Doğumsal Kalça Çıkığı Hakkında Sorular ve Cevaplar

Yeni doğan kız bebeklerde erkek bebeklere oranla 6 kat daha fazla görülen kalça çıkığını anlamak için kalça çıkığı muayenesi yapılması gerekiyor. Doğan Hastanesi Ortopedi Uzmanı Dr. Ecmel Yeşiller konuyla ilgili görüşlerini sizinle paylaşıyor.


- Doğumsal kalça çıkığı nedir?
Dr. Ecmel Yeşiller: Uyluk kemiğinin baş kısmının içinde bulunması gereken yuvadan çıkmasına kalça çıkığı denilir.

- Ne sıklıkta görülür?
Dr. Ecmel Yeşiller: Genelde kalça çıkığı yeni doğan bebeklerde binde bir ile binde bir buçuk arasında değişen sıklıklarla görülmektedir. Yeni doğan kız bebeklerde erkek bebeklere oranla 6 kat daha fazla kalça çıkığı görülmektedir. Anne ve babasında kalça çıkığı görülen yeni doğan bebeklerde de kalça çıkığı rahatsızlığının görülme oranı daha fazladır.

- Çeşitleri var mıdır?
Dr. Ecmel Yeşiller: Yeni doğan bebeklerde görülen kalça çıkıklarının birkaç çeşidi vardır:
1.Kalçanın tamamen çıkık olduğu ama muayenede kalça ekleminin basit bir manevra ile yerine oturtulabildiği kalça çıkığı,
2.Kalçanın yerinde (yani çıkık değil) olduğu ancak muayene esnasında basit bir manevra ile yerinden çıkabilen kalçalar,
3.Kalçanın yerinde olduğu (yani çıkık değil) ancak kalçanın kemik ve kıkırdak ve diğer yumuşak dokularda gelişme geriliği olan kalçalar.

- Önlemek mümkün müdür?
Dr. Ecmel Yeşiller: Kalça çıkığının nedenleri olan rahim içinde anne suyunun az olması, rahim içinde duruş bozuklukları, ailesel “bağ” gevşeklikleri gibi kalça çıkığının oluşmasındaki nedenleri önlemek çok mümkün değildir. Ancak yukarıda bahsettiğimiz ikinci tip kalça çıkıkları doğum sonrasında ailelerin bazı hataları nedeniyle veya bazı gelenek ve göreneklerden dolayı tam çıkık ile sonuçlanabilir. Örneğin; yenidoğan çocuklarda sıkı kundaklamanın yapılması, banyo yapıldıktan sonra bazı yörelerde bebekler ayaklarından asılıp başından aşağıya doğru sarkıtılarak su aşağı bebek yukarı gibi tekerlemelerle yapılan alışkanlıklar kalça çıkığı riskini arttırmaktadır. Ülkemizde yapılan kundaklamanın tam tersine Afrikalı zenciler çocuklarını sırtlarında veya kucaklarında taşıdıklarından yani kundaklama yapmadıklarından dolayı bu ülkelerde kalça çıkıklığı daha az görülmektedir. Kundaklamada yapıldığı gibi çocuğun bacaklarının birbirine sıkı bir şekilde bağlanması veya bacaklardan asılması kalça çıkığı riskini arttırmaktadır. Afrikalı yerliler ise bebeklerini bacakları kalçadan açık bir şekilde taşımakta ve kalça çıkığı riskini azaltmaktadır. Yukarıda bahsettiğimiz yöresel ve ailesel özellikler azaltıldığında kalça çıkığı riski de azaltılabilir.

- Aileler çocuklarında doğumsal kalça çıkığı olup olmadığını anlayabilir mi?
Dr. Ecmel Yeşiller: Doğumsal kalça çıkığının olup olmadığı yürüme yaşından önce çocuğun her iki kalçasının yanlara doğru tam açılmaması, bacaklardan birinin kısa olması, bacaklardaki pilika (et kıvrımları) dediğimiz çizgilerin simetrik olmaması durumlarında her zaman kesin olmamakla birlikte kalça çıkığının habercisi olabilir. Yürüyen çocuklarda ise özellikle tek taraflı çıkıklarda topallama, iki taraflı çıkıklarda ise ördek vari yürüyüş kalça çıkığının belirtisi olabilir. Özellikle ailesinde anne ve babasında kalça çıkığı olan çocuklarda kalça çıkığı riski normal ailelere göre daha fazladır. Kardeşlerinde kalça çıkığı olan bebeklerde kalça çıkığı riski daha fazladır. Bu nedenle kalça çıkığını önceden fark etmek için kalça çıkığı muayenesi yapılması gerekmektedir.

- Tanı nasıl konur?
Dr. Ecmel Yeşiller: Her yenidoğan bebek çocuk doktoru ve ortopedi uzmanı tarafından muayene edilmelidir. İyi bir ortopedi muayenesi çoğu kez tanı koydurucu olabilir. Bunun yanında kalçadaki her hangi bir geriliğin tanısında ise ultrosonografi ve röntgen yöntemlerine başvurmak gerekir.

] - Tedavisi mümkün müdür?
Dr. Ecmel Yeşiller: Kalça çıkığının tedavisine bebek doğar doğmaz başlanmalıdır. 1 yaşından önce kalça çıkığı tedavisi yapılan bebeklerde neredeyse tama yakın başarı görülür. Yani tamamen sağlıklı kalça elde edilebilir. Bir yaşından sonraki tedavilerde yaşın ilerlemesine bağlı olarak başarı oranı düşer. Erken bebeklik dönemi kalça çıkığı tedavisinde "ara bezlerinden, ateller" gibi yöntemlerle başarılı sonuçlar sağlanmaktadır.
Bunların yetersiz kaldığı durumlarda kalça çıkığının anestezi altında yerine oturtulması ve bazen de küçük cerrahi müdahaleler ve alçılı tespitler ile kalça çıkığı tedavi edilmektedir. Anestezi altında yerine oturmayan kalça çıkıkları açık ameliyat yöntemiyle yerine oturtulabilir ve gerektiğinde kalça kemiğinde bazı kemik ameliyatları yapılmaktadır.
Yaş ilerledikçe özellikle 3-4 yaşlarından sonra kalça çıkıklarının cerrahi olarak tedavi edilse bile çoğu zaman normal bir kalça elde edilememektedir. Kalça çıkığı tedavisi görenlerin ileri yaşlara kadar ortopedik takipleri yapılmalıdır. Erişkin yaşlarda kalça çıkığına bağlı kalça kireçlenmelerinde de farklı cerrahi tedaviler uygulanabilmektedir.
 
Doğumsal Kalça Çıkığı

Eğer doğumda femur başı asetabulum içindeki bulunması gerekli yuvasında, normal pozisyonda değilse yani daha farklı bir pozisyonda ise bu duruma Doğuştan Kalça Çıkığı (DKÇ) denir.



kalca eklemi (hip)


Resim 1 : Kalça eklemi
kalca%20eklemi.jpg


(Uyluk kemiği, başı ve yerleştiği yuva)

Erken tanı ve bu nedenle erken tedavi; çocukların tedavilerinde yaklaşık olarak %96 oranında hem radyolojik hem de fonksiyonel olarak olağanüstü başarı sağlar. DKÇ fark edilmez ve tedavi edilmez ise femur başının normal pozisyonu elde edilmesinde daha büyük problemlerle karşılaşılır ve cerrahi sonuçlar daha az tatminkardır.

Yeni doğan ile karşılaşan hemşire, çocuk hekimi, kadın doğum uzmanı ortopedist veya ebeveyn, DKÇ ‘nin erken tanımında dikkatli olmalıdır.



Etiyoloji (Sebepler) :



Asıl sebep bilinmiyor. Genetik faktörler üzerinde duruluyor, bir ailenin çeşitli üyelerinin bu hastalığa yakalandığı görülüyor.
Mekanik faktörler, fetus’un anne rahmindeki pozisyon değişiklikleri, oligohydramnios gibi etkenler DKÇ sebeplerindendir.
Fizyolojik faktörler. Annede estrogen hormonundaki değişikliklerin rolü üzerinde duruluyor. Ayrıca yeni doğanda hayatın ilk haftasında üriner estrone ve estradiol 17 ß ‘ nı DKÇ lerde normal kalçalı bebeklere oranla daha yüksek olduğunu Andren ve Borglin rapor ettiler.
Doğum sonrası çevresel faktörler, doğumdan sonraki ilk bir ayda yeni doğan bir bebeği tahta beşiklerde uygun olmayan pozisyonlarda yatırmak veya kundağa sarmak gibi alışkanlıklar DKÇ görülme oranını normalden 10 kere daha fazla artırır. Salter yeni doğan bebekler için koruyucu pozisyonun; kalçaların fleksiyon da ve abduksiyon da olması gerektiğini rapor etmiştir. Bu pozisyon asetabulumun normal gelişmesini sağlar.



Patolojik anatomi :



subluksasyon (tam olmayan çıkık) ; asetabulum çukuru sığ ve ufaktır. Tavanı yayvandır ve femur başının yukarıya doğru kaymasına fazla direnç göstermez. Böylece femur başı kısmen laterale (dışa) ve yukarıya doğru yer değiştirebilir. Böyle durumda başı asetabulum içerisinde tutabilecek önlemler alınırsa asetabuler çukur normal anatomik gelişimini tamamlar.
Luksasyon (tam çıkık) ; Femur başı asetabulumun tamamen dışında bir yerde lokalize olmuştur. Femur başı bulunduğu yerde ileum kemiği üzerinde bazı farklılaşmalara yol açarak adeta ikinci bir yuva yalancı asetabulum oluşturur.
Çıkığa meyil kalça (Asetabuler displazi)

Muayene bulguları :



· Bebeklerde uyluk iç tarafında görülen cilt kıvrımları normalde simetriktir. Bu simetrinin bozulması özellikle anne ve babaya DKÇ’yi akla getirmelidir. Ve bebeklerini erken tanı yönünden uzman hekime muayene ettirmelidirler.

· Tek taraflı tam çıkıklarda çıkık tarafta ki bacak diğerine oranla daha kısa olduğunu muayene ile ortaya koymak mümkündür.

· Bebekler normalde 11 veya 12 aylıkken yürümeye başlarlar. DKÇ’li bebeklerde yürüme gecikebilir.

· Daha ileri yaşlarda DKÇ’li bebeklerde ağrı, yorgunluk ve güçsüzlükten şikayet edebilirler.

· Çıkık olan kalçadaki adduktor kasların kontraktürüne bağlı olarak ilgili kalçada abduksiyon kısıtlığı oluşur.

· Ortolani testi ; Bebek gevşemiş ve rahat bir şekilde sert bir zeminde sırt üstü yatar durumda , dizler ve kalçalar 90 derece fleksiyonda iken muayene edilir. Muayene edecek olan hekim bebeğin her iki uyluğunu resimde görüldüğü gibi kavrar. Bu durumda uyluğu yukarıya kaldırarak, arkaya çıkmış femur başını asetabulumun karşısına getirir. Aynı anda uyluğu nazikçe Abduksiyona zorlar ve bu anda femur başının asetabuluma girmesini sağlar. Muayene eden hekim bu reduksiyonu eliyle hisseder hatta “clik” sesini kulağıyla duyar. Buna ortolani müsbet (+) diyoruz.

· Barlow testi; Ortolani testinin tam tersidir. Muayene esnasında femur başı asetabulumun içerisinde ise Barlow testi ile kalça instabilitesi ortaya konulabilinir. Muayene eden hekim resimde görüldüğü gibi bebeği uyluklarından kavrar, aşağıya doğru nazikçe basınç uygularken kalça eklemlerini adduksiyon hareketine zorlar. Bu esnada femur başı asetabulumdan dışarı çıkar. Barlow müsbet .

ortolani.jpg


Barlow%20testi.jpg


.



Radyoloji :



· Doğumda femur üst Epifizi kıkırdak olduğundan radyografilerde görülmez. Tam çıkıklar kolaylıkla tanınır. Ama subluksasyonda tanıya varmak her zaman kolay değildir. Fakat subluksasyonda erken tanı tedavinin başarısı yönünden çok önemlidir. Erken tanı sonucu erken yapılacak redüksiyon çok iyi anatomik ve fonksiyonel sonuçlara yol açar.

· Femur başı kemikleşmesinden önce çıkığın tanısını koymak zor olsa da bu dönemde çekilen direkt grafiler bize tanı için önemli ip uçları verirler. Bu tür bir grafinin şematize edilmiş hali Resim 4‘de , grafinin kendisi ise Resim 5'de görülmektedir. Femur başı görülmüyor olsa da aşağı yukarı yerini tahmin etmek mümkündür. Bunun yeri kemikleşmiş femur boynunun biraz üstü ve biraz medial tarafıdır. Triradiate kıkırdağın üzerinden yatay bir çizgi çizilir. Asetabulumun üst dış kenarından bu çizgiye çizilen dik bir çizgi ile bu çizginin kesişmesi sonucu asetabulumda dört adet kadran oluşur. Normal olarak femur başı alt iç kadranda bulunur. Çıkıklarda ise baş dış kadranların herhangi birinde bulunabilir.

Radyolojik olarak; femur başının kemikleşmesinden sonraki bulgular DKÇ yönünden çok daha değerlidir. Bu dönemde direkt radyografilerle kesin tanı konur. Ayrıca tanı için daha pek çok görüntüleme yöntemleri de vardır.


Tedavi :



DKÇ’de temel prensip ; ne kadar erken tanı konur ve buna göre tedaviye ne kadar erken başlanırsa sonuçlar o oranda başarılı olur.
Doğumda ve hemen sonrasında DKÇ’li bebeklerde durum genellikle şöyledir ; displastik asetabulum sığdır, tavan önde ve yanda yetersiz olup normalden daha dikeydir. Böyle patolojiye sahip bebeklerin kalçaları adduksiyon ve ekstansiyona getirilince femur başlarının yuvadan (asetabulum) çıkması önlenemez. Eğer anormal olan femur başı ve Asetabulumun bu ilişkisinin devamına izin verilirse bu patoloji (displazi) artar. Femur başı ve boynun şekli devamlı olarak bozulur.
Eğer tam aksi yapılırsa yani femur başının normal pozisyonuna dönmesi sağlanırsa olaylar tersine döner. Bu işlem ne kadar erken yapılırsa sonuçta o kadar normal veya normale yakın bir kalça elde edilir.
Tedavi teknikleri detayları bebeğin yaşına, çıkığın yerine konabilir olup olmamasına ve yerine konduktan sonra ki durumuna göre değişiklikler gösterir. Bunlarda bebeğin bacakları arasına konan basit çift ara bezinden , komplike ameliyatlara kadar değişiklik gösterebilir. Bu tedavilerin çeşitlerini ve her bir tedavinin ayrıntılarını tüm klasik kitaplarda bulmak mümkündür.

Biz burada DKÇ tanısı konan bebeğe ne zaman hangi tedavi yöntemini nasıl ve ne kadar süre uygulayacağız . Bununla ilgili aşağıdaki ayrıntılı şema verilmiştir.

diagram.jpg





Doç.Dr.Ahmet Sarıoğlu
 
Kalça Çıkığı

Erken fark edilmesi halinde tedavi imkanı oldukca yüksek olan doğumsal kalça çıkıkları hakkında uzmanımızın tedavi yöntemleri hakkındaki bilgilerini sizlere sunuyoruz.


 
Geri
Üst