Sonradan engelli olmak yaşamınızda neleri değiştirdi?

  • Konuyu başlatan ENB ÜYESİ
  • Başlangıç tarihi
E

ENB ÜYESİ

Guest
Engelli olmak gerek sosyal hayata adaptasyonda gerekse kişinin psikolojisinde olumsuz etkiler yaratmaktadır.
Hal böyle olunca “sonradan engelli” olmakla “doğuştan engelli” olmak arasında sosyal hayata uyum, durumu kabullenmek acısından bir fark olduğunu düşünüyorum.
Ve (bu benim kişisel merakım) sonradan engelli olan insanların engelliler hakkında ki düşüncelerinde bir değişim oldu mu, olduysa nasıl bir değişim oldu?

Bu bağlamda;
1: Sonradan engelli olmak mı doğuştan engelli olmak mı daha zordur?

2: Engelli olmadan önce engelliler hakkında düşünceleriniz neydi, sonrasında ne oldu?

3: Engelli olduktan sonra durumu kabullenmek ne kadar süre aldı, kabullenebildiniz mi?

4: Sonradan engelli olmak yaşamınızdan neleri aldı, neleri kattı?
 
E

ENB ESKİÜYESİ

Guest
Engelli olmak her bağlamda çok zor, vücutta hangi uzuv yoksa sanki hayatın tadı o uzuvlarımızdaymış gibi engelimizinde çok büyük olduğunu düşünürüz, bu konuda çok çeşitli engel gruplarından arkadaşlarımla görüşmelerimde herkesin engelinin kendisi için zor oludgunu söylemiştir, peki Halil YILMAZ çok güzel bir konuya değinmiş, önceden engelli olmak sonradan engelli olmakmı zor;

Ben tamamen kendi fikir duygu düşüncelerimi yazayım, hiç yürüyememiş bir insanın yürümenin tadını hiç almadığı için bir özlem yaşaması ile ömrünün 10-20-30 yılını yürüyerek yaşamış ve tekerlekli sandalyeye mahkum olmak zorunda kalmış bir insan arasında bir dağ kadar fark var...
Evet örnegin ben hayatımın 25 yılını bu şehrin bu ülkenin hemen hemen her karışında yaşamış biriyim bundan yıllar önce bu şehirin sokaklarında fink atarken bugun tekerlekli sandalyede o sokaklara ayagımı basamıyorum, çok aktif yaşayan yada evden işe-işten eve giden bir insanın bugun hayata tekerlekli sandalyede yaşayarak bir ömür bir daha yürümenin tadını alamadan yaşayacak olmasını bilmek korkunç bir davranış, evet ben çok aktif yaşamış 60 vilayet gezmiş bu şehrin sokaklarına adıını yazmış birisi olarak şimdi sadece sandalyede bir hayatın çöküşünü izlemeye mahkum edilmişim, yaşanan 25 yıldan sonra yaşanacak yılların bir tekerlekli sandalyede geçecek olması ve artık o sokakların bu caddelerin bu şehrin, bu ülkenin hiç bir köşesinde bi duvar üstüne oturup bir sigara yakıp dinlenemeyecegimi bilmek, bir daha bu toplumun bu kalabalığının arasında hayat mücadelesi veren insanların arasında yürüyememek benim açımdan inanılmaz bir duygu hiç yürüyememek ile sonradan engelli olmak arasında bir uçurum var, ben hiç yürüyememiş olsam bugun yürümeyi özlemezdim, ama yürüdüm koştum hayatı aktif yaşadım, bundan sonra tekerlekli sandalyede bu şehir beni tanımıyor, tanımayacak ben yok oldum yaşanacak yılların güğnlerin ayların artık tekerlekli sandalyede olması kabullenir birşey olmaz asla olmamıştır....


