Stephen Hawking

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Harap bir bedenden fışkıran büyük deha

1942 yılında İngiltere´´de doğan Hawking okul dönemlerinde hareketli ve sağlıklı bir öğrenciydi. Oxford Üniversitesi´´nin Fizik bölümünü birincilikle bitirdi.

Hayatının kabus dolu günleri, ALS Motor Nöron hastalığına yakalanmasıyla başladı. Omurilik ve beynindeki şuurlu kas hareketlerini düzenleyen sinir hücreleri dağılmıştı. Konuşma bozukluğu ve yutma güçlüğü çekiyordu.

Derken elleri de tutmaz oldu. Genç yaştaki Hawking´´in vücudu, beyni dışında resmen çökmüştü. Hatta doktorlar ancak iki yıl ömrü kaldığını düşünüyorlardı. Morali, ruh hali bir yıkım içinde olan Hawking sürekli klasik müzik dinleyip bilim kurgu romanları okumaya başladı. Ancak ailesinin ve hocası Scima´´nın yoğun ilgisi ve sevgisiyle hayata tekrar bağlanarak doktorları yanılttı. Ama artık ömür boyu tekerlekli sandalyeye mahkum konuşamayan biri haline gelmişti. İletişimini ancak bilgisayar yardımı ile sağlayabiliyordu.

Sağlık durumunun bu kadar bozuk olmasına rağmen aşık oldu ve evlendi. Eşinin yardımıyla yüksek lisansını, ardından doktorasını yaptı ve profesör oldu. 1978 yılında teorik fizikteki en büyük ödül olan Albert Einstein ödülünü aldı. 1982 yılına gelindiğinde artık dünyanın dört bir tarafından ödüller yağmaya başlamıştı. Kraliçe tarafından verilen Britanya İmparatorluğu Kumandanı nişanı bunlardan biriydi. Küresel ısınmayı ilk ortaya atan Stephen Hawking oldu. Buna benzer teorilerin ve verilerin sahibi olan Hawking acı çekerek zirveye çıkanlara en büyük örneklerden...

stephen-hawking_235583.jpg
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Hawking’in muhteşem dönemi


Tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa yakalandığınızı öğrenseniz? Birkaç yıl ömrünüz kaldığını... Bir de yaşınız bu bilginin üstesinden gelemeyecek kadar küçük olsa; 20 bilemedin 21... Ne yaparsınız?



184603.jpg



O, dünyaca ünlü fizikçi Stephen Hawking, belki de hepimizin sorabileceği soruyu soruyor kendine ilkin: “Böyle bir şey benim başıma nasıl gelir?” Sonra cevabını beklemeksizin, hastanede karşı yatağında yatan bir çocuğu gözlemlemeye başlıyor; onun lösemiden ölüşüne gün gün tanıklık ediyor. Ve kararını veriyor: “Durumu benden kötü olanlar da var; benim hiç değilse içim dışıma çıkmıyor”. O günden sonra ne vakit kendine acıyacak olsa o çocuğu hatırlıyor. Hastalık ilerlerken o durmaksızın Wagner dinliyor. Kendini içkiye vurduğu iddiasını ise külliyen yalanlıyor. Derken hastaneden çıkıyor. Bir süre sonra rüyasında idam edileceğini görüyor. Ve bir karar daha alıyor: “Hayat benden koparılmadan önce yapabileceğim pek çok anlamlı şey olduğunu o zaman idrak ettim. Madem ölecektim, o zaman iyilik yapmalıydım”.

Hayat bu ya... Ölmüyor Hawking, tüm doktorları yanıltarak. Çünkü başına şahane bir şey geliyor. Âşık oluyor. Kendisine ALS teşhisi konduğu sıralarda tanıştığı Jane Wilde adlı kızla nişanlanıyor: “Bu da bana uğruna yaşanacak bir şey kazandırdı”.

İyilik yapma isteği ve aşk; bu ikisine sıkı sıkı sarılıp hayata devam ediyor Hawking. Hastalığı ondan her gün bir parçasını daha götürse de hareket kabiliyetinden sesine kadar, o hiç vazgeçmiyor. Evliliğinin ikinci yılında oğlu Robert doğuyor; üç yıl sonra kızı Lucy. Kara delikler üzerine çalışmaya başlıyor. 1974’te Kraliyet Doğa Bilimleri Topluluğu’na seçiliyor. Profesör oluyor. Elektrikle çalışan tekerlekli sandalyeye geçiyor. 1979’da eskiden Sir Isaac Newton ve Paul Dirac’ın da bulunduğu Lucas Matematik Kürsüsü’ne seçiliyor. Aynı yıl üçüncü çocuğu Tim doğuyor. Karısı kilisenin orgunu çalan müzisyenle bir ilişkiye girince bu defa evi terk ediyor. Onun için yazılmış özel bir program sayesinde kurduğu sessiz cümleleri yapay konuşma cihazına gönderebiliyor. Hemşiresi Elaine Mason ile evleniyor. Eski karısı da dokuz ay sonra ikinci evliliğini yapıyor. Hayat hep devam ediyor. Fizikle, ilişkilerle, çalışarak, iyilik yaparak, hâlâ yapacak çok şey olduğunu bilerek...

Bu anlattığım hikâye, Doğan Kitap’tan çıkan Stephen Hawking biyografisi “Benim Kısa Tarihim”den. Yayınevi bundan önce Jane Hawking’in “Stephen’la Hayatım” adlı kitabını çıkarmıştı. Orada da Stephen Hawking’in portresini okumuştuk. Eski eşinin gözünden yazılan o portre, birlikte geçirdikleri 25 yılı anlatıyordu. Bu kez kalem Hawking’in gözlerinde. Onun sözcükleriyle, onun hikâyesi: “Yirmi bir yaşında ALS teşhisi konması büyük adaletsizlik gibi geldi. Ama üzerinden elli yıl geçtiğinde ‘İyi yaşamışım’ diyebiliyorum.”

Kitap Stephen Hawking’in doğumundan, hastalığına, fizik çalışmalarından evliliklerine hayatının her dönemecine değiniyor. Kısa ve vurucu cümlelerle. Biraz özetleyerek ama yoğunluğunu eksiltmeyerek... Engelli oluşuna da göndermede bulunup “Engelliliğim bilimsel çalışmalarıma ciddi ket vurmadı” diyor ve devam ediyor: “Dolu dolu bir hayat yaşadım. Engelli insanların, yapamadıkları şeylere üzülmek yerine, yapabildikleri şeylere yoğunlaşmaları gerektiğini düşünüyorum”. Aslında sadece engellilere değil, kendine engel koyanlara da söylüyor bunu.

Çok da doymuş, memnun kalmış. Giderken, bilse Cemal Süreya’nın dizelerini “Aldığın şu hayat fena değildir. Üstü kalsın” diyecek kadar tokgözlü. Zira şöyle özetliyor onu: “Yaşamak, teorik fizik üzerinde araştırmalar yapmak için muhteşem bir dönemdi”.
 

kakolito

Üye
Üye
Katılım
Ocak 8, 2018
Mesajlar
10
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Neden Dünyadayız gibi bir soru üzerinden dünyadanın var olmasını fizik kurallarına bağlayarak açıklamakta. Ancak en sonunda bütün bunların hepsi bir tanrının olmayacağı anlamına gelmez. Ancak var olanlar fizik kuralları ile açıklanabilir şeklinde bir konuşması var.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Stephen Hawking yaşamını yitirdi.

Ünlü İngiliz evrenbililmci ve fizik profesörü Stephen Hawking, 76 yaşında hayatını kaybetti.

5aa89ed667b0a91c3094dbf4.jpg


Hawking'in çocukları Lucy, Robert ve Tim babalarının ölümüyle ilgili yazılı açıklamalarında "Sevgili babamızı bugün kaybetmiş olmanın üzüntüsünü yaşıyoruz. Çok büyük bir bilim insanı, çalışmaları ve mirası yıllarca yaşayacak olağanüstü bir kişiydi" dedi.

Ailesinin yaptığı açıklamaya göre, ünlü fizikçi ve çağımızın en büyük dehalarından Stephen Hawking, 76 yaşında hayata gözlerini yumdu. Ölüm sebebi açıklanmamış olsa da, Cambridge/İngiltere'deki evinde "huzur içinde öldüğü" belirtildi.

İngiliz teorik fizikçi, karadelikler ve görelilik teorisi ile ilgili yaptığı önemli çalışmalarla bilinmekteydi. Dahası, dünya çapında çok satanlar listesine girmeyi başarmış Zamanın Kısa Tarihi ve Ceviz Kabuğunda Evren gibi kitapların da yazarıydı. Çocukları Lucy, Robert ve Tim, yaptıkları açıklamada şöyle dediler:

"Sevgili babamızın ölümü bizi derinden üzdü. Müthiş bir bilim insanı ve sıradışı bir adamdı. Çalışmaları ve ismi uzun yıllar boyunca yaşayacaktır. Bize bir keresinde, 'Eğer ki sevdiğiniz insanların evi olmasaydı, evren pek de anlamlı olmazdı.' demişti. Onu sonsuza dek özleyeceğiz."

Stephen Hawking'e, 20'li yaşlarında sürdürdüğü doktora çalışmaları sırasında ALS (Lou Gehrig Sendromu) teşhisi kondu ve sadece 2-3 sene yaşayacağı belirtildi. Ancak gördüğü sıradışı tıbbi ve ailevi destek sayesinde Hawking, 76 yaşına kadar yaşamayı başararak hem herkesi şaşırttı, hem de insanlığa müthiş katkılar yapmayı başardı. BBC'ye 2017 yılında verdiği bir röportajda şöyle demişti:

"75 yaşına erişeceğimi hiç tahmin etmezdim. Ardımda bırakacaklarım üzerine derinlemesine düşünme fırsatı bulduğum için kendimi şanslı hissediyorum."

-Engelli bir bireyseniz, büyük ihtimalle bu sizin suçunuz değildir fakat insanlardan acıma beklemenin ya da dünyayı suçlamanın bir yararı da yoktur. Olumlu bir tavır takınmalı ve içinde bulunduğunuz durumu en iyiye döndürmeyi bilmelisin. Fiziksel bir engeliniz varsa, bunu psikolojik bir engele dönüştürmeyin. Bana göre, fiziksel engelli biri, kendisine fazla engel teşkil etmeyecek fiziksel aktivitelere yönelmeli. Sanırım, Paralimpik Olimpiyat Oyunları pek ilgimi çekmiyor. Bana söylemesi kolay, çünkü atletizm oldum olası ilgimi çekmemiştir. Diğer yandan bilim, engelli insanlar için çalışabilecekleri uygun bir alan. Çünkü olayın çoğu zihinde bitiyor. Elbette, deneysel çalışmalar biraz problem çıkartabilir ama, teorik düşünmek de oldukça ideal. Benim engellerim, çalışma alanım olan teorik fizikte bana büyük bir sorun teşkil etmiyor. Aslına bakarsanız bana faydaları da dokundu. Derslerden ve yönetimsel işlerden muafım. Engellilik hayatım boyunca karımdan, çocuklarımdan, iş arkadaşlarımdan, öğrencilerimden aldığım yardımı es geçemem. İnsanların size yardım etmeye hazır olduklarını anladım. Yeter ki, yardımlarının işe yarayacağına dair bir şeyler gösterin onlara. Elinizden gelenin en iyisi yapın.

— Engelli Bireyler ve Bilim adlı makalesinden, Eylül 1984.
 

İskender Durgun

Üye
Üye
Katılım
Eyl 4, 2010
Mesajlar
599
Tepkime Puanı
0
Puanları
16
Yaş
57
Ne güzel demiş;

''Engelli bir bireyseniz, büyük ihtimalle bu sizin suçunuz değildir fakat insanlardan acıma beklemenin ya da dünyayı suçlamanın bir yararı da yoktur. Olumlu bir tavır takınmalı ve içinde bulunduğunuz durumu en iyiye döndürmeyi bilmelisin.''
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Selam,

İşte aynı noktaya katılışımızın verdiği mutluluk :) sanki bana özel söylemiş gibi sanki hepimize ders verir gibi değil mi? ve devam;

''Fiziksel bir engeliniz varsa, bunu psikolojik bir engele dönüştürmeyin. Bana göre, fiziksel engelli biri, kendisine fazla engel teşkil etmeyecek fiziksel aktivitelere yönelmeli. Sanırım, Paralimpik Olimpiyat Oyunları pek ilgimi çekmiyor. Bana söylemesi kolay, çünkü atletizm oldum olası ilgimi çekmemiştir. Diğer yandan bilim, engelli insanlar için çalışabilecekleri uygun bir alan. Çünkü olayın çoğu zihinde bitiyor.''

Açıkca söylemem gerekirse Paralimpik Olimpiyat Oyunları benim de ilgimi çekmiyor ve sonuçta maratona da hazırlanma gibi bir niyetim yok. Her ne kadar ayaklarım yürümeme engel olsa da beynimde düşünceler hiç durmadan koşuyor :) Bir arkadaşım ilk engellendiğimde hayattan bana şöyle demişti;

'' Yürüyemiyorum diye üzülme sakın kolların var, ellerin var ve herşeyden önemlisi beyninde uçuşan düşünceleri klavyeye yazacak parmakların çalışıyor. Sen hiç aklının kanatlarıyla uçtun mu? ''

Ben hep kalbimin kanatlarıyla uçtum oysa bugüne kadar fiziksel engelimin ruhumu engellemesine göz yumdum ama artık bedensel engelimin psikolojimi çökertmesine izin vermek istemiyorum.

Beynimde hep aynı düşünce? Kendim için, insanlık için ne yapabilirim?
 

Entropi

Üye
Üye
Katılım
Ağu 15, 2017
Mesajlar
41
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Hawking'in,dahi olduğuna atıf yapan bir gazeteci,zeka seviyesini sorar;Hawking 'in cevabı :
"Bilmiyorum,hiç olcturmedim.IQ seviyesiyle övünenler zavallidir"
 

Entropi

Üye
Üye
Katılım
Ağu 15, 2017
Mesajlar
41
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Gençliğinde,zamanda yolculuğun mümkün olabileceğini savunan arkadaşlarını ,kendi doğum günü için düzenlediği partiye davet eder.Ancak sorun şu ki partiye sadece kendisi katilir çünkü davetiyeleri arkadaşlarına partiden 1 gün sonra gönderir. Şaşkına dönen arkadaşlarına cevabı şöyledir :
"Zamanda geçmişe donemeyeciginizi göstermek için bunu yaptım; asla düne gidip partiye katilamazsiniz"
 
Tekerlekli Sandalye
Üst