T.C. Devletinin Engelli vatandaşlarına pozitif ayrıcalık tanıdığını düşünüyormusunuz?

T.C. Devletinin Engelli vatandaşlarına pozitif ayrıcalık tanıdığını düşünüyor musunuz


  • Kullanılan toplam oy
    0

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,053
Tepkime Puanı
91
Puanları
48
T.C. Devletinin Engelli vatandaşlarına pozitif ayrıcalık tanıdığını düşünüyor musunuz?

Sorumuza bir derecelendirme yapmak gerekirse, 1 ila 10 arasında hangi şıkkı seçerdiniz?

1- Evet (Engellilere yönelik pozitif bir ayrıcalık uygulanıyor ve) bundan çok memnunum.

2- ….

….

10- Hayır (Engellilerle ilgili bir pozitif ayrımcılıktan söz edilemez ve bu) durum çok rahatsızlık verici.
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,053
Tepkime Puanı
91
Puanları
48
Oy kullanma işini anketi yapan bile yanlış yaparsa bu işte bir sıkıntı var demektir. :(
dikkatimden kaçmış durum şudur efendim: eğer bizlere yeterince pozitif ayrımcı davranıldığını düşünüyorsanız puanınız bir veya bir'e yakın rakamlar olmalı; aksini düşünüyorsanız puanınız on veya on'a yakın rakamlar olmalı..
Saygılar...
 

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,484
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Ben engelli bireyler için pozitif ayrımcılık yapıldığına inanmıyorum. Hatta pozitif ayrımcılığın hem devlet hem de vatandaş tarafından yanlış algılandığını düşünüyorum. Örnekse devlet yaya vatandaşlar için kaldırım yapar sağlıklı insanlar bu kaldırımdan yararlandığında “devletin vatandaşı düşünmesi” veya devletin görevini yerine getirmesi olarak algılanırken aynı kaldırıma ufak bir rampanın yapılması “engellilere pozitif ayrımcılık” olarak algılanıyor. Aynı durum toplu ulaşım araçları içinde geçerli. Koca otobüsü, minibüsü sağlıklı insanlar için alan devlet o otobüse, minibüse 3 kuruşluk rampa yapınca engellilere pozitif ayrımcılık yaptık diyerek caka satıyorlar.

Bu ve buna benzer uygulamalar için pozitif ayrımcılık diyemeyiz. Ama bir 2022 engelli maaşı, evde bakım maaşı ya da engelli emekliliği pozitif ayrımcılığa girer tabi ki. Tabi burada da “kime göre neye göre” tartışması var. Bundan 20 yıl öncesinin Türkiye’sine göre iyi durumdayız ama Avrupa ülkeleri düşünüldüğünde 20 yıl gerideyiz.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
TC Devleti ve Engelli vatandaşlarına tanıdığı ayırımcılık! ortada pozitif olacak bir durum yok bana göre bu ülkede ayırımcılık varsa eğer en çok engelli vatandaşa tanınan negatif ayırımcılığın önüne hiç bir ötekileştirilen azınlık geçemez.

Ne zıt iki kavram ki aslında olması gereken eş değer ama yok bu ülkede yani ankete göre TC ve vatandaş bile sayılmayacak derecede dışlanan, her tür olumsuzluğa maruz bırakılan, devletin bizzat hani o hepimizi bu ülkenin engelli engelsiz tüm vatandaşlarını temsil eden devlet babanın bakanlarının bile biz engellileri toplum önünde herkesin gözüönünde ( tüm dünya basını dahil) haykırırcasına '' biz sana iş verdik daha ne istiyorsun? '' diyen hakaretlerini ben hiç unutmadım :( Aslında dün kü kızgınlığımı unutacak kadar anlık öfkeler yaşarım ve asla kinci değilim ama içimi yakan şeyleri asla unutamam.

Bugün benim koşullarım nasıl olursa olsun ki Allahıma çok şükür tüm elde ettiklerimi çalışarak hakettim ben devletimden bana tanınan pozitif ayırımcılıkla tanışmadım bile. Yakın çevremde bulunan sayıları binlere yaklaşan engelli arkadaşlarım adına da rahatlıkla yazabilirim ki onlar bu ülkede hergün ayırımcılığın binbir çeşidini bizzat yaşıyorlar. Örnek: engellilere tanınan engelli yolculuk kartı var ve bu kartın sayesinde İstanbulda tüm toplu taşıma araçlarından ücretsiz faydalanabiliyorsunuz bu arada ulaşım aracını kullanan sürücüyle gözgöze gelmemeye çalışın yoksa o kendini bilmezin '' ooo bedavacı '' bakışıyla karşılaşırsın ve tabii ulaşım aracındaki diğer yolcularında yüzünde hafiften benzer bakışları yakalarsın ama aynı tepkiler diğer indirimli yada ücretsiz kart kullanıcılarına karşı gösterilmez her nedense.

Ufaktan yine isyanlarım başladı o yüzden sayfalar dolusu yazabilirim ama kısaca hangi ayırımcılık? olsa olsa negatif ayırımcılık olabilir ki arkadaşlar bu devlet hangi kurumunu engelli vatandaşı rahatça kullanabilsin diye inşa etti? hastaneler? okullar ? eğitim kurumları? kaymakamlıklar? belediye binaları? sağlık ocakları? bana örnek bir yer gösterebilir misiniz ki oraya engelli vatandaş rahatça gidip işini halledebilsin?

Herşeyin başında eğitim imkanı engelli vatandaşlara ne kadar veriliyor? ne ölçüde? hangi standartlarda? engelli kaç mezun var üniversiteye kendi bedeniyle, kendi özgür iradesiyle gidip gelebilen? Eğitim şart diyen ve bu kadar cehaletin kol gezdiği bir ülkede sen engelli vatandaşına eğitimden eşit olarak yararlanma hakkı sağlayabildin mi ki daha sonrasında yaşaması için gerekli olan olmazsa olmaz aş için iş imkanı sağladınmı ki şimdi bunu bir nebze telafi etmek adına EKPSS düzenliyorsun?

EKPSS bu devletin en büyük ayıbıdır bana göre adı üstünde Engelli kamu Personeli Seçme Sınavı bugün dünyanın hiçbir ülkesinde devlet kendi engelli vatandaşını işe yerleştirmek için kendi kadrosuna sınavla almıyor hele bizim ülkemizde bu sınavın böylesi büyük reklamlarla yapılması Allahım ne utanç verici bana göre :( sen önce eğitimden mahrum bıraktığını şimdi işten mahrum bıraktığını itiraf ediyorsun ve devletim bunu övünç meselesi haline getirebiliyor(!) yazık ya çok yazık...

Allah devletime, hükümetime zeval vermesin diyen kesime;

Asgari ücret düzeyinde bile bağlanmayan, bağlanması için engellinin engeline binbir engel katılan, tüm sosyal yardım adı altında bağlanan maaşları kullananlar; sizler aslında hakkınız olanın binde birine size asıl verilmesi gerekenin bir yüzsüzlük örneği olan maaşlarınızı alınca ki ne kadar az olduğu bile sizin için önemli değil çünkü ihtiyaç doğrultusunda bağlanan bir maaş ve bu maaşı her an elinizden alınacak korkusuyla yaşamaya mahkum eden bir antisosyal devletin ayırımcılıkla mücadele etmek zorunda bırakılan engelli vatandaşları Allahaşkına bir düşünün insan kendi evladından kıstığını bir başka ülkenin evladına döke saça dağıtıyorsa ve bunu hiçbir şarta bağlı kalmaksızın her ay düzenli ve gönüllü olarak yapıyorsa siz şimdi hangi maaşı aldığınız için kendinize az da olsa pozitif ayırımcılık yapıldığını düşünebiliyorsunuz?

Sn. Halil Yılmaz kime göreyse bana göre T.C. Devletinin Engelli Vatandaşlarına pozitif ayırımcılığın p sini bile tanımadığını düşünüyorum ve ne yazık ki bu konuda dünya ülkelerinden geride olmamız beni üzmüyor çünkü biz tüm konularda gelişmiş ülkeler düzeyinden çok daha gerilerdeyiz beni asıl üzen ve düşündüren yirmi yıl sonrasında belki de bugünleri arayacak olmamızda saklı ne diyeyim sessiz çoğunluğun sesi olmak adına bende Allah devletime, hükümetime zeval vermesin deyip geçeyim artık ama olmuyor işte ben öyle yapamıyorum :(
 

Remzi ACAR

Üye
Üye
Katılım
Eyl 6, 2014
Mesajlar
60
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
ben devleti geçtim vatandaş metroda otobüste yer vermiyor
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,053
Tepkime Puanı
91
Puanları
48
Selamlar Gazoz Ağacı ve tüm arkadaşlar,
Yazılanlara ek olarak şöyle bir durum tespitim de var:
Devlet tüm kurumlarıyla çalışanlarıyla TOPLUMUMUZ’un aynası gibi. Hatta bence bizlere toplumun beklentisinden farklı olarak daha bir merhametle yaklaşmaya çalışıyor.
(bu gün kimsenin kimseye tahammülü yok: trafikte olan büyük kamyon/tırlar küçük binek otomobilleri, otomobiller motor/ bisikletleri, onlar da yayaları, yayalar da en son ortopedik engelli kardeşlerimi taciz ediyor. Hatta en son grubun, bunun da dışarıda ne işi var bakışını insanlarda çok görmüşlüğüm var. Kimse kendini diğerinin yerine koyup empati yapmıyor. Misal otomobil sürücüsü kamyonlara demediğini bırakmıyor ama kendisi motor bisiklet kullanana aynını yapıyor.)
Engel grubumdaki insanların rahatsızlığının adı ‘şizofren’ birine hakaret etmek için kullanılıyor. (Veya da birini küçük görmek için) Üç yıl Tedavi gördüğüm Bakırköy ruh sinirde 30 küsür yıldır orada kalan (deyim belki mübalağa olacak ama affınıza sığınarak.) Allah’ın bile unuttuğu hastalar tanıdım. Servisin dışına çıkıp çöp dökmek dışında hastanenin bahçesine bile çıkartılmayan. Bunlar, hastanede, haftalık bir iki gün, toplu olarak bir hamamda banyo yaptırılan hastalar ki çoğu başka zaman hastanenin bahçesine bile çıkartılmıyor.
Sonuç: bizim aynı toplumda yaşadığımız insanların ekseriyeti nasıl düşünüyorsa devlette bizi öyle idare ediyor/bize o kadar kıymet veriyor. Ne zamanki TBMM’ye temsil oranımız kadar engelli vekil sokarız (ki bu oran %10’dur) o zaman o soktuğumuz vekillere bunların hesabını sorarız. Aksi durumda zaten bir şey yapmak olası gözükmüyor.
Saygılar..
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Selam unuttum.29,

İstanbul Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde kaldıysan sana diyecek hiçbir sözüm yok çünkü sen gerçeği biliyorsun demektir. Çok büyük geçmiş olsun arkadaşım. Allah’ın bile unuttuğu hastalar tanıdım. aynen sana katılıyorum orada din yoktur, dinsizlerin baktığı hastalar vardır. Orası bir devlet hastanesi hemde bu ülkenin ruh sağlığındaki en gelişmiş deyim yerindeyse insanlığın unutulduğu, insafsızlığın, merhametin ve vicdanın neredeyse hiç hatırlanmadığı örnek hastanelerden birisi bunu bahçesini uzaktan izleyenler bile rahatça gözlemlerine dayanarak söyleyebilirler.

TC Devleti yani vatandaşlarının her yıl vergisini düzenli olarak ödediği, devlet baba gözüyle bakmak istediği yeri geldiğinde kendisine sığınan yabancı mültecilere bile kendi vatandaşından daha çok sahip çıkan koruyup kollayan bir devlet şimdilerde yeni nesili dindar olarak yetiştirebilmenin peşinde (!) Sanki bu ülkenin çocukları asırlardır dinsizdi yada dini bilgileri o kadar eksikti ki bu konudaki açık yüzünden bugünlere geldik, perişan olduk, mahvolduk (!)

Vatandaşlık dersi yerine, din dersi yerine ilköğretimden başlayarak seçmeli değilde zorunlu olarak asıl konulması gereken ders İnsanlık Dersi olmalı bence bu dersin içinde zaten iyi vatandaş nasıl olunur o da öğretilir elbette ama insan önce insan olmalı sonra hangi dini seçiyorsa o dinin gereklerini bizzat kendisi okulda değil tüm yaşamında kendi isteyerek, özgür iradesiyle uygulamaya geçer zaten. Dinde zorlama yoktur arkadaşlar devlet kendi içinde bile abesle iştigal ama kendi makamındakilere dinsiz diyebilecek kadar insanlıktan çıkmışsa işte o zaman küçücük çocukların beyinlerine önce Allah korkusunu yerleştirirken bir yandan da insanlığı, nasıl iyi bir insan olunur, engellilik ne demektir, engelli, yaşlı ve hamilelere, gazilere, yardıma muhtaç insanlara, güçsüzlere nasıl davranılır bunu öğretebilen devlet işte o zaman gerçek bir vatandaşa da sahip olur diye düşünüyorum.
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,053
Tepkime Puanı
91
Puanları
48
Teşekkürler Gazoz Ağacı,
Yaşam herkese adil davranmıyor. Hastalıklar da felaket de ölüm de bizler için yaratılmış. İnsanlık Dersi’ni çok beğendim  Türk eğitim sistemindeki kaos’lar topuna bu sitede girmem diyordum ama hadi başka bir platformda paylaştığım bir yazımı yapıştırayım..
genel itibarıyla sorun hükümetler değişince değişmeyen bir eğitim politikamızın olmaması. eskiden eğitimin odağında öğretmen vardı; şimdi ise öğrenci var. eskiden de eğitim için çeşitli arayışlar yapılıyor, pilot uygulamalar deneniyordu; şimdi de deneniyor.
sonuç: her yıl merkezi sınavlarda sıfır çeken öğrencilerin katlanarak artması. çözümü nasıl yapıldı derseniz şöyle: merkezi bir sınav olan ve senede bir kez yapılan sbs kaldırıldı yerine liselere geçiş sınavı(teog’temel eğitimden ortaöğretime geçiş’) getirildi. detaya girmeyeyim: öğrenciler toplamda altı dersten yirmişer soruluk testlere giriyorlar ki bu testler bir yazılı sınavın yerine sayılıyor. (böylece dershanelere gitmeye gerek kalmayacakmış)yıl sonu başarı puanları, öğrenim gördükleri okulun genel başarısı, işte bu testlerden aldıkları puanlar çarpılıp bölünüp tavanı beş yüz puan olan bir puan ortaya çıkıyor. işte bu puana göre liselere yerleşiyorlar/yerleşecekler. tabi bu testlerde sen soru sayısının iki katı süre ver(her soruya iki dakika toplamda 20 soruya 40 dk. ve yarım saat mola sonra yine 20 soru 40 dk. süre... altı dersten 120 soruluk sınavı iki güne yay), sonra doğrular da yanlışları götürmesin: görece bir başarı sağlarsın.(bütün cevapları atıyorum b yapsan 20-25 puan alırsın ki sıfır almaktan iyidir yani)
(herkes çocuğunu anadolu lisesine göndermek ister diye bütün düz liselerin başına anadolu ibaresi getir başka bir iyileştirme falan yapmaya gerek görme)
sınıfta kalmak diye bir şey yok. (var ama uygulamada neredeyse imkansız. ) disiplin kurulunu artık kimse ciddiye bile almaz olmuş. tasdikname verip çocuğu okuldan atmak doksanlarda kalmış bir uygulama. en fazla gerekli yerlerden onay alınabilirse öğrencinin okulu değiştirilebilinir.
sonuç: okumak istemeyen, okulla alakası bile olmayan çocukları zorla okullara hapsediyoruz. adı: zorunlu eğitim.(eğer veli çocuğunu okula göndermezse para cezası veriyoruz.) bu da gerçekten dersi öğrenmeye gelmiş okumak isteyen öğrencilere engel oluyor, parası olanlar da bu çarpıklık yüzünden özel derse, dershanelere/özel okullara yöneliyorlar.
çözüm: 4. sınıftan sonra isteyen çocuğunu göndermesin. eğer öğrenci okula devam etmek istiyorsa okulun adabına/kurallarına uygun davrandırılsın:
(dayak tabii ki geri gelmesin ama) bir birey olarak öğrenci/veli/öğretmen davranışlarının sonuçlarına katlanmayı öğrensin.
https://eksisozluk.com/masayi-cocuklara-firlatan-ogretmen--4481447
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
'' okumak istemeyen, okulla alakası bile olmayan çocukları zorla okullara hapsediyoruz. adı: zorunlu eğitim.(eğer veli çocuğunu okula göndermezse para cezası veriyoruz.) bu da gerçekten dersi öğrenmeye gelmiş okumak isteyen öğrencilere engel oluyor, parası olanlar da bu çarpıklık yüzünden özel derse, dershanelere/özel okullara yöneliyorlar. ''

Yazınız harika onu buraya eklememek sitemize haksızlık olurdu. İzin verirseniz biraz düzenlemek isterim ama ?

:) ve şimdilerde devlet kendi içinde bizzat kendi besleyerek, gözyumarak, çoğalttığı, yükselttiği, sayılarını arttırdığı dershanelere karşı savaş açar (!) Burası benim ülkem, bizim ülkemiz hemde bu kadar trajikomik olayların gerçek olarak yaşandığı, yaşatılmak zorunda bırakıldığımız biricik TC Devleti...yazık arkadaşım çok yazık ama gerçekler öyle acı ki ve ben inanıyorum ki sende bu acı gerçeklerin tam içindesiniz ve eğitim kurumunda çalıştığınız için farkındasınız.

Hayat kimseye adil davranmıyor. Eğitimdeki eşitsizlikleri bizzat yaşayan biri olarak ve bu konuda sayfalar dolusu yazacaklarım varken susmak hem bunca haksızlığı içimde biriktirmek hemde herkese bildirmek işte bu iki duyguyu aynı anda yaşıyorum şu an ama bu konuya başka bir platformda devam etmek isterim. Üstelik sizin yazınızdan yola çıkarak :)

Sağlıcakla kalın, paylaşımla kalın,
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,053
Tepkime Puanı
91
Puanları
48
tabii ki Ekleyebilirsiniz,
Memnun olurum..
 

cilginpalet

Üye
Üye
Katılım
Ara 26, 2011
Mesajlar
212
Tepkime Puanı
2
Puanları
18
konu güzel ancak BAŞLIK HOŞUMA GİTMEDİ şimdi bazılarınız eleştirecek ne alaka diye ancak oldum olası şu TC kısaltmasını sevmiyorum heleki şu bölücü tayfası bunu hakaret vari söyledikçe dahada ifrit oluyorum konuyu açan arkadaşa sorum şu aceba aynı konuyu farklı ülkeler için acsaydı ÖRNEK DE(almanya) devleti us devleti fr (fıransa)devleti vs vs yani böylemi açardınız konuyu ?
 

septik

Editör
Editör
Katılım
Şub 9, 2012
Mesajlar
3,367
Tepkime Puanı
431
Puanları
83
Güzel aklı başında bir tartışma ve katılmak isterim, ( çılgın palet kardeşime tamamen katılıyorum,Tc kelimesinde kasıt aramak istemem fakat varsada en güzel cevabı her koşulda veririm Türkiye cumhuriyetinde yaşıyoruz ve bu ülkenin halkıyız aksini düşünen varsa sınırlarımız dışına çıkarak istediği gibi düşünüp konuşmak isteyebilir ve emin olun sizi düşündüğünden değil ama sizden çıkar sağlayacak çok ülke vardır ve onları sevindirisiniz)( ve hatta sizin ülkemi terk etmeniz milyonları sevindircektir kargaşayı azaltacak iş bulma şansını çoğaltacak devlet giderlerini bir kaç açıdan düşürecektir )

Genel düşüncem ve bu konudaki olmazsa olmazımdır, Türkiye Cumhuriyeti bizlerin engel oranlarına bakmamaksızın elinden gelen her tür desteği 2013 yılına kadar sağlamıştır bundan sonraki engelli tututmu farklı yöne kaymış kendi işlerini göremeyene enegelli kavramını yüklemiştir hata düşünce tarzındadır fakat engelli olmamız ülkenin veya herhangi bir devlete mensub olmaın suçu değildir

Türkiye Cumhuriyeti derken yani bizler,eğitim şart denildi 81 ile ünivrsite açıldı,tv ler, internet hemen her eve geldi, peki, halen anlayamadığız veya anlatılan bizim anlamak istemdeğimiz nedir?

Hakan kardeşimi gerçekten tebrik ediyorum açık sözlü ve net bir insan yaşadığı olumsuzlukları detayları ile anlatıyor, bende zaman zaman paylaşıyorum, 1981 den beri hastahane şartlarını, ülkenin ve niyet ederek hayata başladığımız ilke saydığımız idealizmin ne kadarını gerçekleştirebildik,


Bakınız hemen her alandaki sosyal destek açısından yapılan her değişikliğin bizlere zarar verdiğinin bir yeri yamarken bir yerde ağır zarar verdiğini hepimiz biliyoruz, bunu açıklamak çok kolay pozitif ( iyi yönde ayrımcılık) görüntüsü verilmeye çalışılan her alanda inanın o sektörün veya kurumun zarar gördüğünü hep beraber görüyoruz, örnek sormayın kömür ocaklarını ele alan yeni yönetmeliğe bakın.


Buradan şunu çıkarmanızı istemem her kamu kurumu her sektörü bağlayan her belediye uygulaması değil genel anlamda insana saygı git gide dünya gündeminden düşmekte, engelli kavramı yine benim görüşümdür sadece hükümetlerin duygu sömürüsü demogoji içersinde değerlendirilmekte ve uygulanmakta.

Pozitif görünen negatif uygulamalar, türkçe deyiş ile doğan görünümlü şahin,
 

zemferi

Üye
Üye
Katılım
Ocak 25, 2013
Mesajlar
120
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
YÜZYILIN HARİKASI YÜKSEK HIZLI TREN İÇİN TCDD NİN İTİRAFIDIR.
SÖZ KONUSU CEVAP İSTANBUL -ANKARA HATTI İÇİN VERİLMİŞTİR ÜSTELİK.NE ZAMAN HİZMETE GİRMİŞTİ BU YHT ? 100 YIL ÖNCE Mİ YOKSA BU YIL İÇİNDE Mİ?
''Mevcut trenlerimizde engelli düzenlemesi trenin fiziki şartlarından dolayı yapılamamakta olup, yeni alınan setlerin sefere başlamasıyla birlikte kolaylaştırıcı düzenlemeler yapılacaktır.''

İşte pozitif ayrımcılık...
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,053
Tepkime Puanı
91
Puanları
48
Sn. cilginpalet,
Haklısınız, Türkiye Cumhuriyet'i yerine T.C. yazmak sizin uyarınıza kadar benim dikkatimi çekmemişti. Böyle bir hata sizin de anket bölümüne yazmanızı sağlamış bu da, ayrıca mutluluk verici bir enstantane.
Devlet memuriyetinde beşinci yılımı çalışıyorum. Bizim yazışmalarımızda en üstte T.C kısaltması olmak durmunda.(Benim hatamı buna yormanızı rica ederim yoksa tabiiki bu kısaltmayı devletimi küçüksemek amacıyla kullanan siyasi gurupla/insanlarla hiç bir ilişiğim olmaz/olamaz)
Hem konuyla ilgili bir haber olması hem de bir Resmi yazı olması nedeniyle paylaşayım
Saygılar..
engelli_yer_deg_2014.jpg

MEB, engelli memuru talep ettiği il/ilçe'ye atayacak - Memurlar.Net
 

zeynep45

Üye
Üye
Katılım
Haz 10, 2012
Mesajlar
52
Tepkime Puanı
0
Puanları
6
Sevgili gazoz agaci ve unuttum29 birbirinizle yazismalarinizi ve kendinizi ifade etmenizi hayranlikla okudum yazdiklariniza gonulden katiliyorum engellilerin sorunlarini cok guzel acikladiniz elinize yureginize saglik
 

septik

Editör
Editör
Katılım
Şub 9, 2012
Mesajlar
3,367
Tepkime Puanı
431
Puanları
83
Bir anektotla bir kaç satır ekleyeyim konuya, geçenlerde engelli bir arkadaşımla ki bir arkadaşım demek engel kısmını ise hiç kullanmak istemezdim ama konu ciddi belediyeden onaylattığı ücretsiz toplu ulaşım kartını bindiği araçlarda gösterdiği zaman tepki olarak nefretlik bir bakış ile karşılaştığından bahsetti, bu olay çok şeyide anlattıyor benim için.

Diğer konu ise pozitif kısmı, inanın bir sokak röportajında pozitif kelime anlamı sorulsa bilgi yeterli çıkmayacaktır, genel bakış açısı dini verilere dayalı evt engelli kardeşlerimize destek verilmeli edilmeli gibi bir sonuç çıkar diye düşünüyorum.

Devlettin pozitif bakmama gibi bir şansı yoktur ama devlet dediğimiz kavramı irdelersek altında son yöneten hükümeti bağlayan algı ve uygulama ile karşılaşırız,

Yukarda bir kardeşimizin son dönem olaylara tepki niteliğindeki açıklamasını görünce yarım yamalakta olsa konuya değinme ihtiyacı duymuş ve birkaç satır eklemiştim peki 12 yıllık yönetimin engelliye bakış açısı yapmaya gayret ediyor görünüp engellileri yok sayma çabası
her açıklamaları ile kayıplarımızın çoğalması ile net bir şekilde ortaya çıkıyor

Şahsi görüşüm hükümetin engel anlayışı kendi ihtiyaçlarını göremeyenlerle sınırlı, vicdan ve tölere debileceği konular ise zaten basın hergün anlatıyor.

Tarih veremeyeceğim ama ilk marifeti balthazard formulü oldu ve engel oranları bir anda düştü bu ne demektir kağıt üzeride sağlık kazandık, ikinci marifeti ise dünyada olmamış ve akıl mantık dışı bir tavırla engelli kişiyi birey olmadığını ve kendi ve bakabilecek aile fertlerinin üzerine yıkmayı tercih etmesidir, ve konu burda kilitleniyor,

Diyelim 2015 yılı ile 2022 maaş alanların ( sebeler net bakım maaşı ve diğer hakkı olmadığı halde yaşadığı hanenin tüm gelir mal mülk gibi akla hayale sığmayacak gelir uydurması)ile yarı yarıya en iyi ihtimalle kesilecektir,


Engelli kardeşlerimizin ve sitemizdeki uyarılar kampanyalar değerli yönetici arkaşlarımızın gayretleri ile sadece bilinçli tavır almaya gayret ediyoruz, iyi hoşta devletin engelliye pozitif bakış açısı nerde kaldı zaten engelli birey olmamakla bunu çürüttü, diğer yaşamsal faliyetleri uygulanmayan yasalar belediyelerin yetrsizliği yasaların hükümetçe gücü yetmeyeceğini bildiği için yasa yönetmeliklerinin ( yasanın uygulanacağı şekil ve açıklamlarını) keyfiyetine göre değiştirdiği bir yapıya nasıl söz geçirip nasıl bir önlem almalıyız.


Anket çok anlamlı çözüm içinde fikirlerinizi bekleriz.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Selam Alpereen,

Bizler bahsi geçen konuyu değil sitemizin forumlarında yeralan tüm konuları okuyoruz bazılarına yanıt vermemiş olmamız sizde okumadığımız fikrini nasıl uyandırdı bilmiyorum ama ben ısrarla engelli vatandaşlara pozitif ayırımcılığın p sinin bile yaşatılmadığına inananlardanım.

Gelelim sizin örnek olarak verdiğiniz linke; SGK adı üstünde Sosyal GÜVENLİK yani bir anlamda devletin tüm vatandaşlarının güvenliğinden , sağlığından ve dolayısıyla sağlık harcamalarının karşılanabileceği, tedavilerinin sosyal devlet ilkeleri doğrultusunda hiçbir geliri olmasa dahi tüm tedavi giderlerinin ki buna en çok engellilerin kullanmakta olduğu medikal malzemeler dahil devletçe karşılanıyor olması gerekir.

Tekerlekli sandalye kullanan engelliler için bilmem farkında mısınız hala mavi kapak toplanıyor bu ülkede !!! İstanbulda her sokak başında bir ağaca asılı pet şişelerin içinde daha sonra merkeze götürülmek üzere mavi kapak kullanan, bu yolla engelliler adına yardım ve destekle bulunulduğunu farzeden , buna izin veren, buna gözyuman, deyim yerindeyse kamuoyunun vicdanını, Türk halkının merhamet hislerini kullanan bir devlet nasıl olur da hala benim anlayamadığım bir şekilde engellisine, engelli vatandaşına pozitif ayrımcılık yapıyor denilebilir ?

SGK kullanmak zorunda olduğunuz tüm medikal ihtiyaçlarınızı yüzdeyüz karşılamaz mutlaka katkı payı alır sizden ve tabii siz önce cebinizden ödersiniz sonra ödediğiniz miktarı tam olarak geri alabilmek şöyle dursun mümkün olan en asgarisini bile geri almaya razı olsanız da bunun için size olmadık engeller çıkarır.

Gerçekler acıdır ama gerçektir işte !!!
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,053
Tepkime Puanı
91
Puanları
48
Siz yardım edilmiş yoksullar istiyorsunuz, biz ise ortadan kaldırılmış yoksulluk!..

Engelliler için sözü şöyle değiştirebiliriz: Siz yardım edilmiş Engelliler istiyorsunuz, biz ise ortadan kaldırılmış Engellilik!..
19722ee8b8736536d3658dd2b971575944b8b340
 

Alpereen

Üye
Üye
Katılım
Eki 10, 2014
Mesajlar
3
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Selamın Aleykum Gazoz ağacı
söylediklerinin bir kısmına katılıyorum ama bence devlet bu medikal malzemeleri kesinlikle karşılamak zorunda değil ! Buna da Şükür demek lağzımdır. Benimde şu hikaye aklıma geldi bi 5 dakikanızı ayırıp okursanız sevinirim okuyanların ne kadar hoşlarına gittiklerini beğenerek belirtirse sevinirim :) (yanlış anlamayın beğeni kasmaya falan çalışmıyorum sadece hikayeyi beğenenleri merak ettiğimden :) )

ŞÜKRÜN KERAMETİ
Hz. Musa (a.s.) Tur-i Sina’ya gidiyordu. Bir âbid karşısına çıktı, ellerini öptü ve adeta yalvararak Hz. Musa’ya,
- “Ya Musa! Herhalde Tur-i Sina’ya Rabbine münacata gidiyorsun. Ne olur Rabbime benim halimi arz et.” Hz. Musa:
- “Nedir o?” diye sorar. Âbid de,
- “Ya Musa! Malım çok, tasarrufunda kusur işleyeceğim de, helak olacağım diye çok korkuyorum. Rabbim benden bu malın bir kısmını alsın. Ricam budur” der. Musa (a.s.) yoluna devam eder, bu defa da çölde çıplak olduğu için yarı beline kadar kuma gömülmüş ve o halde ibadet eden bir başka âbide rastlar. O da Hz. Musa’ya,
- “Ya Musa! Ne olur Rabbime söyle de bana biraz yiyecek, içecek, biraz da giysi ihsan etsin” diye yalvarır.
Hz. Musa (a.s.) Tur-i Sina’ya gider, Rabbine olan münacatını yapar, dönerken o bi şey demeden Hz. Allah buyurur ki:
“Ya Musa! Malının çokluğundan şikayetçi olan ve biraz azaltılmasını benden isteyen kuluma söyle; malının azalmasını istiyorsa, o da şükrünü biraz azaltsın. Diğer çıplak olan, biraz yiyecek içecek isteyen kuluma da söyle; şükrünü çoğaltsın.”
Hz. Musa döner, evvela malının çokluğundan ve şükrünü eda edemeyeceğinden endişe eden zengine uğrar. Zengin ona sorar:
- “Ya Musa Rabbim ne buyurdu?” Hz. Musa,
- “Sen şükrünü çok yapıyormuşsun, onu biraz azaltsın, buyurdu.” O zengin,
- “Rabbimin bana olan bunca nimetine mukabil, ona nasıl şükretmem?” dedi. Ve şükre devam etti; rızkı da arttıkça arttı. Hz. Musa diğer kulun yanına gelince,
- “Rabbim bana ne verdi ki, şükrünü arttırsın, diyor” dedi, o anda hemen bir kasırga çıktı, üzerine örtmüş olduğu kumları da alıp götürdü ve onu çırılçıplak, perişan bir vaziyette bıraktı. (14)
Dikkat: Şükür, nimet mukabili olduğuna göre insanın yaşaması için aldığı her nefeste de, bir alabilme bir de verebilme olmak üzere iki nimet var demektir.
Bir insan da günde ortalama 24 bin defa nefes alıp verdiğine göre, şu halde insan ne kadar çırpınsa bile, değil Allah’ın bütün nimetlerine, yaşaması için şart olan nefes nimetine bile hakkıyla teşekkür etmiş olamaz. Nitekim Kanuni Sultan Süleyman Han Muhibbî mahlasıyla yazdığı şiirlerinden birinde şöyle demiştir:

Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi,
Olmaya devlet, cihanda bir nefes sıhhat gibi,
Saltanat dedikleri ancak bir cihan kavgasıdır.
Olmaya bahtu seadet dünyada vahdet gibi,

Zaman zaman nankörlük edip, elimizdekini azımsıyor olsak da, nimet deryasında yüzdüğümüzü kimse inkâr edemez. Hz. MUHAMMED (SAV)

En basitinden bir ihtiyacımızı gideren kişiye minnetimizi defalarca dile getirirken, sayısız ihtiyacımızı karşılayan Rabbimize şükrü hakkıyla yerine getirebiliyor muyuz?
Mesela göz ameliyatımızı başarıyla gerçekleştiren doktora bu çabasından dolayı defalarca teşekkür ediyoruz. Aynı teşekkürü o gözü yoktan var eden Rabbimize karşı da yapmamız gerekmiyor mu? Hz. MUHAMMED (SAV)
 
Tekerlekli Sandalye
Üst