- Katılım
- Kas 9, 2010
- Mesajlar
- 16,299
- Tepkime Puanı
- 13
- Puanları
- 0
- Yaş
- 49
Kronik bir deri hastalığı olan ve deri hastalıkları içinde tedavisi zor olanların arasında yer alan Sedef (Psoriasis) hastalığından bahsedeceğiz. Uzman görüşlerine göre psikolojik durumlar sedef hastalığının şiddetinde büyük rol oynadığından yanadır. Psikoloji dışında ne gibi etkenler Sedef Hastalığı nı olumlu yada olumsuz etkilemektedir merak ediyorsanız yazımızın devamında bunların yanıtlarını bulabilirsiniz.
Sedef Hastalığı (Psoriasis)
Sedef Hastalığı (Psoriasis), deri hastalıkları arasında dedikodusu en çok yapılan deri hastalığıdır. Sürekli gündemde oluşunun nedeni, bazen çok göze batan belirtileri ve tedavisindeki zorluklardır.
”Sedef” adını almasına neden olan tipik belirtileri; pembe – kırmızı, hafif kabarık bir zemin üzerinde yerleşik olan, beyaz, irice, parlak ve kuru kepeklerdir.
Bu belirtiler 1 – 2 mm.den 30 – 40 cm.ye kadar büyüklükte, çok değişik şekillerde ve bir veya daha fazla sayıda olabilir.
Sedef çeşitli klinik biçimlerde ortaya çıkabilen, yineleyici, kronik bir deri hastalığıdır. Deri yaralarının çok tipik olması nedeniyle tanı koymak oldukça kolaydır.
Sıklığı:
-Sedef hastalığının görülme sıklığı farklı toplumlarda ve coğrafik bölgelerde değişiklik gösterir.
-Değişik çalışmalar sedef hastalığının sıklığının %1-2 oranında olduğu göstermektedir.
-Çocuklarda rastlanma sıklığı %1,1 olarak bulunmuştur.
-Erkek ve kadınlarda eşit sıklıktadır.
-Beyaz ırkta en sık görülmekle beraber, Japonlar, zenciler ve Kızılderililerde oldukça az görülmektedir.
-Tüm yaş gruplarında görülebilmesine karşın başlama yaşı genellikle üçüncü on yıldır.
-Erken başlangıç (<40 yaş) Tip I sedef hastalığı adını alır ve daha şiddetli hastalığı belirtir. Tip I sedefte aile öyküsü varlığı daha fazladır. Tip II sedefte (40 yaş<) hastalığın seyri ve gidişatı daha iyidir.
Nedenleri:
Sedef hastalığının kesin sebebi bilinmemektedir. Hastalık genetik yatkınlığı olan kişilerde çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıkmaktadır. Sedef hastalarının üçte birinde, bu hastalarla kan bağı bulunan bir kişide sedef mevcuttur.
Sedef hastalığında, derinin üst tabakasındaki hücrelerin çoğalmasında ve bunların olgunlaşmasında bir bozukluk vardır. Normalde 28 gün olan derinin üst tabakasındaki hücrelerin yenilenme süreci kısalmıştır.
Sedef hastalığını oluşturan ve şiddetlendiren bir kaç faktör mevcuttur:
1- Stres: Ani şoklar, sıkıntı, gerginlik, sevgi eksikliği, anne – çocuk ilişkisi bozuklukları gibi psikolojik faktörler sedefin ortaya çıkmasına veya sedefin daha da şiddetlenmesine neden olabilir.
2- Streptokok infeksiyonları: Sedef bazen ilk olarak bir streptokok infeksiyonundan 2-3 hafta sonra oluşabilir.
3- Travma: Derinin zedelenmesine yol açan çeşitli mekanik, fiziksel ve kimyasal travmalar, sağlam deri alanlarında sedef yaralarının çıkmasına neden olur. Buna “Köbner fenomeni” denilir.
4- İlaçlar: Klorokin, lityum, beta blokörler, salisilâtlar sedefi başlatabilir veya alevlendirebilir.
5- Bunların yanı sıra endokrin etkenler, kalsiyum düşüklüğü ve ayrıca hastaların az bir kısmında güneş ışığı yaraların artışına neden olabilmektedir.
Hastalığın karaciğer veya başka bir organla ilgisi olmadığı gibi, yenilen yiyeceklerle de hiçbir ilgisi yoktur.
Klinik şekilleri:
Sedef hastalığının teşhisi genelde kolaydır, ancak bazen farklı şekillerde karşımıza çıkabildiği için teşhisi zor olabilir.
Sedefin klasik yarası deriden kabarık, pullu, daire veya oval şekilde kenarlrı keskin sınırlıdır. Pullanma gümüşi veya beyaz renktedir. Yara üzerindeki pullar künt bir cisimle kazındığında tabaka tabaka kalkarak, toz gibi bir beyazlaşma olur, buna ” mum lekesi belirtisi” denir.
Pullanmalar kaldırıldıktan sonra yara üzerinde küçük kanama odakları görülür.
Sedefin en sık görüldüğü bölgeler; dizler ve dirseklerdir bunları bel, kulak arkası derisi ve göbek çevresi izler. Genellikle bu bölgeleri simetrik olarak tutar.
Küçük tek bir plak birleşerek geniş plaklara, geniş plaklar birleşerek harita gibi yaralara dönüşebilirler.
Gövde, kollar ve bacaklar:
Bu bölgelerde sedef değişik şekillerde olabilir. Büyüklükleri 1-10 cm arasında değişen aralarında normal deri bulunan yaralar oluşabilir. Çok sayıda 0,5-1 cm çapında küçük kabuklu yaralar oluşursa “guttat” tip adını alır. Ortaya çıkmasında streptokokal üst solunum yolu infeksiyonları tetikleyici rol oynar. Bu tip tedaviye hızlı bir yanıt verir.
Baş: Başın da hastalığa dahil olması oldukça sıktır. Bazen sadece saçlı deriyi etkiler. Ciltte olduğu gibi saçlı derinin tamamını veya sadece küçük bir alanını sarabilir. Yoğun kepeklenme tarzında pullanma yapabilir.
Kıvrım bölgeleri: Eğer sedef, kasıklar, koltuk altı, ayak parmak arası, makat bölgesi veya göğüs altını tutarsa klasik gümüşi beyaz pullanma görülmez. Nemli kırmızı plaklar görülür.
Avuç içleri ve ayak tabanları: Avuç içi ve ayak tabanını etkileyen sedefin iki farklı tipi vardır: Sedefin klasik görünümü yoktur, sadece bu bölgelere yerleşirse teşhis için zorluk oluşturur. Yaygın kızarıklık, pullanma ve çatlamalar simetrik olarak ayak tabanlarında oluşur. Diğer şekilde ise avuç içi ve ayak tabanlarında kızarık zeminde sivilce benzeri püstüler yaralar gelişir. Bu şekle püstüler psoriasis denir. Bu tip çok inatçıdır ve yıllarca sürebilir.
Tırnaklar: Sedef hastalığında el tırnakları %50, ayak tırnakları %35 oranında tutulur. Tırnaklarda toplu iğne başı büyüklüğünde çukurcuklar, tırnakta kalınlaşma ve altında kalın pullanma, tırnağın uç kısmının tırnak yatağından ayrılması, sarı veya kahverengi renk değişiklikleri görülebilir.
Eğer sedef hastalığı sadece tırnakları etkilemişse ve deri yaraları mevcut değilse tanı koymak zorlaşır. Tedaviye başlamadan önce sedef tırnağının mantar tırnağından ayırıcı tanısı yapılmalıdır.
Sedef Hastalığının Özel Şekilleri:
Eritroderma: Sedefin vücut yüzeyinin %80’inden daha fazlasını tuttuğu yaygın, ağır bir şeklidir. Sedefin tüm belirtileri bulunmakla birlikte kızarıklık en belirgin bulgudur. Hastalarda ateş, halsizlik, kırıklık ve sıvı-elektrolit kaybı gibi komplikasyonlar ortaya çıkabilir.
Püstüler psoriasis: Lokalize veya generalize olabilir. Lokalize form simetrik olarak avuç içi ve ayak tabanlarında kızarık zemin üzerinde sarı püstüllerle karakterizedir. Generalize tipte ise, ateşle başlayıp 2-3 mm boyutlarındaki püstüller avuç içi ve ayak tabanı dahil tüm vücuda yayılır. Elektrolit dengesinde bozukluk, kalsiyum düşüklüğü gibi ciddi komplikasyonlar görülebilir.
Artrit;Eklem Tutulumu: Tüm sedef tipleri içinde, hastaların en azından %5-8′inde eklem tutulumu olabilir. Eğer deri tutulumu şiddetli ise daha yüksek sıklıkta görülür. Seronegatif bir artrit olup, genellikle deri yaralarından sonra ortaya çıkar. Sıklıkla el ve ayakların uç eklemleri ile diz ve ayak bileği eklemleri tutulabilir.
Psoriasis, Grekçe kaşıntı anlamına gelen ‘psora’ kelimesinden köken alır. Sedef hastalığı olarak da bilinir. Hastalığın bulunduğu deri bölgesi kızarık hale gelir. Üzerinde kalın gümüş renkli kabuklanmalar oluşur. Saçlı deri, diz, dirsek ve sırtın alt kısmı sıklıkla tutulan bölgelerdir. Bazı vakalar kişinin hastalığının farkında olmayacak kadar hafif seyirlidir. Diğer taraftan vücudun büyük bir kısmını tutacak şekilde şiddetli seyredebilir. Bu çok şiddetli vakalarda bile yararlı tedavi metodları vardır. Sedef hastalığı aynı ailenin birden fazla bireyinde görülebilmesine rağmen bulaşıcı değildir. Toplumda hastalığın görülme sıklığı yüzde 1 ila 3 arasında değişmektedir.
Sedef hastalığı (tıp dilinde: psoriasis), bir tür multifaktöryel etiyolojili deri hastalığı. HLA-Cw6 doku uygunluk antijeni birçok türünde genetik yönü oluşturur. Bu nedenle bazı hastaların ailelerinde de hastalık görülebilmektedir. Bazı ilaçlar ve duygusal dalgalanmalar hastalığı ortaya çıkarabilir veya aktifleştirebilir.
Stres, sedef hastalığını artıran faktörlerin başında gelmektedir. Ayrıca boğaz ve vücutta meydana gelen enfeksiyonlar, özellikle çocuklardaki damla tipi sedefi tetikleyen nedenlerdendir.
Sedef Hastalığı (Psoriasis)
Sedef Hastalığı (Psoriasis), deri hastalıkları arasında dedikodusu en çok yapılan deri hastalığıdır. Sürekli gündemde oluşunun nedeni, bazen çok göze batan belirtileri ve tedavisindeki zorluklardır.
”Sedef” adını almasına neden olan tipik belirtileri; pembe – kırmızı, hafif kabarık bir zemin üzerinde yerleşik olan, beyaz, irice, parlak ve kuru kepeklerdir.
Bu belirtiler 1 – 2 mm.den 30 – 40 cm.ye kadar büyüklükte, çok değişik şekillerde ve bir veya daha fazla sayıda olabilir.
Sedef çeşitli klinik biçimlerde ortaya çıkabilen, yineleyici, kronik bir deri hastalığıdır. Deri yaralarının çok tipik olması nedeniyle tanı koymak oldukça kolaydır.
Sıklığı:
-Sedef hastalığının görülme sıklığı farklı toplumlarda ve coğrafik bölgelerde değişiklik gösterir.
-Değişik çalışmalar sedef hastalığının sıklığının %1-2 oranında olduğu göstermektedir.
-Çocuklarda rastlanma sıklığı %1,1 olarak bulunmuştur.
-Erkek ve kadınlarda eşit sıklıktadır.
-Beyaz ırkta en sık görülmekle beraber, Japonlar, zenciler ve Kızılderililerde oldukça az görülmektedir.
-Tüm yaş gruplarında görülebilmesine karşın başlama yaşı genellikle üçüncü on yıldır.
