Yasada Neler Var (Özürlüler Kanunu Tasarısı)

F

Fırtına

Guest
19673.jpg



Hükümet, hazırladığı "Özürlüler Kanunu Tasarısı" ile yaşama hakkının kutsallığı ve dokunulmazlığı öngörüsüyle özürlü doğma ihtimali olan cenine kürtaj yapılmasını yasaklıyor.

10 hafta üstü gebeliklerde tıbbi gerekçelerle kürtaj yapılmasına olanak tanıyan "Nüfus Planlaması Hakkında Kanun"a aykırı olarak kürtaj yasağı getiriyor.

Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı'nca hazırlanan "Özürlüler Kanunu Tasarısı", kamu ve özel tüm sağlık kuruluşlarında tıbbi nedenlerle kürtaj yapılmasına engel getiriyor. Tasarıda özürlülerle ilgili genel esasları düzenleyen 4. maddenin kürtaja yasak getiren (g) bendi şöyle; "Yaşama hakkının kutsallığı ve dokunulmazlığı temelinde özürlü doğma ihtimali gerekçesi ile kürtaja cevaz verilemez. Yeni doğacak ve doğmuş olanlarda tespiti mümkün olan özür ve hastalıklarla ilgili taramaların yapılması esastır."

Tüm özürler yasa kapsamında;

Sadece "özürlü" ifadesi kullanılması ve kürtajla ilgili başka hiçbir hüküm bulunmaması nedeniyle zihinsel ve bedensel tüm özürler ile hastalıklar, yasa kapsamına giriyor. Ancak tıbbi tetkiklere bağlı olarak özürlü çocuk doğurma ihtimali olan kadınlara tanınan gebeliğini sonlandırma hakkına yasak getirilmesi, Türkiye'deki mevcut yasa ve uygulamalara ters düşüyor.

Tasarıda, kürtaj yasağı getirilmesine karşın bu yasağa aykırı hareket edenle hangi kanun ile hangi cezai yaptırımlar uygulanacağı ise yer almıyor.

Özürlü çocuk sahibi olmak mecburi;

Zihinsel ya da bedensel olmak üzere hiçbir ayrım yapmadan özürlü çocuk doğumlarının önünü açan yasa tasarısı tıbbi gerekçeli kürtajı yasaklayarak, kadını veya aileyi özürlü çocuk sahibi olmaya mecbur bırakıyor.

Halen yürürlükte olan 2827 sayılı "Nüfus Planlaması Hakkında Kanun"a göre, 10. haftaya kadar gebeliklerde kadın bekarsa kendisi, evli ise eşi ile birlikte kürtaj kararı verebiliyor. Kanun, aynı zamanda "objektif bulgulara dayanan gerekçeli tıbbi raporlar" ile 10 hafta üstü gebeliklerde de kürtaj yapılmasına izin veriyor. Örneğin, "Down Sendromu" ya da "Sakat çocuk doğurma ihtimali yüksek herediter hastalıklar" tıbben tespit edildiğinde bekar veya evli olmasına bağlı olarak kadın veya karı-koca, kürtaj talep edebiliyor.

Yasal kürtajı da engeller;

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, "Özürlüler Kanun Tasarısı" ile 10 haftayı geçmemiş gebeliklerde, şu anda yasal olarak kürtajın serbestliğini de engellemesi sonucunu doğurabileceğini söyledi.

Tombul, yaptığı yazılı açıklamada, "yaşam hakkının kutsallığı ve dokunulmazlığı temeline dayanılarak özürlü doğma ihtimali gerekçesi ile kürtaja cevaz verilmemesi"nin, hekimler ve bebeğin ailesi kürtajla alınması yönünde karar verseler bile kürtaj yapılmasını yasakladığına dikkat çekti. Yasa tasarısının, aileyi ömür boyu özürlü çocuğun bakımına, eğitim ile ilgili ekonomik, sosyal ve fiziksel olarak mahkum ettiğini dile getiren Tombul, şunları söyledi;

"Özürlülerin bakımı, eğitimi ile ilgili sosyal devlet olgusuna göre devletin yatırımları yapmadığı ve gerekli tedbirleri almadığı bir ortamda, aile özürlü çocuğun tüm sorumluluğuyla tek başına karşı karşıya bırakılmaktadır. Aynı zamanda Nüfus Planlaması Yasası'na aykırılık teşkil etmektedir."

* Özürlü doğacak çocuğa kim bakacak?

Öte yandan kürtaj yasağı nedeniyle doğacak özürlü bebeklere kimin bakacağı da tartışma yarattı. Özürlülere yönelik 57 rehabilitasyon merkezine sahip olan devlet, sosyal güvencesi olan ailelerdeki özürlü bireylere ayda sadece 286 milyon lira yardımda bulunuyor.

Devlet adına özürlülere yönelik hizmetleri yürüten Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK), kısıtlı olanaklar sunabiliyor. SHÇEK bünyesindeki rehabilitasyon merkezlerinden 27'si sadece gündüz hizmet veriyor. Toplam 4 bin 765 özürlü hizmet alabiliyor. SHÇEK, sadece bin 975 özürlüyü yatılı barındırabiliyor. SHÇEK'in 81 ilde rehabilitasyon merkezi bulunmuyor. Bu açığı SHÇEK'in kontrolündeki 351 özel rehabilitasyon merkezleri kapatıyor. Bu özel merkezler için elbette aileler ayrıca ödeme yapmak zorunda. Türkiye'deki tüm rehabilitasyon merkezleri 21 bin 987 özürlüye hizmet verebiliyor. Oysa Türkiye'de 7 milyon civarında zihinsel veya bedensel özürlü olduğu kabul ediliyor.

Mevzuatta neler var?

"Nüfus Planlaması Hakkında Kanun"da, hangi hallerde kürtaj yapılabileceği şöyle anlatılıyor;

"Gebeliğin onuncu haftası doluncaya kadar annenin sağlığı açısından tıbbi sakınca olmadığı takdirde istek üzerine rahim tahliye edilir.

Gebelik süresi, on haftadan fazla ise rahim ancak gebelik, annenin hayatını tehdit ettiği veya edeceği veya doğacak çocuk ile onu takip edecek nesiller için ağır maluliyete neden olacağı hallerde doğum ve kadın hastalıkları uzmanı ve ilgili daldan bir uzmanın objektif bulgulara dayanan gerekçeli raporları ile tahliye edilir."

"Rahim Tahliyesi ve Sterilizayon Hizmetlerinin Yürütülmesi ve Denetlenmesine İlişkin Tüzük" ise, 10 hafta üstü gebeliklerde hangi tıbbi gerekçelerle kürtaj yapılabileceğini detaylı olarak sıralıyor.

Akşit; Bilim adamlarına saygılıyız;

Özürlü dernekleri, doktorlar ve din adamlarının karşı çıktığı düzenlemeye ilişkin Sosyal Hizmetlerden Sorumlu Devlet Bakanı Güldal Akşit bir açıklama yaptı. Akşit, taslağın yasalaşmış gibi değerlendirilmesinin yanlış olduğunu vurguladı ve tasarı tartışıldıktan sonra "bilim adamlarının ortaya koyacağı sonuca" saygı göstereceklerini ifade etti.

Uygulanabilir bir özürlüler kanunu yapmaya çalıştıklarını vurgulayan Akşit, "Bu işin otoritesi olan kişiler doğrusu budur dedikleri anda bizim vazifemiz yasayı o şekilde düzenlemektir" diye konuştu.

Cenin cinayeti tartışması başlayabilir;

Yaşama hakkı kutsallığı ve dokunulmazlığına dayandırılan yasak, hukuken cenin cinayeti tartışmasını da başlatıyor. Türk Hukuku'nda cenin, "birey" kabul edilmiyor. Hukuken canlı doğmuş (özürlü veya özürsüz) bebek, yaşama hakkına sahip birey sayılıyor. Bu nedenle kadın veya karı-koca, cenin yaşamını sonlandırma kararını verebiliyor. Bebek yaşamını sonlandırmak ise, hukuken "cinayet" kabul ediliyor. Artık cenin, yaşama hakkı olan birey kabul edilirse kürtaj kararı verilmesi ise "cinayet" anlamına gelebilir.


Medimagazin
 
Tekerlekli Sandalye
Üst