Tüp bebek istiyoruz ama içeriğini biliyormuyuz

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Kadınlar yumurtlama sorunu yaşıyor, erkeklerde sperm kalitesi ve sayısı düşüyor. 100 yıl önce sperm sayısı mililitrede 100-120 milyonken, DSÖ’nün son verilerine göre birçok erkekte rakam artık 15 milyon. Yani dünya giderek kısırlaşıyor… Erkekte ve kadında kısırlık nedenleri nelerdir? Tüp bebek için en uygun kişiler kimlerdir? Dün bunları yazmıştık. Bugün de tüp bebek için aday çiftlerde aranan özellikler, kadın ve erkek kısırlığında tanı yöntemleri, kısırlığa karşı yöntemleri, tüp bebek tedavisinde oluşabilecek olumsuz sonuçları masaya yatırıyoruz. Kadın Hastalıkları- Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Birgül Gürbüz'le konuştuk.

Tüp bebek için aday çiftlerde aranan özellikler neler?

1. Tüpleri tıkalı olan veya enfeksiyon, dış gebelik vb nedenlerle tüpleri alınmış olan hastalar en uygun tüp bebek adaylarıdır.

2. Tüpler açık olsa bile geçirilmiş karın cerrahisi, enfeksiyon veya endometriosis nedeni ile karın içi yapışıklıklara bağlı olarak tüpler ve yumurtalıklar arasındaki ilişkinin bozulmuş olduğu hastalar. Bu sorunlar rahim filmi ve laparoskopi ile saptanabilmektedir.

3. Yumurtalık kisti, kanseri veya endometrioma gibi yumurtalık rezervini azaltabilen ameliyatları geçirmiş hastalar

4. Yumurtlama problemleri olan polikistik overli hastalar, yumurtalık sayısının ve kalitesinin azaldığı ileri yaş anne adayları

5. Açıklanamayan kısırlık olguları. Günümüzde yapılan tetkiklerle kadına veya erkeğe ait hiçbir sorun saptanamayan ancak gebe kalamayan hasta grubu açıklanamayan infertilite olarak adlandırılmaktadır. Bu gruptaki hastalara öncelikle aşılama tedavileri uygulanmakta, gebelik elde edilemezse tüp bebek önerilmektedir.

6. Çiftin ilişkiye girmesini engelleyen kadında vaginismus, erkekte boşalma ile ilgili problem yaşayan hastalar.

7. Semen analizinde bozukluk olan erkekler; en az 1 ay ara ile 2 kez yapılan spermiogramda sperm sayısı 5milyon/ ml den az olan, ileri hareketli sperm sayısı sıfır veya çok düşük olan, spermde ciddi şekil bozukluğu olan erkeklerin eşlerine tüp bebek tedavisi uygulanmaktadır.

8. Semen analizinde hiç sperm bulunamayan erkekler. Bu duruma azospermi adı verilmektedir. Erkeğin testislerinden cerrahi yöntemler ile sperm bulunarak tüpbebek tedavisi yapılabilmektedir.

9. Testis tümörü nedeniyle ameliyat geçiren, kanser tedavileri için kemoterapi ve radyoterapi almış erkekler. Bu durumdaki hastalara ameliyat ve tedavileri gerçekleştirilmeden önce sperm üretiminin etkileneceği konusunda bilgi verilmeli, ileride tüp bebek tedavisinde kullanılmak üzere spermlerinin dondurulup saklanabileceği açıklanmalıdır.

10. Ergenlik veya erişkin dönemde geçirilmiş kabakulak ve diğer virutik ateşli hastalıklara bağlı sperm üretiminde bozukluk olan erkekler

11. İnmemiş testisi olan erkekler. Erkek bebekte doğum öncesi karın içinde olan testisler doğumda torbalarına inmiş olmalı, eğer inmemişse en geç 1 yaşına dek torbalarına ameliyat ile indirilmelidir. Bu durum fark edilmediğinde ileride kısırlık sorununa neden olmaktadır. Böyle hastalarda cerrahi yöntem ile testislerden sperm aranarak tüp bebek uygulanabilmektedir.

12. Doğuştan sperm kanalları gelişmemiş veya sonradan geçirilmiş iltihabi hastalıklar ve ameliyatlara bağlı sperm kanalları tıkanan erkekler. Bu hastaların testislerinden enjektör ile aspirasyon yapılarak sperm elde edilebilmekte ve tüp bebek tedavisinde kullanılabilmektedir.

13. Diğer tedavi yöntemleri ile gebelik elde edilemeyen çiftler

14. İmmunolojik (bağışıklık sistemini ilgilendiren) problemleri olan çiftler

15. Genetik problemleri olan çiftler


Kadın kısırlığındaki tanı yöntemleri nelerdir?
Hormon Testleri
Adetin 2. veya 3. günü FSH, LH, E2, PRL, TSH istenir. Gerekiyorsa yumurtalık rezervinin tayini için daha ileri testler olan İnhibin, AMH de istenebilir.

USG
Yumurtalık rezervinin tayini, rahim ve tüplerin değerlendirilmesi için adetin 2. veya 3. günü ultrasonografik muayene yapılır.

Salin İnfuzyon Sonografi (SİS)
Rahim içinde yer kaplayan oluşumları (polip, miyom, rahim içinde perde vb.) ve yapışıklıkları tespit amacıyla yapılan işlemdir. Rahim ağzından ince bir kateter yardımıyla serum verilerek ultrasonografide değerlendirilir.

Rahim Filmi (HSG)
Rahim ağzından kontrast madde verme yoluyla, rahim ve tüpler görüntülenerek seri grafikler çekilir. Rahim ağzı yetmezliği, rahim içinde yer kaplayanoluşumlar, yapışıklıklar, doğuştan olan yapısal bozukluklar, tüplerin açıklığı ve sıvı birikimi olup olmadığı tespit edilebilir.

Histeroskopi
Rahim boşluğu ışıklı bir cihaz ile gözlenerek rahim içindeki problemlerin aynı seansta tanı ve tedavisinin yapılmasına olanak veren bir işlemdir.

Laparoskopi
Genel anestezi altında göbekten küçük bir kesi ile girilerek ışıklı bir cihaz ile karın içindeki organların incelenmesi işlemidir. Aynı seansta tanı ve tedaviye olanak verir. Diğer tanısal yöntemlerle net bilgi edinilemeyen durumlarda, karın içi yapışıklıklarda, endometrioziste (rahim içerisinde yer alması gereken hücre tabakasının rahim dışında olması durumu), tüplerin iltihabi durumlarında, yumurtalık kistlerinde, dış gebelikte, sebebi bulunamayan ağrı ve infertilite durumlarında tanı ve tedavi amaçlı kullanılmaktadır.

Erkek kısırlığındaki tanı yöntemleri nelerdir?
1- Semen Analizi (Spermiogram)
Erkek infertilitesinde yapılacak testlerin en başında gelir. Sperm üretimini sigara, alkol, ısı, ilaçlar ve enfeksiyonlar gibi birçok faktör etkilediği için normal olmayan örneklerin analizi birer ay ara ile en az iki kez tekrarlanmalıdır. Sperm analizinde bir fertilite sorunu saptanırsa erkeğin fiziksel ve hormonal açılardan daha ileri muayenesine geçilir.
Sperm üretim döngüsü 2-3 ayda bir tekrarlanır. Yani üretilen bir sperm 2-3 ay sonra semene salgılanacaktır. Aynı şekilde kişinin karşılaştığı zararlı etkenler (ağır ateşli hastalıklar, stres, yorgunluk, çevresel faktörler) veya tedavi için kullanılan faydalı ilaçlar da 3 ay sonraki sperm özelliklerini etkileyebilir. Semen analizi sonuçlarını değerlendirirken bu süreç akılda tutulmalıdır. İlaç kullanılmamış ve ateşli bir hastalık geçirilmemiş ise 3?4 hafta ara ile en az iki sperm örneğinin değerlendirilmesi ve bu örneklerin ortalamasına göre karar verilmesi gereklidir. Tercihen incelenecek örnek, laboratuvara yakın bir mekanda verilmelidir. Bunun için merkezimizde DVD player sistemi olan, içinde WC-duş bulunan; örneğin verildikten sonra iletilmesi için laboratuvara ısıtıcılı bir çekmece ile bağlı özel odamız bulunmaktadır.

Semen analizi ne zaman yapılır?
Bu test, 3-5 günlük cinsel perhiz yani ilişkisiz bir dönem sonrası yapılmalıdır. 2 günden kısa bir sürede alınan örneklerde sperm konsantrasyonu düşük bulunurken; 7 günlük cinsel perhiz sonrasında verilen örnekler de sperm motilitesinin düşmesi nedeni ile tercih edilmemektedir. İncelenecek olan semen örnekleri 20 °C?nin altında ve 40°C?nin üzerindeki ortam sıcaklıklarına maruz bırakılmamalıdır. Soğuk ve sıcak şoku sperm motilitesinde ciddi değişikliklere neden olmaktadır.

Örnek toplama işlemi nasıl yapılıyor?
Örnek toplama işlemi mastürbasyon yöntemi ile yapılmalı; kondom, sabun ve krem kullanılmamalı, steril kaplar tercih edilmelidir. Verilen semen örneğinin ilk kısmı daha fazla sperm hücresi içerdiğinden dolayı; ilk kısmı sperm verme esnasında dışarıya akar veya kaybedilir ise bu durum laboratuvar görevlilerine mutlaka bildirilmelidir.

Spermiogram; Semenin volümü (meninin hacmi), rengi, PH'ı, likefaksiyon süresi (erime süresi), viskozite, spermlerin sayısı, hareketlilik oranı ve morfolojisi (şekli) hakkında bilgi verir.

Volüm (Hacim): Semen 2-6 ml arasında olmalıdır.

Renk: Normalde semen opak ve grimsi renklidir. Uzun süreli cinsel perhizlerde sarı, semende eritrositlerin (alyuvarların) bulunması halinde kırmızı-kahverengi; uzun süreli antibiyotik kullanımı sonrası renksiz görülebilir.

PH: Normal semen pH'ı 7,2-8 arasındadır. pH'ın 8'in üzerinde olduğu durumlar akut enfeksiyonu veya ölçümün geç yapıldığını gösterir. PH'ın 6,5'in altında olduğu azoospermi olgularında; boşaltma kanallarının tıkanıklığı, aksesuar bezlerin gelişmemesi, kronik enfeksiyonlar ve idrarın semene karışmış olabileceği düşünülmelidir.

Likefaksiyon (Semenin Çözünürlüğü): Likefaksiyon (erime) süresinin uzaması gibi bir aksaklık; semen viskozitesinin (kıvamının) arttığını gösterir ki bu da istenmeyen bir durumdur; prostat bezinin fonksiyonlarındaki değişiklikten veya enfeksiyondan dolayı olabilir.

Viskozite: Normalde semen hafifçe visköz yani kıvamlıdır. Prostatit, vezikülit gibi kronik enfeksiyonlarda viskozite (kıvamlılık) artmış olabilir.

İnfertilitede tedavi yöntemleri nelerdir?
İntrauterin İnseminasyon (IUI)=Aşılama

Üremeye yardımcı bir yöntemdir. Daha çok rahim ağzına ve buradan salgılanan mukusa ait problemlerde, immunolojik infertilitede, sperm sayı ve hareketinde hafif bozukluk olan durumlarda ve açıklanamayan infertilite olgularında uygulanır. Aşılama yapılabilmesi için kadının tüplerinden en az biri açık olmalıdır. Erkeğin sperm sayısı ve hareketi de aşılama için yeterli olmalıdır. Sperm sayısı ve hareketi çok düşük olan erkeklerde aşılamanın faydası olmamaktadır.

Bu yöntemin avantajları; hızlı hareket eden normal şekilli spermlerin seçilmesi, spermlerin vajenin asidik ortamından uzaklaştırılıp, yumurtaya yakın rahim içine bırakılmasını sağlayarak spermlerin yumurtaya erişmek için kat edecekleri yolu kısaltmaktır. Ağrısız bir işlemdir. Aşılamada kadının yumurtalıkları iğne ve hap ile uyarılarak yumurtlama takibine alınır. Folliküller yeterince büyüdükleri zaman çatlatma iğnesi yapılarak aşılama zamanı planlanır.

Erkekten alınan sperm sıvısı laboratuvar koşullarında çeşitli sıvılar ile yıkanarak yoğunlaştırılır, sayı ve hareketlilik oranları artırılır. Hazırlanan bu sıvı ince bir kateter yardımıyla rahim ağzından geçirilerek doğrudan rahim içine verilir. Rahim içine zerk edilen spermler tüplerden (fallop kanallarından, tuba uterinalardan) geçerek karın içine atılmış olan yumurta ile fallop kanalında buluşur. Döllenme olduğu takdirde fallop kanalından rahim içine gelerek yerleşir.

Aşılama ile deneme başına gebelik oranı yaklaşık %10-15 civarındadır. İlk 3 denemeden sonra başarı şansı azalmaktadır. 2-3 kez denemeden sonra gebelik elde edilemeyen vakalarda tüp bebeğe geçilmelidir.

Tüp Bebek (IVF) ve Mikroenjeksiyon (ICSI)
IVF (Tüp Bebek) 30 yıldan uzun bir süredir uygulanılan tedavi yöntemlerinden biridir. IVF ile ilk sağlıklı doğum 1978 yılında gerçekleşmiştir. IVF veya diğer adıyla ' Tüp Bebek ' terimi laboratuvar ortamında bir araya getirilen sperm ile yumurtanın döllenmesini ifade eder. IVF, ' In Vitro Fertilizasyon' kelimelerinin baş harfleri kullanılarak elde edilen bir kısaltmadır; ' dış ortamda/tüp içinde döllenme ' anlamına gelmektedir.

Tüp bebek ve mikroenjeksiyon yöntemlerinde normalde kadın vücudu içinde olan döllenme işlemi laboratuvar ortamında gerçekleştirilir. Kadının yumurta hücreleri, vücut dışına alınarak erkeğin sperm hücreleri ile laboratuvar koşullarında birleştirilerek oluşan embriyolar kadının rahmi içine yerleştirilir. Tüp bebek ve mikroenjeksiyon arasındaki tek fark döllenme şeklidir. Tüp bebek yönteminde yumurta ve spermler bir araya konularak döllenmenin kendiliğinden olması beklenirken, mikroenjeksiyon yönteminde her bir yumurtanın içine tek bir sperm mikroskop altında enjekte edilir.

Tedavide oluşabilecek olumsuz durumlar hangileridir?
İlaçların yan etkileri

Tedavi için kullanılan ilaçlar baş ağrısı, yorgunluk, sıcak basması, gerginlik, bulantı, göğüslerde hassasiyete neden olabilirler.

Tedaviye Yanıtsızlık- Yetersizlik
Yeterli dozda ilaç kullanımına rağmen hastanın yumurtalıklarında follikül gelişimi yetersiz veya hiç olmayabilir. Çift ile görüşülerek tedavinin iptaline karar verilebilir. Genellikle yumurta rezervi kötü, ileri yaş hastalarda rastlanır.

Yumurta elde edilememesi
Yumurtalıklarda içinde yumurta olduğu düşünülen kesecikler (follikül) yeterli büyüklüğe ulaşmasına rağmen yumurta toplama işlemi ile hiç yumurta elde edilemeyebilir. Genellikle çatlatma iğnesinin zamanında yapılmaması, etkisiz olması veya yumurtalıkların yanıtsızlığından dolayı görülür. Tedavi iptal edilir.

Sperm bulunamaması
MikroTESE ameliyatında sperm bulunamayabilir. Bu durumda tedavi iptal edilir.

Döllenme olmaması
Mikroenjeksiyon işlemi sonrası döllenme olmayabilir. Bu durum sperm ve yumurta kaynaklı olabilir. Bazen döllenme olmasına rağmen embriyo gelişimi devam etmez. Her iki durumda da tedavi iptal edilir.

Yumurtalıkların tedaviye aşırı yanıt vermesi (OHSS)
Genellikle PCO'lu hastalarda iğne tedavisine yumurtalıkların aşırı yanıt vermesine bağlı yumurtalıklar aşırı büyür, karın ve vücut boşluklarında sıvı birikir. Bazen hastaneye yatarak tedavi gerekebilir. Tedavinin ertelenmesi veya iptali gerekebilir.

Yumurtalıklarda kist oluşumu
Yumurtalıkları uyaran ilaçlara bağlı tedavi esnasında yumurtalıklarda kist oluşabilir. Doktor kararına göre kist boşaltılıp tedaviye devam edilebilir veya tedavi ertelenebilir.
Ayrıca yumurta toplama işlemi sırasında anesteziye bağlı komplikasyonlar, kanama, enfeksiyon vb durumlar nadir de olsa görülebilir.

Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Birgül Gürbüz
 
Tekerlekli Sandalye
Üst