Sonradan Engelli Olanların Hayata Bakış Açıları (Engelli yazı dizisi: 16)

  • Konuyu başlatan mavibalina2012
  • Başlangıç tarihi
M

mavibalina2012

Guest
Engelim sosyal hayatıma engel teşkil etmediği için belli bir süreye kadar çok fazla sıkıntı yaşamadım ancak ilerleyen zamanlarda ben de sıkıntı anlamında kendi adıma yaşamam gerekenleri yaşadım… Neler yaşarsak yaşayalım toplumumuzda küçük sorunlara nazaran daha fazla problem yaşayan insanların olduğu da yadsınamaz bir gerçek.



On bir yaşlarında bir kardeşimiz vardı ve derslerine yardımcı olmaya çalışırdım okula fiziksel engeli nedeniyle devam edemiyordu birde herhalde birkaç arkadaşının alaycı tavırları okula gitmesine mani olmuştu... Ben okula gitmesi hususunda ısrarcıydım ve uzun bir konuşmanın ardından hayat koşullarını iyileştirmesi amacıyla mutlaka okuması gerektiğini bu konuda ona yardımcı olmaya çalışacağımı kısa yoldan anlattım…Cümlemin sonunda bak ben de engelliyim ve bunları ben de yaşadım diye söylenirken verilen cevap şaşırmama neden oldu… “Ama sen engelli değilsin ki” diye cevabını hemen yetiştirdi küçük arkadaşım… “Peki neden?” dediğimde de okkalı bir cevap aldım… “Sen istediğin yerlere gidip geliyorsun, rahatça yürüyorsun, istediklerini tek başına yapabiliyorsun bense bunların hiçbirini yapamıyorum” dediğinde dona kaldım haklıydı hem de sonuna kadar…Daha küçücük yaşlarda bu kavramlarla tanışması o yaşına kadar kendisine büyük bir olgunluk katmıştı...Küçücük bir çocuktan aldığım hayat dersi beni sonrasında da bazı konuları sorgulamaya itti…

Hayatımın büyük bir bölümüne engelli arkadaşlarımın girmesi her zaman tercihim oldu…Hele ki sonradan engelli olanların hayat öyküsünü dinlemek, hayat mücadelesine tanık olmak beni daha da derinden etkiledi...Sosyal hayatta etkenken pasif kalmak kolay geçiştirilecek bir konu değildi…Hele ki hayatının gençlik dönemlerinin ilk yıllarında böyle bir olayla yüzleşmişlerse hem ergenlikle hem de engelle mücadele etmek bayağı yıpratıcı oluyordu…Üstelik iyileşme süreci bile kişiden kişiye göre farklılıklar gösteriyordu, bazıları yeni hayatlarına daha kısa zamanda merhaba derken bazıları için süre geçmekte bitmekte bilmiyordu…

Görme engelli bir arkadaşım kardeşiyle sopalarla kovalamaca oynarken sopa gözüne girmiş ağlaya bağıra koşa koşa evlerine giderken yere düşmüş bu seferde diğer gözüne ufacık taş gibi bir şey saplanmış…Zor güç hastaneye ulaştıklarında sopa giren gözü anında kör olmuş diğer gözünde çok ufacık hasar olmuş ancak üç yıl sonra o gözü de kapanmış doktorlar bu konuda pek bir yorum yapmasalar da kendisi düşüşüne bağlamış olayları…Fakat yapı olarak aşırı derecede pozitif olduğundan mı bilmiyorum hayatı sürekli tiye alır…Kardeşine karşı negatif bir şeyler hissediyor musun veya hiç hissettin mi dediğimde, “O bir oyundu kaybeden de ben oldum” diyor…Belki iyi bir tahsil yapmış olması ve meslek sahibi olması hayata tutunuşunda hastalığını kabul etmesinde etken olmuştur…Gerçekten çok farklı bir insan o kadar kendisiyle barışık ki anlatamam…Ne zaman bir sergimiz olsa mutlaka ulaşmaya çalışırız baş davetçimizdir ve kendisi çok önemli nedenleri yoksa müsait olduğu tüm zamanlarda davete icabet eder…Artık sadece ben değil diğer arkadaşlarımda alıştılar onlarda çağırıyorlar bu pozitifliğe onlarda ihtiyaç duyuyorlar…Arkadaşları sorarmış neler gördün sergide bir de bize anlat diye, arkadaşım başlarmış anlatmaya, “sergi o kadar kalabalıktı ki, bu körün resim sergisinde ne işi var diye resimleri bırakıp beni inceleyen binlerce surat gördüm”…

Tabi ki, hayat espiriden ibaret değil ancak insan zamanla her acıya alışıyor alışmak zorunda olduğundan belki de…Hayat çarkı hızlıca dönüyorsa zamana uymak ve yaşamını idame ettirmek zorundasın elbette…Geçen yıl çok yakın olduğum bir arkadaşım geçirdiği kazanın akabinde omurilik felci geçirdi…Hastane günleri ilk başlarda korkunçtu hele ki bu felç olayını kendisine anlatmaya çalıştığımız anlar bizim içinde korkunçtu…Bu anlarda insanların verdiği tepkiye tanık olmak içinizden bir şeyleri de yavaş yavaş götürüyor…Nereden başlayacaksın anlatmaya, felç kalacaksın, his olayın olmadığından ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanacaksın, ömür boyu sonda takman gerekecek, sosyal hayatın kısıtlanacak…Üstelik ailesi benim anlatmamı uygun görmüştü en yakın arkadaşı olarak…Kelimeleri nasıl seçeceğimi nereden başlayacağımı şaşırdım, konuşacağım ama konuşamıyorum ne zaman ki başlayacağım boğazımda yumruklar oluşuyor…Sonunda arkadaşım beni bu dertten kurtardı zaten durumundaki değişikliğin bir kısmının farkında imiş ancak düzelmeyi bekliyormuş…Kelimelerim bittiğinde benden de bir şeyler eksildi…Bunda arkadaşımın engelinden ziyade onu yakından tanımışlığımın da etkisi vardı…

Bırakın böyle bir engeli grip olduğunda bile endişeden kahrolurken böylesine zor bir durumu nasıl atlacaktı…Bu sorunun cevabını zaman geçtikçe daha iyi öğreniyorum…İnsanda yaşadıklarını atlatacak kadar da büyük bir yürek var…Sanırım bu yüzden bazen iki organ bile bir bedene yetmezken tek yürek işlevini dehaca sürdürüyor ve insan zamanla alışamam dediği her şeye alışıyor…Karşınızda bir sürü buna benzer sıkıntılı insanlar görüyorsunuz ancak onlar bazı şeyleri aşıp hayat mücadelesine bir şekilde atıldıkları için olayı yeni yaşamış insanlar sizlerde derin izler bırakıyor…Derin ve kalıcı...

Evet çok zor bir süreç geçirdik aylarca hastanede kalıyorsun tam taburcu olacağım derken yeni bir ameliyata tekrardan giriyorsun…Veya on beş gün sonraya kontrol veriyorlar kontrolde tekrar yatışa karar veriliyor…Arkadaşımın olayı kabul etmesi de çok uzun bir süreç aldı…İlk başlarda yanına bizleri de istemiyordu sürekli iyileşme derdinde olduğundan fiziksel tedavi aşamasında kendisini çabuk iyileşmek adına zorluyordu ancak zamanla tedaviye giren diğer hastaları da görünce bu dünyada bu sorunu sadece kendinin yaşamadığına ikna oldu ne zaman ki sorununu kabul etti o zaman iyileşmesinde de küçük adımlarına tanık olduk…Psikolojik açıdan gerçekten destek verilmesi gereken bir süreç bu aşamada hastanede bu tarzda psikolog görüşmesi sağlansa da hastalığı yeni olduğundan biz bile dışarıdan yorulmuşken onun birçok şeyi kabul etmesi hemen bir çırpıda beklenmemeli…Çünkü o kazayla beraber bir çok şeyi de kaybetti bu da bir gerçek…Emekli olması için epeyce bir süre vardı mecburen malulen emekli olmak zorunda kaldı…Bu arada zor olan şeylerin başında bir de işyerleriyle ilgili yasal müeyyideler vardı ki onlarda can sıkıcıydı…Bir taraftan hastanla ilgilen diğer taraftan mevzuatlar oyalasın seni…Arkadaşım vekalet verdi bu aşamalarda ona yardımcı olmaya çalıştık ama gerçekten bu anlamda daha basit düzenlemeler olsa gereksiz yere uğraşmazdık…Doktorlar taburculuk veriyor on beş gün sonra da kontrol şerhi düşüyorlar o arada da on beş günlük istirahat raporu veriyor..Bu sürede götür raporu heyete ver, heyetten çıktığı gün takip et işyerine götür gerçekten sevimsiz ve akıl almaz süreç…Bu memlekette işgüzarlar biterse vay halimize eşekten düşmüş gibi oluruz herhalde…Tamam diyorum biz hastamızı on beş gün sonra kontrole getiririz ancak siz raporu neden daha uzun süreli vermiyorsunuz uzatacağınız belli iken, ne fark eder on beş gün sonra yine gelmeyecek misiniz diye soruyorlar, iyi de niye on beş günde bir heyet raporu için uğraşalım ancak öyle sabitlemişler ki düşüncelerini artık ona milyonca kere anlatsanız da nafile gayretiniz…Bazen aklıma geliyor öyle bir sistem oluşsa ki, internetin o kadar kullanıldığı dönemde online olarak bazı işlerimizi halletseler mesela hastane raporları sistemden İşyeri Kurum Numaraları adına bildirilse de bizler gel-gitlerle uğraşmasak gibi bazı uygulamalar yapılsa da biz de zamandan faydalansak…

Kuşkusuz engelli olmak kolay kabul edilebilir bir durum değil..Her ne kadar az engelimiz olsa da hayatla mücadelemiz biz var olduğumuz sürece devam edecek…Hayat devam ettiği sürece de engellilerin sayılarına yenileri eklenecek…Yapılacak basit düzenlemeler bile engellilerin yaşamlarını kolaylaştırırken bazı bürokratik engellerin kaldırılması bile engellilerin yaşamında büyük kolaylıklar sağlayacak kuşkusuz…

Not: Engelli Yazı Dizini tarafımdan kaleme alınmış olup, fotoğraflar alıntıdır…
 
Tekerlekli Sandalye
Üst