Tekrarlayan Düşükler Önlenebilir mi?

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Bebeğini en kısa sürede kucağına almak anne adayının en büyük isteğidir; ancak kimi zaman yaşanan gebelik kayıpları ile bu hayaller ertelenebiliyor. “Kader” deyip bu tür kayıpları kabullenmek yerine, kayıpların altında yatan nedenlerin araştırılması ve gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Memorial Ataşehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Doç. Dr. Arda Lembet, tekrarlayan gebelik kayıpları hakkında bilgi verdi.


İki düşük sonrası araştırma yapılmalıdır

Gebelik kaybı, 20. gebelik haftası öncesi gebeliğin düşükle sonlanmasıdır. Genellikle detaylı araştırmaya üç gebelik kaybı sonrasında başlansa da, iki ardışık düşüğe neden olan sebeplerin görülme sıklığı hemen hemen üç düşük yapan nedenlerle aynı olması nedeniyle araştırmaya güncel bilgiler eşliğinde 2 düşükten sonra da başlanabilir. Detaylı hikaye ve fiziksel muayeneden sonra ayrıntılı testlere geçilir. Bireyselleştirilmiş hasta tetkik ve izlem protokolleri içinde birçok test yapılır.

Kayıpların sebepleri neler?

Gebelik kayıplarının olmasının temelde 3 ana nedeni bulunmaktadır. Bunlardan ilki anatomik faktörlerdir. Miyom, rahim içi yapışıklık gibi anne adayının rahminde bulunan doğuştan ya da sonradan kazanılmış durumlardır. İkinci neden bağışıklık sistemi ile ilgili faktörleridir. Üçüncü sebep ise; doğuştan gelen trombofililer yani pıhtılaşma bozukluklarıdır. Kan damarları ve özellikle anne ve bebek arasındaki damarlarda kanın akışkanlığının bozulması ve plasentada oluşan durum bu grupta kaybın ana nedenleri arasında sayılabilmektedir. Yapılan testler sonucunda tekrarlayan gebelik kaybı hastalarının %50’sinde hiçbir neden bulunamayabilir.

Kayıptan sonra fetüs incelenmeli

Özellikle kayıptan sonra fetüs muhakkak genetik ve patolojik inceleme için incelenmelidir. Burada dikkat edilecek husus bu iki inceleme için materyallerin farklı solüsyonlarda incelemeye tabi tutulması nedeniyle, alınan örneklerin iki farklı yöntemle elde edilip incelenmesidir. Genetik mutasyonlar, pıhtılaşma testleri ve tüm dünyada en yeni ve geniş olarak kullanılan kapsamlı trombofili testleri uygulanmalıdır.

Anne karnından ne zaman su alınır?

Tekrarlayan gebelik kaybı sonrası gebe kalan hastaların, tarama testleri ve/veya ultrasonografik değerlendirmelerinde anormallik saptanmış olabilir. Bu durumda anne/babanın bazı kromozom anormalliklerinde; fetüste kromozomal bir problem olup olmadığının kesin anlaşılabilmesi için, halk arasında ‘anne karnından su alınması’ olarak bilinen amniyosentez, bebeğin eşi; yani plasentadan örnek alınması ve fetüsün göbek kordonundan kan alınması gibi girişimsel işlemler yapılabilmektedir.

Kayıpların nedenini ortaya koymak mümkün

Doğum öncesinde anne ve bebek sağlığını bozan pek çok hastalık plasentadan doku örneklemesi ve patolojik çalışmalar ile ortaya konulmaktadır. Bu alan dünyada “perinatal patoloji” olarak adlandırılmaktadır. Araştırmalar ile daha sonraki sağlıklı gebelik ve çocuklara ışık tutarak son dönemlerde oldukça ümit vaat eden gelişmeler yaşanmaktadır. Bu incelemeler ile tekrarlayan gebelik kayıpları, düşükler, anne karnında fetüs ölümü, göbek kordonuna ait bazı problemler, erken doğum, anne karnındaki fetüsün gelişimine ait problemler ile altta yatan nedenleri araştırmak ve ortaya çıkarmak mümkün olmaktadır.

Bir sonraki gebeliğinin sorunsuz olması için…

Özellikle tekrarlayan düşük, erken doğum, su gelmesi ve anne karnında fetüsün ölümüyle sonuçlanan hasta grubunda, hastanın bir sonraki gebeliğine ışık tutabilecek araştırma ve incelemeler yapılmaktadır. Bu yöntemle rahim içi enfeksiyonlar, bağışıklık sistemine ait problemler, bazı pıhtılaşma bozuklukları ve rahim yatağı ve plasentada oluşan damarsal anormallikler ve kanlanma problemlerini tespit edebilmekteyiz.

Düzenli takip çok önemli

Saptadığımız anormalliklerin bir kısmında hastaları gebe kalmadan önce takibe alıp pek çok değişik ilaçları tedavide gebelik öncesinde; bazılarını da gebe kalır kalmaz kullandırmaya başlıyoruz. Yine aynı incelemelerde saptanan değişiklikler yönünde hastayı bir sonraki gebeliğinde takip şeklimiz değişmekte ve normal bir gebe takibinden tamamen farklılaşabilmektedir. Bu yüzden bu hasta grubunda normalde doğum sonrasında artık materyal olarak kabul edilen ve imha edilen plasenta ve zarların patolojik incelemelere olanak verecek şekilde saklanması önem arz etmektedir. Böylece gebeliklerinde problem yaşamış olan pek çok hasta ileride sağlıklı bir gebelik sonrasında sağlıklı bebeklere kavuşma fırsatına kavuşmuş olacaktır.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Tekrarlayan Düşük Sepebleri ve tedavi yöntemleri

Gebeliğin yolun yarısına gelmeden yani 20. haftasından önce (ya da bebeğin 500 gramlık bir ağırlığa ulaşmasından önce) gebeliğin sonlanmasına düşük yapma adı verilir.
Düşük yapma bir gebenin erken dönemde başına gelebilecek en sıkıntılı durumlardan biridir. Umut ve sevinçle başlayan bir gebeliğin hüsran ve hayal kırıklığıyla sonuçlanmasıdır..

Rahim içersindeki bebeğin kalp atışlarının durması yani bebeğin ölmesi de yine düşük olarak adlandırılır. Bu gibi anne karnında bebeğin öldüğü durumlarda kürtaj işlemini geciktirmeden (kanamanın olmasını beklemeden) yapmak gerekir..


fft68_mf99359.Jpeg

Aslında düşüklerin en sık sebebi o bebekte oluşan anormallikler veya sakatlıklardır..ve bu anormallikler büyük sıklıkla anne ya da babadan taşınan bir problemden değil, bizzat o gebelikteki bebeğin oluşumu sırasında oluşan problemlerdir..ve sıklıkla da tekrarlamazlar..Klinik olarak saptanmış her gebelikte yaklaşık olarak % 15 civarında bir düşük riski olduğunu akıldan çıkarmamak, yani gebelik düşükle sonuçlanırsa bunun pek de az rastlanmayan bir şanssızlık olduğunu hatırlamakta yarar vardır. Böylelikle sonraki gebelikler için karamsar olmaya gerek olmadığı da kendiliğinden anlaşılacaktır..

Bir başka deyişle belki de düşükler doğanın bir seçim ve ayıklama mekanizmasıdır ve belki de sorunlu bir hayatla devam edecek olan bir bireyin daha baştan hayattan elenmesidir.



Peki ya düşükler tekrarlıyorsa:

“Tekrarlayan düşük” bir kadının en az iki kere arka arkaya düşük yapmasına verilen isimdir.
Tekrarlayan düşük nedenlerinin detaylı olarak araştırılması ve tedavinin de buna göre planlanması gerekir:
Hekiminiz olası nedenlere yönelik incelemelerin sonunda saptanan sonuca göre özgün tedaviye başlayacaktır.
Babaya ait kromozomal (genetik) anomaliler, anneye ait kromozomal anomallikler mutlaka araştırılmalıdır, rahime ait anatomik, yapısal bozukluklar, rahim ağzı yetmezlikleri ve myomlar varsa ortadan kaldırılmalıdır.
Hormonal bozukluklar (Diabet, guatr, süt hormonu yüksekliği gibi) varsa tedaviler yapılmalıdır.
Mikrobik Enfeksiyonlar tedavi edilmelidir. İmmunolojik (Bağışıklık sistemi ile ilgili) bozukluklar varsa aspirin ve heparin gibi kan sulandırıcılar ile tedavi edilmelidir.

Düşen bebeğin genetik incelemesinin yapılması da bu konuda oldukça faydalı olacaktır.

Ancak bilnmelidir ki tüm incelemelere rağmen tekrarlayan düşüklerin yaklaşık olarak yarısında herhangi bir neden saptanamaz.

Tekrarlayan gebelik kayıpları olan bir kadın tekrar gebe kaldığında artık bu gebeliği daha yakından takip edilmelidir.

Tekrarlayan düşükleri olan ve diğer tedavilerden bir fayda sağlayamayan çiftlerde ise en gelişmiş seçenek Tüp Bebek Tedavisi ile laboratuvar ortamında çok sayıda oluşturulan embriyolardan hücre örnekleri alarak bunların incelenip, normal olanların ana rahmine transfer edilmesidir.

Transfer öncesi genetik tanı (preimplantasyon Genetik Tanı - PGT ya da ingilizce adıyla PGD) denen bu yöntemle düşük yapma olasılığı çok azaltılabilmektedir. Çünkü daha önce bahsedildiği gibi düşüklerin en sık sebebi aslında bebekte oluşan anormalliklerdir.

Gebelik öncesi genetik tanı, anne ve baba adayından elde edilen yumurta ve sperm hücrelerinin laboratuvar ortamında döllendirilmesi sonucu gelişen embriyolardan bir adet hücre alınması ile gerçekleştirilmektedir.
Genetik tanı için Floresence İn Situ Hibridizasyon (FISH) veya Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PCR) adı verilen özel yöntemler kullanılmaktadır. Doğacak bebekte monozomi veya trizomi (Down sendromu ve diğer hastalıklar) gibi sayısal kromozom bozukluklarının ve tek gen hastalıklarının (Hemofili (pıhtılaşma bozukluğu), Akdeniz anemisi, kistik fibrozis, kas hastalıkları gibi) tanısı PGT ile mümkündür. Böylece hastalık taşımayan, sağlıklı embriyoların anne adayına transferi ile sağlıklı bebeklerin doğması sağlanmaktadır.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst