Uyku Bozukluğu: Uykusuzluk

Sağlık Teknikeri

Üye
Üye
Katılım
Haz 8, 2010
Mesajlar
1,024
Tepkime Puanı
23
Puanları
38
Düzenli ve kaliteli bir uyku yaşam kalitemizi artırır. Bu nedenle uyku insan yaşamında çok önemlidir. Çoğumuz duymuşuzdur; "başımı yastığa kor komaz uyurum" diyen insanlar vardır. Uyku uzmanları ise 8 dk dan önce uykuya geçilmesinin altında aslında bir uyku bozukluğu olabileceğini, bir önceki günden uykusuz kalındığı için bu denli erken uykuya geçildiğini söylüyorlar. Uykuya dalma süresindeki normalite 8 ila 30 dk arasında değişmeli. Bundan kısa yada uzun sürede uykuya geçilmesi sizde bir uyku sorunu olabileceğini gösterebilir.

Uykusuzluk nedir?

Uykuya dalma, uykuyu sürdürme ve sonlandırmaya ilişkin sorunlar, dinlendirici olmayan uyku, insomnia (uykusuzluk) karşılığı kabul edilmektedir. Gündüzleri yorgunluk hissi, duygu alanında değişmeler (huzursuzluk, hırçınlık gibi), verimlilikte azalma, hatta düşünsel işlevlerde bozulma tabloya eşlik edebilmektedir.

Uykunun dönemleri var mıdır?

Uykuda farklı 5 dönem dikkati çekmektedir. Bu dönemlerden birisi REM (Rapid Eye Movement) diğerleri ise Non-REM olarak adlandırılmaktadır. Non-REM dönemi kendi içinde iki ana bölüme ayrılabilir:

Yüzeyel uyku (1. dönem ve kısmen 2. dönem)

Derin uyku (3. ve 4. dönemler). Bu dönemleri içine alacak şekilde bir tanım yapılırsa uyku, uyanıklıkla 5 uyku dönemi arasındaki periyodik geçişlerdir denebilir.

Genellikle kısa bir uyanık dönemden sonra insanlar 1., 2., 3. ve 4. döneme girmektedir. Uykunun başlamasından yaklaşık 90-120 dakika sonra da ilk REM dönemi ortaya çıkmaktadır. Daha sonra da 90-120 dakikalık aralarla bir gecede 3-5 REM döneminden geçilmektedir. Genç erişkin insan uykusunun yaklaşık olarak %5-10’unu 1. dönem, %45-60’ını 2. dönem, %20-25’ini 3. ve 4. dönem ve %20-30’unu REM dönemi kapsamaktadır. Genel olarak uykunun ilk üçte birlik bölümünde Non-REM, son üçte birlik döneminde de REM uykusu daha fazla yer almaktadır.

Yüzeyel uyku, uyku-uyanıklık geçişi arasındaki dönemi oluşturmakta olup bu dönemde insanlar kolaylıkla uyandırılabilmektedir. Derin uyku sırasında insanın uyandırılabilmesi için daha şiddetli uyarana ihtiyaç vardır. Bu dönemdeki değişimlerin, bedensel dinlenmeye, yenilenmeye hizmet ettiği kabul edilmektedir. Derin uykunun yeterince uyunmadığı ya da deneysel olarak ortadan kaldırıldığı durumlarda ise insanlar dinlenemediklerinden, sabah yorgun kalktıklarından, yeni bir günün yükünü taşıyacak durumda olmadıklarından yakınmaktadırlar.

Rüyalar ne zaman görülür?

Rüyaların % 80'inin REM sırasında görüldüğü bilinmektedir. Bu dönemdeki değişimler, fizyolojik aktiviteler açısından uyanıklığa benzerlik göstermektedir. REM'in işlevi konusunda iki temel açıklama vardır: birincisi, REM'in amacı gün içinde yaşananları unutmaktır, ikincisi, REM uyanıklıkta alınan bilgilerin düzenlenmesinde hizmet eder.REM'in birey için gerekli bulunmayan kayıtları silerek, gerekli olanları düzenleyerek ertesi güne duygusal ve düşünsel olarak hazırlanmaya hizmet ettiği söylenebilir.Ayrıca hayvan deneyleri, öğrenme ile REM arasında yakın ilişki olduğunu ortaya koymaktadır.

Uyku bozuklukları yaygın mıdır?

Uyku bozukluklarının genel populasyonda yaygınlığı % 15-35 civarında olup, % 10-20 oranında ağır ve kalıcı bir şekilde uykusuzluktan yakınanlar bulunmaktadır. İnsanların % 50’si yaşamlarının bir döneminde uykusuzluk çekmektedirler. Bu insanların yarısının sorunlarının ciddi boyutta olduğunu ifade etmeleri, uykusuzluğun önemli ve oldukça yaygın olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilebilir.

Yaşa ya da cinsiyete göre uyku sorunları değişir mi?

Araştırmalar kadınların daha fazla uykusuzluk yakınması bulunduğunu göstermektedir. Yaşın ilerlemesiyle birlikte uyku ihtiyacı da azalmaktadır. Gençlerin daha çok uykuya dalma güçlüğü çektikleri, yaşlıların ise uykuyu sürdürmeye ilişkin sorunlarının ön planda olduğu dikkati çekmektedir. Yaşlılıkla artan hastalıkların uykusuzluk oluşumuna katkısı da yadsınamaz. Süregen uykusuzluk, kadınlarda, yaşlılarda ve bedensel ya da ruhsal hastalıkları olanlarda yaygındır.

Uykusuzluk insanı nasıl etkiler?

Uykusuzluk, hasta için uyuyamamanın ötesinde anlam taşımakta, psikososyal, mesleki alanlarda da sorunlara yol açmaktadır. Araştırmalar, uykusuzluğu olan insanların günlük yaşamlarında ve genel sağlık alanlarında daha çok sorunları olduğunu, giderek yaşam kalitesinin düştüğünü ve zaman/enerji yönünden daha çok yardım aramaya yöneldiklerine işaret etmektedir.

Ruhsal bozukluklarda uyku sorunları daha fazla görülür mü?

Psikiyatrik bozukluklarda uykusuzluk yakınmasının % 75 oranında bulunduğu dikkati çekmektedir. Bunların içinde depresyonda ortaya çıkan uyku bozuklukları özel bir yer tutmaktadır. Depresyonda olan kişilerin uyku örüntüsündeki değişiklikler biyolojik gösterge olarak kabul edilmektedir. Bu örüntüdeki tipik özellikler, kısa sürede REM dönemine girme, geceleri sık uyanma, sabahları erkenden uyanma olarak özetlenebilir. Anksiyete (kaygı) tablolarında ise çoğu zaman uykuya giriş sorunları ön plandadır. Bu hastaların bir bölümü gerginlik nedeniyle, yeterince gevşeme elde edemediklerinden uykuya zorlukla girebilmektedirler.

Uykusuzluk nedenleri nedir?

Uykusuzluğa, uyarılmaya yol açan tüm faktörlerin neden olabileceği söylenebilir. Bu nedenle kaynağında kısa süreli ya da kalıcı psikoljik/biyolojik değişmeler yer alabilir.

Bedensel hastalıklar ve bazı ilaçlar biyolojik faktörler olarak ortaya çıkmaktadır.

Psikolojik faktörler olarak bireyin içinde bulunduğu gerginlik ve kaygı gibi yaşantıların, uykunun başlangıcında beklenen gevşemeye engel olduğu, hatta uyku ya da uyumanın kaygı verici bir yaşantı olarak ortaya çıktığı söylenebilir. Böylece, hastanın uykuya girişi gecikmekte ya da uykuya geçememekte, uyku başlasa bile kesintilerle sürmektedir.

Aşırı uyku nedir?

Gündüzleri uyuklamaların temel yakınma olduğu aşırı uyku tabloları, tüm uyku bozukluklarının yarısını oluşturmaktadır. Aşırı uyku tablosunun içinde iki önemli bozukluk yer almaktadır: Bunların birincisi uyku apnesi, ikincisi ise narkolepsidir.

Uyku apnesi, bir saatlik uyku sırasında 10 saniyeden uzun süren beşden fazla sayıda solunum durmasıdır. Yaşamı tehdit eden, ani gece ölümlerine neden olduğu ileri sürülen ve yorgunluk, isteksizlik, verimsizlik, düşünsel işlevlerde bozulma, duygusal dengesizlik gibi çeşitli psikiyatrik belirtilere yol açabilen bir tablodur.

Narkolepsi, gündüzleri uyku atakları, karabasan ve diğer ek belirtilerle karakterize bir tablodur.. Tanı, uyku laboratuarlarındaki çalışmalarla konabilmektedir.

Uykuda konuşma, yürüme, kabus neden olur?

Uykuda konuşma, yürüme, diş gıcırdatma, kabus, korku, karabasan, altını ıslatma gibi tabloları içeren uyku bozuklukları (parasomnia'lar) tüm uyku bozukluklarının % 15.'ni oluşturmaktadır. Genellikle çocukluk ve ergenlik dönemde görülmektedir. Çocuk ve ergenlerin yaklaşık dörtte birinde parasomnia görülmektedir. Bu oran, erişkin dönemde % 1’e düşmektedir. Genellikle uykunun başlangıç dönemindeki Non-REM uykusu sırasında görülmekte olan parasomnia tablolarının genellikle psikolojik nedenlere dayalı olduğu dikkati çekmektedir. Bu nedenle tedavinin temelini psikolojik modeller oluşturmaktadır.

Uyku düzeni bozuklukları nedir?

Uyku düzeni (siklus) bozuklukları, tüm uyku bozuklularının % 2.9'nu oluşturmaktadır. Burada zaman zaman gece çalışanlara, uçakla ekvatora paralel olarak yolculuk yapanlara (jet-lag), günlük siklusu 24 saatten kısa ya da uzun olanlara ait tablolar yer almaktadır. Tedavi nedene yönelik olup, ritmin düzenlenmesi temel alınmaktadır.

Uyku bozukluğunun tanısının konabilmesi için,yakınmanın tanımlanması, nasıl ortaya çıktığının ve ilişkili faktörlerin araştırılmasına yönelik olan ayrıntılı bir görüşme , psikolojik değerlendirme yapılmalı ve fizik muayene ile laboratuvar testleri uygulanmalıdır.Ancak görüşme ve incelemeler sonucunda uygun tedaviye yanıt alınamamış, spesifik bir uyku bozukluğuna işaret eden sorunları bulunduğu düşünülen ya da tedavi sonuçları izlenecek hastalar uyku laboratuvarında incelenmelidir.

Uyku sorunlarının tedavisi nasıl oluyor?

Uykusuzluğu olan kişilerin bir sonuç alamamalarına karşın uyumak için alkol vb. maddeleri kullandıkları dikkati çekmektedir. Bu şekilde, tabloya diğer sorunlar eklenmektedir.

Uykusuzluğun kaynağı olarak görülen bedensel ve psikolojik gerginlikle başetmek için gevşeme teknikleri ile gerginlik ortadan kaldırılmaya çalışılır. Bazı uykusuzluk tablolarında ilaç tedavisi kullanılmaktadır.

Uykusuz insanların bir bölümünde sadece uyku hijyeninin düzenlenmesiyle önemli ölçüde yarar sağlanabilmektedir. Uyku hijyeni için şu noktalara dikkat edilmelidir:
çok aç ya da tok olmamak,
kafeinli, alkollü, kolalı içeceklerden ve tütün kullanımından kaçınmak,
düzenli egzersiz yapmak, ancak akşam saatlerinde heyecan oluşturacak aktivitelerden kaçınmak,
uyku gelmeden yatağa girmemek,
yatak odasını sadece uyku ve cinsel ilişki için kullanmak,
uyuyamadığında uyumaya çabalamamak, yataktan ve yatak odasından çıkarak başka bir yerde zaman geçirip uyku gelince yatağa dönmek,
ne kadar uyunursa uyunsun sabah belirli bir saatte kalkmak,
gündüzleri uyumamak ve yatak odasını ses, ışık, ısı yönünden izole etmek.

Aslında bunlar herkesin sağlıklı bir uyku için dikkat etmesi gereken kurallardır.
 

seyhan

Üye
Üye
Katılım
Mar 3, 2011
Mesajlar
15
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Teşekkürler faydalı bilgi için, açıkcası son günlerde uyku problemi yaşıyorum, gün oluyor 3 saatlik uyku ile işe geliyorum.
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Uyku Bozuklukları ve Tedavi Yöntemleri

1 Uyku Bozuklukları..jpg

Uyku bozukluklarında en sık gördüklerimizden birisi uykusuzluk. Uykusuzluk hepimizin bildiği gibi uyku süresinin kısa olması veya sık sık uyanmayla karakterize bir durum.

Uyku günlük yaşamın bir sure için kesintiye uğraması ya da boşa geçen zaman değildir. Zihinsel ve fiziksel sağlığımızı her gün yenilememiz için önemli olan ve yaşamımızın üçte birini kapsayan aktif bir dönemdir.

Yaklaşık 85 türde uyku hastalığı vardır. Çoğu yaşam kalitesinin azalmasına ve kişinin sağlığında bozulmaya neden olur. Uyku bozuklukları trafik ve mesleki kazalara neden olabilmesi nedeniyle bir halk sağlığı sorunudur. Bazı uyku bozuklukları uykuya dalma veya sürdürme güçlüğüne yol açar. Diğer uyku bozuklukları gündüz aşırı uykululuğa neden olur. Vücudun biyolojik saati ile ilgili sorunlar kişilerin günün yanlış zamanında uykulu olmasına neden olur. Uykuda yürüme, altını ıslatma, kabuslar ve diğer sorunlar da uykuyu kesintiye uğratabilir. Bazı uyku hastalıkları ise yaşamı tehdit edici boyuttadır.

Uykuda solunum Bozuklukları:

Uyku bozukluklarının belirtileri nelerdir?


Bu hastalık grubunda en sık görüleni Uykuda Solunum Durması Hastalığı (Obstrüktif Uyku Apne Sendromu) dır. En sık belirtisi horlmadır. Horlama uyku sırasında gürültülü solunumla belirir. Gürültünün derecesine göre horlayan kişiyle aynı yatağı paylaşanı, aynı evde kalanları, hatta komşuları rahatsız eden bu durum uyku sırasında boğazda daralma olmasından kaynaklanmaktadır. Boğazda bademcikler, küçük dil, damak yapısı gibi darlık oluşturan nedenler dışında aşırı kiloluluk, alkol alımı, yorgunluk, uykusuzluk gibi durumlar da horlamayı arttırır. Horlama horlayan kişi için sorun oluşturmasa da sıklıkla horlamayı işiten, bu nedenle rahat uyuyamayan eşin, aile bireylerinin, arkadaşların uyarıları sonucu hekimin karşısına gelir. Araştırmalar horlamanın yaşla birlikte arttığını, orta yaş ve üzerinde toplumun yaklaşık yarısının horladığını göstermiştir. Horlamada rol oynayan boğazdaki daralma daha da belirginleştiğinde havayolunun tamamen tıkanmasına, nefesin kesilmesine (apne) yol açar. Gürültülü horlamalar arasında nefesin, dolayısıyla horlamanın uzunca bir süre (10 saniyenin üstünde) durması sonrasında tekrar nefes alma ve gürültülü horlamayla devam eden bu durum, uyku sırasında sık tekrarlarsa tıkayıcı uyku apne sendromu (obstrüktif uyku apne sendromu) olarak adlandırılır.

Uykuda Solunum Durması Hastalığı (Obstrüktif Uyku Apne Sendromu):

I. Uyku sırasında boğazdaki tıkanıklıklar nedeniyle tekrarlayan solunumsal bozukluklar (nefes durması: apne, nefes azlığı: hipopne) sonucu gelişir.

II. Uyku sırasında solunumun tamamen kesilmesi veya önemli ölçüde azalması nedeni ile uyku bölünmesine ve kandaki oksijen oranında düşmeye neden olur. Soluk alamama uyanma ile sonlanır, solunum tekrar başlar. Uyanıklık sinir sisteminde uyarılara, ilgili sinir sisteminin kalp ve damarlar üzerindeki etkisi kan basıncında yükselmeye neden olur. Uykunun bozulması metabolizmayı, cinsel işlevleri etkiler. Dolayısıyla obstrüktif uyku apne sendromu birçok vücut sistemini ilgilendiren önemli bir sağlık sorunudur.

III. Hastalar sıklıkla gürültülü şekilde horlar, sabah uykularını alamamış, dinlenmemiş şekilde uyanır. Uykusuzluk nedeni ile zihinsel yetilerinde bozulma, gün içinde uykululuk gibi yakınmalar gelişebilir.

IV. Aşırı kiloluluk, boğazda darlık yaratan nedenler, akşam saatinde alkol alımı, bazı ilaçlar uykuda solunum durmasını ağırlaştırır. Reçetelenmemiş ilaç kullanılması, altta yatan sorun bilinmeden uyku ile ilgili ilaç kullanılması zararlı olabilir.

V. ‘Obstrüktif uyku apne sendromu’nun tanısı için uyku laboratuarında uyku ve solunum kaydının yapılması ve incelenmesi şarttır. Ayrıca basınç tedavisi uygulanacak hastalarda tedavinin düzenlenmesi için de uyku laboratuarında çalışma yapılması gerekir.

Konunun toplum sağlığı açısından önemi üç ana başlıkta özetlenebilir:

1. Uyku solunum bozukluğu toplumda sık görülen bir durumdur: Uyku apne sendromu (obstruktif uyku apne sendromu) olarak bilinen hastalık en sık görülen aşırı uykululuk nedenidir. Erişkin dönemde erkeklerin % 4, kadınların ise % 2 kadarında obstruktif uyku apne sendromu olduğu araştırmalarda gösterilmiştir. Çocuklarda yapılan araştırmalarda %3’e varan sıklık bildirilmiştir. Buna karşın hastaların pek az bir bölümü tanı alabilmektedir. Uyku laboratuarlarının yaygın olduğu ABD’nde hastaların ancak 1/10’unun tanı alabildiği tahmin edilmektedir.

2. Obstrüktif uyku apne sendromu önemli sağlık sorunlarına (hastalık ve ölüm) yol açmaktadır. Uyku bölünmesi, oksijende azalma, artmış sempatik sinir sistemi uyarısı sonucu hastalarda hipertansiyon, solunum ve kalp yetmezliği, inme, kalp ritim bozukluğu, aşırı kiloluluk (obezite) gibi klinik sonuçlar gelişebilir. Uykusuzluk dikkat gerektiren işlerde çalışan, taşıt kullanan kişilerde kazalara yol açabilir. Hastaların çevreleri ile olan uyumları bozulabilir, iş verimi ve yaşam kalitesi azalabilir. Sayılan hastalık sonuçları nedeniyle obstruktif uyku apne hipopne sendromu hastalarının yaşam sürelerinin hasta olmayan kişilere göre azaldığı, tedavi ile yaşam beklentisinin arttırılabileceği araştırmalarla ortaya konmuştur. Bu hastaların sabah saatlerinde artmış kalp damar hastalığı nedenli sonuçlar ölümcül olabilmektedir. Bu da obstrüktif uyku apne sendromunun toplum sağlığı açısından önemini ortaya koymaktadır.

3. Obstrüktif uyku apne sendromu tedavi edilebilir bir hastalıktır. Obstruktif uyku apne sendromunda bugün için etkinliği gösterilmiş, tedavi şekli burundan maske yoluyla uygulanan basınç tedavisidir. Tedavide amaç uyku sırasında kapanma eğilim artmış olan üst havayolunu dışarıdan pozitif basınç vererek açık tutmaktır. Aşırı kilolu olmayan, üst havayolunda anatomik darlığı olan, orta düzeyde hastalığı olan hastalarda cerrahi tedavi uygun olabilir. Bu hastalarda seçilebilecek diğer tedavi yöntemi diş hekimliği tarafından düzenlenen ağız içine yerleştirilen cihazlardır (ağız içi aparey). Tedavi ile obstrüktif uyku apne sendromunun olumsuz sonuçlarının azaltılabileceği, giderilebileceği söylenebilir.

Özetle obstruktif uyku apne hipopne sendromunun yaşam kalitesi ve süresini tehdit eden önemli bir halk sağlığı sorunudur. Gerek hasta gerek toplum sağlığı açısından uygun şekilde tanınması ve tedavi edilmesi gereklidir. Konuyla ilgili sağlık merkezlerine, uyku laboratuarlarına başvuruda bulunulduğunda tanı ve tedavisi mümkündür.

Uykusuzluk:

Uykuya dalma veya sürdürmede güçlük, yani uykusuzluk (insomnia) toplumda her üç kişiden birinde görülen önemli bir sağlık problemidir.
Uykusuzluk her yaşta görülür. İnsanların çoğu bir veya iki gece uykusuzluk çeker, ancak bu durum bazen haftalar, aylar ve hatta yıllarca sürebillir. Uykusuzluk en sık kadınlar ve ileri yaştaki kimselerde görülür.

UYUM BOZUKLUĞUNA BAĞLI UYKUSUZLUK

Uyum bozukluğuna bağlı uykusuzluk birkaç gece süren uykuya dalma veya sürdürme problemidir. Uyum bozukluğuna bağlı uykusuzluk üç aydan daha kısa surer. Bu tip bir uykusuzluk genellikle heyecan veya stress altında oluşur. Çocuklar, örneğin, sonbaharda okulların açılmasından hemen önce uykularında çok sık döner ve hareket ederler. Uykusuzluk önemli bir sınavın veya spor aktivitesinin öncesindeki gece ortaya çıkabilir. Erişkinler önemli bir iş toplantısı öncesinde veya bir aile bireyi veya yakın arkadaşı ile bir tartışma sonrasında sıklıkla kötü uyurlar. Insanlar evlerinden uzakta olduklarında daha kolay uyku problemine sahip olma eğilimindedirler. Zaman dilimi ötesindeki yolculuklar uyum bozukluğuna bağlı uykusuzluğa neden olabilir. Yatma vaktine yakın bir zamanda yapılan egzersiz (dört saat içinde) veya hastalıklar da bu tip bir uykusuzluğa neden olabilir. Stresli durum sona erdiğinde ya da kişi uyum sağlamaya başladığında uyku normale döner.


KRONİK UYKUSUZLUK:

Kronik uykusuzluk en az bir ay sürer. Uykusuzların çoğu uykuları hakkında endişelenirler. Ancak tüm uyku problemini uykuya dair endişeye bağlamak yanlıştır. Yapılan bir çalışma bu tip uykusuzluğu olan hastaların uykuda solunum veya anormal kas aktivitesine sahip olabileceği gösterilmiştir. Bir uyku uzmanı uykusuzluğun nedenlerinin çözülmesinde yardımcı olabilir ve etkin tedavileri önerebilir.

PSİKOFİZYOLOJİ (ÖĞRENİLMİŞ) UYKUSUZLUK:

Eğer stresli dönemlerde daha kötü uyuyorsanız, gün içindeki performansınızın iyi olmayacağı konusunda endişelenirsiniz. Geceleyin uyumak için daha fazla çaba harcayabilirsiniz. Bu genellikle işlerin daha kötü gitmesine neden olur. Birkaç gece sonra, yatağa gitmeden önce yaptığınız bir takım şeyler size uyku sorunlarınızı hatırlatır. Pijamalarınızı giymek, ışıkları kapatmak ve battaniyeyi örtünmek aniden sizin daha uyanık hale geçmenize neden olur. Psikofizyolojik uykusuzluğu olan bazı kişiler yatakta olmadıklarında hemen uykuya dalabilirler. Kanepede, gazete okurken, televizyon izlerken veya araba kullanırken uykuyakalırlar. Bir ay içinde sadece birkaç gece kötü uyku bile psikofizyolojik uykusuzluğu tetikleyebilir. Tedavide kötü uykuyu hatırlatan şeyleri ”öğrenmeme” ve yeni uyku alışkanlığını öğrenme yer alır.

FİZİKSEL / PSİKİYATRİK HASTALIKLARA BAĞLI UYKUSUZLUKLAR

Birçok tıbbi problem uykuyu bozabilir ve insanların uykusuzluktan şikayetçi olmasına yol açabilir. Psikiyatrik problemler, diğer uyku bozuklukları ve fiziksel hastalıklar kolaylıkla uykusuzluk olarak değerlendirilebilecek şekilde uykuyu değiştirebilirler. Tıbbi hastalığı tedavi etmek uykusuzluğu da tedavi edebilir.

Psikiyatrik problemler: Uykusuzluğun bir çeşidi – oldukça erken uyanma – depresyonu olan hastalarda oldukça sık bir şikayettir. Eğer psikiyatrik bir probleminiz varsa kötü bir uykuya sahip olursunuz. Altta yatan hastalığın tedavisi uykunuzu düzeltmede yardımcı olabilir. Psikiyatrik bozuklukların tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da uykusuzluğa neden olabilir.

Uyku ile İlişkili Solunum Bozukluğu: Uyku apnesi olan kimselerin uyku sırasında nefesi durur. Bu durum kişiyi gece boyunca onlarca hatta yüzlerce kez uyandırabilir. Solunumun durduğu süre 10 saniye gibi kısa olabilir. Çoğu hasta uyandığını hatırlamaz. Uyku apne tanısı için bir uyku testi gerekir. Uyku ile ilişkili solunum problemleri en sık erkeklerde, kilolu kimselerde ve ileri yaştaki erişkinlerde görülür. Uyku apnesi olan kimseler pozitif havayolu basıncı denilen tedaviden sıklıkla fayda görürler. Bu tedavi, uyku esnasında burna takılan bir maske yoluyla hava basıncı vererek havayolunu açık tutar.

Periyodik Bacak Hareketleri: Periyodik bacak hareketleri uyku sırasında kısa kas kasılmalarıdır. Kasılmalar bir-iki saniye süreli bacak sıçramalarına neden olabilir. Kasılmalarher 30 saniyede bir, sıklıkla bir saat veya daha uzun bir süre boyunca devam eder. Bazı kimselerde her gece sürekli bacak sıçraması görülür. Bu hareketler her gece uykuda yüzlerce kısa kesintilere ve huzursuz bir uykuya neden olur. Periyodik bacak hareketleri yaşlandıkça daha sık ve ağır hale gelir. Tedavide ilaçlar, akşam egzersizleri, sıcak banyo veya bunların birleşimi yer alır. Eğer demir düzeyleriniz düşükse, demiri yerine koyma tedavisi de faydalı olabilir.

Gastro-özofajeal reflü (mide ekşimesi): Uyku sırasında mide içeriği boğaza geri gelebilir. Bu durum hastayı gece içinde bir çok kez uyandırır. Göğüsün orta kısmında oluşturduğu ağrı ve sertlik hissi nedeniyle mide ekşimesi olarak adlandırılır. Reflü gün içinde olduğunda, birkaç yutkunma ve dik pozisyon ile problem genellikle çözülür. Uyku sırasında, daha az yutkunma olması ve yatar pozisyon nedeniyle daha fazla reflü oluşur. Uyuyan kişi sıklıkla öksürerek ve boğulma hissi ile uyanır. Eğer böyle bir probleminiz varsa, başınızı yastıklarla yukarı kaldırmayı deneyin. Yatağın baş kısmını da 15-20 cm kaldırabilirsiniz. Reflüyü tedavi eden ilaçlar da kullanılır.


Uykusuzluğa neler sebep olabilir?

Uyku bozukluklarının nedenleri nelerdir?


Uyku bozukluklarına kimlerde daha sık rastlanır?


PSİKOLOJİK FAKTÖRLER:

Uykusuzluk eğilimi: Bazı kimseler stresli dönemlerde diğer kişilere göre daha kolay uykusuzluk yaşarlar. Diğerleri strese karşı başağrısı veya mide ağrısı ile cevap verir. Kişinin uykusuzluk geliştirmeye yatkın olduğunu ve bunun çok uzun sürmeyeceğini bilmesi, uykusuzluk gelişitiğinde onunla baş etmesinde faydalıdır.

Kalıcı stres: Aile problemleri, ciddi bir hastalığı olan bir evlat veya tatmin edici olmayan bir iş uyku problemlerine katkıda bulunabilir. Stres ile baş etmeyi öğrenmek uykusuzluğunuzu tedavi etmede yardımcıdır.

YAŞAM TARZI:

Uyarıcılar: Kafein insanları uyanık tutar. Eğer geceleyin kahve içerseniz, uykuya dalmanızı engellemese dahi, uykunuz daha az dinlendirici olur. Nikotin de insanları uyanık tutar, sigara içiciler içmeyenlere gore daha uzun sürede uykuya dalarlar. Birçok ilaç içerisinde uyarıcı madde içerir. Bu ilaçlar arasında kilo verdiren ve alerji ve astım ilaçları yer alır. Bazı soğuk algınlığı ilaçları da uyarıcı içerir.

Alkol: Yatmadan önce içilen bir bardak şarabın uyumanıza yardımcı olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak alkol, çabuk uykuya dalmanızı sağlamakla birlikte, sizin tüm gece boyunca uyku içerisinde kısa sürelerle uyanmanıza neden olur.

Çalışma saatleri: Eğer vardiyalı olarak çalışıyorsanız, uyku problemine sahip olmanız daha olasıdır. Bu durum çalışma saatleri sürekli değişen kimseleri kapsar. Ayrıca gece veya sabah erken saatlerde çalışanları da içine alır. Hafta sonlarında dahi aynı programın sabit tutulması önemlidir. Bu, vücudunuzu belirli zamanlarda uyumaya ve diğer zamanlarda uyanık kalmaya programlamaya yardımcı olur. Her sabah aynı saatte uyanmak uyku şeklinizi sabitlemek için bir yöntemdir. Bir rutine sahip olmak önemlidir.

Egzersiz: Dinlenmenin ve sakin bir yaşam tarzının uykusuzluğu engellediğini düşünebilirsiniz. Aslında, çok az ya da hiç egzersiz yapmayan kimseler geceleri uykuya dalma güçlüğü yaşarlar. Düzenli egzersiz insanların daha iyi uyumasını sağlar. Egzersiz yapmak için en iyi zaman öğleden sonrasıdır. Yatma vaktine yakın egzersiz yapmayın. Yatma vakti ile eegzersiz sonrası kalp hızınızın yavaşlaması arasında en az iki saat bırakın.

Uyku hapları: Uyku hapları doktorunuzun kontrolünde kullanılmalıdır. Bazı uyku hapları, eğer her gün kullanılırlarsa, birkaç hafta sonra işe yaramaz hale gelir. Diğer yandan eğer aniden kullanmayı bırakırsanız, uykunuz bir süre için daha da kötü hale gelir. Bu problem uyku haplarını yavaşça azaltılarak kesme ile azaltılabilir.

ÇEVRESEL FAKTÖRLER:

Ses. Yatak odasını mümkün olduğunca sessiz tutun. Yakın yerden geçen trafik, uçaklar, televizyon ve diğer sesler uyanmanıza neden olmadan da uykunuzu bozarlar.

Işık. Yatak odanızı karanlık tutmak için gölgelik veya kalın perdeler kullanın. Işık gözleriniz kapalı olsa dahi gözlerinize ulaşır. Işık uykunuzu dağıtabilir.

Eğer tüm gece kesintisiz olarak uyduğunuzu düşündüğünüz halde yorgun hissediyorsanız, tüm bu faktörler gözden geçirilmelidir.

Ne zaman yardım aramalıyım?

Eğer uykunuz bir aydan daha uzun süredir bozuksa ve sizin günlük işlevlerinizi bozuyorsa yardım arama zamanı gelmiştir. Doktorunuza başvurun ve bir uyku hastalıkları uzmanı ile görüşme isteyin. Tıbbi özgeçmişiniz, fiziksel muayene ve bazı kan testleri uykusuzluğun bazı nedenlerinin ortaya konulmasında faydalıdır. Yatak partneriniz ve diğer aile üyeleri sizin uykunuz hakkında değerli bilgilere sahip olabilirler. Onlara horlayıp horlamadığınızı veya uyku sırasında huzursuz yatıp yatmadığınızı sorun. Sağlık bakım uzmanınız da uykusuzluğun sizi gün içinde uykulu veya depresif yapıp yapmadığını veya yaşamınızı diğer şekillerde etkileyip etkilemediğini bilmek isteyecektir.

Uykusuzlukta bazen sadece bilgi verme ve eğitim ile düzelebilir. Bazı kimseler doğal olarak diğerlerinden daha az uyur. Herkesin sekiz saat uyuması gerekir düşüncesi yanlıştır. Kötü uyku alışkınlığına bağlı uykusuzlukta danışmanlık yardımcı olabilir. Diğer durumlarda, ilaçlar veya bir uyku bozuklukları merkezinde değerlendirme önerilebilir.

Eğer bir uyku bozuklukları merkezinde değerlendirilmeniz gerektiği söylendiyse, sizden bir veya iki hafta süreli uyuyarak ve uyanık dönemlerinizi gösteren bir uyku günlüğü tutmanız istenebilir.

Uyku hapları yardım edebilir mi?

Uyku hapları uykusuzluk için tedavi edici değildir. Uyku hapları bazen bir başka hastalıklardan kaynaklanan problemleri maskeleyebilir veya tersine arttırabilir. Örneğin, uyku hapları uyku ile ilişkili solunum bozukluğunu kötü yönde etkiler. Uykusuzluk doğru olarak tanınmalı ve ilaç başlanmadan önce tedavi seçenekleri bir uyku uzmanı ile tartışılmalıdır.

Bazı reçetesiz alınanlar da dahil olmak üzere pek çok uyku hapı mevcuttur. Farklı tip ilaçların bazı avantajları ve dezavantajları vardır. Örnek olarak, bazıları ’kısa-etkilidir’ ve en iyi uykuya dalma güçlüğü olan durumlarda etkilidirler. Diğerleri ’uzun-etkilidir’ ve tüm gece boyunca uyumanızı sağlar. Sizin için en iyi ilacın hangisi olduğunu saptamak için bir uyku uzmanıyla görüşün.


UYKU HAPLARI ŞU DURUMLARDA FAYDALIDIR:

’Jet lag’. Birçok zaman dilimini geçen uçuşlar hem uykusuzluğu hem de gündüz aşırı uykululuğu tetikleyebilir. Vücudunuzun zaman dilim değişikliklerine alışması bir hafta sürebilir. Bir gece uçuşu sırasında uçakta uyumanızı sağlayacak bir uyku hapı almanız uykunuzu daha iyi kılabilir ve gündüz aşırı uykululuğu azaltabilir.

Vardiyalı çalışma: Vardiyalı çalışanlar bazen uykuya dalmayı kolaylaştıracak uyku hapı alabilir. Bu, gündüz uykululuğu azaltabilir ve yeni programa uyuma yardımcı olabilir.

Akut stres: Uyku hapları stresli dönemlerden geçişte uykusuzluğu olan kimselere yardımcı olarak uyku problemlerini engelleyebilir.

Tahmin edilebilir stres: Bir aylık satış toplantısı veya bir konuşma görevi öncesindeki gece her zaman huzursuz uyuduğu bilinen kişiler bu gibi zamanlarda uyku hapı alırlarsa daha iyi dinlenebilirler.

Kronik uykusuzluk: Uyku haplarının elde tutulması kötü uykuya sahip olanlarda periyodik alevlenmeler döneminde yardımcı olabilir ve uykusuzluk ile birlikte olan endişeyi azaltabilirler.

Çoğu uyku haplarının en iyi etkiyi haftada üç kereden az kullanıldıklarında gösterdiklerini bilmek önemlidir.

Uykusuzlukta Davranışsal Tedaviler Nelerdir?

Uyku bozuklukları nasıl tedavi edilir?


Uykusuzlukta iyi test edilmiş dört davranışsal tedavi vardır.

UYKU KISITLAMASI: Uykusuzluğu olanlar daha uzun uyku süresi sağlayacağını umarak yatakta uzun süre kalabilmektedir. Bunu yerine, yatakta daha fazla zaman geçirmek, uykunun daha geniş bir zamana yayılmasına neden olur, uykuyu böler ve hayal kırıklığını arttırır. Uyku kısıtlama terapisi yatakta geçirilen zamanı kısıtlar ve uykunun daha etkin olmasını sağlar.

UYARICILARIN KONTROLÜ: (Bakınız Tablo 1) Uyarıcıların kontrol edilmesi yatak odasını uyku için davet edici şekilde yapmayı amaçlar. Bazıları için, yatak odası işlerin yapıldığı ya da üzüntülerin yaşandığı yer halini alır. Bu aktiviteler ve düşünceler sıklıkla uykuyu engeller.

Yatma zamanında, bu aktiviteler ile sizin yatak odanız arasındaki bağlantılar sizi uyanık tutar. Uyarıcıların kontrol işlemleri yatakta uyanık yatmak da dahil olmak üzere yatak odasındaki uyku ile ilişkili aktiviteleri azaltır. Bunlar uykuya çabuk dalma şansını arttırmak amacıyla yapılır.

TABLO 1: Uyku probleminiz için uyarıcı kontrol yaklaşımı için şu talimatları izleyin

Sadece uykulu hissettiğinizde uyumaya çalışın.

Eğer uykulu hissetmiyorsanız ve 20 dakika içinde uykuya dalamazsanız, yatak odanızdan dışarı çıkın ve başka bir yerde sessiz bir aktiviteye başlayın. Yatak odanıza sadece, ama sadece, uykulu hissettiğinizde geri dönün. Bu işlemi, gece boyunca gerektikçe tekrar edin.
Tatil günlerinizde ve hafta sonlarında dahi düzenli bir uyanma saatini koruyun.

Yatak odanızı sadece uyku, hastalık ve cinsel ilişki amacıyla kullanın.
Gün içinde şekerleme yapmaktan kaçının. Eğer karşı koyamıyorsanız, şekerleme süresini günde bir kez ve bir saatten aza kısıtlayın. Öğleden sonra üçten sonra şekerleme yapmayın.

RAHATLATMA TERAPİSİ: Rahatlatma terapisi sakinlik hissi oluşturmaya çalışan bir grup aktiviteden oluşur. Bunlar arasında sakin bir ortamda hoş düşüncelere odaklanmaya çalışılması yer alır. Rahatlatma terapisinin kullanılması uykuya dalma şansını arttırmada yardımcıdır.

BİLİŞSEL TERAPİ: Birçok insan uyku hakkında yanlış inanış ve davranışlara sahiptir. Bazı kimseler sekiz saatten daha kısa süre uyuduklarında kendilerini kötü hissedeceklerine inanırlar. Bilişsel terapide, bu yanlış fikir ve düşüncelerin düzeltilmesi amacıyla bazı metotlar kullanır. Uykunun başlatılmasına ve gün içindeki endişenin ve yatma vaktindeki uyanıklığın giderilmesinde faydalıdır.

İYİ UYKU HİJYENİ:

Burada uyku hijyeninizi nasıl daha iyi hale getirebileceğiniz hakkında bazı ipuçları vardır:

Uykulu hissetmeden yatağa gitmeyin.
Yatma vaktinde uykulu hissetmiyorsanız, başka birşey yapın. Kitap okuyun, hafif bir müzik dinleyin veya bir dergiye bakın. Rahatlatıcı birşeyler bulun, ancak uyarıcı etkisi olmasın.Aklınızdan uyku ile endişlenme fikrini atın. Bu sizin vücudunuzun rahatlamasını sağlayacak ve düşüncelerinizi dağıtacaktır.

Eğer 20 dakika sonra halen uykuya dalamadıysanız, yataktan çıkın.

Sizin rahatlamanızı sağlayacak başka bir şeyler bulun. Eğer mümkünse, başka bir odaya geçin. Yatak odanız uyumak için gittiğiniz yer olmalı. Canınız sıklıdığında gittiğiniz bir yer olmamalı. Tekrar uykulu hissettiğinizde, yatağa geri dönün.

Her gece yatağa gitmeden önce sizin rahatlamanızı sağlayacak meşguliyetlere başlayın.
Ilık banyo, hafif atıştırma veya birkaç dakika okuma olabilir.

Her sabah aynı saatte kalkın.
Bunu tatillerde ve hafta sonlarında da yapın.

Düzenli olarak tüm gece uykusuna sahip olmaya çalışın.
Sizi gün içinde iyi dinlenmiş hissetmenizi sağlamaya yetecek süre uyuyun.

Eğer yapabilirseniz, şekerleme yapmaktan kaçının.
Eğer mutlaka şekerleme yapmak zorunda kalırsanız, kısa tutun (bir saatten az). Öğleden sonra saat üçten sonra şekerleme yapmayın.

Düzenli bir programı takip edin.
Yemek, ilaçlar, ev işleri ve diğer aktivitelerin düzenli olması vücut saatinin düzgün olarak çalışmasına yardımcı olur.

Yatağınızı sadece uyku ve cinsel aktivite amacıyla kullanın.

Öğle yemeğinden sonra kafein almayın.

Yatma vaktinden altı saat öncesinde bira, bir bardak şarap veya diğer alkollü içeceklerden kaçının.

Yatma vakti öncesinde sigara içmeyin veya diğer nikotin içeren gıdalar almayın.

Yatağa aç girmeyin, ancak yatma vaktine yakın saatlerde ağır yemek de yemeyin.

Yatma vaktinden önce altı saat içerisinde ağır egzersizden kaçının.
Düzenli olarak ancak günün daha erken saatlerinde egzersiz yapmalısınız. (Bir egzersiz programına başlamadan önce doktorunuzla konuşun.)

Uyku haplarından kaçının, veya dikkatli kullanın.
Çoğu doktor üç haftadan daha uzun bir süre için uyku hapı reçete etmez. Uyku hapı kullanırken alkol almayın.

Endişelenmenize yol açan nedenlerle gün içinde ilgilenin.

Endişelerinizi bir aile üyesi veya arkadaşınızla paylaşın. Duygularınızı bir günlüğe yazarak ifade edin. Eğer endişeleriniz kalıcı bir problem ise, o halde bir doktor ile konuşun.

Yatak odanızı sessiz, karanlık ve hafif soğuk duruma getirin.
Bunu hatırlamanın kolay yolu: size bir mağarayı andırmalıdır. Kulağa romantic gelmese de, yarasalar için işe yaramaktadır. Yarasalar şampiyon uykuculardır. Her gün yaklaşık 16 saat uyurlar. Belki de sebebi karanlık ve serin mağarada uyumalarıdır.

Uykuda Hareket Bozuklukları:

Uykuda Hareket Bozuklukları içinde en sık görüleni Huzursuz Bacaklar sendromudur.

Huzursuz Bacaklar Sendromu (HBS) bir uyku ile ilişkili bir hareket bozukluğudur. Hastalar geceleri dayanılmaz şekilde bacaklarını hareket ettirme isteği duyarlar. Belirtileri hastadan hastaya değişkenlik gösterir. Hastaların çoğu bacaklarındaki rahatsız edici hisleri tarif etmekte güçlük çekerler. Sıklıkla ‘uyuşma’ ya da ‘karıncalanma’ şeklinde tarif edilir. Bu kramptan çok farklı bir histir. Bacaklardaki bu huzursuzluk hissi en sık olarak baldırlardır. Hareketsiz şekilde oturmak ve yatmak bacaklardaki bu hoş olmayan hisleri artırır. Bacakları hareket ettirmek ve germek ise yakınmaları geçici ve kısa bir süre için azaltır. Bazı hastalarda bacaklar yanında kollarda da benzer hoş olmayan hisler vardır. Bazı HBS hastalarının yakınmaları sürekli değilken diğerlerininki her gece ortaya çıkar. Bu nedenle hastaların birçoğunun uyku kalitesi bozuktur. İyi uyuyama sonucu gün içinde çok yorgun olabilirler. Yine bu nedenle mesleki ve sosyal yaşamları aksayabilir. Gün içi uykululuk hali HBS’nun yaratığı sorunlardan sadece biridir. Bu hastalar sıklıkla araba ya da uçak yolculuklarında çok zorlanabilirler. Benzer şekilde uzun süreli oturmaları gereken sinema, tiyatro ve iş toplantılarında da güçlük çekerler. HBS kalitesiz uykuya neden olması ve uyku bölünmelerine yol açması nedeniyle anksiyete ve depresyona yol açabilir.

HBS olan hastaların çoğunda ‘Uykuda Periyodik Bacak Hareketleri Bozukluğu’ adlı hastalık da bulunur. Hastalar uyurken sıklıkla ayak başparmaklarında geriye doğru bükülme olur. Buna ayak bileği, diz ve kalçanın gerilme şeklindeki eklem hareketi de eşlik edebilir. Bazen bu hareketler eşler tarafından bacakta atma ya da tekme atma şeklinde tarif edilir. Periyodik bacak hareketleri düzenli aralıklarla oluşma eğilimindedir. Aralıkları genellikle 20-40 sn kadardır. Gecenin ilk yarısında daha sık ortaya çıkarlar. Tıpkı kardeş hastalığı olan HBS gibi bu hastalık da bacaklarla birlikte bazen kollarda da olabilir.

‘Uykuda Periyodik Bacak Hareketleri Bozukluğu’ HBS’ndan farklı olarak hemen her zaman uykuda olur. Hastalar bu durumun farkında olmazlar, dolayısıyla kontrol etmeleri de olası değildir. Buna karşın HBS’nun belirtileri gündüz ortaya çıkar ve bacaklarda hoş olmayan hisler nedeniyle bacaklar istemli olarak hareket ettirilir.

‘Uykuda Periyodik Bacak Hareketleri Bozukluğu’ tıpkı HBS gibi uyku kalitesini belirgin şekilde bozabilir. Uyku sırasında kısa süreli uyanıklıklara neden olabilir. Bu hasta tarafından fark edilmeyen kısa süreli uyanıklıklara ‘microarousal’ adı verilmektedir. Bu nedenle bölünmüş ve dinlendirici olmayan uyku ortaya çıkabilir. Hastalar gün boyunca kolayca uyuklar hale gelebilirler. Sıklıkla gazete okurken, televizyon seyrederken, çalışırken ya da araba kullanırken uyuklarlar.

‘Uykuda Periyodik Bacak Hareketleri Bozukluğu’ sadece hastanın değil aynı yatağı paylaşan eşlerinde uykusunu bozabilir. Bu eşler hasta tarafından bütün gece tekmelendiklerini dile getirebilirler. Yine bacak hareketleri nedeniyle üzerlerine örttükleri yatak örtüsü açılabilir ya da düşebilir.

HBS sık görülen bir hastalık mıdır?

HBS hastalarının çoğunluğunda başkaca önemli bir hastalık bulunmaz. Hem kadınlarda hem de erkeklerde görülür. Ülkemizde her 100 kişiden üçünde bu hastalık bulunmaktadır. Batı ülkelerinde daha da yüksek oranlar bildirilmektedir. Hastalığın kendiliğinden gerilemesi gebelik gibi bazı özel durumlar dışında nadirdir. Sıklıkla altta yatan bir neden bulunmaksızın yıllar boyunca aynı seyirde gider. Kadınlarda erkeklere göre daha sık görülmektedir. Yaşlılarda da gençlere göre daha sık görüldüğünü bildiren çalışmalar olsa da ülkemizde şimdiye dek yapılan tek toplum temelli çalışmada genç erişkinlerle yaşlılar arasında fark bulunmamıştır.

Özellikle ailesinde HBS bulunan çocuklarda da HBS olabilmektedir. Bazen çocuklardaki bu yakınmalar yanlışlıkla ‘büyümeye bağlı ağrılar’ olarak nitelendirilmektedir. Bazen de bu çocuklara yanlışlıkla halk arasında ‘hiperaktif’ olarak bilinen ‘dikkat eksikliği-hiperaktivite sendromu’ tanısı konulmaktadır.

Oysa ki bu çocuklar hiperaktif oldukları için değil HBS nedeniyle bacaklarını hareket ettirme gereksinimi duydukları için yerlerinde duramamaktadır. HBS gebelikortaya çıkabilir ya da şiddetlenebilir. Özellikle gebeliğin son 6 ayında bu durum daha belirgin hale gelebilir. HBS olan hastaların %80’inde ‘Uykuda Periyodik Bacak Hareketleri Bozukluğu’ da bulunmaktadır. Ancak tersi geçerli değildir. ‘Uykuda Periyodik Bacak Hareketleri Bozukluğu’ saptanan hastaların çoğunluğunda HBS yoktur.

HBS’nun nedeni nedir?

HBS olan hastalar yakınmalarını tarif etmekte zorlanırlar. Bu durum yanlışla psikolojik bir hastalığın belirtisi gibi yorumlanabilir. Ama HBS psikolojik bir hastalık değildir. Hastalığın nedeni kesin olarak bulunmuş değildir. Özellikle beyinde aracı görevi yapan bir madde olan ‘dopamin’ üzerinde durulmaktadır. Çünkü sinir sisteminde dopamini artıran ilaçlar tedavide etkili olmaktadır.

Bazı hastalıklarda HBS görülme sıklığı yüksektir. Başka bir deyişle bu hastalıkların HBS için zemin hazırladığı söylenebilir. Bu hastalıklar aşağıdadır:

Demir eksikliğine bağlı kansızlık
Bacaklarda kan dolaşımı bozukluğu
Fıtık ya da bacak sinirlerinde bozukluk
Böbrek hastalıkları
Kas hastalıkları
Alkolizm
Bazı vitamin ve mineral eksiklikleri

HBS genetik geçişli olabilir. Bu yukarıdaki hastalıklardan biri bulunmayan HBS hastalarının akrabalarından birinde HBS bulunması olasılığı %50’dir. Bu da hastalığın genetik geçişli olabildiğini gösteren bir işarettir. BU genetik geçişli form sıklıkla genç yaşlarda, hatta bazen çocukluk yaşlarında başlayabilir ve tedavisi genetik olmayan forma göre daha güçtür. Bazı depresyon ilaçları, alerji ilaçları ve ağrı kesiciler HBS belirtilerini ağırlaştırabilirler ya da ortaya çıkarabilirler. Kafein, alkol ve sigara kullanımı hastalığın belirtilerini ağırlaştırır.

HBS teşhisi nasıl konur?

Tanınızı koyabilecek hekimler nöroloji uzmanları ya da uyku hastalıklarıyla uğraşan uzman hekimlerdir. Henüz HBS tanısını koyduracak bir kan testi ya da film bulunmamaktadır. Tanı hekimin ayrıntılı bir hastalık öyküsü alması ve fizik muayene yapmasıyla konulmaktadır. HBS bulguları genellikle oldukça tipiktir ve tanı için ek testler gerekmez. Tanıda şüphe olduğunda ya da HBS’nun ortaya çıkmasını kolaylaştıran ek bir hastalık varsa bunun saptanması için kan tetkikleri, EMG ya da tüm gece yapılan uyku tetkiki gerekebilir. Aşağıdaki yakınmalarınızın olması tümünün olması halinde HBS’nuz var demektir:

Bacaklarınızın her ikisinde birden huzursuzluk hissi ve buna bağlı hareket ettirme isteği
Bu hissin bacaklarınızı hareket ettirmekle geçici olarak azalması ya da kaybolması
Yakınmaların hareketsiz kalınca ve geceleri ortaya çıkması ya da daha belirgin hale gelmesi

HBS nasıl tedavi edilir?

İlk aşama HBS’nun ortaya çıkmasını kolaylaştıran ya da neden olan başka bir hastalığın bulunup bulunmadığını saptamaktır. Bu hastalıklar arasında demir eksikliği anemisi, diyabet ve artrit yer alır. Bazı ilaçların kullanımı da HBS yakınmalarını artırabilir.

Bu hastalıkların tedavisi ya da ilaçların kesilmesi bazen yakınmaların azalmasını, nadiren de kaybolmasını sağlayabilir. Ancak çoğu zaman bu kolaylaştırıcı hastalıklar en uygun şekilde tedavi edilse de HBS ile ilgili yakınmalar devam eder. Zaten hastaların yarısından çoğunda da altta yatan kolaylaştırıcı bir hastalık ya da ilaç kullanımı yoktur.

HBS’nun hafif formlarında çoğunlukla hastanın kendisinin keşfettiği sıcak banyo, bacak masajı, sıcak havlu, buz uygulaması, ağrı kesiciler, düzenli egzersiz ve kafeinli içeceklerden kaçınma gibi tedbirler yararlı olabilir. Akşamların yoğun zihinsel aktivite gerektiren bulmaca çözmek gibi işler yapan hastaların bazılarında da yakınmalar gerileyebilir.

Ancak orta ve ağır derecede HBS olan hastalarda bu tedbirler yetersiz kalır ve HBS tedavisinde kullanılan ilaçlardan almaları gerekir. İlaçların etkinliği hastadan hastaya değişebilmektedir. Aşağıdaki tabloda HBS tedavisinde kullanılan ilaçların listesi yer almaktadır. İlaç seçiminde eşlik eden hastalıklar, yaş, hastalığın ağırlık derecesi gibi faktörler dikkate alınmalıdır. Tüm ilaçların yan etkileri vardır. Bu nedenlerle özellikle tedavinin ilk aylarda çoğu zaman yakın takip gerekir.

GÜNDÜZ AŞIRI UYKULULUK HALİ:

Kişinin uyanık iken dayanılmaz uyku atakları olması hastalık belirtisidir. Gündüz olan bu durum pek çok nedene bağlı olabilir.(Şekil 1):

Narkolepsi
Fokal lezyon
Klein-Levin
Prader-Willi
Miyotonik Distrofi
Ensefalit
İMSS Hipersomnisi
Serebral Palsy
Kafa Travması
Serebral Radyoterapi
Nörolojik Hastalıklar
Ateş
Metabolik bozukluklar
Endokrin bozukluklar
Sistemik
hastalıklar
İlaçlar
Psikiyatrik hastalıklar
Şizofreni
Mevsimsel Affektif Bozukluk
Uyku deprivasyonu
Sosyal faktörler
Sirkadyen ritim bozuklukları
İlaçlar
Uyku bölünmesi
Gürültü
Işık
OSA
PLMS
Ağrı
Huzursuzluk
İlaçlar
Sirkadyen ritm
bozuklukları
Jet Lag
Vardiyalı iş
DSPS
ASPS
Düzensiz uyku-
uyanıklık durumu



Makalenin Devamı Uyku Bozuklukları ve Tedavi Yöntemleri (2) Konu Başlığıyla Verilmiştir.
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Uyku Bozuklukları ve Tedavi Yöntemleri (2)

1 Uyku Bozuklukları..jpg

Gündüz Aşırı Uykululuk:

Şekil 1: Gündüz Aşırı Uykululuk Nedenleri bu yakınmalarla bir uyku bozuklukları merkezine başvuran hasta bu konuda uzmanlaşmış hekimler tarafından değerlendirilir. Olası nedenler araştırılıp sonuca gidilmeye çalışılır.

Birçok hastalık birbiriyle karışabilecek ortak belirtilere sahiptir. Gündüz aşırı uykululuk hali durumu da birçok hastalık için ortak bir belirti olsa da, unutulmaması gereken en önemli hastalıklardan birisi “Narkolepsi” dir.

1880 yılında tanımlanabilen hastalığın 1916 yılında ‘katapleksi’ denilen durumla ilgisi belirlenince “Narkolepsi-Katapleksi Sendromu” olan adlandırılmıştır.
Gün içinde uygunsuz saat ve ortamlarda olan kısa süreli dayanılmaz uyku atakları ve kişinin kendini sürekli uykusuz hissetmesi hastalığın olmazsa olmaz belirtisidir.

Ayrıca; ‘Katapleksi’ adı verilen heyecanla (gülme, şaşırma, korkma vb) ortaya çıkan kısmi veya tam kas gücü kaybı (olduğu yere yığılma şeklinde)
Çok hızlı uykuya dalma, dalar dalmaz çok canlı, korkunç rüyalar veya halüsinasyonlar görme ‘Uyku Paralizisi’ adı verilen, halk arasında ise ‘karabasan’ olarak bilinen sabah uykudan uyanıldığı sırada bilinç yerinde olmasına rağmen kısa süreli hiçbir organını felç olmuş gibi hareket ettirememe hastalığın diğer belirtileridir.

Bu yakınmalarla uzmana başvuran kişinin anlattıkları ve yaşadıkları narkolepsi ile uyumlu ise hastaya polisomnografi denilen “uyku testi” yapılır. Bu testin normal çıkması beklenir. Gündüz uykululuk halinin subjektif (“Epworth uyku skalası” gibi anketlerle) ve objektif (MSLT veya MWT gibi testlerle) değerlendirmeleri vardır. Uyku testi yapılan gecenin ertesi günü ise “MSLT” denilen “gündüz uyku testi” tanı koymaya yardımcıdır. Narkoleptik hastalarda 2 saat aralarla yaklaşık 4-5 kez 20’şer dakikalık uyku çekiminin yapıldığı MSLT testinde normal insanlardan çok daha erken şekilde uykunun lk 5-10 dakikasında REM uykusu denilen uyku fazına rastlanır.

Narkolepsi Hastalığın Nedeni Nedir?

Neden tam olarak bilinmemektedir. Son yıllarda “Hipokretin” denilen beyinden salınan bir hormonun bu hastalarda düşük seviyede olduğu, bu hormonu salgılayan genetik yapının bozuk olduğu belirlenmiştir. Ailesel olgular bildirilmiştir.

Ayırıcı Tanı:

En sık “İdiopatik Hipersomni” denilen hastalık ile karışır. Bu hastalıkta narkolepside gözlenen halüsinasyonlar, katapleksi ve uyku paralisi gibi belirti ve bulgular olmaz. Narkolepsi hastalığı akla gelmezse bu tip hastalar psikiyatrik durum olarak da değerlendirilebilir. Nadir görülen bir hastalık olan ‘Kleine – Levin Sendromu’ da unutulmamalıdır. Bu hastalıkta günde 16 saatin üzerinde uyuma (3 – 15 gün sürebilir), aşırı yemek yeme veya cinselliğe aşırı istekli olma gibi belirtiler gösterebilir. Daha genç yaşta, stres sonrası veya bir enfeksiyon sonrası ortaya çıkması beklenir.

Tedavi:

Katapleksi, halüsinasyonlar ve uyku paralizisi gibi durumları düzeltmek için 10 – 20 mg/gün Clomipramin tedavisi, gündüz uykululuk halini düzeltmede ise Modafinil 100 – 400 mg/gün günümüzde en geçerli tedaviyi oluşturur. Tedavide uzman hekim takibi önemlidir.

Ayrıca; uyku hijyeni ile ilgili öneriler (düzenli aynı saatte yatmak, yatmadan önce ağır yemek yememek, alkol ve sigaradan uzak durmak, yatmadan 4 saat önce hafif bir egzersiz yamak gibi) hastanın bilgisine sunulur.

Uykuda anormal davranışlarla seyreden uyku buzuklukları (PARASOMNİ):

Parasomni, uyku sırasında olan normal dışı durumları belirtmek için kullanılan bir sözcüktür. Bu durumlar genelde uykuda olur. Ancak çoğu kişide çok seyrek olarak gerçekleşir. Bununla birlikte bazen sıklaşır, şiddeti artar ve tedavi gerektirir.

Uyanıklık bozuklukları nedir?

Uyanıklık bozukluları ensık görülen parasomnilerdir. Konfuzyonel uyanma, uyurgezerlik ve uyku terorü bu grup içerisindedir. Bu bozukluklarda kişi hem uyanıktır hem de uykudadır. Çoğunlukla, rüya görülmeyen uykunun en derin döneminde olur. Kişi bazı karışık davranışları yapabilecek kadar uyanık olmasına karşın yine de uykudadır ve yaptıklarını hatırlamaz.

Parasomniler çocuklarda sıktır. Ancak bu çoğunlukla ciddi bir hastalığın belirtisi değildir. Bazen yorgunluk, ateşli hastalık veya bazı ilaçlar bu tür bozuklukların daha çok oluşmasına neden olabilir.

Konfüzyonel Uyanmalar: Bebeklerde ve çocuklarda en sıktır. Ancak bazen erişkinlerde de olabilir. Ağlama ve yatağın etrafında şaşkın şekilde gezme ile başlar. Dışarıdan bakıldığında uyanık ama şaşkındır. Bu sırada uyandırmak güçtür. Süresi yarım saate kadar uzayabilir. Çoğunlukla sonunda uyanır , ne olduğunu hatırlamaz ve tekrar yatağa gidip uyumak ister.

Uyurgezerlik: Daha büyük çocuklarda sıktır. Bazen sadece yataktan kalkar ve birkaç adım atar. Ancak bazen de evin dışına bile çıkabilirler. Bazen konuşurlar ama ne dedikleri anlaşılmaz. Bazen daha karmaşık şeyler de yapabilirler. Örneğin odadaki eşyaların yerlerini değiştirebilirler. Bu sırada yaralanmalar da olabilir. Bunun için önlem alınması gerekebilir. Ama çoğunlukla tedaviyi gerektirmez. Hasta ve ailesi bunun ciddi bir hastalığın belirtisi olmadığına inanmalıdır. Çocuklarda, yaş ilerledikçe olma sıklığı azalır. Seyrek olarak erişkin yaşta da devam edebilir.

Uyku İle İlişkili Yemek Yeme: Uyurgezerliğin nadir bir şeklidir. Uykuda bilinçli olmaksızın bir şeyler yenilir. Sonuçta ciddi kilo alımına yol açar. Her yaş ve cinsiyette olabilmesine karşın, genç kadınlarda daha sıktır.

Uyku Terörü: Uyanıklık bozukluklarının en dramatik olanıdır. Çoğunlukla ‘tüyleri ürperten’ bir çığlıkla başlar. Çok korkmuş gibidir. Göz bebekleri büyür, nefes alması hızlanır, terler ve çok hareketlidir. Yataktan atlar; odanın ve hatta evin içinde çılgın gibi dolaşır. Bu sırada hem kendilerine hem de etrafındakilere zarar verebilir.

Bu olay her ne kadar seyredenleri dehşete düşürse de yaşayan kişi, bunun farkında değildir. Uyandığı zaman hiçbir şey hatırlamaz. Kabus veya kötü rüyalardan en büyük farkı da budur, yani olay rüya ile ilişkili değildir.

Değerlendirme:

Çocukluk çağında ve yukarıda anlatıldığı şekilde olan uyanıklık bozukluklarında doktora gitmeye gerek yoktur. Ancak şu durumlarda doktor yardımı almalısınız:

Yaralanmalara yol açabilecek veya etrafındakilere zarar verebilecek tehlikeli durumların oluşması Diğer aile fertlerini ciddi şekilde rahatsız etmesi Gündüz aşırı uykululuk olması.

Bu durumlarda mutlaka bir uyku hastalıkları merkezine başvurulmalıdır. Ayrıca eğer çocukluktan sonra bu yakınmalar devam ediyor ise yine mutlaka tıbbi yardım istenmelidir. Bazı hastalarda bu bozukluklar, uyku apnesi, mide rahatsızlıkları veya uykuda bacak hareketleri nedeniyle ortaya çıkabilir. Uyku tıbbı uzmanı bu durumları değerlendirecektir.

Uyanıklık Bozuklukları İçin Tedavi Var mı?

Uyanıklık bozukluğu olan kişinin yaralanmasını önlemek için basit önlemler alınmalıdır. Yatak odasındaki eşyaların, yaralanmaları önleyecek şekilde düzenlenmesi, pencerlerin iyi kapatılması, kapı ve pencerelere kilit veya alarm takılması alınabilecek önlemlerdir.
Yaralanmalara, çevresindekilere şiddete, aşırı yemek yemeye veya çevresindekileri rahatsız etmeye yol açan uyanıklık bozuklukları tedavi gerektirir. Bunlarda ilaç ve değişik tedaviler uygulanır.

Bazı diğer parasomniler nelerdir?

Daha seyrek olmak üzere aşağıdaki durumlarla da karşılaşılabilir:

Hipnagojik Halusinasyonlar ve Uyku Felçleri: Hipnagojik halusinasyon, çoğunlukla uykuya dalmadan hemen önce olan uyanıkken rüya görme durumlarıdır. Bu rüyalar gerçek gibi olduğu için ürkütücü olabilir.

Uyku felci (karabasan) ise uyanıldığında kol ve bacakların felç olmuş gibi hareket ettirilememesidir. Çoğunlukla bir rüyadan sonra olur. Hipnagojik halusinasyonlar ve uyku felçleri birlikte olabilirler. Narkolepsi hastalığında sıktır. Bunun dışında uykusunu alamamış kişilerde de olabilir.

Geceleri olan havaleler: Sadece uykuda olan havalelerdir. Hasta çığlık atabilir, kalkıp yürüyebilir, koşabilir veya yataktan düşebilir. Uyanıklık bozukluğu sanılabilir. Çoğunlukla ilaç tedavisi gerekir.

Hızlı Göz Hareketleri (REM) Uykusu Davranış Bozukluğu: Rüyalarımızın çoğunu gördüğümüz REM uykusu döneminde, normalde solunum kasları dışında tüm kaslarımız felç olmuş gibidir. Bazı kişilerde bu felç olma durumu tam gerçekleşmez. Bunun sonucunda rüyaları sırasında rüyalarında yaptıkları şeyleri bizzat yaparlar. Yani bir anlamda rüyalarını oynarlar. Bu da hem kendisine hem de yakınlarına zarar verebilir. Tedavisi ilaçlar ile yapılır.

Uykuda İrkilmeler: Çoğu kişi en az bir ya da birkaç kez bu durumu yaşamıştır. Tüm vücutta uykuya dalarken ani irkilme olur. Vücudun irkilmesi dışında başka şekillerde de olabilir. Örneğin ani ışık veya ses algılama şeklide de olabilir. Çoğu kez zararsızdır.

Diş Gıcırdatma (Bruksizm): Çok yaygındır. Şiddetli durumlarda ağız içine bazı aletlerin takılması gerekebilir.

Ritmik Hareket Bozukluğu: Çoğunlukla çocuklarda görülür; daha nadir de olsa erişkinlerde de olabilir. Başın veya vücudun sallanması veya başın sağa-sola çevrilmesi şeklinde olur. Bu durum uyku başlamadan hemen önce veya uyku sırasında ortaya çıkar. Bazı şiddetli durumlarda tedavi gerekebilir.

Uykuda Konuşma: Normal bir olaydır ve tedavi gerektirmez.

Ne zaman doktora gitmeliyim?

Parasomni şiddet içeriyor ise veya yaralanmalara yol açıyor ise
Evdeki diğer kişileri rahatsız ediyor ise
Aşırı gündüz uykululuğuna yol açıyor ise
Bir uyku hastalıkları merkezine başvurulmalıdır.

UYKU BOZUKLUKLARI BİRİMİ OLAN HASTANELER

İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Birimi
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Birimi
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Birimi
UYEPAM S.B. Bakırköy Profesör Mahzar Osman Ruh Sağlığı Ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uyku ve Epilepsi Araştırma Merkezi
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Birimi
Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Epilepsi ve Uyku Bozuklukları Birimi
Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Birimi
Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Uyku Bozuklukları Birimi
Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Birimi
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Birimi
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Birimi
Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Birimi
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Birimi
Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Birimi
Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Birimi
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Uyku Bozuklukları Birimi


Makale: noroloji.org.tr
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Parasomniler ve Uyku Sorunları

2 Uyku bozuklukları ve uykusuzluk sorunu.jpg

Uyku hayatın büyük bir ölçüsünü kapsıyor. Bununla beraber ne kadar pasif görünsede aktif bir süreç. Bazı kişilerde ömrünün % 50 sini bazılarında daha az bir süresini kapsıyor.

Parasomniler ve Uyku Sorunları


Uyku bozuklukları ve uykusuzluk sorunu

Ömrümüzün üçte biri uykuda geçiyor ama insanoğlu hala uykunun sırlarını çözebilmiş değil. Uyku, bir dinlenme, rahatlama aracıdır. Uzmanlar uykuyu, gün boyu yorulan ve yıpranan sinir sisteminin onarıma alındığı, gün içinde edinilen bilgilerin ayıklanıp depolandığı, dış uyaranlara açık ve bireyin gelişimi ile ilgili işlevsel bir süreç olarak tanımlıyorlar. İdeal uyku süresi kişiden kişiye değişir.

İnsanın beden ve zihin gücünü toplamasını sağlayan en büyük güç UYKUDUR. Genelde birkaç esnemeden sonra uyumaya hazırlanan kişinin gözleri kapanır,kasları yavaş yavaş gevşer,organlarının çalışması ve solunumu yavaşlar. İşte bu evrede dış dünya ile bütün ilişkisini kesmiş olan kişi tam bir durgunluk ve hareketsizlik halindedir. Ve kişi yavaş yavaş uykunun sihirli dinyasının kapılarını aralamaya başlamıştır.

Uyku, beyin hücreleriyle sinir ağının aktivasyonu sonucu gerçekleşir.

UYKU normal yaşamın sürmesi, organizmanın dinlenmesi için periyodik bir ihtiyaç olarak kendini gösteren, geçici olarak bilincin ortadan kalkmasıyla istemli kasların yavaşladığı ve dış uyaranlara duyarlılığın azaldığı, kendiliğinden ortaya çıkan periyodik ve uygun uyaranlarla içinden çıkılabilen fizyolojik durumdur.

Beyinde bulunan ve hipotalamus denilen sinir sisteminin denetlediği uyku bütün fiziksel etkinliklerin durduğu bir dinlenme dönemidir. Uyku sırasında kişi bilinçli düşünme yetisini kaybetmiştir. Fakat bilinçaltı uyku sırasında görülen rüyalarla çalışmaya devam eder.

Uyku; uyanıklığın tam tersi gibi görünse de aslında bu iki durumun pek çok ortak yanı vardır. Mesela uyurkende düşünürüz. Ayrıca uyuyan kişi çevreye karşı tamamen duyarsız değildir.

İnsanlar hayatlarının 13'ünü uyuyarak geçirirler.

Uyku hem bir davranış, hemde bir bilinç değişimidir.

Uyku örüntüleri kişiden kişiye değişiklik gösterir.

NEDEN UYURUZ?

Koşuşturmayla geçen gün içinde kaybedilen enerjiyi tekrar geri kazanmak için

Büyümeye yardımcı olmak için. (uyurken salgılanan özel hormonlar vardır.)

Hafızayı güçlendirip onarmaya yardımcı olmak için.

Gün içinde algılanan gereksiz uyaranların etkisini beyinden silmek için.

Bazı insanlar uykusuzluktan yakınırlar, ya uykuya dalmak için büyük güçlük çeker ya da gece boyunca sık sık uyanırlar. Uykusuzluk insanda ruh huzursuzluğu,endişe,korku ve yorgunluk meydana getirir. Kimi zaman yıllardır birtek gece GÖZLERİNİ KIRPMADIKLARINI söyleyen uyku problemi yaşayan kişilerle karşılaşırız fakat bu inandırıcı değildir. Eğer insan bu kadar uykusuz kalsa (hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde kanıtlandığı gibi) bütün gücü tükeneceğinden kısa sürede ölür.

Uyku süresi canlı türüne göre değişir. Mesela zürafa günde 3dakika, fil 2saat, kuşlar 12saat uyur vb. Yetişkin bir insan ise ortalama 8 saat uyur.

Tam alınmamış bir uykudan sonra cildin solgun ve kuru olduğuna, gözaltlarında mor halkalar oluştuğuna şahit oluruz. Uyku esnasında vücut hormon salgılarını dengeliyor. Bağışıklık sistemi ile sindirim sistemi hızla çalışıyor ve cilt her gün atılması gereken ölü deriyi uyku esnasında atıyor. California Stanford Üniversitesi'nde yapılan araştırmaya göre de ideal bir uyku hormonları dengeliyor ve bu durum kanserin de aralarında bulunduğu birçok hastalık riskini ortadan kaldırıyor.

UYKUSUZLUK; istenmesine karşın uykuya dalmada ya da uykuyu sürdürmede yaşanan geçici veya kronik rahatsızlıktır.

Buna sebep olabilecek bazı etkenler:

Uyuma koşullarının uygun olmaması

Psikolojik, fizyolojik nedenler

Anxiyete

Psikozlar

Stres, sıkıntı, depresyon

Hastalık, ağrı

Normal dışı uykuuyanıklık döngüsü

Çeşitli uyku bozuklukları (kabus, uyurgezerlik,aşırı uykuuykusuzluk,insomniya,narkolepsi,apne)

Dolaşım bozuklukları

Davranış bozuklukları

Uyarıcı maddeler (çay,kahve,tütün,alkol)

Uzun süre uykusuz kalma sinir sisteminde ve zihinsel işlevlerde bozulmaya yol açar ; bu da uykunun özellikle sinir sisteminin normal işlevinde ne kadar önemli rol oynadığını ortaya koymaktadır.

GÖRÜLEN BAZI UYKU BOZUKLUKLARI


Uyku bozuklukları nelerdir?


Uyku bozukluğu; uyku sırasında yaşanan rahatsızlıkların ortak adıdır. Organik veya ruhsal kökenli olabilen bu rahatsızlıklar arasında şunlar sayılabilir.

Uyku apnesi

Uykusuzluk

Aşırı uyku

Narkolepsi

Kabus

Uyurgezerlik

İnsomniya

Uykuda konuşma

Uykuda korkma

Uyku problemi yaşayan kişide; uykuya dalma zorluğu, kesintisiz uyuyamamak, uykuyu alamamak vb. belirtiler tek tek veya hepsi bir arada görülebilir. Uyku bozukluğu olan kişiler genellikle bu durumunun stresten kaynaklandığını söylerler. Ama stresin başlıca neden olarak görülmesi pek doğru değildir. Pek çok hastalığın uyku bozukluğuna yol açabileceğinin unutulmaması gerekir. Uykusuzluğun diğer nedenlerinden bazılarıda şunlardır: Kalp hastalıkları, yüksek kan basıncı, burun tıkanıklığı, romatizma, sinirsel ve ruhsal hastalıklar, sindirim yetmezliğine bağlı şişkinlik ve gaz, astım ve horlama, stres, kafein (çay, kahve, kolalı içecekler, bazı gazozlar, çikolata), alkol, düşük kan şekeri, hazımsızlık, aşırı yemek, hastalık, ağrılar, gerginlik, kâbus görme

BAZI UYKU BOZUKLUKLARINI TANIYALIM

UYKU APNESİ: Uyku esnasında kişinin üst solunum yolunun tıkanmasıyla kişinin soluk alabilmek için sık sık uyanması sonucu gündüzleri uykulu olması haliyle tanımlanan uyku bozukluğu. Az rastlanan ancak şiddetli bir uyku bozukluğudur. Kişinin uyku sırasında nefesi kesilir. Ağır uyku sorunu olanlarda bir gecede yüzlerce apne görülebilir. Yaşlılarda daha çok görülür.

NARKOLEPSİ: Gün içinde görülen ani,istemsiz,aşırı uyku hali,gece uykularının düzensizliği olarak tanımlanan uyku bozukluğu. Kişi konuşurken,araba kullanırken,televizyon izlerken,aniden uykuya dalar. Genelde yirmili yaşlarda başlayan bu rahatsızlık, beyin iltihabı yada ur gibi organik nedenlerden ya da gizli dürtüler gibi bilinçdışı etkenlerden kaynaklanabilir.

İNSOMNİYA: Kişinin yeterli süre ve kalitede uyuyamaması haliyle ilgili yaşanan bozukluk

Yetişkin insanların yaklaşık %90'ı her gece 6-9 saat kadar uyur. En sık görülen uyku süresi ise 7-8 saat kadardır. Bazıları ise günde sadece 6-7 saat uyur.

Unutulmamalıdır ki tüm duygular düşüncelerden doğar. Uykuya hazırlık aşamasında olumlu şeyler düşünülürse olumlu duygular hissedilir ve rahat bir şekilde uykuya dalmak mümkün olur.


Makale: Psk. Zehra BİNİCİ
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Uykusuzluk nedir, nasıl ortaya çıkar? Dinlendirici bir uyku için neler yapılabilir?

Uykusuzluk-498x295.jpg

Uzmanlar uyku hijyeni diye bir kavramdan bahsediyorlar. Uyku hijyeni demek aslında bir benzetme. Uyku alanının, uyku alışkanlıklarının temiz olması kastediliyor.

Sağlıklı Uyku ve Uykusuzluk İçin Tavsiyeler


Uykusuzluk

Hayatımızın yaklaşık üçte birini uykuda geçiriyoruz. Uyku süresi genetik etkenler de göz önüne alınırsa kişiye göre 4-11 saat arasında değişiyor. Yapılan araştırmaların sonuçlarına göre Türkiye'de toplumun büyük çoğunluğunun (yüzde 75) 7-8 saat süreyle uyuma alışkanlığına sahip olduğu biliniyor.

Uyku; organizma için yemek yeme, su içme, nefes alma gibi vazgeçilmez bir zorunluluktur. Aç ve susuz yaşamak nasıl mümkün değilse, uyumadan yaşamak da mümkün değildir.

Uykusuzluk nedir?
Bu soruna yol açan etkenler nelerdir?
Uykusuzluk bir hastalık mıdır?

Toplumun % 90 ı hayatının bir döneminde uykusuzluk yaşar. Bu bazen sıkıntılı bir döenmle örtüştüğü halde bazen sevinçli bir dönemde de kısa bir süre uykuya dalamama veya sık uyanma şeklinde uyku sorunu yaşayabilir.Uykusuzluk birkaç aydan kısa süreli ve haftanın birkaç gecesinde karşımıza çıktığında bunu hastalık sınırlarında değerlendirmemek gerekir.Ancak kısa süreli uykusuzluklukların uzun süreli uykusuzluğa dönüşme potansiyelinin varolduğunu unutmamak gerekir.

Uykusuzluğa neden olan etkenler nelerdir?

Uykusuzluk bir hastalığın belirtilerinden biri olarak ortaya karşımıza çıkabilir. Örneğin psikiyatrik bir hastalığın veya başka sistemlere ait bir hastalığın belirtilerinden biridir.Uyku merkezlerinde karşılaştığımız uykusuzluklar ise önce kısa süreli ve geçici olarak karşılaştığımız uykusuzluğun zaman içinde sürekli hale gelmesi ile oluşan uykusuzluktur. Bu tür uykusuzlukta hasta uyuyamamaktan korkmakta ve uyumak için özel önelemler almaktadır. Psikofizyolojik veya öğrenilmiş uykusuzluk denilen bu tür uykusuzluklarda tedavi de oldukça güçtür.

Huzursuz bacaklar sendromu ve bunun uyku sırasında da devam eden benzer bir formu ki uykuda periyodik hareket bozukluğu olarak adlandırılır. Hastanın bacaklarında hissettiği özel duyum uykuya dalmaya ve sonradan ortaya çıkan bacak hareketleri uykunun sürdürülmesine engel olur.Horlama ve beraberinde ortaya çıkan solunum düzensizlikleri de uykusuzluğa sebep olabilecek nedenler arasındadır.

Uykusuzluk nasıl ortaya çıkar?

Uykusuzluk genellikle uykusuzluğa eğilimli insanlarda birkaç gece üstüste uyuyamamak la başlar. Hastalarda daha sonra uyuyamayacağım korkusu gelişir ve uyumak için hasta özel önlemler almaya başlar. Önlemler gerilimi ve beraberinde de daha sürekli bir uykusuzluğu beraberinde getirir.
Huzursuz bacak sendromu gibi uyku bozuklukları için başlangıç için özel bir nedene ihtiyaç yoktur. Hastalık ailevi bir hastalık olduğu için belli yaş dönemlerinde daha sık olmak üzere kendiliğinden başlayabilir.Huzursuz bacak sendromunun özel forrmlarında hastalık kansızlık ve demir eksikliği gibi özel nedenlerle belirginleşebilir.

Huzursuz bacak sendromunun ve uykuda periyodik bacak hareketlerinin hipertansiyon yaptığı bilinmektedir.Son olarak uzun süreli uyku yoksunluğu sonucu bağışıklık sistemimiz bozulmakta ve vücüdumuz tm hastalıklara açık bir hale gelmektedir.

Uyku sorunu daha çok kadınları mı etkiliyor ?

Uyku sorunlarının bazıları kadınlarda daha sık görülmektedir.Örneğin kansızlık ve demir eksikliğinin kadınlarda daha sık görülmesi nedeniyle ve yine psikiyatrik sorunların bazı yaş dönemlerinde kadınlarda daha sık görülmesi nedeniyle uykusuzlukta dolaylı olarak kadınlarda daha sık görülebilmektedir.Ancak genel olarak bakıldığında kadın erkek sıklığı arasında büyük farklılıklar yoktur.

Kadınlarda bu sorun; genelllikle adet dönemi, gebelik, menopoz gibi özel zamanlarda mı başgösteriyor?

Bu özel dönemlerde kadının psikolojik yapısının daha özel olması nedeniyle uykusuzluk ta relatif olarak daha sık görülmektedir.Ayrıca bu dönemler kansızlık ve demir eksikliğinin de sık görüldüğü dönemler olması nedeniyle huzursuz bacak sendromu nedeniyle ortaya çıkan uykusuzlukların da daha sık görüldüğü bir dönemdir.

Uykusuzluk sorununu aşmak için ne önerilir ?

Uykusuzluk eğer birkaç aydan daha uzun süreli ise sorunu ciddiye alıp, daha kalıcı ve tedavisi daha zahmetli bir hale gelmeden uyku bozuklukları alanında deneyimli bir hekime başvurmak gerekir.Hekim kontrolünde olmadan alınan sakinleştiriciler, alkol ve özellikle uyku ilaçları sorunu geçiştirmekten başka bir şeye yaramayacaktır.

Uyku ilaçları çözüm mü?

Uyku ilaçları kapsamında alınan antiallerjik ilaçlar ve sakinleştiriciler bir süre uykuya dalmayı sağlarsa da bu süre kısa olacaktır.Uyku ilaçları ise normal bir uyku sağlayamayacağı gibi, bir süre sonra dozların artırılmasını gerektirecek, zaman içinde de bağımlılık oluşturacaktır.Günümüzde, alışkanlık yapmayan, ertesi günü etkilemeyen daha modern uyku ilaçları piyasaya çıkmakta olup, kısa sürelerle bu ilaçlardan yararlanmak mümkündür. Ancak bu ilaçlar tedavi amaçlı kullanılmamakta, tedavinin bir parçası olarak hekim kontrolünde kullanılmalıdır.

Uykusuzluk çeken biri ne zaman doktora başvurmalı?

Hasta birkaç aydan daha uzun süre ile, uykuya dalamıyor, gece sık sık uyanıyor ve sabahları erken uyanıp, tekrar uyuyamıyorsa hekime başvurmak gereklidir. Huzursuz bacak sendromu gibi özel nedenlerle uykusuzluk ortaya çıktığında ise, zaman kaybetmeden hekime başvurarak tedaviye başlanılması gerekmektedir.

Uyku ihtiyacı kişiye göre değişir mi?

Uyku ihiyacı genetik olarak belirlenmiş ve değiştirilemeyecek bir süredir. Bu sürenin bilinmesi ve uyku sürelerimizin bu bilgi ışığında düzenlenmesi ortaya çıkabileceksorunları engeller. İhtiyacımızın ötesinde sürelerle yatakta kalarak uyumaya çalışmak uykusuzluğu da beraberinde getirecektir.

Örneğin 6 saat uykuya ihtiyacı olan bir insanın 9 saat yatakta kalması 3 saat uyanık geçirmesine ve bu süreyi de 2 katı algılayarak, 3 saat uyuyabildim hissi ile uyanmasına sebep olacaktır.

Yaşlandıkça uyku süresi azalır mı?

Uyku süreleri kişisel olarak değişebildiği gibi yaşla da değişebilmektedir. Yaşın ilerlemesiyle uyku ihtiyacı azalmakta, uykunun saatleri farklılaşabilmektedir. Gece içinde daha sık uyanma ve derin uyku dönemlerinde azalma da ileri yaşlarda daha sık karşılaşılan sorunlardır.

Yeterli ve dinlendirici bir uyku için neler yapılabilir?

Öncelikle genetik olarak belirlenmiş uyku yapımızı tanıyarak, fizyolojimize uygun saatlerde yatıp kalkmalı ve ihtiyacımız olan süreden daha uzun süre yatakta kalmamalıyız.Gündelik sorunları yatağa taşımadan ve uyumak için özel önlemler almadan uykumuz geldiğinde yatmalıyız. Uyuyamayacağımızı hissettiğimiz anda yatakta kalmakta ısrarlı olmayıp, yatak dışına çıkıp, sonrasında da başka bir yatağa gitmekte fayda vardır.

Uykusu kaçmaya eğilimli insanların akşam saatlerinde gerginlik yaratacak aktivitelerden uzak durmaları gerekir. Akşam saatlerinde aşırı yemek, alkol, sigara ve spor uykunun kalitesini bozan etkenlerdir.


Makale: Prof. Dr. Hakan KAYNAK
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Çocuğum uyku sorunu yaşıyor, ne yapmalıyım?

Çocuklarda uykusuzluk nedenleri ve yapılabilecekler nelerdir.jpg

Uyku düzenini geliştirmek için gereken herşeyi yapıyor,onu belli bir saatte yatırıyor, onu uyku için gereken bütün ortamları hazırlıyor
tüm bunlara rağmen çocuk yinede yatmıyorsa bunun altında fiziksel bir problemde olabilir.

Çocuklarda uykusuzluk nedenleri ve yapılabilecekler nelerdir?

Çocuğum uyku sorunu yaşıyor, ne yapmalıyım?


Uyku, sanıldığının aksine, dış dünyayla ilişkilerin sınırlandığı bir dönem değildir. Uyku dört basamaktan meydana gelir.

Birinci basamak uyku ile uyanıklık arası dönemdir.

İkinci basamak hafif uykudur. Delta basamağı denilen basamak derin uykudur. Beden dinlenmesi bu dönemde gerçekleşir ve beden sağlığıyla yakından ilgilidir. REM basamağı (Rapid Eye Movement) “hızlı göz hareketleri” anlamına gelir ve genellikle rüyaların görüldüğü bir dönemdir. Ruhsal dinlenme bu dönemde gerçekleşir ve ruh sağlığıyla yakından ilgilidir. Okul öncesi çocuklarda uykuya dalmada güçlük ve sık uykudan uyanma en çok görülen durumdur. Bazı araştırmalara göre küçük çocukların % 25’inde uyku bozukluğu görülmektedir. Bu durumu ortaya çıkaran nedeni bulmak için kapsamlı bir araştırma yapmak gerekebilir. Çocuğun maruz kalabileceği fizyolojik rahatsızlıkların yanı sıra, korku, anksiyete gibi psikolojik nedenler ya da dış çevre koşulları, uyku düzeninin bozulmasına sebebiyet verebilir.

Çocuklarda uyku bozukluklarına yol açabilecek belli başlı nedenler şöyle sıralanabilir:

Ailenin günlük düzeni
Ailenin kültürel yapısı
Ailenin demografik yapısı (Evde yaşayan kişiler, yaş ve cinsiyetleri)
Evdeki oda dağılımı (Çocuğun uyuduğu ortam)
Evdeki gürültü seviyesi (Dış ve iç etkenler)
Ebeveyn çocuk bağlanması
Çocuğun mizacı
Çocuğun sıcak-soğuk gibi fiziksel şartlara verdiği tepki
Çocuğun psikolojik ve sosyal olgunluk düzeyi Beraber uyuma Çocuğun ve ebeveynin uyku düzenlerini etkileyen önemli bir faktör beraber uyumadır.

Çocuğun ebeveynleriyle kendi odasında, ebeveynin odasında ya da herkesin uyuduğu başka bir yatak odasında uyuması, ülkemizde de sıkça görülmektedir. Bu durum kimi zaman az odalı bir evde oturulması, tatillerde aynı odanın paylaşılmış olması gibi ekonomik sebeplerden oluşabileceği gibi, kimi zaman da çocuğun hasta olması gibi fizyolojik veya korku, anksiyete gibi psikolojik sebeplere bağlı olarak da gerçekleşebilmektedir. Genellikle çocuğun anne baba ile yatma isteğinin ardında anne ve babadan kaynaklanan nedenler yatar. Özellikle bebeklik ve ilk çocukluk döneminde ebeveynler beslenme ya da korunma ihtiyaçları için, çocuklara kolay ulaşabilmek için yanlarında yatırmaktadırlar. Çocuk kendi odasında uykuya dalmış olsa bile gece herhangi bir nedenle ebeveyn odasına geldiğinde uyku mahmurluğu ya da diğer sebeplerle çocuğu tekrar yatağına götürmemektedirler.

Ebeveynin hırsız girerse ya da deprem olursa gibi kaygıları da çocukların ebeveyn odasında yatma davranışını pekiştiren durumlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Kabus görme Okul öncesi ve okul çağı çocuklarda gece kabus görme sıkça rastlanılan bir durumdur. Denetimsiz izlenen televizyon programlarının bu tür davranışın ortaya çıkmasında temel faktörlerden biri olduğu söylenebilir, ancak korkunç rüyalar çocuğun kendi hayal dünyasından da çıkabilir. Böyle bir durumla karşılaşıldığında genelde rüyasında gördüğünü farzettiğimiz olayı ya da figürü reddetmeyi seçeriz..Oysa sizin bu reddetmeye yönelik çabanız asla çocuğu sakinleştirmeyecektir. Korkmasını makul karşıladığınızı söylemeniz, onu korkusuyla yüzleşmek konusunda daha istekli yapacaktır. Ayrıca gördüğü rüyasını anlattırmak, anlatmakta zorluk çekiyorsa resmini yaptırmak, korkusuyla yüzleşmesini sağlayacaktır. Sözlü veya çizerek size anlatılan korkutucu temanın aslında gerçek olmadığını bu aşamadan sonra anlatabilirsiniz. Korkusuyla nasıl başedebileceğine dair vereceğiniz ipuçları da daha dikkatlice dinlenecektir. Çocuğun korku davranışını abartılı bir şekilde değerlendirmemek, beden dilinizle abartılı mesajlar vermemek, panik olmamak ve çocuğa sakin yaklaşmak, sarılmak ve sakinleştirmek, yeniden yatağına yatırıp gerektiği kadar yanında oturmak da yardımcı olacaktır. Kabus gören çocuklar korku tepkisi verdiğinde tam uyanıklık durumuna geçmedikleri için saçlarını okşamak, elini tutmak, yumuşak bir sesle onunla konuşmak tekrar uykuya dalmasını kolaylaştıracaktır. Kabuslar, gece korkuları, alt ıslatma ya da diş gıcırdatma gibi sorunlar uzun süreli olduğunda ve çocuğun gece uykularını engellediğinde uzman yardımı almak gerekebilir.

Ainsworth’un bağlanma teorisine göre, güvensiz bağlanmış çocuklar daha kaygılıdır; bu yüzden temel bakım veren kişiden ayrıldıklarında çok daha fazla güçlük yaşarlar. Bu da çocuklarda uyumayı reddetme ya da uyku zamanı geldiğinde karşı gelme davranışları sergilemelerine neden olur.

Ne yapmalı?

Uyku bozukluklarında pek çok davranışsal yöntemin çocuklar üzerinde etkili olduğu bilinmektedir. Ancak bu yöntemlerin uygulanmasında uzman, ebeveyn ve çocuğun yakın çevresindeki diğer kişilerin birlikte ve uyum içinde çalışması gerekmektedir. Ebeveynlerin öncelikle dikkat etmesi gereken husus istenmeyen davranış gerçekleştiğinde davranışı pekiştirecek tepkilerde bulunmamaktır. Ebeveynler ya da çocuğun yakın çevresindeki diğer kişiler çocuğun yatma zamanı geldiğinde ya da gece uyanmalarında öfkeli hareketlerini görmezden gelmelidir.

Çocuk yattıkları odaya gelirse, çocukla mümkün olduğu kadar ilgilenmemeli, çocukla etkileşimi kısa tutarak, az göz kontağı kurmalı ve tatlı ama kararlı bir şekilde odasına gitmesi söylenmelidir. Çocuktaki davranış istenen düzeyde şekillendiği takdirde çeşitli ödüllerle koşullanma sağlanabilir. Kendi odasında yatmakta zorlanan bir çocuk, bu davranışı gerçekleştirmesi halinde ufak ödüller aldığı takdirde davranışın devamlılığı konusunda daha istekli olacaktır.

Bunlara dikkat!

Çocuğun uykuya dalacağı odanın fiziksel koşullarının uykuya uygun olmasına dikkat edilmeli, oda sıcaklığı ne çok soğuk ne de çok sıcak olmalıdır. 24 0C’den daha sıcakta uyumak, daha çok uyanmaya, REM ve Delta uykusunda azalmaya sebep olmaktadır. Ancak oda sıcaklığının 17 0C ‘den 12 0C ‘ye kadar düşürülmesi de görülen rüyaların içeriğini olumsuz olarak etkilemektedir.

Çocuğunuzun ihtiyaç duyduğundan daha fazla uyutmaya çalışmak da yanlış bir eylemdir. Uyku süresi bazı bireysel farklılıklar göstermesine rağmen bebeklerde yaklaşık 16 saat, 12 yaş dolayında 8 saattir. Aynı saatte uyumaya alıştırılmış bir çocuk, yaşa göre normal uyku süresini size hiç sorun çıkarmadan gerçekleştirecektir. Hatta uyku öncesinde ılık bir duş alınması uykuya dalmasını da, uykunun kalitesini de olumlu yönde etkileyecektir.

Uyunulan ortamın sesten yalıtılmış ve karanlık olması, uykunun kalitesini arttıracaktır. Gürültülü çevre şartlarında uyuyanların, uykularında daha az Delta, daha az REM, daha çok bir ve ikinci basamak uykusu vardır. Ancak bundan kast edilen herkesin evde parmak uçlarında yürümesi değildir.

Evdeki normal gürültü seviyesi korunarak da çocuk uykuya dalabilir. Hatta annenin mutfaktan gelen yumuşak sesi, babanın kapı önünden geçmesi gibi sesler çocuğunuzu rahatlatabilir.

Uyumamakta direnen çocuğunuzu, ağlar vaziyette yatağında bırakmak kesinlikle bir disiplin ve kararlılık yöntemi değildir. Olsa olsa çocuğunuzun güvensizlik yaşamasına yol açabilecek bir tutumdur.

Çocuğunuz herhangi bir sebeple uyanıp, yatağınıza gelse bile onu tersleyerek yatağına göndermek yerine ona odasına kadar eşlik edebilir, yanına yatmadan bir süre onunla kalabilir, saçlarını okşayabilir veya masal anlatarak rahatlamasını sağlayabilirsiniz.

Yine toplumumuzda sıkça rastlanan ayakta sallayarak uyutmak, ritmik devinimlerle çocuğun uykuya dalmasını kolaylaştırsa da, daha sonra bu alışkanlığı kazanmış bir çocuğunuz olacağından, kendi yatağında uyuma alışkanlığı kazanması o nispette zorlaşacaktır.

Çocuğunuz yatağa yatmadan önce mutlaka bebekse, altı temizlendikten ve karnı doyurulduktan sonra uyutulmalıdır. Daha büyük çocuklar içinse tuvalet ve yemek ihtiyacının giderilmesinin yanında çevresel diğer uyaranların da bastırılmış olması gerekmektedir.

Uykuyu bir ceza yöntemi olarak kullanmak da uyku düzenini bozucu bir girişimdir. Çocuğunuza kazandırmak istediğiniz her davranışta olduğu gibi, uyku alışkanlığı da sabır ve dikkat gerektirir. Yatağa gitmesinde birkaç denemede başarısız olununca pes etmeden denemeye devam etmeli, kararlı olduğunuzu belli etmelisiniz.

Yatağında yatan bir çocuk, her ne sebeple olursa olsun bir başka gün kanepede televizyon seyrederken uykuya dalıyorsa, uyku alışkanlığı sekteye uğrayacaktır.


Makale: Uzm. Pedagog Hakan EMANETOĞLU
 

erdal5426

Üye
Üye
Katılım
Mar 15, 2018
Mesajlar
7
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
merhabalar.... REM apne hipopne endeksi (REM AHİ) 47.1/saat..... REM uyku davranış bozukluğu olarak değerlendirilebir mi.? saygılar
 
Tekerlekli Sandalye
Üst