2 Yüzlü 3 Aralık Maymunlarına!

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,505
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
“İnsanlar yaptıklarından çok yapmadığı şeylerden sorumludur.!”

Popüler kültürün bize “farkındalık yaratma” adıyla dikta ettiği tüm özel gün ve haftalara karşıyım. Bu karşıtlığımın temelinde salt muhalif olup farklı şeyler söylemekten ziyade, bu özel günlerde yaşamı boyunca 3 maymunu oynanan insanların 2 yüzlülüğünü tamda bu günlerde göstermelerinden kaynaklanıyor.

3-aralik.jpg

İtiraf edeyim, bu özel günlerde insanların efsunlu bir hal içerisinde kendilerini, gerçekte olduğundan farklı gösterme cabaları bana tiksindirici gelse de garip bir şekilde bu ikircikli tavrın tirajı komik yanlarını görüp eğlendiğim anlarda olmuyor değil. Sizi bilmem ama benim küçük şeylerden mutlu olan, keyif alan bir yanım var. Bir düşünün, bu hayatta, çok yakından tanıdığınız ve yaşamı boyunca Cuma namazı kılmayan birinin her Cuma ölümüne bir inatla fesbukta “cumanız mübarek olsun” mesajı atmasından daha komik ne olabilir ki?

Özel günlere dair bu kısa girişten sonra gelelim asıl mevzumuz olan bugüne. Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü. Bu güne ilişkin söylenecek yazılacak çok şey var. Onlara geçmeden önce hazır eğlenmek, keyif almak demişken, bu keyif halini kesintiye uğratmadan yavru kutup ayısının konumuza ışık tutacak hikâyesine göz atalım.

Yavru kutup ayısı babasına sorar

  • - Baba benim annemde kutup ayısıymıy dı?
  • - Evet oğlum senin annende kutup ayısıydı
  • - Peki onun annesi?
  • - Oda kutup ayısıydı
  • - O zaman ben niye üşüyorum?
Bu kısa hikayeden yola çıkarak, bilaistisna siyasetçisinden, STK’sına sokaktaki sıradan vatandaşa kadar herkes üzerimize titriyor, dertlerimizle dertleniyorsa (ki 3 aralık bize bunun böyle olduğu izlenimini veriyor) neden bizim burnumuz b… çıkmıyor sorusunu sormadan edemiyor insan. Bugün “engelli kardeşlerimiz” diye söze başlayan her cümleyi red edip, “biz kimsenin kardeşi değiliz" diye haykırıyorum. Kirli vicdanlarınızı rahatlatmak için kendinize başka mastürbasyon araçları arayın.

Konuya ilk giriş cümlemde “İnsanlar yaptıklarından çok yapmadığı şeylerden sorumludur.!” Demiştim. Tek başına okununca anlaşılmayan ve öksüz kalacağına inandığım bu cümleyi biraz açayım.

Vicdan dediğimiz şey ne yapsak kaçamayacağımız yargıçtır.! Yaşınız, eğitiminiz, sosyal statünüz ne olursa olsun evrende yaşanan tüm olumsuzluklara karşı bir tavır almanız gerekir. Kültürel kodlarımıza işlemiş, “bize dokunmayan yılan bin yıl yaşasın, suya sabuna dokunma” anlayışı pratikte ağrısız başım tuzsuz aşım gibi görünse de, şahit olduğunuz, duyduğunuz, gördüğünüz her haksızlık karşısında sessiz kalışınız da vicdanınız sizi mahkum edecektir. İşte bu sebepten kendimce insanların yaptığı şeylerden çok yapmadığı eylemler karşısında suçlu olduğunu düşünürüm.

Engelli rampasının önüne park eden araç sahibine “oraya park etmemesi gerektiğini” söylemediği(m)iz için en az onun kadar suçluyuz.!
Yada bir asansörün önünde öncelik kendisinde olduğu halde çaresiz, savunmasız olduğu için kendisine sıra vermeyen insanlara tepki vermediği(m)iz için en az onlar o kadar suçluyuz.!

Bu örneklemleri, Sheakspeare’nin Tiratları kadar uzatabilirim. Meramımı anladığınız varsayarak okuru sıkmamak adına listeyi uzatmadan burada keserek sonuca geliyorum. Kuvvetle muhtemeldir ki diğer özel günlerde olduğu gibi engelliler gününde de insanların sergilediği bu ikircikli tavrın arkasında yatan neden, müebbette mahkûm olmuş vicdanların biricik kaçış noktası olarak görülmesidir.

Hiç mi iyi şeyler olmaz bu ülkede?

Konuya nereden baktığınıza göre değişen bir durumdur. Engellilerin bundan 10 yıl önceki durumunu düşünürseniz elbette ki sosyal yardımlar da, eğitim, iş olanakları açısından bir ilerleme var. Ve fakat her şeyde olduğu gibi bu mevzuda da olayı kendi içinde değerlendirdiğimizde yanılgıya düşeriz. Saatte 50 metre yol giden bir kaplumbağa da kendine göre yol kat etmiş sayılır. Dolayısıyla 10 yıl öncesinin Türkiye’si ile bugünün Türkiye’sini karşılaştırmak sadece siyasetçilerin halkı kandırma taktiğidir. 2015 Yılının dünyasında (dünyalı olduğumuz için) kendi gelişimimizi test edeceksek 10 yıl öncesinin Türkiye si ile bu günün Türkiye sini karşılaştırmak yerine dünyada başka ülkeler nereden nereye gelmiş ona bakarak bir değerlendirmede bulunabiliriz ancak.

2015 Yılının Türkiye’sinde kamu binalarının %99 engellilerin erişime uygun değilse, cadde ve sokaklarımızın %81’i tekerlekli sandalye kullanıcıları için uygun değilse, toplu taşım araçlarının %60’ı engellilerin kullanımı için uygun değilse, kimse bana engellilerin eşit yaşam hakkından bahsetmesin.!

Siyasetçilerin her fırsatta engellilerin başına kaktığı “sosyal yardımların ” dünyanın başka ülkeleriyle karşılaştırıldığında bu yardımların Avrupa ülkelerine göre, çocuğa verilen lolipop şekerinden farksız olmadığını göreceksiniz.

Toparlayacak olursak, yazıp çizdiklerimin iç karartıcı şeyler olduğunun dahası kimseyi hoşnut edecek şeyler olmadığının farkındayım. Zaten bu yazıyı kaleme alırken insanları hoşnut edip rahatlatmak gibi bir derdimde yoktu. Yazıp çizdiklerimi öfkeyle söylenmiş sözler olduğunu düşünüp düşünmemek size kalmış bir şey.

Yazıma son verirken bir engelli olarak birazda aynayı kendi(mi)ze tutup, biz engellilerin vurdumduymaz, bencil, kör sağır hep bana tavrına bakalım. Bizim içinde bulunduğumuz bu karamsar tabloda sadece siyasetçiler, STK ların, karar mekanizmalarda olanlar değil bizim vurdumduymaz tavrımızın da olduğunu belirtmek isterim. Ne yazık ki bugüne kadar biz engelliler bizi ilgilendiren konuların tamamında oyun kurucu olarak değil, oyunun bir parçası olarak yer aldık. Bu mevki belirmesinde bize biçilen rol “oyun kurucu olmak” yerine oyunun bir parçası olarak belirlenmişse, bunda bizim iyi oyuncu olmadığımız sonucunun çıktığını da üstüne basa basa hatırlatırım.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
2015 Yılının Türkiye’sinde kamu binalarının %99 engellilerin erişime uygun değilse, cadde ve sokaklarımızın %81’i tekerlekli sandalye kullanıcıları için uygun değilse, toplu taşım araçlarının %60’ı engellilerin kullanımı için uygun değilse, kimse bana engellilerin eşit yaşam hakkından bahsetmesin.!

Siyasetçilerin her fırsatta engellilerin başına kaktığı “sosyal yardımların ” dünyanın başka ülkeleriyle karşılaştırıldığında bu yardımların Avrupa ülkelerine göre, çocuğa verilen lolipop şekerinden farksız olmadığını göreceksiniz.


İşte sana neden canım ağbim dediğimin en güzel kanıtı bu mudur? Evet budur! Bugüne dair yazacak pek çok şeyim var ama sen yine benden önce davrandın ve muhteşemsin! Haklı mısın? Bana göre sonuna kadar EVET!!!

Bugün, tüm dünyaca hatırı sayılır günlerden birini daha devirmiş olmanın verdiği mutlulukla kendimi eve gelir gelmez engelsiz düşüncelerimi savurmak istediğim tek yer olan yuvama geldim :) yazmak hafiflemektir aslında hele ki böylesine trajikomik günlerde yazmak kaçınılmaz bir eyleme dönüşür benim için. Bu gece ne kadar doluysam, o denli yazarım gibi geliyor...

Dünyanın Farkındalık Günü olarak nitelediği ama bizim ülkemizde bana göre gerikalmışlığın en büyük göstergesi sayılan bugünü boş vaatler, saçmasapan demeçler ve yine mizah konusu olacak onca şeyin yaşandığı tuhaf bir gün olarak nitelendirebilirim. Aslında yıllardır yaşadığımın aksine ben bugün çok eğlendim :)

İnsanların beyinlerinde bir farkındalık var bugüne dair ama bu farkında olma durumlarında bir acayiplik var. Ne yapacaklarını, nasıl davranacaklarını bilememe halleri beni gün boyu fazlasıyla güldürdü ki hasta olmama rağmen resmen iyleşmeye başladığımı hissediyorum. Bankadaki arkadaşlarım sağolsunlar, varolsunlar beni yeterince motive ettiler:) Kimseyi kınamak yada yargılamak değil niyetim ama bizim insanımız ki, hani düğünlerde eğlenirken bile havaya ateş etmeyi marifet sayan, en güzel eğlencelerinin bile hastanelerde son bulduğu bir töreyle, bir adetler silsilesinin sonuçlarını olağan kılan bir millet ve bu geleneksel yapı içinde son yıllarda her ilçede gözümüze sokulan '' 3 Aralık Dünya Engelliler Gününüz Kutlu Olsun!!!'' pankartları eşliğinde bizlerin, bugüne özel doğum günü havasında mutlulukla, neşeyle kuşandığımızı sanacak kadar deyim yerindeyse kusura bakmayın, sizleri tenzii ederek söylemem gerekirse APTALLAR!!! Kendimi de içine katarak yazıyorum ki eğer ben , sonradan engelli olmasaydım bu gün tüm o aptallar gibi, bugün adına fark yaratmak adına bir sürü aptallık yapanlardan olurdum :(

Ne STK lara ne de devletime bir yüküm yok çok şükür engelli olduğum günden beri çalışıyorum, kendi ayaklarımın üstünde duruyorum ve bileğimin hakkıyla emekli olmama rağmen sırf bir gün engelli emeklilik hakkım elimden geri alınacağı kuşkusuyla hala çalışmaya devam ediyorum.
Bana bu güvensizliği veren devletim sağolsun ama çalışamayacak durumda olan, ekonomik gücü sahip olamayan ve bu yüzden ailelerinin bakımına muhtaç durumda bırakılan arkadaşlarımı düşündüğümde hani arkamda olduğuna hiç bir zaman inanMAdığım devletim ve STK lara hakkımı helal etmiyorum!!!

Bugün farkındalık günüyse, bugün tüm dünyadaki amaç; gözleri engellenen insanlara yönelterek, onlar için fark yaratmaya çalışmaksa asıl olan herşeyden önce onları özgür bireyler olarak sayabilmekten geçmeli bunun yolu. Birey olmak, birey olarak kabul edilmek ne demektir isterseniz bunu bizleri yöneten devlet büyüklerine sormalı?

Bizleri normal vatandaş yerine koymayan, bizlere saygı duymayan, bizleri çaresizliğe mahkum eden, ailelerimize yük olarak emanet eden bir sistemin kanayan yarası olmaktan utanç duyuyorum! 2015 Türkiyesinde engelliler adına atılan en küçük bir adımın bile olmadığını savunurken özellikle İstanbul'da '' Engelliler yaşamasın, toplum içine çıkmasın, yeryüzünden yokolsunlar!!!'' şeklinde bir düşüncenin gözle görülür şekilde hissedildiğini biliyorum ve buna karşın hala bir şeyler yapamamak her ne kadar beni kahretsede devletimizin bizler için kılını bile kıpırdatmaMAsı adil olmayan bir dünyada, insanlar arasındaki eşitsizliğinde en büyük göstergesi olduğuna inandığım engellenme hallerinin sonuçlarına bir kere daha dikkat çekmek adına belki gelecek yıllara HALA İÇİMDE ÖLMEMİŞ umutlarımı devrediyorum...

Çok şükür hayattan ne kadar engellenmiş olsamda, devletimin bana kattığı engellerimle yoluma tüm gücümle devam ediyorum. Kendi engelsizliğimle!!!
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Engelli rampasının önüne park eden araç sahibine “oraya park etmemesi gerektiğini” söylemediği(m)iz için en az onun kadar suçluyuz.!
Yada bir asansörün önünde öncelik kendisinde olduğu halde çaresiz, savunmasız olduğu için kendisine sıra vermeyen insanlara tepki vermediği(m)iz için en az onlar o kadar suçluyuz.!


Aslında hiçbirimiz masum değiliz! Bunu hala yapabilecek gücümüz, çocuklara aşılayacak enerjimiz varken hala hiçbir şey yapmıyor olmak kabul edilebilir gibi değil...

Ellerine sağlık Halil Yılmaz..Senin kadar cesur bir yüreğe sahip olamayan kendini kahraman sanan kim varsa onlar okusunda bir şeyler öğrensin dileğimle...
 

nescafe

Üye
Üye
Katılım
Kas 19, 2014
Mesajlar
1
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yine bir 3 Aralık Engelliler Günü.Geçen yıllardan farklı olmayan,birsürü mesaj ve farkındalık aktivitelerinin tekrarı.Çabaları taktir ediyorum ama sorunlarımızla ilgili olan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı,müsteşarı, daire başkanı veya genel müdürlerden birinin,bu site gibi engelli sitelerinden birisine üye olduğunu görmedikçe,farkedilip sonuç alınacağına inancım yok.
 

Gazoz Agacı

Moderatör
Moderatör
Katılım
Nis 23, 2012
Mesajlar
9,302
Tepkime Puanı
64
Puanları
48
Yaş
54
Bu vesileyle tekrar ve tekrar söyleyelim, lütfen engelli insanlarımıza karşı daha duyarlı davranalım, onların da kaliteli bir yaşamı hak ettiklerini unutmayalım. Onları farklı görmeyelim. Onlar bizim kardeşlerimiz, dostlarımız, arkadaşlarımız, sevgililerimiz, öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz, komşularımız, akrabalarımız. Onlara acıyarak bakmak gibi bir kabalık yapmayın, onları dışlamayın; unutmayın, bir gün siz de engelli olabilirsiniz. Biraz da olsa empati yapın ve engelli kardeşlerimize karşı daha duyarlı davranmaya çalışın.

Bu cümleden daha aşağılayıcı, daha itici, daha kırıcı bir cümle daha düşünemiyorum nedense birde başlığın fazlaca sert olduğunu düşündüğün için yazma gereği duydum :(

Lütfen engelli insanlarımıza duyarlı olalım! Bu ne şimdi? he insanları kendi içlerinde ötekileştirdiğimizin en güzel kanıtı değil Mi? Lütfenmiş (!) yok ya hani bir lütufmuş gibi yahu kardeşim insanlara karşı desen sen şunun adına olmaz mı?

Çevremizdeki tüm insanlara karşı duyarlı olabilmek! İnsanca yaklaşabilmek ama öyle bilinen anlamda değil! Sadece insan olduğu için yoksa kimin kime nasıl yaklaştığı inanın umurumda değil hele bu saatten sonra bana kimse engellilere karşı duyarlı olunmalı vs gibi söylemlerle ahkam kesmesin! İnsan insana saygı duymalı, insan olduğu için duyarlı olmalı tabii yeterince insansa! Aslında insan yeryüzünde yaşayan tüm canlılara karşı duyarlı olmalı! Öyle lütfenle mütfenle olacak iş değil bunlar...kimseyi kınamıyorum yada evet kınıyorum bazen kaş yapayım derken göz çıkarmak tamda böyle bir şey işte lütfen onlara acıdığımızı göstermeyelim, merhametimize yenik düştüğümüzü belli etmeyelim! asıl düşünce bu ne yazık ki bu kadar basit ve net!

Bir kere daha tüm samimiyetimle itiraf ediyorum ki bende engellenmeden önce bilmezdim engelli ne demek? engelliye nasıl yaklaşılır? nasıl davranılır? yada gerçekte duyguları belli etmek mi doğru olan yoksa gizleyerek, üstünü kapayarak mı yaşamalı insan? bir saatten sonra iyice anladım ki aslında bir olayın üstüne ne kadar giderseniz sonuç o kadar başarısızlıkla sonuçlanıyor. İyiniyet önemli tabii ki ama bazen iyiniyetinizin sizi vezir edeceğini düşünmeniz en büyük yanılgıdır. Siz gerçekte nasıl hissediyorsanız öyle yaşayın! Kimse umurunuzda olmasın!

Onlar bizim kardeşlerimiz, dostlarımız, arkadaşlarımız, sevgililerimiz, öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz, komşularımız, akrabalarımız.

Ne demek bu? ben kimsenin kardeşi, arkadaşı yada dostu olmak zorunda değilim ki? Ben ancak ben istersem onlar benim kardeşim, eşim, dostum , komşum, arkadaşım olabilir sadece BEN İSTERSEM! Ben kabul edersem yoksa bu tür bir dayatma kimsenin kalbinde insanın insana insanca bakışını sağlayamaz ister engelli olsun ister olmasın ben birisini sevdiysem sadece O olduğu için severim banane engelinden banane engelsizliğinden...

Duyarlılık! Duyarlı olmak yada olamamak öyle üzerinde çalışılarak gerçekleşecek bir şey değildir! Kelimenin köküne bakın bi kere duy-his-duymak-hissetmek yani duyularınızın gerçekleri algılayacak şekilde gelişmiş olması demektir. Ağaç yaşken eğilir atasözünden yola çıkarak sokaklarda, caddelerde engelli birini gördüğünde çocuğuna ''Bak yaramazlık yapmış sonu ne olmuş'' şeklinde örnek gösteren cehalet kurbanı bir anne evladına insanlara karşı duyarlı olmayı nasıl öğretebilir ki???

Daha fazla uçmadan ben susayım en iyisi...
 

apprentice

Üye
Üye
Katılım
Ocak 5, 2015
Mesajlar
83
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
Biri seni kızdırmış mı yoksa.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst