Türkiye ve Dünya'da Başarılı Engelli Sporcular

Sağlık Teknikeri

Üye
Üye
Katılım
Haz 8, 2010
Mesajlar
1,090
Tepkime Puanı
23
Puanları
38
Arkadaşlar, Türkiye'de dünyada başarılı engelli sporcuların biyografilerini bu başlık altında paylaşalım.

İlk paylaşımlar benden gelsin.

Semra Taş Özer

agziyla-ok-atan-milli-sporcu-protez-istiyor_o.jpg


*Bedensel engelli sporcu Semra Taş Özer, bir kaza sonucu kaybettiği parmakları olmadan dişleriyle ok atarak olimpiyatlara hazırlanıyor.
** Muğla’da yaşayan, 7 aylıkken şöminenin üzerine yuvarlanarak yüz ve kolları yanan bedensel engelli sporcu Semra Taş Özer (24), 2008′de Pekin’de düzenlenecek
Paralimpik Olimpiyatları’nda dereceye girmek istediğini söyledi.
** Semra Taş Özer, 7 aylıkken kundakta ocağın yanına yatırıldığını ve talihsiz bir şekilde yanan ateşe yüz üstü yuvarlandığını kaydetti.

*Üzücü olay sonrası kol ve elleri ile yüzünde yanıklar oluştuğunu, saçlarının ise yeniden ekildiğini ve parmaklarını ise kullanamadığını belirten Özer, şunları söyledi:** ”Lisede öğrenciyken beden eğitimi öğretmenimin önerisiyle 1998 yılında okçuluğa başladım. Eğer yapabileceğim başka bir spor dalı olsaydı belki onunla
ilgilenirdim. Makaralı yaylar kategorisinde derecelerim var. Parmaklarım olmadığı için oku dişlerimle tutarak atıyorum. Keşke parmaklarımı kullanabilseydim.
** Mekanik bir protez taktırmak gerekiyor. Yurt dışında takılıyormuş. Fakat imkânım olmadığı için yeterince araştıramadım. Çünkü özel bir şirkette asgarî
ücretle çalışıyorum. Üstelik kullandığım yay da bir başka sporcuya ait. Eğer bir yayım olursa, Pekin’deki Paralimpik Olimpiyatları’nda dereceye girmek
istiyorum. Kendime böyle bir hedef koydum.”
** Diş ile ok atmanın zor olduğunu ancak başka türlü şansının da bulunmadığını belirten Özer, sporun ise hayatında önemli bir yer tuttuğunu söyledi.
** Bedensel engelli sporcu Özer’in antrenörü Muhlis Öc ise kendisinin Çankırı’da yaşamasına rağmen zaman zaman Muğla’ya giderek antrenman yaptırdığını
kaydetti. Öc, Özer’i dünya şampiyonası ve olimpiyat oyunlarına hazırlamaya çalıştığını söyledi.**
SPORLA HAYATA YENİDEN BAĞLANDI…*
***** Bedensel Engelli Milli Atıcı Korhan Yamaç, sporun önemini ve insan yaşamındaki olumlu yönlerini engelli olduktan sonra daha iyi anladığını söyledi.
** ***Yamaç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 10 yılı normal ve 11 yılı da engelli olmak üzere yaklaşık 21 yıldır atıcılık sporuyla ilgilendiğini söyledi.
***** Mardin’in Ömerli ilçesinde teğmen olarak görev yaparken mayına basarak sağ bacağını kaybettiğini anımsatan Yamaç, olaydan sonra engelli olduğu için
spor yapamayacağını düşünerek üzüldüğünü belirtti.
** ***Tedavisi sürecinde spora ara vermesine rağmen, protez bacak takılmasından 15 gün sonra düzenlenen bir yarışmaya katılarak şampiyon olduğunu ifade
eden Yamaç, şunları söyledi:
**** ”Engelli olmayan insanların arasında acı çekerek attığım yarışmada birinci olunca yeniden doğduğumu hissettim. Çünkü kendimi yarışmada görmek istedim
ve yeniden başarabileceğimi de fark ettim. Şu an spor benim hayatım. Sporla ilgilenmiyor olsaydım bu kadar çabuk adapte olamazdım. Başarabildiğimi görünce
kendime olan güvenim de arttı. Bu işin sırrı hayata küsmemekte, aktif olarak yaşamda kalmakta.
**** *Kazadan sonra ikinci bir yaşam şansı doğdu benim için. Bir çok şeyin farkında değilmişim o zamana kadar. Sağlam olmanın ne mükemmel bir şey olduğunu,
engelli insanların yaşayabileceği sorunları öğrendim. Bakış açım değişti. Her şeyi, günlük hareketleri yeni baştan öğrendim. Eskiden hayatın bu kadar anlamlı
olduğunun farkında değildim. ‘Artık bir şeyleri ertelemeyeceğim, hayatın tadını çıkaracağım’ diye kendi kendime söz verdim.”
**
**100′ÜN ÜZERİNDE ULUSLAR ARASI MADALYA
**
**** Engelli olduktan sonra hayata daha anlamlı bakmaya başladığını belirten Yamaç, sporu engelli olmadan önce de yaptığını fakat sakatlandıktan sonra
önemini daha iyi anladığını söyledi.
** ***Olay sonrası sporu önceleri öylesine yaptığının farkına vardığını ve şu an hayattan kopmadığını ifade eden Yamaç, kaza sonrası atıcılığın kendisini
yeniden hayata bağladığını belirtti.
** ***Bedensen Engelliler Spor Federasyonu’nun 2002 yılında kurulmasının ardından buraya bağlı olarak sporla ilgilendiğini anlatan Yamaç, ”Engelliler
kategorisinde de bir çok yurt dışı başarısı elde ederek rekorlar kırdım. Olimpiyat derecelerinin de bulunduğu yaklaşık 100′ün üzerinde uluslararası madalyam
var. Bana bunların verdiği başarma mutluluğunu başka hiç bir şey veremiyor” diye konuştu.
**
** *GEÇİMİNİ SPORLA SAĞLIYOR
**
** ***Birçok engellinin eve kapanarak, hayata küstüğünü ve bunun doğru olmadığını savunan Yamaç, özellikle sporun engelli kişilerin hayata bağlanmalarında
çok önemli bir araç olacağını ifade etti.
** ***Başkalarına bağımlı yaşamamak ve sosyal hayatın içinde yer almak için bir spor branşıyla ilgilenilmesi gerektiğini anlatan Yamaç, açıklamasını şöyle
sürdürdü:
** ***”Ben şu an sadece sporla ilgileniyorum. Geçimimi de sporla sağlıyorum. Engelli olmak sporuma olumsuz bir etki yapmadı. Aksine daha bilinçli olmama
ve yaşadığım günün de değerini bilmeme yardımcı oldu. Gelecek yıl Almanya’da düzenlenecek olan Avrupa Şampiyonası için hazırlanıyorum. Hedefim burada da
Türkiye’yi en iyi şekilde temsil ederek madalyayla ülkeme dönmektir.”
**** Engelli olduktan sonra 2004 Atina Paralimpik Olimpiyatları’nda dünya rekoru kırdığını ve 2005 yılında Avrupa şampiyonluğu elde ettiğini belirten Yamaç,
Türkiye’deki yarışmalarla birlikte yaklaşık 300′e yakın çeşitli dereceleri kapsayan madalyalarının bulunduğunu sözlerine ekledi.
 
F

Fırtına

Guest
sağlık teknikeri,

çok güzel düşünmüşsün.. teşekkür ederim..
türkiye ve dünya da başarılı engelli sporcularımızı tanımak adına yararlı bir paylaşım..
 
F

Fırtına

Guest
Çobanlıktan dünya üçüncülüğüne (serdar aydın..)

coban_9cb007c137.jpg



Görme engelli Serdar'ın alkışlanacak başarısı;

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Kağıtspor Kulübü görme engelli judocusu Serdar Aydın`ın hayat hikâyesi sporun insan hayatına kazandırdığı katkıyı gözler önüne seriyor. Başarılı sporcunun köyde çobanlık yaptığı meralardan, ay yıldızlı forma ile Dünya ve Avrupa üçüncülüğü kazandığı judo minderine uzanan başarı öyküsü sadece engellilere değil tüm sporculara örnek teşkil ediyor.

ÇOBANLIK YAPIYORDU

Büyükşehir Belediyesi Kağıtspor Kulübü engelli judo takımı kurulduğu 2006 yılından itibaren elde ettiği başarılar ile adını Türkiye ve Dünya`ya duyurmayı başardı. İşitme ve görme engelli olarak iki kategoride çalışmalarını sürdüren mavi beyazlı judo takımındaki bir ismin hayat öyküsü ise farklı bir anlam taşıyor. İşte Kocaeli`nin Maşukiye beldesindeki çobanlık yaparken sporla tanışarak Dünya ve Avrupa üçüncülüğe kadar ulaşan judocu Serdar Aydın`ın başarılarla dolu hayatı..

“ÇOK HAŞARI BİR ÇOCUKTUM”

‘Çok haşarı bir çocuktum ve her şey böyle başladı` diyerek spor serüvenini anlatan Büyükşehir Kağıtsporlu başarılı judocu Serdar Aydın, Maşukiye beldesinde hem dedesine yardım etmek hem de evine katkı sağlamak için çobanlık yapmış.. Bu süreçte okulunu da ihmal etmeyen Aydın, ortaokul ikinci sınıfta öğretmeninin isteği üzerine Jimnastiğe başlamış.. Öğretmeninin ayrılmasından sonra kısa bir süre spor yapmayan Aydın daha sonra Büyükşehir Kağıtspor Judo antrenörü Gültekin Sevinç`in sayesinde Judo sporuyla ilgilenmiş. Ardından da başarıları ardına ardına sıralamış..

BAŞARILARLA DOLU BİR HAYAT

İlk olarak Judoya başladığı ilk sene Türkiye ikinciliği elde eden Kağıtsporlu Serdar Aydın milli takıma yükselerek önemli bir başarı elde etti. “Ay yıldızlı formayı taşımak kadar çok onurlu bir duygu yok” diyen Aydın 2007 yılında ise Avrupa Şampiyonası`nda ilk uluslar arası başarısını elde etti. Başarılı sporcu burada Avrupa üçüncüsü oldu. Ardından Antalya`da yapılan 2010 Dünya Şampiyonası`nda elde ettiği bronz madalya ise onun spor hayatında önemli bir aşama olmuş.. “Üçüncülük maçına çıkmadan önce ayaklarım tutmuyordu” diyerek milli formayı taşımanın sorumluluğunu ve değerini aktaran Aydın, Dünya üçüncülüğünü kazandıktan sonra köyünde coşkuyla karşılandığını söyledi.



cb.jpg



ENGELLİLERE ÇAĞRI

Hedefinin Olimpiyat şampiyonluğu olduğunu ifade eden şampiyon judocu engellilere de önemli mesajlar verdi. Kağıtsporlu başarılı judocu ”Ben engelliyim diyerek evlerine kapanan insanlar var. Onlara spor yapmalarını tavsiye ediyorum. Hem sağlık hem de sosyal yönden çok gelişiyorsunuz. Yeni insanlar tanıyorsunuz. Hayata da sıkı tutunuyorsunuz. Gelin benim gibi spor yapın ve hayatınızı en iyi şekilde yaşayın” dedi.
 
F

Fırtına

Guest
Bileğimin hakkıyla kazandım

00364211-lhy27xvvp3.jpg



Bedensel engelliler bilek güreşi milli takım sporcusu 44 yaşındaki Şakire Annaç, sporda çok kısa bir geçmişi olmasına rağmen dünya şampiyonasına kadar uzanan büyük bir başarıya imza attı.

Gaziantep'te 8 çocuklu bir ailede büyüyen ve 2 yaşındayken geçirdiği çocuk felci sonucunda iki ayağını da kullanamayan Şakire Annaç, hayatında ilk kez 39 yaşında sporla tanıştı ve bilek güreşine başladı. Önüne çıkan bütün engelleri azmiyle aşan Annaç, 16-17 Nisan 2011 tarihinde Bedensel Engelliler Spor Federasyonu tarafından Ankara'da düzenlenen Bilek Güreşi Şampiyonası'nda sol bilekte Türkiye şampiyonu ve 9-16 Mayıs 2011 tarihinde Antalya'da yapılan Avrupa Şampiyonası'nda ise yine sol bilekte Avrupa 4. oldu.

Spor ile hayata sımsıkı bağlanan Şakire Annaç, şimdi Kasım ayında Kazakistan'da yapılacak Dünya Şampiyonası'na hazırlanıyor. Evde pencere demirlerine bağladığı bisiklet iç lastiğiyle ve ağırlık kaldırarak antrenman yapan Annaç, artı 80 kiloda sol ve sağ bilekte yarışacağı şampiyonada birincilik hedefliyor.

Şahinbey Belediyesi Gençlik Spor Kulübü lisanslı sporcusu olan lise mezunu Şakire Annaç, yaptığı açıklamada, bilek güreşi ile uğraşmaya şu anda hocası olan Ahmet Bozdemir'in vasıtasıyla başladığını belirterek, şunları anlattı;

“Protez yaptırmak için gitmiştim, orada hocamın madalyalarını gördüm, çok etkilendim. Zaten bir şeyler yapmak, birilerine örnek olmak istiyordum. İlk önce sağlığım yönünden düşündüm, daha sonra birinciliklerim geldikçe daha çok azimli oldum. Başarmak güzel bir şey. Hocamın, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu ve kulübümüzün bana çok destekleri oldu. Bu da beni daha çok motive etti, ateşledi..”

Ailesinde sporla ilgilenen başka kimse bulunmadığına dikkati çeken Annaç, başarma kararlılığını, “Engelli olduğum için diğer insanların yanında kendimi pasif ve küçük görmüyorum. Allah fiziksel olarak bazı şeyleri kısıtlamış ama beyin olarak, azim yönünden daha güçlü olduğumuza inanıyorum” sözleriyle aktardı.

“BİLEĞİMİN HAKKIYLA KAZANDIM”

Türkiye şampiyonasında 5 yıldan beri birinci olduğunu, ancak bu yıla kadar federasyondan refakatçi konusunda destek alamadığı için yurt dışına gidemediğini belirten Annaç, “Belki şu ana kadar dünya şampiyonu olmuştum. İlk yıllarda bunu kazanabilirdim ama refakatçi konusunda destek görmediğimiz için gidemedik. Bu yıl Kazakistan'da yapılacak Dünya Şampiyonası'na katılacağım. Türkiye'yi temsil etmek çok güzel. Hedefim dünya şampiyonu olmak” dedi.

Şahinbey Belediyesi'nin tahsis ettiği araçla, haftada 3 gün Şıhcan Gençlik Merkezi'ne giderek hocasıyla çalıştığını, evde de çalıştığını, genelde ağırlık kaldırdığını anlatan Şakire Annaç, bilek güreşi yapmanın çok masraflı olmadığını ifade etti. Annaç, “Bisiklet iç lastiği ile çalışıyorum. Çekme açısından, güç kazanma açısından pratiklik kazanıyorum” diye konuştu.

Annaç, spora başladığı ilk günden beri dünya şampiyonasına katılmayı hayal ettiğini ifade ederek, şunları söyledi;

“Bir şeyler başarmak çok güzel. Engelli arkadaşlarımızın okuma yazma bilmeyenleri var, 'bir şey yapamaz' demelerine inanmıyorum. Bana bu destekler var ama bu destekler kendiliğinden gelmedi, ben de bir şeyler harcadım. Düştüğüm zaman da kalkmayı bildim, elimden tutanlar sonradan oldu. Ben şu anda bisikletin iç lastiği ile çalışıyorum, bu çok pahalı değil. Evde pencerenin demirlerine bağladım ve onunla çalışıyorum. İmkanları kullanmak gerekiyor. Bileğimin gücüyle, bileğimin hakkıyla her şeyi başardım. Benim param yok. Herkes başarabilir. Hiç kimse bir işe yaramıyorum diye düşünmesin..”

“ERKEKLER GÜREŞELİM DİYOR, ONLARI RAKİP GÖRMÜYORUM”

Bilek güreşini bayanların yapmasının toplumda pek alışılmış olmadığını, çevresinde erkeklerin bazen kendisini rakip olarak gördüğünü ve bilek güreşine davet ettiğini belirten Annaç, “Onları rakip olarak görmüyorum” dedi.

Şakire Annaç, ailesinin başarısını takdir ettiğini ve desteklerini her zaman yanında hissettiğini sözlerine ekledi.

Bedensel Engelliler Federasyonu İl Temsilcisi Ahmet Bozdemir, kendisinin Gaziantep tarihinin tüm branşlarda ilk Avrupa şampiyonu olduğunu, mili takımda antrenörlük yaptığını söyledi.

Şakire Annaç'ın azimli bir sporcu olduğunu vurgulayan Bozdemir, “Belli bir yaşa kadar sporun ne olduğunu bile bilmiyordu, şu anda spor alanında oturup tartışacak konumda. Demek ki, yaş hiç önemli değil. Tüm branşlarda başarı gösterebilir. Önemli olan hedef” dedi.

Annaç ile haftada 3 gün antrenman, 2 gün de teknik taktik çalışması yaptıklarını anlatan Bozdemir, “Şu anda yaklaşık 30 kilo ağırlık kaldırabiliyor. Dünya şampiyonu olmaması için hiçbir neden yok. Kendisine çok güveniyorum” diye konuştu.
 

besk16

Üye
Üye
Katılım
Eki 2, 2013
Mesajlar
3
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Nihat demir

NİHAT DEMİR 26 10 1977 BURSA


İki yaşından itibaren koltuk değneklerine bağımlı kalan 35 yaşındaki Nihat Demir, tekerlekli sandalyesiyle Türkiye’nin adını tüm dünyaya duyuruyor. Tekerlekli sandalyesi ile normal insanların bile göze alamadığı 42 kilometrelik maraton yarışlarına katılan ve tam 4 kez dünya birincisi olan Demir, şampiyonluklarına bir yenisini daha eklemek için 21 Eylül’de Oslo’da yapılacak maratonda Türkiye’yi tek başına temsil edecek. Crown Plaza otel’de düzenlediği basın toplantısında konuşan engelli milli atlet Nihat Demir, maratona özel yapılan tekerlekli sandalye ile katılacağını açıkladı. Engelli atlet, şunları kaydetti:

“Özel yapılmış tekerlekli sandalyem ile hem ülkem hem de Bursa’yı en iyi şekilde temsil etmek için çalışacağım. Katılmış olduğum maratonlarda aldığım dereceler iyi ama Oslo’da hedefimiz birincilik olacak. Elimizden geldiğince mücadelemizi bırakmayacağız. Daha önce 26 ülkede yarışma koştum, 4 dünya birinciliğim var. Geçen sene de 19 Mayıs’ta Macaristan’da üçüncü oldum. Daha önce koltuk değnekleriyle koşuyordum, şimdi özel bir tekerlekli sandalye aldık. Bundan sonra ülkemizi daha başarılı temsil edeceğim. Çok profesyonel sporcular var. Oslo Maratonu’nu önemli bir sınav olacak.”

İlk kez yarışlara katıldığı 1999′da Mudanya Mütareke Koşusu’nda koltuk değnekleriyle normal sporculara karşı mücadele eden Demir, azmiyle herkesin dikkatini çekti. Daha sonra Samsun’da katıldığı yarışla birlikte adını yavaş yavaş tüm Türkiye’ye duyurmaya başlayan Demir, 1999′da katıldığı Avrasya Maratonu’nda Boğaz Köprüsü’nü koltuk değnekleriyle geçerek büyük takdir topladı. Koltuk değnekleriyle katıldığı yarışlar sonrası dünyadaki engelli vatandaşların ne yaptığı konusunda araştırmalar yapan Nihat Demir, yurtdışında engelli olan vatandaşların tekerlekli sandalye ile yarışlara katıldığını, tekerlekli sandalye ile koşu konusunda bir profesyonelleşme olduğunu öğrendi.

Bu yarışlara katılmayı çok isteyen ancak yarışlar için dizayn edilmiş olan tekerlekli sandalyesi olmayan Demir, maliyeti yüksek olan bu tekerlekli sandalyeyi alabilmek için kendisine sponsor buldu. Demir, en sonunda bir firmanın duyarlı davranışı sayesinde tekerlekli sandalyesine kavuştu. Tekerlekli sandalye ile 3-4 aylık bir antrenmanın ardından 2000′de İspanya’nın Sevilla Maratonu’na katılan Nihat Demir, ilk yarışında dünya 5.’si olarak büyük bir başarıya imza attı. Bu başarının ardından daha sonra sırasıyla Fransa, Fillandiya, Havai, İspanya’da düzenlenen maratonlarda arka arkaya 4 kez dünya 1.’ciliğini elde eden Nihat Demir, erişilmesi zor bir başarıyı gerçekleştirdi. Demir, şimdi yaptırdığı özel tekerlekli sandalye ile Türkiye’nin Oslo’daki madalya umudu olacak. Demir, yarın Oslo’ya hareket ederek, yarışlara hazırlıklarını burada yapacak.
 

besk16

Üye
Üye
Katılım
Eki 2, 2013
Mesajlar
3
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Nihat demir

Nihat Demir: "Hedefim birinci olmak"

Londra Maratonu'nda Türkiye'yi temsil edecek tek engelli maratoncu Nihat Demir önemli açıklamalarda bulundu.

DHA

oslo 3.jpg oslo1.jpg


İngiltere'nin başkenti Londra'da yapılacak Londra Maratonu'nda Türkiye'yi temsil edecek tek engelli maratoncu Nihat Demir, "Türkiye'de engelli olmak çok zor" dedi. ABD'nin Boston şehrinde yapılan maraton sırasında patlayan bombaların kendisini korkutmadığını ifade eden Demir, yaşananların kendisini üzdüğünü ve sadece ailesinin tedirgin olduğunu, ancak yine de Londra Maratonu'ndan çekilmeyi hiç düşünmediğini belirtti.

<a href='http://reklam.milliyet.com.tr/reklam/www/delivery/ck.php?n=a3c7652e&cb=INSERT_RANDOM_NUMBER_HERE' target='_blank'><img src='http://reklam.milliyet.com.tr/reklam/www/delivery/avw.php?zoneid=114&cb=INSERT_RANDOM_NUMBER_HERE&n=a3c7652e' border='0' alt='' /></a>


Pazar günü koşulacak dünyanın en büyük maratonlarından biri olan Londra Maratonu'na katılmak için başkentte bulunan maratoncu Nihat Demir, DHA muhabirinin sorularını yanıtladı.

"HEDEFİM BİRİNCİ OLMAK"

Londra maratonunun dünyanın en ünlü maratonlarından biri olduğunu söyleyen Demir, "Bu çok prestijli bir maraton. Bu maratona özel davet ile katılabiliyorsunuz. Bugüne kadar katılan tek Türk sporcu olacağım. Burada olmak ve yarışmaya katılmak çok gurur verici. Bu maratona katılan sporcular çok iyi sporcular. Maratonu 3 saatte bitirmem gerekiyor. Bazı kriterlere uymanız gerekiyor. Ülkemi en iyi şekilde temsil etmek istiyorum. Hedefim birincilik" diye konuştu.

"BOSTON'DAKİ OLAYLAR BENİ KORKUTMADI"

ABD'nin Boston şehrinde yapılan maraton sırasında patlayan bombaların kendisini korkutmadığını ifade eden Demir, yaşananların kendisini üzdüğünü ve sadece ailesinin tedirgin olduğunu, ancak yine de Londra Maratonu'ndan çekilmeyi hiç düşünmediğini belirtti.

"TÜRKİYE'DE ENGELLİ OLMAK ÇOK ZOR"

"Türkiye'de engelli olmak çok zor" diyen Demir, "Otobüslere inip binmek, kaldırımlara çıkıp inmek sorun. Belediyelerin yapabileceği çok şey var. Bazı şeyler yapılıyor, ama daha yapılacaklar var" diye konuştu.

"SPOR SAYESİNDE KENDİMİ ENGELLİ OLARAK GÖRMÜYORUM"

1977 Bursa doğumlu olduğunu ve maraton koşmaya lise yıllarında başladığını söyleyen engelli milli atlet Nihat Demir, "Bir gazeteci abimizin aracılığıyla, engelli kişilerin de spor yapabildiği dönem bir engelli sporcu bana anlattı. Ben de bu sporu yapmak istedim. Yine o dönem bir atletizm kulübüne yazıldım ve ilk koşuma Bursa'da 'Mudanya Mütareke Koşusu'nda başladım. Ondan sonra bir çok yarışmaya katılma fırsatı yakaladım. 2000 yılından bu yana yurt dışındaki yarışmalara katılıyorum. Uluslararası maratonlara katılıyorum. 2000 yılından itibaren koltuk değneklerimle katıldım bu yarışmalara ve bir çok ülkede de o yarışmalarda toplam 4 kez birinciliklerim oldu. Havaii, Helsinki ve Paris'te birinciliklerim oldu. 2006'dan beri kategori değişikliği yaptım. Tekerlekli sandalye ile maratonlara katılıyorum artık. Spor, çocukluğumdan beri çok sevdiğim bir şeydi. Ancak ne sporu yapacağımı bilmiyordum açıkçası. Bursa'da vücut geliştirme sporu yapıyordum, ama çok bilinçsizce yapıyordum. Ancak buna rağmen vücudumun atletik olması ve çok hızlı yürümem bir çok kişinin dikkatini çekiyordu. Bundan dolayı atletizmi bana önerdiler. O dönem maraton koşan bir engelli ağabeyimiz vardı uluslararası yarışmalarda. Onu örnek alarak bu yarışmalara başladım. Koltuk değnekleriyle koşmak çok zor. Dünyada klasmanında çok fazla yok. Bir çok maratonda statü olarak çok yer almıyor. O sporun direktörü sizi özel olarak davet ediyor. Çünkü 42 kilometreyi koltuk değnekleriyle koşmak herkesin yapabileceği bir şey değil, 8 saat sürüyor" dedi.

"HAYATIM SPORA BAŞLAYINCA DEĞİŞTİ"

İki yaşında çocuk felci geçirdiğini ve koltuk değnekleriyle hayatını sürdürdüğünü vurgulayan Demir, "Hayatım spora başlayınca çok değişti. Spordan sonra birçok kişiyle tanışma, sosyal bir insan olma avantajı yakaladım. Kendimi artık engelli olarak görmüyorum. Kendimi statü yapmış bir sporcu olarak görüyorum. Belli bir grubu temsil ediyorum ve bu grubun benim sayemde spora başlayacağını düşünüyorum. Birçok kişiye örnek olduğumu ve olacağımı düşünüyorum. Sporu herkese tavsiye ediyorum. Engelli olmanız başarılı olamayacağınız anlamına gelmez. Ben burada dünyanın en önemli şehrinde şimdi maraton koşacağım. Engelli olmak bir engel değildir" ifadesini kullandı.

HÜSEYİN ÖZER SPONSOR OLDU

Demir'in Londra'da bulunduğu süre içinde sponsorluğunu üstlenen dünyaca ünlü Sofra ve Özer restoranlarının sahibi işadamı Hüseyin Özer, başarıya yürüyen ve azmeden gençleri her zaman desteklediğini ifade ederek, Nihat Demir'in sponsoru olmaktan büyük mutluluk duyacağını söyledi.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst