Türkiye’de Engelli Olmak

Nativity

Üye
Üye
Katılım
Eyl 24, 2011
Mesajlar
1
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Türkiye’de Engelli Olmak

İnsan tarihin ilk çağlarından bu yana bir evrim süreci geçirmiştir ki hâlâ bu evrim devam etmektedir. Nesiller ilerledikçe, fiziki yetkinlikler değişim göstermektedir. Doğal koşullar gereği binlerce yıl önce yaşamış insanlar doğa ile savaşabilmek için daha iri vücutlara ihtiyaç duymaktaydı. Ancak günümüzde bu ihtiyaç kısmen ortadan kalkmış olduğundan olsa gerek, insanların fiziksel yapıları gittikçe değişmekte ve küçülmektedir. Ülkemizde de bariz şekilde dört nesil öncesine göre bir kıyaslama yapıldığında gözlemlenebilen bu değişim süreci nedeniyle birçoğumuz isyan etmekte ve şikâyetçi olmaktayız. Peki, hangimiz engelli olmadığı için yaratıcıya şükrederek durumundan dolayı teşekkür ediyor?

Avrupa standartlarını yakalamak hayali peşinde koşan ülkemiz insanlarının ve yöneticilerinin aşması gereken öyle büyük engeller var ki daha… Henüz en temel insani davranışların bile yer yer biçimlendirilemediği bir ülkede, Avrupa standartlarında bilinçli bir toplum yalnızca bir hayal olmaktan bir adım ötesi değil gibi görünmektedir şu an için.

Tüm bu durumlar karşısında zorlanmakta olan insanlarımız ne yazık ki engelli vatandaşlarımızı göz ardı etmektedirler her zaman. Ülkemizde kâğıt üzerinde engelli vatandaşlarımızı güvenceye almak adına birçok karar alınmış olsa da, bu alandaki yetersiz denetimler ve bilinçsiz işletmecilik nedeniyle herhangi bir başarı sağlanamamıştır. Yalnızca bir ayağı tutmuyor diye %70 engelli raporu alabilen insanlarımıza iş vermeyi tercih eden bilinçsiz tutumlar, iki ayağı doğuştan engelli olan ancak zekâ testlerinde üstün zekâ başarısını yakalayabilen kişilere şans tanımamaktadır çoğu zaman. Peki, bu bir torpil meselesi mi sizce? Kesinlikle hayır! Bu tamamen bilinçsizce yetişmişliğin, durumun farkında olmayışın sonucu bir davranış modelidir.

Hâlâ birçok insan engelli vatandaşlarımıza üzülerek belirtiyorum ki acıyan gözlerle rencide edici bakışlarla bakmaktadır. Onları kendilerinden aşağı görmektedirler. Oysa insan hakları göz önünde bulundurulduğunda, saygılı ve sevgili kişilikte bireylerin oluşturduğu bir toplum anlayışında engelli vatandaşlar aşağı görülmenin tam aksine, normal kişilerden çok daha fazla saygı görmeyi hak eden kişilerdir. Çünkü normal bir insan için rahatça çalışarak verilen hayat mücadelesini kendileri için çok daha zor olan hayat şartları altında aynı mücadeleyi veren engelli kişiler çok daha fazla emek ve çaba harcamaktadır.

Siz gitmek istediğiniz yere bir bisiklete atlayarak, koşarak gidebilirsiniz. Ancak engelli bir arkadaşımız için bu “bir hayal” olmaktan öteye geçememektedir. Siz dünyanın tüm güzelliklerini görebilir bir şekilde bir arama merkezinde görev yapabilirsiniz ve elinizde pek çok iş alternatifi olduğu için bu işyerinde yaşayacağınız en küçük problemde işi bırakabilirsiniz. Ancak görme yetisinden yoksun bir engelli vatandaşımız aynı imkâna sahip olmadığı için, işveren tarafından ya tercih edilmemekte, ya da hak etmediği kadar baskı görmektedir.

Türkiye’de engelli olmak bilmelisiniz ki gerçekten zor bir olgudur. Üzülerek belirtmeliyim ki ülkemizde engelli vatandaşlarımızın tek engeli toplumsal bakış açımız ve bu alandaki bilinçsizliğimizdir. Çalışmak isteyen engelli vatandaşlarımızın önündeki tek engel bu bilinçsizliktir, kesinlikle sahip oldukları fiziksel problemler değil. Şahsen içimde her zaman duyumsadığım bir umut vardır bu alanda; umarım ömrüm yurdumuzda engelli kardeşlerimiz, ağabeylerimiz, ablalarımız için bilinçli bir toplumun olduğunu ve onlara öncelikli hakların tanındığını görmeye yeter. Bu dileğim ömrümün uzun olması için değil, bu alanda insan haklarının daha fazla suistimal edilerek engelli vatandaşlarımızın rencide edilmesinin bir an önce sona ermesi içindir… Bu bağlamda değerlendirdiğimizde Türkiye’de engelli olmak, hayatı yaşayabilmenin önündeki tek engeldir.
Harun Reşit Özel

Not: Engelli değilim ve engelli bir yakınım da yok. Bu durumun ve şansımın farkındayım ve şükrediyorum. Ancak bunu yaparken, empati kurarak kendimi engelli vatandaşlarımızın yerine koyunca hissettiklerimi döküyorum yazıya.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Paylaşım için teşekkürler Türkiyede engelli olmanın zorlukları hafife alınır gibi değil. Aslında bir çok ülkede'de bizdekilere benzer sorunlar yaşanıyordur kısmen daha az olabilir ama illaki yaşanıyordur. Hepsini duymamız görmemiz imkansız, dileğimiz düzelmesi doğrultusundadır. Bende sizin gibi engelliyi sadece engelli anlar kavramına karşı olanlardanım. İnsan insandır ve insan olanda anlar.
 

Tülayca

Üye
Üye
Katılım
Eyl 20, 2011
Mesajlar
133
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Aslında ben Türkiye'de veya avrupa'da engelli olmanın çok keskin çizgilerle değiştiğine inanmıyorum. Evet avrupada engellilere daha fazla hak tanınmış olabilir, sokaklara marketlere oraya buraya erişimleri daha kolay olabilir. Ama herşey bunlarlada bitmiyor. Engelli olmak özellikle ağır engelli olmak, tüm dışsal etkilerden bağımsız başlı başına çok ağır ve zor bir durum.

Çevreniz, aileniz sizi anlasada - anladığını söylesede sonuçta yaşam sizin yaşamınız ve o sıkıntıları siz kendi içinizde yaşıyorsunuz.
 

Parmaksız

Üye
Üye
Katılım
Tem 20, 2011
Mesajlar
20
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Engelliğin sosyolojik bir değerlendirmesi olmuş. Sizin gibi herhangi bi engeli olmayıp ta bu türden konulara ilgi duyup kafa yoran insanların önünde saygıyla eğilmek gerek. Saygılar
 

Bahreyn

Üye
Üye
Katılım
Eki 4, 2011
Mesajlar
5
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Acımak acaba gerçekten engelli bireyleri rencide eder mi düşünmek lazım. Bence engelli sorunların çözümü için insanların içindeki acıma duygusunun körelmemesi gerekiyor. Ancak onların yaşamlarını görüp yüreği cız eden insanlar onlar için gönülden çalışmalar yapabilir. Bir süre önce engelliler için başlatılmış bir projenin içinde bulunma şansım olmuştu. Ne yazık ki günlük hayatta engellilerin sorunlarını çok fazla gözlemleme şansı bulamadığımdan onlara nasıl yardım edilebilir bilmiyordum. Sözüne ettiğim proje bu anlamda bana çok yardımcı oldu. Kamu binalarının, toplu taşıma araçlarının çeşitli zihinsel ve fiziksel engeli bulunan vatandaşlarımız için ne kadar kullanışsız olduğunu ve neler yapılması gerektiğini bu şekilde anlayabildim. Açıkçası üzüldüm -tabiri caizse onlara acıdım- ve yapmam gerekenleri daha içten ve bilinçli bir şekilde yaptığımı farkettim. Aksi taktirde bu çalışma benim için bir süreliğine sosyal bir sorumluluk olarak gördüğüm bir proje olacaktı. Sonrasında ise yine engelliler için ayrılmış alanları işgal eden bilinçsiz bir engelsiz olacaktım.
 

Tülayca

Üye
Üye
Katılım
Eyl 20, 2011
Mesajlar
133
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Bir engelli olarak "acınmak" beni rencide eder. Ben acınmak istemiyorum. Hakkım olan neyse onu istiyorum. Engelsiz insanlara merdiven yapılıyorsa bir zahmet o merdivenin yanına rampa yapılsın. Bu ve buna benzer şeyler istiyoruz. Tüm uygar toplumlarda olduğu gibi insanca yaşamak için devletin olanaklarını bizim içinde kullanılmasını istiyoruz. Türkiye'nin "ötekisi" olmak acınmak istemiyoruz.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Hiç kimse acınacak halde değil herkezin kendince farklı üstün meziyetleri vardır seninki bana benzemez benimki ise sana bunu kalıplaştıramayız bu durum engelli/engelsiz fark etmeksizin gelişir gider. Bana kalırsa olay sadece hak olanın elde edilememesinde, yapılanların yetersizliğinde ve toplumun bilinçsizliğinde Tülayca sizinde dediğiniz gibi hiç kimse Türkiye'nin "ötekisi" olmak istemez ve bunada müsade etmez.
 

dotanu53

Üye
Üye
Katılım
Kas 29, 2011
Mesajlar
9
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
ENGELLİYİ ANCAK ENGELLİ ANLAR



İnsan engelli olsun veya engelsiz olsun dürüst olursa kıymetli olur. Kişileri alay ederek veya küçümseyerek sorunları çözmemiz mümkün olmaz. Bana inanan engelli arkadaşlara teşekkür ederim. Engelli olan kişi engelliyi daha iyi anlar, bazı kültürlü ve derin düşünebilen kişiler de empati kurarak, kendini engellinin yerine koyarak sorunları anlayabilir. Önemli olan birbirimize hoşgörü ve sevgi ile destek olabilmek. Böyle olmazsak yazılanlar ve söylenenlerin hiçbir anlamı kalmaz. Problemleri doğru ve açık olarak yetkililere duyurabilirsek, aynı zamanda engellilerin aynı şekilde bir vatandaş olduklarını gösterebilirsek sıkıntılarımız belki de azalır. Öyle yan gelip yatmak evde oturup, hiçbir şey üretmemek, bize yakışmaz. BİZ ENGELLİLER; Her türlü imkânsızlıklara rağmen, yaşama azmi içinde hayat mücadelesi veren kişileriz. Kıymetli olan şey, zor olan işleri başarmaktır. Kolay olan işleri herkes yapar. Bu kardeşiniz 20 yıl uğraşıp resmi işe girmiştir, tek başına hiçbir aile desteği olmadan, yaşamaya çalışan birisiyim ben. Aileler engellileri dışlarsa ve bakıma muhtaçsa nasıl yaşar. 25 yıl annem hizmet etti, akciğer kanserinden vefat etti,2 kol 2 bacak felçli kişiyi düşünün ne yaparsınız. Anneler fedakârdır, anneler yemez yedirir, engelli çocuğuna bakan nice eli öpülesi anneler var ülkemizde. Devlet evde bakıcı maaşı bağlıyor annelere, ama yeterlimi? Öte yandan bazı hileler yaparak bu maaşları alanlar var, bunları tespit etmek yine devletin görevi. Kanunlara uymak gerek, kanunları kendimize uydurursak sıkıntılarımız hiç bitmez. Önce ENGELLİLLER tek vücut olarak kenetlenmeli, birbirini anlamalı, ENGELLİ derneklerinde çalışan engelsiz memurları işten çıkarmalıyız. Çünkü Dernekler sadece reklâm için olmamalı, Nerde mağdur engelli var ona destek olmalı, kanunlarda ve yönetmeliklerdeki eksiklikleri ve haksızlıkları ortadan kaldırma gayreti içinde, bakanlıklara bildirmelidir. Yılda bir iki defa kutlama yaparak, ENGELLİLERE sahip çıkılamaz. ENGELLİ BAKANLIĞI gerekiyorsa bu şekilde hizmet edilebilir. Her vatandaş engelli adayıdır, kimin garantisi var. Ülkemizde 8 milyon engelli var deniyor,8 milyon aile demektir, gerisini siz düşünün artık. Evlere hapsedilen engelli vatandaşlar asla çözüm değil, kendini kandırmak demektir. Bütün ENGELLİ kardeşlerime samimi olarak sesleniyorum, imkânlar ölçüsünde, yazı yazın telefon edin, sıkıntılarınızı yetkililere iletin. Bıkmak yok, ümitsizlik yok, insanca yaşama hakkına sahipsek, haklarımızı alana kadar sesimizi duyurmaya devam edeceğiz... SELAMLAR. SEVGİLER...
 
Tekerlekli Sandalye
Üst