Sevinme Zamanı

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,522
Tepkime Puanı
193
Puanları
63
Yaş
50
I​
Sabahları Güneş’in doğuşunu izlemeyi çok severim. Kafamı yeşilliklerin arasından uzatır, çiçeklerin renk cümbüşü ortasında onun sımsıcak gülümsemesine dalarım. Uzun süre hayran hayran göğe yükselişini izledikten sonra bir güzel kahvaltımı ederim. Kıpkırmızı nefis domatesler, peynirler annemin reçelleri… Bir insan ancak böylesine güzel kahvaltı edebilir diye düşünürüm. Daha sonra sıcacık çayımı alır ve balkona çıkarım. Hafif hafif esen rüzgâr, taze çimen kokusu, kuşların cıvıltısı, hafiften duyulan şarkı mırıltıları… Yüzümü bir gülümseme kaplar. Bakınmaya, duymaya ve hissetmeye devam ederim. Yavaşça içtiğim çayımın sonuna gelince üşüdüğümün farkına varırım. Odama geçer ve kitap okumaya koyulurum.

En sevdiğim şeylerden biridir kitap okumak, bayılırım! Bazen çok üzülürüm koskoca hayatta sadece bir şansım var onu da ya değerlendiremezsem diye. Fakat kitap hayata yakınlaşmamı sağlar. Onlarca insan olurum çünkü. Onların yaşadıklarını yaşatırım kalbime, ruhlarını özümserim. Gerektiğinde onlardan ilham alır onlar gibi davranırım, gerektiğinde kendimce eleştiririm onları. Yeri geldiğinde dayanamadığım ağladığımda olur, günlerce mutlu bir son için gülücükler saçtığım da.

Kitap okumam bittiğinde iki yıl önceki doğum günümde babamın aldığı müzik kasetini dinlemeye başlarım. Günün en sevdiğim saatlerinden biri de budur. Bedenimi gevşemeye bırakır, yorganımı çeker hayallere dalarım. Bir tiyatrocu olduğumu hayal ederim mesela, sahnede alkışlar toplayan harika bir oyuncu! Bazen de dansçıyımdır ışıltı saçan… Hayal kurmayı da çok sevdiğimi söylemiş miydim?

Hayaller arasında bir öğle uykusuna dalar gözlerim. Ben de izin veririm onlara. Hayallerimi gerçekleştirebilmenin rüyalar yoluyla olduğuna inanırım çünkü.

Kalktığım zaman anneme yemek işlerinde yardım ederim. Bahçemizden toplanan organik kokulu sebzeleri soyarım, yıkarım. Anneme yardım ettiğimde onu sevindirdiğimi görünce ben de sevinirim. İşimiz bitince sofra hazırlanır ve yemeğe koyuluruz. Babam, erkek kardeşim annem ve ben. Akşam yemeği en sevdiğim öğündür. Ailece yenilen, içimi ısıtan bir şölendir benim için. Bahsettiğim yemekler değil kalpler, içinde benim sevgimi taşıyan kalplerle yenilen bir yemek.

Yatma vaktim yaklaşmadan önce tekrar sofranın toplanmasına yardım ederim. Babam ve kardeşimle sohbet ederim. Sonra da hayallerimi daha fazla bekletmeden kavuşurum. Neredeyse unutuyordum benim bir tekerlekli sandalyem var. Evet, bana ait. Geçirdiğim bir kaza sonucu mecbur kaldım. Tekerlekli bir sandalye… Siz en iyisi baştan bir kulak verin bana…
II.​

Sabahları güneşin doğuşunu izlemeyi çok severim. Erken kalktığım için annemi rahatsız etmek istemem. Yatağımda doğrulmaya çalışır kafamı başucumdaki penceremden güneşi görebilmek uzatırım. Pencerenin kenarında saksılarımız, içinde de güzel yeşil çiçeklerimiz vardır. Bana biraz zorluk açarlar, görüşümü engellerler ama olsun, onlardan şikâyetim yok.

Annem uyanana kadar güneşi izlerim. Daha sonra annem beni sandalyeme koyar ve banyoya götürür. İşlerimi halleder ve kahvaltıya geçerim. Annemin elinden her şeyi yerim, canım annem benim, çok uğraşır benim için.

Annemin gücü merdivenlerden aşağı beni taşımaya yetmediği için evden çıkamam. Ben de balkondan dışarıyı izlerim. Çayımı alır ve havaya aldırmadan dışarı çıkarım. Hava bu mevsimlerde soğuktur ama umursamam. Kuş cıvıltıları, taze çimen kokuları…

Aşağıdan arkadaşlarımın şarkı sesleri, oyun coşkuları duyulur. Bazen bana bağırırlar, yanlış anlamayın alay etmezler. Günaydın derler, selam söylerler. Hatta bana kitap getirirler. Hava iyice soğuduğunda annem içeri geçirir beni. Bende başlarım kitap okumaya. Söylemiştim kitaplara bayıldığımı. Bu dünyada sadece bir hayatım var. Tekerlekli sandalyeye mecbur, sınırlı bir yaşam. Büyük hayaller barındıran küçük bir hayat. Beni bu sınır çizgilerinden kurtarabilecek tek çözüm ise onlar. Kitap sayfalarında yaşamayı seviyorum, oralarda hayallerime dokunuyorum. Geçen hafta bir kuş olmuştum, geçen gün ise bir ihtiyar…

Bir süre sonra gözlerim yorulur ve kasetimi dinlemeye karar veririm. Satırlardaki mücadeleden yorgun düşer ve kendimi müziğe teslim ederek uyumaya çalışırım. Bunu yapmazsam zaman geçmez çünkü. Bu işi bu saate bırakmamın bir sebebi daha var. Arkadaşlarım tam bu saatte okuldan çıkıyorlar, kapımızın önünden geçiyorlar, gülüşüyorlar, kapımızın önünden koşarak, tam önümüzden…

Artık bunları düşünmeden hayallere dalarım, dalmaya çalışırım.

Bir süre sonra kalkar anneme yardıma girişirim, yardımdan çok zararım dokunuyordur belki ama ben de evimiz, ailemiz için bir şeyler yapmak istiyorum. Bunu bilen annem sebzeleri getirir. Ben de olduğum yerden elimden geldiğince yardımcı olurum.

İşte günün en sevdiğim öğünü..Akşam yemeği..Yemekte ne olduğu önemli değil ben karnımı değil kalbimi doyuruyorum. O an anlıyorum ki sevgi olduğu sürece hayat her türlü çok güzel..

Bakış açısında sınır yoktur! Ben tüm günümü harika bir şekilde görüyorum.İster tekerlekli sandalyem olsun isterse maddi durumumuz kötü olsun..Ben mutluyum! Güneşin doğuşunu görebildiğim için, çiçekleri koklayabildiğim için, kitap okuyabildiğim, müziklerde yaşayabildiğim için, yemek yiyebildiğim için, sevgi dolu kalplere sahip olduğum için… Ben şanslıyım!
Hayatın benden aldıklarına yeterince üzüldüm, artık verdiklerine sevinme zamanı!


AD SOYAD: İlayda Özoruç

ÖZGEÇMİŞİM: 17.06.1997 tarihinde İzmir’de doğdum. Cemil Midilli İlköğretim Okulu’nu bitirdim. Konak Anadolu Lisesi’nde onuncu sınıfta okumaktayım. Yazmaya meraklıyım. Sekizinci sınıfta “öğretmen” konulu kompozisyon yarışmasında Karabağlar ilçe birincisi ödülünü kazandım. İlkokulda çeşitli konularda okul birinciliklerim ve üçüncülüğüm bulunmakta. Elimden geldiğince kalemimi güçlendirmeye çalışıyorum. Dokuz senedir tiyatroyla uğraşıyorum. Konservatuar (oyunculuk) okumak istiyorum.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst