Türkiye'de Engelli Olmak İşlenmemiş Bir Sucun Cezasını Ödemektir!

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,505
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Türkiye'de nüfusun %12.29'u (8.431.937) engelli. Bu rakamlara göre sokakta karşılaştığımız her yüz kişiden on ikisinin engelli olmazı lazım.
Fakat Türkiye şartlarında sokakta Tekerlekli sandalyesi ile dolaşan bir insana çok ender rastlarsınız.

Peki bu insanlar nerede? Neden herkes gibi parklara, bahçelere, çıkmazlar? Neden bir alış veriş merkezinde, yada lokantada bu insanlarla karşılaşmayız?
Bu sorulara birileri hemen “ ee ama onlar sakat sokağa çıkamazlar ki.” şeklinde kestirme bir cevapla yanıt verebilir.

Oysa dünyanın Tüm gelişmiş ülkelerinde sakatlığı bulunan kişiler Toplu taşım araçlarından tutunda parklar, umuma açık wc ler kamu binaları, alış veriş merkezleri kısacası yaşamın her alanında yer almaktalar.
Buda demek oluyor ki sakatlığın kendisi değil onun dışındaki mimari fiziki düzenlemeler onun sosyal yaşama katılması engelliyor.

Türkiye yeryüzü standartları kendisine baz almadığı için bir türlü çağdaş dünyanın normlarını yakalayamıyor. Hal böyle olunca çağdaş dünyanın sakatların önündeki engelleri kaldırarak onların sosyal yaşamın tam içine alan uygulama / düzenlemelerini takip edip uygulamak yerine, sakatlara sözüm ona sosyal devletin bir gereği olarak sadaka kültürüyle yaklaşıp 3 ayda bir alınan 2022 maaşına yaptıkları 3 kuruşluk zammı sakatlara yapılan büyük bir iyilikmiş gibi göstermenin çabasındalar.

Çağdaş dünya ile Türkiye arasında sakatlığa bakıştaki bu iki ayrı yaklaşım bizi de kendi aramızda bir yarışa sokuyor sakatlara kim daha çok sadaka verecek!
Nitekim bunun somut örneklerini de sık sık görüyoruz devlet yetkilileri sürekli açıklamalar yaparak bizden önceki dönemde 2022 maaşları 100 TL idi biz bunu %100 artırarak 200 TL yaptık. Yarın bir başkası gelip 250 TL yapınca bir öncekinden bir adım öne geçerek sakatlara daha büyük iyilik yapmış olacak. Yani kendi içimizde ki bu yarışta kaplumbağa hızıyla bir santim öne geçen bir diğerinden fazla şey yapmış olacak.

Değişim ve akabinde gelen gelişim kaçınılmazdır ama siz gelişmeleri dünyadan soyutlayarak salt kendi içinizde bir değerlendirmeye tabi tutarsanız deve kuşu misali kafanızı kuma gömmekten başka bir şey yapmış olmazsınız.

Kendi içimizde yapılacak bir değerlendirme yerine çağdaş dünyada ne gibi düzenlemeler yapılmış nasıl çözümler üretilmiş bunların sorgulaması yapılsaydı kuvvetle muhtemeldir ki bu ülkede yaşayan milyonlarca engelli işlenmemiş bir suçun cezasını öder gibi evlerine hapsedilerek toplumsal yaşamdan tecrit edilmemiş olurdu.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst