Varis kâbusu

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Kış aylarında daha da artıyor...
20 Aralık 2010 Pazartesi, 12:43:58
Varis kâbusu

HABERTURK.COM SAĞLIK HABERLERİ SERVİSİ

Kış aylarında havanın soğuk olması nedeni ile sosyal aktivitelerimizle birlikte günlük hareketimiz de azalıyor. Karlı ve yağmurlu havada dışarı çıkmak yerine evde oturup keyif yapmayı seçerken; bir yere gitmek için de yürümeyi değil arabaya binmeyi tercih ediyoruz. Hal böyle olunca hareketsiz yaşam tarzına alışmak da kaçınılmaz oluyor. Bu durum ise kilo almaktan, çeşitli ortopedik rahatsızlıklara kadar pek çok sağlık sorununu da beraberinde getiriyor. Bu rahatsızlıklar arasında varisler ilk sıraları alıyor.Doç. Dr. Arif Tarhan, “varis ve tedavi yöntemleri” hakkında bilgi verdi.

Varis depresyona bile neden olabilir

Varisler genellikle çok ileri evrelere gelene kadar önemsenmediğinden bazen tedavide geç kalınıp çok iyi sonuçların alınmadığı bir hastalık grubudur. Bunun için tedavinin en önemli kısmını erken evrelerde teşhis konulması oluşturmaktadır. Bacak damarlarının görünür halde olması her zaman hastalık anlamına gelmemektedir. Ancak varisler geliştiğinde de damarlar ciltten kabarık, mor renkte ve hoş olmayan bir görünüme neden olurlar. Varisler neredeyse bazı kişilerin bacaklarından utanır hale geldiği ve ne yapacağını bilemediği durumlardır. Hatta bu hastalık nedeniyle yalnızlaşan ve depresyona giren kişiler olduğu görülmektedir. Varis oluşumunda en büyük etkenlerden biri de hareketsiz yaşamdır.

Genetik olmakla birlikte düzensiz yaşam tarzı da varis oluşumunu kolaylaştırıyor

Toplardamar sistemindeki genişlemenin en önemli nedeni genetik olarak (ailesel) yatkınlığın bulunması ile yaşam tarzının durumu daha kötüleştirmesidir. Ayakta sabit olarak çok fazla duran bireylerde bacak toplardamarlarında dolaşım zorlaşır ve damarlar genişler, içlerindeki kapaklarda zamanla yetmezlik gelişir ve sonuç olarak varisler oluşur.

Toplardamarlarda kan yerçekimine karşı hareket eder

Kan, kalpten vücuda atardamarlar yoluyla taşınır. Dokular için gerekli olan oksijen ve besleyici maddeler hücrelere verildikten sonra kullanılmış kan, ortamdaki artık maddeleri toplar ve rengi koyulaşarak toplardamarlar yoluyla kalbe geri dönmektedir. Kanın toplardamarlarda kalp gibi bir pompanın yardımı olmaksızın, yerçekimi kuvvetine karşı taşınması bu damarların içlerindeki tek taraflı çalışan kapaklar (check valve) sayesinde olur.

Bacak toplardamarları temel olarak 3 çeşittir:

Yardımcı toplardamarlar: Cilt altında yerleşiktirler ve bazıları gözle görülebilirler.
Ana (Derin) toplardamarlar: Komşu oldukları atardamarla birlikte bacağın derinliklerinde kasların arasında bulunurlar.
Birleştirici (Perforan) sistem: Yardımcı sistemden sistemden ana sisteme kanın taşınmasını sağlar.

Bacaklardan kalbe dönen kanın %90’ı ana sistemle taşınır. Yardımcı damar sistemi, Yardımcı damar sisteminde zaman zaman iltihaplanma, oluşan pıhtılarla tıkanma ya da damarların genişlemesi gözlenebilir. Ana sistem daha nadir bozulur.
Hastanın durumuna en uygun tedavi yöntemi seçilir

Ameliyatla tedavi yapılabildiği gibi günümüzde hastaya daha az zarar veren modern yöntemler ile daha estetik sonuçların elde edilmesi mümkün olmaktadır. Bu estetik yöntemlerde özellikli modern cihazların ve yöntemlerin deneyimli cerrahlar tarafından kullanılması daha iyi kozmetik sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

Endovenöz lazer ablasyonu (Ameliyatsız tedavi): Günümüzde tüm dünyada en popüler tedavi büyük varislerin içten lazer ile kapatılmasıdır. Bizim de en sık tercih ettiğimiz yöntem, renkli doppler ultrason eşliğinde Endovenöz lazer ablasyonu tedavisidir. Artık bu yöntem gelişmiş ülkelerde cerrahinin yerini almış bulunmaktadır. Venöz cerrahi kliniğimizde, hastalarımızın tanısı doppler US eşliğinde konulduktan ve bacak toplardamar haritalaması yapıldıktan sonra, genel anesteziye gerek olmadan lazer işlemi uygulanmakta ve hastalarımız biran önce ayağa kaldırılarak yürümeleri sağlanmaktadır. Bir gece hastanede yatışın ardından hastalarımız evlerine gidebilmekte ve ertesi gün işlerine dönebilmektedirler. Öncelikle lokal anestezi altında yapılabilmesi, işlemin 30 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanabilmesi, hastanın işlem sonrası hemen ayağa kalkabilmesi lazerin en önemli avantajlarıdır. Girişimin başarısı %99 gibi çok yüksek bir orandadır. Bu yöntem varis yakınması bulunan hastaların %90’ine uygulanabilmektedir. İşlem sırasında gelişebilecek komplikasyonlar ameliyata kıyasla çok azdır.
Dikişsiz ameliyat: Cerrahi gereksinimi bulunan hastalara kesi uygulamadan ameliyatta dikişe gerek olmaksızın mükemmel kozmetik sonuçlar elde edilmektedir.
Varisleri başlangıç evresinde bulunan hastaların tedavileri köpük skleroterapisi ve yüzeysel radyofrekans ablasyon yöntemi ile sağlanabilmektedir.
Köpük skleroterapi: Bacaktaki varislerin içine çok ince iğnelerle özel bir yapıştırıcı köpük verilerek istenmeyen damarın tıkanması işlemidir. Biz bu yöntemi sadece çapı 1-3 mm olan varislerde uygulamaktayız. Çünkü daha geniş varislerde hem istenmeyen etki oranları yüksek olmakta hem de kozmetik sonuçları bekleneni vermemektedir. Bu işlem seanslar halinde uygulanmaktadır. Hasta girişim sonrası yürüyerek evine gidebilmekte ve araba kullanabilmektedir.

Yüzeysel radyofrekans ablasyon tedavisi: Bu yöntem skleroterapi uygulanamayacak incelikteki her tür kılcal varise rahatlıkla uygulanabilmektedir. Yüksek frekanslı ses dalgalarının uygulanması ile damar yok edilmektedir. Bu tedavi vücudun her bölgesine her mevsim uygulanabilmektedir. İşlem sonrası güncel yaşamla ilgili hiçbir kısıtlama yoktur. Yanık ve istenmeyen renk değişiklikleri olmaz, seanslar sık sık yapılabildiğinden tedavi kısa sürer. Hiçbir yan etkisi olmadığı gibi işlem tamamen ağrısızdır.


KAYNAK
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Topuklu ayakkabı varis'i artırıyor

Varis bacak toplardamarlarının genişlemesi, uzaması ve büklümlü hale gelmesi sorununa verilen addır ve antik Yunan döneminden bu yana bilinir.

2500 yıl önce yapılan bazı heykellerde varisler çok belirgin olarak gösterilmiştir. Varisle ilgili diğer ilginç özellik, doğada yalnızca insanlarda görülmesidir. Ülkemizde sağlıklı istatistikler bulunmadığından tam sıklığını bilmiyoruz. Ancak batı toplumunda yüzde 10-20 gibi yüksek oranda görülüyor. Buradan yola çıkılarak Türkiye’de de 5 milyon kişide değişik derecelerde varis olduğu öngörülebilir. Kadınlarda erkeklerden daha sıktır. Yaşla birlikte varis görülme olasılığı da artar.

- Varis kimlerde görülür? Sıklığı nedir?

Öğretmenler, hemşireler, cerrahlar, polisler, diş hekimleri ve garsonlar risk altındadır. Ancak ayakta çok durmalarına karşın baldır kaslarını çok sık kullanan sporcularda varis gelişme olasılığı az. Uzun süre oturarak çalışanlar da daha az olsa da risk taşıyor. Öte yandan hamilelerde sık görülmekle birlikte, yüzde 60-70’i hamilelik sonrasında düzelir.

- Varisin sebebi nedir?

Aslında varisin oluşma nedeni tam bilinmiyor. Temel sorun toplardamar duvarındaki yapısal bozukluk nedeniyle damarın genişlemesi. Ancak asıl başlangıcın damar duvarındaki bozukluk mu, yoksa kapakçıklardaki hasar mı olduğu net değil. Varise ailesel bir yatkınlık söz konusudur ve hastaların önemli bir kısmında aile bireylerinde de varis vardır. Bir çalışmada anne veya babasında varis bulunan bireylerde varis gelişme olasılığı yüzde 80 olarak bulundu.

Hamilelerde de varis sık. Bunun nedeni erken dönemde değişen hormonal denge. Bilindiği gibi hamilelik sürecinde annede bazı hormonların düzeyi çok artar. İşte bu hormonlar damar duvarındaki düz kasları da etkiler ve damarlar genişler. Daha ileri hamilelik döneminde anne rahminde büyüyen bebeğin mekanik olarak etraftaki toplardamarlara baskı yapması da rol oynar. İyi olan, doğum sonrası birkaç ay içinde bu varislerin yüzde 60-70 oranında düzelmesidir.

Varislerin daha nadir olan nedenleri de vardır. Derin toplardamarları tıkalı olan bireylerde, yüzeysel toplardamarlar tüm bacağın kirli kan dönüşünü üstlenirler. Bu nedenle çapları artar ve varis görünümü alırlar. Ancak bu damarlara dokunulmamalıdır. Çünkü bu vücudun bir savunma mekanizmasıdır. Ayrıca atardamar ile toplardamarlar arasında bağlantıların gelişmesiyle bazı hastalarda da varis oluşabilir.

- Hastalığın dereceleri nedir?

Toplardamar hastalıklarının şiddeti 0-6 arasında değerlendirilir. Derece O (görülebilen toplardamar hastalığı yok), Derece 1 (1-3 mm çapında ince varisler), Derece 2 (çapı 4 mm üzerinde olan gerçek varisler), Derece 3 (bacakta şişlik), Derece 4 (ciltte kahverengi-siyah değişiklikler), Derece 5 (cilt değişiklikleri ve ayak bileği çevresinde iyileşmiş yara), Derece 6 (ayak bileği iç tarafında açık yara)...

- Tedavi nasıl seçilir?

Tedavi gerekliliği ve tipi hastaya göre değişir. Genç bir kadında görüntü bozukluğuna yol açan küçük bir varis tedavi edilebileceği gibi, yaşlı hastalarda daha yaygın varisler basınçlı çorap ile yaşam boyu izlenebilir. Genelde bireyi rahatsız edici görüntü bozukluğu, ağrı ve şişliğe yol açan varisler tedavi edilmelidir. İleri derece varisler, özellikle ciltte renk değişikliği ve yara varsa, mutlaka tedavi edilmelidir. Varis tedavisinde 2 ayrı sorunun birlikte giderilmesi önemlidir. Dıştan görülebilen varislerin tedavi edilmesinden daha önemli olan nokta, altta yatan ve toplardamar içindeki basıncın artmasına yol açan sorunun giderilmesidir. Böylece hastanın görüntü sorunu giderildiği gibi ağrılar ve bacaktaki şişme de düzelir. Belki de en önemlisi, varislerin tekrarlama olasılığı en aza indirilir. Varis çorabı, skleroterapi (iğne tedavisi), lazer ve cerrahi tedavi seçenekler arasında.

- Varisten korunmak mümkün mü?

Varis gelişiminde muhtemel en önemli faktör genetik eğilimdir. İnsanlar genetik yapılarını değiştiremeyeceklerinden ve kolay kolay meslek değiştiremeyeceklerinden varis oluşmasından kesin korunma söz konusu değildir. Sigara ve içki kullanılmasının varis gelişmesi ile doğrudan bağlantısı yok. Ayrıca varis gelişimini engelleyecek bir ilaç bulunmamaktadır. Değişik kaynaklarda belirtilen varis önleyici kremlerin bilimsel yararı gösterilememiştir. Bu nedenle alınabilecek en etkili önlemler kilo kontrolü, düzenli egzersiz, uzun süre sabit poziyonda kalmama ve koruyucu varis çorabı kullanmaktır. Hasta her fırsatta bacağını yüksekte tutmalıdır. Varis hastalarının topuklu ayakkabıları olabildiğince az giymesi önerilmektedir.

Hürriyet
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Bingöl’de lazerle varis ameliyatı

Bir haftada 3 operasyon yapıyorlar

Bingöl’de lazerle varis ameliyatı

Bingöl Devlet Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi, kentte ilk kez lazerle varis ameliyatı gerçekleştirdi. Uzman Dr. Tamer Özdemir, bir haftada 3 ameliyat yaptıklarını bildirdi.

haberturk.com
 
Tekerlekli Sandalye
Üst