Topuk Dikeni Tedavisi ve Alternatif Çözüm Yolları!

F

Fırtına

Guest
img363-preview.jpg



Plantar fasitis topuk ağrısının en sık nedenlerindendir. Ayak tabanındaki, topuğu parmaklara birleştiren, kuvvetli zarın, yani, plantar fasyanın gerginleşmesi, sertleşmesi ve iltihaplanması ile ortaya çıkar. Bu zarın görevi, ayak kavisini bir lastik gibi görev yaparak desteklemektir.

Sebepler;

• Sürekli sert zeminlerde yürümek,

• Uygun olmayan ayakkabılar,

• Normal dışı yürüme biçimi, düzgün olmayan zeminlerde yürümek,

• Çok uzun koşu ve spor aktiviteleri,

• Ayakta kalmayı ve çok yürümeyi gerektiren meslekler,

• Gebelik,

• Ayak kavsinin düz ya da yüksek olması,

• İleri yaş,

• Aşırı kilo ve uzun süreli yüksek topuklu ayakkabı giymek.

Sonuçta, topuk altında önceleri hafif, ancak sonra artan ve özellikle sabah ilk basışta batıcı ya da yanma tarzında ağrı ortaya çıkar. İlerlemesi durumu topuk dikeni olarak adlandırılan, topuk kemiğine yapıştığı yerde zarın kemikleşmesi ile sonuçlanır.

Tedavi seçenekleri;

Germe egzersizleri;

• Ağrıyı artıran aktiviteleri azaltmak,

• Tabana binen yükü azaltan tabanlık ve destekler,

• Taban masajı,

• Antienflamatuvar ilaçlar,

• Ayağınız için topuk kısmı oyulmuş ortepedik terlik ve ayakkabı kullanmak,

• Kortizon enjeksiyonu,

• Yukarıdaki yöntemler yeterli olmazsa ameliyat.

Topuk Dikeni ( EPİN KALKENEİ)

img364-preview.jpg



Oluşma sebebi ayak tabanındaki aşırı zorlanmadır. Ayak tabanındaki tendon dokusunun topuğa yapışma yerinde gerilme, zorlanma nedeniyle zamanla minik yırtık ve zedelenmeler oluşur. Daha sonra oluşan doku iltihabı ve sertleşmesi, yerini kemikimsi bir yapıya bırakır. Bu da röntgen filminde topuğa batmış bir diken gibi görünür. Ağrının sebebi dokuda meydana gelen zedelenmedir. Oluşan kireçlenme vücudun zedelenmeye karşı verdiği reaksiyondur.

…Şişmanlık, ayak taban bozuklukları, uzun süre ayakta kalma, yürüme ve bazı spor dallarındaki aktiviteler hazırlayıcı faktör oluştururlar. Hasta genellikle sabah kalkınca ilk adımda şiddetli topuk ağrısından yakınır. Daha sonra kısmen hafifleyen ağrı, uzun süre yürüme, ayakta kalma ile tekrar artabilir

Uzman Görüşleri;

Özel bir yağ dokusu ile çevrili olan "topuk" bazen inatçı bir ağrı ile sizi taşımak istemeyebilir. Karşılaşılan bu durumun "topuk dikeni" olduğuna dikkat çeken ve genellikle 40-60 yaş arasında görüldüğünü söyleyen Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Vildan Çerçi "Topuğu çevreleyen yağ dokusu gelen direkt yükün % 20-25 ’ini absorbe eder.

Topuktaki bu yağ dokusu yerleşimi ve bölmeli yapısı ile hidrolik bir amortisman görevi görür. Ayak tabanı kaslarının topuk kemiğine yapışma yerinde meydana getirdiği ağrılı hastalık topuk dikenidir" diyerek konuyla ilgili sorularımızı cevapladı;

1- Topuk ağrısı sebeplerinden biri olan topuk dikeni hastalığı nasıl oluşur?

Zorlanmalar sonucunda ayak tabanı kaslarının topuk kemiğine yapıştığı yerde minik yırtıklar ve zedelenmeler oluşur. Zaman içinde bu bölge kireçlenir ve dikenimsi bir görünüm alır. Ağrıya neden olan bu dikenimsi çıkıntı değildir bu sadece bir sonuçtur. Dokularda meydana gelen zedelenmeler dokuların sertleşip kısalmalarına neden olurlar. Tekrarlayan zorlanmalar yeniden yırtılmalara ödem ve ağrıya neden olur.

2-Topuk dikeni olan hastaların şikayetleri nelerdir?

Bu hastalar özellikle sabahları yere bastıklarında topuklarında ağrı hissederler bir süre yürüyünce ağrı azalır ancak uzun süre ayakta kalınca ve çok yürüyünce ağrı tekrar şiddetlenir. Ağrı oldukça inatçıdır ve yıllar boyunca devam edebilir.

3-Topuk dikeni kimlerde görülür?

Kilolu ayak tabanındaki kaviste düşüklük veya aşırı kavislenme olan kişilerde uzun süre ayakta kalmayı ve yürümeyi gerektiren işlerde çalışanlarda zorlayıcı sportif aktivite yapanlarda daha sık görülür.


7günsağlık.com
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Topuk dikeni tedavisinde yeni yöntem

Sabahları yataktan ayağınızdaki ağrılar nedeniyle kalkamıyor, ilk birkaç adımda topuğunuzda zorlanma hissediyor ve yürüme güçlüğü yaşıyorsanız sorununuz topuk dikeni olabilir. Sorunun giderilmesinde yeni uygulanmaya başlanan PRP adlı yöntemin yüz güldüren sonuçları var.

Topuk dikeni, ayak tabanında bulunan, "Plantar fasia" adlı zarın kronik olarak zedelenmesisonucu oluşan bir sorun. Ayağın iç kısmında bulunan çukurluk sayesinde ayağa gelen yükler dengeli bir şekilde dağıtılarak yumuşak dokular vekemiklere aşırı yük gelmesi önleniyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Cengiz Bahadır, "Ayak arkının çökmesi, aşırı ayakta kalma, uzun yürüyüşler, kötü ayakkabı alışkanlıkları gibi nedenler taban zarınınaşırı gerilmesine yol açıyor" diyor. Kronik zedelenmeden kaynaklanan zarda kalınlaşma ile zarın topuk kemiğine yapışması sonucu yumuşak doku ödemi oluşuyor. Ayak taban zarınındaki bu romatizmal sorun, "Plantar fasiit" olarak adlandırılıyor. Hastalık ilerledikçe bu zar kalınlaşmaya başlıyor ve topuk kemiğine yapıştığı noktada kronik zedelenmeler ortaya çıkıyor. Vücut bu bölgede yeni kemik oluşturarak stresi azaltmaya çalışırken, oluşan kemik yapının sivriliği topuk dikeni olarak adlandırılıyor.

SABAH AĞRISINA DİKKAT!
Topuk dikeninin en önemli bulgusunun ağrı olduğu belirtiliyor. Bu ağrı kişiyi özellikle sabahları rahatsız ediyor ve hasta yataktan kalktığında bir süre topuğuna basamıyor. Hastalık ilerledikçe ağrılar gün içine yayılmaya başlıyor. Sert tabanlı ve topuklu ayakkabılar bu sorunda rahatsız edici olabiliyor. Ağır vakalarda ayakta durulan her an azap veriyor ve bu ağrılar dinlenme durumunda bile devam edebiliyor.

İLTİHAPLI OMURGA ROMATİZMASI OLABİLİR
Topuk dikeninin tanısı (henüz oluşmadığı plantar fasiit döneminde) iyi bir muayene sonucunda konuyor. Bu aşamada, MR ve ultrason görüntüleme ile taban zarında meydana gelen ödem ve kalınlaşma tespit ediliyor. Dikenin topuk kemiğinde zarın yapıştığı yerde oluşması halinde basit bir röntgen tanı koymada yeterli olabiliyor. Ayak altı ağrısı ve topuk dikeninin, iltihaplı omurga romatizmasının ilk bulgusu olabileceğine dikkat çekiliyor. Topuk arkasında meydana gelen ağrı ve tedaviye direnç bu sorunun mutlaka araştırılması gerektiğini gösteriyor.

CERRAHİNİN YERİ YOK
Topuk dikeni tedavisinde çok özel durumlar hariç cerrahinin yeri bulunmuyor. Hafif vakalarda antiromatizmal ilaçlar, aktivite kısıtlaması ve ayakkabı modifikasyonu yeterli olabiliyor. Özel tabanlıklar ile topuk kısmı delinmiş topuk desteklerinin de sorunun çözümünde işe yaradığı belirtiliyor. İnatçı vakalarda topuktan kortizon enjeksiyonu yapılıyor. Tedavinin kısa dönem sonuçları iyi olsa da yüzde 40-50' lere yaklaşan oranda tekrarlama eğilimi bulunuyor. Bunda enjeksiyonun yanlış yere yapılmasının da rolü olduğu belirtiliyor. Doç. Dr. Cengiz Bahadır, "Bu nedenle bu tip iğnelerin ultrason görüntüleme ile yapılması gerekiyor" diyor. ESWT olarak adlandırılan şok dalgası son yıllarda sık kullanılsa da sonuçlarının kortizon iğnesine oranla daha kötü olduğu ve işlem sırasında hasta ağrı duyduğu için tercih edilmediği belirtiliyor.

TOPUK DİKENİ TEDAVİSİNDE YENİ YÖNTEM: PRP
Son yıllarda farklı tedavi alanlarıyla karşımıza çıkan, topuk dikeni tedavisinde ise yeni uygulanmaya başlanan PRP (Platelet Rich Plasma) trombositten zengin plazma anlamına geliyor. Bu yöntemde ilaç, hastanın kendi kanından hazırlanıyor ve hazırlanan solüsyon hastaya enjeksiyon olarak uygulanıyor. PRP sıvısının içerdiği yüksek oranlı büyüme faktörleri zedelenmenin olduğu plantar fasia ve topuk dikeni bölgesindeki yapıların hücrelerini uyararak o bölgedeki iyileşmeyi hızlandırıyor. Yakın geçmişte yapılan araştırmalar, farklı tedavilerle sonuç alınamayan topuk dikeni vakalarında yüz güldürücü sonuçlara işaret ediyor. Uygulama birer ay arayla iki kez yapılıyor. PRP tedavisinin etkilerinin; diz ve kalça gibi eklemromatizmaları ile tenisçi dirseği gibi tendon romatizmalarında ispatlandığını söyleyen Doç. Dr. Bahadır, "Artık topuk dikeni ve plantarfasiitin de PRP tedavisinin kullanım alanına girdiğini söyleyebiliriz" diyor. Tedavi bir çok inatçı kas ve iskelet sistemi hastalığında, " Yeniumut" olarak değerlendiriliyor. Buna karşın tüm diğer tedavilerde olduğu gibi PRP tedavisinin de aktivite modifikasyonu ve uygun egzersiz programı ile desteklenmesi gerektiğine dikkat çekiliyor.
 

capsi

Üye
Üye
Katılım
Kas 24, 2012
Mesajlar
45
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
çok kötü bir hastalık...
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Topuk dikeni ve topuk ağrısına çözüm önerileri

Topuk ağrısının en önemli nedenlerinden olan topuk zarının hastalığı ( plantar fasit ) ve topuk dikeni sıklıkla birlikte görülürler ve genellikle sadece topuk dikeni olarak ifade edilirler.

Bu rahatsızlıkta, ayak tabanındaki ince kasların ( fasya ) topuk kemiğine yapışma yerinde bir zorlanma, aşırı yük binmesi ya da bazı iltihaplı romatizmal hastalıklara bağlı olarak yangı (enflamasyon ) oluşur. Zamanla bu bölgede anormal bir kemik dokusunun oluşması topuk dikenine neden olur.


topuk_agrisi.jpg

Bazı durumlar topuk dikeninin oluşmasına neden olabilir. Bunlar arasında kilo fazlalığı olanlar ve uzun süre ayakta durarak çalışanlar özellikle risk altındadır. Ayak tabanına binen yükün artması bu hastalığın en önemli nedenidir. Yaşla birlikte görülme sıklığı artar. Düz tabanlık, topuk dikeninin oluşumunu kolaylaştıran bir başka rahatsızlıktır.

Bazı durumlar topuk dikeninin oluşmasına neden olabilir. Bunlar arasında kilo fazlalığı olanlar ve uzun süre ayakta durarak çalışanlar özellikle risk altındadır. Ayak tabanına binen yükün artması bu hastalığın en önemli nedenidir. Yaşla birlikte görülme sıklığı artar. Düz tabanlık, topuk dikeninin oluşumunu kolaylaştıran bir başka rahatsızlıktır.

Hastalığın en önemli belirtileri, sabahları kalktığınızda topuk üzerine basmakta zorluk, şiddetli topuk ağrısı ve bu ağrının gün içinde ayakta durmakla ve yürümekle artış göstermesidir. Şikayetler istirahatte azalır, gece ağrısı nadirdir.

Teşhis edilmesi zor değildir. Röntgen filmlerinde topuk kemiğinden yere doğru olan bir çıkıntı gibi görünür. Gülün dikenini andırır. Topuğunu seven dikenine katlanmaz deyip, gelelim tedavisine…

Pek çok alternatif olmakla birlikte, hangi tedavi yöntemi seçilirse seçilsin mutlaka yapılması gereken şeylerin başında topuğa ve ayağın tabanına binen basıncın azaltılması gelir. Aksi takdirde hastalık tekrarlamaya meyillidir. Topuk yastığı, tabanlık kullanımı, kilo vermek ve germe egzersizleri mutlaka tedavinin bir parçası olmalıdır.

Topuk dikeni ve plantar fasiit tedavisinde farklı yöntemler kullanılmaktadır. Fizik Tedavi yöntemlerinden ultrason, mikrodalga ve lazer etkili olabilmektedir. Son yıllarda yaygın olarak kullanılmaya başlanan şok dalga tedavisinin (ESWT) doğru uygulandığında başarı oranı yüksektir.

Topuğa kortizonlu iğne yapmak da iyi bir alternatiftir. Yapılan araştırmalarda şok dalga (ESWT), lazer ve topuğa kortizon enjeksiyonu tedavilerinin üçünün de etkili olduğu, ve aralarında fark olmadığı anlaşılmıştır.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst