorlar ama şunu unutmamak lazım, sağlık işi beklemez. Ben yine de aklı selimin galip geleceğini ve hekimlik yemini etmiş kişilerin, hastalarını asla mağdur etmeyeceklerini düşünüyorum" dedi.
"İNCE AYAR YAPACAĞIZ"
Hekimlerin performans ve özlük haklarıyla ilgili her türlü hak arayışına 'evet' dediklerini belirten Akdağ şunları kaydetti; "Tekrar muayenecilik sistemine dönülsün diye yapılıyorsa buna hayır, çünkü dönmeyeceğiz. Tabii ki doktorlarımız için Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi bir ince ayar yapacağız. Başbakanımız, hükümet ve benim kırmızı bir çizgimiz var. Bu kırmızı çizginin anlamı şudur, kamudan sağlık hizmeti alma ihtiyacı olan bir vatandaşın muayenehaneye ya da özel bir hastaneye para vermesi doğru değil. Hekimlerin daha fazla kazanmaları ve özlük haklarının daha fazla iyileşmesini ben de çok arzu ediyorum. Belli bir gelirleri olacak ve performansla daha çok kazanacaklar. Ayrıca sistemin içinden kaynaklanan, emekliliklere yansıyan kısımda çözemediğimiz sıkıntılı bir durum var. Kabul ediyorum ve düzeltmek için çalışıyoruz."
habertürk
Sağlık Bakanı Akdağ'dan sağlıkta yarın başlayacak iş bırakma eylemi için sert açıklama;
Sağlık çalışanları yarından itibaren iş bırakıyor. Konuyla ilgili ilk açıklama Türk Tabipler Birliği'nden geldi... TTB Başkanı Eriş Bilaloğlu vatandaşları uyararak, "19-20 Nisan'da sağlık kuruluşlarına başvurmayın.. Bu tarihlerde sadece acil hastalara bakılacak" dedi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ ise bunun üzerine, "TTB’nin 19-20 Nisan’da yaptığı çağrı üzerine hekimler ve sağlık çalışanlarının Türkiye genelinde gideceği iş bırakma eyleminde, bir tek vatandaş bile mağdur olursa, ben TTB’yi savcılığa şikâyet edeceğim" şeklinde yanıt verdi..
İşte sağlıkçılar ile Sağlık Bakanı arasındaki restleşme..
Türk Tabipleri Birliği Başkanı Eriş Bilaloğlu, 19-20 Nisan'da yapacakları eylem dolayısıyla sağlık kuruluşlarında sadece acil hastalara bakılacağını belirterek, bu tarihlerde durumu acil olmayanların sağlık kuruluşlarına başvurmamaları çağrısında bulundu.
Bilaloğlu, bu eylemin hekimlerle sınırlı olmayacağını, tüm sağlık çalışanlarının katılacağını kaydeden Bilaloğlu, taleplerini, ziyaret ettikleri siyasi partilerin yetkililerine ve Sağlık Bakanı Recep Akdağ'a da ilettiklerini anlattı.
''Hekimlerin yararına olan şeylerin hastaların, hastaların yararına olanların da hekimlerin yararına olduğunu'' dile getiren Bilaloğlu, güvenceli çalışma ve gelir, mesleki bağımsızlık gibi taleplerin hastaları da yakından ilgilendirdiğine dikkati çekti.
Bilaloğlu, vatandaşlara, ''19-20 Nisan'da sağlık faaliyeti olmayacak. Lütfen sağlık kuruluşlarına başvurmayın'' çağrısında bulunan Bilaloğlu, bu tarihlerde sadece acil hastalara bakılacağını söyledi.
Türk Tabipler Birliği (TTB) Genel Başkanı Eriş Bilaloğlu, "Biz emir komuta zincirli bir çağrı yapmıyoruz. Hekimlere, vicdanen bir çağrıda bulunuyoruz" derken; Türk Sağlık- Sen Genel Başkanı Önder Kahveci ise, "Bakan tehdit konuşmalarından vazgeçsin" ifadesini kullandı.
Bilaloğlu şunları söyledi; "Bakan Akdağ 22 Mart'ta bir televizyon programına çıkmıştı ve orada 'Ben eskiden savcılığa şikâyet ederim gibi açıklamalar yapardım, bundan sonra yapmayacağım' demişti. Aradan bir ay geçti, Bakan Akdağ böyle bir açıklama yaptı. Bizim yapacağımız etkinliğin çağrısı ve koşulları net.. Bayram tatillerinde hizmet ne düzeyde veriliyorsa bu eylemde de o düzeyde verilecek. Bayramda hastaneler açık.. Olağanüstü durum olursa gerektiğinde arkadaşlarımız göreve çağırılıyor ve bir aksaklık olmuyor. Biz de arkadaşlarımıza acil bölümlere hastaların ulaşmasını engelleyici durumlar için uyarılarımızı yaptık.
Mesela toplanma yerleri acil önleri olmayacak. 'Yatan hastaların, yoğun bakımdakilerin, acil servislerin hizmetleri aksamasın' dedik. Biz sağlıkçı, hekim duyarlılığıyla her şeyi hazırladık. Olağandışı bir şeyin olması söz konusu değil.. Biz emir komuta zincirli bir çağrı yapmıyoruz. Hekimlere, vicdanen bir çağrıda bulunuyoruz."
Hekimlere şiddetin hızla ortadan kalkmasını istediklerini belirten Bilaloğlu şöyle devam etti; "Biz iş güvencesi ve gelir güvencesi istiyoruz. Güvenli çalışma ortamlarında çalışmak istiyoruz. Bakan'ın sözleri tamamen endişe yaratmaya yönelik söylemler.. Arkadaşlarımız gerekli önlemleri aldı. Bu iki günlük eylem daha uzun sürmesin diye neler yapılması gerektiğini hükümet, bakanlık düşünsün"
TEHDİT İŞİNİ BIRAKSIN
"Sayın Bakan şikâyet etmek de serbest" diye sözlerine başlayan Türk Sağlık- Sen Genel Başkanı ise şunları söyledi; "Kamu çalışanları iş bırakma eyleminden dolayı ceza aldı ama mahkemeler tarafından bu cezalar iptal edildi. Ortada AİHM'in de kararları var. Sayın Bakan suç duyurusunda bulunsa da sonuç alamaz.. Halbuki, sorunun kaynağının ne olduğunu öğrense, çözüm üretebilse daha isabetli bir davranış sergileyebilir. Bakan'ın söylediklerinin hukuki alt yapısı yok.. Bu tür tehditlerden vazgeçsin. Uzlaşı ve diyalog kurulsun.. Neden iş bırakma eylemine gidiliyor bir sorulsun. Bizim yaptığımız eylemde de talimat yayınladı hatta talimatta 'Kimse eyleme katılmasın' dedi. Biz sağlık çalışanları eylem yaparken, insan sağlığını tehdit edecek eylemlerden kaçınırız. Eylem kararı alanlar da insan sağlığını tehdit edecek bölümlerde hizmetlerine devam edecek.. Sayın Bakan tehdit işini bıraksın, sorunlara çözüm arasın. Demokrasinin gereği de budur"
TTB HUKUK BÜROSU
Türk Tabipler Birliği Hukuk Bürosu'nun açıklamasında AİHM kararlarına da yer verildi.
Açıklamada şunlar kaydedildi;
"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM) kararları açısından da farklı değildir. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Yapı-Yol-Sen Sendikası üyesi olan ve KESK tarafından memur maaşlarına yapılan düşük zammı protesto etmek amacıyla 5 Eylül 2002 tarihinde yapılan iş bırakma eylemine katılan E. Karaçay’a uyarma disiplin cezası verilir. Bu ceza Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınmıştır. AHİM 27 Mart 2007 tarihinde verdiği karar ile; “ceza, her ne kadar düşük olsa da, kendisi gibi sendikaya üye kişilerin çıkarlarını savunmak amacıyla sendika üyelerinin grev ve eylemlere yasal olarak katılmamasına yönelik caydırıcı bir niteliğe sahiptir” diyerek, uyarma cezasının haksız ve “demokratik toplumda gerekli olmadığı” sonucuna ulaşmıştır."
BAYRAM TATİLİNDE NASIL HİZMET SUNULUYORSA ÖYLE OLACAK
Bilaloğlu, “Bu iki gün, 9 günlük bayram tatillerinde nasıl hizmet sunuluyorsa öyle sunulacak. Normal koşullarda 9 günlük tatillerde hiçbir sıkıntı olmadığına göre, bu etkinlik boyunca da beklenen herhangi bir sıkıntı yoktur” diye konuştu.
Bilaloğlu şöyle konuştu;
“Özellikle altını çizmek istiyorum; hastaların yararına olan bir şey hekimlerin/sağlık çalışanlarının yararınadır. Hekimlerin yararına olan bir şey kuşkusuz olarak hastaların yararınadır. Bu etkinliğimizin taleplerini oluşturan güvenceli bir işte çalışmak, güvenceli gelir, mesleki bağımsızlık/klinik özgürlük, sağlıklı koşullarda çalışma talebi, şiddetin olmadığı ortamlarda çalışma talebi bütünüyle hastaların da, hekimlerin de yararınadır. Hekimlerin mi, hastaların mı, sağlık çalışanlarının mı, hemşirelerin mi yararına diye bir soru bizim reddettiğimiz, olmaması gereken bir yaklaşımdır. Bizim yararımıza olan bir şey aynı zamanda hastalarımızın da talebidir. Bir hastanın, 100. hasta olarak bakılması ne hastanın ne de ona bakmak zorunda olan hekimin yararınadır.”
Bilaloğlu, böyle bir hedefleri olmamakla birlikte, etkinliğin aynı zamanda Türkiye’nin çok da arzu edilmeyen demokratikleşme seviyesine de katkı sağlayacak bir etkinlik olacağını kaydetti. Bilaloğlu, “19-20 Nisan etkinliği, Türkiye’de ‘hak arama mücadelesi nasıl olur’ a örnek olacaktır. Türkiye’de çalışanlar, hekimler, sağlıkçılar, ‘nasıl hak aranır’ı ağırbaşlı ama coşkulu, kararlı, ısrarlı, ne istediklerini bilen bir noktada gerçekleştirecekleri için Türkiye’nin de yararına bir faaliyeti yapmış olacağız” diye konuştu.
BAKAN'DAN SERT AÇIKLAMA
Sağlık Bakanı Recep Akdağ'dan bu eylem için yanıt gecikmedi. Bakan Akdağ, "TTB’nin 19-20 Nisan’da yaptığı çağrı üzerine hekimler ve sağlık çalışanlarının Türkiye genelinde gideceği iş bırakma eyleminde, bir tek vatandaş bile mağdur olursa, ben TTB’yi savcılığa şikâyet edeceğim. Sağlık hakkı vazgeçilmez bir haktır. Eylemde, acil hastalara bakılacak diyorlar ama şunu unutmamak lazım, sağlık işi beklemez. Ben yine de aklı selimin galip geleceğini ve hekimlik yemini etmiş kişilerin, hastalarını asla mağdur etmeyeceklerini düşünüyorum" dedi.
"İNCE AYAR YAPACAĞIZ"
Hekimlerin performans ve özlük haklarıyla ilgili her türlü hak arayışına 'evet' dediklerini belirten Akdağ şunları kaydetti; "Tekrar muayenecilik sistemine dönülsün diye yapılıyorsa buna hayır, çünkü dönmeyeceğiz. Tabii ki doktorlarımız için Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi bir ince ayar yapacağız. Başbakanımız, hükümet ve benim kırmızı bir çizgimiz var. Bu kırmızı çizginin anlamı şudur, kamudan sağlık hizmeti alma ihtiyacı olan bir vatandaşın muayenehaneye ya da özel bir hastaneye para vermesi doğru değil. Hekimlerin daha fazla kazanmaları ve özlük haklarının daha fazla iyileşmesini ben de çok arzu ediyorum. Belli bir gelirleri olacak ve performansla daha çok kazanacaklar. Ayrıca sistemin içinden kaynaklanan, emekliliklere yansıyan kısımda çözemediğimiz sıkıntılı bir durum var. Kabul ediyorum ve düzeltmek için çalışıyoruz."
habertürk