- Katılım
- Kas 9, 2010
- Mesajlar
- 16,299
- Tepkime Puanı
- 13
- Puanları
- 0
- Yaş
- 49
Otizmlileri "sedef kabuklarının içinde gizli kalmış inci taneleri" olarak tanımlayan, toplumda farkındalıklarını artırmak isteyen yazar Nurgün Erdinç, 5'inci romanını onlar için yazdı. Nokta Kitap'tan çıkan "Zambak Kokulu Yalnızlık"ta, otizmli oğulları olan zengin bir ailenin öyküsünü anlatan Erdinç, 2 yılını hasta çocuklar ve yakınlarıyla geçirdi.
Onların eğitim gördüğü merkezlere giderek yaşamlarına tanıklık etti, terapilerine katılıp gözlem yaptı, birlikte yolculuk ederek özel zamanlar geçirdi. Çocukların dışında onlarca pedagog, psikiyatr ve terapistle de görüşen Erdinç, bu süre içinde hastalığı tanımaya, otizmliler ve ailelerini anlamaya çalıştı. Kitabı yazmadan önce geniş çaplı bir araştırma yapıp, yüzlerce doküman okuduğunu vurgulayan Nurgün Erdinç, "Araştırmalarım sırasında gördüm ki, Türkiye'de doğan her 88 çocuktan biri otizmli. Buna rağmen çoğu kişi tarafından tam anlamıyla bilinmiyorlar. Ben sadece değerlerinin anlaşılmasına, kabuklarının aralanmasına katkıda bulunmak istedim.
Bu sürede 100'ü aşkın kişiyle görüştüğümü söyleyebilirim" diyor. Romanı kurgularken, satır aralarında otizmin belirtileri, eğitimin önemi gibi mesajlar gizlediğini de anlatan Erdinç, "Hastalığın konuşamama, göz teması kuramama, tepkisizlik gibi belirtileri var. Bunları polisiye bir öykü içine yerleştirerek mesajlar vermeye, ailelerin dikkatini çekmeye çalıştım. Yaptığım araştırmada gördüm ki, anne babalar çocukların hastalığını geç fark ediyor. Bunun dışında normallik- anormallik kavramlarını da sorguladım. Kimi zaman anne babanın gözünden kimi zaman da otizmlinin gözünden öyküyü anlattım" diye konuşuyor.
Onların eğitim gördüğü merkezlere giderek yaşamlarına tanıklık etti, terapilerine katılıp gözlem yaptı, birlikte yolculuk ederek özel zamanlar geçirdi. Çocukların dışında onlarca pedagog, psikiyatr ve terapistle de görüşen Erdinç, bu süre içinde hastalığı tanımaya, otizmliler ve ailelerini anlamaya çalıştı. Kitabı yazmadan önce geniş çaplı bir araştırma yapıp, yüzlerce doküman okuduğunu vurgulayan Nurgün Erdinç, "Araştırmalarım sırasında gördüm ki, Türkiye'de doğan her 88 çocuktan biri otizmli. Buna rağmen çoğu kişi tarafından tam anlamıyla bilinmiyorlar. Ben sadece değerlerinin anlaşılmasına, kabuklarının aralanmasına katkıda bulunmak istedim.
Bu sürede 100'ü aşkın kişiyle görüştüğümü söyleyebilirim" diyor. Romanı kurgularken, satır aralarında otizmin belirtileri, eğitimin önemi gibi mesajlar gizlediğini de anlatan Erdinç, "Hastalığın konuşamama, göz teması kuramama, tepkisizlik gibi belirtileri var. Bunları polisiye bir öykü içine yerleştirerek mesajlar vermeye, ailelerin dikkatini çekmeye çalıştım. Yaptığım araştırmada gördüm ki, anne babalar çocukların hastalığını geç fark ediyor. Bunun dışında normallik- anormallik kavramlarını da sorguladım. Kimi zaman anne babanın gözünden kimi zaman da otizmlinin gözünden öyküyü anlattım" diye konuşuyor.
