YGS'de şifreli kopya skandalı!

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
616576_detay.jpg


Bir veli iddia etti, dershane doğruladı


Geçen hafta pazar günü yapılan ve 1 milyon 692 bin 345 öğrencinin girdiği Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nda (YGS) rakamsal cevapları olan sorularda şifreleme yöntemiyle kopya uygulandığı iddia edildi. Şifreyi bilen birisi için 40 soruluk matematik sınavını doğru çözmek sadece 10 dakika alırken, ortaya çıkan skandal sınavın iptalini de gündeme getirdi.

Refika KARABACAK/ANKARA

Üniversiteye giriş için geçen hafta yapılan Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nın (YGS) ilk aşamasında sayısal ve Türkçe sorularında şifreli kopya sisteminin uygulandığı iddia edildi. İddiayı gündeme getirenlerin verdiği formülün, özellikle matematik ve fen sorularının büyük çoğunluğunda geçerli sonuç vermesi sınavın iptali tartışmasını da gündeme getirdi.

Son yapılan YGS’de şifreleme yönteminin uygulandığını iddia eden özel bir dershane 40 sorudan 37’sinin bu yöntemle doğru sonuca ulaştığını soruları çözerek ispata çalıştı.

Artvinli bir velinin iddiası üzerine soruların tamamını inceleyen dershane yetkilileri matematiğin yanı sıra cevapları rakamsal olan Türkçe, sosyal bilimler ve fen soruları için de sistemin geçerli olduğunu iddia etti.

ŞAŞIRTAN FORMÜL
Uygulanan kopya formülüne göre cevap şıkkında yer alan rakamlar küçükten büyüğe doğru sıralanması halinde aynı harfe denk gelen rakam işaretlendiğinde doğru sonuca ulaşılabiliyor. Örneğin Matematik testinin 4’ncü sorusunun cevap şıkkı şöyle sıralanıyor:
A) 1004 B) 1008 C) 1000 D) 1006 E) 1002.

İleri sürülen kopya formülüne göre şıklarda yer alan rakamlar küçükten büyüğe doğru tekrar sıralanıyor. Kopya formülüyle sonuç A) 1000 B) 1002 C) 1004 D) 1006 E) 1008.

Bu durumda D şıkkında iki rakam çakışıyor. Soru çözüldüğünde ve ÖSYM’nin cevap anahtarında da doğru cevabın ‘D’ şıkkı olduğu görülüyor. Bu diğer sorularda da ağırlıklı olarak benzerlik gösteriyor.

HİÇ ÇAKIŞMAZSA...
Sorunun cevap şıklarına formül uygulandığında rakamların hiçbirisinin çakışmaması halinde ise E şıkkı doğru cevap olarak şifreleme yöntemi işliyor. Nitekim matematik testinin 3’ncü sorusunda: A) 2 B) 6 C) -1 D) 0 E) -2 cevapları yer alıyor.

Formüle göre sıralandığında A) -2 B) -1 C) 0 D) 2 E) 6 oluyor. Çakışan hiçbir rakam olmadığı için doğru cevap formüle göre E şıkkı oluyor. ÖSYM’nin soruya verdiği doğru şık da ‘E’.

Birden fazla çakışan olduğu ya da cevap şıkkında rakamlar küçükten büyüğe sıralı bir şekilde verildi ise cevap rakamsal değeri en küçük olan şık oluyor.

Örneğin matematiğin 23. sorusunda cevap şıkkı şöyle: A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14
Formül uygulandığında yine aynı sıra yani A) 10 B) 11 C) 12 D) 13 E) 14

Küçükten büyüğe sıralandığı için burada doğru cevap formüle göre rakamsal değeri en küçük olan ‘A’ şıkkı doğru cevap. ÖSYM’nin cevap anahtarında da doğru cevap aynı şık.

‘Bu sınav iptal edilmeli’
Uğur Dershaneleri Matematik Zümre Başkanı Adil Kurt basına dağıtılan soru kitapçığında temel matematik testindeki 40 sorudan 36’sının, Türkçe, Sosyal ve fen bilimler testlerinde de yaklaşık 15 sorunun değişik şifrelerle çözüldüğünü söyleyerek “ÖSYM bu kitapçığı yalnızca basına dağıtmak için mi hazırladı yoksa bu kitapçıkla sınava giren oldu mu? Bir kişi bile bu kitapçıkla girse bu sınav iptal edilmeli. ÖSYM’nin sınavda 10 ayrı kitapçık dağıttığını varsaydığımızda 160 bin kişi şifreli soruların olduğu kitapçığı aldı demektir” dedi.

Matematik testindeki “seçenekteki sayıları küçükten büyüğe sıraladığında seçenekler ile sıralamada aynı sayı çakışırsa o doğru seçenektir” şifresinin 20 soruda tuttuğunu anlatan Kurt şöyle dedi:

‘KODLAMA TUTUYOR’
“Birden çok seçenekte çakışma olursa en küçük şık doğru. Hiç çakışma olmazsa E şıkkı doğru şifrelerinin yanı sıra büyükten küçüğe sıralaması da var. Ayrıca Türkçe ve sosyal sorularında da fen sorularında da bu kodlama tutuyor. Yaklaşık 15 soru böyle. Ayrıca harf sıralamasına göre de kodlamalar yapıldığı görülüyor. Şıklara bakarak kodlama yapılmış.”

Kurt eğer bu sınavda bir kodlama yapıldıysa sınava giren bir öğrencinin sorular üzerinde hiç zaman harcamadan bu formülleri kullanarak soruları çözebileceğini belirterek şunları söyledi:
“Sonuçta şıkların bu kadar sisteme uyması ilginç. Ya kopya çekilmesini sağlamak için profesyonelce yapıldı. Ya basın için özel bu kitapçık hazırlandı, ya da bu yıl ÖSYM’de soru hazırlayan ekip acemi, doğru seçeneği sabit tutup siğer seçenekleri bunun etrafında dağıttı. Ama ÖSYM bu kitapçıkla ilgili açıklama yapmalı” dedi.

ÖSYM'DEN AÇIKLAMA
ÖSYM'den yapılan açıklamada ise, "iddialara konu olan soru kitapçığı adaylara verilmemiştir" dendi.

haberturk
 
F

Fırtına

Guest
ÖSYM'den şifreli kitapçık açıklaması/ Video

ÖSYM’den yapılan açıklamada, "Basında ’YGS’de Gizli Şifre’ başlığı ile yer alan kitapçık, ÖSYM’nin sınav sonrasında basına vermek ve internet sitesinden duyurmak üzere hazırlanmış, ana soru kitapçığından türetilmiş, tek bir soru kitapçığıdır.

Bu soru kitapçığının herhangi bir adaya verilmesi söz konusu olmadığından, doğru cevabın bulunduğu yer değiştirilmeden sadece yanlış cevap seçeneklerinin yerleri değiştirilmiştir. Bu soru kitapçığı sınava giren hiç bir adaya verilmemiştir" denildi.



 
F

Fırtına

Guest
YGS’de gizli şifre iddiası/ Video

Yüksek öğretime Geçiş Sınavı’nda (YGS) 20’den fazla sorunun iki ayrı şifreye göre çok rahat çözülebildiği iddia edildi Birinci şifre: Cevap şıklarında yer alan sayılar küçükten büyüğe doğru sıralanıyor. Çakışan sayılar varsa doğru cevap o şık oluyor İkinci şifre: Bu şifrede küçükten büyüğe doğru sıralama zaten yapılmış oluyor ve doğru cevap daima “A” şıkkı çıkıyor..

Pazar günü 1 milyon 700 bine yakın adayın katılımıyla gerçekleşen üniversiteye giriş birinci basamak sınavı YGS’de inanılması güç gizli şifreler ortaya çıktı. Bu çok basit gizli şifreyi bilen adaylar, hiçbir akademik donanıma sahip olmasalar da, en iyi üniversitelerin, en iyi fakültelerine girebilecek puan alabilecekler.

Şifre çok basit ve uygulandığı takdirde size kesinlikle doğru cevaba götürüyor. Özelikle çok kritik test olan Matematik ve Fen Bilimlerinde etkili oluyor ve Matematik’te neredeyse soruların tamamına yakınını kapsıyor.

Ve bu konuda tüm testleri kapsayan 3 farklı şifre söz konusu. İşte iddialar, örnekler ve yorumlar:

İşte 1. ve önemli şifre!

Milyonlarca gencin kazanmak için yıllarını feda ettiği, ailelerin de çocuklarının geleceği için varlarını yoklarını harcadığı YGS’de örneğin Matematik testlerinde, ÖSYM tarafından verilen seçenekleri küçükten büyüğe doğru sıralamanız yetiyor da artıyor.

Örneğin basına verilen ve ÖSYM’nin internet sitesinde yayınlanan Matematik testinde 1. sorunun seçenekleri A) 8, b) 10, C) 6, D) 4, E) 2 şeklinde..

Şimdi gizli şifre ile doğru cevabı bulmak için bu seçenekleri, 2, 4, 6, 8, 10 şeklinde küçükten büyüğe doğru sıralıyoruz ve sırası ile hemen üstteki seçeneklerin altına yazıyoruz. Daha sonra da bu beş seçenek içerisinde eşleşen rakama bakıyoruz. Birinci soruda eşleşen bu rakam 6. Yani doğru cevap C seçeneği. Aynı yöntemi diğer seçeneklere de uyguladığınızda, karşınıza akıllara durgunluk veren korkunç bir tablo çıkıyor. Bir soruda bile on binlerce kişinin yer değiştirdiği YGS’de 40 sorudan tam 17’sinde bu şifre ile doğru cevabı bulmak mümkün..

Bu yöntemle, Türkçe ve Sosyal testleri içerisindeki seçenekleri rakamsal sorularda da doğru bulmak mümkün..

Örneğin Türkçe 31. sorunun seçenekleri şöyle:

A) IV, B) V, C) III, D) II, E) I

Şimdi bu seçenekleri I, II, III, IV, V diye sıraladığınızda eşleşen III oluyor yani doğru cevap C seçeneği..

2. şifre 6 SORUDA?İŞLİYOR

Bir de ikinci şifre var ki o da kesin sonuç veriyor. Bu yöntemle çözülen tam 6 soru var. Böylesi durumlarda küçükten büyüğe doğru sıralama, zaten kendiliğinden yapıldığı için doğru seçenek hep A oluyor.

Örneğin 34. soruda olduğu gibi:

A) 105, B) 110, C) 115, D) 120, E) 125

Tesadüf mü, özel yazılım mı?

Artvin’de Avukat Ayla Varan’ın dikkatini çeken ve dershane öğretmenleri ile Kamu-Sen yöneticilerinin titiz çalışmasıyla ortaya çıkan “şifreleme skandalı“, bir tesadüf mü yoksa bir yazılım kurnazlığı mı?

Yapılan ilk değerlendirmeler, özel bir bilgisayar yazılımı olmadığı sürece böylesi bir tesadüfün mümkün olmayacağı yönünde.. Peki ÖSYM’nin bu yönde bir yazılımı olabilir mi?

Resmen olmasa bile bu işin teslim edildiği görevliler yapmış olabilirler. Zaten iptal edilen KPSS soruları da yine bazı görevliler tarafından dışarı sızdırılmıştı.

Yine aynı şekilde bazı okullarda öğrencilerin haremlik, selamlık olarak ayrılması da yine bir yazılım ile gerçekleşmişti.

Bağımsız uzman bir heyet oluşturularak bu iddialar tek tek incelenmeli ve kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

Şeffaflık yerine gizlilik tercih edilirse, bu sadece ÖSYM’nin başını ağartmakla kalmaz, çok daha derin ilişkileri gündeme getirebilir..

Soruların yeri değişiyor mu?

Bugüne kadarki sınavlarda, sorular aynı olmasına rağmen, soruların sıralaması değişiyordu. Örneğin A kitapçığında 5. sırada olan bir Matematik sorusu B kitapçığında 14’üncü sırada yer alıyordu. Ama şıkların yeri değişmiyordu. Bu yılki uygulamada nasıl bir yöntem uygulandığı ise bilinmiyor. Ama genel kanı, şıkların yerlerinin değişmediği yönünde..

Şimdi ne olur?

ÖSYM’nin bu konuda nasıl bir açıklama yapacağı çok önemli. Eğer daha önceki skandallarda olduğu gibi olayı örtbas etme yoluna giderse, çok daha büyük sıkıntılara yol açabilir. Ama şu ana kadarki tespitler bile, kesinlikle sınavın iptalini gerektiriyor. Hem de hiç zaman kaybetmeden..

Ortada bir şifreleme olduğu kesinlikle belli. Ve böylesi bir şifreleme olduğuna göre, bu şifrelerin dışarı sızdığı da kesinlikle mümkün olabilir. Bu durumda da eşit koşullarda yarışma ilkesi bozulmuş olur ki, bu da sınavın iptalini gerektirir..

Özetin özeti: KPSS gibi bu da örtbas edilirse, kamu vicdanı derin yara alır.

ŞİFREYİ UYGULADIK, SORULARI BİR ÇIRPIDA ÇÖZDÜK

YGS’deki şifreyi anlama rehberi;

YGS matematik testindeki cevap şıklarını kırmızı kalemle küçükten büyüğe doğru sıraladık. Eşleşen rakamı yuvarlak içine aldık. Yuvarlak içine aldığımız şıkkı cevap anahtarından kontrol ettik ve doğru cevabı bulduk. Tam 17 soruda bu şifre vardı! Ayrıca matematik testindeki cevap şıkları orijinalinde küçükten büyüğe sıralıysa... Bu kez de doğru yanıt (A) şıkkıydı... Bu şifre de 40 sorunun 6’sında çalışıyor. Yani bu şifreleri bilenlere 40 sorunun en az 23’ü garanti..

ÖSYM:::Yükseköğretim Kurulu Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi adresinden şifre sistemini kontrol edebilirsiniz.



foto1.jpg


foto2.jpg


foto3.jpg



foto4.jpg




 
F

Fırtına

Guest
ÖSYM yarın 11'de açıklama yapacak

ÖSYM Başkanı Ali Demir'in, yarın 11'de açıklama yapacağı belirtildi. Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nda basına dağıtılan kitapçıktaki cevap şıklarının şifreli çıktığı iddia edilmişti.

Anadolu Ajansı
 
F

Fırtına

Guest
ÖSYM Başkanı'ndan, şifreli soru iddialarına ilişkin açıklama.!

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, YGS’deki ‘şifreli soru’ iddiaları üzerine açıklama yapıyor.

İşte Demir’in açıklamasından satır başları;

- Burada YGS’yle ilgili ortaya çıkan iddialarla ilgili, kafalarda oluşan soru işaretleriyle ilgili toplanmış bulunuyoruz. Başlamadan önce şunu ifade etmek istiyorum. 27 Mart 2011 Pazar günü, gerçekleştirilen YGS’de hiçbir adayı haksız bir şekilde, diğerinin önüne geçilecek herhangi bir uygulama asla oluşmamıştır.

- Bu nedenle tüm adaylarımızın ve velilerin son derece rahat olmalarını ve gerçekleşmiş olan sınavdan şüphe etmemelerini istiyorum.

"KİTAPÇIKLAR İNTERNET ÜZERİNDEN AÇIKLANACAK"

- Basındaki şifre durumu hiçbir adayın soru kitapçıkları için geçerli değildir. Bütün soru kitapçıkları internet üzerinden tüm kamuoyuna sunulacaktır. Bizler şimdiye kadar yürütme kurulu üyesi olarak, şimdiden sonra da başkan yardımcıları olarak 6 aydır görev başındayız. Hedefimiz ülkemizin hak ettiği bir ölçme seçme yerleştirme merkezi oluşturmaktır. Bununla herkesin hak ettiği bir yapı kurmaya çalışıyoruz. Bu alanda gece gündüz yoğun bir şekilde çalışıyoruz.

- Sınavda haksızlığa neden olacak her türlü şüpheyi büyük bir titizlikle inceliyor ve bunu engellemek için bütün tedbirleri hayata geçiriyoruz. Bazıları hakkında haksız eleştiriler almamıza karşılık son 15 sınavda bunları gerçekleştirdik ve kamuoyu tarafından takdirle karşılandık. Bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz sınavlarda hiçbir şüpheye mahal bırakacak bir olgu yaşanmamıştır.

“GÜVENLİKTEN TAVİZ YOK”

- Kamuoyu iyi bilmelidir ki ÖSYM, sınav güvenliği başta olmak üzere uygulamalardan asla taviz vermemiş, vermeyecektir. Öte yandan ÖSYM bugüne kadar olmadığı kadar şeffaf ve açık olmuştur. Yaptığı her işin hesabını vermiş ve vermekten de büyük bir onu duymaktadır.

- İddialar da büyük bir açıklıkla incelenmiş ve bunun kamuoyu tarafından açıklıkla bilinmesi sağlanmıştır. Kendimize edindiğimiz şeffaflık ilkesi adaylara bazı olanaklar sunmuş ve bunları kamuoyu bilmektedir. Adaylar her türlü bilgiye kendi şifrelerini kullanarak internetten erişebilmektedirler. Cevap kağıtlarını görebilmekte, tutanaklara erişebilme, bütün itirazları açıklığıyla görebilmektedirler.

- ÖSYM’nin bu şeffaflık sırasında taviz vermediği tek şey sınav güvenliğidir ve olmaya da devam edecektir.

“SINAV GÜVENLİĞİ SOSYAL BARIŞ İÇİN EN ÖNEMLİ UNSURDUR”

- Hepinizin de bildiği gibi sınav güvenliği sosyal barış için en önemli unsurdur. Bu konudaki en küçük bir açıklık, geçmiş yıllarda gördüğümüz gibi tüm kamuoyunu derinden etkileyecek sorunlar doğurmaktadır. Bu uygulamalar devam edecektir. Bugün sınav güvenliğinin iki önemli boyutuna dikkat çekmek istiyorum.

- Bunlardan bir tanesi, soruların nihai şeklinin kapalı dönemde verilmesi ve basılması. Ve bir tanesi de adaya özgü soru kitapçığı ve cevap kağıdıdır.

“SORULAR KAPALI DÖNEMLE HAZIRLANIYOR”

- Adaya sorulacak sorular ÖSYM bölgesinde hazırlanmaktadır. Hazırlanan sorular matbaaya götürülmekte ve kapalı dönem adını verdiğimiz, hiçbir bilginin ve nesnenin içeri girdikten sonra dışarı çıkmadığı bir ortamda sınav kitapçığı haline getirilmektedir.

- Tüm kamuoyunun vatandaşlarımızın, bu kapalı dönem kavramını çok iyi anlaması gerekmektedir. Tüm sınavlarımız kesinlikle kapalı dönem içerisinde hazırlanmaktadır. Kapalı dönemin dışında olup da soruların tamamını bilen hiçbir kimse bulunmamaktadır.

- Sınavı hazırlayanlar, kapalı dönemden sonra sınav bitimine kadar dışarı çıkamamaktadırlar. Matbaanın tüm çevresi kamerayla izlenmekte, 2G 3G sinyal karıştırıcılar çalışmakta, kapılarda emniyet görevlileri 7/24 izlenmekte, tüm olaylar kayıt altına alınmaktadır.

- Kapalı döneme parça parça gelen sorular orada birleştirilerek, master soru kitapçığı dediğimiz ve cevap anahtarı görünmektedir. Doğru cevapların ne olduğu ve hangi şıklarda odluğu dışarıdaki kimseler tarafından bilinmemektedir. Buna tüm ÖSYM çalışanları ve soru hazırlayanlar da dahildir.

- Adaya özgü kitapçık ve cevap anahtarları hazırlanması için, master dağıtım ve cevap anahtarları da kullanarak her aday için soru kitapçığı oluşturulmaktadır.

“MATBAADA BİR KİTAPTAN İKİ TANE ÜRETİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL”

- Lütfen herkes çok iyi anlasın ki kapalı dönemde soruların dağıtımı tesadüfen yapılmakta ve sistem aynı kitapçıktan iki tane üretememektedir. Üretilen her kitap farklı üretilmekte ve basılmalıdır. Bunun anlaşılması gerçekten çok önemlidir. Matbaada bir kitaptan iki tane üretilmesi mümkün değildir.

- Kitapçıkta adayın kişisel bilgileri yer almaktadır. Adayın resmi adı soyadı T.C kimlik numarası, cevap kağıdında da yer almaktadır.

“BUGÜNE KADARKİ EN BAŞARILI SINAV”

- 27 Mart’ta gerçekleştirdiğimiz YGS’de, sınav güvenliğiyle ilgili uygulamalar çok büyük bir titizlikle gerçekleştirilmiştir. YGS, 153 sınav merkezinde 89 bin 290 salonda, 1 milyon 692 bin 345 adayın katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Sınavda kullanılan gereçler, ÖSYM tarafından verilmiştir.

- Sınav bugüne kadar görülmemiş derecede başarılı geçmiştir. Başkalarının yerine sınava girenler maalesef hep görülmüştür. Ama ilk kez YGS 2011’de bu yaşanmamıştır.

“ŞİFRELİ SORU İDDİALARI TAMAMEN GERÇEK DIŞI”

- Ortaya atılan bir iddiaya göre cevap anahtarlarının bir şifresi olduğu söylenmiştir. Bu şifre tamamen asılsız ve gerçek dışıdır. Sınav kitapçıkları, incelendiğinde bu net ve kesin olarak ortaya çıkmaktadır. Değerli arkadaşlar ÖSYM her zaman olduğu gibi bugün de bundan sonra da kendi işine konsantre olacak ve güvenli sınavlar yapmaya devam edecektir. Tüm çalışanlarıyla birlikte ÖSYM bunun faydasını hep görmüştür.

- Bu nedenle kapalı dönemde olan arkadaşlarımız tarafından hiçbir adaya verilmemiş bir kitapçığın basına dağıtılmasına karar verilmiştir. Bunun için iki yol vardı. Ya sistemden her basın kuruluşu adına ayrı bir kitapçık oluşturulacaktı yada her kuruma aynı kitapçık verilecek ve böylece farklılık sağlanmayacaktır. Burada ikinci yol tercih edildi ve tek bir kitapçık kamuoyuyla paylaşıldı.

- Hepimizin bildiği gibi bu A4 boyutundaki bu kitapçık ve cevap anahtarı kamuoyuna verildi. Oysa adaylara verilen soru kitapçığı tamamen farklı boyutta, kağıtta farklı bir geometrideydi.

- Konu bir şifre dağıtımı olarak ortaya atılınca ÖSYM hemen bir titiz inceleme başlatmıştır. Böyle bir şeyin gerçekten doğru olması tüm sınavın iptaline götürecektir. Bu nedenle vakit kaybetmeden tüm detaylarıyla incelenmiştir.

“CEVAP ANAHTARI BAŞKA HİÇBİR ADAYA VERİLMEDİ”

- Bu inceleme neticesinde, basına verilen sınav kitapçığının sistemin dışında üretildiği bir gerçektir. Basına verilen kitapçık ve cevap anahtarı kesinlikle başka hiçbir adaya verilmemiştir. Adaya özgü kitapçık oluşturan algoritma detaylı incelenmiş ve bu tür bir şifrenin ilgili yazılım tarafından üretilmesinin mümkün olmadığı tespit edilmiştir.

“SORU KİTAPÇIKLARI İNTERNETTEN YAYINLANACAK”

- Bunu fiziksel olarak ÖSYM’nin depolarına gelmiş olan sınav evrakı arasından, kitapçıklar rasgele seçilerek benzeri bir yapılanmanın şifrelemelerin hiçbir kitapçıkta olmadığı belirlenmiştir. Konuya daha fazla açıklık getirmek amacıyla ÖSYM sınava giren tüm adaylarının soru kitapçıklarını internet yoluyla kamuoyuna açıklayacaktır.

- Adaylara verilen kitapçıkların internete yüklenme çalışmaları devam etmektedir. Şu an itibariyle yükleme başlatılmış, arkadaşlarım 12:30 itibariyle, il il salon bazında internete koyacaklar ve görülebilecek. Adaylar buna erişebilecek. Bu işlemdeki verilerin boyutlarının çok yüksek olması nedeniyle bu bir miktar zaman alabilir ama en kısa zamanda sisteme yükleme gerçekleştirilecektir.

“SORU KİTAPÇIĞI ADAYA ÖZELDİR”

- Burada kamuoyunun bir noktayı detaylı şekilde bilmesinde fayda vardır. Bu kitapçıkta da görüldüğü gibi her bir soru kitapçığının üzerinde tek bir tane olan soru kitapçığı numarası vardır. Bu kişiye özeldir, bu sınava girmiş adaya özeldir.

- Adaylar kendi şifreleriyle sisteme girdiklerinde kendilerine verilmiş soru kitapçıklarını öğrenebilecek. Diğer taraftan tüm kamuoyuna açık olan siteden bu numarayı arattığında kendi kitapçığını görmüş olacak.

- Buna ilave olarak ÖSYM’nin sınav sırasında en yüksek puanı alan belirli sayılardaki adayın numaralarını da kamuoyuna paylaşılacak.

“VATANDAŞLARIMIZIN GÖNLÜ RAHAT OLSUN”

- Bir kez daha belirtmek isterim ki hiçbir yanlışlık ve uygunsuzluk söz konusu olmamış ve sınav tam bir güven içerisinde, adalet ölçüsünde gerçekleştirilmiştir. Herkesin bildiğini sınayabilecek nitelikte bir sınav gerçekleştirilmiştir. Bütün vatandaşlarımızın gönlü rahat olmalıdır. ÖSYM hak ve adalet ölçüsünden taviz vermeden sınavların gerçekleştirilmesine devam edecektir.

- Her zaman söyledim ÖSYM kimsenin haklarına zarar vermeden, hesap verilebilirlik ilkesi gereği her bilgiyi paylaşmayı önemsemektedir. ÖSYM sınav güvenliği açısından da ısrarlıdır. Hiç kimse ÖSYM üzerinden hesap yapmamalıdır. ÖSYM’yi faydası olmayacak tartışmalara çekmemesi gerekir. Çünkü biz ÖSYM olarak sadece sınav yapıyoruz, bilgiyi ölçüyoruz. Bu konuda ÖSYM kendi işine odaklanmaya devam edecektir. Bu vatandaşlarımız tarafından net biçimde bilinmelidir.


Anadolu Ajansı
 
F

Fırtına

Guest
Gül: ÖSYM Başkanı'nın verdiği bilgiler beni tatmin etti

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, YGS'deki ''gizli şifre'' iddialarıyla ilgili olarak, ''Başkandan (ÖSYM Başkanı Ali Demir) aldığım bilgiler beni tatmin etti. Öğrencilerimizin güvenle kendilerini ikinci sınava hazırlamaları gerekir'' dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Endonezya Cumhurbaşkanı Susilo Bambang Yudhoyono'nun daveti üzerine Endonezya'ya gitmeden önce Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin YGS'deki ''gizli şifre'' iddialarıyla ilgili sorularını yanıtladı.

ÖSYM Başkanı Ali Demir'in, iddialarla ilgili yaptığı açıklamaların kendisini tatmin edip etmediğinin sorulması üzerine Gül, tartışmaları takip ettiğini, bugün ÖSYM Başkanı Ali Demir'i arayarak, kendisinden bilgi aldığını söyledi.

Cumhurbaşkanı Gül, şöyle devam etti;

''Bana verdiği bilgiler çerçevesi içerisinde, aslında bu basına verilen kopya tamamen ayrı hazırlanmış bir kopya. Esas bir ana kitapçık olduğunu, onun hiç kimseye verilmediğini, o ana kitapçıktan bütün öğrenciler için farklı şekilde hazırlanan kitapçıkların da yine hiç kimseye verilmediğini söyledi. Zaten bugün öğlen itibariyle herkesin sorusunu, kağıdını, cevabını internete koyduklarını söyledi. Dolayısıyla bu kadar açık, şeffaf bir şekilde ortaya çıktıklarını, böyle bir şeyin kesinlikle söz konusu olmadığını söyledi. Daha önce biliyorsunuz, burayla ilgili birçok eleştiriler de vardı. Devlet Denetleme Kurulu da o zaman incelemişti, bu çerçeve içerisinde zaten bir rapor da vermişlerdi ama çok süratli bir şekilde kanunu çıktı, yeniden yapılandırıldı. Dolayısıyla Başkandan aldığım bilgiler beni tatmin etti. Öğrencilerimizin güvenle kendilerini ikinci sınava hazırlamaları gerekir.''

Anadolu Ajansı
 
F

Fırtına

Guest
Eğitim Bir Sen: Şifreleme bulgularına rastlanmadığı yönünde bilgiler geliyor

Eğitim Bir Sen Genel Sekreteri Ahmet Özer, YGS’de şifre iddiaları ile ilgili, “Kitapçıkların elektronik ortama aktarıldığı illerde şubelerimizin yaptığı incelemelerde, kamuoyuna yansıyan şekliyle şifreleme bulgularına rastlanmadığı yönünde bilgiler gelmekte.” dedi. Özer, konuya ilişkin takiplerinin devam ettiğini belirtti.

Eğitim Bir Sen Genel Sekreteri Ahmet Özer, YGS’de şifre iddiaları ile ilgili yaşananları dikkatle takip ettiklerini belirtti. ÖSYM tarafından yapılan, ‘şifre tamamen asılsız ve gerçek dışıdır. Sınav kitapçıkları incelendiğinde bu net ve kesin olarak ortaya çıkmaktadır’ şeklindeki açıklamaları hatırlatan Özer, “Ancak, 40’a yakın soruda şifreleme iddiası ve tespit yönteminin ortaya çıkardığı somut örnekler tesadüften ötedir.” diye konuştu.

Özer, KPSS’de yaşanan hırsızlık iddiaları ile kamuoyu vicdanında ciddi oranda itibar kaybı yaşayan ÖSYM’nin, sınav güvenliği ile ilgili aldığı güvenlik önlemleri takdirle karşılanırken, şifreleme iddialarının soru işaretlerini tekrar beraberinde getirdiğini söyledi. Özer, “KPSS’de oluşan şaibe iddialarıyla ilgili soruşturmaya ilişkin devletin resmi kurumlarının açıklama yapması gecikmişken, YGS ile ilgili ortaya atılan iddialar, gözleri tekrar ÖSYM’ye çevirmiştir.“ dedi.

Özer, ikinci sınava girecek olan adayların motivasyonunu bozan, aileler dâhil herkesi kaygılandıran şifreleme iddialarıyla ilgili oluşan kafa karışıklığını gidermeye yönelik, ÖSYM’nin süratli bir şekilde tüm kitapçıkları elektronik ortamda incelemeye fırsat vermesi ve bunu çok kısa bir süre içerisinde gerçekleştirmiş olmasının, son derece isabetli bir adım olduğunu ifade etti.

Özer, şöyle dedi:

"Kitapçıkların elektronik ortama aktarıldığı illerde şubelerimizin yaptığı incelemelerde, kamuoyuna yansıyan şekliyle şifreleme bulgularına rastlanmadığı yönünde genel merkezimize bilgiler gelmeye devam etmektedir. Eğitim-Bir-Sen olarak, konuya ilişkin takibimiz sürüyor.”

Cihan Haber Ajansı
 
F

Fırtına

Guest
YGS iddiaları için TÜBİTAK'a başvurulmadı

TÜBİTAK, YGS'deki şifre iddialarıyla ilgili inceleme yapmasına ilişkin Kuruma herhangi bir talebin gelmediğini bildirdi.TÜBİTAK yetkilileri, ''TÜBİTAK'tan şifrelemenin doğru olup olmadığı yönünde araştırma yapılmasının istendiğine'' ilişkin bir takım haberlerin basında yer aldığına işaret ettiler.

Yetkililer, bugüne kadar iddialara ilişkin ne ÖSYM'den ne de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan TÜBİTAK'a bu yönde bir talep gelmediğini belirttiler.

Cihan Haber Ajansı
 
F

Fırtına

Guest
Çubukçu: YGS'de şifreleme sözkonusu değil

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, “YGS'de şifreleme veya birilerinin kayrılmasının sözkonusu olmadığını” söyledi. Çubukçu, Ak Parti grup toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

ÖSYM'nin bağımsızlığı ve tarafsızlığına saygı gösterdiği için bugüne kadar açıklama yapmadığını anlatan Çubukçu, ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir'in kamuoyunu bilgilendirmesini beklediğini ifade etti. Milli Eğitim Bakanı Çubukçu, Demir'in konuya ilişkin tüm iddiaları açık yüreklilikle yanıtladığına inandığını dile getirerek, “Bundan bir siyasi sonuç çıkarmak, bundan bir kar elde etmeye çalışmak hiçbir şekilde insafla bağdaşmıyor” dedi.

Çubukçu, YGS'de şifrelemenin veya birilerinin kayrılmasının sözkonusu olmadığını, iddiaların gerçeği yansıtmadığını kaydetti.

Anadolu Ajansı
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Meteksan Genel Müdürü Bilal Altın’ın YGS Açıklamaları

ygs(2).jpg


YGS soru kitapçıklarını basan Meteksan Genel Müdürü Bilal Altın, "Basın için hazırlanan kopyanın, görme engellilere verilen kopya aynı olmaması için soruların yerini aynı bırakıp sadece cevap seçeneklerini değiştirdik. Başka bir neden aranmasın" diye konuştu.

Altın, "Soru kitapçıkları hazırlanırken matbaadaki kapalı dönemde, rastgele sıralardan oluşmuş soru kitapçığı metinleri, rastgele cevaplardan oluşmuş cevap anahtarları oluşturulup, her bir adayla ilişkilendirilmiştir. Dolayısıyla dışarıdan birisinin herhangi bir soru kitapçığı numarasını, soru kitapçığının içindeki soruların hangi sırayla geleceğini, cevap anahtarının ne olacağını bilmesi söz konusu değildir" dedi.

Altun, basına dağıtılan kopya içinde şunları söyledi:

"Her bir aday için ayrı soru kitapçığı üretilmiştir. Fakat kanun gereği görme engelli bine yakın aday için 14 punto büyüklüğünde soru kitapçığı hazırlanmıştır. Bu kitapçık ÖSYM'den gönderilen sorular karıştırılmadan hazırlanmıştır. Tüm görme engelliler için tek tip soru kitapçığı hazırlanmıştır.

Basın için hazırlanan kopya içinde görme engellilere verilen kopya ile aynı olmaması için soruların yerini aynı bırakıp sadece cevap seçeneklerini değiştirerek başka bir master yaratmak istememizden kaynaklanmaktadır. Özellikle yapılmış bir şey yoktur" diye konuştu. 3

EgitimGazetesi.com
 
F

Fırtına

Guest
'Basına görme engelliler kopyası verildi'

ygs%282%29.jpg



YGS soru kitapçıklarını basan Meteksan Genel Müdürü Altın, "Basın için hazırlanan kopyanın, görme engellilere verilen kopya aynı olmaması için soruların yerini aynı bırakıp sadece cevap seçeneklerini değiştirdik. Başka bir neden aranmasın" dedi.

METEKSAN Matbaacılık ve A.Ş. Genel Müdürü Bilal Altın, Yükseköğretime Geçiş Sınavı'ndaki (YGS) şifreleme iddialarına ilişkin ''Soru kitapçıkları hazırlanırken matbaadaki kapalı dönemde, rastgele sıralardan oluşmuş soru kitapçığı metinleri, rastgele cevaplardan oluşmuş cevap anahtarları oluşturulup her bir adayla ilişkilendirilmiştir. Dolayısıyla dışarıdan birisinin herhangi bir soru kitapçığı numarasını, soru kitapçığının içindeki soruların hangi sırayla geleceğini, cevap anahtarının ne olacağını bilmesi söz konusu değildir'' dedi.

METEKSAN Matbaacılık A.Ş'nin ÖSYM'nin yürütmekte olduğu sınavların sorularını basan ve organizasyonunu yapan yüklenici şirket olduğunu söyleyen Altın, son günlerde basında çıkan bir takım iddialar ve söylentiler üzerine bu açıklamayı yapmayı zaruri gördüklerini ifade etti. YGS sorularının METEKSAN matbaasında basıldığını belirten Altın, bu konuyla ilgili aydınlatmak ve gerekli bilgileri vermek üzere basın toplantısını düzenlediğini söyledi.

Altın, sınav sorularının Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından hazırlandığını ve METEKSAN'ın ''yüksek güvenlikli'' binasında, bu konuyla ilgili personelin matbaanın içinde kaldığı ve dış dünyayla bütün iletişimlerinin soyutlandığı, yasaklandığı bir binada yapıldığını anlattı.

ÖSYM'DEN 14 GÖREVLİ Soruları matbaaya getiren ÖSYM personelinin de kendileriyle birlikte bu yüksek güvenlikli binada kaldıklarını vurgulayan Altın, şöyle devam etti;

''Soruları bilen, hazırlayan kişilerden dışarıda kimse yoktur, kimse kalmıyor. Bu sene ilk defa kişiye özel soru kitapçığı ve cevap kağıdıyla dijital ortamda bu soru kitapçıklarını basıp sınavı uyguladık. Bu prosedürün nasıl işlediği konusunda da bilgi vermek istiyorum; Sorular ÖSYM'den bizim 'kapalı dönem' diye adlandırdığımız dönemde binaya geldikten sonra ilgili arkadaşlar ve ÖSYM'den gelen arkadaşlarla beraber bütün sorular ve cevapları, seçenekleri, dijital ortama aktarılmaktadır. Bu sene bu iş için ÖSYM'den 14 görevli arkadaş gelmiştir. Dolayısıyla bütün sorular dijital ortama bizim 'kapalı dönem' diye adlandırdığımız bölgede aktarılmış ve soru kitapçıkları hazırlanmıştır. Soru kitapçıkları hazırlanırken kapalı dönemde yine rastgele sıralardan oluşmuş soru kitapçığı metinleri, rastgele cevaplardan oluşmuş cevap anahtarları oluşturulup her bir adayla ilişkilendirilmiştir. Dolayısıyla dışarıdan birisinin herhangi bir soru kitapçığı numarasını, soru kitapçığının içindeki soruların hangi sırayla geleceğini, cevap anahtarının ne olacağını bilmesi söz konusu değildir.

Biz bütün bu düzenlemeleri ÖSYM'den gelen arkadaşlarla beraber, daha önceden belirlenmiş bir algoritmayla oluşturulduktan sonra soru kitapçıkları dijital makinalarda basılıp ciltlenir ve daha sonra cevap kağıtlarıyla eşlenerek, paketlenerek ilgili merkezlere gönderilir. Dolayısıyla gönderilen soru kitapçığının hangi adaya gideceği, hangi adayın hangi sırada soruları göreceği ve cevap anahtarının ne olacağını, sınav bitip kapalı dönemde çalışanlar dışarı çıkıncaya kadar hiç kimse bilmemektedir. Dolayısıyla iddialarda sözü geçen bir takım şifreleme işlemlerinin yapılıp dışarıya dağıtılması, daha önceden bunun hazırlanması mümkün değildir.''

Altın, YGS'de soru kitapçığındaki ''şifre''nin, ''basın için hazırlanan kopyanın, görme engelli adayların kullandığı soru kitapçığı ile aynı olmaması için, basına verilen kopyada soruların yerini değiştirmeden cevap seçeneklerini değiştirerek, başka bir master soru kitapçığı yaratılmak istenilmesinden kaynaklandığını'' bildirdi.

HANGİ ADAYA HANGİ SORU KİTAPÇIĞININ GİDECEĞİ, HANGİ CEVAP ANAHTARININ KULLANILACAĞINI, KAPALI DÖNEMDEKİLER DIŞINDA KİMSE BİLMİYOR''

Altın, sözlerine şöyle devam etti;

''Her bir adaya ayrı bir soru kitapçığı üretilmiştir ve bunun için her bir adayın bir cevap anahtarı vardır. Fakat görme özürlü bin civarındaki aday için, kanun gereği, 14 punto özel soru kitapçıkları hazırlanmıştır. Bu 14 punto soru kitapçıkları, ÖSYM'nin getirdiği soru metni üzerinden büyütülerek yapılmış ve sorular karıştırılmamış. Dolayısıyla, bin civarındaki görme özürlü adaylar için tek tip soru kitapçığı kullanılmıştır ve bu adı geçen 'master' dediğimiz soru kitapçığıdır. Basın için hazırlanan kopyada ise görme engellilerle basına verilen kopyanın aynı olmaması için bizim soruların yerini aynı bırakıp sadece cevap seçeneklerini değiştirerek, başka bir 'master' yaratmak istememizden kaynaklanmıştır. Herkes bilsin ki, bu sorular hazırlanırken hangi adaya hangi soru kitapçığının gideceği, hangi cevap anahtarının kullanılacağını, kapalı dönemdekiler dışında hiç kimse bilmiyor.''

"EĞER ŞİFRE VARSA, 40 SORUNUN TAMAMINDA BİR ALGORİTMAYI UYGULADIĞINIZDA BÜTÜN SEÇENEKLERİ BULMANIZ LAZIM" Altın, açıklamalarının ardından gazetecilerin soruların yanıtladı.

''Basına soru kitapçığı ne zaman dağıtıldı?'' sorusu üzerine Altın, kitapçığın ''kapalı dönem'' içinde basıldığını, kitapçığın 26 Mart'ta hazırlandığını anlattı.

''Sizce bu şifreleme iddiaları bir tesadüf mü?'' sorusuna Altın, ''Soru kitapçıklarının dijital olarak her bir adaya rastgele soruların oluşturulması ve cevap anahtarların rastgele oluşturulması belli bir algoritma içeriyor'' yanıtını verdi. Altın, ''Biz bu prosedürü yaklaşık 4 aydır ÖYSM ile çalışıyoruz. Şifreleme yapılabilmesi için sadece 26 veya 40 soruda değil geri kalan bütün soruların da dahil edilmesi gerekir. '160 sorudan sadece matematik içerisindeki 26 veya 30 soruda bunu yapalım geri kalanda bir şey yapmayalım' demek çok anlamlı değildir'' diye konuştu.

Bir gazetecinin, ''ÖYSM Başkanı sözel soruların yanıtlarındaki, 'yalnız-I, yalnız-II' cevaplı şıklarda da sıralama yapılarak bulunabileceğini söylemişti bu konuda ne düşünüyorsunuz?'' sorusu üzerine Altın, cevabın bu şekilde bulunabileceğini belirterek, geçmiş yıllarda soru kitapçıkların 10 tür olduğunu fakat hiçbir sorunun seçeneklerinin değiştirilmediğini anımsattı.

''Rastgele cevap seçeneklerinin değiştirilmesi halinde algoritmayla bütün seçeneklerin doğru cevaplarının bulunabileceğini'' belirten Altın, bunun Matematik testinde kolay, Türkçe testinde zor olduğunu anlattı.

Altın, ''Soru kitapçıklarının üzerinde veya cevap şıklarında bir şifre aramak çok anlamsız birşey. Bunu herkes yapabilir. Eğer bir şifre varsa, 40 sorunun tamamında bir algoritmayı uyguladığınızda bütün seçenekleri bulmanız lazım. Eğer bulamıyorsanız böyle bir şey söylemenin bir anlamı yoktur'' diye konuştu.

"İKİ TANESİ EŞİT ÇIKARSA BU 1 MİLYON 700 BİN KİŞİYE FARKLI SORU KİTAPÇIĞI ÜRETİLMEMİŞ Mİ DEMEK OLACAK?

"Altın, ''1 milyon 700 bin farklı soru kitapçığı var mıdır derken, biz bunu rastgele dağıtıyoruz. Sonuçta iki tanesi eşit çıkarsa, bu 1 milyon 700 bin kişiye farklı soru kitapçığı üretilmemiş mi demek olacak? Ben size şunu sorayım, Milli Piyango'da arka arkaya iki tane aynı numaranın, arka arkaya iki ayrı çekilişte büyük ikramiye çıkma ihtimali nedir? O kadar ihtimal var'' dedi.

Altın, ''Basına verilen kopyadaki sıralamanın o zaman sorumluluğunu siz mi almış oluyorsunuz?'' sorusuna ''Eğer bunun için bir suçlu arıyorsanız, evet suçlusu biziz'' karşılığını verdi.

''Kendi inisiyatifinizle mi yaptınız?'' sorusu üzerine Altın, ''Hayır ÖSYM'nin talimatıyla yaptık. Biz kendi inisiyatifimizle hiçbir şey yapmıyoruz'' dedi.

Bir gazetecinin ''Hangi kitapçığın adaya verileceği nasıl belirleniyor?' sorusuna karşılık, bunun bilgisayar tarafından rastgele dağıtıldığını söyleyen Altın, ''Bütün dağılımlar yapıldıktan sonra, sıralar oluşturulduktan sonra rastgele adaylarla soru kitapçıkları birbirleriyle eşleştiriliyor. Dolayısıyla buna hiç kimsenin karar vermesi diye bir şey söz konusu değil, çünkü bilgisayar bunu kendisi yapıyor'' diye konuştu.

Altın, ''Bilgisayara bunu 'Şu kişiyi şu kitapçığa eşle' şeklinde bir yazılımla yaptırmak mümkün mü?'' sorusuna ''Hayır, mümkün değildir'' yanıtını verdi. Altın, ''Desem ki, 'İşte Ayşe'ye şu numaralı soru kitapçığını eşle', ne fark edecek?'' diye konuştu.

Altın, ''Kişiye özel kitapçık düzenleniyorsa ve kişiye dense ki, 'Bu şekilde soruları çözebilirsin', o kişi soruları uğraşmadan çözebilecek'' değerlendirmesini yapan gazeteciye, ''O kişileri bulun, ismini alın, kitapçığı hangi kişinin ise çıkartın. Söylenen yöntemle kaç tane doğru soru bulunabileceğine bakın'' karşılığını verdi. Gazetecinin ''Biz bulamıyoruz'' sözü üzerine, Altın ''Siz bulamıyorsanız ben mi yaratacağım onları? Ben de bulamıyorum. 1 milyon 700 bin tane aday var, hepsine tek tek bakıp bulabilirsiniz'' dedi.

''Cevap anahtarı bu sayıda mı basıldı?'' sorusuna Altın ''Evet, cevap anahtarını basmıyoruz biz. Cevap anahtarını değerlendirmek için sadece hazırlayıp ÖSYM'ye veriyoruz'' diye konuştu.

Altın, bir gazetecenin ''1 milyon 700 bin aday varsa eğer, 1 milyon 700 bin de cevap anahtarı var mı?'' sorusuna ''Evet, vardır'' karışılığını verdi.

''BİZ HERKES İÇİN BİR CEVAP ANAHTARI OLUŞTURMAK ZORUNDAYIZ

''Altın, ''1 milyon 700 bin farklı soru kitapçığı var mıdır derken, biz bunu rast gele dağıtıyoruz. Sonuçta iki tanesi eşit çıkarsa bu 1 milyon 700 bin kişiye farklı soru kitapçığı üretilmemiş mi demek olacak. Ben size şunu sorayım, Milli Piyango'da arka arkaya iki tane aynı numaranın arka arkaya iki ayrı çekilişte büyük ikramiye çıkma ihtimali nedir? O kadar ihtimal var'' diye konuştu.

Bir gazetecinin ''ÖSYM Başkanı 'İki kişiye aynı kitapçık gelmediğini söyledi'' sözleri üzerine, Altın ''Evet doğrudur, biz bunu iddia ediyoruz. Bu doğrudur. Ama bunun aykırı olduğunu düşünen varsa, ispat etmek için eğer ÖSYM izin verirse 1 milyon 700 bin kitapçığın hepsini basabilirsiniz'' dedi.

Cevap anahtarı sayısına ilişkin soruya Altın, ''Biz herkes için bir cevap anahtarı oluşturmak zorundayız, çünkü herkesin soru kitapçığı farklı. Bunun teknik detayları var. Bu teknik detayları eğer isterseniz, bunu ben oluşturmadığım için bir şey söyleyemem, ÖSYM teknik algoritmasının nasıl olduğunu soru kitapçıklarının nasıl hazırlandığını, cevap anahtarının nasıl hazırlandığını size söyler. Bunun kararını vermek onların işi, bizim işimiz değil'' yanıtını verdi.

Kapalı dönemde matbaada yaklaşık 100 kişinin çalıştığını belirten Altın, her sınavda ayrı bir algoritmanın kullanılmadığını, ''algoritmanın tek, soruların ve seçeneklerinin farklı olduğunu'' anlattı. Bundan önce yapılan Üniversitelerarası Kurul Yabancı Dil Sınavı ile YGS'nin hiçbir farkı olmadığını ifade eden Altın, her iki sınavın da aynı algoritma ile aynı şekilde üretilen kitapçıkları olduğunu söyledi.

Basına verilen soru kitapçığının hiçbir adaya verilmediğini ifade eden Altın, ''Bunu çok iddialı söylüyoruz. Böyle bir şey olmamıştır. Basına verilen soru kitapçığını, görme özürlü adayların soru kitapçığından farklılaştırmak için, sadece seçeneklerin üzerinde manipülasyon yapılmıştır, aynı soru kitapçığı olmasın diye. Çünkü biz master soru kitapçığının hiçbir yerde kullanılmadığını söylüyorsak görme özürlü adaylar için kullanılan bir soru kitapçığını da master olarak veremezdik. Dolayısıyla üzerinde, seçeneklerde oynadık ama oynarken özellikle matematik sorularında, rakamsal sorularda seçenekleri kaydırarak belli bir yere getirmek zaten mümkündür. Bunun teorisini oluşturabilirsiniz'' diye konuştu.

Bir gazetecinin, ''Seçeneklerle oynadık dediniz. Sadece yanlış seçeneklerle mi oynadınız?'' sorusuna Altın, sadece yanlış seçeneklerin yerlerinin değiştirildiğini söyledi. Altın, ''Doğru seçeneklerle neden oynanmadığı'' sorusu üzerine, ''Soru kitapçıkları ve seçenekleri oluşturulurken ayrı bir algoritması var. Bu algoritmaya bağlı kalarak yapıldı ve öyle bir şey ortaya çıktı. Yani özellikle doğru seçenekleri aynı koyalım, diğerlerini değiştirelim, şifre oluşturalım diye bir şey hiç aklımıza gelmedi'' dedi.

''BU UYGULAMANIN KAFA KARIŞTIRDIĞINI DÜŞÜNMÜYORUM''

''Sizce bu uygulama kafa karışıklığına yol açtı mı?'' sorusu üzerine Altın, ''Ben bu uygulamanın kafa karıştırdığını düşünmüyorum ama bu sonuçları çıkarmanın kafa karıştırdığını düşünüyorum. Bu sonuçları çıkartmanın hiçbir bilimsel geçerliliği yok. Bütün bu iddiaları bilimsel olarak açıklasın birisi. Desin ki, 'Bu yöntem yanlıştır, bu yöntemi şöyle yapmak gerekir.' ÖSYM de buna karar versin. Biz yapmayız, biz çok meraklı değiliz bunu böyle yapmaya. ÖSYM bizden ne talep ederse biz onu yapmaya çalışıyoruz'' dedi.

Bir soru üzerine Altın şöyle konuştu;

''Böyle bir şeyin (basına verilen master kitapçığın) oluşturulması bizim hiç aklımızda yoktu. Yani 'böyle master oluşturalım ve bunları basına verelim' diye bizim önceden bir hazırlığımız yoktu fakat sonradan böyle bir talep gelince biz bunu böyle yapmayı düşündük, böyle uygun gördük ama böyle bir sonuç doğuracağını hiç düşünmedik.''

Altın, ''Ana sorular oluşturulduktan sonra basına verilen kitapçığın sınavdan bir gün önce hazırlandığını'' söyledi.

''Basına verilen kitapçıkta, cevap anahtarı değişmesin ama seçeneklerin yeri değişsin önerisi ÖSYM'den mi geldi'' sorusuna Altın, ''Hayır. Öyle bir şey gelmedi. Bu bizim takdirimiz. Biz öyle yaptık. Bunun arkasında bir suçlu aranıyorsa onu biz yaptık. Bunun gerekçesi son derece basit. Belli kuralları uygulamak için yapılmış bir gerekçe. Yoksa şifre oluşsun, ortalığı gerelim, insanları huzursuz edelim diye bir amacımız yoktu'' yanıtını verdi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma kapsamında kaç örnek soru kitapçığı aldığı sorusu üzerine Altın bu konuda bilgileri bulunmadığını, şu anda soru kitapçıklarının kendilerinde olmadığını belirtti.

''Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının sizdeki incelemesinin boyutu neydi?'' sorusuna Altın, ''Bazı sorular soruldu. Biz onlara cevap verdik ve basına verilen soru kitapçığının pdf formatındaki dosyasını elektronik ortamda verdik, o kadar'' karşılığını verdi. Altın, bir ''ifade almanın'' söz konusu olmadığını söyledi.

Altın, matbaada kapalı dönemin ne zaman başladığı konusundaki bilgiyi güvenlik gerekçesiyle açıklayamayacağını ifade etti.

Bu yıl ilk kez soru kitapçıklarının dijital olarak basıldığını, her adaya özgü soru kitapçığının hazırlanması için matbaada dijital ortama aktarıldığını anlatan Altın, ''Daha önce hiçbir zaman biz dijital ortama aktarmadık. Sorular bize nasıl geliyorsa o şekilde basıp onlara teslim ettik'' dedi.

Altın, ''Şifre koymak sadece belli soruların seçeneklerini karıştırarak, belli bir sıraya sokarak, insanlara veya belli bir gruba çıkar sağlamak amacıyla yapılmış bir şey değildir. Böyle bir şey yoktur ve hiç kimsenin aklının ucundan geçmemiştir. Bu tip iddiaları eğer bilimsel gerçeklere dayandıramıyorsak 1 milyon 700 bin kişinin ailelerini, kamuoyunu, herkesin dikkatini buraya çekerek ortalığı bulandırmaya gerek yok'' diye konuştu.

''Basına verilen kitapçığı sisteme yükleyip adaylardan herhangi birine gidip gitmediği karşılaştırmasını yapmak mümkün mü, teknik olarak böyle bir imkan var mı?'' sorusuna Altın, ''Teknik olarak vardır ama bu aylarca sürebilir çünkü 1 milyon 700 bin soru kitapçığının her biri 10 megabite civarında yer tutar. Toplam 17 terabite civarındaki bir bilgiyi tek tek 'bu bunun aynısı mı' diye kontrol etmek mümkün değil. Bu aylarca sürebilir. İsteyen varsa bunu yapabilir. Bence hiçbir mahsuru yok'' dedi. Altın, matbaanın böyle bir çalışma başlatmadığını sözlerine ekledi.
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
ÖSYM Başkanı: YGS iptal edilmeyecek/ Video

Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, 27 Mart'ta YGS'ye giren 1 milyon 700 bin adaydan 1 milyon 400 binini cevap kağıtlarının okunduğunu ve geçen yıl düzenlenen YGS sonuçları ile karşılaştırıldığını belirterek, hiçbir olumsuzluğun söz konusu olmadığını bildirdi. Demir, YGS'nin iptal edilmesini gerektirecek bir durum olmadığını kaydetti.

Demir, basın kuruluşlarının Ankara Temsilciler ile Rixos Otel'de bir araya geldi. Toplantıda ÖSYM'nin yapısına ve çalışmalarına ilişkin bilgi veren Demir, sınavların nasıl gerçekleştirildiğini anlattı. Güvenlik önlemleri açısından getirilen yeni uygulamaları aktaran Demir, bu uygulamalar kopya çekmelerin sona erdiğini belirtti.

YGS'nin 27 Marta yapıldığını anımsatan Demir, bu tarihten 20 gün önce matbaada ''kapalı döneme'' girildiğini ve bu dönemde teknolojik yönden tüm güvenlik önlemlerinin alındığını söyledi. Görev geldiklerinde güvenlik yönünden alınan önlemleri tek tek anlatan Demir, soru hazırlama birimini ''kırmızı bölge'' ilan ettiklerini ve buraya kendisinin dahi cep telefonuyla giremediğini söyledi. Matbaada soruların basıldığı sırada içeriden dışarıya ve dışardan içeriye sızma olmaması için 100'e yakın sinyal karıştırıcının çalıştırıldığını ifade eden Demir, kablosuz iletişimin yok edildiğini, tüm giriş çıkışların kameralarla kayıt altına alındığını, içeriden dışarıya çöplerin bile çıkartılmadığını, içeriye yiyecek ve içeceklerin güvenlik kontrollerinden geçirildikten sonra alındığını, bu ortama girme çıkma yetkisinin sadece ÖSYM başkanına ait olduğunu anlattı.

Demir, sınava giren adaylardan 1 milyon 400 bininin cevap kağıtlarının okunduğunu belirterek, şunları kaydetti:

''Adayların cevap kağıtlarını değerlendirdik. Okuduğumuz kağıtları bu adayların sonuçlarını 2010 YGS ile mukayese ettik. Olağan dışı hiçbir oluşum söz konusu değil. Matematik soruları geçen seneden daha zor. Test genelde geçen seneden daha zor. Bundan mutluyuz. Çünkü ÖSYM çok nitelikli sınavlar gerçekleştiriyor. Şunu çok rahat bir şekilde söylüyorum; olağandışı hiçbir durum söz konusu değil. Bir grubu, bir kişiyi öne çıkarıcı hiçbir sonuç görülmüyor. Sınavın iptalini gerektirecek hiçbir durum söz konusu değil. Hem soru kitapçıklarını tüm kamuoyuna açarak gösterdiğimiz hem de hem de gerçekten gösterdiğimiz tam şeffaflık dolayısıyla tüm başarı sırasını birinciden 1 milyon 700 bininciye kadar kullandıkları soru kitapçıklarının numaralarını liste halinde sonuçları açıkladıktan sonra vereceğiz. Aday, kendi soru kitapçık numarasını artık öğrendi, öğrenebilir. Bu listeye baktığında kaçıncı olduğunu kendisi öğrenebilir.

Kamuoyu, herhangi bir arkadaşımın, birincinin, ikincinin, beşincinin, onuncunun kitapçığının hangisi olduğunu görebilir. Böylece o kitapta basına verilen nüshada olduğu gibi bir oluşumun olmadığı tespit edilebilir.''

Demir, YGS'den sonra matbaadaki kapalı dönem sona ereceği için matbaadan basına verilecek bir kopya istendiğini ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:

''Matbaada çalışan arkadaşları basına verilecek bir soru kitapçığı hazırlamalarını söyledik. bu talimat üzerine matbaada çalışan arkadaşlar bazsına verdiğimiz soru kitapçığını düzenlemişler. bu soru kitapçığı master soru kitapçığı değil, adaylara verilen soru kitapçığı değil. Gereksiz bir şekilde, bir miktar acemilikle doğru cevap seçeneğini yerinde tutarak yanlışları karıştırarak masterdan türetilmiş yeni bir soru kitapçığını biz basına verdik, internet sayfamıza koyduk ve tüm kamuoyunun bunu incelemesine izin verdik. böyle bir soru kitapçığı bizim öngöremediğimiz sonuçlar oluşturdu. Bu gerçekten bizim öngöremediğimiz bir sonuçtu. kontrolümüzün dışında gerçekleşen bir sonuçtu. Ama şundan emindik; bu soru kitapçığı hiçbir adaya verilmemiştir o nedenle kamuoyunu tatmin etmek adına tüm soru kitapçıklarını, soru kitapçık numaralarıyla ilişkilendirilecek biçimde internet sayfamıza koyduk. Bugün itibariyle 530 bin kitapçığı bitirmiş durumdayız.''

''DANIŞTAYIN YGS'Yİ İPTAL ETMESİ HALİNDE BUNA SAYGI DUYACAĞIZ VE SINAVI EN KISA SÜREDE YAPACAĞIZ''

ÖSYM Başkanı Ali Demir, YGS'de ''şifre'' iddialarına ilişkin, ''Danıştayın YGS'yi iptal etmesi halinde buna saygı duyacağız ve sınavı en kısa sürede yapacağız'' dedi.

ÖSYM Başkanı Demir, Rixos Otel'de Ankara temsilcileri için düzenlediği basın toplantısının ardından soruları yanıtladı.

Bir gazetecinin ''sınavın iptal edilip edilmeyeceği'' yönündeki sorusu üzerine Demir, ''Sınavın iptalini gerektirecek hiçbir olgu söz konusu değildir'' yanıtını verdi.

''Yaşanan olaylardan ötürü öğrencilerin psikolojilerini nasıl düzelteceksiniz'' sorusuna Demir, bu toplantıdan sonra tüm adaylara bu süreci özetleyen çok net bir mektup yazacağını söyledi. Demir, ''Bu süreci anlatan ve onlardan 18 Hazirana odaklanmalarını isteyen bir mektup yazacağım. Şunu tekrar söylüyorum, 1 milyon 400 bin aday 2010'daki aday sayısıyla aynı. Mukayese ettiğinde hiçbir adayı öne çıkaran olgu söz konusu değil. Şunu net bir şekilde söyleyebilirim, tam yapan adayların kitapçıklarına baktığımızda da herhangi bir şüpheye mahal verecek hiçbir şey yok. Dolayısıyla adayların 18 Hazirana odaklanması gerekir'' diye konuştu.

Kuşkunun sonu olmadığını belirten Demir, her şeyden kuşku duyulabileceğini söyledi. Demir, kamuoyunun güvene ihtiyacı olduğunu, ÖSYM'nin de bu güveni hak ettiğini, bu güveni tesis ettiğini, kimsenin endişeye kapılmasına gerek olmadığını vurguladı.

Demir, ''Danıştayın YGS'yi iptal etmesi halinde buna saygı duyacağız ve sınavı en kısa sürede yapacağız'' dedi.

Demir, bir soru üzerine, ''Biz de 20 yıllık alışkanlığı devam ettirip 4 soru kitapçığı ya da 10 soru kitapçığı yapabilirdik, çok kolaydı. Ama çağın bir imkanı var, bir gerekliliği var ve beni derinden rahatsız eden toplu kopya raporları var. Buna nasıl müsaade ederdim. Siz de okudunuz mahkeme iddianamelerini, çocuk tuvalete gidiyor, hangi soru kitapçığını aldığını söylüyor. Yarım saat sonra bir daha gidiyor tuvalete, cevap anahtarı geliyor. Buna nasıl vicdanınız müsaade eder. Bunu engellemenin tek yolu dijital baskıdır, adaya özgü soru kitapçığıdır. Bunu yapmak zorundaydık, yaptık'' dedi.

Demir, 2010 yılında 14 sınav yaptıklarını belirterek, 36 yıldır başarılamayan bir şeyi başararak ÖSYM yasasını çıkardıklarını söyledi. Bunun kurum adına inanılmaz bir kazanç olduğunu belirten Demir, yasada, kopya çekilmesine sebep olan kurum içerisindeki bir kişinin 8 yıl hapsinin öngörüldüğünü anımsattı.

Demir, ''Bu yasayı biz oluşturduk, bu ceza hükümlerini biz oluşturduk. Bütün bunları oluşturduktan sonra kalkıp şifre denilen o basit şeyi nasıl oluşturabilirdik, nasıl verebilirdik, nasıl bir mantık bu?'' dedi.

Anadolu Ajansı
 
F

Fırtına

Guest
ÖSYM Başkanı, bugün basın temsilcileriyle biraraya geldi

ÖSYM Başkanı, bugün basın temsilcileriyle biraraya geldi. Başkan Demir, "20 yıllık alışkanlığını devam ettirip 4 soru kitapçığı yapabilirdik, çok kolaydı. Ama çağın bir imkanı var, toplu kopya raporları var. Buna nasıl müsaade ederdim. Bunu engellemenin tek yolu dijital baskıdır, adaya özgü soru kitapçığıdır. Bunu yapmak zorundaydık, yaptık" dedi.

Demir ayrıca, basına verilen soru kitapçığındaki cevapların hiçbir adaya verilmediğini, kendilerine ne kadar güvendiklerini göstermek amacıyla da tüm soru kitapçıklarını internetten yayımladıklarına dikkat çekti.

- Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, 27 Mart'ta YGS'ye giren 1 milyon 700 bin adaydan 1 milyon 400 binini cevap kağıtlarının okunduğunu ve geçen yıl düzenlenen YGS sonuçları ile karşılaştırıldığını belirterek, hiçbir olumsuzluğun söz konusu olmadığını bildirdi. Demir, YGS'nin iptal edilmesini gerektirecek bir durum olmadığını kaydetti.

Demir, basın kuruluşlarının Ankara Temsilciler ile Rixos Otel'de bir araya geldi. Toplantıda ÖSYM'nin yapısına ve çalışmalarına ilişkin bilgi veren Demir, sınavların nasıl gerçekleştirildiğini anlattı. Güvenlik önlemleri açısından getirilen yeni uygulamaları aktaran Demir, bu uygulamalar kopya çekmelerin sona erdiğini belirtti.

27 MART'TAN 20 GÜN ÖNCE MATBAAYA KİMSE GİRİP ÇIKAMADI

YGS'nin 27 Marta yapıldığını anımsatan Demir, bu tarihten 20 gün önce matbaada ''kapalı döneme'' girildiğini ve bu dönemde teknolojik yönden tüm güvenlik önlemlerinin alındığını söyledi. Görev geldiklerinde güvenlik yönünden alınan önlemleri tek tek anlatan Demir, soru hazırlama birimini ''kırmızı bölge'' ilan ettiklerini ve buraya kendisinin dahi cep telefonuyla giremediğini söyledi. Matbaada soruların basıldığı sırada içeriden dışarıya ve dışardan içeriye sızma olmaması için 100'e yakın sinyal karıştırıcının çalıştırıldığını ifade eden Demir, kablosuz iletişimin yok edildiğini, tüm giriş çıkışların kameralarla kayıt altına alındığını, içeriden dışarıya çöplerin bile çıkartılmadığını, içeriye yiyecek ve içeceklerin güvenlik kontrollerinden geçirildikten sonra alındığını, bu ortama girme çıkma yetkisinin sadece ÖSYM başkanına ait olduğunu anlattı.

1 MİLYON 400 BİN ADAYIN CEVAP KAĞIDI OKUNDU, 2010 İLE MUKAYESE EDİLDİ

Demir, sınava giren adaylardan 1 milyon 400 bininin cevap kağıtlarının okunduğunu belirterek, şunları kaydetti;

''Adayların cevap kağıtlarını değerlendirdik. Okuduğumuz kağıtları bu adayların sonuçlarını 2010 YGS ile mukayese ettik. Olağan dışı hiçbir oluşum söz konusu değil. Matematik soruları geçen seneden daha zor. Test genelde geçen seneden daha zor. Bundan mutluyuz. Çünkü ÖSYM çok nitelikli sınavlar gerçekleştiriyor. Şunu çok rahat bir şekilde söylüyorum; olağandışı hiçbir durum söz konusu değil. Bir grubu, bir kişiyi öne çıkarıcı hiçbir sonuç görülmüyor. Sınavın iptalini gerektirecek hiçbir durum söz konusu değil. Hem soru kitapçıklarını tüm kamuoyuna açarak gösterdiğimiz hem de hem de gerçekten gösterdiğimiz tam şeffaflık dolayısıyla tüm başarı sırasını birinciden 1 milyon 700 bininciye kadar kullandıkları soru kitapçıklarının numaralarını liste halinde sonuçları açıkladıktan sonra vereceğiz. Aday, kendi soru kitapçık numarasını artık öğrendi, öğrenebilir. Bu listeye baktığında kaçıncı olduğunu kendisi öğrenebilir. Kamuoyu, herhangi bir arkadaşımın, birincinin, ikincinin, beşincinin, onuncunun kitapçığının hangisi olduğunu görebilir. Böylece o kitapta basına verilen nüshada olduğu gibi bir oluşumun olmadığı tespit edilebilir.''

BASINA VERİLEN SORU KİTAPÇIĞI, HİÇBİR ADAYA VERİLMEDİ

Demir, YGS'den sonra matbaadaki kapalı dönem sona ereceği için matbaadan basına verilecek bir kopya istendiğini ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu;

''Matbaada çalışan arkadaşları basına verilecek bir soru kitapçığı hazırlamalarını söyledik. Bu talimat üzerine matbaada çalışan arkadaşlar bazsına verdiğimiz soru kitapçığını düzenlemişler. bu soru kitapçığı master soru kitapçığı değil, adaylara verilen soru kitapçığı değil. Gereksiz bir şekilde, bir miktar acemilikle doğru cevap seçeneğini yerinde tutarak yanlışları karıştırarak masterdan türetilmiş yeni bir soru kitapçığını biz basına verdik, internet sayfamıza koyduk ve tüm kamuoyunun bunu incelemesine izin verdik. böyle bir soru kitapçığı bizim öngöremediğimiz sonuçlar oluşturdu. Bu gerçekten bizim öngöremediğimiz bir sonuçtu. kontrolümüzün dışında gerçekleşen bir sonuçtu. Ama şundan emindik; bu soru kitapçığı hiçbir adaya verilmemiştir o nedenle kamuoyunu tatmin etmek adına tüm soru kitapçıklarını, soru kitapçık numaralarıyla ilişkilendirilecek biçimde internet sayfamıza koyduk. Bugün itibariyle 530 bin kitapçığı bitirmiş durumdayız.''

"20 YILLIK ALIŞKANLIĞI DEVAM ETTİRİP, 4 SORU KİTAPÇIĞI YAPABİLİRDİK AMA YAPMADIK"

Demir, bir soru üzerine, ''Biz de 20 yıllık alışkanlığı devam ettirip 4 soru kitapçığı ya da 10 soru kitapçığı yapabilirdik, çok kolaydı. Ama çağın bir imkanı var, bir gerekliliği var ve beni derinden rahatsız eden toplu kopya raporları var. Buna nasıl müsaade ederdim. Siz de okudunuz mahkeme iddianamelerini, çocuk tuvalete gidiyor, hangi soru kitapçığını aldığını söylüyor. Yarım saat sonra bir daha gidiyor tuvalete, cevap anahtarı geliyor. Buna nasıl vicdanınız müsaade eder. Bunu engellemenin tek yolu dijital baskıdır, adaya özgü soru kitapçığıdır. Bunu yapmak zorundaydık, yaptık'' dedi.

KOPYAYA SEBEBİYET VEREN ÖSYM GÖREVLİSİNE 8 YIL HAPSİ BİZ GETİRDİK

Demir, 2010 yılında 14 sınav yaptıklarını belirterek, 36 yıldır başarılamayan bir şeyi başararak ÖSYM yasasını çıkardıklarını söyledi. Bunun kurum adına inanılmaz bir kazanç olduğunu belirten Demir, yasada, kopya çekilmesine sebep olan kurum içerisindeki bir kişinin 8 yıl hapsinin öngörüldüğünü anımsattı.

Demir, ''Bu yasayı biz oluşturduk, bu ceza hükümlerini biz oluşturduk. Bütün bunları oluşturduktan sonra kalkıp şifre denilen o basit şeyi nasıl oluşturabilirdik, nasıl verebilirdik, nasıl bir mantık bu?'' dedi.

KIZ ÇOCUKLARININ AYNI OKULDA SINAVA GİRMESİ

Başka bir gazetecinin, ''İstanbul'da bir okulda özellikle kız çocuklarının sınava girmesini nasıl açıklayacaksınız'' sorusu üzerine Demir, İstanbul'da 17 okulda sadece kızların olmasını yaptıkları basın açıklamasıyla da daha önce açıkladıklarını anımsattı.

Demir, bu bölgede 70 bin adayın sınava girmek istediğini ifade ederek, o bölgede 40 bin masa bulunduğunu, 30 bin adayın da diğer bir tarafa taşınmasının zorunlu olduğunu söyledi. ''Bilgisayar programı, maalesef diyebilirim, İstanbul'u Mardin'den ayırmıyor. Mardin'de ilden ilçeye aktarırken kime öncelik verirsiniz? Tabii ki erkek çocuklarını gönderirsiniz. Sınava bir gün önceden gidecek, bir yerde yatacak, sınava girecek geri dönecek. Kız çocuğunu göndermek istemezsiniz. Sadece bu düşünülerek bu bölgedeki 30 bin öğrenci Avcılar bölgesine taşınırken erkeklere öncelik verilmiş'' diye konuştu.

Bu uygulamanın ÖSYM tarafından yıllardır yapıldığını belirten Demir, geçen sene aynı örneğin Mardin'de yaşandığını kaydetti. Avcılar'daki durumu sınavdan bir gün önce cumartesi günü fark ettiklerini söyleyen Demir, burada herhangi bir müdahale ve yönlendirmenin asla söz konusu olamayacağını söyledi. Demir, ''Bundan sonra mutlaka dengeleriz. Hiç tereddütünüz olmasın'' dedi.

''ŞU KONUDA ACEMİLİK DİYORUM...''

Demir, 22 Eylül'den bugüne kadar başkan, yürütme kurulu üyelerinin dışında kadroda değişimin olmadığını, tüm ÖSYM kadrosuyla çalıştığını söyledi. Konuşmasında kullandığı ''acemi'' ifadesini de açıklayana Demir, ''Çalışmak zorundayım. Çünkü bu arkadaşların deneyimleri, bilgileri var. Dolayısıyla acemi kadro tanımlamasını doğru bulmuyorum. Şu konuda acemilik diyorum, dijital baskı programı ilk defa yaptığımız bir iş. Hepimiz biliyoruz yeni bir model araba üretildiğinde bir miktar arızaya rastlayabiliyoruz. Bu onun gibi bir şey. Acemilik demek gerekiyorsa acemilik'' diye konuştu.

Basına verilen kitapçığın hiçbir adaya verilmediğini tekrar eden Demir, öğrencilerin sonuçlarına baktığında geçen seneye göre daha başarısız olduklarını söyledi.

''Aynı yöntemi ikinci aşama sınavında da uygulayacak mısınız'' sorusuna Demir, ''Gelişmiş bir şekildi, evet'' karşılığını verdi. Demir, programı her gün iyileştirdiklerini, her gün gelişme kaydetmek zorunda olduklarını vurguladı.

EN BÜYÜĞÜN SAĞINDAKİ DOĞRUDUR DİYEN BİRİ DE, BAZI NETLERE ULAŞIR, BU ŞİFRE DEMEK DEĞİLDİR

Bir gazetecinin ''Başka şifre yok diye açıklama yapıldı ama bir şifre daha olduğu haberlerde yer aldı. Bu konuda ne diyeceksiniz'' sorusu üzerine Demir, şifre kelimesini kullanmak istemediğinin altını çizdi. Demir, ''Doğru seçeneğin yeri her adayda rastgele biçimde yer değiştirmiştir. Yanlış seçeneklerin yerlerinin de rastgele değiştirilmesi gerekirken, bu rastgelelikte bir eksiklik oluşmuştur. Karşımıza çıkan tablo budur, bu bir şifre değildir. Şimdi 'En büyüğün sağındaki doğrudur. O zaman en küçüğün solundaki de doğrudur' diye bir desen bulabilirsiniz. Ararsanız 1 milyon 700 bin kitapçıkta bunları bulabilirsiniz, neticede 5 tane seçeneğimiz var, onları yer değiştirmek durumundayız'' diye konuştu.

''OYUNLARI BOZDUK''

''Bu iddiaların siyasi hedefleri olabilir mi? Eski ÖSYM Başkanı'nın açıklamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz'' sorusu üzerine Demir, şunları kaydetti;

''Şunu net bir biçimde söyleyebilirim. 5 Ekim'den itibaren uyguladığımız sınavların her birinde oyunları bozduk. TUS'da ciddi oyunlar bozduk. Tuvalete gitme yasağı getirdik, soru kitapçıklarını paketledik ve inanılmaz oyunlar bozduk. İnanılmaz saldırı oldu bize. Diğer sınavlarda planları bozuyoruz. YGS'den bir ay önce ülkenin istihbaratı var, ülkenin güvenlik kuvvetleri var, bunlara başvurduk. 'YGS konusunda bir gelişme var mı' dedik, bana herhangi bir olumsuz rapor gelmedi. Neden? Çünkü aldığımız tedbirler yeterli ve caydırıcı oldu. Bu nedenle oluşan bu tabloyla karşı karşıyayız.''

Politik ve siyasi konulara girmek istemediğini belirten Demir, ''Çünkü biz bağımsız bir kuruluşuz. Ama ÖSYM olarak pek çok oyunu bozduğumuzu iddia ediyorum. Bize son günlerde olan bu tablonun arkasında yatanın bu olduğunu düşünüyorum'' dedi.

Eski ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan'a saygı duyduğunu ifade eden Demir, Yarımağan'ın uzun yıllar ÖSYM'ye hizmet ettiğini hatırlatarak, kendisine teşekkür etti. Demir, Yarımağan'ı her fırsatta arayarak, bilgilerinden istifade etmek istediğini söyledi.

''KIYAFET ÜZERİNDE BİR KISITLAMA YAPMAK İSTEMİYORUZ''

Bir gazetecinin ''Sınava türbanıyla giren öğrencilerin güvenlik açısından aramaları yeterli miydi'' sorusuna Demir, ''ÖSYM sınav yapan bir kurumdur. Sınav da sadece bilgiyi ölçen bir olgu. O yüzden biz adayın kıyafeti üzerinde bir kısıtlama, sınırlama, yönlendirme yapmak istemiyoruz. Güvenlik açısından, hepimiz biliyoruz ki güvenlik kuvvetlerimiz titiz bir şekilde aramalarını yapmaktalar'' dedi.

Geçtiğimiz yıl tüm uyarılara rağmen bir kız çocuğunun kandırıldığını anlatan Demir, ''O kız çocuğu iç çamaşırının içerisinde cep telefonuyla sınava girdi. Başı örtülü değildi. Dolayısıyla sadece kulak kontrol edilebilir bir mekan. Bayan polisler kontrol ediyor. Sınav görevlilerine net bir şekilde şunu söyledim, şüphe ettiğinizde kontrol edin. Benim için öncelik sınav güvenliğidir. Endişe edildiği takdirde kontrol edilmelidir. Ama takdir edersiniz ki kontrol edilemeyecek yerler de vardır'' diye konuştu.

El dedektörü satın alma sürecinin başladığını belirten Demir, tüm kapılarda el dedektörüyle arama gerçekleştireceklerini kaydetti.


Anadolu Ajansı
 
F

Fırtına

Guest
Bakan Çubukçudan gençlere çağrı..

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, YGS'deki şifre skandalına ilişkin açıklamalarda bulundu.

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, YGS'de şifre iddialarını değerlendirirken, gençlerden idareye güvenmelerini ve Haziran'daki sınava huzurlu şekilde hazırlanmalarını istedi.

TBMM Genel Kurulunda gündem dışı söz alan DSP Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi, ülkenin bir sınav skandalı ile çalkalandığını, yakın zamana kadar en güvenilir kurum olan ÖSYM'nin en güvenilmez kurum haline geldiğini iddia etti.'' İplik uzmanını oraya getirirseniz ipliğiniz pazara çıkar. Aileler ve öğrenciler bildikleri bütün dizeleri sizin için sıralıyorlar'' diyen Erçelebi, sınavın iptal edilmesini, Haziran'da tek sınav yapılmasını istedi. Erçelebi'nin konuşmasını yanıtlayan Çubukçu, basında konuya ilişkin ''çarpıtılmış , ön yargılı ve yetkilileri suçlayıcı haberlere'' yer verildiğini söyledi.

ÖSYM Başkanı Demir'in ayrıntılı açıklamalar yaptığını kaydeden Çubukçu, açıklamaların ''maksatlı çevreler dışında herkesi tatmin ettiğini'' ifade etti. Çubukçu, ''Ben de her şeyden önce anne bir veli olarak bu açıklamaları tatmin edici bulduğumu söylemek istiyorum'' dedi.

Açıklamalara rağmen ''bilgi kirliliği'' oluşturulduğunu kaydeden Çubukçu, iddiaların yargı tarafından soruşturulduğunu anımsattı.Sınavda sistematik kopya gerçekleşmediğinin bu aşamada net olarak anlaşıldığını belirten Çubukçu, ortada somut bir kopya skandalı yokken gençlerin ve ailelerin kafasını karıştırmaya kimsenin hakkının olmadığını söyledi.

Çubukçu, ''Herkesi bu konuda serinkanlı, sağduyulu, bilgiye dayalı açıklamalar yapmaya davet ediyorum'' dedi.

ÖSYM'nin bağımsız bir kurum olduğunu vurgulayan Çubukçu, talimatıyla sınavın iptal edilmesinin söz konusu olamayacağını, ancak yargı kararını uygulayabileceklerini vurguladı.

Sınav güvenliği için alınan önlemlerin sıkılığının basında eleştiri konusu olduğunu kaydeden Çubukçu, mevcut sistemde soruların cevap anahtarının önceden belli şekilde şifrelenmesinin ve belli adayların kayrılmasının söz konusu olamayacağını dile getrdi.

Çubukçu, şöyle devam etti;

''Bundan bir siyasi rant umuluyor. Başkanın ataması eleştiriliyor. Başkan çok yeni atandı bu göreve. Yıllarca ÖSYM'nin başkanlığını yapan Sayın Yarımağan açıklamalar yapıyor. Çok yakın tarihte bir kopya skandalı yaşandı, soruların önceden sızdırıldığı tespit edildi.

AK Parti olarak çocuklarımızın hayalleri üzerinden siyaset yapmıyoruz. Oluşturulan bu kaostan beslenecek kadar insafsız değiliz. Ne Sayın Başkan'ın, ne de hükümet olarak bizim taraflı tutum içinde olduğumuzu iddia etmek insafsızlıktır. Lütfen gençlerimizin hayallerini hiçe saymayalım. Kafa karıştırmayalım. Bu konuda cahillik düzeyinde diyebileceğim açıklamalardan kaçınalım. İşi, uzmanlarına ve yargıya bırakalım.

'GENÇLER HUZURLU HAZİRAN'DAKİ SINAVA HAZIRLANSIN'

Gençlerimizin hayallerini ilgilendiren bir konuda siyaset yapmadık, yapmayacağız. Bunun üzerinden siyaset yapmaya ve rant elde etmeye çalışanlara da fırsat vermeyeceğiz. Gençlerimiz bize güvensinler, aileler bize güvensinler. Huzurlu şekilde Haziran'da yapılacak sınavlara hazırlansınlar.''

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, yerlerinden söz alan milletvekillerinin konuya ilişkin soruları üzerine tekrar kürsüye geldi.

''ÖSYM Başkanı'nın yaptığı açıklamaları tatmin edici bulduğunu söylemesinin'' asla yargıya müdahale anlamına gelmeyeceğini, bunun telkin de olmayacağını ifade eden Çubukçu, ''Bunun suç olacağını, ceza avukatlığı yapmış birisi olarak biliyorum'' dedi.

Çubukçu, kendisine laf atan muhalefet partisi milletvekillerine, ''Neyin yargıya müdahale olduğunu, neyin olmadığını en az sizin kadar biliyorum'' diye konuştu.

Soruşturmanın yargıya intikal ettiğini, cevap anahtarlarının şeffaf bir şekilde açıldığını ve ''şifreleme ile bazı adayların kayrılmasının söz konusu olamayacağını'' söylediğini belirten Çubukçu, şöyle konuştu;

''Ne kadar çok kafa karışıklığı yaratılmaya çalışılırsa çalışılsın, birilerine ayrımcılık yapıldığı konusu doğru değildir. Bu sınavları adil, objektif ve eşit bir şekilde uygulamaya çalışıyoruz.

Bize karşı kadrolaşma iddiasında bulunanların önceki başkana yönelik olumlu kayırmacılık içinde olduklarını da vurgulamak isterim. ÖSYM'de bir olay yaşandı, savcılık buna el koydu. Bilirkişi raporlarında 'sorular önceden sızmıştır' denildi, sınav iptal edildi, ama burada hiç biriniz çıkıp da eski ÖSYM Başkanı hakkında söz söylemediniz. 2 ay önce göreve gelen başkana, gösterdiği titizliğe rağmen yapılanlar büyük bir haksızlıktır. Çocukları istismar etmeyelim, gençlerimiz bize güvensin.''
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Hemen iptal, acil yeni sınav!

Ailelerle birlikte milyonlarca kişinin kaderini tayin eden bir sınav bu kadar şüpheyi kaldıramaz. Uzmanları dinleyin, yapılacak tek şey var

Hemen iptal, acil yeni sınav!



27 Mart'ta yapılan YGS milyonlarca genci ve aileleri etkileyecek bir şaibe altında. Bu yıl ilk kez uygulanan kişiye özel soru kitapçığında bulunan şifreleri kriptologlar ve matematikçiler doğruluyor. Eğitimciler de gençlerin bu psikolojiyle ikinci sınava girmelerinin sağlıklı olmayacağı konusunda hemfikir.

Aşağıda ayrıntılarıyla okuyacağınız açıklamaların ışığında, bu sınavın iptal edilmesi, gençlerin geleceklerini şekillendirecek sınavın yeniden yapılması gerektiğini söylüyoruz. Bu karar acilen alınmalı. Her geçen gün gençlerin üzerindeki sınav stresi artıyor, bu kadar şaibe altında yapılacak ikinci sınav onca emeğin çöpe gitmesine neden olabilir. Sorunun tek çözümü var: Sınavı iptal etmek.

HABERTURK.COM'a konuşan eğitimciler ve konuyla ilgili görüş belirten kriptologlar ve matematikçiler uyarıyor:

İPTAL ETMEK AKILLICA OLUR
Öğrencilerin içinde bulunduğu psikolojik duruma dikkat çekken eğitimci Cihat Şener, "Sınavı iptal etmenin akıllıca olacağını, aksi durumun etik olmayacağını" söyledi.

Şener, önerilerini "Bu konuda asıl fikir belirtmesi gereken öğrenci. Beni bundan sonrası ilgilendiriyor. Bundan sonrasına ait seçenekler; iptal edilirse ya yeniden sınav yapılır ya yeniden sınav yapılmaz. Yeniden sınav yapılırsa bu bir ay ertleme demek, çok tatsız bir durum. İptal edilir, YGS tekrarlanmazsa LYS esas alınmalı ama soruların yarısı LYS, yarısı da YGS düzeyinde olmalı." şeklinde sıraladı ve şöyle devam etti: "Bu sınavın iptaliyle yetinmemeli. Bu iddialara açıklık getirilmelidir. 'Acemeliğimize geldi' açıklamasıyla yetinilmemelidir. Sınav iptal edilmezse etik olmaz, edilmesi daha akıllı olur. Çocukların keyfi kaçmış zaten."

ELLERİNE YÜZLERİNE BULAŞTIRDILAR
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ise sınavın iptal edilmesinin yanı sıra, ÖSYM yönetiminin de gitmesi gerektiğini söyledi.

Koncuk şunları söyledi: "Önce ÖSYM Başkanı derhal görevi bırakmalı. Başkanın yapacağı bir sınava artık vatandaşımızın güven duymayacağı açıktır. Bu ekibin acemelik ötesi bir tavır sergilediklerini, hem soru kitapçıklarının hazırlanması aşamasında hem de şifre iddiasından sonra gördük. Ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Önce başta Başkan Ali Demir, bu ekip gitmeli.

Elbette sınav sonuçları artık vatandaşlarımızın güven duymadığı sonuçlardır. Dolayısıyla bu sonuçlara göre öğrenci yerleştirmek bir takım kaygıları beraberinde getirecektir. Bu sınavların yenilenmesi gerekir.

Teknik olarak LYS sonuçlarına göre öğrenci albiliriz. Ama adil olmaz LYS biraz daha farklı bir sınav. Tek şans vermek gibi de değerlendiririyorum. Sınavın yenilenmesi, süreci belki bir ay uzatabilir ama sağlıklı sonuçlar elde edilmiş olur.

MATEMETİKÇİLER VE KRİPTOLOGLAR NE DİYOR

Türkiye'nin önde gelen matematikçilerinden Prof. Ali Nesin, şifreyi herkesin anlayabileceği şekilde açıklıyor: En büyük cevabın sağındaki şıkkı işaretle, 23 soru cepte! Üstelik bu yöntem sadece matematikte değil, sayısal şıkların bulunduğu diğer testlerde de geçerli olacağını söylüyor.

Taraf Gazetesi'ne konuşan Nesin, “Sınava şaibe düştüğünü, kasıt da olsa beceriksizlik de olsa her iki durumda da sorumluların istifa etmesi” gerektiğini vurguladı. Ali Nesin kuşkular nedeniyle “belli bir puanın üstünde puan almış adayların kitapçıklarının” kontrol edilmesi gerektiğini savundu.

ESKİ SİSTEM DAHA SAĞLIKLI
ODTÜ Kriptoloji Öğretim Üyesi Doç. Dr. Melek Diker Yücel de Ali Nesin'in söylediklerini doğruladı ve ÖSYM'nin kişiye özel soru kitapçığı yöntemini eleştirdi:

"Bundan sonra eskiden olduğu gibi 10 soru kitapçığına bağlı kalınmalıdır. Kişiye özel soru kitapçığı kesinlikle kullanılmamamlıdır. ÖSYM bu yöntemi değiştirmezse önümüzdeki sınavlarda öğrenci şifre aramaya başlayacaktır. Benim kanım bu sınav kesinlikle iptal edilmelidir ve 10 soru kitapçığına geri dönülmelidir.

SİSTEM HATALI
ODTÜ Kriptoloji Bölümü Ana BilimDalı Başkanı Prof. Dr. Ersan Akyıldız “Şifreleme olduğu ortaya çıktı. Bu sistemin ürettiği bir yanlış, sınav iptali olmasın için yeterliydi” sözleriyle bu bilgiler ortaya çıkmasa bile sınavın iptal edilmesi gerektiğini savundu. Prof. Gül’ün de kabul ettiği “Z5Medyan” veya “Beşli Tekrar”, “Çember çevirme” olarak da isimlendirilen şablon uygulandığında doğru yanıtlara ulaşılması “sınavın iptali için iki neden de hazır” söylemlerini güçlendirdi.

TESADÜF OLAMAZ
Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Baykal ise şifre iddialarının "tesadüfle" açıklanamayacağını söyledi. Prof. Baykal, sınavın iptal edilip LYS ile yerleştirme yapılması gerektiğini söyledi.

HABERTURK.COM
 
F

Fırtına

Guest
Danıştay, YGS'nin iptal istemini reddetti

Danıştay, 27 Mart 2011 günü yapılan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS)'nın düzenleyici işlem niteliğinde olmaması nedeniyle iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümü görevinin işlemi tesis eden Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı'nın bulunduğu yerin idare mahkemesine ait olduğundan davanın görev yönünden reddine karar verdi. Dosyanın Ankara İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine hükmetti.

Danıştay Tetkik Hakimi, davanın görev yönünden reddi ve dosyanın görevli Ankara İdare Mahkemesine gönderilmesi gerektiği görüşünü ifade etti.

Danıştay Sekizinci Dairesi ise 2575 Sayılı Yasa'nın 24/c maddesi kapsamında düzenleyici işlem niteliğinde olmayan dava konusu işleme ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümü görevinin, işlemi tesis eden Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin bulunduğu yerin idare mahkemesi olan Ankara İdare Mahkemelerine ait olduğu sonucuna ulaşıldığını açıkladı.

Daire, açıklanan nedenlerle, davanın görev yönünden reddine ve dosyanın 2577 Sayılı Yasanın 15. maddesi 1/a fıkrası uyarınca görevli Ankara İdare Mahkemesi'ne gönderilmesine oy birliği ile karar verdi.

Cihan Haber Ajansı



 
F

Fırtına

Guest
İşte YGS sorularının gerçek şifresi!

Ne uzun şaka..

Evet en uzun nisan 1 şakası olmalı bu..

Hani bazen bir arkadaşınız şaka yapar size, fakat siz anlarsınız. "Şaka yapma kardeşim" dersiniz de arkadaşınız, "Ne şakası arkadaşım" der ve durumu anladığınızı yok sayarak şakasını ısrarla sürdürmek ister..

Bir önceki yazımda "YGS'de şifreli sorularla kopya çekildiği" yönündeki trajikomik iddiaya 1 nisan şakası olmalı demiştim. Fakat görüyorum ki birileri bütün ciddi tavırlarını takınarak "ne şakası kardeşim" diyerek uzattıkça uzatıyor..

Önceki yazımda "YGS'de şifreli sorularla kopya çekildiği" imasında bulunulan en gürültülü iddiayı ele almış, gürültü çıkaranların ve bu gürültünün tesirinde kalan kamuoyunun yanılgılarına değinmiştim. İddia, "matematik testindeki soruların yanıtları, küçükten büyüğe doğru cevap şıklarının altına sıralandığında çakışan şık doğru cevabı veriyor" şeklindeydi. Bu durumun sadece basına verilen kitapçık için söz konusu olduğunu, bunun da basın kitabını oluşturma mantığının sonucu olduğunu örneklerle ifade etmiştik. Basına verilen kitapçık hiçbir adaya verilmediğinden gereksiz bir gürültü yapıldığına ve adayların bu yaklaşımla matematik testini çözmüş olmaları durumunda en fazla 3-5 net çıkarabileceğini de örneklerle izah etmiştik.

Nitekim Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin (ÖSYM) internet sayfasında yaymladığı soru kitaplarının binlercesini inceleyen uzmanlar da basına dağıtılan kitapçığın adaylara verilmediğini ve basın kitapçığı için geçerli olan algoritmanın adaylara verilen kitapçıklar için geçerli olmadığını teyit etti. Bununla birlikte bugün itibari ile ÖSYM'nin henüz yayınlamadığı 400 bin civarında soru kitapçığı bulunuyor. Her ne kadar bu kitapçıklar arasında da basına verilen kitapçığın olmadığını düşünsem de, kamuoyunun tam tatmini için bütün aday soru kitaplarının ivedilikle yayınlanması gerektiğini hatırlatmak isterim.

Basına verilen kitapçık için geçerli, fakat adaylara verilen kitapçıklarda uygulanmaya kalkışıldığında tam bir fiyasko ile sonuçlanabilecek ilk şifre iddiası her ne kadar ÖSYM'nin aday soru kitaplarını yayınlaması ile çökse de, galeyana getirilen kamuoyu şifrekolik olup çıktı ve nice şifreler tespit etti. Dahası bu süreçte algoritma, kripto gibi yeni terimler de iddia yazılarında yer aldı ve kafalar iyice karıştı.

Zihin karışıklığını gidermek için YGS'de şifreleme yapıldığı iddialarında bugüne gelinen süreci özetleme gereği hissettim. Bugün ise konu hakkındaki en anlamlı şifre iddiasına değineceğim. Fakat kavram karmaşalarını gidermek ve birbirimizi daha iyi anlamak için birkaç terimi açıklamamız gerekiyor.

Bu süreçte en sık duyduğumuz kelime, şifre... Bakın "şifre", Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlüğü'ne göre ne anlama geliyor;

Şifre; 1. Gizli haberleşmeye yarayan işaretlerin tümü, kod.. 2. Gizliliği olan kasa, kapı, çanta vb. şeylerin açılması için gereken rakam..

Tahmin edeceğiniz üzere, basında yer alan "YGS'de şifreli soru" iddialarında "şifre" kelimesinin birinci anlamı kastediliyor. Bunu, iddianın yer aldığı metinlerdeki yaklaşımlardan kolayca anlamak mümkün... Yani kopya çekildiği ima ediliyor..

İkinci önemli kelime, algoritma... Bakalım "algoritma", Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlüğü'ne göre ne anlama geliyor;

Algoritma; İyi tanımlanmış kuralların ve işlemlerin adım adım uygulanmasıyla bir sorunun giderilmesi veya bir sonuca en hızlı biçimde ulaşılması işlemi..

Bilgisayar Terimleri Karşılıklar Kılavuzu'na göre, çözüm yolu..

Matematik Terimleri Sözlüğü'ne göre, işlemler zinciri..

Yani eğer ortada bir işlem varsa orada bir "algoritma" vardır. Konu yazılıma (bilgisayar programlama-yazılım) geldiğinde ise her bir programlama bir "algoritma" demektir. En basit örneğiyle internet sitelerinde gezinirken gördüğünüz reklam bannerlarının dönüşümlerinde de bir "algritma" vardır (sıralı yayınlanması gibi, 5 saniye de bir değişmesi gibi vs.) Hiç kuşkusuz bilgisayar yazılımının oluşturacağı soru kitapçıklarında da bir "algoritma" olması bir zorunluluktur.

İşin özü dünyada yapılan bütün sınavlarda bir "algoritma" vardır. Bundan önceki üniversiteye geçiş (ÖSS) sınavlarında ve diğer sınavlarda da bir "algoritma" olmuştur ve olmaya da devam edecektir. O halde tartışılması gereken konu, "algoritma"nin veya bazı basın yayın kuruluşları ve köşe yazarlarının çarpıtarak kullandığı "şifre"nin olup olmadığı değil, var olması zorunluluk olan "algoritma"nın sınavdan önce sızdırılıp sızdırılmadı veya "algoritma"nın sınav anında tespit edilip edilemeyeceğidir.

Şifre=Algoritma Mıdır?

Yukarıda yer verdiğim tanımlarda, açıklama ve örneklerde de görüldüğü gibi şifre=algoritma asla değildir. Oysaki bazı basın yayın kuruluşları ve bazı köşe yazarları, şifre ve algoritma kelimelerini birbiri yerine kullanarak, bu iki kelimenin aynı anlama geldiği kanısı uyandırmış ve zihinleri karıştırmıştır. Zira yukarıdaki şifre tanımını birinci anlamıyla kullanarak kopya çekildiği imasında bulunan bazı basın yayın kuruluşları ve köşe yazarları, ÖSYM'nin beklenmedik şekilde şeffav davranarak soru kitaplarını yayınlamasıyla fos çıkan ilk "şifre" iddiası sonrasında "algoritma"ya sarılmış ve haklılıklarını sürdürme eğilimiyle şifre=algoritma yaklaşımıyla hareket etmiş görünmektedir.

ÖSYM'nin adaylara gönderdiği mektup sonrasında bazı basın yayın kuruluşlarının attığı başlıkları hatırlayalım; "ÖSYM şifreyi kabul etti", "ÖSYM şifreyi itiraf etti". Bazı yazarlar da bu mektubu köşelerine "itiraf" diye taşımışlardı. ÖSYM'Nin "İtiraf" ve "şifre varlığının kabulu" olarak duyurulan açıklamasını hatırlayalım;

"Tüm adaylara verilen soru kitapçıklarında sorunun doğru cevap seçeneği rastgele biçimde değiştirilirken, diğer seçeneklerin yerleri de ratgele değiştirilmesi gerekirdi. Ancak, geliştirilen yazılım çalıştırıldığında her soru için rastgele verilmesi gereken değerler sehven sıralı olarak verildiğinden, oluşturulan soru kitapçıklarında bazı sorularda en büyük değerli seçeneğin hemen sağındaki seçeneğin doğru cevap olması durumu ortaya çıkmıştır."

Muhtemelen kafaları iyice karıştırmamak için teknik terimlere değinmeyen ÖSYM; "geliştirilen yazılımda belirlenen algoritmanın rastlantısal seçenekler oluşturulması gerekirken, sehven sıralı verildini ve bunun da bazı sorularda en büyük değerli seçeneğin hemen sağındaki seçeneğin doğru cevap olması durumu ortaya çıkardığını" belirtmektedir. Cümledeki "sehven" ise olsa olsa basit bir algoritma belirlendiğinin kabulu olabilir.

Buraya kadar ki açıklamalar neticesinde sizler de görüyorsunuz ki, bu açıklama, bazı basın yayın kuruluşları ve bazı köşe yazarlarının ısrarla iddia ettiği gibi "şifre" kelimesinin birinci anlamının itirafı değildir. Fakat bu iddianın bayraktarlığını yaptığını söyleyebileceğimiz köşe yazarının 17 nisan tarihli köşe yazısının başlığına ve ilk paragrafına bakarsanız "bak gördünüz mü, ben şifre (birinci anlam) var demiştim, ÖSYM bile kabul etti" gizli mesajını ve kasıntısını hissedebilirsiniz..

ÖSYM'nin Hiç Mi Hatası Yok?

Yazdıklarımdan sakın ola ki, ÖSYM'yi savunma gayreti içerisinde olduğum anlaşılmasın.. Ben sadece sürecin iyi analiz edilmesi gerektiği vurgusuyla gençlerimizin hayal kırıklıkları üzerinden pirim sağlama, gençlerin hassasiyetlerini siyasete alet etme ve ÖSYM'nin hata ve eksiklerini devlet kurumlarını ve bazı kesimleri karalamak amaçlı kullanılmasına, gençlerimizin devlet kurumlarına karşı güvensizleştirilmesine karşı duruyorum.

Zira ÖSYM'nin de bu süreçte ciddi eksikleri vardır. Her şeyden önce bu bir kriz durumudur ve ÖSYM bu krizi etkili yönetememiştir. Her adaya ayrı kitapçık uygulaması gereksiz ve abartılı bir güvenlik tedbiridir. Adaylara dağıtılacak kitabın belli olması şüpheye davetiye çıkarmaktadır. Her adaya ayrı kitapçık hazırlamak uğruna basit algoritmalar kullanılmıştır. Bu konuda başka bir yazı kaleme almayı planladığımdan bu kadarını şimdilik kafi görüyorum. Fakat bu eksiklik ve hataların hiçbirisi şu anda sınavın iptal edilmesini gerektirmeyeceği gibi kopya çekildiğini de ispatlamamaktadır.

Şıklardaki EN Büyük Değerin Sağındaki Şık Doğru Mudur?

Şimdi son iddiayı ele alalım. İddia; "Soruların şıklarındakı en büyük değerin (rakamsal olarak) hemen sağındaki şık doğru şıktır". Aslında buraya kadar yaptığımız açıklamalar, bu sonucun kopya amaçlı bir şifrelemeden değil, kullanılan algoritma'nın iyi analiz edilememsinden kaynaklandığına dikkat çekiyor. Zaten ÖSYM de algoritmanın niteliksiz olduğunu kabul ediyor. Fakat zihinlerdeki soru işaretlerinin giderilmesi adına yine de bu durumu her şeyi ile analiz etmek gerek..

Sayın Abbas Güçlü Kamuoyunu Yanlış Bilgilendiriyor!

Bu iddia sonrasında ben de ÖSYM'nin sayfasından rastgele iki aday soru kitapçığı indirdim ve inceledim. Sadece bu uygulama ile iki kitapçıkta da yaklaşık 20 net çıkardım. 40 matematik sorusu içerisinde şıklar sıralamaya koyulamadığından bu yaklaşımla çözülemeyen sorular ve bu yaklaşım uygulandığında yanlış çıkan sorular var. Bu nedenle ancak sadece bu yaklaşımla 20 civarı matematik neti çıkartılabiliyor. Fakat Sayın Güçlü, matematik net ortalamalarından hareketle bu netlerle Boğaziçi ve ODTÜ gibi üniversitelere gidilebildiğini iddia ediyor (birkaç tv programında bu iddiasına rastladım)

Peki gerçekten öyle mi? Öncelikle takdir edersiniz ki böylesi bir yaklaşımla matematik sorularını çözen aday aslında bilgili aday değildir. İddialardaki varsayıma göre ya önceden algoritmayı bildiğinden ya da sınavda algoritmayı keşfettiğinden bu netlere erişebilmiştir. Yani vasat bir öğrencidir ve diğer testlerde de aynı başarıyı çıkarma olasılığı oldukça düşüktür. Fakat biz yine de, zihinlerin tatmin olması adına adayımızın diğer testlerde de aynı başarıyı gösterdiğini hatta Türçe testinden de daha yüksek net çıkardığını varsayalım. X adayımızın netleri şöyle olsun;

Türkçe; 30 , Matematik; 20 (bu iddia ile çıkartılabilen net) Sosyal Bilimler; 20, Fen bilimleri; 20..

Adayımızın bu netlerle ulaşabileceği ilgili YGS ham puanı (sayısal YGS), 320 civarıdır (her yıl katsayılar değiştiği için civarı kelimesi kullanılmş olup değişen katsayılar ancak 1-2 puan veya daha az değişiklik yapmaktadır)

Boğaziçi Üniversitesi'nin en düşük puanlı Fizik Öğretmenliği programına geçen yıl yerleşen son aday, 342 YGS ham puanı almıştır. Yani bu netler Boğaziçi Üniversitesi'nin en düşük puanlı programından bile uzaktır ki, adaylar, fizik öğretmenliği ve fizik programlarının ne derece tercih edildiğini çok iyi bilirler!

Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin en düşük puanlı Fizik programına geçen yıl yerleşen son aday ise, 325 YGS ham puanı almıştır.Yani bu iddia yaklaşımı ile matematik sorularını çözen adayımız, biz onu olabileceğinden daha başarılı göstermemize rağmen, adı geçen üniversitelerin en düşük puanlı programlarına göre değerlendirmemize rağmen, en düşük puanlı yerler adayların tercihe yanaşmadığı ve diğer üniversitelerde çoğunlukla boş kontenjanı olan programlar olmasına rağmen bahsedilen üniversite programlarına geçen yıl en son yerleşen adayın aldığı ham puana ulaşamamaktadır.

Basit Olduğu Kabul Edilen Bu Algoritma İddia Eildiği Gibi Sınav Anında Keşfedilebilir Mi?

Konuya kopya çekilmiş olabileceği önyargısını bir köşeye bırakarak (bu konuda yorum yapmayarak), bu basit algoritmanın güvensiz olduğu, zaafiyet içerdiği ve bu nedenle sınav anında tespit edilebileceğini iddia eden kriptoloji uzmanlarımız da bulunuyor. Peki gerçekten de adaylar sınav anında "en büyük seçeneğin hemen sağındaki seçeneğin doğru şık olduğu"nu farkedebilirler mi? Şimdi birlikte düşünelim;

Bu işin uzmanları, ellerinde karşılaştırma ve kıyaslama yapabilecekleri diğer soru kitapları varken, ellerinde sağlama yapabilecekleri cevap anahtarı varken, zihinlerinde onları böyle bir araştırma yapmaya itecek iddilar varken ancak birkaç gün sonra bu algoritmayı keşfedebilmiştir. Oysa adayların, ellerinde kıyas ve karşılaştırma yapabilecekleri diğer aday kitapçıkları yokken ve ellerinde sağlama yapabilecekleri cevap anahtarı yokken, 160 dakikalık sınav süresinde 40 dakika hadi diğer testlerden kırpıp 50-60 dakika ayırabilecekleri bir testte soruları çözerken bu algoritmayı yakalayabileceği iddia ediliyor!

Hadi böyle en üst zeka seviyesinde dahi adaylar çıktı diyelim. Bu adayımızın böyle bir algoritma olduğunu farkedebilmesi için en azından matematikteki ilk 8-10 sorunun yanıtından % 100 emin olmalıdır. Zira ilk 10 sorudan da algoritmanın tutmadığı sorular çıkabilmektedir ve rastlantı olasılığını en az 8 soru giderebilecektir. Hadi adayımız ilk 8-10 sorunun yanıtından da emin olsun ve bir algoritma varlığını farketmiş olsun. Takdir edesiniz ki böyle bir aday, matematikte oldukça başarılı bir adaydır ve muhtemelen yüksek hedefleri vardır. Siz bu aday olsaydınız, başarılı olmanıza rağmen ve yüksek hedefleriniz olmasına rağmen böyle bir algoritma olasılığını keşfetseniz dahi, diğer soruları riske atarak okumadan ve işlem yapmadan bu algoritmaya göre yanıtlama cesaretini gösterebilir miydiniz?!

Hadi varsa bu derece cesur (!) aday çıksın ortaya.. Hava basma amaçlı değil, elini vicdanına koyarak gerçekten sınav anında algoritmayı tespit etmiş ve bu algoritmaya göre işlem yapmadan soruları yanıtlamış aday varsa "Ben varım" diyerek yorum eklesin bilelim... Eklesin ve bilsin ki ilk anlından öpen benim, ve bilsin ki buradan sesleniyorum vakıf üniversitelerine, bu adamı ne edin edin burslu murslu alın okutun..

Günlerdir bu iddialar ana haber bültenlerinde dahi dillendirilirken, uzmanlar algoritmayı basit bulmuş ve zaafiyet var derken, ÖSYM de bu durumu "sehven" kabul etmişken, "ben sınav anında soruları çözerken bu algoritmayı yakaladım ve diğer soruları bu algoritmaya göre çözdüm" demek bütün bunlardan ötürü kopya olarak algılanmayacakken, neden şu ana kadar tek bir aday çıkıp da böylesi bir açıklama yapmamıştır!..

Siz Hiç Labirent Çözdünüz Mü?

Sahi siz hiç labirent çözdünüz mü? Çözdüğüüz labirente tepeden bakarız ve çıkışını da görürüz. Bu nedenle de labşrentleri kısa sürede çözmemiz mümkün. Fakat bir de labirentin içinde olduğunuzu, yüksek duvarların diğer yolları sie göstermediğini ve de çıkıştan sa bihaber olduğunuzu düşünün. Kendinizi labirentin içinde hayal edin! Yie o kadar kolay ve o kadar kısa sürede ulaşabilir isiniz çıkışa?!

Şifre iddialarında bulunanlar, algoritmaları keşfedilebilir ve zaafiyetli bulanlar labirente tepeden bakıyor ve çıkışı da biliyorlar. Yine de ne kadar zaman ve çaba sarfettikleri aşikar.. Peki ya adaylar! Adaylar sınav anında labirentin içindeler; duvarlar yüksek diğer yolları görmelerine mümkünat yok, çıkıştansa habersizler, vakitleriyse oldukça dar!

Peki Ya Algoritma Sınav Öncesinde Sızdırılmışsa!

Yukarıda da değindiğim gibi asıl tartışılması gereken konu buyken nedense (!) bazı basın yayın kuruluşları ve araştırmacı ve de eğitim uzmanı köşe yazarlarımız bu konuya pek değinmiyorlar. Ha diyelim ki bu konu savcılığın ilgi alanına giriyor ve başsavcılık durumu incelediği için işin bu tarafına değinmiyorlar... Peki öyleyse neden savcılıktan önce soruşturmayı tamamlamış, hükmü vermiş ve suçluları bulmuş gibi davranıyorlar!? Yargılamadan infaz mı ediyorlar, yoksa başsavcılıktan daha bilgili daha donanımlı ve daha fazla kanıtlarla daha süratli mi hareket ediyorlar?!

Bana sorarsanız ben sızmış olabileceğine de ihtimal vermiyorum. Zira algoritma, kitapçıklar oluşturulurken yani "kapalı dönem"de; soru ve kitapçıklarla temas kuranların evine dahi gidemediği dönemde, her hareketlerinin şahitler ve hakemler tarafından gözlendiği ve her adımlarının kayıt altına alındığı dönemde belirleniyor.

O halde geriye tek seçenek kalıyor; algoritmayı tayin edecek kişi ya da kişiler, "kapalı dönem"e girmeden önce 3. kişi ya da kişilere belirleyecekleri algoritmayı oluşturmadan söylemiş olabilir mi?

İşte bu olasılıkları da başsavcılık inceliyor. Zira sızma ya da algoritma oluşmadan bilgi sahibi olma ihtimali varsa kitapçıklarda işlem yok ama cevapların doğru olması gerek. Elbette ki bütün sorular zihinden çözülebilecek düzeyde değildir. Başsavcılık da kitapçıkları inceliyor. Eğer varsa böylesi bir durum mutlaka ortaya çıkacak ve cezasını alacaktır. Yani hal böyleyken birilerinin gürültü çıkararak gençleri ümitsizliğe ve güvensizliğe itmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.

Birlikte düşündük, seçenekleri birlikte değerlendirdik. Fakat bu soruları siz kendiniz yanıtlayın;

- Sizce ilk günden beri ilk anlamıyla "şifre" iddiasında bulunan bazı basın yayın kuruluşları, araştırmacı (!) ve de eğitim uzmanı (!) yazarlarımız çok mu sazan, çok mu cahil veya çok mu bilinçsiz? (Ben asla ihtimal vermiyorum.)

- Değilse, ÖSYM'nin acemiliği ve eksikleri kullanılarak, gençlerimizin umutları, hayal kırıklıkları, karamsarlıkları, hassasiyetleri ve heyecanları üzerinden bazı çevrelere yönelik çamur at izi kalsın misali kara propaganda mı yapılıyor? ve gençler ve çevreleri devlet kurumlarına ve devleti temsil edenlere karşı güvensizleştiriliyor mu?

artık karar sizin, aslında arif olana çok bile belki de..

Ha bir seçeneğiniz daha var..

İyisi mi en kolaya ve en zahmetsiz olana yönelin; hiç kafanızı yormayın, hiç düşünmeyin, hiç beyin hücreleriniz yeni sinaptik bağlar kurarak gelişmesin, okuduklarınızı hiç kimseyle paylaşmayın, hiç itibar etmeyin, aldırış bile etmeyin, "Amaaan Sinan Hoca tek akıllı sen misin!?" deyin ve geçin..

Ama unutmayın; herkes gibi düşünüyor ve davranıyorsanız, herkesten bir farkınız yok demektir..

Gençlere Birkaç Söz..

Son olarak gençlere birkaç söz söylemek isterim. Yaşanan bu süreç içerisinde duygusal durumunuz kullanılarak, birilerinin siyasi, ideolojik ya da örgütsel amaç ve hedeflerine alet edilmek istenebilirsiniz. Tamamiyle iyi niyetiniz ve hakkınızı arama gayretiniz birileri tarafından kendi planları uğruna kullanılabilir... Bu siyasi süreç tarafgirlik duygularınızı da harekete geçirerek size bu tuzakları farkettirmeyebilir..

Unutmayın; hangi taraf olusa olsun kargaşa, radikal kesimlerin taraftar toplaması için en arzu edilen durumdur. Bu dönemlerde gençleri radikal akımlarla tanıştırmak için kullanılan en bilindik edebiyatlar, hakkınızın yenildiği edebiyatı, zülme uğradığınız edebiyatı, önem görmediğiniz ve dikkate alınmadığınız edebiyatıdır. Hukuk devletlerinde hak, sokakta değil, mahkemede aranır..

Sevgiyle kalın ve LYS'yi daha fazla hatırlayın..


Sinan ÇAĞIRAN
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
130 aday YGS'de yeniden terleyecek

Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), 27 Mart'taki YGS'ye cezaevlerinden katılan 130 adayın Fen Bilimleri sınavı, soru kitapçıklarındaki hata nedeniyle yarın tekrar yapacak.

2011-YGS'de cezaevlerinde adaylara gönderilen soru kitapçıklarından sadece Fen Bilimleri Testi hatalı olan kitapçık sayısının yedek kitapçık sayısından fazla olması nedeniyle gerçekleştirilemeyen 130 adayın Fen Bilimleri Testi'ni içeren sınavların tekrarlanmasına karar verildiği bildirilmişti.

Yarın saat 10.00'da başlayacak sınavda, adaylara soruları cevaplamaları için 40 dakika süre verilecek.

Adaylardan tahliye olanlar Ankara'da, başka cezaevlerine nakledilenler ise nakledildikleri cezaevlerinde sınava alınacak, diğerleri ise aynı sınav merkezlerinde sınava girecek.

YGS'deki Fen Bilimleri Testi'nde 14 Fizik, 13 Kimya ve 13 Biyoloji olmak üzere toplam 40 soru yer alıyor.

Anadolu Ajansı
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
YGS'de hatalı puan hesaplaması

YGS'de hatalı puan hesaplaması nedeniyle itiraz edenlerin başvurusu kabul edilirse ne olacak?

LYS adayları için başvuru süresi 11 Mayıs’a uzatıldı.Ancak YGS sonrası ‘hatalı puan’ itirazı için, 27 Mayıs’a kadar zaman var. Yani, itiraz eden bir adayın puanının LYS’ye girmek için yeterli olduğu 11 Mayıs’tan sonra anlaşılsa, başvuru süresi kaçacak. Bu durumda ne olacağı ise meçhul.

ÖSYM, Yükseköğretime Geçiş Sınavı’ndaki (YGS) “Hatalı puan hesaplaması” nedeniyle adaylardan gelen itirazların artması üzerine dün sona eren Lisans Yerleştirme Sınavı’na (LYS) başvuru süresini 11 Mayıs’a kadar uzattı.

Ancak bu duyuru, ortaya yeni bir karmaşa çıkardı. Puanından şüphelenen adayların, sonuçlara 27 Mayıs’a kadar itiraz hakları bulunuyor. Bu durumda, itiraz edip, puanı LYS için barajı aşan adaylar için ÖSYM’nin LYS başvuru tarihini ikinci kez uzatıp uzatmayacağı merakla bekleniyor.

‘Değerlendiririz’

ÖSYM, “Sonuçlara itirazlar için son gün olan 27 Mayıs tarihine kadar başvuru hakkını kullanıp puanı düzeltilen adaylar için ek başvuru süresi verilecek mi” sorumuza resmi yanıt vermedi. ÖSYM yetkilileri, şöyle konuştular: “İtiraz değerlendirmelerini 11 Mayıs’a yetiştirmeye çalışıyoruz. Tabii ki adayların açıklandıktan sonra 30 gün içinde sonuçlarına itiraz hakları var. Puanı düzeltilerek ikinci sınava girmeye hak kazanan olursa, yeni bir başvuru imkânı değerlendirilecek.”

Hürriyet
 

gülümse_hayata

Üye
Üye
Katılım
Kas 9, 2010
Mesajlar
16,299
Tepkime Puanı
15
Puanları
0
Yaş
49
Mahkeme ne karar verdi?

YGS iptal davası ile ilgili mahkeme ne karar verdi?

Ankara İdare Mahkemesi 'yürütmeyi durdurma talebi'ni reddeti. Böylece YGS sınavı iptal edilmemiş oldu.

Danıştay, 27 Mart 2011′de yapılan Yükseköğretim Geçiş Sınavı’nın (YGS) iptali istemiyle açılan davada, görevsizlik kararı vererek, dosyayı Ankara İdare Mahkemesi'ne göndermişti.

Tarafların bu karara 7 gün içinde itiraz etme hakkı var.

haberturk
 
Tekerlekli Sandalye
Üst