- Katılım
- Nis 23, 2012
- Mesajlar
- 9,302
- Tepkime Puanı
- 64
- Puanları
- 48
- Yaş
- 54
Kuantum felsefesi içerisinde yer alan bazı temel kavramlar var. Bunları anladığınız ve içselleştirdiğiniz vakit hayatınızda dönüşümler ve mucizeler yaratmanız mümkün hale gelir. Mucize; hepimize imkansızmış gibi gelen, varlığını bildiğimiz ama bir türlü çoğumuz için kendimizde gerçekleşmesine inanmadığımız bir şey. Mucize olması için çok büyük ve olağanüstü şeyler olmasını bekliyoruz. Oysa küçücük şeyler de, anlarda, olaylarda dahi mucizeler saklı.
Sen değişirsen, her şey değişir.
Kuantumun en temel kavramı belki de. Bizlere değişimin-dönüşümün hep dışarıdan olduğu anlatıldı. Bu bilgiyle büyüdük. Oysa değişim içeriden dışarıya doğrudur. Bu açık ve net.
Aile, eş-sevgili, arkadaşlar, patron, iş arkadaşı, ortak veya sokakta karşılaştığın sıradan adam. Herkes ile ilişki içerisindeyiz ve yaşadığımız en ufak bir sürtüşmede sorumluluğu karşıdakine yüklemeye hazırız. En kolayı bu çünkü. Mutlaka hepimiz şunu söylemişizdir.
”Suçlu olan O, kendini düzeltsin, ben niye kendimi değiştireyim ki!”
Kendi içinize dönerek, değişime niyet ederek bunu başlatabilirsiniz. Hayatınızda sevgi mi istiyorsunuz? Karşınızdakine hatta herkese sevgi verin. Samimiyetle. ”Patronum bana saygı göstermiyor” mu diyorsunuz? Siz kime karşı saygısızsınız?
Bunları yaptığınız vakit daha üst bir bilince çıkacaksınız. Karşınızdaki herkesin değişeceğine, değişime direnç gösterenlerin ise hayatınızdan hayırlı bir şekilde çıkacağına emin olabilirsiniz.
Ne istiyorsanız vermediğiniz müddetçe istediğiniz şeye sahip olamazsınız. Lütfen bu gerçeğin bilincine varın dostlar.
Osho’dan güzel bir söz ve hikayeyle bitirelim.
”Unutma, dünyanın problemi sensin. Problem sensin ve sen çözülmedikçe yaptığın her şey olayları daha da karmaşıklaştıracaktır. Önce kendi evini düzene sok, orada bir kozmos yarat; o bir kaostur.
Antik bir Hint masalı vardır, çok eski ama çok büyük bir öneme sahip bir öyküdür.
Çok büyük ama aptal bir kral sert zeminin ayağını acıttığını söyleyip tüm krallığın sığır derisiyle kaplanmasını emretmiş. Ancak sarayın soytarısı bu fikre kahkahalarla güldü; o bilge bir adamdı. Dedi ki: “Kralın fikri en basitinden komik.”
Kral çok kızmıştı ve soytarı ya dedi ki: “Bana daha iyi bir seçenek göster yoksa öldürüleceksin.”
Soytarı, “Efendim küçük bir sığır derisi parçasını kesip ayağınızı kaplayın” dedi. Ve ayakkabılar bu şekilde doğdu.
Bütün dünyayı sığır derisiyle kaplamaya gerek yok; sadece ayağını kaplamak tüm dünyayı kaplar. Bilgeliğin başlangıcı budur.”
Sevgiyle kalın…
Sen değişirsen, her şey değişir.
Kuantumun en temel kavramı belki de. Bizlere değişimin-dönüşümün hep dışarıdan olduğu anlatıldı. Bu bilgiyle büyüdük. Oysa değişim içeriden dışarıya doğrudur. Bu açık ve net.
Aile, eş-sevgili, arkadaşlar, patron, iş arkadaşı, ortak veya sokakta karşılaştığın sıradan adam. Herkes ile ilişki içerisindeyiz ve yaşadığımız en ufak bir sürtüşmede sorumluluğu karşıdakine yüklemeye hazırız. En kolayı bu çünkü. Mutlaka hepimiz şunu söylemişizdir.
”Suçlu olan O, kendini düzeltsin, ben niye kendimi değiştireyim ki!”
Kendi içinize dönerek, değişime niyet ederek bunu başlatabilirsiniz. Hayatınızda sevgi mi istiyorsunuz? Karşınızdakine hatta herkese sevgi verin. Samimiyetle. ”Patronum bana saygı göstermiyor” mu diyorsunuz? Siz kime karşı saygısızsınız?
Bunları yaptığınız vakit daha üst bir bilince çıkacaksınız. Karşınızdaki herkesin değişeceğine, değişime direnç gösterenlerin ise hayatınızdan hayırlı bir şekilde çıkacağına emin olabilirsiniz.
Ne istiyorsanız vermediğiniz müddetçe istediğiniz şeye sahip olamazsınız. Lütfen bu gerçeğin bilincine varın dostlar.
Osho’dan güzel bir söz ve hikayeyle bitirelim.
”Unutma, dünyanın problemi sensin. Problem sensin ve sen çözülmedikçe yaptığın her şey olayları daha da karmaşıklaştıracaktır. Önce kendi evini düzene sok, orada bir kozmos yarat; o bir kaostur.
Antik bir Hint masalı vardır, çok eski ama çok büyük bir öneme sahip bir öyküdür.
Çok büyük ama aptal bir kral sert zeminin ayağını acıttığını söyleyip tüm krallığın sığır derisiyle kaplanmasını emretmiş. Ancak sarayın soytarısı bu fikre kahkahalarla güldü; o bilge bir adamdı. Dedi ki: “Kralın fikri en basitinden komik.”
Kral çok kızmıştı ve soytarı ya dedi ki: “Bana daha iyi bir seçenek göster yoksa öldürüleceksin.”
Soytarı, “Efendim küçük bir sığır derisi parçasını kesip ayağınızı kaplayın” dedi. Ve ayakkabılar bu şekilde doğdu.
Bütün dünyayı sığır derisiyle kaplamaya gerek yok; sadece ayağını kaplamak tüm dünyayı kaplar. Bilgeliğin başlangıcı budur.”
Sevgiyle kalın…