-Erken başlangıç (<40 yaş) Tip I sedef hastalığı adını alır ve daha şiddetli hastalığı belirtir. Tip I sedefte aile öyküsü varlığı daha fazladır. Tip II sedefte (40 yaş<) hastalığın seyri ve gidişatı daha iyidir.
Nedenleri:
Sedef hastalığının kesin sebebi bilinmemektedir. Hastalık genetik yatkınlığı olan kişilerde çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıkmaktadır. Sedef hastalarının üçte birinde, bu hastalarla kan bağı bulunan bir kişide sedef mevcuttur.
Sedef hastalığında, derinin üst tabakasındaki hücrelerin çoğalmasında ve bunların olgunlaşmasında bir bozukluk vardır. Normalde 28 gün olan derinin üst tabakasındaki hücrelerin yenilenme süreci kısalmıştır.
Sedef hastalığını oluşturan ve şiddetlendiren bir kaç faktör mevcuttur:
1- Stres: Ani şoklar, sıkıntı, gerginlik, sevgi eksikliği, anne – çocuk ilişkisi bozuklukları gibi psikolojik faktörler sedefin ortaya çıkmasına veya sedefin daha da şiddetlenmesine neden olabilir.
2- Streptokok infeksiyonları: Sedef bazen ilk olarak bir streptokok infeksiyonundan 2-3 hafta sonra oluşabilir.
3- Travma: Derinin zedelenmesine yol açan çeşitli mekanik, fiziksel ve kimyasal travmalar, sağlam deri alanlarında sedef yaralarının çıkmasına neden olur. Buna “Köbner fenomeni” denilir.
4- İlaçlar: Klorokin, lityum, beta blokörler, salisilâtlar sedefi başlatabilir veya alevlendirebilir.
5- Bunların yanı sıra endokrin etkenler, kalsiyum düşüklüğü ve ayrıca hastaların az bir kısmında güneş ışığı yaraların artışına neden olabilmektedir.
Hastalığın karaciğer veya başka bir organla ilgisi olmadığı gibi, yenilen yiyeceklerle de hiçbir ilgisi yoktur.
Klinik şekilleri:
Sedef hastalığının teşhisi genelde kolaydır, ancak bazen farklı şekillerde karşımıza çıkabildiği için teşhisi zor olabilir.
Sedefin klasik yarası deriden kabarık, pullu, daire veya oval şekilde kenarlrı keskin sınırlıdır. Pullanma gümüşi veya beyaz renktedir. Yara üzerindeki pullar künt bir cisimle kazındığında tabaka tabaka kalkarak, toz gibi bir beyazlaşma olur, buna ” mum lekesi belirtisi” denir.
Pullanmalar kaldırıldıktan sonra yara üzerinde küçük kanama odakları görülür.
Sedefin en sık görüldüğü bölgeler; dizler ve dirseklerdir bunları bel, kulak arkası derisi ve göbek çevresi izler. Genellikle bu bölgeleri simetrik olarak tutar.
Küçük tek bir plak birleşerek geniş plaklara, geniş plaklar birleşerek harita gibi yaralara dönüşebilirler.
Gövde, kollar ve bacaklar:
Bu bölgelerde sedef değişik şekillerde olabilir. Büyüklükleri 1-10 cm arasında değişen aralarında normal deri bulunan yaralar oluşabilir. Çok sayıda 0,5-1 cm çapında küçük kabuklu yaralar oluşursa “guttat” tip adını alır. Ortaya çıkmasında streptokokal üst solunum yolu infeksiyonları tetikleyici rol oynar. Bu tip tedaviye hızlı bir yanıt verir.
Baş: Başın da hastalığa dahil olması oldukça sıktır. Bazen sadece saçlı deriyi etkiler. Ciltte olduğu gibi saçlı derinin tamamını veya sadece küçük bir alanını sarabilir. Yoğun kepeklenme tarzında pullanma yapabilir.
Kıvrım bölgeleri: Eğer sedef, kasıklar, koltuk altı, ayak parmak arası, makat bölgesi veya göğüs altını tutarsa klasik gümüşi beyaz pullanma görülmez. Nemli kırmızı plaklar görülür.
Avuç içleri ve ayak tabanları: Avuç içi ve ayak tabanını etkileyen sedefin iki farklı tipi vardır: Sedefin klasik görünümü yoktur, sadece bu bölgelere yerleşirse teşhis için zorluk oluşturur. Yaygın kızarıklık, pullanma ve çatlamalar simetrik olarak ayak tabanlarında oluşur. Diğer şekilde ise avuç içi ve ayak tabanlarında kızarık zeminde sivilce benzeri püstüler yaralar gelişir. Bu şekle püstüler psoriasis denir. Bu tip çok inatçıdır ve yıllarca sürebilir.
Tırnaklar: Sedef hastalığında el tırnakları %50, ayak tırnakları %35 oranında tutulur. Tırnaklarda toplu iğne başı büyüklüğünde çukurcuklar, tırnakta kalınlaşma ve altında kalın pullanma, tırnağın uç kısmının tırnak yatağından ayrılması, sarı veya kahverengi renk değişiklikleri görülebilir.
Eğer sedef hastalığı sadece tırnakları etkilemişse ve deri yaraları mevcut değilse tanı koymak zorlaşır. Tedaviye başlamadan önce sedef tırnağının mantar tırnağından ayırıcı tanısı yapılmalıdır.
Sedef Hastalığının Özel Şekilleri:
Eritroderma: Sedefin vücut yüzeyinin %80’inden daha fazlasını tuttuğu yaygın, ağır bir şeklidir. Sedefin tüm belirtileri bulunmakla birlikte kızarıklık en belirgin bulgudur. Hastalarda ateş, halsizlik, kırıklık ve sıvı-elektrolit kaybı gibi komplikasyonlar ortaya çıkabilir.
Püstüler psoriasis: Lokalize veya generalize olabilir. Lokalize form simetrik olarak avuç içi ve ayak tabanlarında kızarık zemin üzerinde sarı püstüllerle karakterizedir. Generalize tipte ise, ateşle başlayıp 2-3 mm boyutlarındaki püstüller avuç içi ve ayak tabanı dahil tüm vücuda yayılır. Elektrolit dengesinde bozukluk, kalsiyum düşüklüğü gibi ciddi komplikasyonlar görülebilir.
Artrit;Eklem Tutulumu: Tüm sedef tipleri içinde, hastaların en azından %5-8′inde eklem tutulumu olabilir. Eğer deri tutulumu şiddetli ise daha yüksek sıklıkta görülür. Seronegatif bir artrit olup, genellikle deri yaralarından sonra ortaya çıkar. Sıklıkla el ve ayakların uç eklemleri ile diz ve ayak bileği eklemleri tutulabilir.
Psoriasis, Grekçe kaşıntı anlamına gelen ‘psora’ kelimesinden köken alır. Sedef hastalığı olarak da bilinir. Hastalığın bulunduğu deri bölgesi kızarık hale gelir. Üzerinde kalın gümüş renkli kabuklanmalar oluşur. Saçlı deri, diz, dirsek ve sırtın alt kısmı sıklıkla tutulan bölgelerdir. Bazı vakalar kişinin hastalığının farkında olmayacak kadar hafif seyirlidir. Diğer taraftan vücudun büyük bir kısmını tutacak şekilde şiddetli seyredebilir. Bu çok şiddetli vakalarda bile yararlı tedavi metodları vardır. Sedef hastalığı aynı ailenin birden fazla bireyinde görülebilmesine rağmen bulaşıcı değildir. Toplumda hastalığın görülme sıklığı yüzde 1 ila 3 arasında değişmektedir.
Sedef hastalığı (tıp dilinde: psoriasis), bir tür multifaktöryel etiyolojili deri hastalığı. HLA-Cw6 doku uygunluk antijeni birçok türünde genetik yönü oluşturur. Bu nedenle bazı hastaların ailelerinde de hastalık görülebilmektedir. Bazı ilaçlar ve duygusal dalgalanmalar hastalığı ortaya çıkarabilir veya aktifleştirebilir.
Stres, sedef hastalığını artıran faktörlerin başında gelmektedir. Ayrıca boğaz ve vücutta meydana gelen enfeksiyonlar, özellikle çocuklardaki damla tipi sedefi tetikleyen nedenlerdendir.