Sakat Olduğum İçin Şirketin İmajını Zedeliyor Muşum!

lİVANE

Üye
Üye
Katılım
Şub 7, 2012
Mesajlar
1
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Bu siteyi okuduktan sonra bende bir yazı ile şu ana kadar yaşadıklarımı paylaşmak istedim. Bazı arkadaşlarımızın başına gelmiş o trafik canavarı ile tanışma benimde yıllar önce başıma geldi. Yalnız burada ana kahraman ben değildim. Figüran olarak oynadığım o sahneden bana bir tekerlekli sandalye hediye edildi. Anlaşılmaz konuşmayı bırakıyım. 2008’de bursa üzerinden İstanbul’a gelirken bindiğim xxx firmasına ait otobüs kaza yaptı. Ben şoförün hemen arka kodluğunda oturuyordum. Ön taraftan vurmamızla şoförün koltuğu arasına sıkıştım.

Tek hatırladığım beni çıkarmaya çalışan itfaiye görevlileriydi. Hastanede gözlerimi açtığımda artık tekerlekli sandalyeye mahkûm olduğumu öğrendim. Bu tarihten sonra engelli kelimesini tanıdım ve aslında günlük hayatımda rahatlıkla aştığım engellerin bir engelliyi ne kadar zorladığını anladım. Bir apartmanda ailemle beraber yaşıyorum. Hayatımı kazanmak için hepiniz gibi çalışmam gerekiyor. Kaza öncesinde geleceği parlak bir yazılımcıydım. Kazadan sonra eski işyerinde engelli statüsüyle tekrar başladım. Neredeyse bölüm şefliğine geçeceğim bir zamanda gelen bu kaza nedeni ile yıllarca emek verdiğim firmada artık yeni başlayan bir yazılımcıyım. Ama şu aşamada şanslı olduğum tek konu işimin ayaklarımı kullanmadan yapabilecek bir iş olması. Benim burada paylaşmak istediğim olay ise zaten bu konulardan sonra başlıyor.

Şirketimizde (adını vermek istemiyorum) yapılacak bir proje için 2 yazılımcının yurt dışına çıkıp eğitim alması gerekiyordu. Bu konuda ismim sürekli geçiyor fakat somut bir adım atılmıyordu. Aslına bakarsanız hem yurt dışını görmek hem de kendimi geliştirmek için güzel bir fırsattı. Alanımda şirketimin en iyileri arasında olduğumdan bu konuda bir adım öndeydim. Fakat açıklama yapılacağı gün o 2 kişinin içinde yoktum. Tabi öncelikle diğer arkadaşlarımın da hak ettiklerini düşündüğüm için bir ses çıkarmadım. Ta ki yakın bir arkadaşımdan işin iç yüzünü öğrenene kadar. Bölüm şefi ve müdürü konuşurken duymuş. Aslında ben gidecekmişim fakat sakat olduğum için şirketin imajını zedelememek için seçilmemişim. Burada arkadaşıma ne kadar güvendiğim tabi ki önemli bu bilgiyi zaten direk ondan değil dolaylı yoldan öğrendim. Sonuç olarak bu karar sonrasında çok fazla sinirlendim ve hemen bölüm şefinin odasına gittim.

Odada durumu kendisine anlattığımda olayı doğruladı fakat doğrulamasında kendisinin bir düşüncesi olmadığını kendisine göre de yanlış olduğunu iletti. Bölüm şefinden bir şey öğrenemeyeceğimi anladıktan sonra müdürün yanına çıktım. Olayı anlattım ve nedenini sordum. Yönetim kademesi yurt dışında yapılacak bu eğitimde bizi temsil edecek kişilerin beyinlerine değil dış görüşüne önem vermişler. İnana biliyor musunuz? Kesinlikle giden arkadaşlarım kötüdür demiyorum. Benim gitmem lazım filan da demiyorum. Ama benim çalışmalarımla bir şeyler katmaya çalıştığım bir yerin benim dış görünüşümdeki engelimi kendi imajlarına engel görmeleri içimi çok sızlattı. Şimdi işten çıkmakla çıkmamak arasında kalıyorum. Bir yandan geçim sıkıntısı bir yandan gururum her gün savaş halindeler. Bu konuda sizinde yorumunuzu öğrenmek isterim. Siz benim yerimde olsanız ne yaparsınız?
 

Birey

Üye
Üye
Katılım
Eki 13, 2011
Mesajlar
528
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Bu konuda yorum yazmak zor, zira hayatınızı önemli ölçüde etkileyecek bir karar alacaksınız. Tepkileriniz gayet doğal, buna rağmen öfkeyle hareket etmemiş olmanızı imrenerek okudum. Birde şu açıdan bakmakta fayda var; Bölüm şefiniz yada müdürünüz dış görünüşe önem vermiyor sadece yurtdışındaki yetkililerin buna önem vermelerinden ve şirketin bundan zarar görmesinden çekmiş olabilirler. Tabi aldıkları karar yanlış, başkalarının yanlış düşünmesi, size yanlış yapma hakkı vermez onlara. Lakin kapitalist sistemlerde ayakta durmak karşınızdaki kurumun üst yetkilileri yada bireylerin görüş ve vicdanına kaldığından dolayı, karşınızdaki yanlış düşünüyor olsa bile ona ayak uymak zorunda kalınıyor çünki ticari ilişkiye onlar karar veriyor.

Ben sizin yerinizde olsaydım, Bölüm şefi yada müdürü anlamaya çalışırdım ( Doğru karar aldıklarını söylemiyorum sadece bu kararı almayı şirketin selameti açısından almak zorunda kaldıklarını düşünürdüm, yukarda bunun nedenini açıkladım) Bu olay dışında şirketin yetkilileriyle bir husumet yaşamıyor ve dışlanmaya dair bir durum yoksa, ben olsam ayrılmazdım. Kendim için, ekmek param için buna katlanır ve işime devam ederdim.

Umarım alacağınız karar doğru ve hayırlı olur. Allah yar ve yardımcınız olsun, selametle kalın inşAllah.
 

Tülayca

Üye
Üye
Katılım
Eyl 20, 2011
Mesajlar
133
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Bende olsam ayrılmazdım. İşten ayrılmak işin kolay yanı. Aynı işe devam edip başarılarınızla onları kendinize hayran bırakmanız daha akılcı olur bence. Tabi bu anlattığınız olaylar engellilere uygulanan ayrımcılığın en görünür şekli. Üzerinde çok şey yazılabilir. Şu an zamanım yok. İlerleyen günlerde konu hakkında detaylı bi yazı yazacam.
 

erkdal

Üye
Üye
Katılım
Şub 26, 2012
Mesajlar
11
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Merhaba,
yerinde olsam işime devam ederdim. Neden mi? aslında hala kendi işini yapıyorsun ve hala yazılımcısın. Çalıştığın şirket sadece seni yurt dışına göndermemiş kariyerin açısından yolunu kapatmamış. Senin gibi engelli statüsünde olup da kendi mesleğini icra edemeyen o kadar çok kişi var ki. Örneğin ben, grafikerim hem de iyi bir grafikerim. iyi bir derece ile 4 yıllık okulu bitirdim ve o heyecanla iş hayatına atıldım ancak iş hayatı meğerse hayallerimizdeki gibi değilmiş. Şimdi istemediğimiz koşullarda işimizi yapmaya çalışıyoruz. Ben yerimde sayarken benim yetiştirdiğim insanlar norm kadroda oldukları için hem terfi alıyor hem de saygı görüyorlar. Benim de hayalim bu değildi.

Sinirlerini ve öfkeni anlıyorum ama bazen içinde olduğumuz bu durum bize acı verse de hala hayat devam ediyor demekten başka bir şansımız olmuyor.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst