Baş dönmesi ve dengesizlik
Baş dönmesi ve dengesizlik (Vertigo)
Baş dönmesiyle dengesizliği birbirine karıştırmamak gerekir. Baş dönmesi bir hareket illüzyonudur. Yani kişinin kendisinin ya da etraftaki eşyaların çevresinde döndüğünü sanmasıdır.
Denge kaybı ve baş dönmesinin birbirinden farkı nedir?
Baş dönmesi ve dengesizlik iki farklı kavramdır. Çoğu zaman da farklı organların hastalanmasıyla birliktelik gösterirler. Vertigo kavramı daha çok baş dönmesini tarif etmek için kullanılır ve kişide gerçek bir rotasyonel dönmeyi (çevrenin ve/veya kişinin kendisinin dönmesini) betimler. Çok büyük çoğunlulukla iç kulak hastalıklarının neden olduğu bir durumdur.
Dizzines olarak tanımlanan kavram ise; kişinin ayağının altından yerin kayması, dengesizlik hissi, sarhoşvari his, teknedeymiş hissine neden olur. Çoğunlukla da beyin hastalıklarına, hormonal hastalıklara, dahili, boyun hastalıkları gibi nedenlere bağlı olarak gelişir. Vertigo denen gerçek baş dönmesi tarif edildiğinde genellikle bulantı ve kusma da vardır.
Denge Nasıl Sağlanır:
Dengenin sağlanması hala tam olarak çözülememiş çok karmaşık ve çok fazla organın rol oynadığı bir durumdur. Bu konuda rol oynayan organ ve sistemler arasında beyin, omurilik, iç kulak (labirent), gözler, eklem ve kaslar sayılabilir. Bu organları etkileyen herhangi bir hastalık baş dönmesi ile birlikte o organa ait diğer belirtilerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu kadar çok organın rol oynadığı bir belirti olan baş dönmesi doğal olarak sadece bir branş uzmanı tarafından değerlendirilemez. Genellikle başlangıçta KBB ve Nöroloji doktorları muayene etsede göz, dahiliye veya fizik tedavi branşlarında da muayene olmak gerekebilir.
Ne Gibi Şikayetler Hissedilir?
Baş dönmesi her hasta tarafından farklı anlatılır. Her taraf dönüyor, yer ayağımın altından kayıyor, bir yana doğru kayıyorum, kafamın içi boşalıyor, gözlerim kararıyor şeklinde açıklamalar sık duyulur. Bunkarın hepsine birden baş dönmesi denir. Baş dönmesi olan hastalarda, sebebin ne olduğuna göre başka belirtilerde olur. Kulak hastalıklarına bağlı baş dönmelerinde bereberinde kulak çınlaması, işitme azlığı, kulakta basınç hissi, bulantı-kusma, kulak akıntısı ve gözlerde anormal hareketler ( nistagmus ) saptanabilir. Nörolojik hastalıklara bağlı baş dönmelerinde ise baş ağrısı, uyuşmalar, felçler, göz hareketlerinde anormallikler olabilir. Baş dönmesi ile bulunabilecek diğer şikayetler çok değişken olabilir. Ancak birçok hastada da sadece baş dönmesi mevcuttur.
Baş dönmesi ve dengesizlik yapan belli başlı hastalıklar
Kulağa bağlı nedenler:
Tüm gerçek vertigoların % 70’inden sorumlu olan organdır. Meniere hastalığı, pozisyonel vertigo, kulağın akıntılı kronik hastalıkları, işitme kaybı ile giden kulak hastalıkları, viral bir enfeksiyon sonrası denge sinirinin etkilenmesine bağlı kulak hastalıkları, ileri derecede damar tıkanıklığı yaşayan insanlarda oluşan iç kulağa daha az kan gitme durumu, bazen spontan hiçbir nedene bağlı olmaksızın iç kulaktaki zarların yırtılmasına bağlı vertigo atakları oluşabilir.
Travmalar:
Kafatasında meydana gelen, iç kulağı da zedeleyen bir kırık sonrasında aşırı kısıtlayıcı bir vertigo ile beraber bulantı ve kusma oluşabilir. Hasta başını en ufak şekilde oynatsa bile belirgin bir baş dönmesi atağı geçirebilir. Bu durumun düzelmesi haftalar, hatta ayları bulabilir. Bu olayda, yıllar sonra dahi özellikle pozisyon değişikliklerinde oluşan birkaç saniyelik şiddetli baş dönmeleri kalabilir.
Enfeksiyon:
Özellikle şiddetli gribal enfeksiyonlar sonrası kulak kaynaklı baş dönmeleri meydana gelebilir. Daha ciddi enfeksiyonlarda, beyin zarının iltihaplanmasına neden olan durumlarda bulantı-kusma ile giden dengesizlik durumları oluşabilir.
Nörolojik hastalıklar:
Multipl Skleroz, sifilis, çeşitli beyin tümörleri, Parkinson hastalığı vb. hastalıklar sinir sistemini etkileyerek dengenin bozulmasına neden olur.
Alerjik nedenler:
Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında, alerjik bünyeli insanlarda polen ve alerjik ortama bir cevap olarak vertigo atakları oluşabilir. Tedavide sadece antihistaminikler vermek yeterlidir.
Servikal nedenler:
Aslında baş dönmelerinin büyük bir kısmı (özellikle pozisyonel olanları) boyun kaynaklı sanılsa da, çok ileri boyun fıtıkları haricinde baş dönmesi yapmazlar.
Denge sisteminizde hastalıkların hangi organa ait olduğunu anlamak için ne yapmalıyız?
Herşeyden önce baş dönmesi ve denge hastalıkları tıbbi açıdan bir ekip çalışması gerektirir. Çoğu zaman hastalığın birkaç organı tutan bir boyutu vardır. Bu konuyla ilgilenen merkezlerde birçok teknolojik aletten yararlanarak (odyometrik testler, elektronistagmografi, elektrokoklegrafi , elektroensefalografi, elektromyografi, kompüterize dinamik posturografi vb.) hastalığın yeri ve ismi konusunda net cevaplar almamız mümkündür. Nedeni belirledikten sonra ise etkene yönelik tedavi sağlanır.
Baş dönmesini azaltmak için önlemler mevcuttur ve hastalığın tipine göre değişiklik gösterir. Örneğin Meniere hastası olan bir kişinin stresli ortamlardan, alkolden, kafeinden, aşırı tuzlu yiyeceklerden uzak durması gerekir. Benin Paroksismal Pozisyonel Vertigo (BPPV)’su olan bir hastanın ani baş hareketlerinden (özellikle uçurum kenarı, balkon kenarı…) kaçınması gerekir. Belki de en önemli tavsiye; baş dönmesi olduğunda araba kullanmak, tehlikeli bir alet kullanmak ya da dikkat isteyen bir iş yapmak gibi eylemlerden uzak durmaktır.
Muayenede Ne Görülür:
Baş dönmesi eğer iç kulaktaki bir hastalığa bağlı ise genellikle kulak muayenesinde bir problem görülmez. Sadece orta kulak iltihaplarının iç kulağı etkilemesine bağlı baş dönmesi varsa kulak zarında delik ve orta kulakta iltihaplanma görülür. Hastada anormal göz hareketleri saptanabilir. Bu göz hareketlerinin yönü hangi kulağın hasta olduğuna dair bazı bilgiler verebilir. Baş dönmesi gözle görülen bir problem olmadığı için mümkün olduğunca çok bilgi edinilmelidir. Bu amaçla doktorunuz ayakta yada yatarken hatta yürürken bazı testlere tabi tutacaktır.
Ne Gibi Tetkikler Yapılır:
Baş dönmesi için ne gibi tetkiklerin yapılacağı muayene sonunda elde edilen bilgilere göre yapılır. Eğer muayene sonucunda kulakla ilgili bir hastalık olmadığı kararına varılırsa doktorunuz sizi diğer branşlara sevkedecektir. Ancak buna karar verirken muayene sonrası bazı tetkikler genellikle yapılır. Bu tetkikler arasında en sık başvurulan odiometri adı verilen ve hem işitme hemde iç kulak fonksiyonları hakkında bize bilgi veren test uygulanır. Ayrıca yine kulakla ilgili normal filmler, bilgisayarlı tomografi veya manyetik resonans (MR) tetkiki yapılabilir. Bu testlere bazı kan tahlilleri de eklenebilir. Ancak birçok kulak hastalığında dahi odiometri, bilgisayarlı tomografi ya da MR’ ile bile birşey görülmemektedir. Bu gibi testler genellikle tümör gibi daha ciddi problemleri ekarte etmek için uygulanır.
Baş dönmesi ve denge bozukluklarının tedavisi nasıl yapılır?
Nasıl Tedavi Edilir:
Baş dönmesi kendisi bir hastalık olmayıp başka hastalığın belirtisi olduğu için öncelikle asıl sebebin tedavisi gerekir. Ancak birçok başdönmesi hastasında ortaya net bir sebep konamamaktadır. Bu nedenle asıl amaç baş dönmesini ortadan kaldırmak haline dönmektedir. Kulak hastalıklarına bağlı baş dönmeleri (tümörler hariç) genellikle kısa ya da uzun zamanda kendiliğinden ortadan kalkmaktadır. Çünkü diğer kulak zaman içinde hasta kulağın problemini kompanse etmektedir. Bu bazen 6 ay ya da 1 yıla kadar uzayabilir. Baş dönmesi eğer pozisyonel baş dönmesi (BPPV) ise bunun tedavisi Epley manevrası denen ve doktorunuzun size muayene masasında uygulayacağı bazı hareketlerle olmaktadır. Bu hareketler iç kulaktaki bazı partiküllerin yerine oturmasını sağlamaktadır.
Diğer sebeplerde ilaç tedavisi kullanmak gerekir. Bu amaçla değişik ilaçlar kullanılsada hemem hemen hepsi belli oranda baş dönmesini azaltırlar. Baş dönmesi şiddetli olan hastalar bazen serumtakılıp hastaneye yatırmak gerekebilir. Tümörlere bağlı baş dönmelerinin tedavisi tümörün çıkarılmasıdır yani ameliyattır. İlaç tedavisine cevap vermeyen Meniere hastalığı nda da bazen ameliyat yapılır.
Nelere Dikkat Etmeliyim:
Baş dönmesi olan hastaların, bu durumu azaltmak için evde uygulayabileceği bazı hareketler vardır.Bunları ya doktorunuz size tarif edecektir ya da verilecek broşürlerle size bilgi verilecektir.
Meniere’s Hastalığı
İç kulakta bulunan sıvının dengelenmesi, ayarlanması ile ilgili bir problemdir. Hastalığın gerçek sebebi bilinmemektedir.İç kulak, işitme ve denge ile ilgilidir ve içi sıvı dolu bir kapsülden oluşmuştur. Meniere’s hastalığında, bu sıvının basıncı artar. Artan basınç, kulak çınlamasına, kulakta tıkanıklık hissine, işitmede azalmaya ve baş dönmesi hissine yol açar.Hastalık, baş dönmesi, işitmede dalgalanmalar ve kulak çınlaması ile karakterizedir. Bulantı, kusma, denge kaybı, terleme ve ishal eşlik edebilir.
Ataklar, çoğunlukla ani başlangıçlıdır ve süreleri, 20 dakika ile 24 saat arasında değişebilir. Birçok vak’ada, ataklar, arka arkaya gelir. Haftalar süren, sık tekrarlayan ataklar olur ve yine haftalar, aylar süren normale dönüş görülür. İşitme kaybı, işitme sinirinde oluşan hasardan dolayıdır. Hastalığın ilk evrelerinde, işitme kaybı, ataklar esnasında görülür, daha sonra normale döner. Hastalık ilerledikçe, işitme sinirinin düzelme kabiliyeti azalır ve sürekli işitme kayıpları oluşur.Nadiren, işitme kaybı, kulak basıncı veya çınlama olmadan, sadece aralıklı olarak baş dönmesi görülebilir. Aynı şekilde, baş dönmesi olmadan, aralıklı olarak işitme kaybı, kulak basıncı, çınlama olabilir.Meniere’s hastalığı, genellikletek kulakta görülür ama iki kulak da tutulmuş olabilir.
İlaç tedavisi:
İlaç tedavisinin amacı, iç kulaktaki sıvı basıncını azaltmaya yöneliktir. Bu, az tuzlu yiyerek ve idrar söktürücü ilaçlar kullanarak sağlanır.Tuz, suyun vücutta kalmasına sebep olur, bu yüzden, tuz kısıtlaması yapılır. İdrar söktürücüler de aynı amaçla kullanılırlar. Bu tedavi, hastalığı kontrol altına almak amacıyla aylar, hatta yıllar boyu kullanılabilir. Denge sistemini baskılayıcı ilaçlar da tedaviye eklenebilir. Temelde bu ilaçlar beyinin, kulaktan gelen anormal uyarıları dikkate almamasını sağlarlar.
Cerrahi tedavi:
Cerrahi tedavi, ilaç tedavisinin başarılı olmadığı ve şiddetli baş dönmesinin bulunduğu durumlarda yapılır. İşitmeyi korumak için bütün gayret sarfedilir; bu yüzden operasyonun tipi, kulaktaki işitmenin ne kadar kaybolduğuna bağlıdır. Operasyondan sonra, işitmenin azalması mümkün olmasına rağmen, genellikle aynı kalır. Çınlama daha iyi olabilir veya aynı kalabilir.Operasyonun tipine bağlı olarak, baş dönmesinin mükemmel tedavisi mümkündür. Baş dönmesi atakları yarım ile bir sene kadar sersemlik şeklinde ortaya çıkabilir, daha sonra beyin ve diğer kulak görevi üstlenince, bu durum da geçer.
Selim Pozisyonel Vertigo
Kristal oynaması (Pozisyonel Vertigo) hastalığı nedir? Belirtileri nelerdir?
İç kulaktan kaynaklanan en sık baş dönmesi sebebidir. Şikayetlerin, iç kulakta bir yerde, kalsiyum çökmesi sonucu olduğuna inanılmaktadır. Bu çöküntüler, yer çekimi ve baş hareketleriyle, iç kulak sıvısında serbestçe yüzmektedirler. Kendiliğinden, viral hastalığı takiben veya baş travması sonrası oluşabilir.Bu hastalıkta, baş ve vücut pozisyonlarında değişiklikle ortaya çıkan, bazen bulantının da eşlik ettiği baş dönmesi, sersemlik hâli görülür. Şikayetler, birkaç saniye veya dakika sürer. Şikayetler ortaya çıktığında, sorumlu kulak, genellikle yere doğru dönük olan kulaktır. İşitme kaybı, kulakta basınç hissi veya çınlama gibi şikayetler görülmez.Bu durum, selim bir durumdur, çünkü kendi kendine düzelir. Düzelme, haftalar, aylar nadiren de bir yıl sürebilir.
Kristal oynaması Pozisyonel Vertigo) hastalığı nasıl tedavi edilir?
Denge sistemini baskılayıcı ilaçlar kullanılır. Nadiren cerrahi gerekebilir.
Vestibüler Nörinit (Labirentit)
Bu hastalıkta, iç kulaktaki denge bölümünde bulunan sinir hücrelerinde şişme olur. Virüsün sebep olduğu düşünülmektedir. Kişiler, şikayetleri başlamadan önce, bir üst solunum yolu enfeksiyonu, soğuk algınlığı geçirdiklerini söyleyebilirler. Ani oluşan baş dönmesi, bulantı, denge kaybı görülür; işitme normaldir. Şikayetler, başlangıçta şiddetlidir, kişi yürürken on gün kadar yardıma ihtiyaç gösterir ve kişinin bütün işlerini yapabilmesi, araba kullanabilmesi için de haftalar, hatta aylar gerekebilir. Kişi, başını ani olarak döndürdüğünde, geçici baş dönmesi veya sersemlik hissetmeye devam edebilir. Bu, bir yıl kadar sürebilir.Şikayetlerin geçmesi için, denge sistemini bastıran ilaçlar kullanılır. İlaçlar, günde üç defa alındıklarında en etkili olurlar. Baş dönmesi azalmaya başladığında, ilaçlar da azaltılır ve sonunda kesilir. Nadir olarak, şikayetler bir yıldan fazla sürerse, operasyon yapılabilir.
Beyin ve diğer kulak, işlevleri üzerlerine aldıkları zaman, tam iyileşme olur. Bu süreç, bir yıl olabilir ve arada psikolojik ve fiziksel stresler, şikayetlerin geçici olarak artmasına yol açabilir. Şikayetler, stresle artsa bile, zamanla fiziksel aktiviteyi arttırmak önemlidir. Başınıza gelen şeylerin normal iyileşme süreci olduğunu bilin; kulağınıza veya iyileşmenize kötü yönde etki etmediğinizi aklınızda bulundurun.
Perilenf Fistülü
Bu rahatsızlık, uçağın inişe geçmesi, derine dalma, kafa travması gibi durumlarda ani basınç değişikliği sonucu oluşabilir. Basınç değişikliği, orta kulak ile iç kulağı birbirinden ayıran zarlarda yırtık meydana getirebilir ve iç kulak sıvısı, orta kulağa akar.Baş hareketleri ile “baş dönmesi” ve “sersemlik hissi” oluşur. “İşitme kaybı”, “kulakta basınç veya çınlama” eşlik edebilir veya etmez.Çoğu kez bu yırtık kendiliğinden iyileşir, tedaviye gerek kalmaz. Nadir vak’alarda, baş dönmesi kalıcı hâl alır. İlerleyici işitme kaybı oluşursa, operasyon gerekebilir. Operasyonda, bu yırtık bölgenin tespiti ve onarılması gerçekleştirilir.
Akustik Nörinom
Akustik nörinom, denge sinirinde en sık oluşan selim tümöre verilen isimdir. Tümör, çok yavaş büyür, bu yüzden şikayetler belirgin olmadan yıllar boyu sürüyor olabilir.”Baş dönmesi”, genellikle görülmez, çünkü tümör yavaş yavaş büyür, beyin ve diğer kulak, onun görevini üstüne alır. Bunun yerine hasta, dengesizlik hissine kapılabilir. Ortaya çıkan ilk şikayet “kulak çınlaması” olabilir. Çınlama, büyüyen tümörün siniri uyarmasıyla ortaya çıkar. Tümör büyüdükçe sinirin işitme bölümü de etkilenir ve işitme azlığı ortaya çıkar.Teşhis, bilgisayarlı tomografi veya manyetik rezonanslı tetkikler ile konur. Tedavi, tümörün operasyonla çıkartılmasıdır.
Yaşlılığa Bağlı Baş Dönmesi
Yaşlılıkta oluşan birçok değişiklik gibi, dengeyi sağlamakla görevli sistemlerde de değişiklikler olur.Dengeyi etkileyen değişiklikler: Yaşlılarda, işitmenin azalması gibi, denge sinirinde de, “dönme, ivmelenme” gibi değişikliklere olan hassasiyette azalma olur. Sinirdeki uyarılarda azalma olabilir veya beyin kendisine gelen uyarıları tam olarak değerlendiremeyebilir; her iki durumda da, rahatsızlık, kendini baş dönmesi olarak ortaya koyar.Görüşte azalma, bulanık görüş veya yakın bakışta göz yorgunluğu da buna eklenir. Gözdeki lenslerin elastikiyetinin azalması buna yol açar ve bifokal gözlüklerle bu durum düzeltilebilir. Göz tansiyonu, katarakt gibi durumlar da görmeyi etkileyerek, beyine giden bilginin azalmasına yol açarlar.
Kol ve bacaktaki kaslarda, liflerde, eklemlerde bulunan sinir uçlarında da değişikler olur. Omurgada ileri derecede eğim oluşabilir veya genel kas kütlesi azalmış olabilir. Şeker hastalığı, romatizma gibi hastalıklar, el ve koldaki his sinirlerinin zayıflamasına yol açarlar, böylece, vücud pozisyonu hakkında beyine iletilen bilgilerde azalma olur.
Yaşlanmaya bağlı baş dönmesinin belirtileri:
Hızlı bir şekilde dönerken veya pozisyon değiştirirken, eğilirken veya birden doğrulurken, aşağı veya yukarı bakarken, “başta sersemlik, dönme, boşlukta olma” gibi hisler oluşabilir.Yürürken, bir yandan bir yana sallanmaya meyilli gibi hissedilebilir.
Şikayetler nasıl en aza indirilir?
Yaşlılıkla ortaya çıkan şikayetleri ortadan kaldıracak ilaçlar yoktur, fakat yardımcı yollar vardır:
Sabah uyanınca yataktan kalkmadan önce, yatağın kenarında birkaç dakika oturunuz.
Pozisyon değiştirirken veya dönerken yavaş hareket ediniz. Yanınızda kendinizi dengelemeye yardımcı olacak bir şey bulundurunuz.
Yukarı veya aşağı bakmak, eğilmek, birden doğrulmak, “baş dönmesi” yapabileceği için, bu sırada yanınızda, tutunacağınız bir şey bulundurunuz.
Hiç bir zaman karanlıkta yürümeyiniz. Gece kalktığınızda, parlak bir ışık yakınız. Banyonuzda gece lambası bulundurunuz.
Yürürken fazla probleminiz varsa baston kullanınız. Unutmayınız, bu cisimlere dayanmıyorsunuz; beyninize, kol ve bacaklarınızdan giden bilgilerin artmasını sağlıyorsunuz.
Şeker hastalığı, göz tansiyonu, yüksek tansiyon, romatizma gibi rahatsızlığınız varsa bunları da uygun ilaç ve diyetlerle kontrol altında tutunuz.
Makale: Opr. Dr. İlker NALBANT - KBB ve BBC Uzmanı