Engelli olmadan önce engelliler hakkında düşüncelerim elbette bu kadar baskın degildi, sonradan girdim ben bu grubun içine ve asla girmeyide istemezdim, 1 kişinin hayat hikayesini bile dinlemek bilmek insanı günlerce uykusuz bırakıp, neden bu hayat bu kadar acı dedirtecek kadar kötü...

Kabullendim diyenler gelsin yazsında göreyim, ama bana muhalefet olmak için degilde kalbinden geldigi gibi dürüstce yazsın ben engelliyim engelimi seviyorum kabul ettim yazsında göreyim, ben yıllardır engelliyim ve kabul etmedim etmiyorum engelli olmayıda istemiyorum, sevmiyorum kabul etmiş kabullenmiş degilim, kabul etmek kabullenmek benim için imkansız...

Sonradan engelli olmak yaşamımıza neler katmış olabilir, insanların gerçek alçakca menfi çıkarlar için kurdugu arkadaşlık dostluktan başka birşeyi ögretmedi, yıkım kaybediş hayattan yokoluştan başka birşeyi ögretmedi, kahrolası tekerlekli sandalye insana ne ögretir allah aşkına, hayat mücadelesini kaybetmiş ömrünü bir başkasının yardımına ihtiyaç duyarak yaşaması gereken bir insana neyi ögretecek hayat, neyi katacak hayatına ve bu hayatı bu engeli kim ister kim kabullenir, yrüü breee yalan dünya Ölüm en güzeli ama ondanda korkuyorum mısralarla anlatayım size...
--------------------------------------------------------------------------------
Uçurumun kenarındayım Hızır ,
Bir dilber kal'asının burcunda ,
Muhteşem belaya nazır ,
Topuklarım boşluğun avucunda
Koca yâr adım çağırır
Kaldım parmaklarımın ucunda ,
Bir gamzelik rüzgar yetecek ,
Ha itti beni ha itecek ...
Uçurumun kenarındayım Hızır,
Civan hazır,
Divan hazır,
Ferman hazır,
Kurban hazır,
Güzelliğin zülme çaldığı sınır...
Uçurumun kenarındayım Hızır ,
Ben fakir,En hakir ,
Bin taksir ,
Ateşten ,Kalleşten ,
Mızrakla gürzdan ,
Dabbet-ül arz dan ,
Yedi düvelden ,
Korku nedir bilmeyen ben,
Tir tir titriyorum senden....
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Merhaba,

Ben de hep düşünürdüm acaba doğuştan engelli olsaydım daha mı kolay olurdu her şey diye?
Sağlıklıyken ne çok severdim yürümeyi...koşmayı...dans etmeyi...yüzmeyi.. ilk aklıma gelen bunlar şu an hayal gibi olsa da...Ama gerçek artık sevdiğim çoğu şeyi yapamıyorum, sanırım vazgeçeli epey zaman aldı. Hele kabulleniş en acılı dönemimdi mutlaka. Önceleri hep isyandı haykırışlarım vardı uzun zaman önce sustum ben. Kabullendim mi? yoksa kabullenmek zorundamı bırakıldım? Boyun eğmekmiydi doğru olan? Sessiz kalmak mıydı? Neye? Kime? Suçum neydi? Günahım?... Neden ben? Bu süreçlerden geçtim ben de her sonradan gelen engeller yüzünden yaşama küstüğüm anlar da oldu. Şimdi ben hayata hemen bağlandım desem yalan olur tabii ki.. Yaşamam gerektiği için bunlar başıma geldi diye düşünüyorum artık. Sorularım tükendi. Neden niyeleri terkettim ben zamanla.
İçimdeki birçok güzelliği kaybettiğim gibi. Büyüdüm, olgunlaştım artık, engelimle yaşamayı öğretti bana hayat... Her ne kadar kabullendim desem de peki öyleyse rüyalarımda neden hiç durmadan yürüyorum? Koşuyorum, yüzüyorum ve çılgınlar gibi dans ediyorum?
 
Tekerlekli Sandalye
Üst