âdem

Halil Yılmaz

Admin
Yönetici
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
14,507
Tepkime Puanı
189
Puanları
63
Yaş
50
Merhaba, ben Âdem, namı diğer otuz dört parmaklı çocuk. Ben sizin kadar şaşırmadım otuz dört parmağımın olduğunu duyduğumda. Tabi ki herkes de yirmi tane olduğunu anlayana kadar.
Biraz önce doğdum. Doktor, hemşire bir acayip bakıyorlar bana. Ne biçim bakıyorlar? Annem bir acayip bakıyor, ne biçim bakıyor. Babam bir kere baktı, bir acayip baktı. Niye hep aynı bakıyorlar? Ne biçim bakıyorlar?

Doktor babamla konuşuyor ‘’Genetik çocuğun hastalığı, tedavisi yok.’’ diyor. Bir yandan da bana bakıyor, bir acayip bakıyor. Babam ‘’yaşar mı’’ diyor umut dolu gözler ile. Doktor ‘’hayati bir durum yok şimdilik’’ diyor. Babam sanki hayal kırıklığına uğruyor. Ölmek yaşamaktan daha mı güzel acaba…
Bu gün kontrol altındayım, inceleme altında. Neyi inceliyorlarsa artık? Çözüm arıyorlarmış. Neye çözüm arıyorlarsa artık? Diğer yeni doğan çocuklar başka bir yerdelermiş, babaları, akrabaları filan gelip seviyorlarmış. Nerde kaldı acaba bizimkiler?

Evet, işte babam geldi. Yanında birileri daha var. Beni görmeye geldiler herhalde. Doktorum da geldi şimdi. Bana doğru geliyorlar. Bu babam var ya bu babam: hep doktorla konuşuyor. İnsan bir dönüp oğluna bakmaz mı? Yanıma geldi herkes, babam hala doktorla konuşuyor. Doktorun babama şu an ne söylediğini tahmin edebiliyorum: ‘’Beş yaşına kadar bir müdahalede bulunmak riskli olur. Beş yaşından sonra fazla parmaklarını alabiliriz.’’ diyor olmalı. Sabahtan beri kafamın dibinde konuşup duruyorlar, bende mecburen dinliyorum.
Şu aralar 3 aylığım. Tam şu an babaannemin kucağındayım. Beni kucağına ne zaman alsa aynı şeyleri söylüyor. Yine ‘’tövbe bismillah!’’ dedi tavana bakarak. Ben de baktım ama bir şey göremedim. Babaannemde bir acayip bakıyor bana. Herkes bir acayip bakıyor zaten. Neden bu insanlar birbirlerine hiç bana baktıkları gibi bakmıyorlar? Bir tek annem farklı bakıyor bana: diğer insanların birbirlerine baktıkları gibi bakıyor.

Niye bu kadar inceliyorlar beni? Ne biçim bakıyorlar? Bütün akrabalar, komşular, diğer çocuklar niye hep aynı bakıyorlar? Birde bakarken ‘’Allah’ın işi’’ diyor bazıları. Allah’ın başka işi yok: siz bakasınız diye beni mi yarattı? Acaba niye yarattı.

Şu aralar bir yaşındayım. Çok güzel sürünüyorum, oturabiliyorum ama bir türlü yürüme aşamasına gelemedim. Aslında şimdiye kadar yürüyor olmam gerekmez miydi? Sonuçta diğer çocuklara göre yere daha sağlam basıyorum.
Bu oyuncaklarla pek aram yok. Pek keyif vermiyorlar bana. Elime alamıyorum bir şekilde düşüyorlar. Babamla da pek aram yok. Biraz soğuk bana karşı. Ama hiç üşümüyorum çünkü annem var.

Şu aralar üç yaşındayım. Benim yaşımdaki çocuklara anne babaları parmaklarını saydırarak sayıları öğretiyorlar. Ben de sayabiliyorum. Annem öğretti. Birden on dörde kadar sayabiliyorum. Ama diğer çocuklar ona kadar saya biliyorlar. Annem ‘’akıllı oğlum benim’’ diyor.
Bu aralar havalar güzel bu yüzden annem balkonda oynamama izin veriyor. Ama dışarı çıksak daha güzel olur. Önceden daha çok çıkardık. Nedense bu aralar pek çıkmıyoruz.

Dün balkonda oynarken dalmışım. Balkondan aşağı doğru sarkıyorum. Annem bir anda koştu geldi salondan. Hemen bana sarılıp, salona götürdü beni. Çok hızlı nefes alıp veriyordu. Düşeceğim diye korktu herhalde. Önce kızdı ‘’Niye rahat durmuyorsun sen!’’ dedi. Elini kaldırdı ‘’Beş parmak geliyor.’’ dedi. Ama sonra güldü. Ben de güldüm. Çok hoşuma gitti. Bende elimi kaldırdım, yedi parmak geliyor dedim. Gülecek mi diye annemin yüzüne baktım. Gözleri doldu bir anda. Sonra sanki tebessüm etti. Gülmek istedi de beceremedi mi acaba? Bir anlam veremedim.

Şu aralar beş yaşındayım. Biraz önce mutfaktan gizlice aldığım bir bıçakla, fazla parmaklarımdan bir kaçını kesmeye çalışırken, babam beni gördü. Anneme seslendi hemen. Kanlar akıyordu ellerimden. Ambulansı aradı babam. Annem ellerimi sararken babamın ‘’Bari aklı normal olaydı!’’ diye mırıldandığını duydum. Niye öyle dedi ki? Beş yaşıma gireli çok oldu. Hala kesmediler fazla parmaklarımı. Bende kendim keseyim dedim. Bıktım artık zaten. Gülhan teyzenin oğlu ‘’İnsan değil bu: yedi parmağı var. Ayaklarında da bir sürü parmağı var, ben gördüm.’’ diye herkese beni anlatıyormuş.

Ne biçim bakıyorsunuz? Ne olur öyle bakmayın! İçinizden sayılar saymayın. Bir kere bakın, bir daha bakmayın. Ah bir alışabilsem…
Geçen hafta ameliyat oldum. Biraz sonra açacaklar ellerimdeki sargıları. Ne değişecek? Yine bakacaklar ellerime acayip acayip. Ama olsun: en azından yedi parmağı var diyemeyecekler. Tanımayanlar ‘’Ellerine ne oldu?’’ derlerse de kaza geçirdim derim. İnanırlar mı ki? Keşke kaza geçirmiş olsaydım. Neyse ki, en azından ayakkabı denen bir şey var.

Şu aralar yedi yaşındayım. Okumayı yazmayı öğreniyorum. Yalnız kendi yazdıklarımı bazen ben kendim bile okuyamıyorum. Benim yazım bir değişik. Okula da hiç alışamadım. Kimse bana bakmasın diye evden dışarı çıkmıyordum, şimdi kalabalığın ortasına düştüm, kurtların ortasına sanki. Benim sıram sınıfın tam ortasında. Genelde ya tahtaya bakıyorum ya da yere veya tavana.

Niye bakıyorsunuz? Ne biçim bakıyorsunuz? Dikkatim dağılıyor. Keşke kör mü olsam? Ama yetmez, sağır da olmam lazım herhalde. Ama kör olursam kimseyi göremem. Annemi göremem. Yolumu bulamam. Kimse de yardım etmez herhalde. Sağır olursam da kimseyi duyamam. Annemi duyamam. Derdimi yazsam kimse okuyamaz ki. Benim yazım bir değişik: el yazısı. El yazısı zaten zor okunmuyor mu? Birde alın yazısı diye bir yazı varmış…

Ne biçim bakıyorsunuz? Ne olur öyle bakmayın. Bir kere bakın, bir daha bakmayın. Çaktırmadan da bakmayın: surat ifadeniz gözlerinizin suçunu kanıtlıyor.
Merhaba. Ben Âdem. Ama kendimi hiç Âdem gibi hissedemedim. Hiç hissettirmediler ki! Üstelik yarışmaya ana rahminden katılıyorum, uzaydan değil. Şunu da belirtmek isterim: kendi isteğimle katılmadım ama yine de yarışmak istiyorum, yarışmak zorundayım…

İsim: Burak METİN

ÖZGEÇMİŞ
1990 yılında Gümüşhane’nin Torul ilçesinde doğdum. İlkokul, ortaokul ve liseyi Konya merkezde okudum. Eğitimime Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünün bir öğrencisi olarak devam ediyorum. Babam inşaat sektöründe çalışıyor, annem ev hanımı. Biri otizm hastası olmak üzere iki kardeşim var.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst