Tek Engel Kendimiziz

-Hiçkimse mükemmel değildir, hepimiz kusurluyuz. Kusurlu olmamız da bizleri, kendimizi geliştirmeye, iyileştirmeye, her geçen günle "dünkü kendimiz"i aşmaya itiyor.

-Birisinin eksik yönünü usulünce söylediğinizde, "ben buyum kardeşim; değişmem" gibi kaçamak cevaplarla karşılaşmışsınızdır. Aslında değişmek, mükemmele doğru ilerlemek her insanın doğasında vardır; ancak "yenilenme"nin getireceği meçhul sonuçlardan korkanlar değişime karşı çıkar, değişmeyi reddeder.

-Değişimin amacı "farklılaşmak" değildir; değişimin amacı kusurlarımızı birer birer aşmak, zayıf yönlerimizi herşeye rağmen güçlendirmektir. Ancak korkularımızı yendiğimiz zaman, karşımızdaki engellerin birer birer yıkılacağını göreceğiz. Buna "cesaret" denir ve bu cesaret başarımızı doğurur.

-Kusurlarınızı, benliğinizin ayrılmaz birer parçasıymış gördüğünüzde pesedersiniz, içinizdeki pozitif gelişim duraklar ve eninde sonunda bir çöküşle karşılaşırsınız. Kusur ve engellerinizi, karakterinize bulaşmış parazitler olarak algılarsanız ve onlardan var gücünüzle kurtulmaya çalışırsanız, mükemmel benliğinize giden yolda hızlanmış olursunuz.

-Geçenlerde bir gazetede, (Güney Afrikalı) Pistorius adlı "engelli" atlet hakkında bir habere rastladım:

"11 aylıkken bacakları dizden kesilen Pistorius, azmiyle büyük bir iş yaptı. Ünlü atletlerle 400 metrede yarışan Pistorius, protezleriyle ikinci oldu. Doğuştan bacaklarında diz ve bileği birbirine bağlayan fibula (kaval) kemikleri yoktu. Doktorlar ayaklarını dizin altından kesmek zorunda kaldı. Yıllarca yürümek için kullandığı protezleri, bir anda başladığı atletizm sporunda ona azmiyle birlikte tarih yazdırdı. 20 yaşındaki Oscar Pistorius, önceki gün çıktığı atletizm pistinde "normal" (yani kendisi gibi engelli olmayan) atletlere karşı yarıştı. Yarışta sağlam 6 rakibini geride bırakıp 46.56 saniye ile ikinci oldu."

-Güney Afrikalı Pistorius'un azmi bana meşhur Afrika atasözünü hatırlattı:

"Her sabah bir ceylan uyanır Afrika’da. Kafasında tek bir düşünce vardır: en hızlı koşan aslandan daha hızlı koşabilmek. Yoksa aslana yem olacaktır.

Her sabah bir aslan uyanır Afrika’da. Kafasında tek bir düşünce vardır: en yavaş koşan ceylandan daha hızlı koşabilmek. Yoksa açlıktan ölecektir.

İster aslan olun, ister ceylan olun, hiç önemi yok. Yeter ki güneş doğduğunda, koşuyor olmanız gerektiğini, hem de bir önceki günden daha hızlı koşuyor olmanız gerektiğini bilin."

-Pistorius hakkında okuyunca, şu kanıya vardım: "Bizi durduran, başarısızlığa mahkum eden, karşımızdaki engeller değildir. Tek engel kendimiziz."