Vertigo Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

  • Konuyu başlatan Fırtına
  • Başlangıç tarihi
F

Fırtına

Guest
Birçoğumuzun belki de ismini bile ilk defa duyduğu vertigo, genel olarak baş dönmesi ile hareket ve denge duygusunun yitirilmesi demektir. Hatta sadece göz kararması ile de ortaya çıkabilir. Vertigo, nöroloji bölümüne sık başvurulan şikâyet arasında yer almaktadır. İnsanın başının birden dönmesi akla, beyinde bir sorun olduğunu getirir. Fakat gerçek öyle değildir. Çoğu zaman kendiliğinden düzelen ve altında önemli bir hastalık bulunmaz. Yalnız bu, bütün baş dönmelerinin ve denge kayıplarının önemsiz olduğu anlamına gelmez. Araştırma yazımızda vertigo rahatsızlığı ile ilgili bilmeniz gereken her şeyi bulacaksınız.

vertigo.jpg

Vertigo Belirtileri nelerdir?

Vertigonun en sık karşılaşılan belirtisi baş dönmesi, kulak çınlamasıdır. Vertigo çok şiddetli olduğunda hastalarda gözlerde sıçrayıcı hareket, bulantı ve kusma, ayakta duramama şeklinde belirtiler de olabiliyor. Sonuçta insanın ayağının altından yer kayıyormuş gibi hissetmesi veya bir yana kayma gibi belirtilerle devam eder.

Vertigo Neden Meydana Gelir?


Vücudumuzun denge ve hareket halinde kalmasını sağlayan organlarımız kulak ve beyinciktir. Bu sebeple, bu organlarımızda meydana gelen bir arızada vertigo hastalığı oluşmaktadır. Göz, kulak ve beyincik organımıza bağlı olarak meydana gelecek muhtemel rahatsızlıkları sıralayalım.

İç kulakta bulunan denge organı ile ilgili bir rahatsızlık.

Meniere hastalığı: İç kulakla ilgili bir rahatsızlıktır. Genelde baş dönmesinin yanı sıra bulantı, kusma ve kulak çınlaması eşlik ediyor. Atakların tekrarı halinde işitme kaybı olur.

Beyin sapı- beyincik birleşme bölgesindeki bir tümör gelişiminde vertigo meydana gelebilir. Çünkü bu bölgede denge siniri bulunur ve tümörün bu sinire baskı yapması sonucu ortaya çıkabilir.

Multiple Skleroz (MS) hastalığı.

Kalp hastalıkları.

Ağır kansızlıklar.

Metabolik bozukluklar.

Boyun kemiklerinde bozulmalar ve kireçlenmeler de beyin sapı ile beyinciği besleyen damarları sıkıştırarak vertigo yapabiliyor.

Bazı psikiyatrik.

Yaşlı ve birçok hastalığı olanlar, (özellikle diyabet gibi)

ÜSYE (üst solunum yolu enfeksiyonları) sonrası iç kulak tutulumu.

Vestibüler Nörinit (İç kulaktaki denge ile ilgili sinyalleri beyine ulaştıran sinirin iltihaplanması)

Kronik orta kulak iltihaplarının iç kulağa yayılması (labirentit)

Menenjit veya diğer ateşli hastalıkların içkulağı etkilemesi.

İç kulakta veya iç kulak sinirindeki tümöral hastalıklar.

Yukarıda sayılanlardan da anlaşılacağı gibi hastalığın kaynağının büyük çoğunluğu kulağa bağlı olan rahatsızlıklardır.

Vertigo Tanısı nasıl konuyor?

Hekimin yapacağı bir dizi tetkik gerekiyor. Beyin görüntülemesi (MR) çekilebilir, kulak-burun-boğaz(KBB) muayenesi ve odiyometrik(işitme ilgili) testler yapılarak ve kan tahlilleri gibi incelemeler yapılarak anlaşılabilir.

Vertigonun Tedavisi


Vertigo genellikle başka bir hastalığın habercisidir. Bu nedenle öncelikle asıl hastalık tedavi edilmelidir. İlaç ve tedavi süreci hastalığa göre uygulanmalıdır. Tümörler hariç kulağa bağlı baş dönmeleri kısa yâda uzun zamanda kendiliğinden ortadan kalkmaktadır.

Vertigo, beyin damar hastalığı, MS, beyin tümörü, boyun kemiklerinde kireçlenme gibi hastalıklarla ilişkili ise bu hastalıklara yönelik özel tedaviler uygulanıyor. Bu amaçla doktorunuz ayakta yada yatarken hatta yürürken bazı testlere tabi tutacaktır. Doktorunuz tedavi sürecinde size baş dönmesini azaltmak için vereceği bazı hareketler de bulunmaktadır.

Vertigo İçin Şifalı Bitkiler


Her derdin dermanı doğada mevcut olduğu gibi vertigo' nun da şifası doğada verilmiştir. Vertigo için şifalı bitkiler Isırgan Otu ve Sarı Ballıbaba bitkileri şeklinde sıralanır. Sarı Ballıbaba bitkisini çay demler gibi demleyip içerseniz baş dönmelerinizin azalacağını göreceksiniz.

Sağlıklı günler dilerim...
 
Moderatörün son düzenlenenleri:
F

Fırtına

Guest
Çağın Hastalığı Vertigo

26122010142048077268212.jpg


Aşırı baş dönmesi, yerin ayağın altından kayıyor hissi, mide bulantısı, çarpıntı, terleme başlıca..

Vertigo, diğer bir deyişle baş dönmesi..

Bu hastalık günümüzde o kadar yaygın ki, tüm hastaların yüzde beşi bu sorunu yaşıyor.

Birçok nedenden kaynaklanan vertigonun tedavisi ise mümkün..

Aşırı baş dönmesi, yerin ayağın altından kayıyor hissi, mide bulantısı, çarpıntı, terleme başlıca belirtileri..

Orta kulaktaki enfeksiyondan, stresten ya da hipertansiyondan kısaca pek çok sebepten dolayı vertigo meydana gelebiliyor.

Sosyal hayatı büyük oranda etkileyen vertigoya en çok "meinere" (meniere) denilen bir hastalık yol açıyor.

Başı, uygun olmayan pozisyonlarda hareket ettirmek de vertigoyu tetikleyebiliyor.


haberoku
 
F

Fırtına

Guest
Vertigo yu hafife almayın!

Basit sandığınız baş dönmesi çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir..

''Yer, ayağımın altında kayıyor gibi hissediyorum'', ''İçim boşaldı'' ya da ''Dengemi sağlayamıyorum'' şeklinde kendi gösteren baş dönmesi şikayetleri, kulak ağrısı, göz hastalıkları, ilaç zehirlenmeleri, düşük veya yüksek tansiyon, damar sertliği ve bazı kalp hastalıkları, kansızlık ve kan hastalıkları, mikrobik ya da beyin hastalıkları, sara ve bazı ruh hastalıklarından kaynaklanıyor olabilir.

Uzmanlar, baş dönmesinin kan şekerinin düşmesine bağlı kısa süreli kendini gösterebileceği gibi iki saat krizler halinde ya da haftalarca-aylarca kendini tekrarlayarak ciddi hastalıkların habercisi olabileceği uyarısında bulunuyor.

Politzer Derneği (Uluslararası Kulak Cerrahisi ve Bilim Derneği) Başkanı Prof. Dr. O. Nuri Özgirgin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, halk arasında baş dönmesi olarak bilinen hastalığın tıpta ''vertigo'' olarak isimlendirildiğini söyledi.

Baş dönmesinin, hastayı yatağa düşürerek gözlerini dahi açamayacak şiddetle olabileceğini, zaman zaman kayma hissine yol açabileceğini ya da göz kararması şeklinde görülebileceğini belirten Özgirgin, baş dönmesinin ''basit'' bir sorun olarak algılanmaması gerektiğini vurguladı. Özgirgin, ''Baş dönmesi (vertigo) çok genel bir terimdir. Çok farklı nedenden kaynaklanan çeşitli tipte baş dönmesi duygusunu içine alır. Dolayısıyla bizlerin yalnızca 'baş dönmesi' yakınması ile bir sonuca ulaşabilmemiz mümkün değildir'' dedi.

Baş dönmesinin, kulak ağrısı, ani hava değişimi, bazı göz hastalıkları, ilaç zehirlenmeleri, düşük veya yüksek tansiyon, damar sertliği ve bazı kalp hastalıkları, kansızlık ve kan hastalıkları, mikrobik ya da beyin hastalıkları, sara ve bazı ruh hastalıklarından kaynaklanabildiğini ifade eden Özgirgin, baş dönmesi yakınması olan hastaya tanı konulurken, hastanın hekime verdiği yakınmaların detayları ve hikayesinin çok önemli olduğuna dikkati çekti.

Bu aşamada, baş dönmesinin neye benzediğini, nasıl bir duygu olduğunun hasta tarafından tarif edilmesi gerektiğini anlatan Özgirgin, ''Hastanın, çevrenin dönmesi tarzında rotasyon hissi, sersemlik hissi, yerin ayağın altından kayıyormuş hissi, havada yürüyormuş hissi ve dengesizlik hissi gibi tariflerde bulunması önem taşıyor'' diye konuştu. Özgirgin, bunların her birisinin farklı bir hastalığın bulgusu olabileceğini vurguladı.

BAŞ DÖNMESİNDE SÜREYE DİKKAT

Özgirgin, baş dönmesinin nedenine göre belirtilerin de farklı olabildiğini ifade ederek, kulak hastalıklarına bağlı baş dönmelerinde kulakta çınlama, işitme azlığı, kulakta basınç hissi, bulantı-kusma, kulak akıntısı ve gözlerde anormal hareketlerin saptanabileceğini anlattı.

Nörolojik hastalıklara bağlı baş dönmelerinde ise baş ağrısı, uyuşmalar, felçler, göz hareketlerinde anormallikler görülebildiğini belirten Özgirgin, yine baş dönmesine şiddetli bulantı ya da kusmanın da eşlik edebildiğini söyledi.

Özgirgin, baş dönmesinin durduk yerde gelişebileceği gibi belli bir harekete bağlı olarak da ortaya çıkabildiğini dile getirerek, baş dönmesinin ne kadar süre devam ettiğinin de çok önemli olduğuna işaret etti. Baş dönmesinin gün boyu devam etmesi ya da bir hafta kadar görülmesinin tek başına yeterli bir bulgu olmadığını, kesin tanı konulabilmesi için daha detaylı bilgiye ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Özgirgin, şunları kaydetti;

''Çok kısa, birkaç saniye süren baş dönmelerinin sık sık tekrarlaması, hastada günler boyu devam eden baş dönmesi yakınmasını uyandırabilir.

Baş dönmesi, dakikalar veya saatler sürebilir. Hastalarımızın büyük çoğunluğunun anlatımında 'şiddetli başım döndü, kustum, beni acile servise kaldırdılar, orada serum takıldı ve daha sonra kendime geldim' öyküsü vardır. Aradaki detaylar daima atlanır ve bizim için kritik olan ise bu detayları bilmektir. Yakınmalar, tıpkı 'masal' anlatır gibi saniye, saniye anlatılmalıdır.''

Özgirgin, eğilme, yataktan kalkar kalmaz gibi hareketle ortaya çıkan baş dönmelerinin ''pozisyona bağlı'' ortaya çıkabilen bir durum olduğunu ve zaman içinde şikayetlerin tekrarlanabildiğini söyledi.

Meniere hastalığının da ikinci sıklıkta görülen baş dönmesi nedeni olduğunu ifade eden Özgirgin, bu durumda baş dönmesinin krizler şeklinde seyrettiğini ve sıklığının farklılık gösterebildiğini ve bir-iki saat süren krizlerin kişinin ruh sağlığını bozabildiğini, hastanede müdahale gerektiğini vurguladı.

Özgirgin, denge sinirinin virüsler vasıtasıyla iltihaplanması halinde de de baş dönmesinin görülebildiğini dile getirerek, bu kişilerin yürümekte zorluk çektiklerini dile getirdi.

Açlığa bağlık, kan şekerinin düşmesinden kaynaklanabilen geçici baş dönmeleri ile çeşitli hastalıkların bulgusu olan baş dönmesiyle karıştırılabileceği uyarısında bulunan Özgirgin, bu nedenle mutlaka hekim tarafından baş dönmesinin kesin nedeninin ortaya konması gerektiğini vurguladı.

''KULAKTA İŞİTME KAYBI GÖRÜLEBİLİR''

Özgirgin, iç kulakla ilgili sorunların baş dönme nedenleri arasında ilk sıralarda yer aldığını belirterek, halk arasında ''kristallerim yer değiştirdi'' tanımlaması ile kendini gösteren durumla sık karşılaşıldığını söyledi.

Yer çekimine bağlı dengenin sağlanmasında rol oynayan kristallerin yapısının iç kulak sıvaları içinde hareket ettiğini belirten Özgirgin, kristallerin yarım daire kanallarının içine kaçması halinde baş dönmesinin gelişebildiğini anlattı.

Özgirgin, baş dönmesi yapan kulak hastalıkları arasında üst solunum yolu infeksiyonları sonrası iç kulak tutulumu, pozisyona bağlı baş dönmesi (BPPV olarak kısaltılır ve iç kulakta dengemizi sağlayan toza benzer bazı maddelerin fizyolojisinin bozulması), Meniere Hastalığı (İç kulaktaki sıvıların kimyasal durumlarının değişerek basınç artışı yapması), Vestibüler Nörinit (İç kulaktaki denge ile ilgili sinyalleri beyine ulaştıran sinirin iltihaplanması), kronik orta kulak iltihaplarının iç kulağa yayılması (labirentit), menenjit veya diğer ateşli hastalıkların iç kulağı etkilemesi, iç kulakta veya iç kulak sinirindeki tümöral hastalıkların yer aldığını belirtti.

''GÖZ HAREKETLERİ İP UCU OLABİLİYOR''

Baş dönmesinin, iç kulaktaki bir hastalığa bağlı olması halinde genellikle kulak muayenesinde bir problem görülmediğini ifade eden Özgirgin, ''Sadece orta kulak iltihaplarının iç kulağı etkilemesine bağlı baş dönmesi olması durumunda ise kulak zarında delik ve orta kulakta iltihaplanma görülebilir'' dedi.

Özgirgin, bu durumda hastada anormal göz hareketleri olabildiğini belirterek, göz hareketlerinin yönünün hangi kulağın hasta olduğuna dair ip ucu verdiğini söyledi.

''HASTANEYE YATIŞ SÖZ KONUSU OLABİLİR''

Kulak hastalıklarına bağlı baş dönmelerinin (tümörler hariç) genellikle zaman içinde kendiliğinden ortadan kalktığını ifade eden Özgirgin, bu sürenin kimi zaman 6 ay ya da 1 yıla kadar uzayabildiğini belirtti. Özgirgin, baş dönmesinin nedeninin pozisyonel olması halinde hekimin muayene sınasında uygulayacağı bazı hareketlerle düzelebildiğini anlattı.

Farklı nedenlere bağlı baş dönmelerinde ilaç tedavisinin yapıldığını ifade eden Özgirgin, şiddetli şikayetler durumunda hastaneye yatışın söz konusu olabildiğini söyledi. Özgirgin, tümörlere bağlı baş dönmelerinin de ancak tümörün cerrahi müdehale ile çıkarılması ile geçebileceğini vurguladı.

Özgirgin, baş dönmelerine yapılacak ilk işin, kişinin hemen oturtulması veya yatırılması şeklinde olduğunu sözlerine ekledi.


gerçekgündem
 
F

Fırtına

Guest
2 Ayda en az 1 kez başınız dönüyorsa dikkat.!

661882_detay.jpg



Baş döndürücü güzellik, baş döndürücü şöhret... Başınız bu gerekçelerden biri nedeniyle dönmüyorsa; sağlığınız tehdit altında olabilir.!

BAŞ dönmesi, çevremizdeki eşyaların etrafımızda ya da kendi etrafında dönüyor olduklarını hissetmemiz olarak tanımlanıyor. Bu sorunun birkaç çeşidinin olduğu belirtiliyor.

Prof. Dr. Mesut Başak, bunların arasında en çok bilinenlerin ‘vertigo’, ‘duisness’ ya da ‘ataksi’ denilen denge bozukluğu olduğunu söylüyor. Bu sorunların bazılarında kişi çevredeki eşyaları dönüyor gibi hissederken, bazılarında ise düz yürüyememe veya yerinden kalkınca göz kararması gibi hisler yaşıyor. Baş dönmesi ve göz kararması sorunları ayrı ayrı meydana gelebilecekleri gibi birlikte de görülebiliyor. Bazen önce göz kararmasına ardından baş dönmesine rastlanıyor. Bu durum daha çok, ‘ortostotik potansiyon’ adı verilen ve otururken aniden ayağa kalkıldığında ya da yatarken aniden oturulduğunda; göz kararmasının ardından meydana gelen baş dönmesi olarak tanımlanıyor. Her baş dönmesinin bir hastalık olmadığını unutmamak gerekse de, bu durumun çoğunlukla bir hastalığın alarmı veya vücudun bir duruma karşı reaksiyonu olduğunu bilmek şart.!

VÜCUT ALARM VERİYOR OLABİLİR

2 ayda en az 1 kez baş dönmesi yaşayan bir kişinin mutlaka doktora başvurması gerekiyor. Bu tekrarın periyodik olup olmamasının önemi bulunmuyor. Hastalar baş dönmesi sorunlarına genellikle, “Hava sıcaktı, iş stresliydi” diyerek bahane bulup, vücudun verdiği alarmı görmezden geliyorlar. Ancak baş dönmesine neden olan sistematik hastalıkların, çoğunlukla sinsi ilerleyen hastalıklar olduğu düşünüldüğünde, bu hastalıklara ilişkin erken teşhis ve tedavinin büyük bir hızla gerçekleştirilmesi gerektiği ortaya çıkıyor.

Prof. Dr. Mesut Başak, “Her insan hayatında birkaç kez baş dönmesi sorunu yaşar” diyor. Tekrar eden baş dönmeleri, eğer psikolojik bir sorundan kaynaklanmıyorlarsa; genellikle 40 yaşın üzerindeki kişilerde yüzde 5-10 oranında, 65 yaşın üzerinde ise yüzde 25’lerde görülüyor. Türkiye genelinde baş dönmesi sorununa daha çok kadınlarda rastlandığına dikkat çeken Prof. Dr. Başak, “Bunun en önemli nedenleri hormonal dengesizlik durumları ile menopoz dönemidir” diyor.

2 FARKLI ÇEŞİDİ BULUNUYOR

Baş dönmesinin 2 çeşidi bulunuyor. Bunlardan ilki ‘santral tip baş dönmesi’. Bu sorunu yaşayan kişi genellikle çok şiddetli baş dönmesi hissetmiyor. Ancak bu tip tekrarlayan baş dönmeleri beyin tümörü, enfeksiyon ve damar hastalıkları gibi çok önemli hastalıkların alarmı olarak kabul ediliyor ve ileri boyutlarında kişinin şuur kaybı yaşama riski bulunuyor. ‘Periferik tip baş dönmesi’nde ise şikâyetler sürekli ya da aralıklı oluyor ve genellikle baş hareketleriyle şiddetleniyor. Belirtiler arasında sıklıkla bulantı ve kusma görülmekle birlikte, şuur kaybı oluşmuyor. Genellikle iç kulak hastalıklarında, boyun hastalıklarında, görme bozuklukları olan hastalarda görülüyor.

BU BELİRTİLER İHMALE GELMEZ

GÜN geçtikçe sıklaşan baş dönmesinin, herhangi bir ek belirti olmadan, mutlaka kontrol edilmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra bulantı, denge bozukluğu ve en önemlisi şuur kaybı yaşanıyorsa; hiç zaman kaybetmeden doktora başvurulması öneriliyor. Baş dönmesiyle birlikte; kişi de görme bozukluğu, bulanık görme, çift görme, bir bölgeyi görememe gibi belirtiler de gözleniyorsa, bulantı ve kusma varsa, kişide son zamanlarda iştahsızlık, kilo kaybı, ateş, terleme gibi yan belirtiler oluşmuşsa, “Bu baş dönmesi gerçekten önemli bir hastalığın göstergesi olabilir” diye düşünürek, bir an önce doktora gidilmesi gerekiyor.

TAŞIT TUTMASINDAN KAYNAKLANABİLİR

GÜNÜMÜZÜN yoğun iş yaşamında, özellikle bilgisayar başında çok zaman geçiren hastaların en büyük şikâyetlerinden birinin baş dönmesi olduğu belirtiliyor. Bu gibi durumlar çoğunlukla görme kalitesinin bozulmasından kaynaklanıyor. Bilgisayar başında çok fazla zaman geçiren kişilerin sık sık gözlerini ve boyunlarını dinlendirmeleri öneriliyor. Bunların dışında, taşıt tutması da nadir de olsa baş dönmesi hissi yaratabiliyor. Bu durumun fizyolojik olduğu ve vücudun bir tepkisi olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtiliyor.

ENERJİ İÇECEKLERİNE VE AŞIRI TÜRK KAHVESİNE DİKKAT

BAZI tedavilerde kullanılan ilaçlar kişinin bünyesine bağlı olarak baş dönmesi yaratabiliyor. Damar spazmı yapan veya tansiyon düşürücü özelliği bulunan ilaçlar, alerjik bünyeli kişilerin kullandıkları bazı antibiyotikler, aspirin ve benzeri bazı ilaçlar; kişinin genetik yapısına göre baş dönmesi yaratabiliyor. Ayrıca nikotin ve kafein içeren maddeler ile enerji içeceklerinin de baş dönmesi nedeni olabileceği belirtiliyor. Gün içinde çok fazla Türk kahvesi tüketmek de tansiyonda dengesizliğe ve baş dönmesine yol açabiliyor.

BAŞ DÖNMESİNİN BAŞLICA NEDENLERİ

Beyin tümörleri,

Beyin enfeksiyonları,

Beynin damar hastalıkları,

Beyindeki iskemik olaylar,

Beyin kanamaları,

İç kulak hastalıkları,

Boyun hastalıkları,

Görme bozuklukları,

Kan dolaşımıyla ilgili hastalıklar,

Pozisyonel sebepler,

Yaşlılık,

Denge sinirinin viral enfeksiyonu (vestibüler nörit)

Travmalar,

Diyabet ve tiroit gibi metabolik hastalıklar,

Alerjiler,

Mennier hastalığı,


habertürk
 
F

Fırtına

Guest
Çevreniz mi sizin, siz mi eşyaların etrafında dönüyorsunuz.?

662203_detay.jpg



Baş dönmesi bir hastalık olmayıp bir belirti olarak görüldüğü için, öncelikle bu sorunun altında yatan hastalığı bulmak gerekiyor. Baş dönmesine neden olan çok sayıda hastalık var. Prof. Dr. Mesut Başak, her hastalığa uygun tetkik yöntemleri olduğunu söylüyor ve hastanın şikâyetlerini öğrenmenin önemine dikkat çekiyor.

GÜNDE 6-7 SAAT UYKU ŞART

“Çevrenizmi sizin yoksa sizmi eşyaların etrafında dönüyorsunuz?”, “Başınızı sağa sola çevirdiğinizde baş dönmesi sorunu yaşıyormusunuz?”, “Yattığınız zaman baş dönmeniz oluyormu?”, “Bulantı ve kusmanız varmı?” gibi soruların yanıtları baş dönmesine neyin neden olabileceğini göstermek açısından önemli bulunuyor. Baş dönmesi sorunu olan kişilerin günde en az 6-7 saat uyumaları gerekiyor. Bu, hembeynin hemde diğer vücut organlarının dinlenip daha rahat hale gelmesini sağlıyor. B12 vitamini içeren et, yeşil sebzeler ve yumurta gibi gıdaların alınması da baş dönmesini engelleme açısından yararlı bulunuyor. Alkol ve sigaranın ise bu sorun üzerinde artırıcı rol oynadığı belirtiliyor. Bu sorunda hastanın tansiyon değerlerinin düzenli takip edilmesi gerekiyor. Çünkü yüksek tansiyon beyin damarlarını etkileyerek baş dönmesine neden olabiliyor. Bunun yanında bazı kan ve idrar tahlillerinin ihmal edilmemesi öneriliyor. Diyabet, kolesterol ve kan değerlerinin yüksekliği baş dönmesine neden olabilecek belirtiler arasında görülüyor. Baş dönmesine, iç ve orta kulakla ilgili hastalıklara bağlı olarak da rastlanabiliyor. Beyin fonksiyonlarının iyi değerlendirilmesi, bulantı, kusma, baş dönmesi ve denge bozukluğu durumunda kraniyel MR istenip beyinde tümör olup olmadığına ya da damarlarda tıkanıklık veya kanama bulunup bulunmadığına bakılması gerekiyor.

TETKİKLERİNİZİ YAPTIRIN

Prof. Dr. Mesut Başak, özellikle bulantılı vakalarda görme fonksiyonlarının da kontrol edilmesini öneriyor. Tümbu tetkikler sonucunda baş dönmesine neden olan hastalığın tedavisi hedefleniyor. Tespit edilen hastalığın direkt tedavi edilmesi baş dönmesinin ortadan kalkmasını sağlıyor. Örneğin yüksek tansiyonu olup tedavi gören kişi tansiyonu normale dönünce baş dönmesi sorunundan kurtulmuş oluyor.

ŞİKÂYETLERİN YÜZDE 19'U PSİKOLOJİK

Toplumdaki baş dönmesi şikâyetlerinin yüzde 19’unun altında psikolojik nedenler yatıyor. Baş dönmesi hissi en çok psikolojik sorunlar yüzünden yaşanıyor. Yapılan çalışmalar baş ağrısının en çok panik atak ve kaygı bozukluğu olanlar ile çekingen ve ‘borderline’ adı verilen kişilik bozukluğuna sahip insanlarda görüldüğünü gözler önüne seriyor.

KAYGIYLA BİRLİKTE ARTAR

Psikiyatri Uzmanı Dr. Alper Evrensel, “Psikojenik baş dönmeleri 30’lu yaşlarda daha sık görülürken, tüm baş dönmelerinin görülme sıklığı yaşla birlikte artıyor” diyor. Baş dönmesine kadınlarda daha sık rastlanmasının nedeni, kaygı bozukluklarının kadınlarda daha sık görülmesi. Tüm kaygı bozukluklarında baş dönmesine rastlanabiliyor ve kaygı yoğunlaşınca baş dönmesi artıyor. En sık görülen baş dönmesi nedeninin panik bozukluk olduğu belirtiliyor. ‘Agorafobi’ adı verilen kapalı ve açık alan korkusu olanlarla, konvensiyon bozukluğu bulunan ve üzüntülerini ifade etmekte güçlük çeken hastalarda da baş dönmesine sık rastlanıyor. Dr. Evrensel, ''Bazı hastalarda köprü ve üst geçitlerden geçerken ya da alışveriş merkezi, restoran gibi yerlerde baş dönmesi görülüyor. Kişi, bulunduğu mekânlardan dolayı şiddetli korku duyduğu ve bundan kaynaklı baş dönmesi yaşadığı için bu tür mekânlara gitmek istemiyor” diyor.

İHMAL ETMEMEK GEREKİYOR

Evrensel, baş dönmesinin sadece psikolojik kökenli de olabileceğini söylüyor ve “Hastaya sorununun psikolojik olduğunu anlatmak için yaşamını tehdit eden bir durum bulunmadığını göstermek gerek” diyor. Bunun için ileri tetkik ve muayene gerekiyor. Panik atakta ölüm korkusu olsa da ölüm riski bulunmuyor. Ancak göz ardı edildiğinde kişinin yaşam konforu bozuluyor. Bu nedenle baş ağrısı için psikolojik deyip geçmemek ve ihmal etmemek gerekiyor.

PANİK ATAĞIN OLMAZSA OLMAZI

Baş dönmesi panik atağın olmazsa olmaz belirtileri arasında bulunuyor. Panik atak sırasında kalp atımı hızlanıyor ve kalbe gelen kan miktarında artış oluyor. Bu durumda ortaya uzuvlarda ve baş bölgesinde azalan kan akımına bağlı olarak baş dönmesi, uyuşma ve kulak çınlaması gibi belirtiler çıkıyor. Bu belirtilere düşüp bayılacakmış hissi de eşlik ediyor. Bazı panik atak hastalarının ölüm korkusu içinde dehşete düşmüş şekilde soluğu acil serviste almalarıyla sık karşılaşılıyor. Atak geçtikten sonra eğer kişide tekrar panik atak geçirme korkusu oluyor veya kapalı ya da açık alanlarda bunaltı meydana geliyorsa; baş dönmesi atak dışında da görülen bir belirtiye dönüşüyor.

ANTİDEPRESANLAR DA BAŞ DÖNMESİ YAPABİLİR

Antidepresan ilaçlar tedavinin ilk günlerinde baş dönmesine neden olabiliyor. Bu belirtiye genelde sersemlik hissi de eşlik ediyor. Tedaviye düşük dozla başlanması bu sıkıntıları engelliyor. Bunun dışında antidepresanların uzun süre kullanımları sonrasında aniden kesilmeleri de (doz azaltımı yapmadan) baş dönmesi nedeni olarak görülüyor. Bu sorunun oluşmasında karşılaşılan sebeplerden birinin de ilaçların düzenli kullanılmaması olduğu belirtiliyor. Yeşil reçeteli rahatlatıcı ilaçların da baş dönmesine neden olabileceği hatırlatılıyor.
 
F

Fırtına

Guest
Baş dönmesi tümörün habercisi olabilir!

Baş dönmesinin ciddiye alınması gereken bir durum olduğunu kaydeden uzmanlar, bunun iç kulaktaki bir tümöral hastalığın belirtisi olabileceği uyarısında bulundu.

Doruk Sağlık Grubu doktorlarından Muhammet Özlü, baş ağrılarının ve baş dönmelerinin önemsiz görülmemesi gerektiğini kaydetti. Baş dönmesinin her hastada farklı görülebileceğini belirten Dr. Özlü, "Baş dönmesinde hastalıkların şikayetleri farklılaşabiliyor. Kimi hastalar 'her taraf dönüyor', kimi hasta 'yer ayağımdan kayıyor' derken, kimisi de 'gözlerim kararıyor' gibi şikayetlerle bize geliyorlar.

Kulak hastalıklarına bağlı olarak hastalardan bize gelen şikayetler ağırlıklı olarak kusma ve bulantı olmakla beraber, bazı hastalarımız kulak çınlaması ve gözlerindeki anormal hareketliliklerin olduğunu da söylüyor. Baş dönmesi en çok iç kulaktaki denge kristallerinin yer değiştirmesi ve iç kulaktaki sıvıların basınç artışlarından kaynaklanır. Denge kristallerinin yer değiştirmesine bağlı baş dönmesine pozisyonel baş dönmesi diyoruz. Belirli pozisyonlar ile meydana gelir.

İç kulak sıvı basınç değişmelerine bağlı baş dönmelerinde genellikle anlama ve yüksek seslerden rahatsız olma durumu meydana gelir. Tedavisi diyet ve tıbbi tedavidir. Bunların dışında baş dönmesine iç kulak tümörleri, üst solunum yolu enfeksiyonlarına bağlı kulak tutulumu akut ve kronik orta kulak iltihabının iç kulağa yayılımı sebep olabilir." dedi.

Baş dönmesinin bir hastalık olmadığını belirten Dr. Özlü, başka hastalıkların belirtisi olabileceği için zamanında ve gerekli müdahalenin yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.


Cihan Haber Ajansı
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
13
Puanları
0
Yaş
49
Vertigo Olup Olmadığınızı Test Edin

Baş döndüren teste hazır mısınız?


Vertigo olup olmadığınızı test edin Sonra Oku

Nörolojik hastalıklar ve kalp hastalıkları gibi birçok hastalığın belirtisi olan vertigo yaşam kalitesini ciddi ölçüde bozarken, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Selami Yavuz, söz konusu hastalığı karşı vatandaşları uyardı.

Vertigo olup olmadığınızı anlamak için kendi etrafınızda 40 kere dönerek test yapabilineceğini hatırlatan Opr. Dr. Yavuz, "Etraf ya da kendisi dönmediği halde, kişide şiddetle döndüğü hissi oluşur. Vertigo olduğunuzu anlamak için bir test yapmanız gerekirse, kendi etrafınızda 30-40 kere dönün ve kendinizi serbest bırakın. Nasıl etrafın döndüğünü hissediyorsanız vertigo da aynen böyledir.

Yerin tavana gelmesi gibi bir histir. Bunu yapmadan aynı şekilde etrafınızın döndüğünü hissediyorsanız vertigo hastası olabilirsiniz. Hastaların çoğu 'Sandaldaymışım gibi sallanıyorum, ayağa kalktığım zaman dengem bozuluyor' gibi şikayetlerle doktora başvururlar.

Bu şikayetlerin çoğunun vertigo ile ilgisi yoktur. Vertigosu olan kişinin bu durumu anlamama gibi bir durumu söz konusu olamaz. Çünkü hasta ayakta duramayıp, hemen bir yere oturmak ya da yatmak zorunda kalır" dedi.

Farklı rahatsızlıkların vertigoyu tetiklediğini belirten Opr. Dr. Selami Yavuz, "Vertigo birçok hastalığın habercisi olabilir. Bir grup vertigolar 'Kulak Burun Boğaz' hastalıklarıyla ilgili olabilir. 'Başım dönüyor, kesin kristallerim oynadı' denerek hastalar tarafından şikayetleri dile getirilen 'İç kulak kristallerinin yerinden oynaması' hastalığı, hastanın yatakta sağdan sola dönerken ya da sırt üstü yattığı zaman başının dönmesidir. Buradaki baş dönmesi, yani vertigo bir dakika içerisinde geçer ama kişiyi son derece rahatsız eder. Bu durum vertigoya sebep olan hastalıklardan biridir.

Özellikle kadınlarda görülen ve vertigoya sebep olan bir diğer hastalık da 'Menier' hastalığıdır. Bu hastalık, kulağın tek tarafının içinde sıvı toplanmasıdır. Bu hastalıkta da çok şiddetli bir vertigo görülmektedir. Vertigo ataklar halinde olur.

Hastada iki gün çok şiddetli baş dönmesi, kulakta uğultu, bulantı ve kusma olur. Fakat 2-3 gün geçtikten sonra hastalık kendiliğinden düzelir ve neredeyse 2 ay hiçbir problem olmaz. 2 ay sonra hasta tekrar bir atak geçirir ve aynı belirtileri yaşamaya başlar" diye konuştu.


İHA
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Vertigo Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi ve Korunma Yolları Nelerdir?

Vertigo Nedenleri, Belirtileri, Tedavisi, Korunma Yolları.jpg

Vertigo hiçbir hastalığı ifade etmez, sadece baş dönmesini anlatan bir kelimedir.. Vertigo bizim denge sistemimizin rahatsızlığı sonucunda
oluşan rahatsızlık biçimidir..


Vertigo (Baş Dönmesi) Nedir?


Vertigo, Latince ‘dönmek’ fiilinden türemiş, kabaca baş dönmesi ve hareket duygusunun yitirilmesi anlamına gelmektedir. Vertigo bir hastalık değil, altta yatan bir hastalığın belirtisidir. Toplumda çok sık görülür. Hafif baş dönmesi ve dengesizlik hissinden, çok şiddetli, hastayı yataktan kalkamaz hale getirebilecek kadar çok geniş bir klinik görüntüsü olabilir. Hasta sarhoşluk hissi duyabilir, sabit duramama ve bayılacakmış hissine kapılabilir. Bu duygular hastada çaresizliğe, uzun vadede korku ve depresyona neden olur. Vertigo önem verilmesi gereken bir durumdur. Acil bir şekilde hekime başvurulması gerekir. Böyle bir durumda Kulak-Burun-Boğaz hastalıkları veya Nöroloji uzmanına gidilmelidir.

NEDENLERİ

Vücudun dengesinin sağlanmasında aşağıdaki üç sistem rol oynar:

1. İç kulaktaki denge sistemi
2. Görmeyle sağlanan denge
3. Kas-İskelet sistemiyle sağlanan denge

Şimdi bu üç sistemin ne olduğuna kısaca göz atalım:

1. İç kulaktaki denge sistemi: İç kulakta bulunan üç adet yarım daire kanalları ve bunların uçlarında bulunan iki küçük torbadan oluşur. Yarım daire kanallarının içinde de bir sıvı bulunur. Başımızın en ufak bir hareketiyle bile bu yarım daire kanalları da hareket eder. Hızla giden ve hızla yön değiştiren bir aracın içindeki ters yöne savrulan yolcu misali bu kanalların içindeki sıvı da tam tersi yönde hareket eder. Buradaki duyu hücreleri bu hareketle değişen sıvı basıncını algılar ve sinirsel bir uyarı oluşturur. Bu uyarılar beyne ve beyinciğe gider. Buradaki bir takım işlevden sonra da denge sağlanır.

2. Görmeyle sağlanan denge: Gözden başlayıp beyindeki görme merkezine kadar uzanan ve aralardaki bir dizi sinirsel yoldan oluşan, görme yoluyla dengenin sağlanmasına yardımcı olan sistemdir.

3. Kas-iskelet sistemiyle sağlanan denge: Kas, eklem ve tendonlarda bulunan özelleşmiş reseptörler ve bu reseptörlerin oluşturduğu sinirsel uyarıyı merkezi sinir sistemine ileten sinir yollarından oluşur. Bu reseptörler vücudun uzaydaki konumunu algılar. Dengenin sağlanabilmesi için hangi kasın ne kadar kasılması ve hangi eklemin hangi hareketi yapması gerektiğini belirler.

Bu üç sistemden herhangi birinin bozulması sebebiyle vertigo görülebilir.

Vertigo belirtileri nelerdir?


Baş dönmesinin en sık görülen sebepleri nelerdir?


EN SIK GÖRÜLEN VERTİGOYA SEBEP OLAN HASTALIKLAR

1. Baş Pozisyonuna Bağlı Vertigo: Belli baş pozisyonlarında kendini gösteren ani baş dönmesi durumudur. Toplumda yüz binde on yedi oranında görülür. Baş dönmesi çok kısa sürer. Baş dönmesiyle birlikte anormal göz hareketleri görülür. Göz küreleri istemsiz bir şekilde hareket eder. Bu hareket ritmik bir harekettir. İşitme normaldir, çınlama ve ek şikâyet bulunmaz. Tedavisinde yüzde doksanlara varan başarı oranına sahip Epley manevrası yapılır. Bu manevra birer hafta arayla uygulanır ve her seans sonrasında hastaya başını 48 saat boyunca öne ve arkaya eğmesi kesinlikle yasaklanır. Atakların tekrarlaması halinde bu manevra tekrar uygulanır. Epley manevrası şu şekilde yapılır: Hasta baş ve boynu boşlukta kalacak şekilde düz bir zemine yatırılır. Baş ve boyun uygulayıcı tarafından kontrol edilecek şekilde önce hastalıktan etkilenmiş tarafa 45 derece çevrilir. Bu pozisyonda 20 saniye beklenir. Gözdeki anormal hareketler gözlenir. Daha sonra başın 90 derece diğer tarafa yani sağlam olan tarafa döndürülmesiyle beraber vücudun da o tarafa dönmesi sağlanır. Hasta bu şekilde 20 saniye daha yatar ve en sonunda yavaş hareketlerle doğrulur ve oturur.

2. İç Kulak Tansiyonu (Menier Hastalığı): Daha önce yukarıda belirttiğimiz yarım daire kanallarının içindeki sıvının artışına bağlı iç kulak tansiyonudur. Nedeni kesin olarak bilinememektedir. Ancak aşırı tuz tüketimi, stres, gebelik ve menopoz gibi çeşitli tetikleyici faktörler saptanmıştır. Herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir. Ancak en sık 40-60 yaş arası kişilerde görülür. Hastalık genelde tek kulakta olur. Ancak dört hastadan birinde çift taraflı görülür. Sıklıkla kusmanın eşlik ettiği baş dönmeleri ve genellikle baş dönmesinden önce başlayan kulakta çınlama, kulakta dolgunluk hissi, işitme kaybı bu hastalığının en önemli belirti ve bulgularıdır. Tanısı hastanın şikâyetlerine, işitme testi ve denge testleriyle koyulur. Bu hastalığın kesin, tam iyileşme sağlayan tedavisi yoktur. Atakları sayısını azaltmak veya daha hafif seyretmesini sağlamak amaçlı tetikleyici faktörler ortadan kaldırılabilir. Buna ek olarak ilaç tedavisi ve iyileşmeyen olgularda cerrahi tedavi düşünülebilir.

3. Kalp-Damar Hastalıkları (örn: yüksek tansiyon)
4. Santral Sinir Sistemi Hastalıkları
5. İç kulaktan Başın Pozisyonunu Beyne İleten Sinirin İltihabı
6. Orta kulak ve iç kulak arasındaki anormal bağlantılar
7. Orta Kulak İltihabı
8. İç kulaktan Başın Pozisyonunu Beyne İleten Sinirde Tümör: Genelde iyi huylu olurlar.
9. Kulağa toksik ilaçlar
10. Yaşlılığa Bağlı Vertigo
11. Migren İlişkili Vertigo
12. Boyun Kireçlenmeleri ve Boyun Fıtığı
13. Psikiyatrik Nedenler

Vertigo tanısı nasıl konulur?


TANISI

Hasta hekime başvurduğunda, hekim hastadan aldığı bilgiler doğrultusunda hastayı muayene eder ve bu bilgiler ışığında bazı testler yapar. Hekimin hangi testleri yapacağı hastanın yaşına, cinsiyetine, vertigonun zamanlamasına, süresine, tipine ve ek şikâyetlerin, hastalıkların bulunup bulunmamasına göre değişir. Hekim kulak muayenesi ve nörolojik muayene yaparak sorunun kulakta mı yoksa beyinde mi olduğu ile ilgili fikir edinmeye çalışır. (Buna ek olarak hastanın tansiyonu da ölçülür. Zira yukarıda belirttiğimiz gibi baş dönmesinin nedeni yüksek tansiyon da olabilir.) Hekim kulak ile ilgili bir sorun düşünüyorsa işitme testi ve iç kulakla ilgili denge testi yapar. Eğer nörolojik muayenede bir anormallik saptarsa sinir sisteminde olabilecek bir sorunu düşünür ve EEG, Bilgisayarlı Tomografi veya MR çekilir, ya da hekim bir kalp-damar problemi düşünüyorsa EKG ve Ekokardiyografi yapılır. Tüm bu işlemlere rağmen tanı konulamazsa KBB ve Nöroloji uzmanı dışında hastaya Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon uzmanına ya da bir psikiyatri uzmanına başvurması önerilir.

Vertigo'nun tedavisi mümkün müdür?


Vertigo nasıl tedavi edilir


TEDAVİSİ

Vertigonun tedavisi sebebine yönelik yapılır. Ancak genelde sebebi bulunamadığından genel bir tedavi uygulanır. Bu tedavi şu şekildedir:

1. Tetikleyici faktörlerin ortadan kaldırılması (stres, alkol, sigara, kafein, tuz)
2. Tetikleyici pozisyondan kaçınılması
3. İlaç tedavisi
4. Cerrahi tedavi

KAYNAKLAR:

Harold Ludman & Patrick J.Bradley, ABC of Ear,Nose and Throat Fifth edition, Chapter 7
Rudolf Probst&Gerhard Grevers&Heinrich Iro, Basic Otorhinolaryngology , Chapter 13
P.D.Bull , Diseases of Ear Nose and Throat Ninth Edition, Chapter 15
Michael G. HALMÀGYI, Gülden AKDAL , Journal of Neurological Sciences [Turkish] 22(2):#21;142-160, 2005
DR. KORAY CENGİZ (uzmanlık tezi), Benign Paroksismal Pozisyonel Vertigo Tedavisinde Kullanılan Semont ve Epley Manevralarının Karşılaştırılması, İstanbul 2005
Doç.Dr.Yaşar Çokkeser, Baş Dönmeleri (derleme)
Dr. M.Birol Uğur , Vertigoda Ayırıcı Tanı ve Tedavi (derleme)


Makale: Dr. Berat ENGİN
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Sersemlik Hissi Nasıl Azaltılır?

Baş dönmesini azaltan egzersizler nelerdir?

Baş dönmesi nedir.jpg

Baş dönmesinin tedavisinde ilaç dışı yöntemlerden biraz söz etmek istiyorum. Bunlardan bir tanesi manevralardır. Manevralar gerçekten birkaç dakika’ da yapılabilmeleri, çok pratik olmaları ve sonuçlarının %100 olması nedeniyle son derece yüz güldürücü tedavi yöntemleridir.

Sersemlik hissi için hekim ne yapabilir?

Hekim, sizin sersemlik hissinden ne kasdettiğinizi ne kadar zamandır olduğunu size ne gibi bir problem yarattığını, ne kadar sürdüğünü, bulantı veya kusma ile birlikte olup olmadığını soracaktır. Bu hissi başlatan ortamlar sorulabilir. Genel sağlığınız kullandığınız ilaçlar, kafa travmaları son zamanlarda geçirdiğiniz iltihaplar ve kulağınız ile sinir sisteminiz hakkındaki diğer sorular size sorulacaktır.

Hekiminiz kulak burun ve boğazınızı muayene edecek, sinir ve denge fonksiyonları ile ilgili testler yapacaktır. Bazı vak’alarada hekiminiz kafa filmleri, bilgisayarlı manyetik rezonanslı filmler, kulağa sıcak ve soğuk havanın verildiği denge testleri isteyebilir. Yine gerek görülen vak’alarda, kan testleri ve kalp muayenesi yapılabilir.

Bütün hastalarda, bu testlerin hepsine ihtiyaç göstermez. Kişinin bulgularına göre, buna hekim karar verir. Aynı şekilde hekiminizin tedavisi, teşhis edilen hastalığa dayanacaktır.

Sersemlik Hissini Nasıl Azaltabilirsiniz?

1) Yatarken birden ayağa kalkmak gibi ani hareketlerden kaçının .
2) Aşırı baş hareketlerinden kaçının
3) Nikotin ( sigara, puro…..) , kafein ve tuz gibi, kan dolaşımını engelleyen maddelerden kaçının veya azaltın. Alkol kullanmayın
4) Sersemlik hissiniz başlatan , stres, gerginlik gibi durumlardan ve alerjik olduğunuz maddelerden mümkün olduğunca uzak durun.
5) Sersemlik haliniz varken, arabada veya makine kullanmak, merdiven tırmanmak gibi tehlikeli olabilecek işlerden kaçının

Yapılabilecek Egzersizler:


Yatakta uygulanabilecek egzersizler:

Göz hareketleri: Başlangıçta yavaş yavaş başlanmalı, sonra hız arttırılmalıdır.

Gözlerinizi, yukarı aşağı hareket ettiriniz.
Gözlerinizi, bir yandan öteki yana hareket ettiriniz.
Gözünüzün karşısında tutuğunuz parmağınızı yüzünüze yaklaştırıp uzaklaştırırken (30-90cm arasında) gözlerinizi bu parmak ucunda odaklaştırınız.

Baş hareketleri: Başlangıçta yavaş yavaş ve gözler açık olarak başlanmalı , daha sonra hız giderek arttırılmalı ve en son olarak da gözler kapalıyken yapılmalıdır.

Başınızı öne ve arkaya eğiniz
Başınızı bir yandan öteki yana ceviriniz.

Oturur durumda uygulanabilecekler egzersizler:

Omuzlarınızı silkeleyiniz ve omuz başlarınıza daireler çizdiriniz.
Yere doğru eğilerek yerdeki bir cismi yakalamaya çalışınız.

Ayakta dururken yapılabilecek egzersizler:

Gözler açık ve kapalıyken , oturup kalkınız.
Göz hizasında ufak bir topu elden ele atarak yakalamaya çalışınız.
Yere çömelip, doğrulunuz. Daha sonra, kendi çevrenizde tam bir tur atınız.

Hareket halindeyken yapılabilecek egzersizler:

Önce gözler açıkken, daha sonra kapalıyken oda içinde dolaşınız.
Önce gözler açıkken daha sonra kapalıyken bir yokuş inip çıkınız.
Eğilme ve gerilere hedef alma hareketlerini içeren basketbol veya bowling gibi herhangi bir oyunu oynayınız.
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Baş dönmesi ve dengesizlik

Baş dönmesi ve dengesizlik (Vertigo)

BAŞ DÖNMESİ VE DENGESİZLİK (VERTİGO).jpg

Baş dönmesiyle dengesizliği birbirine karıştırmamak gerekir. Baş dönmesi bir hareket illüzyonudur. Yani kişinin kendisinin ya da etraftaki eşyaların çevresinde döndüğünü sanmasıdır.

Denge kaybı ve baş dönmesinin birbirinden farkı nedir?


Baş dönmesi ve dengesizlik iki farklı kavramdır. Çoğu zaman da farklı organların hastalanmasıyla birliktelik gösterirler. Vertigo kavramı daha çok baş dönmesini tarif etmek için kullanılır ve kişide gerçek bir rotasyonel dönmeyi (çevrenin ve/veya kişinin kendisinin dönmesini) betimler. Çok büyük çoğunlulukla iç kulak hastalıklarının neden olduğu bir durumdur.

Dizzines olarak tanımlanan kavram ise; kişinin ayağının altından yerin kayması, dengesizlik hissi, sarhoşvari his, teknedeymiş hissine neden olur. Çoğunlukla da beyin hastalıklarına, hormonal hastalıklara, dahili, boyun hastalıkları gibi nedenlere bağlı olarak gelişir. Vertigo denen gerçek baş dönmesi tarif edildiğinde genellikle bulantı ve kusma da vardır.

Denge Nasıl Sağlanır:

Dengenin sağlanması hala tam olarak çözülememiş çok karmaşık ve çok fazla organın rol oynadığı bir durumdur. Bu konuda rol oynayan organ ve sistemler arasında beyin, omurilik, iç kulak (labirent), gözler, eklem ve kaslar sayılabilir. Bu organları etkileyen herhangi bir hastalık baş dönmesi ile birlikte o organa ait diğer belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu kadar çok organın rol oynadığı bir belirti olan baş dönmesi doğal olarak sadece bir branş uzmanı tarafından değerlendirilemez. Genellikle başlangıçta KBB ve Nöroloji doktorları muayene etsede göz, dahiliye veya fizik tedavi branşlarında da muayene olmak gerekebilir.

Ne Gibi Şikayetler Hissedilir?

Baş dönmesi her hasta tarafından farklı anlatılır. Her taraf dönüyor, yer ayağımın altından kayıyor, bir yana doğru kayıyorum, kafamın içi boşalıyor, gözlerim kararıyor şeklinde açıklamalar sık duyulur. Bunkarın hepsine birden baş dönmesi denir. Baş dönmesi olan hastalarda, sebebin ne olduğuna göre başka belirtilerde olur. Kulak hastalıklarına bağlı baş dönmelerinde bereberinde kulak çınlaması, işitme azlığı, kulakta basınç hissi, bulantı-kusma, kulak akıntısı ve gözlerde anormal hareketler ( nistagmus ) saptanabilir. Nörolojik hastalıklara bağlı baş dönmelerinde ise baş ağrısı, uyuşmalar, felçler, göz hareketlerinde anormallikler olabilir. Baş dönmesi ile bulunabilecek diğer şikayetler çok değişken olabilir. Ancak birçok hastada da sadece baş dönmesi mevcuttur.

Baş dönmesi ve dengesizlik yapan belli başlı hastalıklar

Kulağa bağlı nedenler:

Tüm gerçek vertigoların % 70’inden sorumlu olan organdır. Meniere hastalığı, pozisyonel vertigo, kulağın akıntılı kronik hastalıkları, işitme kaybı ile giden kulak hastalıkları, viral bir enfeksiyon sonrası denge sinirinin etkilenmesine bağlı kulak hastalıkları, ileri derecede damar tıkanıklığı yaşayan insanlarda oluşan iç kulağa daha az kan gitme durumu, bazen spontan hiçbir nedene bağlı olmaksızın iç kulaktaki zarların yırtılmasına bağlı vertigo atakları oluşabilir.

Travmalar:

Kafatasında meydana gelen, iç kulağı da zedeleyen bir kırık sonrasında aşırı kısıtlayıcı bir vertigo ile beraber bulantı ve kusma oluşabilir. Hasta başını en ufak şekilde oynatsa bile belirgin bir baş dönmesi atağı geçirebilir. Bu durumun düzelmesi haftalar, hatta ayları bulabilir. Bu olayda, yıllar sonra dahi özellikle pozisyon değişikliklerinde oluşan birkaç saniyelik şiddetli baş dönmeleri kalabilir.

Enfeksiyon:

Özellikle şiddetli gribal enfeksiyonlar sonrası kulak kaynaklı baş dönmeleri meydana gelebilir. Daha ciddi enfeksiyonlarda, beyin zarının iltihaplanmasına neden olan durumlarda bulantı-kusma ile giden dengesizlik durumları oluşabilir.

Nörolojik hastalıklar:

Multipl Skleroz, sifilis, çeşitli beyin tümörleri, Parkinson hastalığı vb. hastalıklar sinir sistemini etkileyerek dengenin bozulmasına neden olur.

Alerjik nedenler:

Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında, alerjik bünyeli insanlarda polen ve alerjik ortama bir cevap olarak vertigo atakları oluşabilir. Tedavide sadece antihistaminikler vermek yeterlidir.

Servikal nedenler:

Aslında baş dönmelerinin büyük bir kısmı (özellikle pozisyonel olanları) boyun kaynaklı sanılsa da, çok ileri boyun fıtıkları haricinde baş dönmesi yapmazlar.

Denge sisteminizde hastalıkların hangi organa ait olduğunu anlamak için ne yapmalıyız?

Herşeyden önce baş dönmesi ve denge hastalıkları tıbbi açıdan bir ekip çalışması gerektirir. Çoğu zaman hastalığın birkaç organı tutan bir boyutu vardır. Bu konuyla ilgilenen merkezlerde birçok teknolojik aletten yararlanarak (odyometrik testler, elektronistagmografi, elektrokoklegrafi , elektroensefalografi, elektromyografi, kompüterize dinamik posturografi vb.) hastalığın yeri ve ismi konusunda net cevaplar almamız mümkündür. Nedeni belirledikten sonra ise etkene yönelik tedavi sağlanır.

Baş dönmesini azaltmak için önlemler mevcuttur ve hastalığın tipine göre değişiklik gösterir. Örneğin Meniere hastası olan bir kişinin stresli ortamlardan, alkolden, kafeinden, aşırı tuzlu yiyeceklerden uzak durması gerekir. Benin Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV)’su olan bir hastanın ani baş hareketlerinden (özellikle uçurum kenarı, balkon kenarı…) kaçınması gerekir. Belki de en önemli tavsiye; baş dönmesi olduğunda araba kullanmak, tehlikeli bir alet kullanmak ya da dikkat isteyen bir iş yapmak gibi eylemlerden uzak durmaktır.

Muayenede Ne Görülür:

Baş dönmesi eğer iç kulaktaki bir hastalığa bağlı ise genellikle kulak muayenesinde bir problem görülmez. Sadece orta kulak iltihaplarının iç kulağı etkilemesine bağlı baş dönmesi varsa kulak zarında delik ve orta kulakta iltihaplanma görülür. Hastada anormal göz hareketleri saptanabilir. Bu göz hareketlerinin yönü hangi kulağın hasta olduğuna dair bazı bilgiler verebilir. Baş dönmesi gözle görülen bir problem olmadığı için mümkün olduğunca çok bilgi edinilmelidir. Bu amaçla doktorunuz ayakta yada yatarken hatta yürürken bazı testlere tabi tutacaktır.

Ne Gibi Tetkikler Yapılır:

Baş dönmesi için ne gibi tetkiklerin yapılacağı muayene sonunda elde edilen bilgilere göre yapılır. Eğer muayene sonucunda kulakla ilgili bir hastalık olmadığı kararına varılırsa doktorunuz sizi diğer branşlara sevkedecektir. Ancak buna karar verirken muayene sonrası bazı tetkikler genellikle yapılır. Bu tetkikler arasında en sık başvurulan odiometri adı verilen ve hem işitme hemde iç kulak fonksiyonları hakkında bize bilgi veren test uygulanır. Ayrıca yine kulakla ilgili normal filmler, bilgisayarlı tomografi veya manyetik resonans (MR) tetkiki yapılabilir. Bu testlere bazı kan tahlilleri de eklenebilir. Ancak birçok kulak hastalığında dahi odiometri, bilgisayarlı tomografi ya da MR’ ile bile birşey görülmemektedir. Bu gibi testler genellikle tümör gibi daha ciddi problemleri ekarte etmek için uygulanır.

Baş dönmesi ve denge bozukluklarının tedavisi nasıl yapılır?


Nasıl Tedavi Edilir:

Baş dönmesi kendisi bir hastalık olmayıp başka hastalığın belirtisi olduğu için öncelikle asıl sebebin tedavisi gerekir. Ancak birçok başdönmesi hastasında ortaya net bir sebep konamamaktadır. Bu nedenle asıl amaç baş dönmesini ortadan kaldırmak haline dönmektedir. Kulak hastalıklarına bağlı baş dönmeleri (tümörler hariç) genellikle kısa ya da uzun zamanda kendiliğinden ortadan kalkmaktadır. Çünkü diğer kulak zaman içinde hasta kulağın problemini kompanse etmektedir. Bu bazen 6 ay ya da 1 yıla kadar uzayabilir. Baş dönmesi eğer pozisyonel baş dönmesi (BPPV) ise bunun tedavisi Epley manevrası denen ve doktorunuzun size muayene masasında uygulayacağı bazı hareketlerle olmaktadır. Bu hareketler iç kulaktaki bazı partiküllerin yerine oturmasını sağlamaktadır.

Diğer sebeplerde ilaç tedavisi kullanmak gerekir. Bu amaçla değişik ilaçlar kullanılsada hemem hemen hepsi belli oranda baş dönmesini azaltırlar. Baş dönmesi şiddetli olan hastalar bazen serumtakılıp hastaneye yatırmak gerekebilir. Tümörlere bağlı baş dönmelerinin tedavisi tümörün çıkarılmasıdır yani ameliyattır. İlaç tedavisine cevap vermeyen Meniere hastalığı nda da bazen ameliyat yapılır.

Nelere Dikkat Etmeliyim:

Baş dönmesi olan hastaların, bu durumu azaltmak için evde uygulayabileceği bazı hareketler vardır.Bunları ya doktorunuz size tarif edecektir ya da verilecek broşürlerle size bilgi verilecektir.

Meniere’s Hastalığı

İç kulakta bulunan sıvının dengelenmesi, ayarlanması ile ilgili bir problemdir. Hastalığın gerçek sebebi bilinmemektedir.İç kulak, işitme ve denge ile ilgilidir ve içi sıvı dolu bir kapsülden oluşmuştur. Meniere’s hastalığında, bu sıvının basıncı artar. Artan basınç, kulak çınlamasına, kulakta tıkanıklık hissine, işitmede azalmaya ve baş dönmesi hissine yol açar.Hastalık, baş dönmesi, işitmede dalgalanmalar ve kulak çınlaması ile karakterizedir. Bulantı, kusma, denge kaybı, terleme ve ishal eşlik edebilir.

Ataklar, çoğunlukla ani başlangıçlıdır ve süreleri, 20 dakika ile 24 saat arasında değişebilir. Birçok vak’ada, ataklar, arka arkaya gelir. Haftalar süren, sık tekrarlayan ataklar olur ve yine haftalar, aylar süren normale dönüş görülür. İşitme kaybı, işitme sinirinde oluşan hasardan dolayıdır. Hastalığın ilk evrelerinde, işitme kaybı, ataklar esnasında görülür, daha sonra normale döner. Hastalık ilerledikçe, işitme sinirinin düzelme kabiliyeti azalır ve sürekli işitme kayıpları oluşur.Nadiren, işitme kaybı, kulak basıncı veya çınlama olmadan, sadece aralıklı olarak baş dönmesi görülebilir. Aynı şekilde, baş dönmesi olmadan, aralıklı olarak işitme kaybı, kulak basıncı, çınlama olabilir.Meniere’s hastalığı, genellikletek kulakta görülür ama iki kulak da tutulmuş olabilir.

İlaç tedavisi:

İlaç tedavisinin amacı, iç kulaktaki sıvı basıncını azaltmaya yöneliktir. Bu, az tuzlu yiyerek ve idrar söktürücü ilaçlar kullanarak sağlanır.Tuz, suyun vücutta kalmasına sebep olur, bu yüzden, tuz kısıtlaması yapılır. İdrar söktürücüler de aynı amaçla kullanılırlar. Bu tedavi, hastalığı kontrol altına almak amacıyla aylar, hatta yıllar boyu kullanılabilir. Denge sistemini baskılayıcı ilaçlar da tedaviye eklenebilir. Temelde bu ilaçlar beyinin, kulaktan gelen anormal uyarıları dikkate almamasını sağlarlar.

Cerrahi tedavi:

Cerrahi tedavi, ilaç tedavisinin başarılı olmadığı ve şiddetli baş dönmesinin bulunduğu durumlarda yapılır. İşitmeyi korumak için bütün gayret sarfedilir; bu yüzden operasyonun tipi, kulaktaki işitmenin ne kadar kaybolduğuna bağlıdır. Operasyondan sonra, işitmenin azalması mümkün olmasına rağmen, genellikle aynı kalır. Çınlama daha iyi olabilir veya aynı kalabilir.Operasyonun tipine bağlı olarak, baş dönmesinin mükemmel tedavisi mümkündür. Baş dönmesi atakları yarım ile bir sene kadar sersemlik şeklinde ortaya çıkabilir, daha sonra beyin ve diğer kulak görevi üstlenince, bu durum da geçer.

Selim Pozisyonel Vertigo

Kristal oynaması (Pozisyonel Vertigo) hastalığı nedir? Belirtileri nelerdir?


İç kulaktan kaynaklanan en sık baş dönmesi sebebidir. Şikayetlerin, iç kulakta bir yerde, kalsiyum çökmesi sonucu olduğuna inanılmaktadır. Bu çöküntüler, yer çekimi ve baş hareketleriyle, iç kulak sıvısında serbestçe yüzmektedirler. Kendiliğinden, viral hastalığı takiben veya baş travması sonrası oluşabilir.Bu hastalıkta, baş ve vücut pozisyonlarında değişiklikle ortaya çıkan, bazen bulantının da eşlik ettiği baş dönmesi, sersemlik hâli görülür. Şikayetler, birkaç saniye veya dakika sürer. Şikayetler ortaya çıktığında, sorumlu kulak, genellikle yere doğru dönük olan kulaktır. İşitme kaybı, kulakta basınç hissi veya çınlama gibi şikayetler görülmez.Bu durum, selim bir durumdur, çünkü kendi kendine düzelir. Düzelme, haftalar, aylar nadiren de bir yıl sürebilir.

Kristal oynaması Pozisyonel Vertigo) hastalığı nasıl tedavi edilir?


Denge sistemini baskılayıcı ilaçlar kullanılır. Nadiren cerrahi gerekebilir.

Vestibüler Nörinit (Labirentit)

Bu hastalıkta, iç kulaktaki denge bölümünde bulunan sinir hücrelerinde şişme olur. Virüsün sebep olduğu düşünülmektedir. Kişiler, şikayetleri başlamadan önce, bir üst solunum yolu enfeksiyonu, soğuk algınlığı geçirdiklerini söyleyebilirler. Ani oluşan baş dönmesi, bulantı, denge kaybı görülür; işitme normaldir. Şikayetler, başlangıçta şiddetlidir, kişi yürürken on gün kadar yardıma ihtiyaç gösterir ve kişinin bütün işlerini yapabilmesi, araba kullanabilmesi için de haftalar, hatta aylar gerekebilir. Kişi, başını ani olarak döndürdüğünde, geçici baş dönmesi veya sersemlik hissetmeye devam edebilir. Bu, bir yıl kadar sürebilir.Şikayetlerin geçmesi için, denge sistemini bastıran ilaçlar kullanılır. İlaçlar, günde üç defa alındıklarında en etkili olurlar. Baş dönmesi azalmaya başladığında, ilaçlar da azaltılır ve sonunda kesilir. Nadir olarak, şikayetler bir yıldan fazla sürerse, operasyon yapılabilir.

Beyin ve diğer kulak, işlevleri üzerlerine aldıkları zaman, tam iyileşme olur. Bu süreç, bir yıl olabilir ve arada psikolojik ve fiziksel stresler, şikayetlerin geçici olarak artmasına yol açabilir. Şikayetler, stresle artsa bile, zamanla fiziksel aktiviteyi arttırmak önemlidir. Başınıza gelen şeylerin normal iyileşme süreci olduğunu bilin; kulağınıza veya iyileşmenize kötü yönde etki etmediğinizi aklınızda bulundurun.

Perilenf Fistülü

Bu rahatsızlık, uçağın inişe geçmesi, derine dalma, kafa travması gibi durumlarda ani basınç değişikliği sonucu oluşabilir. Basınç değişikliği, orta kulak ile iç kulağı birbirinden ayıran zarlarda yırtık meydana getirebilir ve iç kulak sıvısı, orta kulağa akar.Baş hareketleri ile “baş dönmesi” ve “sersemlik hissi” oluşur. “İşitme kaybı”, “kulakta basınç veya çınlama” eşlik edebilir veya etmez.Çoğu kez bu yırtık kendiliğinden iyileşir, tedaviye gerek kalmaz. Nadir vak’alarda, baş dönmesi kalıcı hâl alır. İlerleyici işitme kaybı oluşursa, operasyon gerekebilir. Operasyonda, bu yırtık bölgenin tespiti ve onarılması gerçekleştirilir.

Akustik Nörinom

Akustik nörinom, denge sinirinde en sık oluşan selim tümöre verilen isimdir. Tümör, çok yavaş büyür, bu yüzden şikayetler belirgin olmadan yıllar boyu sürüyor olabilir.”Baş dönmesi”, genellikle görülmez, çünkü tümör yavaş yavaş büyür, beyin ve diğer kulak, onun görevini üstüne alır. Bunun yerine hasta, dengesizlik hissine kapılabilir. Ortaya çıkan ilk şikayet “kulak çınlaması” olabilir. Çınlama, büyüyen tümörün siniri uyarmasıyla ortaya çıkar. Tümör büyüdükçe sinirin işitme bölümü de etkilenir ve işitme azlığı ortaya çıkar.Teşhis, bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonanslı tetkikler ile konur. Tedavi, tümörün operasyonla çıkartılmasıdır.

Yaşlılığa Bağlı Baş Dönmesi

Yaşlılıkta oluşan birçok değişiklik gibi, dengeyi sağlamakla görevli sistemlerde de değişiklikler olur.Dengeyi etkileyen değişiklikler: Yaşlılarda, işitmenin azalması gibi, denge sinirinde de, “dönme, ivmelenme” gibi değişikliklere olan hassasiyette azalma olur. Sinirdeki uyarılarda azalma olabilir veya beyin kendisine gelen uyarıları tam olarak değerlendiremeyebilir; her iki durumda da, rahatsızlık, kendini baş dönmesi olarak ortaya koyar.Görüşte azalma, bulanık görüş veya yakın bakışta göz yorgunluğu da buna eklenir. Gözdeki lenslerin elastikiyetinin azalması buna yol açar ve bifokal gözlüklerle bu durum düzeltilebilir. Göz tansiyonu, katarakt gibi durumlar da görmeyi etkileyerek, beyine giden bilginin azalmasına yol açarlar.

Kol ve bacaktaki kaslarda, liflerde, eklemlerde bulunan sinir uçlarında da değişikler olur. Omurgada ileri derecede eğim oluşabilir veya genel kas kütlesi azalmış olabilir. Şeker hastalığı, romatizma gibi hastalıklar, el ve koldaki his sinirlerinin zayıflamasına yol açarlar, böylece, vücud pozisyonu hakkında beyine iletilen bilgilerde azalma olur.

Yaşlanmaya bağlı baş dönmesinin belirtileri:

Hızlı bir şekilde dönerken veya pozisyon değiştirirken, eğilirken veya birden doğrulurken, aşağı veya yukarı bakarken, “başta sersemlik, dönme, boşlukta olma” gibi hisler oluşabilir.Yürürken, bir yandan bir yana sallanmaya meyilli gibi hissedilebilir.

Şikayetler nasıl en aza indirilir?

Yaşlılıkla ortaya çıkan şikayetleri ortadan kaldıracak ilaçlar yoktur, fakat yardımcı yollar vardır:

Sabah uyanınca yataktan kalkmadan önce, yatağın kenarında birkaç dakika oturunuz.
Pozisyon değiştirirken veya dönerken yavaş hareket ediniz. Yanınızda kendinizi dengelemeye yardımcı olacak bir şey bulundurunuz.
Yukarı veya aşağı bakmak, eğilmek, birden doğrulmak, “baş dönmesi” yapabileceği için, bu sırada yanınızda, tutunacağınız bir şey bulundurunuz.
Hiç bir zaman karanlıkta yürümeyiniz. Gece kalktığınızda, parlak bir ışık yakınız. Banyonuzda gece lambası bulundurunuz.
Yürürken fazla probleminiz varsa baston kullanınız. Unutmayınız, bu cisimlere dayanmıyorsunuz; beyninize, kol ve bacaklarınızdan giden bilgilerin artmasını sağlıyorsunuz.
Şeker hastalığı, göz tansiyonu, yüksek tansiyon, romatizma gibi rahatsızlığınız varsa bunları da uygun ilaç ve diyetlerle kontrol altında tutunuz.




Makale: Opr. Dr. İlker NALBANT - KBB ve BBC Uzmanı
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Baş dönmesine yol açan kulak hastalıkları

Baş dönmesine yol açan; en sık kulak hastalıkları

Baş dönmesine yol açan en sık kulak hastalıkları.jpg

Meniere hastalığı iç kulaktaki sıvı basıncındaki değişikliklere bağlı olarak gelişen şiddetli vertigo atakları ve beraberinde ani işitme kaybı, çınlama, kulakta basınç ve dolgunluk hissiyle birlikte gelişen bir sendromdur.

Meniere nedir? Çeşitleri var mıdır?


Meniere's Hastalığı

İç kulakta bulunan sıvının dengelenmesi, ayarlanması ile ilgili bir problemdir. Hastalığın gerçek sebebi bilinmemektedir.

İç kulak, işitme ve denge ile ilgilidir ve içi sıvı dolu bir kapsülden oluşmuştur. Meniere's hastalığında, bu sıvının basıncı artar. Artan basınç, kulak çınlamasına, kulakta tıkanıklık hissine, işitmede azalmaya ve baş dönmesi hissine yol açar.

Meniere hastalığının belirtileri nelerdir?


Hastalık, baş dönmesi, işitmede dalgalanmalar ve kulak çınlaması ile karakterizedir. Bulantı, kusma, denge kaybı, terleme ve ishal eşlik edebilir.

Ataklar, çoğunlukla anî başlangıçlıdır ve süreleri, 20 dakika ile 24 saat arasında değişebilir. Birçok vak'ada, ataklar, arka arkaya gelir. Haftalar süren, sık tekrarlayan ataklar olur ve yine haftalar, aylar süren normale dönüş görülür. İşitme kaybı, işitme sinirinde oluşan hasardan dolayıdır. Hastalığın ilk evrelerinde, işitme kaybı, ataklar esnasında görülür, daha sonra normale döner. Hastalık ilerledikçe, işitme sinirinin düzelme kabiliyeti azalır ve sürekli işitme kayıpları oluşur.

Nadiren, işitme kaybı, kulak basıncı veya çınlama olmadan, sadece aralıklı olarak baş dönmesi görülebilir. Aynı şekilde, baş dönmesi olmadan, aralıklı olarak işitme kaybı, kulak basıncı, çınlama olabilir.

Meniere's hastalığı, genellikle tek kulakta görülür ama iki kulak da tutulmuş olabilir.

İlaç tedavisi:

İlaç tedavisinin amacı, iç kulaktaki sıvı basıncını azaltmaya yöneliktir. Bu, az tuzlu yiyerek ve idrar söktürücü ilaçlar kullanarak sağlanır.

Tuz, suyun vücutta kalmasına sebep olur, bu yüzden, tuz kısıtlaması yapılır. İdrar söktürücüler de aynı amaçla kullanılırlar. Bu tedavi, hastalığı kontrol altına almak amacıyla aylar, hatta yıllar boyu kullanılabilir.

Denge sistemini baskılayıcı ilaçlar da tedaviye eklenebilir. Temelde bu ilaçlar beyinin, kulaktan gelen anormal uyarıları dikkate almamasını sağlarlar.

Özellikle son zamanlarda orta kulağa direct olarak kortizon vererek klasik yöntemlerden fayda görmeyen hastalarda çok iyi sonuçlar alınabilmektedir.

Cerrahî tedavi:

Cerrahî tedavi, ilaç tedavisinin başarılı olmadığı ve şiddetli baş dönmesinin bulunduğu durumlarda yapılır. İşitmeyi korumak için bütün gayret sarfedilir; bu yüzden operasyonun tipi, kulaktaki işitmenin ne kadar kaybolduğuna bağlıdır. Operasyondan sonra, işitmenin azalması mümkün olmasına rağmen, genellikle aynı kalır. Çınlama daha iyi olabilir veya aynı kalabilir.

Operasyonun tipine bağlı olarak, baş dönmesinin mükemmel tedavisi mümkündür. Baş dönmesi atakları yarım ile bir sene kadar sersemlik şeklinde ortaya çıkabilir, daha sonra beyin ve diğer kulak görevi üstlenince, bu durum da geçer.

Selim Pozisyonel Vertigo

İç kulaktan kaynaklanan en sık baş dönmesi sebebidir. Şikayetlerin, iç kulakta bir yerde, kalsiyum v.b. kristallerin oluşarak çökmesi sonucu olduğuna inanılmaktadır. Bu çöküntüler, yer çekimi ve baş hareketleriyle, iç kulak sıvısında serbestçe yüzmektedirler. Kendiliğinden, viral hastalığı takiben veya baş travması sonrası oluşabilir.

Bu hastalıkta, baş ve vücut pozisyonlarında değişiklikle ortaya çıkan, bazen bulantının da eşlik ettiği baş dönmesi, sersemlik hâli görülür. Şikayetler, birkaç saniye veya dakika sürer. Şikayetler ortaya çıktığında, sorumlu kulak, genellikle yere doğru dönük olan kulaktır. İşitme kaybı, kulakta basınç hissi veya çınlama gibi şikayetler görülmez.

Bu durumu tedavi etmek için özel kulak manevraları yapılır ve hasta hızlı bir şekilde düzelir.İlaç kullanımı fayda vermemektedir.

Vestibüler Nörinit (Labirentit)

Bu hastalıkta, iç kulaktaki denge bölümünde bulunan sinir hücrelerinde şişme olur. Virüsün sebep olduğu düşünülmektedir. Kişiler, şikayetleri başlamadan önce, bir üst solunum yolu enfeksiyonu, soğuk algınlığı geçirdiklerini söyleyebilirler.

Anî oluşan baş dönmesi, bulantı, denge kaybı görülür; işitme normaldir. Şikayetler, başlangıçta şiddetlidir, kişi yürürken on gün kadar yardıma ihtiyaç gösterir ve kişinin bütün işlerini yapabilmesi, araba kullanabilmesi için de haftalar, hatta aylar gerekebilir. Kişi, başını anî olarak döndürdüğünde, geçici baş dönmesi veya sersemlik hissetmeye devam edebilir. Bu, bir yıl kadar sürebilir.

Şikayetlerin geçmesi için, denge sistemini bastıran ilaçlar kullanılır. İlaçlar, günde üç defa alındıklarında en etkili olurlar. Baş dönmesi azalmaya başladığında, ilaçlar da azaltılır ve sonunda kesilir. Nadir olarak, şikayetler bir yıldan fazla sürerse, operasyon yapılabilir.

Beyin ve diğer kulak, işlevleri üzerlerine aldıkları zaman, tam iyileşme olur. Bu süreç, bir yıl olabilir ve arada psikolojik ve fiziksel stresler, şikayetlerin geçici olarak artmasına yol açabilir. Şikayetler, stresle artsa bile, zamanla fiziksel aktiviteyi arttırmak önemlidir. Başınıza gelen şeylerin normal iyileşme süreci olduğunu bilin; kulağınıza veya iyileşmenize kötü yönde etki etmediğinizi aklınızda bulundurun.

Perilenf Fistülü

Bu rahatsızlık, uçağın inişe geçmesi, derine dalma, kafa travması gibi durumlarda anî basınç değişikliği sonucu oluşabilir. Basınç değişikliği, orta kulak ile iç kulağı birbirinden ayıran zarlarda yırtık meydana getirebilir ve iç kulak sıvısı, orta kulağa akar.

Baş hareketleri ile "baş dönmesi" ve "sersemlik hissi" oluşur. "İşitme kaybı", "kulakta basınç veya çınlama" eşlik edebilir veya etmez.

Çoğu kez bu yırtık kendiliğinden iyileşir, tedaviye gerek kalmaz. Nadir vak'alarda, baş dönmesi kalıcı hâl alır. İlerleyici işitme kaybı oluşursa, operasyon gerekebilir.

Operasyonda, bu yırtık bölgenin tespiti ve onarılması gerçekleştirilir.

Akustik Nörinom

Akustik nörinom, denge sinirinde en sık oluşan selim tümöre verilen isimdir. Tümör, çok yavaş büyür, bu yüzden şikayetler belirgin olmadan yıllar boyu sürüyor olabilir.

"Baş dönmesi", genellikle görülmez, çünkü tümör yavaş yavaş büyür, beyin ve diğer kulak, onun görevini üstüne alır. Bunun yerine hasta, dengesizlik hissine kapılabilir. Ortaya çıkan ilk şikayet "kulakçınlaması" olabilir. Çınlama, büyüyen tümörün siniri uyarmasıyla ortaya çıkar. Tümör büyüdükçe sinirin işitme bölümü de etkilenir ve işitme azlığı ortaya çıkar.

Teşhis, bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonanslı tetkikler ile konur.

Tedavi, tümörün operasyonla çıkartılmasıdır.

Yaşlılığa Bağlı Baş Dönmesi

Yaşlılıkta oluşan birçok değişiklik gibi, dengeyi sağlamakla görevli sistemlerde de değişiklikler olur.

Dengeyi etkileyen değişiklikler: Yaşlılarda, işitmenin azalması gibi, denge sinirinde de, "dönme, ivmelenme" gibi değişikliklere olan hassasiyette azalma olur. Sinirdeki uyarılarda azalma olabilir veya beyin kendisine gelen uyarıları tam olarak değerlendiremeyebilir; her iki durumda da, rahatsızlık, kendini baş dönmesi olarak ortaya koyar.

Görüşte azalma, bulanık görüş veya yakın bakışta göz yorgunluğu da buna eklenir. Gözdeki lenslerin elastikiyetinin azalması buna yol açar ve bifokal gözlüklerle bu durum düzeltilebilir. Göz tansiyonu, katarakt gibi durumlar da görmeyi etkileyerek, beyine giden bilginin azalmasına yol açarlar.

Kol ve bacaktaki kaslarda, liflerde, eklemlerde bulunan sinir uçlarında da değişikler olur. Omurgada ileri derecede eğim oluşabilir veya genel kas kütlesi azalmış olabilir. Şeker hastalığı, romatizma gibi hastalıklar, el ve koldaki his sinirlerinin zayıflamasına yol açarlar, böylece, vücud pozisyonu hakkında beyine iletilen bilgilerde azalma olur.

Yaşlanmaya bağlı baş dönmesinin belirtileri:

1-Hızlı bir şekilde dönerken veya pozisyon değiştirirken, eğilirken veya birden doğrulurken, aşağı veya yukarı bakarken, "başta sersemlik, dönme, boşlukta olma" gibi hisler oluşabilir.

2-Yürürken, bir yandan bir yana sallanmaya meyilli gibi hissedilebilir.

Şikayetler nasıl en aza indirilir? Yaşlılıkla ortaya çıkan şikayetleri ortadan kaldıracak ilaçlar yoktur, fakat yardımcı yollar vardır:

1-Sabah uyanınca yataktan kalkmadan önce, yatağın kenarında birkaç dakika oturunuz.

2-Pozisyon değiştirirken veya dönerken yavaş hareket ediniz. Yanınızda kendinizi dengelemeye yardımcı olacak bir şey bulundurunuz.

3-Yukarı veya aşağı bakmak, eğilmek, birden doğrulmak, "baş dönmesi" yapabileceği için, bu sırada yanınızda, tutunacağınız bir şey bulundurunuz.

4-Hiç bir zaman karanlıkta yürümeyiniz. Gece kalktığınızda, parlak bir ışık yakınız. Banyonuzda gece lambası bulundurunuz.

5-Yürürken fazla probleminiz varsa baston kullanınız. Unutmayınız, bu cisimlere dayanmıyorsunuz; beyninize, kol ve bacaklarınızdan giden bilgilerin artmasını sağlıyorsunuz.

6-Şeker hastalığı, göz tansiyonu, yüksek tansiyon, romatizma gibi rahatsızlığınız varsa bunları da uygun ilaç ve diyetlerle kontrol altında tutunuz.



Makale: Op. Dr. İrfan GÖZÜBÜYÜK
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Dengemizi nasıl sağlarız?

Baş dönmesi ve denge bozukluğunun sebebi stres ve yorgunluk

Stres ve yorgunluk Baş dönmesi ve denge bozukluklarına bağlı hastalıkları tetikler.

Yorgunluk en sık görülen sağlık problemlerine neden olabilen bir durumdur. Her on insandan ikisi, yorgunluğa bağlı baş dönmeleri ve denge bozuklukları ile karşı karşıyadır. Yorgun kişide bitkinlik mevcuttur ve enerji eksikliği söz konusudur.Yorgunlukla beraber görülen baş dönmeleri En fazla 40 yaşından sonra görülmekte, kırk yaş altında daha az görülmektedir. En fazla kadınlarda görülmektedir.

Baş dönmesi ve denge bozukluğunun sebebi stres ve yorgunluk.jpg

Dengemizi nasıl sağlarız?

Gözle algıladığımız objelerin bilgileri, İç kulağımızda yarım daire kanalları adı verilen aynı bir su terazisi gibi çalışan sistemin içindeki sıvılar hareketleriyle algılanan uyarılar ve vücudumuzdaki kasların hareketiyle alınan uyarılar beyne iletilir. Beyinde (Beyin sapı ve beyincik) bilgilerin koordinasyonu yapılarak daha önce edinilmiş bilgileri de kullanarak beyinden uyarılar kaslara gönderilir. Yapılan işe uygun kaslar gevşer veya kasılır ve dengemiz sağlanır. (örneğin adım atarken bir gurup bacak kası kasılır bir gurup bacak kası gevşemek zorundadır. ) beyinden alınan yorumlanmış uyarılarla iskelet ve kas sistemi dengeli bir şekilde senkronize çalışarak hareketlerimizi oluşturur.

Baş dönmesi ve tıpta vertigo aynı adla anılırken dönme hissinin sebebine bakarak ayırmak gerekir. Baş dönmesi ve gerçek vertigo diye adlandırılan durumlarının kişide yarattığı etkiler ve kaynakları farklılık gösterir. Gerçek vertigo iç kulak ve beyne kadar olan yolları ve beyni de (Beyincik, pons)içine alan patolojileri ihtiva eder. Başlıca sebebi zihinsel ve fiziksel stresin yanı sıra, yorgunluktur.

Baş dönmesi durumu başta hissedilen bir duygu olup, Konsantrasyon güçlüğü, kişinin kendisinde dengesizlik duygusu vardır. Etraftaki objelerin hareketli olması söz konusu değildir ve başta dönme hissi vardır. Genellikle sürekli devam etmez aralarda şiddetini azaltır. Daha ziyade bayılma hissi, sersemlik bazen mide bulantısı bazen de kusma görülür. Genellikle kan basıncındaki anlık bir düşüş baş dönmesini oluşturur. Kısa bir yatış yaparak tansiyonun düzelmesi ve baş dönmesi geçebilir. Bu çok önemli bir durum değildir. Bunun yanı sıra baş dönmesinin pek çok sebebi olabilir. Allerji, grip, soğuk algınlığı, İshal, ateş, kusma, derin sürekli nefes alıp verme, stres, alkol, ilaç kullanımları veya zehirlenmeleri baş dönmesine neden olabilir. Farklı bir durum, yani kalp ritim bozuklukları, sindirim sistemi içinde gizli bir kanama odağı olması gibi durumlarda bayılma oluyorsa mutlaka bir doktor kontrolünde takip olunmalıdır.

Gerçek vertigo da Ayakta düz durmakta veya yürürken zorluk vardır. Kişi tarafından etrafta bulunan objeler hareket halinde olduğu hissi vardır. Ayakaltından yer kayıyor hissi, deprem oluyor hissi vardır. Ayaktayken etrafınızın dönmesi, düşme, devrilme gibi durumlar yaşanır. Bazen de yatarken bile etrafın dönmesi söz konusu olabilir. Kişinin yatıyor olması bile kişiye güven vermez. Kişide durumuna bağlı çaresizlik hissi, korku vardır. Bunlarla beraber sonucunda hastanın psikolojisi bozulabilir, depresyon gelişebilir. Şiddetli kusma veya bulantılar eşlik edebilir. Hareketle, baş pozisyonu veya farklı bir yöne bakmada dönmeler artabilir. Ani başlar, genellikle iç kulaktaki menier, vestibuler nörinit, labirentit adı verilen hastalıklarda görülebilir. Bunlardan başka Benign paroksismal pozisyonel vertigo (BPPV) adı verilen rahatsızlıkta, iç kulakta denge unsurunda görevi olan kristal (otolit) adı verilen partiküllerin iç kulakta yarım daire kanalı adı verilen bölgeye geçmesiyle oluştuğu bununda dönmeye neden olduğu kabul edilmektedir. BPPV de belirtileri genellikle birkaç dakika için birkaç saniye sürer ve (gelir ve gider) aralıklı olur. Bunlar da genellikle pozisyonunda bir değişiklik (örneğin, yatakta üzerinde pozisyon değiştirme, yataktan kalkmada) sonucu olarak baş dönmesi, dengesizlik ve mide bulantısı, içerebilir.

Meniere hastalığı ve vestibüler nörit belirtileri sürekli baş dönmesi, dahil işitme kaybı , kulak çınlaması, ve sık sık gün içinde saatler süren kulakta basınç dolgunluk hissi ile olabilir.

Nörolojik hastalıklara bağlı baş dönmelerinde ise baş ağrısı, uyuşmalar, felçler, göz hareketlerinde anormallikler görülebilir , baş dönmesinin yanında şiddetli bulantı ya da kusmanın da eşlik edebilir.

Genellikle vertigonun tetiklenmesi en fazla stres ile olur. Diğer sebepler arasında allerji kandaki birtakım mineral eksikliklerini de tetiklenebildiği gösterilmiştir. Oluşma yeri ya iç kulaktır ya da Beyindeki yapılara (beyincik, pons) bağlıdır. İç kulakta oluşma mekanizması için iç kulaktaki sıvı artışına bağlı denge sisteminin etkilenmesi(Endolenfatik hidrops,menier hastalığı) ya da iç kulakta denge unsurunda görevi olan kristal (otolit) adı verilen partiküllerin yarım daire kanallarının içine geçmesiyle oluştuğu kabul edilmektedir (BPPV) Müzminleşmiş orta kulak iltihaplarının iç kulağa yayılması veya etkilemesi sonucunda labirentit, İç kulaktaki denge ile ilgili uyarıları beyine ulaştıran sinirin iltihaplanması durumunda vestibüler nörinit adı verilen hastalık, iç kulakta veya iç kulak sinirindeki tümöral hastalıklar baş dönmesi yapabilmektedir.

Yorgunluk ve baş dönmesi ile mücadele etmek için,

1. Düzenli egzersiz yapın

2. Kahvaltınızı düzenli yapın, enerji veren protein ve karbonhidrattan zengin besinler ile beslenin.

Peynir, zeytin ve tam tahıllı ekmek

Meyve, yoğurt, tahıl (yulaf, müsli)

Haşlanmış yumurta kepekli lavaş içinde

Pişmiş yumurta, kızarmış ekmek ve meyve

Kuru üzüm ile yulaf

3. Vücudunuz susuz kalmasın hafif susuzluk bile kandaki elektrolit dengesini etkileyerek kalp ve kas fonksiyonlarını etkileyebilir.

4. Uykunuzu yeterli alın. Her gece 7-8 saat

5. Vitaminlere dikkat edin. Düzenli meyve tüketin veya doktor önerisiyle vitamin ilaçları alın.

6. Aroma terapi uygulayın. Nane, yasemin gibi koku veren yağları Evinizi ve ofisinizi hoş kokulu ortamında bulundurun. Duş alırken de vücuda da uygulayabilirsiniz.

7. Çalışma ortamlarınızı ve ev düzenini kullanışlı size mutluluk verecek halde dizayn edin.

8. Elektromanyetik ortamlardan uzak durun veya elektromanyetik dalga yayan cihazları sürekli kullanmayın (TV. Cep telefonu, bilgisayar vs.)

9. Stresten uzak durun, zaman zaman dinlenin ve tatil yapın

10. Çay ve kahve tüketiminizi makul ölçülerde tutun

11. Alkol ve sigaradan uzak durun.

12. Geçmeyen yorgunluk ve baş dönmeleri için mutlaka doktora müracaat ediniz.


Makale: Op. Dr. AHMET ŞİRİN
 

Murat.Y

Üye
Üye
Katılım
Eyl 9, 2014
Mesajlar
1,998
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Baş dönmesi kader değildir

Baş dönmesi kader değildir.

Baş dönmesi yani tıptaki adı ile vertigo ve bununla ilgili olarak dengesizlik sık karşılaşılan klinik durumlardır. Her yaşta görülebilirse de yaşlı populasyonda bu şikayetlerin görülme sıklığı artar. Baş dönmesinin çok çeşitli sebepleri vardır. Pozisyonel vertigo dediğimiz rahatsızlık iç kulaktakidenge kanallarına dökülen kristallerin sebep olduğu ve her yaşta en sık görülen baş dönmesi sebebidir. Yine iç kulağı ve denge organlarını tutan viral enfeksiyonlar, beynin arka bölümüne az kan gitmesi ile ortaya çıkan vertebrobaziler yetmezlik sendromu diğer sık karşılaşılan sebeplerdir. İşitme kaybı, şiddetli baş dönmesi ve bulantı ile ortaya çıkan Menier sendromu, migren vertigo sebepleri arasındadır. Nadirde olsa beyin tümörlerinin de bu tip şikayetlere yol açabileceği akılda tutulmalıdır.

Baş Dönmesi İçin Ne Zaman Doktora Başvurulmalı.jpg

Dengesizlik vertigo ve başka faktörlerin etkisi ile kişinin ayakta dengeli durma yetisinin azalmasıdır. Özellikle yaşlılarda vertigo ve dengesizlik nedeniyle düşmeler önemli bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yaş grubunda osteoporoz nedeni ile düşmeler kalça ve el bilek kırıklarına sebep olabilmektedir. Özellikle kalça kırıkları ileri yaş grubunda son derece tehlikeli sonuçlar doğurabilmektedir.

Pozisyonel vertigo tıptaki adıyla benign paroksismal pozisyonel vertigo sık karşılaşılmakla beraber tedavisi en çok ihmal edilen guruptur. Bu hastalarda baş dönmesi başın hareketleri ile etkilenir. Gece yatakta dönerken, ayakakbılarını bağlarken yada yukarı bakmak gibi boyun baş hareketi gerektiren durumlarda hastanın baş dönmesi başlar. En önemli özelliği baş dönmesinin saniyeler, en fazla birkaç dakika içinde durmasıdır. Yeni baş hareketi ikinci bir baş dönmesi atağını başlatır. Bu hastalarda basit bir manevra ile iç kulak kristalleri olması gereken yerine yerleştirilebilir. Buna rağmen bilgi ve tecrübe eksikliği nedeni ile bu hastalara uzun süreli semptomatik ilaç verilmektedir. Halbuki bu tip hastalarda akut dönem dediğimiz ilk 3 gün sonrasında ilaç tedavisini yeri yoktur. Özel bir muayene yöntemi ile tanısı hiçbir cihaza gerek kalmadan muayene masasında konabilir ve yine aynı ortamda basit bir manevra ile tedavi edilir. Tek bir manevranın başarısı%98-100'ler civarında olup son derece etkilidir. Manevra sonrasında hastaya iki günlük bir program verilir ve boyun hareketleri bir miktar kısıtlanır. Sonrasında hasta normal hayatına dönebilir.

İç kulağı etkileyen vestibuler nörit gibi hastalıklar sonrasında baş dönmesi ve dengesizlik kalabilir. Bu hastalarda ilaçlar mümkün olan en kısa zamanda kesilmeli ve hasta vestibuler denge rehabilitasyon programına alınmalıdır. Araştırmalar ilaçların uzun süre kullanılmasının beynin denge adaptasyon sistemini bozduğunu ve iyileşmeyi engellediğini göstermiştir. Genel kanının aksine bu grup hastalarda ilaçların tedavi edici etkisi yoktur. Bu hastalarda vestibuler rehabiltasyon programı son derece etkilidir ve hastanın dengesizliği büyük oranda düzeltilebilir. Bu tip hastalar fizyoterapist gözetiminde yapılan özel egzersiz uygulamaları ve özel bir takım cihazların da yardımı ile iyileşebilirler.

Yaşlı grupta yine ateroskleroza ve boyun kireçlenmense bağlı olarak beynin arka bölümerine kan akışı azalabilir. Bu durumda baş dönmesi uzun sürelidir. Saatler ve günler sürebilir. Böyle bir durumda damar açıcı ve kan sulandırıcı ilaçlar kısmen işe yarayabilir.

Yaşlılarda önemli bir dengesizlik nedeni de fazlaca kullanılan ilaçlardır. Çok sayıda ilaç kullanılması özellikle tansiyon ilaçları dengesizilik yapıp düşmelere sebep olabilmektedir. Bu hastaların ilaçları mümkün olan en az seviyeye indirilmelidir. Bu grup hastalar düşme sonrasında düşme korkusu geliştirip tamamen eve kapanabilirler. Bu hastaların düşme korkuları nedeni ile sokağa çıkmayıp evde kalmaları hareketsizliği, hareketisizlik de kas güçsüzlüğüne yol açar. Sonuçda bu hastalar evde dahi düşmeye başlarlar. Bu hastalar hareket için teşvik edilmeli, mutlaka bacak kuvvetlendirme ve denge egzersiz programına alınmalıdırlar.

Baş dönmesi ve dengesizliği çoğu zaman tedavi edilebilir durumlar olduğu unutulmamalı ve bu hastalar kaderlerine terk edilmemelidir.

Sağlıcakla Kalın.


Doç. Dr. Cengiz BAHADIR
 
Tekerlekli Sandalye
Üst