Üç ayların faziletleri

Burak55

Üye
Üye
Katılım
Tem 15, 2012
Mesajlar
201
Tepkime Puanı
0
Puanları
16
Üç ayların faziletleri




RECEB ayı: Dört kıymetli aydan biridir. Bir âyet-i kerime meali şöyledir:
(Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günden beri, ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü, haram [hürmetli] olan aylardır.) [Tevbe 36]

Resulullah efendimiz, Receb ayına çok değer verir ve "Ya Rabbi, Receb ve Şabanı bizler için mübarek kıl ve bizi Ramazana eriştir" diye dua ederdi.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Haram aylar, Receb, Zilkade, Zilhicce ve Muharremdir.) [İbni Cerir]

(Haram aylarda Perşembe, Cuma ve Cumartesi günleri oruç tutana iki yıllık ibadet sevabı yazılır.) [Taberani]

(Haram aylarda bir gün oruç tutup bir gün yemek çok faziletlidir.) [Ebu Davud]

(Receb ayında Allahü teâlâya çok istiğfar edin; çünkü Allahü teâlânın, Receb ayının her vaktinde Cehennemden azat ettiği kulları vardır. Ayrıca Cennette öyle köşkler vardır ki, ancak Receb ayında oruç tutanlar girer.) [Deylemi]

(Cennette öyle köşkler vardır ki, onlara ancak Receb ayında oruç tutanlar girer.) [Deylemî]

(Allahü teâlâ, Receb ayında oruç tutanları mağfiret eder.) [Gunye]

(Receb-i şerifin bir gün başında, bir gün ortasında ve bir gün de sonunda oruç tutana, Recebin hepsinde tutmuş gibi sevab verilir.) [Miftah-ül-cennet] (Başında demek, ayın ilk günleri demektir. Ortası, ortadaki günlere yakın olan günler, sonu da, ayın son günleri demektir.)

(Ramazan ayı dışında Allah rızası için bir gün oruç tutan, iyi bir yarış atının bir asırda alacağı mesafe kadar Cehennemden uzaklaşır.) [Ebu Ya’la]

(Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez: Regaib gecesi, Şabanın 15. gecesi, Cuma gecesi, Ramazan bayramı ve Kurban bayramı gecesi.) [İ. Asakir]

(Allahü teâlâ, Receb ayında hasenatı kat kat eder. Bu ayda bir gün oruç tutan, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır. 8 gün tutana Cennetin 8 kapısı açılır. 10 gün tutana, Allahü teâlâ istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münâdi, "Geçmiş günahların affoldu" der. Allahü teâlâ, Nuh aleyhisselamı Recebde gemiye bindirdi. O da, Receb ayını oruçlu geçirip oradakilere oruç tutmalarını emretti.) [Taberanî]

(Receb’de, takva üzere bir gün oruç tutana, oruç tutulan günler dile gelip, “Yâ Rabbi, onu mağfiret et” derler.) [Ebu Muhammed]

Recebin ilk Cuma gecesine Regaib gecesi denir. Her Cuma gecesi kıymetlidir. Bu iki kıymetli gece bir araya gelince, daha kıymetli oluyor. Allahü teâlâ, bu gecede, müminlere, ragibetler [ihsanlar, ikramlar] yapar. Regaib, ihsanlar, ikramlar demektir. Bu geceye hürmet edenleri affeder. Regaib gecesi yapılan dua kabul olur, namaz, oruç, sadaka gibi ibadetlere, sayısız sevaplar verilir.

ŞABAN ayı: Resulullah efendimiz, Şaban ayına da çok değer verir ve "Ya Rabbi, Receb ve Şabanı bizler için mübarek kıl ve bizi Ramazana eriştir" diye dua ederdi.

Âişe validemiz buyuruyor ki:
(Resulullahın, hiçbir ayda, Şaban ayından daha çok oruç tuttuğunu görmedim. Bazen Şabanın tamamını oruçla geçirirdi.) [Buhari]

Şaban ayında niçin çok oruç tuttuğu sorulduğu zaman Resulullah efendimiz buyurdu ki:
(Şaban, öyle faziletli bir aydır ki, insanlar bundan gâfil olurlar. Bu ayda ameller, âlemlerin Rabbine arz edilir. Ben de amelimin oruçluyken arz edilmesini isterim.) [Nesaî]

Bu konudaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyledir:
(Ramazandan sonra en faziletli oruç, Şaban ayında tutulan oruçtur.) [Tirmizî]

(Şaban'da üç gün oruç tutana, Allahü teâlâ Cennette bir yer hazırlar.) [Ey Oğul İlm.]

Bünyesi zayıf olanın, Şabanın 15 inden sonra oruç tutmayıp, farz olan Ramazan-ı şerif orucuna hazırlanması iyi olur. Sağlığı yerinde olan ise, Şaban ayının çoğunu, hatta tamamını oruçlu geçirebilir.

Berat gecesi, Şaban ayının on beşinci gecesidir. Yani 14 Şabanın bittiği günün gecesidir.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Şabanın 15. gecesini ibadetle, gündüzünü de oruçla geçirin! O gece Allahü teâlâ buyurur ki: “Af isteyen yok mu, affedeyim. Rızk isteyen yok mu, rızk vereyim. Dertli yok mu, sıhhat, afiyet vereyim. Ne isteyen varsa, istesin vereyim” Bu hâl, sabaha kadar devam eder.) [İbni Mace]

(Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez. Regaib gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban bayramı gecesi.) [İ. Asakir]

Bu geceyi ganimet bilmeli, tevbe istiğfar etmeli, kaza namazı kılmalı, Kur'an-ı kerim okumalı, Bilhassa ilim öğrenmelidir. En kıymetli ilim, doğru yazılan ilmihal bilgileridir.

RAMAZAN AYI: Peygamber efendimiz, Ramazan-ı şerifin fazileti hakkında buyuruyor ki:
(Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.) [Nesaî]

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ramazan ayı gelince, “Hayır ehli, hayra koş, şer ehli, kötülüklerden el çek” denir.) [Nesai]

(Ramazan gelince, Allahü teâlâ meleklere, müminlere istiğfar etmelerini emreder.) [Deylemi]

(Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; Ramazan ayı, sonraki Ramazana kadar olan günahlara kefaret olur.) [Taberani]

(Peş peşe üç gün oruç tutabilenin, Ramazan orucunu tutması gerekir.) [Ebu Nuaym]

(Bu aya Ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir.) [İ.Mansur]

(Ramazanın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise, Cehennemden kurtuluştur.) [İ.Ebiddünya]

(İslam, kelime-i şahadet getirmek, namaz kılmak, zekat vermek, Ramazan orucunu tutmak ve haccetmektir.) [Müslim]

(Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrası, ancak oruçlular içindir.) [Taberani]

İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.

Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur, Cehennemden azat olur. Ramazan-ı şerif ayında, Resulullah, esirleri azat eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur. Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer.

Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir.

Kur’an-ı kerim Ramazanda indi. Kadir gecesi bu aydadır. Ramazan-ı şerifte iftarı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Resulullah bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi.

İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısıyla her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir. İbadet etmek de zaten bu demektir.

Hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince, (Zehebez-zama’ vebtellet-il uruk ve sebet-el-ecr inşaallahü teâlâ) duasını okumak, teravih kılmak ve hatim okumak önemli sünnettir.

Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur, azat olur. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Allahü teâlâ, bu mübarek ayda Onun şanına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin!

Açıktan oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Namaz kılmayanın da, oruç tutması ve haramlardan kaçınması gerekir. Bunların orucu kabul olur ve imanları olduğu anlaşılır.

Ramazanda oruç tutmak hakkındaki hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Ramazan orucu farz, teravih namazı ise sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de ibadetle geçirenin günahları affolur.) [Nesai]

(Ramazan orucunu farz bilip, sevap bekleyerek oruç tutanın günahları affolur.) [Buhari]

(Ramazan bereket ayıdır. Allah bu ayda, günahları bağışlar, duaları kabul eder. Bu ayın hakkını gözetin! Ancak Cehenneme gidecek olan, bu ayda rahmetten mahrum kalır.) [Taberani]

(Ramazan ayında ailenizin nafakasını geniş tutun! Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan harcama gibi sevaptır.) [İbni Ebiddünya]

(Oruçlunun susması tesbih, uykusu ibadet, duası makbul, ameli de çok sevaptır.) [Deylemi]

(Oruçlu iken çirkin konuşmayın! Biri size sataşırsa, “Ben oruçluyum” deyin!) [Buhari]

Ramazan-ı şerifte, oruç tutmak çok sevaptır. Özürsüz oruç tutmamak büyük günahtır. Hadis-i şerifte, (Özürsüz, Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz) buyuruldu. (Tirmizi)

Ama dini bir mazeret varsa oruç tutmamak günah olmaz.
 

Burak55

Üye
Üye
Katılım
Tem 15, 2012
Mesajlar
201
Tepkime Puanı
0
Puanları
16
Recep Ayının Fazileti ve Amelleri

Recep, şaban ve ramazan ayları ibadet ve maneviyat olarak diğer aylara göre daha üstün bir şeref ve fazilete sahiptir.
Hz. Resul-ü Ekrem’den (s.a.a) nakledilen bir hadisinde şöyle buyurmaktadır: “Recep Allah’ın büyük ayıdır. Hiçbir ay hürmet ve fazilette bu aya ulaşamaz. Bu ayda kafirlerle savaş haramdır. Şunu bilin ki recep Allah’ın ayı, şaban benim ayım, ve ramazan ümmetimin ayıdır. Kim recep ayının bir gününü oruç tutarsa, Allah’ın rızasını kazanmış olur. Allah’ın gazabı ondan uzaklaşır ve cehennem kapılarından birisi onun yüzüne kapanır.”
İmam Musa Kazım’dan (a.s) şöyle rivayet edilir: “Kim recepten birgün oruç tutarsa, cehennem ateşi bir yıllık mesafe ondan uzaklaşır. Kim üç gün oruç tutarsa, cennet ona farz olur.”

Recep Ayı İstiğfar ve Tövbe Ayıdır

İmam Sadık’tan (a.s) nakledilen bir hadiste İmam (a.s) Resul-i Ekrem’den (s.a.a) şöyle rivayet etmiştir:
“Recep benim ümmetim için mağfiret dileme ayıdır. Bu ayda istiğfar edin (tevbe edin ve bağışlanma dileyin.) Zira Hak Teala, çok bağışlayan ve rahimdir. Recep ayına “Asabb” (dökülen) denir; zira bu ayda benim ümmetimin üzerine çok rahmet dökülür. O halde şu zikri çok söyleyin:
“Esteğfirullahe ve es’eluhu’t-tevbe.”
“Allah’tan mağfiret ve tevbe diliyorum.”
İbn-i Babeveyh, Salim’den şöyle rivayet etmiştir:
“Ben recep ayının sonuna bir kaç gün kala İmam Sadık’ın (a.s) yanına gitmiştim. Beni görür-görmez şöyle buyurdu:
“Ey Salim! Bu ayda hiç oruç tuttun mu?” “Hayır vallahi” dedim “ey Resulullah’ın oğlu!” İmam (a.s) şöyle buyurdu: “O kadar sevap kaybetmişsin ki miktarını ancak Allah (c.c) bilir. Bu, Allah’ın üstün kıldığı ve hürmetini yücelttiği bir aydır. Bu ayda oruç tutanları kendi ikram ve değerlendirmesine mazhar kılmayı kendisine farz kılmıştır. Salim diyor ki ben: “Ey Resulullah’ın oğlu, eğer bu ayın kalan günlerini oruç tutarsam, bu ayda oruç tutanların sevabının bir kısmını elde etmiş olabilir miyim? diye sorduğumda şöyle buyurdu: “Ey Salim! Kim bu ayın sonundan bir gün oruç tutarsa, ölüm anındaki can çekişme ve rahatsızlıklardan, ölüm sonrasının dehşetinden ve kabir azabından kurtulur. Kim bu ayın sonundan iki gün oruç tutarsa, Sırat’tan kolaylıkla geçer ve kim bu ayın sonundan üç gün oruç tutarsa, kıyamet gününün büyük korkusu, dehşet ve zorluklarından kurtulur ve kendisine cehennem ateşinden kurtuluş beratı verilir.”

Bu Ayda Oruç Tutamayanlar İçin Zikir

Kısaca recep ayının orucuyla ilgili çok fazilet ve sevap nakledilmiştir. (Bazı mazeretlerden dolayı) recep ayının orucunu tutamayan birisi, her gün yüz defa şu zikri söylerse recep ayının orucunun sevabını (kısmen de olsa) idrak etmiş olur:
“Subhan’el-İlah’il-celîl. Subhane men la yenbeğî’t-tesbîhu illa leh. Subhan’el-eazz’il-ekrem. Subhane men lebise’l-izze ve huve lehu ehl.”
Anlamı: Münezzehtir yüce İlâh. Münezzehtir kendisinden başkasına tessbih ve takdis yakışmayan. Münezzehtir en büyük izzet ve kerem sahibi. Münezzehtir layık olduğu halde izzet libasını giyen. –Allah-.

Bu Ayda Her Gün Namazlardan Sonra Okunan Dua

Seyyid İbn-i Tavus, (r.a) Muhammed İbn-i Zekvan’dan (r.a) şöyle naklediyor: “İmam Cafer Sadık’a (a.s); “Canım sana feda olsun, işte Recep ayına girmiş bulunuyoruz; Allah’ın beni faydalandıracağı bir duayı bana öğretmenizi istiyorum” dedim. İmam (a.s) yaz diye buyurdu:
“Bismillahirrahmanirrahim”
Recep ayının her gününde akşam, sabah, gece ve gündüz kıldığın namazların ardından şu duayı oku:

“Ya men ercûhu li-kulli hayr; ve âmenu sehatehu inde kulli şerr. Ya men yu’ti’l-kesîre bi’l-galîl. Ya men yu’tî men seeleh. Ya men yu’tî men lem yes’elhu ve men lem ye’rifhu bi-mes’eletî iyyake cemîe hayr’id-dunya ve cemîe hayr’il-ahire, vasrif annî bi-mes’eletî iyyake cemîe şerr’id-dunya ve şerr’il-ahire. Feinnehu ğayru mengûsin ma e’teyte ve zidnî min fazlike ya kerîm.”


Ravi şöyle devam ediyor; sonra İmam (a.s) sol eliyle sakalını tuttuğu halde sağ işaret parmağını hareket ettirerek bu duayı okudu ve ardından şu cümleleri ekledi:

“Ya ze’l-celâli ve’l-ikram. Ya ze’n-ne’mai ve’l-cûd. Ya ze’l-menni ve’t-tavl. Harrim şeybetî ale’n-nâr.”
Anlamı:

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
Ey her hayrını ümid ettiğim ve her kötülükte gazabından güvencede olmayı umduğum (rabbim)! Ey aza karşılık çok veren; ey rahmet ve şefkatinden dolayı isteyene de, istemeyene de veren. Sana yalvarıyorum, dünya ve ahiret hayrının hepsinden bana da nasip buyur. Bütün dünya ve ahiret şerrini benden uzaklaştır. Kendi fazl-u kereminden bana verdiğini artır ey Kerim (Allah)!

Ey celal ve kerem sahibi, ey –sonsuz- nimetler ve cömertlik sahibi, ey bağış ve ihsan sahibi, şu beyaz sakalımı -cehennem- ateşine haram (yasak) kıl.

Recep Ayı Gecelerine Ait Namazlar

Birinci gece: Yirmi rekât namaz kılınır. Her rekâtta Hamd’dan sonra bir defa İhlas okunur.

İkinci gece: On rekât namaz kılınır. Her rekâtta Hamd’dan sonra bir defa Kâfirun suresi okunur.

Üçüncü gece: On rekât namaz kılınır. Her rekâtta Hamd’dan sonra beş defa Nasr suresi okunur.

Dördüncü gece: Yüz rekât namaz kılınır. Birinci rekâtta Hamd suresinden sonra Felak suresi, ikinci rekâtta ise, Hamd’dan sonra Nas suresi okunur.

Beşinci gece: Altı rekât namaz kılınır. Her rekâtta Hamd suresinden sonra İhlas suresi okunur.

Altıncı gece: İki rekât namaz kılınır. Her rekâtta Hamd’dan sonra yedi defa Ayet-el Kürsi okunur.

Yedinci gece: Dört rekât namaz kılınır. Her rekâtta Hamd’dan sonra, İhlas, Felak ve Nas sureleri üçer defa okunur ve namazdan sonra on defa salavat gönderilir ve on defa da “Subhanallahi ve’l-hamdulillahi ve la ilahe illellahu vallahu ekber.” denir.

Sekizinci gece: Yirmi rekât namaz kılınır. Her rekâtta Hamd’dan sonra İhlas, Kafirun, Felak ve Nas sureleri üçer defa okunur.

Dokuzuncu gece: İki rekât namaz kılınır. Her rekâtta Hamd’dan sonra beş defa Tekasur suresi okunur.

Onuncu gece: On iki rekât namaz kılınır. Her rekâtta Hamd’dan sonra üç defa İhlas suresi okunur.

On birinci gece: İki rekât namaz kılınır. Her rekâtta Hamd’dan sonra on iki defa Ayet-el Kürsi okunur.

On ikinci gece: İki rekât namaz kılınır. Her rekâtta Hamd’dan sonra on defa “Amen’er-resul” ayeti okunur.

On üçüncü gece: On rekât namaz kılınır. Birinci rekâtta Hamd suresinden sonra Adiyat suresi, ikinci rekâtta ise, Hamd’dan sonra Tekasur suresi okunur.

On dördüncü gece: Otuz rekât namaz kılınır. Her rekâtta Hamd’dan sonra bir defa İhlas suresi ve bir defa Kehf suresinin son ayeti okunur.

On beşinci gece: Otuz rekât namaz kılınır. Her rekâtta Hamd’dan sonra on defa İhlas suresi okunur.

On altı ve on yedinci geceler: Otuz rekât namaz kılınır. Her rekâtta Hamd’dan sonra on defa İhlas suresi okunur.

On sekizinci gece: İki rekât namaz kılınır. Her rekâtta Hamd’dan sonra onar defa İhlas, Felak ve Nas suresi okunur.

On dokuzuncu gece: Dört rekât namaz kılınır. Her rekâtta bir Hamd on beşer defa Ayet-el Kürsi ve İhlas suresi okunur.

Yirminci gece: İki rekât namaz kılınır. Her rekâtta Hamd’dan sonra beş defa Kadir suresi okunur.

Yirmi birinci gece: Altı rekât namaz kılınır. Her rekâtta Hamd’dan sonra onar defa Kevser ve İhlas suresi okunur.

Yirmi ikinci gece: Sekiz rekât namaz kılınır. Her rekâtta bir Hamd, yedi Kafirun suresi okunur ve namazdan sonra on defa salavat getirilip on defa “Esteğfirullah” söylenir.

Yirmi üçüncü gece: İki rekât namaz kılınır. Her rekâtta Hamd’dan sonra beş defa Duha suresi okunur.

Yirmi dördüncü gece: Kırk rekât namaz kılınır. Her rekâtta Hamd’tan sonra bir defa İhlas suresi okunur.

Yirmi beşinci gece: Yirmi rekât namaz kılınır. Akşam ve Yatsı namazının arasında kılınan bu namazda her rekâtta Hamd’dan sonra bir İhlas suresi bir “Amener-Resulü” okunur.

Yirmi altıncı gece: On iki rekât namaz kılınır. Her rekâtta Hamd’dan sonra dört İhlas suresi okunur.

Yirmi yedi, yirmi sekiz, yirmi dokuz ve otuzuncu geceler: On iki rekât namaz kılınır. Her rekâtta bir Hamd onar defa Â’lâ ve Kadir sureleri okunur.
 

Burak55

Üye
Üye
Katılım
Tem 15, 2012
Mesajlar
201
Tepkime Puanı
0
Puanları
16
Şaban ayının fazileti

Âişe-i Sıddîka -radıyallâhu anhâ- Ebû Seleme'ye tahdîs edip, şöyle demiştir:
"Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hiçbir ayda Şabandakinden daha çok nafile oruç tutmazdı. Çünkü Ne-biyy-i Zişan, Şaban ayının çoğunu oruçlu geçirirdi. Ve:
«Amellerden (devam etmeye) gücünüzün yeteceği miktarı alınız. Çünkü Allah, sizlerden (amelden) bıkmadıkça (se-vâb vermekten) bıkmaz.» buyururdu.
"Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimize en sevimli namaz, az olsa bile devamlı kılınan namazdı.
Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, herhangi bir (nafile) namazı kılmaya başlayınca ona devam ederdi." (Sahîh-i Buhâri, Kitâbu's-Savm 1836)
Gunyetü't-Tâlibîyn'de Abdülkâdir Geylânî hazretlerinin -kuddîse sirrûh- Şaban ayı ile ilgili olarak naklettiği hadîs-i şerifler meâlen şöyledir:
Âişe-i Sıddîka -radıyallâhu anha- şöyle demiştir:
"Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- öyle oruç tutardı ki; biz, artık orucu bırakmayacak, derdik. Peşpeşe günlerce oruç tutmadığını görünce de, Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- artık oruç tutmayacak, derdik. Şaban ayında oruç tutmak, O'na daha sevgili idi. Ben:
«-Ey Allah'ın Resulü!.. Şaban'da senin (çok) oruç tuttuğunu görüyorum. (Bunun hikmeti nedir?)» diye sordum.
Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
-Ya ÂişeL Bir sene içinde ölecek olan kimselerin isimleri bu ayda (yaşayanların) defterinden silinip, Azrail -aley-hisselâm-'a teslîm edilir. Ben de oruçlu olduğum halde, ismimin defterden silinip, (diğer deftere kaydedilmesini) arzu ederim, buyurdu.
Ümmü Seleme -radıyallâhu anhâ- ise şöyle anlatmaktadır:
"Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Ramazan'dan sonra en fazla orucu Şaban (ayın)da tutardı. Bunun sebebi, o sene içinde ölecek olanların isimlerinin, Şaban'da diriler defterinden, ölüler defterine geçirilmesidir. Bir kimse yolculuğa çıkar (halbuki onun ismi yaşayanlar defterinden çıkarılıp) o sene ölecek olanların defterine yazılır." (Gunye 1 /186-187)
Enes -radıyallâhu anh- der ki:
"Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'e en faziletli oruç soruldu. Nebiyy-i Zîşân: /
« Ramazan-ı şerifi tazim için tutulan, Şaban orucudur.»
buyurdular.
Âişe -radıyallâhu anhâ- ise:
«-Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'e ayların en sevgilisi, kendisini Ramazan ayına kavuşturan Şaban ayıydı.» demiştir..." (Gunye, 1 /187)
Şaban Ayının Son Pazartesi Günü Orucu
Abdullah -radıyallâhu anh-'dan nakledilen bir hadîs-i şerîfte, Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmaktadır:
"Bir kimse Şaban (ayının) son Pazartesi günü oruç tutarsa, günahları bağışlanır." (Gunye, 1 /187)
Burada son Pazartesi gününden maksad, Şaban'in son günü değildir. Zira Ramazan7 karşılamak niyetiyle Ramazan'a bir iki gün kala oruç tutmak men' edilmiştir. (Gunye, 1 /187)
Seçilen Dört Şeyin En Faziletlisi
Allah Teâlâ buyuruyor:
"Rabbin dilediğini yaratır ve seçer." (Kasas sûresi 28 / 68)
Allâhü Zü'l-Celâl, her çeşit nesneden dört tanesini, onların içinden de birisini seçmiştir:
Meleklerinden; Cebrail, Mikâil, israfil ve Azrail -aleyhimüs-selâm-'i seçmiş, onlardan da Cebrail -aleyhisselâm-'ı,
Nebilerden; Hazret-i ibrahim, Hazret-i Mûsâ, Hazret-i îsâ ve Hazret-i Muhammed -aleyhimüsselâm-'ı, onlardan da Mu-hammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'i,
Sahabe -radıyallâhu anhüm-'den; Hazret-i Ebû Bekir, Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman ve Hazret-i Ali'yi -radıyallâhu anhüm-, onlardan da Ebû Bekir -radıyallâhu anh-'ı,
Mescidlerden; Mescidü'l-Harâm, Mescidü'l-Aksâ, Mesci-dü'l-Medîne ve Mescid-i Tûr-i Sînâ, onlardan da Mescidü'l- Ha-râm'ı (yani Kabe'yi),
Günlerden; Ramazan bayramı, Kurban bayramı, Arefe günü, Aşure günü, onlardan da Arefe gününü seçmiştir.
Gecelerden; Beraat gecesi, Kadir gecesi, Cuma gecesi ve Bayram gecesi. Onlardan da Kadir gecesini seçmiştir.
Şehirlerden; Mekke-i Mükerreme, Medîne-i Münevvere, Beyti'i-Makdîs ve Mesâcidi'l-Aşâir, sonra onlardan da Mekke-i Mükerremeyi seçmiştir.
Dağlardan; Uhud, Sînâ, Likam ve Lübnan dağlarını, bu dağlar arasından da, Tûr-i Sînâ'yı seçmiştir.
Nehirlerden; Ceyhun, Seyhûn, Fırat ve Nil nehrini, onlardan da Fırat'ı seçmiştir.
Aylardan; Receb, Şaban, Ramazan ve Muharremi, onlardan da Şaban'ı seçmiştir. Ve Şaban ayını, Rasûluliâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-'in ayı kılmıştır. Nebiyy-i ZTşân -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, nebîlerin efdali olduğu gibi, O'nun ayı olan Şaban da ayların efdali olmuştur." (Gunye 1 /187) "Şaban benim ayım, Receb Allah Teâlâ'nın ayı ve Ramazan ümmetimin ayıdır. Şaban günahları siler, Ramazan ise (oruç tutan müslümanları) temizler." (Gunye, 1 /187)
Başka bir hadîs-i şerîfte:
"Şaban, Receb ile Ramazan arasında bir aydır. Fakat insanlar on(un fazîletin)den gafildir. Halbuki onda kulların amelleri, Rabbü'l-Alemîn'e yükselir. Ben de oruçlu olduğum halde amelimin Allah'a yükselmesini severim." buyurulmuş tur. (Gunye, 1/187)
Enes bin Mâlik -radıyallâhu anh-'ın rivayet etmiş olduğu bir hadiste Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
"Receb ayının diğer aylar üzerine fazîleti, Kur'ân-ı Kerimin diğer kitaplar'üzerine üstünlüğü gibidir. Şaban'ın diğer aylar üzerine üstünlüğü, benim diğer peygamberler üzerine fazlım gibidir. Ramazan'ın diğer aylar üzerine fazîleti, Allah Teâlâ'nın, yarattığı varlıklar üzerine fazlı gibidir." buyurmuşlardır. (Gunye, 1 /187)
 

Burak55

Üye
Üye
Katılım
Tem 15, 2012
Mesajlar
201
Tepkime Puanı
0
Puanları
16
Orucun ve Ramazan ayının fazileti




Sual: Ramazan ayının önemi nedir?
CEVAP
Bu konuda imam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.

Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur, Cehennemden azat olur. Ramazan-ı şerif ayında, Resulullah, esirleri azat eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur. Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer.

Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir.

Kur’an-ı kerim, Ramazanda indi. Kadir gecesi, bu aydadır. Ramazan-ı şerifte, iftarı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Resulullah bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi.

İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısıyla her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir. İbadet etmek de zaten bu demektir.

Hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince, (Zehebez-zama’ vebtellet-il uruk ve sebet-el-ecr inşaallahü teâlâ) duasını okumak, teravih kılmak ve hatim okumak önemli sünnettir.

Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur, azat olur. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Allahü teâlâ, bu mübarek ayda Onun şanına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin! Âmin. (Mektubat ,1.c. 45.m.)

Açıktan oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Namaz kılmayanın da, oruç tutması ve haramlardan kaçınması gerekir. Bunların orucu kabul olur ve imanları olduğu anlaşılır.

Ramazan-ı şerifte, oruç tutmak çok sevaptır. Özürsüz oruç tutmamak büyük günahtır. Hadis-i şerifte, (Özürsüz, Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz) buyuruldu. [Tirmizi]
(Ama dini bir mazeret varsa oruç tutmamak günah olmaz.)

Ramazanda oruç tutmak hakkındaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:
(Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.) [Nesai]

(Ramazan ayında oruç tutmayı farz bilip, sevabını da Allahü teâlâdan bekleyerek oruç tutanın günahları affolur.) [Buhari]

(Ramazan ayı gelince, “Ey hayır ehli, hayra koş! Şer ehli, sen de kötülüklerden el çek” denir.) [Nesai]

(Ramazan bereket ayıdır. Allahü teâlâ bu ayda, günahları bağışlar, duaları kabul eder. Bu ayın hakkını gözetin! Ancak Cehenneme gidecek olan, bu ayda rahmetten mahrum kalır.) [Taberani]

(Ramazan-ı şerif ayı geldiği zaman, Allahü teâlâ meleklere, müminlere istiğfar etmelerini emreder.) [Deylemi]

(Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; ramazan ayı, sonraki ramazana kadar olan günahlara kefaret olur.) [Taberani]

(Peş peşe üç gün oruç tutabilenin, Ramazan orucunu tutması gerekir.) [Ebu Nuaym]

(Ramazan orucu farz, teravih sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de ibadetle geçirenin günahları affolur.) [Nesai]

(Bu aya ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir.) [İ. Mansur]

(Ramazan ayında ailenizin nafakasını geniş tutunuz! Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan harcama gibi sevaptır.) [İbni Ebiddünya]

(Ramazan ayının başı rahmet, ortası mağfiret, sonuysa Cehennemden kurtuluştur.) [İ. Ebiddünya]

(İslam, kelime-i şehadet getirmek, namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan orucunu tutmak ve haccetmektir.) [Müslim]

(Cennetteki güzel köşkler, sözü hoş, selamı çok, yemek yediren, oruca devam eden ve gece namazı kılan kimselere verilir.) [İbni Nasr]

(Oruç tutan müminin susması tesbih, uykusu ibadet, duası müstecap ve amelinin sevabı da çoktur.) [Deylemi]

(Bilhassa oruçlu iken çirkin, kötü söz söylemeyin! Biri size sataşırsa, ona “Ben oruçluyum” deyin!) [Buhari]

(Gerçek oruç, sadece yiyip içmeyi değil, boş ve hayasızca sözleri de terk ederek tutulan oruçtur.) [Hakim]

(Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrasına, ancak oruçlular oturur.) [Taberani]

(Allah yolunda bir gün oruç tutanı, Allahü teâlâ yetmiş yıllık mesafe kadar cehennemden uzaklaştırır.) [Buhari]

(Temizlik imanın yarısı, oruç da sabrın yarısıdır.) [Müslim]

(Oruçlu iken ölene, kıyamete kadar oruç tutmuş gibi sevap yazılır.) [Deylemi]

(Oruçlu iken ölen Cennete girer.) [Bezzar]

(Oruç tutan, namaz kılan kimse, mükafatını kıyamette aklı kadar alır.) [Hatib]

(Oruç şehveti keser.) [İ. Ahmed]

Mübarek vakitlerde, günahlardan titizlikle uzak durmalı, taatları, ibadetleri ve her çeşit hayratı artırmalıdır. Zira Allahü teâlâ, tarafından sevilen kimse, faziletli vakitlerde faziletli amellerle meşgul olur. Buğzettiği kul ise; faziletli vakitlerde kötü işlerle meşgul olur. Kötü işlerle meşgul olanın bu hareketi azabının daha şiddetli olmasına ve Allahü teâlânın, ona daha çok buğzetmesine sebep olur. Çünkü o, böyle yapmakla vaktin bereketinden mahrum kalmış ve onun hürmet ve şerefini çiğnemiş olur. (Mev'iza-i hasene)

Resulullah efendimizin rüyası
(Rüyamda acayip şeyler gördüm. Ümmetimden birini azap melekleri yakalamıştı. Aldığı abdestler gelip, onu içindeki zor durumdan kurtardı. Birini gördüm, kabri onu sıkıyordu. Kıldığı namazlar gelip, onu kabir azabından kurtardı. Birine şeytanlar musallat olmuştu. Ettiği zikirler gelip, şeytandan onu kurtardı. Birinin de susuzluktan dili çıkmıştı. Tuttuğu Ramazan orucu gelip, susuzluğunu giderdi.

Birini zulmet sarmıştı. Yaptığı hac gelip karanlıktan çıkardı. Birine ölüm meleği gelmişti. Ana babasına yaptığı iyilikler gelip, ölümüne engel oldu, geciktirdi. Birini Müslümanlarla konuşturmuyorlardı. Sıla-i rahim gelip, ona şefaat etti, onlarla konuştu. Peygamberinin yanına gitmek isteyen birine engel oluyorlardı. Aldığı gusül, onu alıp yanıma getirdi. Ateşten korunmak isteyen birine, sadakası gelip ateşe perde oldu. Birini zebaniler alıp Cehenneme götürürken, yaptığı emr-i maruf ve nehy-i münker gelip kurtardı. Biri Cehennem ateşine atılmıştı. Allah korkusu ile döktüğü gözyaşları gelip oradan kurtardı.

Birine amel defteri solundan verilirken, Allah korkusu gelip, defterini sağa aldı. Sevapları hafif gelen birine, kendinden önce ölen çocukları gelip, sevabını ağırlaştırdı. Cehennemin kenarında, korkudan titreyen birine, Allahü teâlâya olan hüsnü zannı gelince, titremesi durdu. Sırattan zorla geçen biri, Cennete geldi. Fakat kapılar kapalıydı. Kelime-i şehadeti gelip, onu Cennete koydu.) [Taberani, Hakîm-i Tirmizi]

Sual: Günah işlememize şeytanlar sebep olduğuna göre, Ramazanda bağlı olan şeytanlar nasıl günah işletiyor?
CEVAP
Günah işlememize yalnız şeytanlar değil, kendi nefsimiz de sebep olmaktadır. Nefsin zararı, şeytanınkinden çok fazladır. Nefsin her istediği kendi zararınadır. Ramazanda günah işleten, nefsimizdir. Bu ayda, şeytanlar bağlı olduğu için vesvese veremezler. Ramazanda esnemeler de şeytandan değildir. Asabi esnemeler, yorgunluk, uykusuzluk gibi hallerde meydana gelir. (Mektubat-ı Rabbani)

Oruçluyken ölmek
Sual: Abdestliyken ölen şehid oluyor. Oruçluyken ölmek de iyi midir?
CEVAP
Evet, çok iyidir. Bir hadis-i şerifte, (Oruçluyken ölen Cennete girer) buyuruldu. (Bezzar)

Sevab zorluğa göredir
Sual: Ramazan ayı, yaza ve kışa gelebiliyor. Kışın kısa günlerde oruç tutulması daha kolay, yazın uzun günlerde sıcakta tutmaksa çok zordur. İkisinin sevabı aynı mıdır?
CEVAP
Hayır, zorluklar içinde yapılan ibadetin sevabı daha çoktur. (Ecir meşakkate göredir) buyuruluyor. İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Maniler karşısında, ibadeti yapmak güçlüğü, sıkıntısı, o ibadetlerin, şanını, şerefini göklere çıkarır. Mani olmayarak, kolay yapılan ibadetler, aşağıda kalır. (3/35)

Ramazan-ı şerif kışa da gelse, farz ibadet olduğu için sevabı çoktur. İki hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kışın oruç tutmak, meşakkatsiz elde edilen bir ganimettir.) [Tirmizi]

(Kış müminin baharıdır. Gündüzleri kısa olur, oruç tutar. Geceleri de uzun olur, kalkıp ibadet eder.) [Beyheki]

Şehr-i Ramazan
Sual: Şehr-i Ramazan, Ramazan ayı mı demektir? Yâ şehre Ramazan deniyor. Niye şehr-i Ramazan denmiyor?
CEVAP
Şehr, ay demektir. Türkçede şehr-i Ramazan denince Ramazan ayı anlaşılır. Yâ diye başlayınca üstünlü olur, yani şehre olur. Mesela Abdullah kelimesi yâ ile başlayınca, (Yâ Abdellah denir. Yâ ile başlayanlar genelde hep böyledir. Resulullah kelimesi yâ ile başlayınca (Yâ Resulallah) olur. Ömer kelimesi yâ ile başlasa da değişmez, yine (Yâ Ömer) denir. Namazda sûre okurken böyle irap hataları namazı bozmaz.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst