Siyahın Renkleri

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,522
Tepkime Puanı
193
Puanları
63
Yaş
50
SİYAHIN RENKLERİ
Hayatımda ışık yoktu renk yoktu , görmek yoktu. Ben hayatımı görmeden yaşıyor her şeyi bütün benliğimle hissedebiliyordum. Aniden uyandım. Hıçkırıklara boğulmuş bir kadın sesiydi duyduğum. Koltuktan sendeleyerek kalktım , ellerimle bastonumu kavradım ve sese doğru ilerledim. Girdiğim yer yatak odasıydı , ağlayansa canımdan çok sevdiğim karımdı. Yanına yaklaştım
Neyin var Sevda ?

Cevap vermemişti , sadece ağlama sesi duyuyordum. Neydi onu böylesine üzen ? Yanımdan kalktığını hissettim , benden uzaklaştığını … Ben mi bir şey yapmıştım ?
Sevda neden cevap vermiyorsun ?
Bıktım.
Neyden bıktın ?
Senden anladın mı ? Senden bıktım.

Sevdam… Benim beş yıllık karım , hayat arkadaşım , sevdiğim kadın , benden bıkmıştı. Benim onu göremememden bıkmıştı. Eşyalarını çoktan toplamış anılarına veda ederken kendini tutamamış , ağlamıştı. Ben işte o zaman yanına gelmiş her şeyi anlamıştım. Hiç karamsar olmadım , üç yıl önce kaybettim gözlerimi. O günden sonra Sevdayla eskisi gibi olamamıştık ama beni hayata bağlayan tek kişiydi o .
İstemiyorum artık Sinan. Tükendim , benim hayallerimde senin görememen yoktu , çekilmez hale geldi her şey , ayrılmalıyız.
Ben her şeye rağmen seni seviyorum ama seni sevdiğimden dolayı da bu evlilikten vazgeçiyorum. Tek istediğim mutlu olman Sevda.

İşte tam o an görmeyi çok isterdim. Karımın gözlerine bakıp onu anlamayı , beni gerçekten sevip sevmediğini gözlerine bakarak anlamak isterdim. Sevdam gitmişti , göremediğim dünya şimdi daha bir karanlık ve daha bir derindi. Aradan üç yıl geçmişti , ben bastonuma alışmış , yalnızlığa alışmış ve karanlığa alışmış bir insandım artık . Yollarda saatlerce yürürdüm . Yoldaşım bastonla göremediğim sokaklara girip , çocuk parklarından geçip her şeyi dinlerdim. Bir çocuğum olsun çok isterdim. Sevdayla benim bir çocuğumuz olsun çok ama çok isterdim…Neyse ki oyalanacak çok işim vardı. Avukat olmam bana verilmiş en büyük hediyeydi. Başka hayatlara ortak olmak , kendi dünyamdan biraz olsun uzaklaştırıyordu beni. Davalar çok çetin geçiyordu. Haklı olduğunu düşündüğüm kişilerin avukatlığını yapıyor , maddi yönden fazla bir şeyler talep etmiyordum. İşime aşıktım çünkü biliyordum o beni terk etmezdi. Zaman geçiyordu… Engelliler için yapılan yenilikler gün be gün artıyordu. Engelli olduğum için kaybetmiştim karımı , işte bu yüzden engelsizce yaşamak istiyordum , ağır gelmişti bu terk ediliş.

Bir engelli olarak zorlanıyordum yaşamda ama kolaylıkları da vardı. Duyarlı insanlarımız ve engelsizce yaşayan engelli vatandaşlarımız vardı. Otobüse binerken zorlansam hemen bir vatandaş yer veriyor , yolda yürürken zorlansam , duyarlı vatandaşlarımız yol veriyordu. Evet zorluk içinde kolaylık vardı ama duyarlı vatandaşlarımız gibi duyarsız olanlarda vardı. Çarpınca birine isteksizce
Kör müsün be adam !
Önüne baksana lan !

Bu sözlerle aslında ne kadarda duyarsız vatandaşlarında olduğunu bilmek çok üzücüydü. Durakları saya saya ilerlerken bir ses duydum.
Allah rızası için bir ekmek parası.
Bu ses bana çok tanıdık gelmişti. Evet , bu ses sevdamın sesiydi… Sese doğru ilerlemiştim
Sevda ?

Ses kesilmişti. Benim Sevdam mıydı bu ? Ondan hiç haber alamamıştım , geri dönmesini çok beklemiştim ama geri gelmemişti. Yıllar sonra duyduğum bu ses Sevdaya mı aitti ? Birden tekrar konuştu.
Allah rızası için bir ekmek parası , yok mu bir ekmek parası bu ağma kadına.

Ağma mı ? İnanamadım. Duyduğum ses Sevdanın sesiydi ama bu dilenen kadın aynı zaman da ağma mıydı ? Eğildim onu yakınımda hissedene kadar yaklaştım ve yavaşça elimi uzattım , tuttuğum el Sevdamın eliydi.
Sevda , bu sensin.
Sinan ?

Sevdamı bulmuştum. Beni körüm diye terk eden karım şimdi sokak ortasında dilenen , üstelik de aynı benim gibi kör bir insan olmuştu. Ama onu hala çok seviyor kızmama rağmen sevgim ağır basıyordu.

Özür dilerim… Her şey için özür dilerim… Ben hata yaptım , gözlerin görmüyor diye terk ettim seni , oysa sen engellerini çoktan aşmıştın. Bense taşıyamadım , Allah aynı durumu bana da verdi , seni anlamam için ama ben taşıyamadım , engellerimi aşamadım. Özür dilerim…

Hıçkırıklara boğulup ağlamaya başladı sevda , onun en son ağlama sesini hatırlıyorum ve yine o gün ki gibi ağlama sesiyle karşılaşmıştım. Bu kez pişmanlığın resmi miydi bu gözyaşları. Ona sımsıkı sarıldım.
Geçti artık benimlesin , engeller yalnız sevdiklerin varsa ve hayatta bir amacın varsa aşılır. Benim sevdiğim sensin , amacımsa seninle beraber mutlu yaşamak Sevdam.

Onu karanlıktan tutup çıkarmıştım. Siyah gibi görünen bu hayatım artık gök kuşağının bütün renklerini barındırıyordu. El ele verip bütün engelleri aşmıştık , biz yaşamanın güzelliğini siyah dünyanın renklerinde bulmuştuk.
“Zor olsa da yaşamak , en güzeli engelsizce yaşamak . “

ADI : Kadriye Başak
SOYADI : AKSAN

Eğitim Durumu
2011- ___ Anadolu Üniversitesi Tarih Öğretmenliği

2007-2010 Etlik Anadolu Teknik ve Meslek Lisesi-Çocuk Gelişimi
(Özel Eğitim Dalı) mezunu.
İş Deneyimleri :
2012 – 2013 : Karma Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi
Grup Öğretmenliği Görevinde
Stajlar:
2009-2010 : Ankara Büyükşehir Belediyesi Görme Engelliler Eğitim Ve Teknoloji Merkezi
Öğretmen Yardımcısı Görevinde
2008-2009 : Özel Adnan Ağır Rehabilitasyon Merkezi
Öğretmen Yardımcısı Görevinde

Yabancı Diller:
İngilizce (Orta Düzeyde)
Osmanlıca (Orta Düzeyde)
 
Tekerlekli Sandalye
Üst