M
mavibalina2012
Guest
“Ayfer Tunç bu kitabında, Karadeniz’in neresi olduğu belli olmayan bir kasabasında, üzerinde hiç camı olmayan kör sırtını Karadeniz’in azgın sularına dayamış bir hastane binasıyla uzak ya da yakın, bir şekilde ilişkisi olan; hastaların, doktorların, hastabakıcı ve hademelerin, hastaneyi yaptıranların, kasabalıların, onların yakınlarının, akrabalarının, atalarının, velhasıl kelam gözlerinizin önünden sıra sıra geçen yaklaşık 500 kişinin hayatından kesitler anlatıyor...
Bu kitap niye okunmalı...O kadar çok hayat hikayesi var ki birbirinden farklı yaşanıp aslında birbiriyle kesişen insanların öyküleri sanki herkesin anlatacakları bitmemiş de bir iki çift lafları daha var hayata dair...Kalabalıklarda kaybolmuş yalnızların bir de deliler evinde yatan yaşamdan bihaber kalmış adına deli denilmiş psikolojik hastalar...Dışarıda serbestçe dolaşıp problemlerini yanında sürekli taşıdıkları halde toplum tarafından aklanmış insanlar...Gerçek hasta hangisi gibi soruları soracağınız ilk başta sıkılsanız dahi bitireceğinize inandığım bir kitap...Ben bu tarz kitapları okurken keyif alıyorum bu kitabı da çok beğendim...ancak söylediğim gibi çok kalabalık bir kesimin sıkıntıları size sıkıcı gelmezse okuyun derim...
Bu kitap niye okunmalı...O kadar çok hayat hikayesi var ki birbirinden farklı yaşanıp aslında birbiriyle kesişen insanların öyküleri sanki herkesin anlatacakları bitmemiş de bir iki çift lafları daha var hayata dair...Kalabalıklarda kaybolmuş yalnızların bir de deliler evinde yatan yaşamdan bihaber kalmış adına deli denilmiş psikolojik hastalar...Dışarıda serbestçe dolaşıp problemlerini yanında sürekli taşıdıkları halde toplum tarafından aklanmış insanlar...Gerçek hasta hangisi gibi soruları soracağınız ilk başta sıkılsanız dahi bitireceğinize inandığım bir kitap...Ben bu tarz kitapları okurken keyif alıyorum bu kitabı da çok beğendim...ancak söylediğim gibi çok kalabalık bir kesimin sıkıntıları size sıkıcı gelmezse okuyun derim...
