Selülit Nedir Ve Selülitle Baş Etme Yolları

Sağlık Teknikeri

Üye
Üye
Katılım
Haz 8, 2010
Mesajlar
1,090
Tepkime Puanı
23
Puanları
38
Selülit cilt üzerinde oluşan ve portakal kabuğu veren bir cilt rahatsızlığıdır ve tıp dilindeki adı da ‘’hidrolipodistrofi’’dir. Birçok hanımın korkulu rüyası olan bu rahatsızlık, son senelerde hanımlarda iyice yaygınlaşmıştır. Bir bayan rahatsızlığı olarak bilinmesinin nedenini de yapılan araştırmalar göstermektedir. Kadınların yaklaşık olarak % 90’ında bu rahatsızlık görülüyor.

selulit-sorunu.jpg

Selülit Nedir?

Bu rahatsızlıkta yağlar kalça, karın bölgesinde ve üst bacaklarda toplanır ve hoş olmayan bir görüntü oluşturur. Yağ hücrelerinin yağı depolaması ve östrojen hormonunun da birleşimiyle hücreler genişler ve giderek işlevini yitirmeye başlar. Yağ dokusunun genişlemesiyle deri altındaki bağ dokuları etkilenir ve vücut normalden fazla suyu tutmaya başlar. Bazı tıp bilimciler de selülit için, cilt altındaki yumuşak dokuların enfeksiyonu diye bir tanımlama yapmaktadırlar.

Selülit Neden Oluşur?

Rahatsızlığın başlama nedeni dolaşım bozukluğudur. Dengeli beslenme ve düzenli egzersizler rahatsızlığın oluşumunu ortadan kaldırmaz. Bunun dışında kilo alma, yetersiz beslenme ve düzenli su içmeme, gibi sağlıksız bir yaşam sürme selülit oluşumunu tetiklemektedir. İlerleyen yaş ile birlikte vücudun bağ dokusu ve yağ dokusunda belirli kayıplar olur. Bunun sonucu olarak da sağlıksız bir görüntü oluşur. Bu rahatsızlığa neden olabilecek pek çok faktör bulunmaktadır ve varislerle birlikte seyir gösterebilir. Hormonal faktörler de sebebiyet verebilir. Rahatsızlığın başlayıp, ilerlemesinde östrojen hormonunun büyük katkısı vardır. Ergenlik döneminde de görülen rahatsızlık, hamilelik, menopoz ve menstruasyon dönemlerine gelindiğinde artış gösterir. Diğer taraftan da bu rahatsızlığın oluşumunda etken olan yan faktörler vardır. Genetik yapı büyük etkendir ve ailenizde varsa, sizde de görülebilir. Aşırı tuz tüketimi, karbonhidrat ve yağ ağırlıklı bir beslenme düzeni, liften fakir bir beslenme programı selülitin artışına neden olur. Dar kıyafetler, yüksek topuklu ayakkabılar ve hareketsiz bir yaşam tarzı baldır kaslarınızda deformasyona ve kas pompalama mekanizmasında hasara yol açar. Bu da venöz dolaşımın azalmasına ve selülitin oluşmasına neden olur. Sürekli alkol alımı da metabolizmayı olumsuz yönde etkilemektedir.

Tedavi Yöntemleri


Selülit, kadınlar için oldukça çirkin bir görüntü oluşturduğundan, kozmetik sektöründe büyük bir pazara sahip olmuştur. Tedavi için bir uzman doktordan mutlaka yardım almak gerekmektedir. En etkili yöntemlerden biri mezoterapi yöntemidir. Bu tedavide, dolaşım, yağ yakıcı ve mikrosirkülasyonu düzenleyen ve ciltte oksijeni arttıran bir madde direk olarak sorunlu bölgelere uygulanır. Termoterapi, ultrason gibi yöntemler de kullanılırken, pressoterapi denilen masaj yöntemi de uygulanmaktadır. Lenfatik drenaj yöntemi de, uzman kişiler tarafından uygulanan diğer bir yöntemdir. Ayrıca çamur ve yosun gibi maddelerle sargılanarak yapılan işlemler, vücutta sıvı kaybına yol açan geçici çözümlerdir.

Neler Yapılmalı?

Yaşamınızdan tuzu kesmeye çalışın ve günde en az 2 litre kadar su için. Alkol ve sigaradan uzak durun. Bolca meyve ve sebze tüketirken, bu besinlerin koyu renkli olanları ilk tercihiniz olsun. Ayrıca meyveleri yemek yedikten 2 saat kadar sonra tüketin. Vücudunuz ödem yüklü olduğu için ödemi arttırıcı besinler yiyin, maydanoz gibi. Yeşil çayı yaşam tarzı haline getirin ve günde 2 fincan için. Fazla topuklu ayakkabılardan kesinlikle sakının ve sık sık yürüyüşler düzenlemeye çalışın. Balıkta dokularınızı kuvvetlendiren fosfor bulunduğu için haftada en az 2 kez tüketmeye çalışın. Vitamin ve mineral yüklü bir beslenme programı uygulayın ve A ve E vitamini ağırlıklı beslenin. Bu vitaminler derideki pürüzlerin yok edilmesine yardımcı olacaktır. Magnezyum içeren besinler de çok faydalıdır ve magnezyum, metabolizmanızın daha hızlı çalışmasını sağlar. Silisyum ve fosfor da zayıflayan dokularınızın kuvvetlenmesine yardımcı olacaktır. Selülit yaşlı, genç, zayıf veya şişman olmanızla ilgili değildir.
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Selülit genel anlamda bize iki tanımlama hatırlatır. Birincisi iltihabi nedenle olan deride kızarıklık, ağrı, ateş, şişlikle kendini gösteren yumuşak doku iltihabına biz tıbbi olarak selülit deriz.

1Sellülit nedir..jpg

Selülit Nedir?


Sellülit kelime anlamı deri ve deri altı dokusunda bulunan bir iltihabı veya bir enfeksiyonu ifade eder. Fakat biz tıp da buna “Adiposis Edematosa” veya “dermo panniclosis'' adını vermekteyiz. Fakat kozmetik anlamda Sellülit olayında herhangi bir iltihabi durum yoktur.

Bu anlamda Sellülit; deri altında bulunan yağ hücrelerinin kümecikler haline gelip bunların etrafını da fibrin adını verdiğimiz daha sert bir bağ dokusu tarafından sarılarak içerde hapsedilmesi sonucu derinin “portakal kabuğu görünümü''nü almasına deriz. Dolayısıyla deri kaba bir şekilde pürüzlü görünür. Yani bu tarz sellülitin nedeni mikrop veya bakteri değildir.

Önce bu yağ kümecikleri mikro halindedir. Eğer tedavi olmazsa dahada büyüyerek makro hale gelir. Sonuçta tedavisi zor bir durum gelişir. Kısacası bu durumu” ülke içinde başka ülkelerin oluşumu”şeklinde açıklayabiliriz. Bu durum diyetlerle tedavi edilemeyecek bir durumdur.

Diğer bir anlamda tıptaki estetik anlamıyla Hidro-lipo-distrofi (Su-Yağ-bozulma)denir. Yani hücre aralarında sıvı birikimi ve yağ hücrelerinin hem sayıca artışı hem büyüklüğünde bir artış vardır. Dolayısıyla cilt bozulur.

Sellülitte başlıca:

1-Yağ hücresinde bozulmalar(çapında büyüme ve sayısında artma)
2-Fibroblast adını verdiğimiz cildin ara dokusu=(destek dokusu) cildin esnekliğini de sağlar. Bunda bozulmalar başlar ve yağ hücrelerinin etrafını sarmaya onları hapsetmeye başlar.
3-Cilt altında hem lenf hem de venöz (toplardamar ) dolaşım yavaşlamaya başlar.
4-Su metabolizmasında bozukluk buna bağlı hücre Araslarında fazla miktarda sıvı toplanmaya başlar.

Sellülit ergenlik dönemine kadar olmaz. Bir bayan ilk adet dönemiyle beraber de Sellülitle de tanışmış olur. Çünkü kadınlarda salgılana progesteron ve ağırlıklı olarak östrojen hormonu sellülitede zemin hazırlar.

Sellülitler başlıca 2 tiptir:

1-SERT SELLÜLİTİS:

Bu durumda cilt altı serttir. Bunu spor yapmış bacak kasları sert olan durumdan ayırmak gerekir. Bazan spor yapmış bir kişinin bacak kasları sert ama üstünde bulunan bacak deri ve bağ dokusu yumuşak olabilir. Bu tarz sellülit yatarken de ayakta iken de pozisyonu değişmez. Cilt çok sert damarlar ise mavi ve yüzeyseldir. Üst deri pürtüklü, sıcak ve kurudur.

2-YUMUŞAK SELLÜLİTİS:

Cilt derisi yumuşak daha nemli, sünger biçimindedir. Sellülit vücut pozisyonuna göre değişiklik gösterir. Ciltte ağrı yoktur. Çok sık kilo alıp verenlerde görülür. Tedavisi daha zordur.

Sellülit oluşumuna zemin hazırlayan faktörler:

A-Ergenlik başlangıcı
B-Hamilelik sonrası
C-Premenapoz ve Menopoz dönemi

Sellülit bayanların hemen % 90'nında görülen bir durumdur

NERELERDE TOPLANIR:

En çok dizlerin ve ayak bileklerinin iç kısımlarında, baldırın arka ve iç kısmında bacak arka ve yan taraflarında, kalça altında ve yan kısımlarında Erkeklerde de koltuk alt bölümünde kalan karın yan kısmında görülür.


Makale: Dr. Özgür Evren ERSOY
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Selülit Haritası

VÜCUDUNUZUN SELÜLİT HARİTASINI ÇIKARIN…
İlk olarak 1990 yılı başında yayınladığımız selülit haritası günümüzde bazı değişimlere uğramakla beraber güncelliğini korumaktadır.

2.Selülit haritası.jpg

AT PANTOLONU TİPİ:

Genelde 4 ile 9 kilogram arasında fazlalıkları vardır.Kalça yanlarında çıkıntıları oluşmuşturTedavilerinde uygun mikronjeksiyon tedavileri,mezoterapi ve Liposuction iğnesi diye de tabir edilen lipoliz tedavisi bu tipler için oldukça uygun olmaktadır.Aynı zamanda akustik dalga tedavisiyle başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir.

ÜST TARAF KİLOLARI

göbek ve üstünde yağlanma ile kendini gösteren tiptir.Bacaklar normaldir ve erkeklerde oldukça sık görülür.Hanımlardada orta sıklıkta görülür.Genetik sebepler dışında bazı hormonal sebeplerde bu tip yağlanmaya yol açabilir.Kortizon grubu hormonlar özellikle üst taraf kilolarına sebep olur ve bu bölgelerde yağlanma yaparlar.Bu tip insanlarda damar sertliği ,yüksek tansiyon ve kalp damar hastalığı riski vardır.Bu nedenle diyet uygulamasında iyi kolesterolü yükseltici ve kötü kolesterolü düşürücü diyet programı seçmek gerekir.Tedavi programlarında Şok dalga Akupunktur ve mezoterapi uygulamaları ile bazı durumlarda lipoliz tedavileri uyguluyoruz

DOLAŞIM TİPİ ALT TARAF:

Bu tip kilolar veya hidrolipodistrofilerin özelliği uyluklardan ayak bileklerine kadar yaygın olmasıdır.Diğer tiplerden ayırıcı tanısında ayak bilekleri ile diz arasındaki bölgede kalınlık şişlik veya hidrolipodistrofi bulunmasıdır.Orta yaşlar veya ileri yaşlarda daha sık görülmekle beraber genç yaşlardada görülebilmektedir.5-10 kilo arası fazlalıkları olabilir.Bu tip hidrolipodistofiler diğer alt taraf hidrolipodistrofileri ve kiloları gibi normal zayıflama incelme programlarına az yanıt verir.Defalarca çeşitli yöntemler ile zayıflamasına rağmen alt taraflarından yeterince incelemeyen hanımlar ne yazıkki bu durumu kabullenirler.Aslında bu bölgedeki mikro dolaşım bozukluklarını düzeltecek mikroenjeksiyon tedavileri ile mezoterapi ve bazan uygun lenf drenaj programlarını içeren vakum refleksoterapi tedavileri ile problemler başarıyla çözülüp hem tedavi hemde istenen incelme sağlanabilir.

ORTA ALT TARAF TİPİ KİLOLAR

Bu tiplerin bir kısmı omurga duruş bozukluğuna sahiptir. Selülitler ön plandadır.Bu tiplerin selülit problemine ve dolaşım düzenlemesine yönelik mikroenjeksiyon tedavileri, mezoterapi,lipodissolution uygun ve etkin tedavilerdir. Şok dalga Akupuktur ve diyet düzelenmeleri,vakum fefleksoterapi tedavisi ile ozon sauna yardımcı tedavi yöntemleri olarak kullanılır.

ZUHAF ASKERİ TİPİ

Bu tiplerin görünümü ve özellikleri at pantolonu tipine benzemekle beraber selülitlerin varlığı açısından daha fazladır ve kilo fazlalıklarıda daha ciddi olabilir. Mezoterapi öncelikli tedavi olup akustik dalga tedavisi ,vakum masajı yardımcı yöntemlerdir.

MENAPOZ TİPİ

Menapoz öncesi dönemde hormon üretiminin azalmasına paralel olarak vücutta bazı fizyolojik değişikler oluşur.Bu değişikliklerden birisi özellikle alt taraf kilolarıdır.Butipin kendine özgü farklı bir yapısı vardır.Öyleki öncelikle bacak içlerinde yumuşak selülitler oluşmaya başlar.Bu döneme kadar böyle bir sorun yaşamamış hanımlar için bu aldukça yeni ve şaşrtıcı bir olaydır ve bundan çok rahatsız olurlar.Akupunktur tedavisi bu dönemde yan etkisi olmadan oldukça rahatlatıcı etkileri olan tedavi yöntemidir.Yumuşak selülitlerin tedavilerinde ise mikroenjeksiyon tedavileri ile oldukça yüz güldürücü neticeler alınmaktadır. Bu dönemin beslenme özelliklerinin başında yeterli protein almak gelir.Genellikle beyaz etler tercih edilmelidir.Yağsız yoğurt veya süt mutlaka belli oranların altında olmamak kaydıyla alınmalıdır.Ancak fazla abartılırlarsa bu defada kolesterol açısından takip edilmelidirler.Bu dönemde dikkat edilmesi gereken diğer bir konu su alımının arttırılması tuz alımının azaltılmasıdır.

Selülit her kadının ortak sıkıntısı görünümü bozduğu kadar ileri derecelerinde ağrıya neden olması selülitin tedavi edilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.Hormonal sebepler,dolaşım bozukluğu ,oturuş bozukluğu,beslenme hataları gibi geniş bir sebep yelpazesine sahip olan selülitin oluşmasını ve ilerlemesini engellemek için beslenme düzenlemesi en az tedavi yöntemleri kadar önem taşır.



Makale: Uzm. Dr. İsmail AĞAR
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Selülitin Sebepleri ve Tedavi Seçenekleri

Selülit %80-90 kadının problemiyse erkeklerde çok çok az görülüyorsa bunun altındaki en önemli sebep tabiki hormonlar.

2Sellülitin oluşum nedenlerini biliyormusunuz.jpg

Selülitin Sebepleri


Sellülitin oluşum nedenlerini biliyormusunuz?

Sellülitin oluşum nedenleri:

Genetik yatkınlık
Düzensiz ve yanlış beslenme
Yetersiz su tüketimi
Tiroid ve diğer hormonal bozukluklar
Alkol, kolalı içecekler, kahve ve tütünün aşırı miktarda tüketimi,
Doğum kontrol hapları
Düzensiz uyku
Hareketsiz bir yaşam
Hızlı ve stresli yaşamın yaratttığı gerginlik, kaygı ve güvensizlik gibi ruhsal etkenler
Çevreden çeşitli yollarla sürekli olarak alınan toksik maddeler
Tuz, su dengesinde değişikliklere neden olan idrar söktürücü ve mushillerin gelişi güzel kullanımı
Karaciğer ve sindirim sistemi bozuklukları, kabızlık,korse,dar elbiseler,kalp yetersizliklerine bağlı dolaşım bozuklukları.


Sellülit tedavi yöntemleri:

Radyofrekans Uygulaması (Antilax terapi)
Mezoterapi
LPG Cellu M6
Karboksiterapi
Lenfatik drenaj (pressoterapi)
Yosun maskesi


Makale: Uzm. Dr. Özlem ŞAFAK
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Selülitin Oluşma Nedenleri ve AWT Tedavisi

Awt karın bölgesinde, kollarda,bacaklarda ve karın bölgesinde uygulanabilir. Awt aynı zamanda dermisin kalınlaşmasına ve yağ tümseklerinin azalmasına yardımcı olur.

3Sellülit tedavisinde yeni bir dönem - awt.jpg

Selülitin Oluşma Nedenleri ve AWT Tedavisi


Sellülit tedavisinde yeni bir dönem - awt

Acoustic Wave Therapy (AWT- Akustik Dalga Tedavisi) cihazının çalışma prensibi şimdiye kadar ki selülit tedavileri için üretilmiş cihazlardan oldukça farklıdır. Dünyaca ünlü İsviçre markası Storz markasının ürünü olan AWT cihazı, şu ana kadar geliştirilen tüm selülit tedavi uygulamalarına ciddi oranda farklılk taşıyor.

Dünyada ilk uygulaması ünlü şarkıcı Madonna üzerinde yapılan ve popülerliği hızla artan AWT cihazı; etkili sonuçları sayesinde hızla yükselen bir trendle selülit tedavisinde en tepeye yerleşmiştir. İzmir de bu cihazı ilk kez kullanmaya başladığımızı haber vermek istiyorum.

Akustik Dalga Terapisi (AWT) selülit için yeni bir yaklaşım getirmektedir.

AWT selülitin başlıca iki nedeni üzerine etki gösteren tek uygulamadır. Şok dalgaları hem fibröz septa ve yağların alt dermis içinde oluşturduğu çıkıntılar üzerinde etki gösterirken, hemde üretilen şok dalgaları deriden ve yağlardan geçerek fibröz septayı kollajenden ayırarak deriyi serbest bırakmakta ve bu sayede daha düzgün bir yüzey oluşmasını sağlamaktadır.

AWT aynı zamanda dermisin kalınlaşmasına ve yağ tümseklerinin azalmasına da yardımcı olmaktadır. Ultrason görüntüleri tedaviden sonra cildin yeni kollajen oluşumu ile kalınlaştığını doğrulamaktadır.

AWT ile selülitin yanı sıra bölgesel yağ fazlalıkları ve cilt gevşekliği sorunu da birlikte çözüm bulmaktadır. Cilt elastikiyetindeki artış 3. ayda %71,6 olarak bildirilmiştir.

Genetik olarak erkek vücudunda 18 milyon kadın vücudunda ise 21 milyon yağ hücresi vardır ayrıca kadın bedeni lenfatik dolaşım açısından daha yavaştır. Bunların sonucunda lipogenez yani yağ yapımı da daha yüksek ve kolaydır. AWT ile bu kısır döngü tamamen tersine dönmekte lipoliz artmakta ve ödem çözülmektedir. Selülitteki iki büyük sorun ödem ve yağ birikmesidir. Verilen şok dalgaları direk yağ dokuda çözülme sağlar. Lenfatik damarlarda ise özel metabolitlerin açığa çıkıp geçirgenliğin artmasıyla ödem sorunu da çözülmüş olur.

SELÜLİT VE SARKMALARA BİREBİR

Bölgesel yağlanma ve selülitin tüm dünyada en çok araştırılan sahalardan birisidir. Estetik tıp alanındaki gelişmeler, sürekli yeni sistemleri ve tedavi yaklaşımlarını beraberinde getiriyor. Burada amaçlanan daha etkin ve ağrısız ve en önemlisi kişiyi sosyal hayatından alıkoymadan kısa sürede sonuç almak. AWT bütün bunlara iyi yanıt veriyor.

“AWT şok dalgaları esasına dayanır. Şok dalgalarının ultrasound dalgalarına göre en belirgin avantajı doku harabiyeti yapmaksızın direkt hedef doku yani yağ dokuda parçalanma sağlayabilmesidir. Ayrıca ultrasound dalgaları sınırlı bir derinlikte etkin iken, şok dalgaları daha derin dokuya ulaşmaktadır. 60'lı yılların sonlarından itibaren kullanılan şok dalgaları böbrek taşı kırmada ameliyatsız tedavi olanağı sağlayan eşsiz bir teknoloji. Böbrek ve diğer dokulara hasar vermeden, hedef yani taş şok dalgalarıyla kırılır.

Storz Medical, bu teknolojiyi selülit tedavisine taşıdı”. AWT'nin ne radyo dalgası, ne de ultrasound olduğunu, hepsinin üstünde bir şok yarattır, hücre hasarı yapmaksızın üst üste atış yapabilir. AWT'nin başta selülit olmak üzere, çene altı, kol ve yüzdeki sarkmalarda etkili olmaktadır. Uygulamada, 3-4 hafta süren, 40'ar dakikalık 6-8 seans sonrasında sonuca ulaşılmaktadır. Bu cihaza girdikten sonra, sıra 6'ıncı ayda koruma programına geliyor. İki yılda bir ise, sistemin tekrarlanması gerekiyor.

Kontrollü gruplarda yapılan çalışmalarda tedavi öncesi ve sonrası alınan kan örneklerinde serbest yağ asitlerinin ve gliserolün yani yağ doku parçalandığında açığa çıkan ürünlerin anlık arttığı biyokimyasal olarak kanıtlanmıştır.

ÖDEM VE YAĞ BİRİKMESİNİ YOK EDİYOR

Selülit, iki büyük sorunla ortaya çıkıyor. Ödem yani su toplanması ve yağ birikmesiyle kendisini gösteren selülit, verilen şok dalgaları ile yağ dokuda çözülme sağlanıyor. Lenfatik damarlarda ise özel metabolitlerin açığa çıkıp, geçirgenliğin artmasıyla ödem sorunu da çözülmüş oluyor. AWT tedavisi son derece ağrısız ve konforlu bir tedavi. Burada tek şart, günde en az 35 dakika yürümek ve 3 litre su içmek.

Cilt sıkılaşması ve yağ doku kaybı nedeniyle özel bir diyete gerek kalmadan bölge başına % 5-12 arasında incelme söz konusudur. Şok dalgalarının cilt sıkılaşmasındaki başarısı da özel bir başlıkla daha yüzeyel uygulama ile cilt gençleştirmede güvenle kullanılmaktadır.

Yaz dönemi yaklaşırken, selülitlerinizden kurtulmuş, tüm güzelliklerin sizlerle olduğu günler diliyorum.



Makale: Op. Dr. Ulvi GÜNER
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Selülit Ozon Tedavisi

Ozunun şöyle bir özelliği var, cilt altına 6 cm inebilmekte yani selülitin ve yağ hücrelerinin oluştuğu bağ dokuya kadar inebilme özelliği var. Derinin 6 cm içine işleyebilen ozun gazı kan akışını hızlandırıyor, yağ hücrelerini parçalıyor.

3Selülitte ozon tedavisi.jpg

Selülitte ozon tedavisi

Fazla kilolarımız hem sağlığımızı tehdit eder hemde bel basen bölgesinde toplanarak istemediğimiz görüntülere sebeb olur. Bir kere kilo aldıktan sonra istediğimiz kadar zayıflayalım bel basen bölgesi, göbek bölgesi yağlarından kurtulmamız artık çok zordur. Çünki yağ hücrelerimizin sayısı her zaman aynı sayıdadır. Kilo aldığımızda yağ hücreleri sınırsız şişebilme özelliğine sahiptir. Biz ne kadar zayıflarsak zayıflayalım şişen yağ dokuları bu bölgedeki damarlarımıza bası oluşturduğu için birtakım yardımcı zayıflama aletleri kullanmazsak spor bile yapsak selülit ve bölgesel yağ dokularından kurtulamayız.


Selülit, hemen hemen her kadında, farklı derecelerde görülen en yaygın sağlık sorunlarından biri. Çaresi ise hareket, lifli beslenme ve bol bol su içmek.
İlk bakışta bir güzellik sorunuymuş gibi görülse de aslında bir sağlık sorunu selülit. Kilolu-zayıf, yaşlı-genç dinlemeyen selülit, kişide bir dolaşım sorununun habercisidir. En iyi çözüm selülit oluşmadan dikkatli olmak,selülitin oluşmasını engellemektir.. Beslenme alışkanlığındaki değişiklikler nedeniyle artık 14-15 yaşındaki genç kızlarda bile selülit görüldüğünü hepimiz bilmekteyiz.

"Bol lifli beslenmeye özen gösterin. Spor salonuna gitmenize gerek yok, yürüyüş ve merdiven çıkma gibi aktiviteler bile bacak inceltmede ve selüliti önlemede etkili. Gün içinde ayaklarınızı göğüs hizasına kaldırın. Bol bol su için."

NEDEN SELÜLİT OLURUZ ?

Birden fazla neden var. Aslında 14 yaşından itibaren, özellikle de ergenlik çağında hormonların çalışmaya başlamasıyla birlikte ortaya çıkıyor. Selülitte birinci risk faktörü kadın olmak. İkinci faktör ise genetik faktörler. Etnik faktörler de selülitte rol oynuyor. Akdeniz ırkında, baseni daha geniş olan kadınlarda daha fazla oluşma riski var. Spor yapmayan, hareket etmeyen, statik hayatları olan ve beslenme alışkanlığı kötü olanlarda da görülüyor.

Ne tür beslenme alışkanlığı selülite neden oluyor?

Özellikle gençlerin rağbet ettiği fast-food, karbonhidrat ağırlıklı beslenme, çok çay, kahve tüketmek selülit nedeni. Selülite karşı sebze-meyve ağırlıklı besenmek gerekir.

Selülit, sadece yağ değil. Yağ metabolizmasının bozulmasıyla ilgili bir durum. Hem bağdoku hem de yağ hücreleri bozuluyor. Selülitin başlangıcında her şeyden önce dolaşım bozukluğu var. İnce kılcal damarlar şeklinde görüntüler oluşuyor deride. Belden aşağıya inen sıvı bacaklarda gölleniyor. İnce kılcal damarlar, varisler oluşuyor, lenf drenajı bozuluyor. Sonuçta o bölgede ödem oluşuyor. Dolaşım bozukluğu yağ dokusunu etkiliyor. Yağ dokusu hücreleri bozulurken, etraflarında birtakım uzantılar olmaya başlıyor. Bunlar yüzeydeki yağlardır. İşte bu, bacak inceltme gereği doğuran portakal kabuğu görüntüsü oluşturuyor deride.

Selülit çoğunlukla hangi yaşta ortaya çıkıyor?

Artık 14-15 yaşında selülitle tanışılıyor. Çünkü beslenme ve yaşam tarzı değişti. Ergenliğe girilmesi, östrojen salgılanmaya başladığı andan itibaren oluşuyor selülit ve yumuşak hale geldiğinde kaslar kendini bırakıyor. Orta yaşa gelindiğinde artık daha belirgin ve göze hoş görünmeyen hale geliyor. Genelde selülitin başlangıcında değil, oluştuktan sonra müdahale ediliyor. Oysa ki en etkin tedavi selülitin oluşumunu önlemek.

Şişmanlık risk faktörü mü?

Selülit oluşması için kişinin illa da şişman olması gerekmiyor. Kilo vererek selüliti yok etmek mümkün değil.

Selülitin çeşitleri var mı?

Sert selülit: Bu selülit tipi hareketle ortaya çıkıyor. Kişi oturduğu zaman belli olmuyor. Örneğin çok aktif kadınlarda bu tip selüliti görebilirsiniz. Spor yapan, vücudunu çalıştıran, fazla oturmayan kadınlarda ortaya çıkıyor. Burada daha çok genetik yatkınlık rol oynuyor. Bacağınızı öne attığınızda ya da başka bir kası kastığınızda görülüyor selülit. Kasa yapışık gibidir, elinize gelmez.

Yumuşak selülit: Daha çok orta yaş grubunda görülse de birdenbire çok kilo veren kadınlarda da ortaya çıkabiliyor. Bu selülit her türlü harekette kendini gösteriyor.

Belden aşağı ödem: En sık görülen ve en kötü selülit tipidir. Bacağa bastığınız zaman parmağınız içeri girer. Orada bir sıvı birikimi vardır. Dolaşım bozulmuş, fibroz bantlar gelişmiştir. Bu selülit hep görülür, yani hareket etseniz de otursanız da saklayamazsınız.

Selülit hangi bölgelerde görülüyor?

Kalça, karın, basenler, kimi zaman dizaltı bölgeye bile inebiliyor. Şişman olan bazı kişilerin kollarında da görülebiliyor.

Doğum kontrol hapı selülit yaparmı? Hormonlarla ilgisi var mı?

Östrojen hormonu en başta gelen neden. İnsülin direncinin de etkisi var. Örneğin aç kalırsınız ve sonra yemeğe saldırırsınız. O sırada insülin salgısı artar. İnsülin yağ dokusu üzerinde olumsuz etki yapıyor. Doğum kontrol hapı kullananlarda da daha fazla görülüyor selülit. Kadın olmak başlı başına bir risk faktörü.

Selülit birdenbire mi oluşuyor?

Öncelikle görünürde olmaz. Kasınızı iki parmağınızla sıktığınızda görürsünüz. Bu birinci derece selülittir. İkinci aşamada hareketle ortaya çıkar. Üçüncü aşamada, ister oturun ister hareket edin görünür. Çünkü dolaşım bozukluğu artmıştır.

Hamilelikte de selülit oluşur mu?

Özellikle fazla kilo alımı ve bacaklara binen yükün artması nedeniyle selülit oluşabiliyor.

Selülite karşı etkili yöntemler yok mu?

Kremlerle ancak derininin yüzeyini düzeltirsiniz. Yani dışardan kullanılan ürünler selülite etki etmez. Krem sürerek deriyi yumuşatırsınız, baskı ve masajla ise dolaşımın düzelmesini sağlarsınız. Kullanılacak ürünlerin içinde retinolik asit olmasına özen gösterilmeli. Böylece selülitin daha az görünür hale gelmesini sağlamak mümkün. Yürümek, yüzmek, imkân varsa spor salonuna gitmek iyi gelir. Ağız yoluyla alınabilecek ilaçlar da var. Liposucton (yağ çekme) selüliti gidermez. Mücadele için birkaç yöntemi kullanmak gerekiyor.

Etkin bir çözüm: Ozon terapi Ozon Sauna ve Ozon Mezoterapi ,Tei Sistem

Bu dörtlü kullanıldığında selülit ve bölgesel zayıflama için harikalar yaratmaktadır.

Ozon terapi metabolizmamızı hızlandırıyor,bizi şeker krizlerine karşı koruyarak daha rahat diyet yapmamızı sağlıyor. Yorgunluğumuzu azalttığı için daha fazla tempolu spor yapmamızı sağlıyor. En büyük avantajıda zayıflarken aynı zamanda sağlığımızı arttırmış, detoks, antiaging etkiye sahip oluyoruz. Cilt üzerindeki gençleştirme, kırışık önleme etkiside ekstra etkisi.

Ozon Sauna ile hem fazla kalorilerimizi veriyoruz, hemde dolaşım düzenleyici etkisi ile selülitlerden ve bölgesel fazla kilolardan kurtuluyoruz. Bu arada zayıflama yanısıra ozonun cilt güzelleştirme,gençleştirme,cilt enfeksiyon mantar gibi hastalıklarıyla, kronik cilt sorunlarıyla da mücadele etmiş oluyoruz. Aynı zamanda detoks etkisiyle tek seansta grip gibi enfeksiyonlarımızdan kurtulabiliyoruz.

Ozon Mezoterapi selülit ve bel, basen. Göbek bölgesi gibi istenmeyen yağlı bölgelerde dolaşımı arttırarak ne kadar spor yaparsak yapalım eritemeyeceğimiz bölgeleri kısa sürede eritmemizi sağlar.

TEİ Sistem hem kaslarımızı 45 dakika devamlı çalıştırarak 5 saatte yapılan spor kadar etkili kalori yakmanızı ve aynı zamanda kaslarınızın biçimlenmesini sıkılaşmasını cilt altı yağların erimesini sağlar. Kızıl ötesi ışınlarla ve ısı etkisiyle selülitleri yok eder.



Makale: Op. Dr. Ahmet Ümit SABANCI
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Selülit ve Bölgesel Yağlanma Tedavi Seçenekleri Nelerdir?

Mezoterapi tıbbi bir yöntemdir. Cerrahi bir yöntem değil zaten cerrahi yöntemlerde selülit tedavisi gibi bir şey söz konusu olmuyor.

4SELLÜLİT VE BÖLGESEL YAĞLANMA TEDAVİLERİ.jpg

SELLÜLİT VE BÖLGESEL YAĞLANMA TEDAVİLERİ

MEZOTERAPİ

Dolaşım bozukluğu, ödem oluşması, lenfatik akım durağanlığı, hormonal düzensizlik v.b. gibi birçok sebebe bağlı olarak gelişen bölgesel yağlanma ve sellülit, bunlara karşıt ilaçların mezoterapi ile zerkinden sonra tedavi olmaya başlar ve seansların bitiminde yüz güldürücü sonuçlara ulaşılır.

Mezoterapiyle selülit tedavisinin diğer yöntemlere göre avantajları nelerdir?


Kişi kilo verebiliyorsa sonuç çok memnuniyet vericidir. Portakal kabuğu görüntüsü iyice azalır, birkaç beden incelme gerçekleşir. Asgari sağlık şartları yerine getirilirse (yürüyüş, sağlıklı beslenme, düzenli uyku, gereği kadar su içme, az tuz tüketme vs.) uzun yıllar bu iyilik hali korunabilir.

VANTUZ (CUPPİNG, BARDAK ÇEKME YÖNTEMİ)

Geleneksel Çin Tıbbı'nda yeralan bu tedavi metodu, yağ dokusunu içine alarak masaj yaparken aynı zamanda sıkıştırarak harekete geçirir. Lenfatik dolaşım masajı yapar ve o bölgeye kan akımını artırarak dokunun beslenmesini sağlar ve cilt altı yağ dokusu incelerek portakal kabuğu görüntüsü giderek azalır. Bu klasik tedavi bölgesel incelmeyi sağlayarak, sarkmaları önler, vücudu sıkılaştırır.

Her iki tedavinin birlikte uygulanması sinerji oluşturarak neticeye ulaşmada kolaylık sağlar.

LPG TEDAVİSİ

Bir çok sebebe bağlı olarak oluşan sellülit yada bölgesel yağlanma, ileri teknoloji ürünü olan LPG’ cihazının son versiyonu Cellü M6 Key Modül ile büyük ölçüde tedavi edilebilir.

Yıllardır sellülit tedavisinde negatif basınç tedavisi kullanılır, LPG Cellü Key Modül’de bulunan rulmanların hareketleri negatif basıncın yararını dahada arttırdı. Tedavi kürleri sonucunda birkaç beden incelme ve sıkılaşma mümkün olabilir. LPG portakal kabuğu görünümünüde büyük oranda ortadan kaldırabilir. Dikkatli, özenli ve bilimsel metodlarla uygulanan LPG seanslarında ağrı, morluk ve rahatsızlık hissi oluşmaz.

Haftada 2-3 kez uygulanır. Doktor tarafından belirlenen program uyarınca tedavi yapılır.

ELEKTROLİPOLİZ

Aşırı kilo alımına bağlı özellikle karın bölgesinde oluşan sarkmalara karşı, son zamanlarda değeri yeniden anlaşılan ve hak ettiği yeri tekrar bulan Elektrolipoliz tedavisi yapılır.

Çin asıllı Fransız Dang Vu Yen’in sistematize ettiği bu yöntemde, sarkmalara neden olan yağların bulunduğu bölgeye çok ince, özel iğneler batırılır ve düşük frekanslı akım verilir. İğneler arasında oluşan elektron akımı, Beta endorfin denilen maddelerin açığa çıkmasına yol açar ve bu maddeler lipoliz, yani yağ erimesi yaparak, bu yağ dokularında küçülmeye dolayısıyla sarkmaların ortadan kalkmasına vesile olur.

Durağanlığa alışmış yağ hücreleri elektrik akımına karşı koymaya çalışırken enerji harcayarak depolarını boşaltır. Dirençli çıkıntı ve fazlalıklarda güvenle uygulanır.Özellikle göbek ve basende küçülmeyi sağlar.

KARBOKSİTERAPİ

Yıllardan beri Amerika, Avrupa ve birçok uzakdoğu ülkesinde cilt ve vücut deformasyonlarında başarılı bir tedavi yöntemi olarak uygulanan karboksiterapi, çok küçük bir iğne yardımı ile cilt içi veya cilt altına karbondioksit gazının verilmesi işlemidir.

Karbondioksit gazı uzun yıllardır değişik tıp birimlerinde doktorlar tarafından kullanılmaktadır. Vücudun alışık olduğu bir gazdır, zaten vücudumuz istirahat halinde, dakikada yaklaşık 200 ml karbondioksit gazı üretiyor ve dışarı atıyor.Egzersiz sırasında bu katlanarak artıyor. Karın ameliyatlarında 5 lt.ye yakın karbondioksit kullanılıyor. Karboksiterapi yönteminde bir doku kesimine konulan karbondioksit gaz miktarı, vücudun bir dakikada ürettiği miktarın altındadır.

Karbondioksit gazının enjeksiyonu, dokulardaki yağların erimesini ve tüketimini hızlandırıyor, cilt elastikiyetini artırıyor, şişlikleri, oluşan çatlakları azaltıyor. Varisli bölgelerde varisleri tedavi ederek nispeten azaltıyor, göğüs ve çene altı/yanak sarkmalarında dokuları sıkılaştırarak daha diri görünmelerini sağlıyor.

Her seans süresi yaklaşık 10-15 dakika sürüyor.

Başarılı olduğu alanlar:

Bölgesel yağlanma (özellikle göbek bölgesi),
Sarkmalar (Yüzde, çenealtı yada vücutta),
Çatlaklar,
Sellülit


Makale: Dr. Hikmet GÜLAÇTI
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Selülit ve Beslenme

Selülit oluşumu aslında genetik faktörlerle, hormonal faktörlerle ve hareketsizlikle, kilo alımıyla, vücut yapısıyla alakalıdır.

5Selülit ve beslenmeSelülitlerinize savaş açın! işte selülitlerle mücadele eden 14 besin.jpg

Selülit oluşumunun beslenme ile ilişkisi var mıdır?


Selülit ve beslenme

Bayanların en büyük problemlerinden bir tanesi selülitlerdir. Günümüzde kadınların yaklaşık %80’ini rahatsız eden bu problem her yaş grubunda ve her kilodaki bayanda görülebilmektedir. Selülit oluşumunu etkileyen temel faktörler; hormonlar, dolaşım bozuklukları ve beslenme şeklidir. Beslenme şeklinizi değiştirerek selülitlerinizden kurtulmanız veya oluşumunu azaltmanız mümkündür.

Selülitlerle başa çıkmak için mutlaka tuz tüketiminizi kısıtlamalısınız. Aşırı tuz tüketimi sadece selülit değil hipertansiyon gibi birçok sağlık problemine de neden olmaktadır. Tuz tüketiminden kastımız sadece yemeklere koyduğunuz sofralık tuz değil aynı zamanda tuzlu besinlerdir, dolayısıyla turşu, salamura, kraker ve benzeri hazır tuzlu besinlerden de uzak durmalısınız.

Selülitlerden kurtulmak ve sağlıklı bir cilt istiyorsanız mutlaka su tüketiminizi arttırmanız gereklidir. Su içmek için susamayı beklemeyin, susuzluk hissiniz oluştuğunda aslında çoktan vücudunuz kurumaya başlamıştır, ağzınızdaki kuruluk artık vücudunuzun alarm verdiğinin sinyalidir.

Aşırı alkol tüketimi selülit oluşumunu tetikleyen bir diğer faktördür.

Kafeinin çok tüketimi vücuttan su kaybettirmekte ve kan dolaşımınızı olumsuz etkilemektedir. Eğer kahveyi seviyorsanız kafeinsiz kahve tüketmeyi deneyin.

Bitkisel çaylar dikkatli tüketilmelidir. Bitkisel olan her şey onların sağlıklı olduğu anlamına gelmez, bilinçli tüketilmelidirler. Aşırı laksatif etkili çaylar yine vücudunuz için çok kıymetli olan suyu kaybetmenize neden olabilir.

Fazla kilolarınızdan kurtulmalısınız ancak hızlı kilo vermekten kaçının, doğru bir beslenme programıyla yavaş ve istikrarlı bir şekilde kilo verin. İdeal kilonuza geldiğinizde onu korumaya çalışın; çünkü kilonuzdaki dalgalanmalar cildinizi yıpratacaktır. Çatlak ve selülitlerin de artmasına neden olacaktır.

Selülitlerden ve diğer birçok hastalıktan uzak durmak istiyorsanız o zaman sigaradan da uzak durmanızı öneririm.

Çok yağlı yiyeceklerden ve kızartmalardan uzak durun. Deri altındaki fazla ve dolaşımdan uzaklaşmış yağ dokusu selülitlere neden olur.

Yağlı yemeklerden uzak durun ama günde bir avuç yağlı tohumlardan uzak durmayın. Özellikle ceviz, fındık ve badem içerdikleri E vitamini ve omega 3 ile cildinizi güzelleştirmeye yardımcı olacaktır.

Portakal gibi bir görünüm istemeseniz de portakal yemenizi öneririm. A, C, E vitaminleri vücudumuzdaki toksinlerle savaşmak ve cildinizi güzelleştirmek için yanınızda olmasını istediğiniz dostlarınızdır.

Turuncu en sevdiğiniz renk olabilir. Beta karoten, A vitaminin öncü maddesi cildinizin güzelliği ve selülitlerden kurtulmanız için en doğru seçimdir. Turuncu renkleri takip ederseniz ona kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Kayısı, havuç, bal kabağı, kavun gibi.


Selülitlerden korunmada sizlere rehber olabilecek örnek bir beslenme programı aşağıda yer alıyor, bu menüyü zenginleştirerek uygulayabilirsiniz.

Örnek Menü

Sabah:

1 dilim az yağlı beyaz peynir
Domates, maydanoz, havuç üzerlerine biraz limon
2 dilim tam buğday ekmeği

Ara Öğün:

2 adet kuru kayısı,
3-4 adet ceviz

Öğle:

1 tabak taze fasulye
1 kase yoğurt
2 dilim tam buğday ekmeği

Ara Öğün:

1 adet portakal

Akşam:

Izgara levrek
Akdeniz Salatası (Marul, roka, endivyen, kırmızı biber, zeytinyağı).
1 dilim tam tahıllı ekmek.

Ara Öğün:

1 bardak ılık az yağlı tarçınlı süt
1 adet küçük boy elma
Ve gün içerisine dağıtarak toplam 2 litre su tüketmeyi unutmayın.


Makale: Dyt. Andaç YEŞİLYURT
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Selülit Önleyici Besinler

Selülit önleyici en bilinen sürekli yapılması gereken en önemli besin su. Gün içerisinde Bol bol su içilmesi gerekiyor ve sebze ağırlıklı beslenilmesi gerekiyor.

e52643892a494ae89ab1448419a15916-550x550.jpg

Selülit Önleyici Besinler Nelerdir?


Selülitlerinize savaş açın! İşte selülitlerle mücadele eden 14 besin

Yapılan araştırmalar her on kadından sekizinde selülit olduğunu gösteriyor. Selülit genetik yatkınlığa bağlıdır ancak beslenme ve yaşam şekline göre ortaya çıkar. Genetik yatkınlığınız olsa bile hareketli ve aktif bir yaşam ve sağlıklı beslenme ile selülitsiz bacaklara sahip olmak mümkün. Aşağıda sıraladığım besinler bu savaşta en iyi yardımcılarınız olacaktır. Beslenmenizi değiştirin, bu besinlere yer açın. Günde 2-2,5 litre suyunuzu tüketin ve mutlaka yürüyüşe yer verin. Unutmayın, hareketli yaşam ve sağlıklı beslenme bir arada olmadan sağlıklı bir vücut ve güzel bir fizik elde etmeniz mümkün değil.

Keten tohumu: Keten tohumu omega 3 yağ asidinden zengindir. Bu özelliği ile damarların genişleterek kan dolaşımının hızlanmasını sağlar. Tane olarak çiğneyebilir veya yoğurt ve salataya çekilmiş olarak ilave edilebilir. Ancak tüketim miktarının aşırıya kaçmamasına dikkat edilmelidir. Kalori bakımından bir tatlı kaşığı keten tohumu bir yemek kaşığı sıvı yağa eşdeğerdir.

Sarımsak: Doğal antioksidan olarak bilinen sarımsağın faydaları yazmakla bitmez! Kan dolaşımını rahatlatması ve kan basıncının düzenlenmesine yardımcı olmasından dolayı selülitle mücadelede en yardımcı besinlerdendir.

Soğan: Soğan da kan basıncının dengelenmesini sağlar, dolaşım sistemini harekete geçirir.

Muz: Glisemik indeksi yüksek bir meyve olmasına rağmen selülitlerin azalmasına yardımcı olan meyvelerdendir. Yüksek miktarda çinko ve potasyum içerir. İçerdiği potasyum kan akışını hızlandırarak dolaşım sisteminin çalışmasına yardımcı olur.

Portakal, greyfurt: Portakal ve greyfurt yüksek miktarda C vitamini içermesine bağlı olarak selülitlerle mücadelenize yardımcı olacaktır. C vitamini hem dolaşım sistemini hızlandırır hem de kollajen dokunun sıkılaşmasını sağlar.

Ananas: Ananas içerdiği bromelain enzimi sayesinde dokulardaki ödemi atmaya yardımcı olur, yağ hücrelerinin parçalanmasını sağlar ve ayrıca yeni yağ hücreci yapımını engeller. Bu özelliği ile selülitle mücadele eden kadınların ve biz beslenme uzmanlarının selülit için favori besinlerindendir.

Maydanoz: C vitamini kollajen yapımında etkin rol oynar ve kollajen dokunun güçlenmesini sağlar. Maydanoz yüksek miktarda C vitamini içerir, bu özelliğinden faydalanmak için öğünlerinize mutlaka maydanoz, dereotu, roka gibi yeşil yapraklı sebzelerden ilave edin.

Brokoli: Brokoli hem C vitamini içermesi, hem içerdiği su miktarının fazla olması hem de içerdiği alfa lipoik asit sayesinde selülitin başta gelen düşmanlarından. Haftada 2-3 kez brokoli tüketin.

Soya: Türk mutfağında yaygın olarak kullanılmasa da soya içerdiği fitoöstrojenler aracılığıyla Türk kadınlarının selülitle mücadelesine destek olmak için bekliyor. Soya ürünlerini çeşitli kullanım şekilleriyle mutfağınıza sokun.

A ve C vitamini: C vitamini yukarıda bahsettiğim gibi kollajen dokuyu güçlendirmesinden dolayı dolaşım sistemi üzerinde ciddi bir etkisi vardır. Ayrıca, yapılan birçok araştırmada güçlü antioksidan olan A ve C vitaminlerinin selülitleri gidermeye yardımcı oldukları kanıtlanmıştır.

Biberiye: Hem metabolizmayı hem de kan dolaşımını hızlandırır. Yemeklerinizi ve yoğurt ve salatalarınızı baharatlandırın.

Yeşilçay: Diyete en iyi destek olan çaylardandır. Hem güçlü antioksidanları içermesinden ötürü vücuttan toksinlerin atımına yardımcı olur, hem de metabolizmayı hızlandırır. Ayrıca son dönemde yapılan çalışmalar içerdiği teobramin sayesinde selülit oluşumunu engellediğini gösteriyor.

Limon: Limon da diğer turunçgiller gibi yüksek miktarda C vitamini içerir. Bu sayede vücuttan toksinlerin ve ağır metallerin atımını sağlar. Salatalarınıza, yemeklere, sıcak veya soğuk içeceklerinize ilave edebileceğiniz limona beslenmenizde günde 2-3 kez yer vermelisiniz.

Su: Besinlerin yanı sıra selülitle mücadelede en başta yapmanız gereken şey içtiğiniz su miktarına dikkat etmek olmalıdır. Günde ortalama olarak 2-2,5 litre su tüketilmelidir. Besinlerin içerisinde bulunan yukarıda saydığım vitamin, mineral ve enzimlerin işlevlerini yerine getirebilmeleri için ve ayrıca vücuttan atık maddelerin atılabilmesi için su tüketimi çok önemlidir.



Makale: Dyt. Safiye TAŞ
 
Tekerlekli Sandalye
Üst