Toplum olarak, engellilere genel itibari ile acıyarak yada ön yargıyla bakılmakta maalesef.
Engelli bir bireyi, normal insanlardan ayrı bir kategoriye koymak, toplumsal eşitsizliğe ve anlamsız bir ön yargıya sebep olmaktadır.
Engelli denildiği zaman birçok kişinin hatrına, çevresinde, köyünde, mahallesinde, apartmanında yaşamış olan bir engelli gelir mutlaka.
Bizim köyde gözleri görmeyen bir amca vardı. Gözleri görmezdi ama öylesine akıllı ve sesi güzeldiki inanamazsın benzeri söylemler hayatın birçok evresinde karşılaşılan bir durumdur.
Gündelik yaşamda rastlanılan engellilere ya acınır, ya da insan üstü yetenekleri olduğuna kanaat getirilir.
Oysaki, ne acınmalı, nede insan üstü yetenekleri olduğu düşünülmeli.
Engelli bir bireyde, her insan gibi kendince değişen farklı farklı yeteneklere sahip olabilir.
Kimi müzikal anlamda yeteneklidir, kimi bilgisayar alanında bilgilidir.
Kimi bazı spor dallarında yeteneğe sahiptir, kimi de bir öğretmen ya da mühendistir.
Tüm insanlarda da olduğu gibi, kişiden kişiye değişen yetenekler engellilerde de mevcut görüldüğü üzere.
Bir engelli, insan üstün yetenekleri sayesinde değil, çevresinin desteği ve azmiyle rahatlıkla yüksek bir kariyere sahip olabilir.
Çevresel koşullara, eğitim seviyesine ve en önemliside azme bağlı olan bir durumdur bu.
Üstün yetenek konusuda açılmışken, kısa da olsa bu konuya değinmeden geçmek olmaz.
Gözü görmeyen bir bireyin, psikolojik olarak diğer insanlara göre daha dikkatli olduğu doğrudur. Ama bu üstün yetenek göstergesi değil, gözdeki eksikliği duyu ile tamamlamaya çalışmasıdır. Yani, göz görmüyorsa, doğal olarak duyu olarak daha dikkatli olur insan.
Yürüyemeyen bir bireyin birçok işi için ellerini kullanması, oluşan şartların getirdiği bir zorumluluktur. Yani, yürüyemeyen bir birey, ayakları ile yapamadıklarını elleri ile yapmak için olağanüstü bir çaba ve azim gösterir.
Ortopedik bir engellinin basket oynaması yada görme engellinin bilgisayar kullanması ilk duyulduğunda kesinlikle ihtimal dahilinde dahi tutulmayan bir durumdur.
Ancak, çaba sarfeden bir ortopedik engelli basket oynayabilir, meraklı olan bir görme engellide rahatlıkla bilgisayar kullanabilir.
Bunların tamamıysa, en başından beri vurguladığımız şekilde kişiden kişiye değişebilen yeteneklere ve azme bağlı olan bir durumdur.
Eğer ortada bir üstün yetenek varsa, oda olağan üstü bir azim sergilemektir.
Engelli bir bireyi, normal insanlardan ayrı bir kategoriye koymak, toplumsal eşitsizliğe ve anlamsız bir ön yargıya sebep olmaktadır.
Engelli denildiği zaman birçok kişinin hatrına, çevresinde, köyünde, mahallesinde, apartmanında yaşamış olan bir engelli gelir mutlaka.
Bizim köyde gözleri görmeyen bir amca vardı. Gözleri görmezdi ama öylesine akıllı ve sesi güzeldiki inanamazsın benzeri söylemler hayatın birçok evresinde karşılaşılan bir durumdur.
Gündelik yaşamda rastlanılan engellilere ya acınır, ya da insan üstü yetenekleri olduğuna kanaat getirilir.
Oysaki, ne acınmalı, nede insan üstü yetenekleri olduğu düşünülmeli.
Engelli bir bireyde, her insan gibi kendince değişen farklı farklı yeteneklere sahip olabilir.
Kimi müzikal anlamda yeteneklidir, kimi bilgisayar alanında bilgilidir.
Kimi bazı spor dallarında yeteneğe sahiptir, kimi de bir öğretmen ya da mühendistir.
Tüm insanlarda da olduğu gibi, kişiden kişiye değişen yetenekler engellilerde de mevcut görüldüğü üzere.
Bir engelli, insan üstün yetenekleri sayesinde değil, çevresinin desteği ve azmiyle rahatlıkla yüksek bir kariyere sahip olabilir.
Çevresel koşullara, eğitim seviyesine ve en önemliside azme bağlı olan bir durumdur bu.
Üstün yetenek konusuda açılmışken, kısa da olsa bu konuya değinmeden geçmek olmaz.
Gözü görmeyen bir bireyin, psikolojik olarak diğer insanlara göre daha dikkatli olduğu doğrudur. Ama bu üstün yetenek göstergesi değil, gözdeki eksikliği duyu ile tamamlamaya çalışmasıdır. Yani, göz görmüyorsa, doğal olarak duyu olarak daha dikkatli olur insan.
Yürüyemeyen bir bireyin birçok işi için ellerini kullanması, oluşan şartların getirdiği bir zorumluluktur. Yani, yürüyemeyen bir birey, ayakları ile yapamadıklarını elleri ile yapmak için olağanüstü bir çaba ve azim gösterir.
Ortopedik bir engellinin basket oynaması yada görme engellinin bilgisayar kullanması ilk duyulduğunda kesinlikle ihtimal dahilinde dahi tutulmayan bir durumdur.
Ancak, çaba sarfeden bir ortopedik engelli basket oynayabilir, meraklı olan bir görme engellide rahatlıkla bilgisayar kullanabilir.
Bunların tamamıysa, en başından beri vurguladığımız şekilde kişiden kişiye değişebilen yeteneklere ve azme bağlı olan bir durumdur.
Eğer ortada bir üstün yetenek varsa, oda olağan üstü bir azim sergilemektir.