Sihirli Bir Gün

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,522
Tepkime Puanı
193
Puanları
63
Yaş
50
O gün her zamanki günlerden farksızdı.Kahvaltımı yapıp,gazete keyfime başladım.Annemin “ben alışverişe çıkıyorum” sözlerine gazeteden kafamı kaldırmadan “tamam” dedim,Annem gittikten sonra biraz daha gazete okuyacak,sonra internete girecektim.Tam gazeteye dalmışken,”poff” diye bir ses geldi.Dışarıda klima sesi sandığından istifimi bozmadım.Tekrar aynı ses gelince kafamı kaldırdım.Karşımda iki kanatlı,elinde sihirli değnekli bir peri belirmişti.Korkudan mı yoksa şaşkınlıktan mı bilinmez kekelemeye başladım.

-”Se… senn…de k…ki….kimsin, azrail mi,yoksa vakit tamam mı,ölüyor müyüm?
-” Korkma,hiç böyle kanatlı ve değnekli azrail olur mu,ben bir periyim,Bugunlük senin emrimdeyim.seninle bugün tüm gün ben ilgileneceğim” dedi gülümseyerek.
-Nerden bileyim,hiç azrail görmedim ki.

Herhalde çok perili,sihirli filmler izlemeye başladım diye düşündüm.Gözlerimi kapatıp içimden 10’a kadar saydım.Tekrar açtığımda yine başında haresi,elinde değneğiyle karşımdaydı.Aman Allah’ım zaten yerinde olan tek şey zekamdı.Galiba en çok korktuğum şey gelmişti başıma.Aklımı oynatıyordum.Ama gerçekten salonun tam orta yerinde bir peri duruyordu.Benim meraklı,endişeli ve korkulu bakışlarımı sezmişti.

-Korkma dedim ya.Bugün senin günün.haydi kalk hazırlan gidiyoruz.Beraber gezebileceğimiz önümüzde koskoca bir gün var.
-Ama,ama kendim hazırlanamam ki ben.Hem annem dışarıda.Gelince beni göremezse deliye döner.
-ilginç dedi yıldızlı değneğini sallayarak,Bize hiç eksik yada yanlış bilgi verilmez.Halbuki bana senin sadece spastik engelli olduğun söylendi.Spastiklerin zeka düzeylerinin normal olduğunu biliyorum.Ama sanırım sende biraz zeka seviyesi düşük dedi.

-İn misin,cin misin her neysen doğru konuş.Evet spastik engellilerin zekalarında hiçbirşey yoktur.Yoktur da benimde aklımda da bir engel yok.Bir bağırsam konu-komşuyu toplarım.

-Spastik hanım sinirlendi dedi gülerek.Bütün mahalleyi topla istersen,ama beni bir tek sen görebilirsin.Yani onlarda kendi kendine konuştuğunu görünce delirdiğini düşünürler.
Ve elindeki sihirli derneği savurarak bir çırpıda beni giydirmişti.Ben annem olmadan dışarı çıkamayacağımı anlatmaya çalışırken o kapıyı kilitliyordu bile.”Nasılsa apartman kapısına kadar trabzanlara tutuna tutana inebiliyorum.Sonrada nasılsa kendim gidemeyeceğimi anlar ve vazgeçer” diye düşündüm.Apartman kapısına geldiğimizde kapı kendiliğinden açıldı ve nasıl olduğunu hiç anlamadığım bir şekilde çok güzel yürümeye başladım.Koluma da kimse girmemişti.İnanması çok zordu ama perim değneğini bana dokundurmasıyla diğer insanlar gibi yürüyordum.Apartmanın girişinde 3 basamak vardı.Ve ben bu 3 basamağı kendim çıkabilmiştim.Bahçe kapısına gelmiştik.

-Bak ben eve dönmek istiyorum.Lütfen dinle beni.araba çarpıcak veya düşüp bir yerimi kırcam,sonra koş hastanelere
.-Off dedi kızmış bir şekilde.Kaç kere söyliyeceğim,bugün benimlesin dedik ya.Sonra zekandan şüphe edince sinirleniyorsun.
O gün her nedense kimse bana garip garip bakmıyordu.Her yerde engelli rampaları,engelli ansansörleri yapılmıştı.Asansörlere engellilerin haricinde kimse binmiyordu.Engelli park yerlerinde engelli amblemli arabalardan başka araç yoktu.Rampalar çok dik,yapılmış olmak için değil,tam tekerlekli sandalyelerin çıkıp inebileceği eğimdeydi.Kafam bir hayli karışmıştı.

-“Gel,seninle denize karşı bir şeyler içelim” dedi.
-İyi de ben yardımsız yiyip içemem ki.
-“Yahu,artık bırak şunlar,sen bir gel”dedi
Susup kafeye doğru ilerledik.Tam da denizin kenarında boş bir masa vardı.oturduk.
-“Haydi” dedi.”Garsona çay söyle.”
-“İyi de garson beni nasıl anlasın” diyecektim ama gene aklımdan şüphe edecek diye sustum.
Garsonu çağırdım.Tam“iki” diyordum ki perinin kimseye görünmediği aklıma geldi.Delikanlının beni anlayıp anlayamacağı tereddüttüyle bir çay istedim.Sanki düzgün konuşuyormuşum gibi delikanlı hiç şasırmadan “tabii efendim”dedi.O şaşırmamıştı ama benim yine aklım karışmıştı.Bir süre sonra elimde sıcakcık bir çay,önümde sahile vuran dalgaların şarkısı dalıp,gitmiştim.
-“Ne düşünüyorsun” dedi.
-Hiç.,çayım bitti.Haydi şu bostanlının upuzun sahilinde yürüyelim.
Hesabı ödedikten sonra sahilde yürüdü.Perime bir haller olmuştu.Huzursuzdu.Sanki bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.Ama ben kendimi bu özgürlüğe ve atmosfere o kadar kaptırmıştım ki onu dinlemek istemiyordum bile.Neden sonra:

-Havada epey soğudu,kararmaya da başladı.Eh tam zamanı.Soğuklar geç bile kaldı.Ne de olsa aralık başındayız.Hem annemde gelmiştir.
-“Şeyy”dedi eveleyip,geveleyerek.”Aslında işimi biraz kolaylaştırdın.Evet,aralık ayındayız. Peki aralığın kaçı bugün? diye sordu.

-3’ü.Ne olmuş ki?
-“Nasıl desem bilemiyorum.Ama söylemem gerek.Bugün 3 aralık.Yani Dünya Engelliler Günü-“
-Aaa,evet ilk defa unutmuşum.Ne olmuş?

-“Dedim ya nasıl söylesem,nereden başlasam bilemiyorum.Ama söylemem gerek.Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü.Bugün her engelliye gökten bir peri iner.Ve tüm gün istedikleri olur.Bu bütün engellilere bir hediyedir.Yani bugün seninleydik.Çok da eğlendik.Ama bitti. Yarın gene her zamanki yaşantına döneceksin.”dedi.
-Şaka mı bu?Ama nasıl olur?

Benim kafam yine allak bullak olmuştu.Ama bu sefer kafam karışmakla beraber kızgınlık,şaşkınlık ve öfkede vardı.Uzun bir sessizlik oldu.Göz göze bakakaldık öylece.Hiç konuşmadan,hızlı adımlara eve geldik.Annem daha gelmemişti.Usulca kapıyı açtık.

-“Evet,ben görevimi tamamladım.Ama unutma ki gerçek sihir sen,sevdiklerin ve umutların. Bunlar varsa bana ihtiyacın olmaz” deyip gözden kayboldu.
Bir anda “haydi kızım geç oldu” sesiyle uyandım.Meğer gördüklerim bir rüyamış.Gene kahvaltımı yaptım,gazete keyfime başladım.Gene annem alışverişe çıktı ve “poff” diye bir ses geldi.Ben çok heyecanlanıp,peri gelecek diye beklerken sesin dışarıdaki klimadan geldiğini fark ettim.O an perinin sözünü hatırladım

“GERÇEK SİHİR SEN,SEVDİKLERİN VE UMUTLARIN”

Ben Tuğçe Kantaroğlu.22 Aralık 1980 İzmir doğumluyum.Spastik engelliyim.Doğum sırasında beynimin oksijensiz kalmasıyla bu rahatsızlığa yakalandım.ilk ve orta okulu Mustafa Reşit Paşa İlköğretim okulunda okudum.Liseye devam etmek istediğimde lise müdürü özürlü olduğum gerekçesiyle beni okula almadı.Ertesi yıl beni okula almayan müdür başka okula atanınca ben de liseye başladım.Daha sonra Açık öğretim halkla ilişkiler bölümünü bitirip,işletmeye dikey geçiş yaptım.2006 yılında Açık öğretim işletme bölümünden mezun oldum.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst