Uzmanlardan Kanser Hastalarının Bilmesi Gereken Yaşamsal Öneriler

Çağın en yaygın hastalığı kanser, yakaladığı hastayı hem psikolojik hem de fizyolojik olarak altüst ediyor.



Kanser hastaları zorlu tedavi süreçlerinde yaşamsal endişeler içinde oldukları kadar estetik kaygılar da duyuyorlar. Ancak ilerleyen teknoloji bu hastalıkla mücadelede, hastaları adım adım öne geçiriyor.



Memorial Ataşehir Hastanesi Medikal Onkoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Betül Öztürk, kanser hastaları için sağlıklı yaşam önerilerinde bulundu.




Estetik Dokunuşlar Hastaların Kurtarıcısı


Kanser hastaları için kemoterapi ilaçlarının saç ve kaş dökücü etkisi, hasta için ruhsal çöküşe neden olabiliyor. Oysaki; kadınlar için kabusa dönüşen kemoterapi süreci, hastalık öncesindeki gibi güzel ve bakımlı olarak geçirilebiliyor. Kadınlar için hayat kurtarıcı peruklar, kaş dövmeleri ve kirpiklere kalıcı makyaj, hastalara moral veriyor.


Kemoterapide “Akıllı İlaçlar” Saç Dökülmesini Engelliyor


Kanser tedavisinde, hedefe yönelik uygulanan “akıllı ilaçlar” sayesinde, saç ve kaş dökülmesi sorunu ortadan kalkmaktadır. Vitamin takviyesi gibi yürütülen kemoterapi tedavilerinde artık ağızdan alınan ilaçlar kullanılmaktadır. “Akıllı ilaçlar”, tümör hücresini tanıyıp o hücre üzerinde çalıştığı için, sağlıklı hücrelere yan etki yapmamaktadır. Güncel tedaviler ve sürekli yenilenen ilaçlar sayesinde kanser hastalarının yaşam süreleri her geçen gün uzamaktadır. Özellikle; meme, kolon, rahim ağzı ve prostat kanserleri erken evrede yakalandığında kesin olarak tedavi edilebilmektedir.


Güçlü Bir Bağışıklık Sistemi İçin Kanser Hastaları Beslenmelerine Çok Dikkat Etmeli


Kanser hastalarının özellikle kemoterapi sürecinde hastalığın seyrine olumlu etki yapacak bir beslenme tarzı benimsemesi çok önemlidir. Hastanın beslenme düzeni; kan değerleri ve bağışıklık sistemine göre belirler.


Kansere karşı hücresel düzeyde etkileri gösterilmiş olan sebze ve meyveler, her gün 2 öğünde düzenli olarak tüketebilir. Kabuklu elma, armut, muz, ananas, kivi, portakal, çilek, kayısı, limon şeftali, siyah üzüm, brokoli, ıspanak, lahana, soğan, marul, yer elması, karnabahar, sarımsak, havuç, salatalık, domates, kırmızı biber, turp gibi sebzeler, zeytinyağı ile günlük pişirilip günde 5 -6 porsiyon olarak tüketilebilir. Mide şikayeti olmayan hastaların salata olarak çiğ halde tüketmelerinde bir sakınca yoktur. Sebzeler yenmeden önce 4-5 kaşık elma sirkesi konulmuş suda bekletilmelidir. Yine pişirme esnasında; soğan ve sarımsak çok iyi kıyılmalıdır.


İşte Kanser Hastalarının Dikkat Etmeleri Gereken Hususlar


• Doğal ve sağlıklı besinler, taze sebze ve meyveler günlük olarak ana ve ara öğünlerde mevsimine uygun olarak tüketilmelidir.


• Kemorterapi sırasında yanlış beslenme, mide şikayetlerinin yanı sıra aşırı kiloya da yol açar. Şekerli ve unlu gıdalar bunun en önemli nedenidir. Esmer şeker tercih edilmeli, beyaz ekmek yerine tam buğday unundan yapılmış çavdar ekmeği tüketilmelidir. Katı veya iç yağ, margarin kullanılmamalıdır.


• Az miktarda ayçiçeği ya da zeytinyağı tercih edilmelidir.


• Bol su içilmesi önemlidir.


• Hastaların kemoterapi sürecine girmeden önce kullandıkları; tansiyon, kolesterol, şeker ya da başka kronik hastalıklara yönelik ilaçları varsa, bunları kesinlikle bırakmamalıdır.


• Kan sulandırıcı ilaç kullanan hastaların ilaçları da, onkoloji uzmanı tarafından düzenlenecektir.


• Ortopedik yatak ve yastık tercih edilmeli, 8 saat uyunmalıdır.


• Bulaşıklar elde değil makinede yıkanmalıdır.


Kanser Hastalarının Uzak Durması Gerekenler


• Fazla süt ( günde 1-2 bardaktan fazla) ani kan şekeri düşüşü ve yükselişi yaratacağından tavsiye edilmez. Onun yerine 250 gr – 500 gr arası yoğurt veya ayran çökelek olabilir.


• Kırmızı et miktarı azaltılmalıdır. Protein; beyaz et, peynir, baklagil gibi diğer protein kaynaklarından alınmalıdır.


• Aşırı yağlı ve ağır yemeklerden uzak durulmalıdır.


• Şeker oranı yüksek gıdalar tercih edilmemelidir.


• Narenciyelerden greyfurt, kemoterapi alan hastalarda, ilaçlarla etkileşime gireceği için kullanılmamalı, portakal ve mandalina tercih edilmelidir.


• Yüksek dozda vitaminler kullanılmamalı, vitamin almadan önce doktora danışılmalıdır.


• İçeriği bilinmeyen karışımlar asla tüketilmemelidir.


• Meme tümörlü hastalar soya ve keten tohumu kullanmadan önce mutlaka doktoruna danışmalıdır.


• Kanser hastaları vücudu aşırı yormayan ve zevk alabilecekleri sporları tercih etmelidir.


• Cilt kuruluğuna karşı bol su tüketmelidir. Suyun tadından rahatsız olan hastalar bitki çayları içebilir.


• Telefon kanser hastaları için sohbet aracı olmamalıdır. Kısa görüşmeler yapılmalı, kulaklık kullanılmalıdır.


• Diz üstü bilgisayarı kullanırken, bilgisayarın masada olmasına dikkat edilmelidir.


• Televizyon kumanda ile birlikte düğmesinden de kapatılmalıdır. Bu sayede radyasyon yayılımı engellenir.


• Kanser hastaları MR ve tomografi çektirebilir. Hastalarının X ray cihazından geçmelerinde sakınca yoktur.

Bu cümlelere inanmayın!

Uzman Doktor Elif Güveloğlu, kanserle mücadele ederken ya da kansere karşı korunmak isterken yapılan hatalara dikkat çekerek halk arasında doğru bilinen yanlışları anlattı.



Bitkidir yan etkisi yoktur.




Tamamen doğal ve bitkisel olan ürünler kanser ilaçlarıyla birlikte güvenle alınabilir.




Isırgan bitkisi tüm kanserlere iyi gelir.




Bitkiler, kapsül şeklinde alınırlarsa daha etkili olurlar.




Onlarca yararlı bitkiyi öğütüp biraz balın içerisine karıştırarak, çok etkili 'şifalı macun' elde edilebilir.



Görünüşte çok masum olsalarda kanser gibi ciddi bir hastalıkta çok kötü neticelere sebep olabilirler. Her hastalığın her insanda farklı seyrettiğini gözönüne alarak her bitki ilaç vb..bilinçsiz kullanılmaması gerektiğini unutmamalıyız. Doktorunda söylediği gibi yukarıda yazılanlar göründüğü gibi masum değil her duyduğumuz cümleye inanmayalım en etkin tedavi doktorumuzun uygulayacağı tedavidir.

Kanser Sonrası Yaşama Adapte Olun!

Kanseri yenmek kadar, kanser sonrası yeni yaşama uyum sürecini de çok iyi yönetmek gerekiyor.


Kanser tedavisinden sonra yeni yaşama uyum aşamasında, nüks endişesi ve uyum güçlükleri ön plana çıkıyor. Tedavi gören birçok hasta, tedavi sonrası hastalığının tekrar nüksedeceğinden endişeleniyor ve bu duygudan arınması zaman alabiliyor. Bazı günler bu kaygılarla başa çıkılabilir, hatta unutulabilirken; bazı günlerde ise bu endişeler dayanılmaz bir hal alabiliyor. Peki kanser tedavisi sonrası yeni yaşama uyum sağlamak için neler yapılabilir?


Neolife Tıp Merkezi’nden Uzman Psikolog Elçin Şayan, kanser tedavisi sonrası normal yaşama dönmek için uygun bir yaşam biçimi geliştirmek gerektiğini belirtiyor. Beslenme, egzersiz, uyku gibi sağlıklı bir beden sağlamaya ve korumaya yönelik ihtiyaçların yanı sıra psikososyal olarak da yeni yaşama uyum sağlamak için göz ardı edilmemesi gereken ipuçlarını şu şekilde sıralıyor:


Stresten korunun: Stres yaratan kişi, olay ve durumlardan, genel olarak stres kaynaklarından uzak durun. Ancak çoğu zaman hayatımızdaki stres unsurlarını tamamen yok edemeyebiliriz. Bu sebeple var olan stres unsurlarından en az düzeyde etkilenmeye çalışın, yeni stresle başa çıkma yöntemleri geliştirin.
Olumlu düşünün: Aklınıza gelen ve henüz cevabı olmayan sorulara olumlu cevaplar verin; günlük yaşantıda kişilerin, olayların ve durumların olumlu yanlarını görmeye çalışın.
İlişkilerin yeniden yapılandırılması: Kanser yaşantısı ve tedavi süreci, ilişkilerin anlamsal özelliklerinin öne çıktığı, aile ve sosyal ilişkilerdeki rollerin geçici bir süreliğine değişimler gösterebildiği bir deneyim. Tedavi sonrasında eş, aile, arkadaş ve sosyal alandaki ilişkilerinizi yeniden yapılandırın.
Kendiniz için zaman ayırın: Size keyif veren, iyi gelen ortamlara, etkinliklere ve kişilere zaman ayırın. Tabii dinlenmeyi unutmayın!
Destek alın: Tüm bunları yaparken zorluk yaşadığınızda kendiniz için bir şey yapın ve bir uzmandan profesyonel destek alın.


Neolife Tıp Merkezi
Uzman Psikolog Elçin Şayan

Kanser tedavisinde beslenme

Özellikle kemoterapi döneminde gıdalarınıza dikkat edin. Sebze çayları ve meyveleri bol tüketip, yağlılardan uzak durun… Dr. Gülseren Ünsün’e göre; birçok öldürücü hastalık var ama insanlar sadece kanserden korkuyor. Bu inanç yıkılırsa, kanserlilerin bu hastalıkla savaşması çok daha kolay olacak.

Domatesin kansere karşı iyi geldiğini, sigaranın yüzde 100 kanser nedeni olduğunu artık bilmeyen yok. Peki kansere karşı hiçbir şekilde önlem almayarak veya bütün bu önlemleri almasına rağmen genetik yatkınlığı nedeniyle kansere yakalanan insanlar ne yapmalı? Kanser tedavisi sırasında nasıl beslenmeli, hangi gıdalardan uzak durmalı? Kemoterapide yan etkilerin en yoğun olduğu dönemde nasıl beslenmeli?

Moralinizi yüksek tutun
İki kere kanseri yenen, Dr. Gülseren Ünsün, kanser hastalarına rehber olacak nitelikteki “Beslenme ve Kanser” adlı kitabında bu soruları cevaplıyor. Dr. Ünsün kitabında; “Önce kanser hastalığının korkulduğu kadar büyük bir hastalık olmadığını kabul ederek işe başlanmalıdır” diyerek şu bilgileri veriyor: “Kanseri de diğer hastalıklardan biri gibi algılamak gerekiyor. Bir şeker veya böbrek hastalığı, vücutta çok daha yıkıcı etkilere neden olabiliyor. Birçok öldürücü hastalık var, ama nedense insanlar sadece kanserden korkuyor. Eğer bu inancı yıkılırsa, kanser hastalarının hastalıklarıyla savaşmaları daha kolay olur. Kanserden korunmak için vitamin ve minerallerden, özellikle de selenyumdan yararlanmak lazım. Tedavi sırasında, yan etkilerin görüldüğü dönemde bünye tam olarak bu takviyeleri kabul etmeyebilir. Ama tedavi kesildikten sonra, bedeni güçlendirmek için vitamin desteği yararlı olabilir.

Balık çok faydalı
Özellikle de A, C ve E vitamini gibi antioksidan vitaminler, kanserden korunmada çok önemli rol oynuyor. Selenyum, toprakta bulunan bir mineral. Yağmur sularıyla denize gider, dolayısıyla en çok balıklarda bulunur. Susam ve soya fasulyesi de selenyum yönünden zengindirler. Ayrıca hastalar; yaşadıkları süreyi iyi değerlendirmeli, yaşam kalitelerini yüksek tutmalıdır. Bunu için birtakım hobiler edinebilirler. Resim yapmak, el işleriyle uğraşmak gibi. Bu hobiler insana moral vererek, hastayı güçlendiriyor. Morali yüksek bir hastanın yenemeyeceği hastalık yok gibidir.

Kemoterapi döneminde ne şekilde beslenmeli?

Uzak durulması gerekenler:
- Yağlı, acı, ekşi gıdalar
- Sindirimi zor olan gıdalar (soğan, sarımsak, lahana, salatalık, bakla, kuru bakliyat, havuç, turp gibi)
- Ekşi meyve ve sebzeler
- Baharat
- Çay, kahve
- Kola, gazoz gibi gazlı içecekler
- Kızartmalar
- Çiğ sebze-meyveler

Tüketilmesi gerekenler:
- Bol su
- Adaçayı, nane çayı, kuşburnu, papatya, ıhlamur gibi bitkisel çaylar
- Pişmiş sebze meyve.
- Sütlü, az şekerli tatlılar (sütlaç, muhallebi vs.)
- Çorbalar
- Yoğurt
- Patates püresi
- Balık veya tavuk

Kemoterapiden sonrası:
- Bol taze sebze- meyve
- Haşlanmış kırmızı et, balık ve tavuk
- Bol su
- Bitki çayları
- Meyve suları
- Fazla olmamak şartıyla çay-kahve
- Sütlü tatlılar
- Bal ve pekmez
- Bol hamur işleri ve ağır tatlılardan kaçının. Gereksiz alınan kilolar, kanser riskini artırır.