M
mavibalina2012
Guest
Hani övünürüz ya gün geçtikçe artan sayılarımızla sekiz milyonduk, on milyon olduk...Bu övünme sayımızın artmasıyla değildir aslen, istediğimiz biz arttık çoğaldık ya bir gün birileri görürde hizmetler artar misali....Oysa değişen bir şey yoktur..Kişi sayımızın artmasına rağmen sokaklar yine boştur...Engelliler evlerine mahkum etmişlerdir kendilerini...Evet hemen suçlarız birilerini günah keçisi bulmak bu konuda o kadar kolaydır ki...Her yanımızı engeller kaplamıştır bizden uzak olmayan her adım attığımızda yanıbaşımızda olan engeller...Merdivenler, kaldırımlar, yükseklikler, bir de bizi kelepçeleyen değerler, mahalle baskısı denilen cinsten...
En kötüsü de budur sizi üşengeçliğe iterde bir daha da toparlayamazsınız kendini...Herkes suçludur bu konuda sadece engelli masumdur...Okula gitmek ister engelli, hemen cevap verirler birileri, "Okuyupta ne olacak niye yoruyorsun yazık değil mi?"...Ama okumak istiyorum ben...İşe girmek isterseniz yine seslenir birileri hele de babanızın memuriyeti varsa benim gibi "işe giripte ne olacak hem durumunuz da iyi aç değilsiniz açıkta da değilsiniz"...Ama ben çalışmak istiyorum..."Çalışıpta ne olacan, değer mi her gün gidip geldiğine"... "Eeee, ne zaman emekli olacaksın, her gün her gün işe mi gidilir, senin süren dolmadı mı?"...Senin haricinde herkes senin on beş yılda emekli olacağını öğrenmiştir seni de emekli etmiştir aslında sizin süre kaygınız olmamasına rağmen...Eğer siz bu seslere kulaklarınızı kapamazsınız o zaman eve kapatırsınız kendinizi...
İnatlaşıyorsanız siz de benim gibi ev size dardır, sokaklar ise bayramdır...Okursunuz da, işe de girersiniz bunlar da yetmez, önünüz açılmıştır ve kimsecikler durduramaz sizi...Size engelli gözüyle bakanlar gözlerini kapatıp varlığınızı tüm kalpleriyle onaylarlar onlardan birisinizdir artık ve önceleri size farklı gözle bakanlar sadece saygı duyarlar...Tipi dinmiş, bulutlar aralanmıştır... Güneş sizin için doğmuştur ve yeni gün güzelliklere gebedir...Hayat pınarları sizin için her gün en berrak sularını akıtırken kana kana içersiniz hem de kaynağından...Siz hüznü değil yaşamı seçmişsinizdir ve kimse yargılayamaz sizi...En güzel cevabı yolunuzu çizerek vermişsinizdir ve verdiğiniz bu karar sadece sizi ilgilendirir...
En kötüsü de budur sizi üşengeçliğe iterde bir daha da toparlayamazsınız kendini...Herkes suçludur bu konuda sadece engelli masumdur...Okula gitmek ister engelli, hemen cevap verirler birileri, "Okuyupta ne olacak niye yoruyorsun yazık değil mi?"...Ama okumak istiyorum ben...İşe girmek isterseniz yine seslenir birileri hele de babanızın memuriyeti varsa benim gibi "işe giripte ne olacak hem durumunuz da iyi aç değilsiniz açıkta da değilsiniz"...Ama ben çalışmak istiyorum..."Çalışıpta ne olacan, değer mi her gün gidip geldiğine"... "Eeee, ne zaman emekli olacaksın, her gün her gün işe mi gidilir, senin süren dolmadı mı?"...Senin haricinde herkes senin on beş yılda emekli olacağını öğrenmiştir seni de emekli etmiştir aslında sizin süre kaygınız olmamasına rağmen...Eğer siz bu seslere kulaklarınızı kapamazsınız o zaman eve kapatırsınız kendinizi...
İnatlaşıyorsanız siz de benim gibi ev size dardır, sokaklar ise bayramdır...Okursunuz da, işe de girersiniz bunlar da yetmez, önünüz açılmıştır ve kimsecikler durduramaz sizi...Size engelli gözüyle bakanlar gözlerini kapatıp varlığınızı tüm kalpleriyle onaylarlar onlardan birisinizdir artık ve önceleri size farklı gözle bakanlar sadece saygı duyarlar...Tipi dinmiş, bulutlar aralanmıştır... Güneş sizin için doğmuştur ve yeni gün güzelliklere gebedir...Hayat pınarları sizin için her gün en berrak sularını akıtırken kana kana içersiniz hem de kaynağından...Siz hüznü değil yaşamı seçmişsinizdir ve kimse yargılayamaz sizi...En güzel cevabı yolunuzu çizerek vermişsinizdir ve verdiğiniz bu karar sadece sizi ilgilendirir...