Tekerlekli sandalyede bir erkeğe aşık oldum, ailem karşı çıkıyor

engelsizask

Üye
Üye
Katılım
Kas 22, 2010
Mesajlar
1
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Forumunuzda paylaşmak istediğim bir derdim var. Sizlerden yorumlarınızı bekliyorum. Bu benim için çok önemli çünkü tekerlekli sandalyeye bağımlı engelli bir erkek arkadaşım var. Onu çok seviyorum, omurilik felçli biri, ben sağlıklı bir kızım. Onu yaklaşık iki senedir tanıyorum ve benim için çok değerli, hayatımda sevdiğim tek insan o. O kadar aşığım ki, evlenmek istiyorum. Aslında o da istiyor ama ailem yüzünden benden uzaklaşmayı düşünüyor. Çünkü benim ailem bu fikre sıcak bakmıyor.

Nasıl tanıştığımızı anlatmak istiyorum öncelikle, ben çok sosyal biriyim ve engelliler için hazırlanan bir gecede görevliydim. O'nu ilk kez orada gördüm. Önce sadece arkadaşca görüşüyorduk, gecede onu gördüğümde tanışmak için yanına gittim ve bana o kadar doğal davrandı ki, ilk önceleri kendimden şüphelendim. Sana dostça davranan birine karşı böyle duygular beslememelisin dedim, ama gönül söz dinlemiyor. O gece şarkılara birlikte eşlik ettik, yanında ablası vardı, ablasıyla da çok iyi anlaşmıştım. Ablasıyla telefonlaştık ve bir hafta sonra arayıp hatrını sordum, aslında amacım erol un nasıl olduğunu öğrenmekti tabi. Ablası eve çay içmeye davet edince sevinçten havalara uçmuştum.

Onlara gidince bana okuduğu kitapları ve yaptığı resimleri gösterdi. Gerçekten etkilenmiştim ve artık emindim. 2 ay kadar bu şekilde her haftasonu görüştük, ablasından çok onunla sohbet ediyordum, yıllar önce bir kız arkadaşı varmış, onu çok sevmiş ancak artık görüşmüyorlarmış, nedenlerini öğrenmeye çok çalıştım ama hiç anlatmadı. Yaklaşık 2 ay sonra erola duygularımı açmaya karar verdim ama bu kolay olmadı, çok utanıyordum çünkü ilk kez bir erkeğe duygusal anlamda itiraflarda bulunucaktım ve beni red edebilirdi. Bahsettiğimde çok tartıştık, ben 22 o 28 yaşında, bana neden benim gibi birini sevdin, duygularından emin değilsin ve işte aslında çocuk şımarıklığı bu yaptığın şey diyerek tepki verdi. Neden birlikte yürüyüşe çıkabileceğin veya senin fiziksel özelliklerine uygun biri değil de ben diye çok sordu. Tam bir yıl boyunca ona duygularım konusunda inandırıcı olmak için çok uğraştım. Başlarda benimle sadece arkadaş olabileceğini çünkü mantığının böyle söylediğini anlatıyordu. Yılbaşı gecesi onlardaydım, o akşam beni ilk gördüğünde onunda aynı şeyleri hissettiğini ama umutsuz bir son gördüğü için arkadaş olmamızın çok daha iyi olacağını düşündüğünü söyledi. O yılbaşı gecesi yani 2008 i 2009 a bağlayan gece onu ilk kez öptüm, artık hiç sorunumuz kalmadı diye düşünürken bugün uğraştığım dertlere bakın. :(

Geçtiğimiz ay evlenmek istediğimi söyledim, önce sevindi ama sonra sorunlar yaşayacağımızı ve bu sürecin ilişkimizi de bizleri de yıpratacığını o yüzden çok salakça bir karar olduğunu söyledi. Ben kendi ayakları üzerinde duran, maddi anlamda da kimseye bağlı olmayan biriyim. O yüzden onay verilmese dahi kimsenin desteğine ihtiyacımız olmadığını söyledim ve eğer sorun çıkarsa bunları aşabileceğimizi de..

Önce ailemle konuştum, bu konuşmadan kimseye bahsetmek istemiyorum. Kısada desteklemeyeceklerini söylediler. Ama ben erolu ailemle tanıştırmak için geçen hafta bize davet ettim. Ablası, annesi ve babasıyla birlikte geldiler. Annemler çok ağır kanlı karşıladı, desteklemedikleri her hallerinden belli oluyordu, ailemi ilk kez bu kadar bencil gördüm. Benim mutluluğumu istemiyor gibiydiler. Sonra işte yemek yedik, tanıştılar vs sıra bizi konuşmaya gelince önce ablası nasıl tanıştığımızı anlattı, sonra erol konuşucaktı ki ben söze karıştım ve içimden geçen herşeyi anlattım. Bu sorun olarak görülüyorsa ben o sorunun ta kendisiyim, seçimlerime saygı gösterilmesini istiyorum dedim. Erola baktım ve elini tuttum. Babam aslında sevgiyle bakıyordu bize ama annem çok kötü bakıyordu, o yüzden zaten ipler koptu.

Annem o kadar ters konuştu ki, benim küçüldükçe küçüldüm. Erol'a karşı çok mahçup oldum. Annem yüzünden. Erollar gittikten sonra annem sabaha kadar benimle konuştu, ben önce güzellikle olsun diye anneme bir haftadır dil döküyorum...

Ama annem bildiğini okumaya devam ediyor. Yani artık kesin olan bişi var, annemi ikna edemem. Babam hayat senin hayatın, her zaman arkandayım dedi. Erol'u da çok sevmiş, ama çok iyi karar vermemi istedi. Acele etmemi istemiyor. Öyle söyledi.

Ben şimdi sizlerin fikirlerini de almak istiyorum, Erol'u seviyorum ve onunla evlenicem. Bu konuda bi yorum istemiyorum, yorum istediğim sadece ailemle olan ilişkimde Erol'u araya sokup yıpratmayı göze almalımıyım yoksa zaman içinde ailemle aram düzelir zaten diye düşünerek Erol'u bu stresli konuşmaların içine almamalımıyım? Çünkü Erol fedekarlık yapmaya o kadar hazır ki, benden vazgeçebilir. Ben onunla evlenmek istiyorum benden vazgeçmesini istemiyorum. Aşkımızın büyüklüğünden eminim, karşılıklı bir aşk bu yaşadığımız ama Erol çok duygusal ve empati yapabilen, mükemmel bir erkek. Benden vazgeçmesine katlanamam, yaşama nedenim kalmaz...

Ailem evlenmemizi istemiyor, köylü kızlar gibi kaçma fikri de çok uzak bana.. Asla kaçmam, ailem istese de istemese de evlenicem ama kaçarak değil, düğün yaparak..
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

sinandeniz

Üye
Üye
Katılım
May 23, 2010
Mesajlar
890
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
yani bukadar olur aynı benim başımdaki sorun :) öncelikle inş evlenirsiniz kardeş annenin tutumunada gelince annene kararının kesimlikle değişmiyeceyini ve hayatım pahasınada olsa evlenmek istediyini anlat tabi kalpler kırılmadan olması daha uygun erkek arkadaşınıda elinden geldiyince annenden karşılaşmalarına izin verme çünkü biz özürlü kişiler azda olsa duygusalız olumsuz bişe duyduğumuz zaman hayata nekadar bağımlı olursak olalım biyerde etkiler annen direk arkadaşına yüzüne sylemesede hareketleine yansır annenin o yüzden erol kardeşimizi pek konuya sokma enazından enalt sevyeye çekmeye çalış inş hayırlısı neyse o olur bende omurilik felçlisi biriyim 28 yaşındayım kız arkadaşımın aileside karşı sonuç olarak ben kaçıracam kızı oda kaçmaya hazır napalım mecbur kaldık bunu yapmaya şimdi kaçacağımız tarihi bekliyoruz :) bizimde sizinde hakkınızda ne hayırlısıysa allah onu nasip eder inş.......
 

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,495
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Bazen kalbinin sesi dinlemek gerekir. Bu konuda şunu şöyle yap bunu böyle yap demeyi çok doğru bulmuyorum. Neticede erişkin ve kendi kararlarını kendin verebilecek yaşta ve olgunluktasın. Engelli bir bireyle bildik manada engelsiz bir birey arasında ki ilişkiye senin verdiğin örnekte olduğu gibi 3. taraflar müdahale sık sık müdahele ediyor. Bu müdahalenin altında yatan sebep hiç kuşkusuz engellilerin yaşamın her alanında dışlanması, ötekileştirilmesi başkalarına reva görülen en sıradan şeylerin bile engellilere layık görülmemesi mantığı yatıyor. Yaşam sizin yaşamınız ben en doğru kararı vereceğinize eminim.
 

xsevgix

Üye
Üye
Katılım
Kas 23, 2010
Mesajlar
2
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Anneniz değil siz evleneceksiniz. ben olsam gerekirse kaçardım. :)
 

rabia

Üye
Üye
Katılım
Kas 26, 2010
Mesajlar
9
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
aşkın gözü kördür derler belli bi süre sonra ben görüyorum diye o kişiyi kücümsersen hor görürsen dilinle eziyet edersen vebali çok büyük olur insan yükü ağırdır iyi düşün karar ver inş... mutlu olursunuz hepimiz engelli adayıyız sağlıklı biriyle evlenirsin bi kaç yıl sonra onun başınada bişey gelebilir ailen ozaman ayrılmı diycek sana... güzellikte iyiikte mutlu olmakta senin elinde..
 
D

deniz_incisi

Guest
engelsiz ask,
kurduğun cümlelerden sevginden vazgeçmeyeceğini anlıyorum..
duygularından eminsen, erol'u olduğu gibi kabul ediyorsan bence de vazgeçme.............annen, bir anne olarak seni korumaya çalışıyor.. ama bir çok insan gibi engelliye bakış açısı yanlış.. seni erol'a layık görmüyor.. erol engelli ya................engelli/engelsiz ayrımını senelerdir hiç anlayamadım.. engelli, engelsiz insanla evlenmekten kaçınır.. engelsiz engelli insanla evlenmekten kaçınır.. neden acaba....?! sevmek/sevilmek kadar güzel bir duygu var mı....?! bir insanın ruh'u, yüreği sevilir.. fizik-i engel niçin engel olsun sevmeye, sevilmeye........?! iki insan birbirini tamamlayacağına inanıyorsa, engeli sorun yapmasın.. görmesemde, duymasamda, yürüyemesemde sevmeyi de bilirim, sevilmeyi de..............

hayat senin hayatın.. mutlu olacağına inandığın bir insanla beraber olmana, hiç kimsenin karışmaya hakkı yok.. annenle konuş, ikna etmeye çalış.. sonuçta senin mutlu olmanı ister ve kabul eder.. ailenle yaşadığın sorunu erol'a fazla yansıtma bence...........üzülmesin.. kafası karışmasın.. hakkında hayırlısı olsun diyorum..
 

DURU'M

Üye
Üye
Katılım
Ara 19, 2010
Mesajlar
55
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Arkadaşım,
İçinde bulunduğunuz durum oldukça zor bir durum.Kararlı olmanız da çok güzel.Ancak sizin olduğu kadar Erol Bey'in de aynı kararlılıkta olması gerekir.Karşınızdaki kişi tekerlekli sandalyede imiş bakınız.İyi düşünün doğru karar verin.Çünkü bu durum size büyük sorumluklar yükler.Kaldıramayacağınız yükün altına ne siz girin ne de onu sokun.Eğer bunu kaldıracağını düşünüyorsan ne mutlu.Ama şimdi bazı duyguların esaretinde kalıp da ilerde ona acı verecek hal ve hareket sergileyecekseniz de işi resmiyete dökmeden vazgeçin derim.Kararlı olmanız çok önemli yani.

Ailenize gelince;Onları anlamaya çalışın lütfen.Hangi anne bana evladını sıkıntılı bir yaşama atmak ister.Onlar da sizin zorlanacağınızı düşündüklerinden o şekilde tavır alıyorlardır eminim.Ama bunu biraz yanlış gösteriyorlar sanırım.Şunu hiç bir zaman unutma.Her ne kadar maddi bağımsızlığın olsa da atanın yerini hiçbir şey tutmaz.Geride sana her zaman açılabilecek bir kapı bırak.Ailenin rızasını bir şekilde sağlamaya çalış.Ve tüm bu süreçte Erol Bey'i olaylara müdahil etme.Umarım ailenizi ikna edersiniz ve herkes mutlu olur.Allah yar ve yardımcınız olsun.
 

Mirage

Üye
Üye
Katılım
Haz 23, 2018
Mesajlar
2
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Aşk mı aile mi ?

Öncelikle babanin destek vermesi cok guzel bir durum.. babanin destegi oldugundan zamanla annen daha ılımli olur bence.. benimde benzer bir derdim var.. bana da yardimci olsaniz sevinirim.. benim de bir sevdigim var 1yil 5 ay suren bir ilişkimiz vardi.. evlenmek istedik ailem biliyordu ve dış görunus onemli degil diyorlardi.. inandim.. hersey olumluydu ailem surekli diyordu ki sizi sevdiginize verecegiz diye.. sevdigim adam da bende olumlu olur diye dusunduk .. tanisma gunu geldiginde heyecandan ölüyorduk.. sevdiğim ve ailesi geldi ve benim ailem sevdigim adama tek bir soru dahi sormadi.. sadece dış görünüşüne bakarak degerlendirdi.. aşık oldugum adam ve ailesi gittikten sonra istemiyoruz dediler.. nedenini sordugumda dengim degilmiş sinirli bir yapisi varmiş ve engelliymis.. çok konuştum dil döktüm olmadi olay evlatliktan red etme durumuna geldi ve beni seçim yapmak zorunda biraktilar.. sevdigim adama dedim ki annem babam ablam amcamlar yengemler seni istemiyor seni tanimiyor amcamla sizi bulustursam anlatsan kendi.. babami arasan konuşsan dedim istemedi.. onun da gururuna dokundu bu olay.. şimdi ikimizde ayri ayri acı çekiyoruz... bana bir akil verin ağlamaktan içime atmaktan biktim..
 
Katılım
Ağu 4, 2018
Mesajlar
1
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yaş
56
Lütfen dikkatli bir şekilde okuyalım Aaaa, evlenmiş mi? E ama o engelli!

Cümle komik gelebilir ama evlenen engellilere verilen tepkiler genellikle böyle oluyor. Zira, Türkiye’de 18-44 yaş arası engellilerin evlilik oranı sadece %24!

Üstelik bu oran, zihinsel engellileri hesap dışı bıraktığımızda çıkan sonuçtur. Aynı yaş aralığında evli olan zihinsel engellilerin oranı ise %9, 44! Evet, zihinsel engellilerden de evlenebilecek olanlar var; ciddiyim!

Bu yaş aralığında; ‘engelli olmadığı’ iddia edilen T.C. vatandaşlarının evlilik oranının %55, 71 olduğunu düşünürsek; aradaki farkın ne kadar fazla olduğunu vurgulamam gerekmez sanırım.

Başlıktaki yaygın ilk tepkiden sonra ‘oldu olacak, çocuk da yapsınlar bari!’ cümlesini duyarsanız; hiç şaşırmayın derim

Yazının başlığını “fark” ettiniz değil mi? Özellikle böyle seçtim; ki şu anda bu cümleyi okuduğunuza göre ilk amacıma ulaştığımı (ilginizi çektiğimi) söyleyebilirim; bir kişi bir kişidir!

Hiç düşündünüz mü; neden ‘sağlıklı’ kız kardeşiniz, kankanız, kuzeniniz ya da abiniz engelli bir bireyle sevgili olmuş olsa; uyuşturucu kullanmaya başlamış gibi tepki verirsiniz? (İnkar etmeyin; ‘Bula bula bunu mu bulmuş?’ cümlesini şimdiden kurdunuz zihninizde, biliyorum.)

Cevap basit; çünkü önyargılısınız. Engelli biri eş adayı olamaz ve bunun için engelli olması dışında herhangi bir sebep yoktur, olması da gerekmez zaten. Çünkü kafanızdaki ‘engelli’ kalıbına göre örneğin nörolojik engelleri nedeniyle telaffuz bozukluğu ya da yürüme güçlüğü çeken biri çalışıp eve ekmek getiremez ya da sevişemez. Hele bu kişi bir kadınsa hiç şansı yok; bir defa yemek yapamaz. (Çünkü siz abinize hayat arkadaşı değil, karnını doyuracak bir hizmetçi hayal ediyordunuz.)

Pardon, size haksızlık ettiğimi düşünüyorsunuz, değil mi? Ne de olsa ‘Herkes birer engelli adayı ve beş dakika sonrasının garantisi yok!’ cümlelerini günün birinde mutlaka kurmuşsunuzdur bir yerlerde. Bu konuda hem fikirsiniz zaten. Madem öyle, Karadeniz illerimizden birinde yapılan bir ankette verilen şu cevapları nasıl yorumlamalıyız sizce?
‘Engellilerin de evlenme hakkı olduğunu düşünüyorum.’ ifadesine araştırmaya katılan halkın %93’ü ‘katılıyorum’ ve geri kalan %7’si ‘kısmen katılıyorum’ cevabını vermiştir.
Aynı katılımcıların büyük çoğunluğu ‘Oğlunuz veya kızınız engelli biriyle evlenmek isterse onay verir misiniz? sorusuna ise, olumsuz cevap vermiştir.

Yani araştırmaya katılanların önemli bir bölümü engelli evliliklerine bir hak olarak bakmaktalar. Ancak bu hakkı kendi akrabalarıyla değil, başka kişilerle kullanabilirler.** (Yazar bu satırlarında ‘toplumun iki yüzlülüğü’ne gönderme yapmaktadır.)

Toplumun bu önyargısının temel nedeni, engellileri yakınına ‘layık görmeme’ olgusudur. Özürlüler İdaresi Başkanlığı’ tarafından yaptırılan ”Toplum Özürlülüğü Nasıl Anlıyor?” anketine katılanların,
%25’i engellileri ”yardıma muhtaç” olarak tanımlıyor.
%31.5’i engellilerin başkalarının yardımı olmadan yaşayamayacaklarını düşünüyor
Üçte biri ruhsal ve duygusal sorunu olanlarla; %25’i ise zihinsel engellilerle arkadaş olmak istemiyor!
Bu engel grupları eş olarak da tercih edilmiyor.
%50’sine yakını tüm engel gruplarıyla arkadaş, komşu ya da iş arkadaşı olmakta sakınca görmezken (ki bu hususta da samimiyetleri tartışılır), %50’den fazlası engelli herhangi biriyle evlenmek istemiyor.

Toplumun bakış açısına göre ‘muhtaç’ olan engelliler okuyamaz, çalışamaz, evlenemez, anne-baba olamaz hatta tek başlarına ‘hiçbir şey’ yapamazlar. Zira, toplumun kafasında böyle bir ‘engelli’ modeli var ve o modeldekiler ‘öteki sınıf’ vatandaş. Ülkemizdeki görünmeyen bir kast sistemi bulunduğu ve farklı sınıflardaki bireyler birbirleriyle evlenemeyecekleri için, engelli bireyler engelli olmayan sınıftakilerle evlenemezler; hatta onlar birbirleriyle bile evlenemezler; hiç evlenemezler.

Merak ettiğim şu ki; engelli olan siz olsaydınız; size layık görülen bu ‘görünmeyen kurallar’ karşısında ne tepki verirdiniz? Biraz empati kurup bu konuyu 5 dakika da olsa bir düşünmenizi, hissetmenizi rica ediyorum.
Bir de etrafınıza dikkatlice bakın; kafanızdaki bu modele uymayan ve üniversite okuyan, master yapan, iş hayatında kariyeri olan, mutlu bir evliliği olan, anne-baba olmuş engelli hiç mi yok ya da hiç mi bu kişilerin haberlerini okumadınız? ‘Onlar engelli sayılmaz.’ demeyin, hayır, onlar engelli. Yanlış olan sizin zihninizdeki ‘engelli’ modeli/resmi!!! Siz resmi değiştirdiğinizde, önyargılar ve ‘engellenen’ hayatlar da değişmeye başlayacak.

Şimdi zihninizdeki o önyargıyı yavaşça yere bırakın, silgiyi alın ve zihninizdeki o ‘engelli’ resmini silin. Öyle bir sahne çizin ki; engelli, okumuş, çalışan, evli, çocuklu ve de mutlu… Ve siz onun eşi, ablası, annesi, babası, arkadaşı veya kayınvalidesi, kayınpederi… kısacası onun ‘engellemeyeni’, ‘engel koymayan yakını’sınız… ‘Ama’ları bırakın, yolu açın…

SM-G850F cihazımdan Engelliler.Gen.Tr mobil uygulama ile gönderildi
 
Tekerlekli Sandalye
Üst