Türk Halkının Engellilere Bakış Açısı (Sokak Röportajı)

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,497
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Merhaba arkadaşlar,
Yıllar önce Sabancı vakfı desteğiyle bir anket yapılmış ve o anketin sonucunda halkın %70’inin engelli komşu istemediği, %57 sinin ise engelliler ayrı okullarda okusun diye ankete oy verdiği açıklanmıştı. Çıkan sonuç o zaman ben çok şaşırtmıştı. Evet toplumun engellilere yaklaşımında bir arıza olduğunu biliyor ama durumun bu denli vahim olacağına ihtimal bile vermiyordum. Bizde Engelliler.gen.tr Platformu olarak mikrofonu elimize alıp sokaktaki vatandaşa “engelli komşunuz olması sizi rahatsız eder mi?” diye sorduk. Gelen cevapların hepsi olumluydu. Ama tabi insanların kameranın karşısında gerçek düşüncelerini söyleyip söylemeyecekleride tartışılacak ayrı bir konu.

Not: Haber sitemizin köşe yazarlarından Satı İlen’in konuyla bire bir ilişkili ve kişisel tecrübeleriyle yazdığı köşe yazısına da göz atmanızda fayda var:> Otizm ve Toplumun Sakatlıkları | Haber - Engelliler.Gen.Tr Haber Ayrıntılarda Gizlidir

SOKAK RÖPARTAJIMIZ:
İLGİLİ ARAŞTIRMAYA AİT GAZETE HABERİ

Sabancı Vakfı, Toplumsal Gelişme Hibe Programı (TGHP) kapsamında 2009 yılından bu yana kadın , genç ve engellilerin topluma daha fazla katılımlarını hedefleyen projelere destek veriyor. Bugüne kadar 20 projeyi destekleyen Sabancı Vakfı’nın hibe verdiği engelli yaklaşımına sahip 14 projeden biri olan “Engelli Ayrımcılığını Önleme ve Mücadele Platformu” projesi, Türkiye ’deki engelli ayrımcılığını ortaya koyan bir araştırmaya imza attı. Engelli ayrımcılığını engelli ve engelsizlerin bakış açısıyla gözler önüne seren anket çalışması, engelsiz bireylerin engelli bireylere yönelik algılarını yansıtması açısından çarpıcı veriler ortaya koydu.

Tecrit edilmesin, ama komşum da olmasın

Anket sonuçlarına göre, toplumun önemli bir bölümü, engelliler için ayrı okullar yapılmasını (%57.3) destekliyor. Engelsiz kişiler, engellilere yönelik özel yapılmış mahalle ya da site projelerine destek vermezken (%67.5), buna sebep olarak engellilerin toplumdan soyutlanmamaları gerektiğini (%80.2) gösteriyor. Bununla birlikte engelsiz kişilerin %70.3 gibi ezici bir çoğunluğu ortopedik engelli bir komşu istemediğini belirtiyor.

Engellilerin engelsizlere bakış açısıyla ilgili bu çelişkili durumu, Engelli Ayrımcılığını Önleme ve Mücadele Platform Koordinatörü Süleyman Akbulut şu sözlerle açıklıyor: “Toplum, engelli bireyler için uygun olduğunu düşündüğü birçok tutum ya da algıyla aslında farkında olmadan ayrımcılık yapıyor. Engelliler için ayrı okullar yapılması fikri de, bu düşüncenin bir ürünü. Engellilere göre yapılmış okullarda onlara uygun koşullar yaratılacağı düşüncesi bu bakış açısının temelinde yatıyor. Ancak, engellilerin eğitim hakkı, yaşıtlarıyla aynı okullarda ve onları toplumun diğer kesimlerinden ayırmadan kullanılması gereken bir haktır. Kaldı ki, kanunlarımız bütün okulların engellilerin erişimine uygun olma zorunluluğu getirmektedir. Engelli bireylerin komşu olarak istenmemesinde de engelliler hakkındaki bilinçsizlik ve önyargılardan kaynaklanan bakış açısı yatıyor. Zira toplumdaki birçok kişi, örneğin zihinsel engelli birinin, kendisine zarar verebileceği ya da gürültü yapabileceği gibi kaygılar besleyebiliyor. Ya da ortopedik engelli kişinin apartmanın görünümünü değiştirecek ya da mali yük getirecek (rampa, asansör vb) düzenlemeler yaptıracağı için komşu olarak görmek istemeyebiliyor.”

Engellilerin evden çalışması destekleniyor


Ankete katılan engelsiz bireylerin büyük bir çoğunluğu (%98,9) engellilerin çalışması gerektiğini belirtirken, %80.4’ü engellilerin evden çalışmasına destek veriyor.

