Sağlık Kurullarını Nasıl Aşacağız.?!

  • Konuyu başlatan Fırtına
  • Başlangıç tarihi
F

Fırtına

Guest
Dışarıya çıkmak ve özgürce, hiçbir engele takılmadan saatlerce yol almak.. Bu sadece engellilerin değil herkesin isteği.!

Engel, çoğu insan için yoğun trafik, alt ya da üst geçidin olmaması, kaldırımların yetersizliği iken, biz engelliler için engel durumuna göre değişmekle beraber sayılamayacak kadar çok ne yazık ki.! Engeller de fiziki ve zihinsel olarak ikiyi ayrılmakta.. Dikkat ederseniz engelliler değil, engeller diye sınıflandırma yapıyorum. Ve burada göze çarpan durum da fiziki engellerin aslında zihinsel engellerden kaynaklanıyor olması.. Aslında bütün her şey planlamayı ve uygulamayı yapanlardan kaynaklanıyor.

Bu yazıda bu engellerden biri olan ve birçok engellinin hayatında en az bir kez çeşitli sebeplerle uğramak zorunda kaldığı Sağlık Kurullarından bahsetmek istiyorum;

Hastaneler, ülkemizde gelir düzeyi belirli bir seviyenin altında kalan her insanın sorunudur. Çözümü demem gerekirken sorunu demem bu kurumların amaçları ile ne kadar çok çelişmekte.. Daha da somutlaştırırsak, özel bir hastanede yardımcı doçent ve üstü ünvana sahip bir hekime muayene olabilecek ya da ameliyatını yaptırabilecek maddi güce sahip olmayan insanların sorunu.!

Benim sağlık kuruluna başvuruşum ilk olarak gelir vergisi indiriminden faydalanmak içindi.. Ancak, Maliye Bakanlığı, Ankara Numune Hastanesi’nin benim için öngördüğü % 60’lık özürlülük oranını % 15’e çekerek benim daha sağlıklı olduğuma, daha rahat hareket ettiğime karar verdi. Maliye Bakanlığı’ndaki süper güce sahip hekimler ve/veya bürokratlardan oluşan kurul beni görmeden, muayene etmeden, hastanedeki sağlık kurulunun kararını hiçe sayarak bu kararı verdi ve yüce devletimizi mali bir külfetten kurtardı. Benim sayemde şu anda sevgili bürokratlarımız bir depo benzin daha doldurup, devlet işlerini daha hızlı ve rahat bir şekilde halledebiliyorlar (!)

Benim durumumda çok kişi olduğunu duydum. Bu sayede devlet bürokrasi çok daha hızlı işleme olanağı bulmuş oldu (!)

Sağlık kuruluna ikinci başvurum H sınıfı ehliyet ve özel tertibatlı araç alabilmek içindi. Geçen ay bunun için Ankara Numune Hastanesi’ne başvurdum. Engelli dostu sağlık sistemi bana dedi ki; “Önce Sıhhıye’deki Semt Polikliniği’ne gidiyorsunuz.” Polikliniğe varmak biraz zaman alsa da poliklinikteki işim çok kısa sürede bitti. Çünkü burada hiçbir şey yapmıyorlardı. Para yatır, aile hekimine görün, sevk al.. Tabi, bu arada ekonomiyi de canlandırıyordum. Numune’den polikliniğe ve poliklinikten Numune’ye gitmek için taksiye bindim. Gerçi kısa bir yol olduğu için rahatsızlık da duymuş olabilir taksi şoförleri.. Biliyorsunuz ki bizim taksicilerimiz gidilecek yere, zamana ve hava koşullarına göre müşteri tercihinde bulunabilmekteler (!)

Numune Hastanesi’nin C Blok’unda yer alan Sağlık Kurulu da engelli dostu olarak düzenlenmiş (!) Ülkemizdeki yapılanmayla paralel olarak, hastane olmasına rağmen hem hastalar için hem de engelliler için uygun olmayan bir alana inşa edilmiş olmanın yanında C Blok’tan A Blok’a gitmek için de yokuş ve merdiven aşmanız gerekiyor. C Blok’ta başvuru yapılacak yerde oturan memurlarla konuşabilmek için iki büklüm olmak zorundasınız. Sıramatik gibi çağdaş bir mekanizma olmadığı için sıraya geçiyorsunuz. Gerçi sıramatik olsa oturacak yer sıkıntısı var. Sizi muayene olmanız için A Blok’a gönderiyorlar. Nöroloji polikliniğinde doktor ya da sekreter yerindeyse, muayenenizi olmak için içeri giriyorsunuz. Doktorlar o kadar bilgili ki size sadece sorular sorarak karar verebiliyorlar. Burada sizin de hastalığınız konusundaki bilginiz ve tıbbi terimleri doğru bir şekilde telaffuz edebilmeniz önemli bir rol oynuyor.

Tekrar C Blok’a yol alıyorsunuz, dosyanızı bırakıyorsunuz ve bir sonraki gün saat 13’de gelmeniz söylüyorlar. İşte o saat herkesin gelip görmesi gereken bir manzaraya denk geliyor. Başbakanın ve Sağlık Bakanı’nın insanların o acizlik içinde, daracık bir yerde beklemesini görmesini isterim. Ancak kendilerinin konuya yabancı olmadığını da tahmin ediyorum. İsimleriniz güvenlik görevlisi tarafından okunduğu zaman içeri giriyorsunuz ve kısa bir muayeneden sonra çıkmanız söyleniyor. Muayene dediysem ellerini kaldır, burnuna getir götür, yürü gibisinden basit komutları içeren 2 dakikalık bir süreç.. Benim elle kumandalı özel tertibatlı araç almama engel olanların hiçbirisi bunlar değil ki.. Yıllardır onca doktora muayene olduğum için muayene aşamalarına aşinayım ve şundan çok eminim ki iki üç dakikalık bir muayene benim hastalığım ve yapabileceklerim konusunda kesinlikle bir sonuca ulaştıramaz.

Ertesi gün ise saat 15’de raporu almak için gelmeniz söyleniyor. Bu kutlu saatin benim için bu gitmelerin gelmelerin biteceği an olduğunu düşünüyorken sürücü kursunda (ki orasının işleyişi de tartışmalı) raporda H sınıfı ehliyet alabilir ibaresinin olmadığı, yalnızca elle kumandalı özel tertibatlı araç kullanabilir yazdığı, bu şekilde raporun kabul olmayacağı belirtildi. 4-5 gün sonra bunu öğrenince tekrar hastanenin yolunu tuttum. Bu arada, özel tertibatlı araç kullanabilen kişilerin nasıl B sınıfı ehliyet alabilecekleri üzerinde de kafa yordum. Hastanedeki yetkili, benim bir sonraki gün tekrar hastaneye gelip Sağlık Kurulu’na girmemi istedi. Raporu yazan kişinin yaptığı hatayı bana yüklemelerini içime sindiremediğim için Hasta Hakları Birimi’ne gittim. Ancak oradaki yetkilinin de hastaların haklarından ziyade hastanenin haklarını korumak amacıyla görevlendirildiği için bir sonuç alamadım. Ertesi gün eşim hastaneye gitti ve bin bir uğraş sonunda raporumu alabildi.

Bu kısım aslında ayrıca bir yazı konusu olurdu. Ancak, benden çok daha kötü durumda olanları bildiğim için bu kısmı atlamak istiyorum.!

Peki, Sağlık Bakanlığımız şöyle bir sistem geliştiremez miydi engelliler için.?

1. Engelli, bir telefonla Sağlık Bakanlığı’nı arayarak durumunu bildirir ve rapor almak istediğini iletir,

2. Telefondaki yetkili, engellinin bilgilerini alarak isteğini adresine en yakın ve uygun olan hastaneye bildirir,

3. Hastane, engelli ile irtibata geçer ve özel donanımlı araç ve sağlık personeli ile engelliyi adresinden belirlenmiş bir saatte alır,

4. Hastanede, engelli adına sağlık personeli bürokratik işlemleri halleder,

5. Engellinin hastane içindeki taşınma işlemleri sağlık personeli tarafından yapılır,

6. Muayene ve tetkik işlemleri bittikten sonra engelli evine aynı araç ve sağlık personeli tarafından bırakılır,

7. Muayene ve tetkik işlemleri zaten yapıldığı için engellinin tekrar sağlık kuruluna gelmesi istenmez. Raporu, ilgili kuruma ve/veya engellinin adresine gönderilir,

8. Raporun bir örneği, Sağlık Bakanlığı’na gönderilir ve merkezi bilgisayar sisteminde kaydedilir,

9. Engelli, başka bir işlem için rapora tekrar ihtiyaç duyduğunda, rapor süreli olarak verilmemişse, engelli Sağlık Bakanlığı’nı arayarak durumunu bildirir. Sağlık Bakanlığı’nda talebi alan yetkili ilgili kuruma raporu iletir,

10. İlgili kurum, engelliye teslim edilmesi gereken belge var ise belgeyi engellinin adresine gönderir,

Böyle bir sistem geliştirmenin hiç zor olduğunu düşünmüyorum. Peki, Sağlık Bakanlığı’nda bunun gibi bir sistemi geliştirebilecek uzmanlar ve bürokratlar yok mu.? Var olduğunu bildiğimize göre hala niye bekliyorlar. Sosyal bir devlet isek, niye engelli insanlarımıza eziyet etmeye devam ediyoruz.?



Abdullah OĞUZ
 
Tekerlekli Sandalye
Üst