- Katılım
- Nis 23, 2012
- Mesajlar
- 9,302
- Tepkime Puanı
- 64
- Puanları
- 48
- Yaş
- 54
Neden ? Niçin ? Niye ?
Bu basit kelime elinizde olup olabilecek en güçlü ikna aracıdır. Peki neden? Çünkü ikna konusundaki en büyük engel genelde bizim kendimize güven seviyemizden kaynaklanır. Başarıya ulaşırken kendimizden şüphe ederek iç engellerimizi oluştururuz. Çoğu zaman daha sormadan, bir şeyin olmayacağına kendimizi ikna ederiz ve bu da bizi sormaktan alıkoyar.
“Sor.”
Tabii ki kimse reddedilmekten hoşlanmaz. Bu acı vericidir ve insan motivasyonuna terstir. İnsanlar iki şekilde motive olurlar:
1) Acıdan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışırız.
2) Bize zevk veren şeye doğru bir çekim hissederiz.
Reddedilme ise utanç vericidir ve egomuzu yaralar. Dolayısıyla reddedilmenin vereceği acıdan kaçınmak için çoğu zaman en güvenli yolu tercih eder ve çoğu zaman sormaktan bile uzak dururuz. Bunu yaparken de kendimize şöyle deriz: “Eğer gerçekten bizden bunu isteselerdi, bunu kendileri teklif ederlerdi”
Bu düşünme tarzındaki kusur ise şudur: Bir insanın bize bir şeyi neden teklif etmediğini bilmeyiz. Bize gerçekten hayır diyecek olabilirler ama çoğu zaman bizim o şeyi istediğimizden haberleri bile yoktur. Örneğin patronunuzun maaşınıza zam yapmamasının ardında performansınızı beğenmemesi değil, buna ihtiyaç duyduğunuzdan haberi olmaması olabilir. Siz bir konuyu onların gündemine getirene kadar, sizin için önemli olan şey onlar için aynı derecede önemli olmayabilir.
Neden reddedilmekten korkmamalısınız?
Reddedilmekten korkmamalısınız , sordunuz ve ne kaybettiniz? Hiçbir şey. Sormadığınızda da o istediğiniz şey, zaten sizin değildi. Diyelim ki sordunuz ve reddedildiniz. Bu size bir sonraki şeye doğru ilerleme fırsatı verir. Hayat tam da böyle bir şeydir.
Eğer sormazsanız hiçbir zaman elde edemezsiniz !
Fırsatlar günlük olarak karşımıza çıkar, çok başarılı olan insanlar bu fırsatları değerlendirip istedikleri şeyi sorarlar ve böyle fark yaratırlar. Eğer bir şeyi istiyorsanız, basitçe sorun. Unutmayın sormakla bir şey kaybetmezsiniz, aksine kazanma ihtimaline kapı açarsınız.
Kaynak : Tristan Loo
Bu basit kelime elinizde olup olabilecek en güçlü ikna aracıdır. Peki neden? Çünkü ikna konusundaki en büyük engel genelde bizim kendimize güven seviyemizden kaynaklanır. Başarıya ulaşırken kendimizden şüphe ederek iç engellerimizi oluştururuz. Çoğu zaman daha sormadan, bir şeyin olmayacağına kendimizi ikna ederiz ve bu da bizi sormaktan alıkoyar.
“Sor.”
Tabii ki kimse reddedilmekten hoşlanmaz. Bu acı vericidir ve insan motivasyonuna terstir. İnsanlar iki şekilde motive olurlar:
1) Acıdan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışırız.
2) Bize zevk veren şeye doğru bir çekim hissederiz.
Reddedilme ise utanç vericidir ve egomuzu yaralar. Dolayısıyla reddedilmenin vereceği acıdan kaçınmak için çoğu zaman en güvenli yolu tercih eder ve çoğu zaman sormaktan bile uzak dururuz. Bunu yaparken de kendimize şöyle deriz: “Eğer gerçekten bizden bunu isteselerdi, bunu kendileri teklif ederlerdi”
Bu düşünme tarzındaki kusur ise şudur: Bir insanın bize bir şeyi neden teklif etmediğini bilmeyiz. Bize gerçekten hayır diyecek olabilirler ama çoğu zaman bizim o şeyi istediğimizden haberleri bile yoktur. Örneğin patronunuzun maaşınıza zam yapmamasının ardında performansınızı beğenmemesi değil, buna ihtiyaç duyduğunuzdan haberi olmaması olabilir. Siz bir konuyu onların gündemine getirene kadar, sizin için önemli olan şey onlar için aynı derecede önemli olmayabilir.
Neden reddedilmekten korkmamalısınız?
Reddedilmekten korkmamalısınız , sordunuz ve ne kaybettiniz? Hiçbir şey. Sormadığınızda da o istediğiniz şey, zaten sizin değildi. Diyelim ki sordunuz ve reddedildiniz. Bu size bir sonraki şeye doğru ilerleme fırsatı verir. Hayat tam da böyle bir şeydir.
Eğer sormazsanız hiçbir zaman elde edemezsiniz !
Fırsatlar günlük olarak karşımıza çıkar, çok başarılı olan insanlar bu fırsatları değerlendirip istedikleri şeyi sorarlar ve böyle fark yaratırlar. Eğer bir şeyi istiyorsanız, basitçe sorun. Unutmayın sormakla bir şey kaybetmezsiniz, aksine kazanma ihtimaline kapı açarsınız.
Kaynak : Tristan Loo
