Skolyoz Hastalığının Tedavisinde Son Gelişmeler

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Prof. Dr. Ahmet Alanay ile Skolyoz Söyleşisi


Skolyoz Nedir?


Skolyoz omurganın yana eğriliği demektir. Omurga arkadan bakılınca düz olmalıdır. Yandan bakınca ise omurganın tam düz olmadığını görürüz. Boyun bölgemizde hafif bir çukurluk (lordoz), sırtımızda hafif kamburluk (kifoz) ve belimizde ise yine bir çukurluk vardır. Omurganın yana eğriliği (Skolyoz) çeşitli kas, sinir ve bağ dokusu hastalıklarına bağlı olarak oluşabilir. Ayrıca omurgaların gelişim hatasına bağlı doğuştan gelişen skolyozlar da mevcuttur. Ancak en sık gördüğümüz Skolyoz tipi nedenini tam olarak aydınlatamadığımız “idiopatik” skolyozdur. İdiopatik skolyozun ergenlik çağına giren çocukların %1 ile 3 ünde görüldüğünü biliyoruz. Bunların büyük çoğunluğu fark edilmeyecek kadar küçüktür. Ancak küçük bir kısmı fark edilecek derecelere ulaşabilir ve tedavi gerektirebilir. Skolyoz kız çocuklarında erkeklere oranla 8-10 kat daha fazla görülür.

Hastalığın oluşumunda genetik faktörlerin etkisi ne kadardır?

Skolyoz oluşumunda genetik faktörlerin etkili olabileceği düşünülmektedir. Nitekim bazı ailelerde kardeş, anne, baba ve yakın akrabalarda skolyoz olduğunu gözlüyoruz. Ancak skolyozun kesin bir genetik geçiş şekli gösterilememiştir. Ayrıca genetik yatkınlık olsa dahi, skolyozun gelişiminde sadece genetik faktörlerin etkili olmadığı düşünülmektedir. Bunun da en çarpıcı örneği tek yumurta ikizlerinde (genetik yapı olarak birebir aynı olduğu düşünülür) skolyozun her iki kardeş de birden görülme sıklığının %70 olmasıdır. Anne veya baba da skolyoz olduğu zaman birinci derece akrabalarda %11, ikinci derece akrabalarda ise %2.4 oranında skolyoz görülme ihtimali olduğu düşünülmektedir. Dolayısıyla skolyozu olan anne babaların çocuklarını özellikle erken ergenlik döneminde iyi izlemeleri gerekir.

En çok hangi cinsiyette ve hangi yaş grubunda görülür?


Skolyoz en sık 10 ile 16 yaş arasında görülür. Kız çocuklarda erkeklere oranla 8-10 kat daha fazla görülür.

Son yıllarda skolyozun artış gösterdiği iddiası doğru mudur? Nedeni nedir?


Skolyozun görülme sıklığı %1 ila 3 arasındadır. Bu oran değişik ülkelerde ve etnik toplumlarda ilginç bir şekilde benzer çıkmıştır. Son yıllarda Skolyoz görülme sıklığı artmamıştır. Ancak ailelerde skolyoz farkındalığı artmıştır ve toplum bu konuda daha bilinçli hale gelmiştir. Bu nedenle ailelerin sıkı gözlemiyle daha önce fark edilmeyen küçük dereceli skolyozlar daha çok fark edilmektedir. Bu da skolyozlu hasta sayısında göreceli olarak bir artış var gibi yansımaktadır.

Hangi belirtiler skolyoz göstergesidir?

Arkadan bakıldığında;

Bir omuzun diğerinden yüksek olması. Omuz seviyelerinde asimetri. Genellikle sol omuzun sağa oranla aşağıda olması
Bel kıvrımlarının asimetrik olması. Bir tarafın diğer tarafa göre dolgun olması.
Gövdenin yana doğru kayması
Sırtta bir tarafta çıkıntı, kamburluk olması. Bu çıkıntının öne eğilme ile artması
Çocuklukta skolyozu olmayan birinin gelecekte skolyoza sahip olması söz konusu mudur?

Çocukluk ve ergenlik döneminde skolyozu olmayan birisinde ileri yaşlarda skolyoz iki türlü olabilir. Birincisi ergenlik çağında fark edilmeyen skolyozun erişkin yaşlarda artarak fark edilir hale gelmesidir. Bu Skolyoz tipine “erişkin (adult) skolyozu denir. Diğeri ise özellikle 50 li yaşlardan sonra görülen omurganın yaşlanma ile yıpranması ve omurganın bütünlüğünü sağlayan yapıların bütünlüğünün bozulması ile ortaya çıkan yeni gelişen (de novo veya dejeneratif) skolyozdur. Dejeneratif Skolyoz genellikle bel bölgesinde görülür ve beraberinde omurilik ve sinirlerin sıkışması da mevcuttur.

Çocukların mı, ergenlerin mi yoksa yetişkinlerin mi skolyozunun tedavisi kolaydır?


Herbirinin kendine göre zorlukları olmak ile beraber en zoru küçük yaşlarda görülen skolyozun tedavisidir. Özellikle 3-10 yaş arası çocukların skolyozu hemen daima ilerlediği için, tedavisinde çoğu zaman cerrahi yöntemler gerekli olabilir.

Küçük yaşta başlayan skolyoz deformitesi neden ergenlikte görülen deformiteye göre daha fazla sorun oluşturur?

Küçük yaşta başlayanlar iki yönden daha fazla sorun oluşturur. Skolyozun ilerlemesini belirleyen en önemli faktör çocuğun büyüme potansiyelidir. Çocuk ne kadar büyüyecekse skolyozun ilerleme riski o kadar fazladır. Bu eğriliklerin diğer tedavi yöntemi olan korse tedavisi ile kontrolü son derece zordur. Dolayısıyla cerrahi tedavi uygulanma gerekliliği ergenlere oranla daha yüksektir.

İkinci sorun ise küçük yaştakilere skolyozun cerrahi tedavisinde altın standart olan omurganın büyümesinin ve hareketinin durdurulması anlamına gelen “füzyon” cerrahisinin uygulanmasının yaratacağı olumsuzluklardır. Küçük yaşlarda yapılan füzyon işlemi omurganın büyümesini durduracaktır. Bu da eğer 5 yaşın altında yapılırsa omurilik kanalının dar kalmasına, 8 yaşın altında yapılırsa akciğer gelişiminin bozulmasına, 10 yaşın altında yapılırsa göğüs kafesinin gelişimin bozulmasına neden olacaktır. Göğüs kafesi yeterince büyüyemez ise akciğer-solunum ile ilgili sorunlar ortaya çıkacaktır. Son olarak, özellikle 10 yaş altında uygulanacak füzyon işlemi gövdenin kısa kalmasına neden olabilir.

Ergenlik çağında ise omurilik kanalı, akciğerler ve göğüs kafesi yeterince geliştiği için aynı zamanda boy uzaması da büyük ölçüde tamamlandığı için füzyon işlemi çocuklarda olabilecek potansiyel sorunlara neden olmaz.

Bu çocukların tedavileri iyi yapılmazsa gelecekte hangi sağlık sorunlarıyla karşılaşılıyor?

Akciğer ve solunum problemleri
Kalp problemleri
Yeti kayıpları
Nadiren çok ileri deformitelerde omurilik basısı ve felç
Ciddi kozmetik ve psikolojik sorunlar
Skolyoz nedenleri nelerdir?

En sık görülen skolyoz tipi olan "idiyopatik" skolyozun nedeni belli değildir.

Ancak Skolyoz çeşitli hastalıklara veya gelişme bozukluklarına bağlı olarak da ortaya çıkar.

İkinci sıklıkta görülen Skolyoz tipi, kas sinir hastalıklarına (örn: çocuk felci, serebral palsi, Duchenne hastalığı) bağlı olarak ortaya çıkan “nöromusküler” Skolyoz dur.

Üçüncü sıklıkta omurgada oluşan doğumsal bozukluklara bağlı ortaya çıkan doğuştan (konjenital) skolyozu görürüz.

Diğer bazı nedenler ise şunlardır;


Bağ dokusu hastalıkları
Omurga kırıkları
Omurga enfeksiyonları
Omurga tümörleri
Metabolik hastalıklar
Romatizmal hastalıklar
Hangi yaşta hangi tür tedavi uygulamak gerekir?

Skolyoz hastalığı tedavi planlamasında 3 yoldan biri seçilir; gözlem, korse tedavisi ve cerrahi tedavi. Gözlemden kastedilen hastanın belirli aralıklarla kontrole çağrılması ve yapılan muayene veya çekilen filmler ile eğriliğin ilerleyip ilerlemediğinin tespitidir.

Büyümekte olan çocuklar için önerilen tedavi 0-20 derece arası eğriliklerde gözlem, 20-40 derece arasında korse tedavisi ve 40 derece üzerindeki eğriliklerde cerrahi tedavidir. Ancak bu şablon her zaman her hastaya uygun olmayabilir ve hastanın bazı özelliklerine göre doktoru şablon dışına çıkabilir.

Büyümesini büyük ölçüde tamamlamış ya da erişkin kişilerde ise sırt bölgesindeki 0 ile 40 derece arası eğrilikler de eğriliğin ilerleme riski yoktur. Tedavi gerektirmeyebilir. Bu yaşlar da 40-50 derece arası eğriliklerin ilerleme şansı olmakla birlikte ilerlememe ihtimali yüksektir. Bu nedenle büyümesini tamamlamış erişkinlerde sırt bölgesindeki 40-50 derece arası eğrilikler periyodik çekilecek filmler ile izlenmelidir. Eğer eğrilik 50 derece üzerinde ise yaşam boyu eğriliğin artma ve önemli sağlık sorunlarına neden olma ihtimali çok yüksek olduğu için cerrahi tedavi uygulanmalıdır. Erişkin veya büyümesini tamamlamak üzere olan hastalarda mutlak cerrahi tedavi gereken eğrilik açı değeri, bel bölgesindeki eğrilikler için 40 derecedir.

Kişide skolyoz gelişimini ya da hızlı ilerleyişini durduracak önerileriniz varsa sıralar mısınız?

Skolyozu olan bir hastada eğriliğin gelişimini veya hızlı ilerlemesini durduracak etkinliği ispatlanmış bir yöntem ne yazık ki yoktur. Özellikle de eksersiz ve sporun (yüzme vs.) eğriliği kontrol edebileceğine dair görüşler yeterli bilimsel kanıta dayanmamaktır. Ancak eksersiz ve spor, skolyozlu hastalarda başka birçok fayda sağlayabilir. Bunlar şunlardır;

Fizik kondisyon da artış ve kas kuvvetinin artması ile skolyoza ek olarak görüntü bozukluğunu arttıran duruş bozukluğunu azaltır ve skolyozun yarattığı kozmetik yakınmaları azaltabilir
Skolyozu olan hastalar da yetişkin çağda bel ve sırt ağrısının normal popülasyona göre biraz daha fazla olduğu düşünülür. Spor ve eksersiz disiplini gelişen çocuklarda ileriki yaşlarda bel ve sırt ağrısı daha az olabilir.
Cerrahi tedavi gereken çocuklar da ameliyat sonrası iyileşmenin daha hızlı olmasını sağlayabilir.

Ameliyat skolyozda tek çözüm müdür?

Gözlem dışındaki diğer alternatif korse tedavisidir. Korse tedavisi etkinliği tartışmalıdır. Korse tedavisinden beklenen, eğriliğin düzelmesi değil ilerlemesinin engellenmesi ve cerrahi tedaviye gereksinimin ortadan kaldırılmasıdır. Skolyozun düzelmesini, geri dönüşünü sağlayabilecek etkinliği ispatlanmış tek yöntem ameliyatdır. Ancak ameliyatın da getirebileceği bazı olumsuzluklar nedeniyle ameliyat her skolyozlu hastaya uygulanmamaktadır.

Hangi durumlarda ameliyat gerekir ve hangi durumlarda gerekmez?


Erişkin çağda da ilerlemesine devam edip akciğer ve kalp problemleri ve kozmetik sorunlar nedeniyle yaşam kalitesini düşürecek veya erken ölüme sebep olabilecek eğrilikler, korse ile kontrol altına alınamazsa cerrahi tedavi tek seçenektir. Büyümekte olan bir çocukta sırt ve bel bölgesinde 40 dereceyi aşmış eğrilikler, erişkin çağda mutlak ilerleyip yukarıda bahsedilen sorunlara neden olacağı için ameliyat gereklidir. Büyümesini tamamlamak üzere olan veya tamamlamış erişkin hastalarda sırt bölgesindeki 50 derece ve bel bölgesindeki 40 derece ve üstü eğrilikler ameliyat edilmelidir. Bazı istisnai durumlar da olabilir. Örneğin hastanın eğriliği 40-50 derecenin altında olmakla birlikte ciddi anlamda bir denge bozukluğuna neden oluyorsa, eğrilik eşik değeri geçmemesine rağmen dengenin düzeltilmesi için ameliyat gerekli olabilir. Denge önemlidir. Çünkü, vücut hareket halinde iken en dengeli pozisyonu alarak en az enerjiyi harcamak ve enerjisini kontrollü kullanmak ister. Örneğin; dengesi iyi olmayan bir kişinin 100 metre yürümek için harcayacağı enerji, dengesi iyi olan bir kişiye nazaran çok daha fazladır. Bu kişi yine diğer dengeli kişiye oranla günlük yaşam aktivitelerinde daha hızlı ve daha çok yorulur.

Korse kimlere ve hangi durumlarda önerilmelidir?

Korse sadece büyüme potansiyeli olan çocuklarda ve 20 ile 40 derece arası eğriliklerde uygulanır. Kırk derece üzeri eğriliklerde başarı oranı çok düşüktür ve özellikle ergenlik çağında 40 derece üzeri eğriliklerde kullanılması tavsiye edilmez. Bazı istisnai durumlarda, örneğin ciddi büyüme potansiyeli olan daha küçük çocuklarda ameliyatı geciktirmek için 60 dereceye kadar olan eğriliklerde korse uygulanabilir. Bu küçük çocuklarda ameliyatı mümkün olduğunca geciktirmek ve omurgayı kontrollü olarak mümkün olduğunca büyütmek önemlidir.

Kullanım şartları nelerdir?


Eğrilik 20-40 derece arasında olmalı
Çocuk büyümesini tamamlamamış olmalı
Günde en az 20, ideali 23 saat takılmalıdır


Ameliyat dışı tedavi seçeneklerini özetleyecek olursak?


Gözlem ve korse

Çocukların kısa kalmasını engellemek için hangi yöntemden uzak kalmak gereklidir?

Büyüyen çocuklarda omurganın kısa kalmasını engellemek için omurganın sabitlenmesi, hareketin yok edilmesi ve büyümenin durdurulması diye tanımlayabileceğimiz “füzyon” işleminden uzak durmak gerekir. Bu nedenle çocuklarda korse tedavisi eğriliği durduramaz ise omurgaya yerleştirilen vida ve çubuk sistemleri ile füzyon işlemi uygulamadan eğriliği düzeltmeye çalışırız. Yöntemin adına “uzatılabilen çubuklar sistemi” denir. Bu bir çeşit cilt altına yerleştirilmiş korse gibi çalışır. Ne var ki omurga da büyüme devam edeceği için içten konan çubuklara rağmen eğrilik ilerlemeye devam eder. Bu nedenle periyodik olarak (6 ayda bir) uygulanan ameliyatlar ile mevcut çubuklar uzatılarak eğriliğin tekrar tekrar düzeltilmesi gerekir. Bu tedavi yöntemi ideal olarak ergenlik sonuna kadar yürütülmeli ve büyümenin azaldığı veya durduğu zaman da artık omurgaya füzyon işlemi uygulanmalıdır.

Çocuklarda ameliyatların tekrarlanmasını engelleyen yeni yöntem (dışarıdan uzatılabilen magnetik çubuklar sistemi) nedir? Bu yöntem ülkemizde uygulanabilmekte midir?

Bu yöntemde omurgaya yerleştirilen özel çubuklar daha sonra ameliyat yeri yani omurga tekrar açılmadan dışarıdan yaratılan bir manyetik alan aracılığıyla kontrollü olarak uzatılabilmektedir. Böylelikle tekrarlayan ameliyatlar yerine tek ameliyat ile çubukları yerleştirmek ve sonra omurgayı açmadan periyodik uzatmalar ile eğriliğin ilerlemesini kontrol etmek mümkün olmaktadır. Uzatma işlemleri anesteziye gerek kalmadan poliklinik şartlarında yapılabilmektedir. Bu yöntem ülkemize gelmiştir ve halen tarafımdan uygulanabilmektedir.

Bu yöntemin çocuk açısından avantajlarını çarpıcı örneklerle dile getirir misiniz?

Küçük cocuklarda gerekli olan füzyonsuz cerrahi tedavi yöntemi ideal olarak ergenlik sonuna kadar yürütülmeli ve büyümenin azaldığı veya durduğu zaman da artık omurgaya füzyon işlemi uygulanmalıdır. Klasik uzayabilen çubuklar ile yapıldığında, bu son derece zahmetli ve riskli bir tedavi yöntemidir. Üç yaşında tedavisine başlanan çocuğun 12 yaşına kadar bu şekilde tedavisi devam ettirildiğinde, toplam 22 kez ameliyat olması gerekir. Yapılan klinik çalışmalar tekrar eden ameliyatların çocuk ve aileler üzerinde ciddi bir stres yarattığını (travma sonrası stres sendromu) ve psikolojik sorunlara neden olabileceğini göstermiştir. Dolayısıyla dışarıdan uzatılabilen çubuklar tekrarlayan ameliyatları ve yaratabileceği sorunları engelleyecektir.

Bu yöntem kimlere uygulanır, kimlere uygulanamaz, niçin?

Bu yöntem büyüyen çocuklarda uygulanmaktadır çünkü büyüyen çocukların eğriliklerinin tedavisinde avantaj sağlamaktadır. Ergenlik dönemi skolyozlarında da korse yerine geçebilecek bir tedavi yöntemi olabilir. Şu ana kadar çocuklarda yapılan uygulamalar da başarı sağlanmıştır. Bundan sonra 10-12 yaş arası çocuklarda 30-40 derece arası eğrilikler için kullanılabilecektir.

Ayrıca şunu da eklemek isterim. Bu yöntem skolyozun ameliyatsız tedavisini sağlamaz ancak küçük çocuklarda tekrarlayan sayılarda ameliyatların sıklığını azaltmaktadır.

Skolyozu olan kişiler hangi sporları yapmalı hangi spor türlerinden uzak kalmalıdır?

Herhangi bir spor dalının skolyozu engellediği, düzelttiği veya skolyoza neden olup arttırdığı bilimsel olarak iyi bir kanıta dayanarak doğrulanmamıştır. Ancak küçük yaştan edinilecek spor yapma alışkanlığının ve disiplininin geliştirilmesi aslında skolyozu olan ya da olmayan tüm çocuklar için gereklidir. Ayrıca skolyozu olan çocukların yukarıda bahsettiğim sporun yaratabileceği fiziki etkilerinden dolayı spora teşvik edilmesi uygun olabilir. Üstelik skolyozu olan çocuğa spor yaptırmak hiçbir şey yapmamaktan daha iyi olabilir ve zararı yoktur. Ancak ailelerin skolyozun kontrolü veya düzeltilmesi açsısından beklentilerinin çok yüksek olmaması gerekir. Yapılan sporun cinsinin ne olduğunun da çok önemi yoktur. Önemli olan çocuğun fizik kondisyonunu arttıracak ve sürekli yapacağı sevdiği bir spor yapmasıdır. Ayrıca yapacağı sporun kolay ulaşılabilecek bir spor olması önemlidir.

Özellikle cimnastik gibi bazı spor dallarının skolyoza neden olabileceği iddia edilmiştir. Bir bilimsel çalışmada cimnastik yapan çocuklarda normal çocuklara oranla 10 kat daha fazla skolyoz olduğu gösterilmiştir. Ancak bu çalışmanın metodolojisi ile ilgili ciddi eleştiriler olmuştur. Nitekim daha sonra bir çok yeni çalışma, spor ve skolyoz arasında bir ilişki olmadığını göstermiştir. Cimnastik yapan elit sporcu çocuklarda bir çalışmada daha fazla skolyoz görülmesi şu şekilde açıklanmıştır; Genellikle elit cimnastikçi çocuklarda genel eklem gevşekliği mevcuttur ve bu çocuklar bu şekilde başarılı cimnastikçi olmaktadır. Skolyozun ise eklem gevşekliği olan çocuklarda biraz daha fazla görüldüğü düşünülmektedir.

Sonuç olarak, spor ne amaçla yapılırsa yapılsın çocukların kazanması gereken bir alışkanlıktır. Sporun çocuklarda skolyoza neden olduğu, önlediği veya ilerlemesini durdurduğu konusunda ise elimizde yeterli kanıt yoktur.

Anne babalara çocuklarını skolyozdan korumak için öneriler yazar mısınız?

En sık gördüğümüz Skolyoz tipi olan ergenlik çağı skolyozunun nedeni bilinmediği için nasıl önleneceği de bilinmemektedir. Bu nedenle skolyoz oluşumundan korunmanın bir yolu yoktur. Sanılanın aksine ağır sırt çantası taşımak, kötü pozisyonda oturmak gibi etmenlerin skolyoza neden olduğunu gösteren bilimsel kanıt yoktur. Ancak ağır çanta taşımak veya kötü pozisyon-duruş omurganın aşırı yük alması nedeniyle yıpranmasına ve bel ve sırt ağrısına neden olabilir. Bu çocuklar erişkin yaşlarda daha sık bel ağrısı, bel fıtığı gibi problemlerle karşılaşabilir. Bu nedenle ağır çantalar ve kötü duruştan sakınılmalıdır.

Anne babaların Skolyoz için yapabilecekleri tek şey skolyozun teşhisinde geç kalınmamasıdır. Bu nedenle özellikle ergenlik çağı öncesi kız çocuklarının sırtları anneler tarafından sık aralıklarla dikkatli bir şekilde gözlenmelidir.

Omurga eğriliğiyle uğraşan bir uzmanın günümüz tıbbının ilerleyişi ışığında tedaviye yönelik hayali nedir?

Skolyozun nedeninin bulunması en büyük hayalimizdir. Bu konuda son yıllarda önemli bir mesafe kat edildi.

En önemli iki gelişme, melatonin hormonunun eksikliğinin bir sebep olabileceğinin gösterilmesi, ve skolyozdan sorumlu olduğu düşünülen bir çok genin tesbitidir. Bu iki yöndeki çalışmaların bir uzantısı olarak, yakın zamanda Skolyoz sadece ağızdan alınacak bir ilaç ile tedavi edilebilecek diye umuyorum.

ABD de öncü çalışmaları başlanmış bir diğer yenilik ise şu ana kadar belirlenmiş skolyozdan sorumlu genler sayesinde hangi skolyozun ilerleyip hangisinin ilerlemeyeceğinin tesbit edilebilmesidir. Böylelikle yakın zamanda gereksiz film çekimleri ve korse kullanımı engellenebilecektir.

Cerrahi açıdan ise dışarıdan kontrol edilebilen çubukların geliştirilmesi ile birlikte çok daha küçük girişimler ile omurganın esnekliğini ve hareketini yok etmeden, eğriliğin düzeltilmesi mümkün olacaktır diye umuyorum. Bu şekilde zahmetli ve etkinliği şüpheli korse tedavisi de ortadan kalkacaktır. Skolyoz tıpkı diş teli kullanılarak dişlerin düzeltilmesi gibi bir yöntemle tedavi edilebilecektir.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Öğretmenlere "Skolyoz" Hastalığı Semineri

Özel Pendik Bölge Hastanesi, çocuklarda görülen skolyoz (omurga eğriliği) hastalığına erken teşhis koyabilmek için bölgedeki okulların beden eğitim öğretmenlerine seminer verdi.

Toplumda skolyoz hastalığına karşı dikkat çekmeyi ve erken teşhis koyabilmeyi amaçlayan Özel Pendik Bölge Hastanesi, örnek bir sosyal sorumluluk projesine imza attı. Çevre okullardaki beden eğitimi öğretmenlerine skolyoz hastalığı konusunda seminer veren hastane, eğitim alan öğretmenlerin çocuklardaki hastalık belirtilerini kısa sürede anlayabilmesini amaçlıyor. Proje kapsamında skolyoz hastalığı tespiti yapılan bütün çocuklar, ücretsiz şekilde Özel Pendik Bölge Hastanesi'nde muayene edilerek röntgenleri çekilecek.

Proje ile ilgili bilgi veren Pendik Bölge Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Durmuş Turgut Göksoy, hastalığın erken teşhis edilmesi halinde çocukların düzgün bir omurgayla yaşayabileceğine dikkat çekti. Milyonlarca çocuğun taramasının hekimler tarafından yapılmasının mümkün olmayacağını söyleyen Göksoy, "Tüm dünyada bu iş okullarda öğretmenler tarafından yapılıyor. Bizim yaptığımız programda da öğretmenlere omurga eğriliğinin nasıl tespit edileceğini anlatıyoruz. Şüphelendikleri çocukları bizlere gönderecekler. Hastanemizde ücretsiz filmleri çekilecek ve tanılar konulacak. 20 derece altına bir eğrilik var ise sadece bir egzersiz ile tedavi mümkün. 30 dereceye kadar eğriliklerde fizik tedavi, ancak 40 derece üzerindeki eğriliklerde maalesef ameliyat söz konusu oluyor" diye konuştu.

Eğitime katılan Cumhuriyet İlköğretim Okulu Beden Eğitimi Öğretmeni Fatma Şen ise, "Okuluma gittiğimde çocuklara bakış açım çok farklı olacak. Daha önce duruş bozukluklarını görüyordum ancak çok fazla önemsemiyordum, şimdi bunu daha dikkatli inceleyeceğim. Tahminim okuldaki bin 500 öğrenciyi tek başıma halledemeyebilirim. Sınıf öğretmeni arkadaşlarıma da burada öğretilenleri anlatacağım" dedi.

İSTANBUL
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Skolyoz (Kemik Eğriliği) Ameliyatında Yeni Yöntem

“ANESTEZİSİZ UZATILABİLEN ÇUBUK SİSTEMİ”

.Dışarıdan müdahale ile uygulanan uzatılabilen çubuk sistemi nedir?


“Skolyozun tedavisi için uyguladığımız standart cerrahi müdahale maalesef şu anda fizyolojik olmayan bir yöntemdir. Eğriliği omurga bütünlüğünü ve hareketini koruyacak şekilde düzeltip geri döndürmek değil, eğriliğin kapladığı yöndeki hareketi ortadan kaldırmak ve omurların birbirine kaynaşmasını sağlamak ve omurların büyümesini engellemektir. Bu omurganın belli kısmındaki hareketin ortadan kaldırılması işlemine, omurganın dondurulması (füzyon) adını veriyoruz. Bu optimum bir yöntem değildir. Ama şu an elimizdeki standart budur ve ergenlik çağındaki ya da erişkin yaştaki skolyozlarda uygulanan yöntem bundan ibarettir.

Çocuklukta ise bu yöntem biraz daha sıkıntılıdır; erken yaşta ve büyümekte olan çocukta, örneğin 10 yaşın altındaki çocuklarda dondurma (füzyon) işlemini yapmak zorunda kalırsak; birincisi, çocuğun büyümesi, boy kısalığı ciddi bir sorun olacaktır. İkincisi, bu sefer yamukluğa bağlı değil de büyümemeye bağlı olarak göğüs kafesinin boylamasına ve enlemesine gelişmemesi gibi bir durum ortaya çıkacaktır. Bu da akciğerlerin yeterince gelişmemesi ve yine kalbin sıkışması demektir. Ve özellikle de küçük yaşlarda meydana geldiği için erişkin yaşlarda çok daha büyük sorunlar oluşturacaktır.

Korseyle kontrol edemediğimiz eğriliği olan küçük yaştaki hastalarda cerrahi tedavi tek seçenek görünmesine rağmen bizim uyguladığımız cerrahi klasik dondurma işleminden biraz daha farklıdır.

Bu hastalarda uyguladığımız altın standart yöntem yine içeriye vida ve çubuklar yerleştirerek fakat omurgayı dondurmadan eğriliği bu çubuklar aracılığıyla bir çeşit içerden konmuş korse gibi düzeltmektir. Fakat dondurma işlemi olmadığı, hareket yok edilmediği, omurga büyümeye devam ettiği için biz çubuğu koysak bile bu eğrilik artmaya devam edecektir. O nedenle de altı ayda bir çubuğun uzatılarak eğriliğin tekrar küçültülmesi, kontrol altına alınması gerekmektedir. Bu da çocuk ve aile üzerinde stres yaratmaktadır. Her seferinde 6 ayda bir anestezi alması çocuğun böyle bir cerrahi işlemden geçmesi her açıdan hem maddi hem de manevi olarak büyük bir külfet olmaktadır.

Bizim bu kullandığımız yöntemde ise içeriye yerleştirdiğimiz çubuk, manyetik bir alanla dışarıdan uzatılabilmektedir. Yani çubuğu bir kere yerleştirmek için bir ameliyat gerekmektedir. Sonraki uzatma işlemleri ise dışarıdan bir cihaz yardımıyla cildi açmadan anestezi uygulamadan poliklinik şartlarında 5-6 dakikalık bir işlemle yapılabilmektedir. Tabi bu da cerrahi sayısını ve cerrahiden dolayı oluşabilecek yan etkileri engellediği için daha uygun bir yöntemdir.”

. Bu yöntemin yan etkileri var mıdır?

“Bilinen bir yan etkisi yok. Uzatmalarda ortaya çıkan manyetik alanın insan dokusuna bir zararı olmadığı gösterilmiştir. Bu yöntemin geliştirilmesinde emniyetlilik ve etkinlik açısından birçok çalışma yapılmıştır. Dünyadaki bu yöntemle olan bir yılı aşkın tecrübede de ciddi bir yan etkiye rastlanmamıştır. Ancak bu uzatmalar sırasında eğriliğin üst ve altına koyduğumuz vidaların çıkması veya çubukların kırılması gibi olaylar olabilir. Daha önceden uyguladığımız; 6 ayda bir uzattığımız çubuklarda da aynı problemleri yaşamaktayız.

. Tedavinin uygulanabilirliği konusunda sınırlama var mı?

“Elimizdeki şu an ki mevcut teknoloji ve bilgilerle ancak büyüyen çocuklarda 0-10 yaş arasındaki çocuklarda uygulayabildiğimiz bir yöntemdir. Halen daha ilerleyen eğriliklerde korse ve alçı tedavisi altın standartdır. Korseyle kontrol edemediğimiz eğriliklerde omurganın büyümesine izin verip eğriliği kontrol eden yöntemler, dondurma işlemi yerine tercih edilmesi gereken yöntemlerdir. Anestezisiz uzatılabilen çubuk sistemi de bu şekilde korse ile kontrol edilemeyen eğrilikleri olan küçük çocuklarda ve omurganın özellikle sırt bölgesinde geniş bir alanda dondurma (füzyon) gereken iyi seçilmiş hastalarda uygulanabilir. Ergenlik çağındaki çocuklarda ise henüz bu yöntemin kullanılması yolunda hazır değiliz.” Bir de bu çubuklarla dahi bazen kontrol edilemeyen eğrilikler olduğunu bilmemiz gerekir.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst