Zihinsel engelli birinin kısırlaştırılması veya başka öneriler?

gececi01

Üye
Üye
Katılım
Nis 9, 2012
Mesajlar
492
Tepkime Puanı
75
Puanları
28
Benim bu konuya ve uzmanından yardıma çok ihtiyacım var öyleki bu konuyu yazarken hıçkırarak ağlamaktayım benim 17 yaşında zihinsel engelli (hidrosefali) ancak çok sağlıklı kızım var annesi yani ilk eşim 8 yıl önce öldü kızım son 1 yıldır bana aşırı düşkün ve beni şaşırtmakta diğer kardeşlerine karşı beni korumakta büyük ve baba olduğumu hissettirmekte diğer kardeşlerini bana hizmete yöneltmekte ve bana yapılan saygısızlıklara müdahale etmekte hiç ummadığım tavır ve savunmalar yapmaya başladı aile içerisinde ablamın kızının kocasına aşık olduğu sonra ablamın eltisinin 30 yaşındaki polis oğluna aşık olduğu vs çocukluk veya ergenlik hepimiz zamanında birilerine aşık olmuşuzdur.

şimdi farklı açıdan baktığımda o bir insan ve yaratıcı dahi sizi bir erkek ve dişiden yarattık demekte dolayısı ile benim başkalarının yaşadığı cinselliğe usulünce edebince ve etik açılardan onunda ihtiyacı olabileceği kanısındayım ancak işin çıkmaz yanı bunu hiç yaşayamayacak olması peki bu çocuktaki duygu aşk sevgi veya diğer hisler yokmudur

uzmanına soruyorum

1-
2-kısırlaştırayımmı
3-bununla alakalı ilaçlar varmıdır
4-butür baskınlıkların zararları varmıdır
5-tedavisi varmıdır
6-ne yapmalıyım varmıdır bilen bir arkadaş
 

DORLION

Üye
Üye
Katılım
Kas 19, 2014
Mesajlar
81
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Yapacağınız en iyi yol psikiyatri ile görüşmek . Onun için ilçlar var . Dikkatini başka konulara yoğunlastırmanıza yardım eder . İlaç ile dürtü düşüklüğü sağlanıyor .
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,056
Tepkime Puanı
91
Puanları
48
Sn. Gececi01
Başınız sağ olsun,
Ben de kızınız gibi küçükken, hatta 8 aylıkken, annemi kalp rahatsızlığından kaybetmişim. Rahat bir çocukluk geçirmedim. Durum sizin için de zordur bilirim.
Yorumlayabilmek için fazla bir veri(Done) yazmamışsınız. Maddi durumunuz, kızınızın eğitim durumu/becerileri, kızınıza ayırabileceğiniz boş zamanınız vb.
DORLİON’un da dediği gibi bir psikolog/psikiyatr’dan tavsiye almak bir çözüm olabilir.
Kızınızı -belli bir program dahilinde- tek başına yaşayabilecek(Ve hatta bir işte çalışabilecek bir) seviyeye getirmeyi amaç edinmelisiniz bence.
Tabii bunun için Eşinizin ve kardeşlerinin anlayışı ve destekleri, sizin kişisel çabalarınız ve maddi durumunuzun elverişliliği önem kazanıyor.
Eğitiminin yanında uğraşabileceği hobilerinin olması, çiçek-ağaç vb. bitki büyütmesi ve mümkünse kendi sorumluluğunda bir hayvan beslemesi yararlı olacaktır.
Farklı ortamlara girmek, tanışmasa bile farklı insanları gözlemlemesi, en azından bir dernek veya eğitim merkezinde gelişiminin takibi de iyi olur.
 

unuttum.29

Moderatör
Moderatör
Katılım
Eyl 8, 2012
Mesajlar
1,056
Tepkime Puanı
91
Puanları
48
Nankör Kızkardeşler (2002) kitabının yazarı Maureen Waller'a göre Britanya Kraliçesi Anne'in oğlu olan Gloucester Dükü Prens William (1689-1700)'ın kafasının şekli ve 11 yaşında ateşlenme sonrası hayatının kaybına ait otopsi raporları sebebi ile hidrosefali hastası olduğu düşünülmektedir. Çağdaşları tarafından ortalamanın üstünde bir zekaya sahip olduğu hatırlanmakla beraber, kendisi 3 yaşına kadar düzgün konuşamamış ve dengede durma ile merdiven tırmanmada problemler yaşamıştır.

Yazar Sherman Alexie hidrosefali ile doğdu ve "Bir yarı zamanlı Kızılderilinin kesinlikle gerçek günlüğü" isimli kurgusal otobiyografik romanında bu konuya değindi.[14]

Kurgusal seri katil Jason Voorhees hastalıktan dolayı sıkıntı yaşamış ve bu yüzden Kristal Gölü kampçıları tarafından alay konusu olmuştur.

Avusturya İmparatoru I. Ferdinand'ın başının şekli ve hafif zihinsel engelli olması neden ile hidrosefali yaşadığından şüphelenilmiştir.

Filippo de' Medici, hidrosefali sebebi ile 4 yaşında hayatını kaybetmiştir.

Cumhuriyetçi Gabrielle Giffords'un beyninde 2011'deki Tucson çatışması sırasında başına aldığı bir kurşun sonucu hidrosefali oluşmuştur.

Hidrosefali - Vikipedi
 

gececi01

Üye
Üye
Katılım
Nis 9, 2012
Mesajlar
492
Tepkime Puanı
75
Puanları
28
Sn. Gececi01
Başınız sağ olsun,
Ben de kızınız gibi küçükken, hatta 8 aylıkken, annemi kalp rahatsızlığından kaybetmişim. Rahat bir çocukluk geçirmedim. Durum sizin için de zordur bilirim.
Yorumlayabilmek için fazla bir veri(Done) yazmamışsınız. Maddi durumunuz, kızınızın eğitim durumu/becerileri, kızınıza ayırabileceğiniz boş zamanınız vb.
DORLİON’un da dediği gibi bir psikolog/psikiyatr’dan tavsiye almak bir çözüm olabilir.
Kızınızı -belli bir program dahilinde- tek başına yaşayabilecek(Ve hatta bir işte çalışabilecek bir) seviyeye getirmeyi amaç edinmelisiniz bence.
Tabii bunun için Eşinizin ve kardeşlerinin anlayışı ve destekleri, sizin kişisel çabalarınız ve maddi durumunuzun elverişliliği önem kazanıyor.
Eğitiminin yanında uğraşabileceği hobilerinin olması, çiçek-ağaç vb. bitki büyütmesi ve mümkünse kendi sorumluluğunda bir hayvan beslemesi yararlı olacaktır.
Farklı ortamlara girmek, tanışmasa bile farklı insanları gözlemlemesi, en azından bir dernek veya eğitim merkezinde gelişiminin takibi de iyi olur.

Maddi durumum iyi 1800+maaş 800 de evde bakım maaşı+her ay ortalama 400 de extra iş yapıyorum ancak tüm yük üzerimde önlisansa giden kızımı incelerken liseye başlayan oğlumuda takip ediyorum yani eşimden olan 2 kızımdanda 1 tanesi ilk okul 2 onunda derslerine destek verirken 2ci eşimden olan diğer 3 yaşındaki kızımnda doğumgünü partileriyle ve dili yeni çözüldüğünden çenesi ile uğraşıyom yani sosyal yaşantım renkli jurasik park tabiki şikayetci değilimbana bakarsa kız çocuklarım bakacak yaşlılığımda tek moral kaynağım bu :) bu kadar yük arasında 17 yaşındaki engelli kızımın soruları ve konuşma isteği arasında eziliyorum anlayacağınız hepsine yetişmeye çalışıyorum anneleri öz değil ama öz kadar yakın ancak kadıncağız hangibirine yetişsin çamaşır bulaşık ütü temizlik vs dolayısı ile ev içerisinde kendi yağınızla kimseye muhtaç olmadan çeviriyoruz sosyal yaşam veya eğlence istiyorlar gezmek veya farklı aktiviteler ama onlara yetişemiyoruz çoocukta hergün ev içerisinde bunalıyor ev içerisinde evin kurulumu ve eşyaları bir nebzede olsa iyi sıkıntılarını atıyor ama gün geliyor 3d tv bilgisayar internet klima ve daha bir çok şey yetmiyor illede farklı ortam veya eğlence bu girdap içerisinde gözümün ucu ile engelli kızımı takip ediyorum ve bianda sevgi aşk ve cinsel yaşam onu acaba ne kadar rahatsız ediyor veya nasıl fırtınalar koparıyor bilemiyorum buda beni farklı bir düşünceye ve üzüntüye sokuyor en geç 1 yıl içinde bir pisikologla elbetteki görüşüp yardım alacağım

Rehabilitasyona gidiyor haftada 3 gün ancak uzun zaman gidttiği için oradanda sıkıldı gitmiyor zorladıkmı kasıyor geriliyor üzülüyor kardeşleri ders yaparken kendiside onlara bakıyor ve ders yapamamanın çektiği acısını bazan içimde hissediyorum ders yapamayınca tüm lüzumlu lüzumsuz soruları bana soruyor bazan geriliyom ama ona hissettirmeden cevap veriyorum yinede rabbime hamdolsun durumumdan çok şikayetci değilim hatta mutluyum
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Selam gececi01,

Başınız sağolsun. Durumunuzu içtenlikle paylaştığınız satırları okurken inanın çok üzüldüm ve sizin kızınızla ilgili yapabilecekleriniz konusunda araştırma yapmak ve konuyla ilgili bilgi edinmek isteğinizi açık bir dille ifade edişinizden dolayı tebrik etmek istedim. Siz mükemmel bir babasınız ve Allah sizinle birlikte olsun.

Nette konuyla ilgili bilgiler buldum ama ne kadar faydalı olur bilemiyorum durum zor ve sizin kadar kültürlü ve bilinçli bir ebeveyne sahip olabilmek keşke her zihinsel engelli çocuğun şansı olabilse diye düşündüm.

Bir parça da olsa yardımı olur umudumla ;

Özel Eğitim

Zihinsel Engelli Çocuklarda Cinsel Eğitim

Engelli olsun normal olsun her birey cinsiyeti ile doğar. Cinsiyet kelime anlamı olarak “dişi” veya “erkek” olma şeklinde açıklanmaktadır. Cinsel kimlik ise kişinin cinsiyetinden haberdar olması ve cinsiyetine uygun davranışlar göstermesidir. Bu noktada kişinin kendi cinsiyetinden memnun olması, böyle yaşamaktan mutluluk duyması çok önemlidir. Cinsel eğitim denince kişilerin aklına ilk gelen vücut kısımlarının isimleri, fonksiyonları, üreme ve bununla ilgili konular olmaktadır. Gerçekte cinsel eğitim bundan çok daha kapsamlı ve anlamlı olmalıdır. Cinsel eğitim bireyin fiziksel, duygusal ve cinsel gelişimini anlaması, olumlu bir kişilik kavramı geliştirmesi, insan cinselliğine karşı, başkalarının haklarına, görüş ve davranışlarına saygılı bir bakış açısı edinmesi ve olumlu davranış biçimleri ve değer yargıları geliştirmesi eğitimidir.

Zihinsel engelliler de toplum içinde, toplumun katılımcı bir bireyi olarak yaşamlarını sürdürmek için özel bakıma ve desteğe gereksinim duyan bir kesimdir. Bu insanların çoğu kere erişkinlerin sahip oldukları akli yeterliliğe ulaşamadıkları bir gerçektir, ancak onlarda yemek yemek, su içmek, uyumak ve özellikle sevmek, sevilmek paylaşmak ihtiyacındadır. Çünkü, mideleri, kalpleri, dolaşım ve böbrek sistemleri, yumurtalıkları, testisleri hülasa mental güçlükleri dışında tüm organları diğer insanlar gibi çalışmaktadır. Vücut gelişimleri tam olmaktadır. Nasıl acıkıyor ve sonuçta besleniyorlarsa ya da acıktıklarını ifade edemeseler de yaşamak için beslenmeye ihtiyaçları varsa, normal düzeninde çalışan hormonları nedeniyle cinsel aktivite ve ifade edemeseler de istekleri de olacaktır.

Üstelik, kendilerini çoğu kere yeterince ifade edemeyen zihinsel engellilerin her yönden olduğu gibi, cinsel istismara uğramaları tüm dünyada sık rastlanılan istenmeyen durumlardandır. Zihinsel engelli çocuk ve gençlerde cinsel gelişime baktığımızda normal gelişim gösteren çocuklarla aynı sırayı izlediği ancak zihinsel gelişim düzeyine bağlı olarak daha yavaş ve geriden takip ettikleri görülmektedir. Gerçekte cinsel eğitim doğumla beraber başlamaktadır. Erişkin yaşına hatta ölüme dek aile ve toplum içinde sürmektedir. Erişkinlik döneminde de insanların bilgiye ve desteğe ihtiyaçları bitmemektedir. Ancak maalesef erişkinler bunu dile getirmekte zorlanır ve yardım istemekten çekinmektedirler. Oysa küçük yaştan itibaren cinsel konularda sorulan sorular cinsel eğitimin en önemli parçasını oluşturur.

Çocuklar önce cinsiyetle ilgili fiziksel farklılıkları fark ederler. “Neden babaların bıyıkları var?”, “Neden babalar etek giymez?”, “Neden kızların pipisi yok?” gibi sorular ilk sorulardandır. Bu, anne-babanın da cinsiyetle ilgili ilk kez bilinçli davranışta bulunduğu andır. Çünkü bu ana kadar cinsel eğitimin bir anlamda gizli kaldığını, su üstüne çıkmadan sürdüğünü söyleyebiliriz. Çocuğun çevresinde yaşı yakın kardeşler, akraba veya komşu çocukları varsa cinsel konularla ilgili soruları daha erken sorabilmektedirler. Aslında tüm yaşlarda sorulan cinsel sorular için en önemli nokta anne-babanın soruları cevaplarkenki tutumlarıdır. Çocuğu kesinlikle ayıplamamak, azarlamamak, susturmamak gerekmektedir. Bu şekilde davrandığımızda çocuğumuz bu soruların sorulmaması gerektiği fikrine kapılabilir ve cevapları başka kişilerde arayabileceği gibi gözetleme veya deneyler yapma yollarına da başvurabilir. Bu da cinsel eğitimin anne-babanın kontrolünden çıkması, bir anlamda istemediğimiz bir yöne gitmesi demektir. Oysa her aile çocuklarına kendi aile yapısı ve kültürü doğrultusunda bir cinsel eğitim vermek ister.

Zihinsel engelli çocuk ve gençlerde cinsel gelişim incelenirken takvim yaşları değil gelişim düzeyleri dikkate alınmalıdır. Bu şekilde değerlendirildiğinde anne-baba veya eğitimcilere sorun gibi görünen pek çok durumun gerçekte sorun sayılamayacağı anlaşılır. Örneğin takvim yaşı 15, ancak zihinsel düzeyi altı yaş olan bir genç cinsel organlar, göğüsler, bebeklerin nasıl doğduğu ile ilgili sorular sorabilir. Bu sorular altı yaş zihinsel düzeyi için beklenen normal sorulardandır. Bu çocuklara gelişimsel düzeylerine uygun eğitim ve tepkiler verilmelidir. Zihinsel engelli çocukların genelde yaşıtlarından daha fazla cinsel ilgileri olduğu, daha fazla cinsel içerikli davranışları olduğu düşünülmektedir. Oysa bu çocuklar cinsel içerikli davranışların nerede, ne zaman, hangi durumlarda uygun olup olmadığını bilemedikleri için yani bir anlamda cinsel tipli davranışlarını kontrol edemedikleri için böyle algılanmaktadırlar.

Araştırmalar, erkek zihinsel engelli çocukların kız çocuklarına nazaran (erişkin yada adölesan) cinselliğe ilgilerinin daha fazla olduğunu, bu ilginin her iki cinste de IQ arttıkça arttığını bildirmektedir. Zihinsel engelli çocuklarda, yaşam kalitesi, yanlış yönlendirme, cinsel istismar, iş sahibi olamama, ifade edemedikleri ve bu nedenle yardım alamadıkları cinsel dürtü ve sorunları nedeniyle seksüel sapkınlıkların daha sık görüldüğü yine araştırma sonuçları ile belirlenmiştir.

Herhangi bir davranışı sorun olarak tanımlamadan önce çocuklar için uygun olduğunu düşündüğümüz davranışları hatırlamakta yarar vardır. Çocuklar için uygun olduğunu düşündüğümüz bazı davranışlar şunlardır ; Cinsel organlar, göğüsler hakkında soru sormak, banyo yapan birini gördüğünde ilgi ile izlemek, doktorculuk oynamak, evcilik oynamak, anne-baba ve değişik rolleri üstlenmek, bazen çok heyecanlı, gergin, korkmuş iken cinsel organına dokunmak, arkadaşları ile cinsellik hakkında konuşmak, kızsa erkek, erkekse kız arkadaşı olduğunu söylemek, giyinirken veya banyo yaparken yalnız olmak istemek, ayıp şakalar ve sözler duyduğunu söylemek, bunları tekrar etmek istemek, cinsler arasındaki farkları merak etmek, karşı cinsten birini rol gereği taklit etmek, hayvanların üremelerini incelemek, diğer çocukları ve yetişkinleri öpmek, onların kendisini öpmelerine izin vermek. Tüm bu sayılanlar çocuğun gelişim düzeyine göre normal sayılabilecek davranışlardandır. Herhangi birini problem olarak tanımlamadan önce bazı noktalara dikkat edilmelidir. Bu noktalar ise ; zekâ düzeyine uygunluk, şiddet, sıklık ve sürekliliktir.

Engelli çocuklara cinsel eğitim verirken bazı zorluklarla karşılaşılmaktadır. Örneğin bazı çocuklarla göz kontağı kurmada güçlük çekilebilir; bazıları konuşma problemi nedeni ile soru soramaz veya sorulan soruları cevaplayamazlar. Ayrıca özrün tipi ve derecesine göre çok tekrar gerekebilir. Bunların yanında bir konuya da dikkat edilmelidir. Bu çocuklara cinsel konularda eğitim verirken üstü kapalı bir anlatım, gizli kelimeler, yapmacık benzetmeler kullanılmamalıdır. Somut, açık, net, onların yanlış yorumlamasına izin vermeyecek bir anlatım kullanılmalıdır. Zihinsel engelli çocuk ve gençlerin giyim tarzına da dikkat edilmelidir. Bazen takvim yaşı büyük engelli çocuklara çok bebeksi kıyafetler giydirildiği, saçlarının bebeksi bir modelde tarandığı görülmektedir. Bu da çocukların çevre tarafından algılanışlarını etkileyebilmektedir. Aileler bu konuya dikkat etmelidirler. Maalesef, zihinsel ve fiziksel engelli çocuk ve gençlerin cinsel hakları olduğu unutulmakta, cinsel konulardaki bilgi gereksinimleri, cinsellikle ilgili duygu ve düşünceleri çoğu zaman göz ardı edilmektedir.

Pek çok araştırmacı yaptıkları çalışmalarda engelli bireylere cinsel konularda yeterli bilgi verilmediği görüşündedirler. Normal çocukların arkadaş ve anne-babadan bilgi alma şanslarının engelli çocuklardan daha yüksek olduğu bilinmektedir. Gerçekten de engelli çocukların yeterli arkadaşı yoktur. Pek çoğu özel bir eğitim programı içindedir ve ayrıca bilgiyi ve olayları anlama ve değerlendirmede sınırlılıklar vardır. Anne-babasından da bilgi alamayan engelliler için bilgi alma kaynağı olarak medya görülmektedir. Oysa çocuk ve gençlerin medyadan bilgi almasının bazı tehlikeleri vardır. Medyadaki tüm modellerin doğru olduğu söylenemez ayrıca çocuğun soru sorma, merak ettiklerini tartışma şansı yoktur. Bu nedenle anne-babalar engelli çocuklarının cinsel eğitimine gereken önemi vermelidirler. Eğitimcilerin yakındıkları konulardan biri de küfür etmek, argo kullanmak veya küfür niteliğinde hareketler yapmaktır. Zihinsel engelli çocukların küfür etmeleri ve argo kullanmalarının nedenlerini şöyle sıralayabiliriz ; Çocuk evde anne-baba, kardeşlerinden veya okulda arkadaşlarından duyuyor olabilir ; kullandığı kelimenin anlamını bilmiyor olabilir ; kullandığı kelimenin karşısındakini inciteceğini bilmiyor olabilir ; söylemek istediği şey için uygun kelimeyi bulamamış olabilir ; karşısındakini gerçekten kırmak, incitmek istiyor olabilir ; anne-babasının ilgisini çekmek için kullanıyor olabilir. Aslında hemen hemen tüm çocuklar küfür ya da argo sayılabilecek pek çok sözcük bilirler. Ancak zihinsel engelli çocuklar nerede kullanıp nerede saklayacaklarını denetleyemedikleri için daha çok kullanıyor gibi algılanabilirler. Aileler öncelikle kendileri iyi modeller sunmaya dikkat etmelidirler. Çocuğun kelimenin anlamını bilip bilmediği ve biliyorsa neden kullanmak istediği gözlenmelidir. İstenmeyen sözcük yerine kullanabileceği seçenekler sunulmalıdır. Bu alternatif sözcük çocukla beraber bulunabilir.

Zihinsel engelli çocuğun yakın çevresinin çocuğun cinsel davranışlarına karşılık utanç, öfke, kızgınlık, korkma, acıma, aşırı merhamet gibi duygularla hareket etmelerinin olumsuz davranışlara yol açabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Zihinsel engelli çocuklarda istismarın daha yoğun olması, kendilerini korumalarının daha zor olduğu bilinmektedir. Cinsel istismar bir insana karşı işlenmiş ağır bir suçtur. Ergenlik döneminde karşı cinse olan arzularının, art niyetli kişilerce istismara uğratıldığı, özellikle bu kişilerin; çocukların kendini ve olayı yeterince ifade edememesinden aldığı güçle bu istismarı rahatlıkla gerçekleştirdikleri bilinen bir gerçektir. İstismara (tecavüz, taciz) maruz kalınmaması için kesinlikle çocukların ilişkide bulunduğu kurum ve yakın çevre kontrol altına alınmalıdır. Olumsuz gelişmelere zemin hazırlayabilecek her türlü şartlardan kaçınılmalıdır. Ergen yaştaki engelli kızlar için en önemli konu menstruasyondur. Genç kızlar mutlaka konuyla ilgili önceden bilgilendirilmeli, psikolojik olarak hazırlanmalıdırlar. Vücudunun büyüyüp olgunlaştığı için bu olayın yaşandığı, artık genç kızlığa adım attığı anlatılmalı ve bunun yanında bakım ve temizlik konusunda da rehberlik edilmelidir.İlk menstruasyon erkeklerin erkekliğe adım atması sayılan sünnette olduğu gibi minik bir kutlama ile kutlanabilir.

Cinsellik, yaşamımızın ve kişiliğimizin çok önemli bir parçasıdır. Normal ve engelli tüm bireylerin cinsel konularda bilgilendirilmeye ihtiyaçları olduğu ve tabii ki yaşlarına, toplum içindeki konumlarına, ahlâkî değerlerine ve bireysel özelliklerine göre değişse de cinselliği yaşamaya hakları olduğu unutulmamalıdır.


Hazırlayan:
Erdi Kanbaş - Özel Eğitim Uzmanı
e-posta: ekanbas@mynet.com

ZİÇEV: Türkiye Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı - bilgiler:egitim:cinselegitim
 

gececi01

Üye
Üye
Katılım
Nis 9, 2012
Mesajlar
492
Tepkime Puanı
75
Puanları
28
Sayın gazoz ağacı verdiğiniz bilgiler çok güzel ayrıca teşekkür ederim sonuç olarak bu konuda kesin kararları anne baba olarak ben alacaksam bazı konularda tıkanabilir işin içinden çıkamayabilirim bu açıdan daha açık net sorular sormak istiyorum yukarıda okuduklarımdan anladığım kadarı ile

kızım 17 yaşında normal bir genç kız gibi fiziksel gelişimi sağlamış (mental-orta düzeyde down sendromu)ancak belirtilen rahatsızlıktan çok uzak gayet iyi sedece genel bir anlama kabiliyet zayıflığı var ve hayata kesinlikle yalnız atılamayacak

bu durumda bir kişi keni öz kızımsa kesinlikle evliliği yaşayamayacak kanısındayım bizler mütedeyyin anadolu insanı olduğumuzdan sokağa atıp git istediğin gibi yaşa tat öğrende diyemeyiz

dolayısı ile

1-belli bir yaşta kendi akranları ablası kuzeni yada pisikoloğu buna usulünce masturbasyonu öğretebilirmi etikmi uygunmu tepki ne olur ?
2-bu tür cinsel gibi duyguları bastıran iğne ilaç vs gibi ilaçlar varmıdır bu ilaçların elbetteki doktor eşliğinde zararı yan etkilerini soracağım
3-sabır dilemek (ama nereye kadar)
4-başka neler yapabilirim
 
Tekerlekli Sandalye
Üst