Engelli Ayrımcılığını Önleme ve Mücadele Platform Koordinatörü Süleyman Akbulut konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Evden çalışmanın uygunluğu tartışılmakla birlikte, engellilik kimliğine yapıştırılmış bir sektör olarak algılanması engelliye yönelik bir ayrımcılık sonucu doğurabilir. Engelinden dolayı dış mekanlarda çalışmasına imkan olmayan engelliler ve evden çalışmak isteyen engelliler dışındaki her engellinin, bu şekilde yaratılacak bir sektöre yönlendirilmesi de sakıncalar içermektedir. Zira bu şekilde çalışmanın sosyal boyutu gözden kaçırılmış olacaktır. Engelli birey, çalışırken sadece gelir elde etmekle kalmaz, sosyalleşir de.”

Zorluklar yüzünden engelliler eve kapanıyor

Engelliler ile yapılan anket sonuçları ise, toplum içinde karşılaştıkları zorluklar nedeniyle engellilerin toplumdan kendilerini soyutladıklarını gösteriyor. Engelliler, engelsiz bireylerin aksine toplumdan ayrı bir şekilde bir arada oturacakları siteler yapılmasına olumlu bakarken (%54.6), evden çalışma projelerini destekliyor (%60.1).

Anket, engellilerin sosyal yaşamları ve gündelik hayatta karşılarına çıkan zorluklar konusunda da çarpıcı veriler ortaya koyuyor. Ankete katılan engelli bireylerin %70’i çalışmazken, büyük bir çoğunluğu ailesi ile birlikte yaşıyor. Engelliler, boş zamanlarını bilgisayar (%23.3) ve televizyon (%27.8) ile değerlendirirken, %46.3’ü yaz tatillerini evlerinde geçiriyor. Engelliler şehir içi seyahatlerinde karşılaştıkları sorunları da dile getiriyor. Ankete katılanların %53.6’sı otobüs duraklarında engelliler için bilgilendirmenin olmadığını, %36.4’ü otobüs, metro ve metrobüse binmede sorun yaşadıklarını söylüyor.

Görme Özürlüler Derneği (GÖZDER) ve Türkiye Kas Hastalıkları Derneği (KASDER) ortaklığı ile yürütülen proje kapsamında yürütülen “Ayrımcılığı Önle” projesinde Türkiye’nin her bölgesinden farklı alanlarda çalışan 32 sivil toplum kuruluşu bir araya getirilerek “ayrımcılığı önle platformu” kuruldu ve hak temelli eğitimler verildi. Ayrımcılığı Önle projesi kapsamında halkın ayrımcılığa bakışının tespit edilmesi için bir kamuoyu araştırması yapıldı. Engelli Konumlandırma, Algı ve Ayrımcılık Araştırması, engelli ve engelsiz olmak üzere iki farklı gruba uygulandı. Anket, Türkiye’nin genel demografik yapısını yansıtacak şekilde 9 ilde 241 engelli ve 178 engelsiz kişiyle yüz yüze görüşme yöntemiyle gerçekleştirildi.
 
Son düzenleme:

DÜŞ GEZGİNİ

Üye
Üye
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
240
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Niye kimse yorum yazmamış? Hiç mi kişisel tecrübeniz yok?
Ben yazayım görüşümü. O araştırmaya inanıyorum ama oranın abartıldığını düşünüyorum. Bana kalırsa halkın %10-20 engelli komşu istemez. Roportajda niye herkes olumlu yaklaşmış? Tabi kamera karşısında söylenen laflarla ankette söylenenler farklı olabilir. Birde ankette tam olarak ne soruldu onuda bilmek lazım.
 

KARDELEN

Üye
Üye
Katılım
Mar 16, 2011
Mesajlar
60
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
merhabalar ne kadar engelliler hakkında insanları uyarsakda duysalarda inan kafadan hasta insanlar var onlar beni bedenden hasta görsede ben kendimi engelli görmüyom asıl engelli onlar ben 12 daireli binada yaşıyom çok bilmiş kendilerini yüksekde sanan insanlar komşularım en az 4 daireden bana karşı çok söz duydum binaya rampayı yakışdırmıyolar sandelyemi aşagı sıgınakda durmasını görmek isdemiyolar görünümü bozuyomuş diye hep rahatsız ettiler bende hayatda hiç demediğim sözü dedim yalan işim olmaz dedim birgün o rampadan cıkmaya çalışırsanız sizide görürüm dedim hiç kimse isdemezdi muhtaç olmak kapının önünde arabam görünü bozuyomuş o benim ayakkapım senin nasıl duruyosa hakkın yok dedim anlayacanız hayat bu kadar acımasız insanlarda var .sevgiler.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
48
Röportajdaki gibi malesefki herşey süt liman değil o sorular 10 kişiye sorulmuşsa eminim 5 tanesi samimi fikirlerini söylememişlerdir. Kamera önünde takınılan o duyarlılık maskeleri yine iş başında diye düşünüyorum. Benim oturduğum mahallede benim bizzat bildiğim 4 tane engelli var bunların 3 ortapedik engelli bir taneside görme engelli tabiki başkada vardır belki ama benim tanıdıklarım bunlar.

Ortapedik engelli olanların 2 tanesi ile birebir diyaloglarımız olmuştur. Bir tanesi tekerlekli sandalyesine taktırdığı bir aparatla mendil falan satarak geçimini sağlamaya çalışıyor. Bu insanın o taktırdığı aparat bir gün düşmesi sonucunda bütün sattıkları yerlere serildi tesadüfen ordan geçerken tanık olduğum bu olay insanların nekadar duyarsız olduğunu bir kez daha gösterdi. hiç kimse oralı bile olmadan yanından geçip giderken yardımı yapan çocuklar oldu. Bu insan mahhallemizin bir bireyi etrafındakiler ondan rahatsız olmasalardı sanırım en azından bir yardım eli uzatırlardı. Malesefki etrafında engelli insanları görmek istemeyen çok sayıda insan var. Aynı şekilde okullarda bile engelli bir çocukla kendi çocuğunun bir arada olmasından rahatsızlık duyanlar var. Bu konuda söylenecek aslında çok söz var ama ne desek nafile önce insan olmak lazım.
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Kamera önü eğer kayıttaysa işlem tamamdır.. O kaba, düşüncesiz, sanki her zaman sağlıklı kalacakmışcasına yaşayan, insanları küçümseyen, kendisi rahatsa, sağlıklıysa karşısındaki insana ne olursa olsun umurunda olmayan.. İşte o insan gider ve yerine kibarlıktan kırılan, sevecen, yardımsever, duyarlı insan gelir ama kamera gider aynen kaldığı yerden devam.. Maalesef toplumumuzda böyle insanlar oldukça fazla; o yüzden bu benmerkezci davranış biçimi kalkmadıkça hiç birşey yaşamımızda değişmeyecektir düşüncesindeyim.. ( Herkes için söylenemez ama çoğu insan için bu yazdıklarım aynıdır.. )

Yukarıda yazdıklarıma örnek olması babında geçen hafta yaşadığım bir olayı anlatayım..

Astigmat gözlüğüm kırılmıştı yenisini yazdırmak için hastaneye randevu almadan gittim sıra almak için koridoru döndüm kii amanınn :) en az 100 kişi tek sıra halinde numara almak için bekliyor.. bende bir kenarda beklemeye başladım.. Sıra vermek için kayıt yapan 2 bayan geldi masaya oturdu vee hücum başladı sıra vs kalmadı :) tekrar sıraya dizildiler özel güvenlik eşliğinde..Neyse ben hani engelliyim ya, muayene önceliğim varya hani.. sıranın başına sekreterin yanına gittim arkadan sesler yükselmeye başladı hoopp hemşerim araya girme! bi yaşlı amcam varki görmeniz lazım yaşı 65-70 var lannn! kaynak yapma sıranın arkasına geççç! döndüm kibarca amca ben engelliyim önceliğim var bak yukarıda tabelada yazıyor dedim arkamı döndüm.. Amcam hız kesmeden bunlar yalancı, bunların hiçbir şeyi yok baksana şuna senden benden sağlam!!

( bende dış görünüşte bişey yok ne varsa içte var damarlarda :) dışı seni içi beni yakar misali ) insanım sonuçta ömrümde böylesi bir hakarete maruz kalmadım sinirlendim ama karşımdaki insanda yaşlı saygısızlık etmek istemiyorum.. Sabır çektim hiç cevap vermedim amcam tam gaz devam hakarete, artık kayıt yapan bayan bağırdı amca arkadaş engelli ve ayrıcalığı var saygılı olun lütfen! neyse kız bana sırayı verdi amcam hala bunun neresi engelli ? ben daha fazla dayanamadım sadece amca haddini bil! saygısızlık yapıyorsun benide sana saygısızlık yapmaya zorlama dedim amca sustu..

Geçtim oturdum sıram gelsinde o nalet yerden biran önce çıkıp evime gideyim diye, bir baktım amcam adeta kılıcı kınından çıkarmış düşman askerine Allah Allah der gibi geliyor bir yandan da bunun neresi sakat bunlar adamını buluyor alıyorlar raporu! bunlar hasta masta değil.. Ben iyice sinirlendim kalktım gittim yanına yüksek sesle bana bak amca babam yaşındasın sabrımı ve şansını zorlama saygısızlık yapmak istemiyorum sana.. Amcam biraz korktu ve bana tamam git git yanımdan otur yerine; benim ellerim titriyor sinirden, amca senin neyin var? diye sordum oda gözlerimden rahatsızım gözlük için geldim bende amca senin gözlerinde birşey yok ki gözlüğü ne yapacaksın bana sen nerden bileceksin doktormusun sen :) bende amca dış görüntüme bakarak benim engelli olduğuma inanmıyorsun, ben sana inanmadığımda da sen doktormusun diyorsun yazık amca çok yazık bu yaşa boş yere gelmişsin dedim ve hayatımda ilk defa bir büyüğüme sesimi yükselttiğim için buruk bir şekilde oradan uzaklaştım.. İşte o kadar hakaretide sırf yaşına hürmeten sineye çekmiş oldum..

İşte toplumumuzun büyük bir kısmı kamera arkasında bu kanıda..

Hoş kalın..
 
Son düzenleme:

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,056
Tepkime Puanı
91
Puanları
48
ŞİZOFRENİ ile ilgili bir video: (röportajlar da var!..)

video: ibrahim uyanık
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Selam Arkadaşlar,

Sinema filmleri, diziler, sokak röportajları yada kameranın bilinen bir şekilde çekim yaptığı her kayıt kamera arkasını yansıtır. Konu ne olursa olsun çekimler makaslanır, büyük bir montaj aşamasından geçirilir deyim yerindeyse süzgeç misali gerçeği yansıtan her tür cümle söküp atılır, defalarca yinelenerek gerçekleştirilen çekimler sonrası elde kalan görüntülerde mükemmellik yaratılmak istenir. Ses, görüntü kalitesinde en iyi sonuç alınıncaya kadar işlemler devam eder. Bütün bunlar kamera arkası çalışmalardır. Kaydı kamera önüne sunmadan yapılan tüm işlemler.

Oysa Hayat tekrarı yaşanmayacak kadar gerçek, doğal, sade ve çıplaktır. Bu çıplaklığın içinde gerçekler vardır. insanların mimikleri, davranışları, düşünceleri ve gerçekte kamera arkasında bile saklayamadığı bilinçaltına itilmiş önyargıları. O yüzdendir ki sokak röportajları belli bir konuda belki fikir verebilir ama bana göre asla gerçeği yansıtmaz!

Türk halkının engellilere bakış açısı bellidir. Bunu anlayabilmeniz için sokak röportajına gerek yok bizzat yaşayarak, gerçeklere tanıklık ederek zaman içinde kendiniz öğrenirsiniz. Hem de ne öğrenme!!!

Bu ülke az gelişmiş bir ülke, bu toplum birçok konuda gelişimini tamamlayamamış, bu halk engellilik kavramının ne olduğunu bile çözememiş , bilinçsiz bir kitlesel hareketlerin özelden genele değilde genelden özele yayıldığı ( ters orantılı) engelli hareketini hareketsizlik olarak algılayan insanlardan oluşan engellilere yaşam hakkı bile tanımayan bencil, saygısız, görgüsüz, kaba, sosyal ilişkileri zayıf, ekonomik güçten yoksun engelli zihniyetlerle donanmış kişilerden oluşur büyük çoğunlukla ama istisnalar kaideyi bozmaz. Bu anlamda engelli komşusunu gönülden kabullenen, engelli çalışan isteyen yada engelli bir çocuğun kendi sağlıklı çocuğuyla aynı sınıfta okumasına gözyuman velilerde yok değildir.

O kadar yorgunum ki bu konuda yaşadıklarımdan yola çıkarak sayfalar dolusu yanıt yazabilecek kadar materyalim varken şimdi kısaca kesmek de istemiyorum ama video asla gerçeği yansıtmıyor!

Belki verilen oran biraz abartılı olabilir ama bu röportajda gizli kamera kullanılsa yada hayatın gerçeklerini çıplak gözle izlediğinizde sonucun hiç de video kayıtlarındaki kadar iyimser olmadığını farkedeceksiniz. Bu çok acımasız gelebilir ama hayat film değil. Video kayıdındaki sevimli, iyiniyetli insanlardan oluşmuyor bu halk. İçlerinde o kadar İNSAN olamamışlar var ki ( komşu, öğretmen, işveren, esnaf, mütahhit vb vb ) gördüğünüzde, yaşanan olaylara tanık olduğunuzda; bu olmamış yaradan buna hiç mi vicdan vermemiş diyebiliyorsunuz.

Toplumdaki birçok kişi, örneğin zihinsel engelli birinin, kendisine zarar verebileceği ya da gürültü yapabileceği gibi kaygılar besleyebiliyor. Ya da ortopedik engelli kişinin apartmanın görünümünü değiştirecek ya da mali yük getirecek (rampa, asansör vb) düzenlemeler yaptıracağı için komşu olarak görmek istemeyebiliyor.

İşte gerçeğin ta kendisi bu cümleydi o yüzden aldım. Size komik bir şey söylesem ama trajikomik ne acıdır ki bu ülkede engelliliğin bulaşıcı olabileceğini düşünenler bile var benim güzel yurdumun insanı o kadar cahil bırakılmış ki engellilerin dünyasını anlamak hayal gibi onlar daha engelli kelimesinin anlamını bile bilmiyor:(
İnsan bilmediğinden çekinir yani cehalet korkuyu da beraberinde getirir. Bugün bina önüne yapılması gereken bir rampayı görüntü kirliliği olarak addeden mimarların, mühendislerin, mütahhitlerin yarınlarda o rampanın bir insan için olmazsa olmaz yaşamsal öneme sahip olabileceği gerçeğini göremiyorlar. Hatta bu konuyla ilgili yazılmış bir öykü vardı öykü yarışmasına katılan eserler arasında okurken beni ağlatan. Bulursam buraya eklerim belki bir okuyan olur...
 

akanyildiz

Üye
Üye
Katılım
Ara 18, 2011
Mesajlar
49
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Ben engelli bir kardeşiniz olarak yaşamımda çok ayrımcılıkla karşılaştım. Şimdi yaşadıklarımı yazarsam, buradan köye yol olur.

Yunan tragedyaları beni Yunan mitolojisine götürdü. Çünkü, mitoloji bilmeden o tragedyaları anlayamıyorsunuz. Sonra topal bir Hephaistos çıktı karşıma. Okudum bu topalın söylencesini. Aaa! O da ne? Nasıl da benziyor yazgısı birbirimize. Olamaz canım! İnsanlık bir milim ilerlemedi mi? İlerlememiş meğerse.

Nasıl olur? Engellilerin tarihini araştırdım kendimce. Bir de gördüm ki, sakatlığa yüklenen her olumsuz anlam çeşitli hurafelerin, türlü türlü bağnazlıkların eseriymiş. Yalnızca o mu? İnsanın taptığı çeşitli putlar varmış mesela. Egemen anlayış öyle bir sistem kurmuş ki, sakat bedeni lanetlemiş yüzyıllarca. Birilerinin üstünlüğü ötekilerin azabı olmuş. İnsan soyu hep normlarla dolu bir dünya kurmuş. Sonra da bu normları birbirine aktararak bir kültür oluşturmuş.

İyi tamam, onu anladık da, engellileri dışlayanlar, onunla alay edip üstünlük taslayanların vicdanı yok mu? Vicdanları dile gelmez mi bu çoğunluğun? Vicdan çocukken oluşurmuş. Çocukta yetenek halinde bulunan vicdanı oluşumu bir eğitim sorunuymuş.

Engellileri aşağılayanlar, onları istemeyen büyüklerin çocukları da onlar gibi olurmuş. Çünkü, vicdan çocuğun anne, babası ve sevdikleriyle özdeşleşmesinin sonucuymuş.

Durmadım yola devam dedim. Kötülüğün nedenlerini araştırdım. Bir sürü kişilik bozukluğuyla yüz yüze geldim. Her şeyin başı sevgisizlikmiş. İşte böyle. Ne çok şey borçluyum bana kötülük edenlere. Bana hep yol gösterdiler. Unutmadım onların yaptığı kötülükleri. İçim halen sızlar aklıma gelince. Ama insan acılar olmadan değiştiremezmiş kendini. Bunu anladım.

Gördün mü ey dolu yüreğim! Coştukça coştun, söyleyeceklerini unuttun.

Ayrımcılık, dil, din, ırk, mezhep, cinsiyet, görüntü v.b. bakımından insanların baskıya uğrayıp damgalanmasıdır kabaca.

Ben de bu videonun gerçekleri yansıttığını düşünmüyorum. Toplum engellileri istemiyor. Çünkü, engellilik olgusuna çok negatif bakıyor. Tarihsel olarak çok da iyi bir geçmişimiz yok. Atalarımızdan aldığımız kültür etkileşimi bugünü belirliyor.

Sağlam beden ideolojisi sistemin tüm araçlarıyla topluma pompalanıyor.

Egemenlerin belirlediği ölçütlere göre, düşündüğümüz için çoğunluğun dediği “normal” , “anormal” kalıplarını benimsiyor toplum. Böylece kendinde bir üstünlük görüyor.

Dil, düşüncelerin aktarılmasıdır. Dilimizle engeliler aşağılanıyor.

Toplum bu konuda bilinçsiz. Örneğin, otizmi ya da spastik olmayı “delilik” olarak görüyor.

Ta eski Yunan’dan beri güzelliğin ve normalliğin ölçütleri belirlendiği için, bunun dışında kalanları ucube olarak görüyor.

Kapitalizmin insanı meta düzeyine düşürmesi ve piyasa ekonomisinin olması, sakat emeğini değersizleştiriyor.

Kapitalizmin değersizlikleri insanı bozuyor. İnsan bencil, çıkarcı ve rekabet eden bir yaratık haline geliyor. Empati duygusu gelişmeyince, engelliyi bir yük olarak görüyor. Arkadaşlar, niçin toplumun engelli komşu istemediğini ya da velilerin okullarda engelli çocuk istemediğini yazmışlar. Onlara değinmeme gerek yok. Patronlar, engelli istemiyor çünkü, prezantabl olmak vitrini için gerekli. Hem niye para harcasın iş ortamını engelliye ayarlayacağım diye? Para tapılan bir şey.

İnsanlar, kimlikler üzerinden ayrıştırılıyor. Böylece, hep farklı olana olumsuz bakmayı öğreniyor.

Toplumda, bir şeyi bilmeden fikir sahibi olmak moda. Engellileri bilmediği için, hem ondan çekiniyor, hem de tanımadığı için korkarak yaklaşıyor.

Engelliler, eğitim alabildiğinde, rehabilite edildiğinde, alt yapı ve üst yapı sorunları ortadan kalktığında, kendi yaşamlarını kendileri idame ettirebiliyorlar. Ancak, bunu bilmeyenler, engellileri yeteneksiz sanıyor. Oysa teknoloji ile engellilik engel olmak çıkıyor.

Kent paylaşmak demektir. Kent ortaklık demektir. Ne yazık ki, bu kültür yok bizde.

Bu konuda daha çok şey söylenebilir. Sözün özü, insanlaşmak kolay değil. İnsan doğulmaz, olunur diyorum. Herkese iyi akşamlar…
 

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,497
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Arkadaşlar bu tartışmayı yaparken sakın ola bize yapılanı bir başkasına yapmaya kalkmayalım. :)

Yani toplum (daha anlaşılır olması açısından bildik manada sağlam insanlar) bizleri “ötekileştirirken” bizde toptan onları “ötekileştirme” hatasına düşmeyelim. İstatistikler bilimsel yalanlardır, diye bir söz var. Ben Sabancı vakfı tarafından desteklenen bu araştırma sonuçlarının abartıldığına inanıyorum. Anketör’lerin tam olarak ne sorduğunu soru(lar)da yönlendirme olup olmadığını bilmiyoruz. Tüm dünya ülkeleri içinde en güzel yüreğe sahip insan(lar) yurdumun insanıdır. (çok mu milliyetçi bir söylem oldu. )

Bilimsel veriler, araştırma sonuçlarından ziyade hayatın bana öğrettikleri, kişisel tecrübelerim hayatı ve insanı anlamamda benim için daha önemlidir. Evet toplumda engellilere karşı (özellikle zihinsel engelliler, down sendromu, spastik engelliler) bir önyargı var ama bu oranın ankette söylendiği gibi %50-70 lerde olduğuna inanmıyorum. Daha geçen hafta Bolu’da yaşayan bir arkadaşım yazın akülü sandalyesiyle oturduğu apartmandan aşağı inmek için binaya kendi imkanlarıyla dışardan asansör yaptığını, ama daha sonra apartman sakinlerinin “görünümü bozduğu” gerekçesiyle asansörü söktürdükleri ağlamaklı bir sesle anlatmıştı. Ve fakat her şeye rağmen sokakta, parkta, bir dükkana girmek için zorlandığımda nasıl yardım edebiliriz diye koşturan etrafımda pervane olan bunu yaparken de son derece kibar ve saygılı insanlarla binlerce kez karşılaşmışımdır.

Bu konu altına yorum yazan hiçbir arkadaşımız topyekûn bir suçlamada bulunmasalar da konuyu ilk defa okuyan ve dışardan bir insanda bu izlenim olabileceğinden bu notuda düşmek istedim.
 

Birey

Üye
Üye
Katılım
Eki 13, 2011
Mesajlar
528
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Ben anlamadım, rahatsız olma hakları mı var ki böyle bir sorunun peşinde koşmuşlar? ( Sabancı vakfı için diyorum, sabancılardan sonra konunun merak edilmesi doğal elbette ) Ha bir insana "Müslüman, Yahudi, Eşcinsel, Ateist, Türk, Arap... bir komşudan rahatsız olur musunuz" diye sorulmuş ha "engelli bir komşudan rahatsız olur musun" diye...

Ortada komşuya ait bir durum var kim hangi hakla rahatsız oluyormuş? Rahatsız olanlar rahatsız olanlardır :)
 

uygarçağdaş

Üye
Üye
Katılım
Kas 16, 2014
Mesajlar
75
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yaş
59
Kamera önü eğer kayıttaysa işlem tamamdır.. O kaba, düşüncesiz, sanki her zaman sağlıklı kalacakmışcasına yaşayan, insanları küçümseyen, kendisi rahatsa, sağlıklıysa karşısındaki insana ne olursa olsun umurunda olmayan.. İşte o insan gider ve yerine kibarlıktan kırılan, sevecen, yardımsever, duyarlı insan gelir ama kamera gider aynen kaldığı yerden devam.. Maalesef toplumumuzda böyle insanlar oldukça fazla; o yüzden bu benmerkezci davranış biçimi kalkmadıkça hiç birşey yaşamımızda değişmeyecektir düşüncesindeyim.. ( Herkes için söylenemez ama çoğu insan için bu yazdıklarım aynıdır.. )

Yukarıda yazdıklarıma örnek olması babında geçen hafta yaşadığım bir olayı anlatayım..

Astigmat gözlüğüm kırılmıştı yenisini yazdırmak için hastaneye randevu almadan gittim sıra almak için koridoru döndüm kii amanınn :) en az 100 kişi tek sıra halinde numara almak için bekliyor.. bende bir kenarda beklemeye başladım.. Sıra vermek için kayıt yapan 2 bayan geldi masaya oturdu vee hücum başladı sıra vs kalmadı :) tekrar sıraya dizildiler özel güvenlik eşliğinde..Neyse ben hani engelliyim ya, muayene önceliğim varya hani.. sıranın başına sekreterin yanına gittim arkadan sesler yükselmeye başladı hoopp hemşerim araya girme! bi yaşlı amcam varki görmeniz lazım yaşı 65-70 var lannn! kaynak yapma sıranın arkasına geççç! döndüm kibarca amca ben engelliyim önceliğim var bak yukarıda tabelada yazıyor dedim arkamı döndüm.. Amcam hız kesmeden bunlar yalancı, bunların hiçbir şeyi yok baksana şuna senden benden sağlam!!

( bende dış görünüşte bişey yok ne varsa içte var damarlarda :) dışı seni içi beni yakar misali ) insanım sonuçta ömrümde böylesi bir hakarete maruz kalmadım sinirlendim ama karşımdaki insanda yaşlı saygısızlık etmek istemiyorum.. Sabır çektim hiç cevap vermedim amcam tam gaz devam hakarete, artık kayıt yapan bayan bağırdı amca arkadaş engelli ve ayrıcalığı var saygılı olun lütfen! neyse kız bana sırayı verdi amcam hala bunun neresi engelli ? ben daha fazla dayanamadım sadece amca haddini bil! saygısızlık yapıyorsun benide sana saygısızlık yapmaya zorlama dedim amca sustu..

Geçtim oturdum sıram gelsinde o nalet yerden biran önce çıkıp evime gideyim diye, bir baktım amcam adeta kılıcı kınından çıkarmış düşman askerine Allah Allah der gibi geliyor bir yandan da bunun neresi sakat bunlar adamını buluyor alıyorlar raporu! bunlar hasta masta değil.. Ben iyice sinirlendim kalktım gittim yanına yüksek sesle bana bak amca babam yaşındasın sabrımı ve şansını zorlama saygısızlık yapmak istemiyorum sana.. Amcam biraz korktu ve bana tamam git git yanımdan otur yerine; benim ellerim titriyor sinirden, amca senin neyin var? diye sordum oda gözlerimden rahatsızım gözlük için geldim bende amca senin gözlerinde birşey yok ki gözlüğü ne yapacaksın bana sen nerden bileceksin doktormusun sen :) bende amca dış görüntüme bakarak benim engelli olduğuma inanmıyorsun, ben sana inanmadığımda da sen doktormusun diyorsun yazık amca çok yazık bu yaşa boş yere gelmişsin dedim ve hayatımda ilk defa bir büyüğüme sesimi yükselttiğim için buruk bir şekilde oradan uzaklaştım.. İşte o kadar hakaretide sırf yaşına hürmeten sineye çekmiş oldum..

İşte toplumumuzun büyük bir kısmı kamera arkasında bu kanıda..

Hoş kalın..


Antalya'da yaşıyoruz eşimle 1.5 yıldır . Uzun süren diyaliz sonrası ikimiz de börek nakli olunca ,Ant.Beld.den engelli toplu ulaşım kartı almıştık .

Üç engelli kişi olarak otobüse binip yolculuk yaparken (otobüste +- 50 kişi vardı )şoför söylendi durdu .Anlaşılan otobüsün sahibi idi .. '' sabahtan beri iki otobüs dolusu engelli taşıdım boşuna çalışıyoruz !!!'' diye söylendi durdu .... Bekledik bekledik halen söyleniyordu ..
Şoföre '' beyefendi zarar ediyorsan ,buyur belediyeye lisansını iptal ettirelim ,yol kenarında ördekler seni bekliyor , biz belediyeye bildirme işini üstümüze alıyoruz. plakan da belli . Boş yere çalışmamış olursun . Belediye zaten seninle sözleşme yaparken ,bizim haklarımızı size onaylatıyor kabul ediyorsunuz !'' dedim ..

Sanırım bozuldu .soğuk soğuk terler dökmeye başladı ,fazla üstüne gitmedim ,kaza yapabilirdi .
Ankara'da gazilere ters davranan artık dinin -imanın para olduğunu keşfeden otobüs şoförü aklıma geldi de . ..

Ama çoook iyi ,insaflı şoförlerinde var olduğu ; Engellileri ,özellikle tekerlekli sandalyeleri görünce ,hızlanıp durak önünde güya sollayıp geçen araçları da ,... durak da inip engelliyi zorunlu olmamasına rağmen kucaklayıp bindiren şoförleri de gördüm

Bir de, İzmir'de Belediyenin kendi işlettiği zamanlarda Resmi belediye Otobüsünde saksı saksı canlı çiçekleri ,eşinin ördüğü dantellerle süslediği, şoförü ise 20 yıldır unutamıyorum ..
Özellikle Fethiye'de Çalış yönünde şoförlük yapan sahıslara ne kadar teşekkür-dua etsem azdır .
 

DORLION

Üye
Üye
Katılım
Kas 19, 2014
Mesajlar
81
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
benim çektığım belgeselde konu olmuş buraya .. sokakta rastgele vatandaslara sorular sordum .. bılınçlı olan da vardı ..bilmeden korkanlarda .. ama sevındırıcı noktaya doğru gıdılıyor
 

sinandeniz

Üye
Üye
Katılım
May 23, 2010
Mesajlar
890
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
ee hani röpörtajlarda kime sorsan engellilerden bi şikayeti yok :) e zaten Türkiye halkının en güzel yaptığı şey görüntüde şapur şupur kucak kucak engelliye ama icraatda he o hangisi ben tanımıyorum öyle birilerini yani engelli haklarını özetleyecek kelime laf çok icraat hiç yok
 

DORLION

Üye
Üye
Katılım
Kas 19, 2014
Mesajlar
81
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Çektiğimiz belgesel 2 bölüm halinde kelebek etkisi ve şizofreni .. konu hasta bendim . spiker olarak soru yönlendirme yaptım .. TRSM hizmetlerinin katkıları tedavi şekli anlatıldı . caddelere çıkıp sorular sordum . hasta yakınlarıda vardı korkanlarda vardı şizofrenden . çok kişiye soruldu olumlu cevap çoktu . SAĞLIK BAKANLIĞI ve BİLİM ilac firması desteği ile hazırlandı . Ödüller alındı röpatajlar verildi yerli ve yabancı basına gayet başaralı bulundu .
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,056
Tepkime Puanı
91
Puanları
48
Selamlar Dorlion Kardeşim,
Bu sitede bir hem-dert arkadaş görmek çok güzel.
Siteye Hoş geldin, Yeni Yöneticilik görevinde de başarılar dilerim.
Belgeselinizi araştırmalarım sırasında izledim, beğenip burada paylaştım.
Önce obez sonra iflah olmaz bir sigara tiryakisiyim. (Şizofreni hastalığına yakalanalı 15 yıl oluyor. Solian 400 kullanıyorum, ama şu an için bu en son derdim.)
Beş yıldır Meb’de memurum. Okulumda işler biraz yoğun, siteyi okuyabiliyorum sadece cevap yazma şansım pek olmuyor.
Sana muvaffakiyetler dilerim.
Saygılarımla…
 

DORLION

Üye
Üye
Katılım
Kas 19, 2014
Mesajlar
81
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Geçmiş olsun moderator arkadaşım unuttum29 .Teşekkür ederim iyi niyetlerin için :)... Uzun süredir TRSM faaliyetlerinden yararlandım yararlanmaya da devam ediyorum . Bu yapılan çalışmalar çekimler - ropartajlar ve verilen konferanslar ile bizim gibi hastaların da umut ışığı olduğu belirtilmektedir . Olumlu sonuçlar açıkça gözlenmektedir bende.. Topluma değinirsek bu hastalığı korkarak endişe ile takip ediyolar . Yakınlarında çıkmayacağını ve olmayacağını sanıyorlar .. Yakalanma riski 100 kişide 10 kişi oranındadır . Nerde ve kimde çıkacağı pek tahmin edilemiyor .Elimizden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum .
 
Tekerlekli Sandalye
Üst