Bası ve yatak yaraları sizi eritmesin!

  • Konuyu başlatan Fırtına
  • Başlangıç tarihi
F

Fırtına

Guest
FAZLA KORKMAYA GEREK YOK!

Yatak yaraları, kolay iyileşmeyen kronik ülserler arasında yer alır. Normalde 2-3 haftada iyileşir. Enfeksiyon, damar daralması, basınç, yara çapının büyüklüğü, beyin hastalıkları gibi bazı durumlar iyileşmeyi geciktirir.

Yatak Yaraları (dekübitus veya bası ülseri); Uzun süre sırtüstü, yüzüstü veya yan yatma sonrası baskı altında kalan bölgelerde yumuşak dokuya sürekli basınç sonucu cildin iyi beslenememesi ile oluşan yaralardır.

SANDALYE ARASINDA EZİLMEYİN

Çoğunlukla yatak veya sandalye gibi bir dış güç ile kemik çıkıntı arasında basınca uğrayan yumuşak dokuda ortaya çıkar. Yatalak yaşlıların yanı sıra refakat eden hastalıklar, beslenme bozukluğu, savunma sistemdeki yetersizlik, şuurun yerinde olmaması, idrar ve gaita tutmada yetersizlik, yara iyileşmesini olumsuz etkileyen diyabet gibi hastalıklarla beraber seyrettiğinde risk daha da artar. Basit şekilde başlayan yara, kısa zamanda derin mikrobik iltihabi hasara ve hatta vücut içi boşluklarına kadar ilerleyebilir.

Basınç ülserlerinin sebebi, belli bir bölgeye sürekli basınç uygulanmasıdır. Cilde basınç ne kadar şiddetliyse, hücre ölümü ve ülser o kadar kısa sürede olur. Ülserler üzerine de bakteriyel enfeksiyonlar sıkça yerleşir. Basınç ülserlerinin % 80’i kuyruk sokumu ve leğen kemiği, uyluk kemiğinin dış büyük çıkıntısı, baldır kemiğinin iç ve dış çıkıntıları ile topukta meydana gelir. Zehirlenme, travma, anestezi, belden veya boyundan aşağısının felci gibi his ve hareket sıkıntılarının yanında özel bir risk grubunu da yaşlı hastalar oluşturur. Hastaların % 70’den fazlası 70 yaşın üstündedir. Bu hastalarda ölüm riski % 8 civarındadır.

CİLT ALTINDA SİNSİ YARALAR

Normalde herhangi bir yara,15- 20 gün içerisinde iyileşmesi gerekirken, sebeplerin ortadan kaldırılmamasından dolayı yara basıncın devam etmesi, aynı tarafa yatan hastada oluşan doku ödemi (cilt altında sıvı birikimi-dokunun kanlanmasını oldukça bozar), idrar ve gaitadan bulaşan mikroplarla bulaşma olması yarayı kronik ilerleyici duruma çevirir. Yaranın ilk oluşumunda deride görülen değişiklikler, buz dağının görünen kısmıdır. Doku hasarının çoğu cilt altında başlar ve daha sonra deri yüzeyine çıkar.

HUZUREVLERİNE DİKKAT!

Huzurevi ve bakımevi gibi yerlerde yaşayan yaşlılarda dekübitus ülseri görülme sıklığı daha fazladır. Yaşlılıktaki yatak yaralarının sebepleri; vücut organlarındaki artmış metabolizma, hareketsizlik ve idrar veya gaita kaçırmadır.

KİMLER?RİSK ALTINDA?

> Yaşlılık,

> Nörolojik (vücudun sinir sistemi) hastalıklar,

> Ciltte hasar ve yıpranmalar,

> Kötü beslenme,

> Hareket edememe,

> Debilizan hastalıklar (kanser gibi çökertici ağır hastalıklar)

SEBEPLERİ

> His veya hareket bozukluğu olanlarda cilt bakımına yeterli dikkat ve itinanın gösterilmemesi,

> Uzun süreli hareketsizlik,

> Aşırı terleme, idrar ve geita kaçırma,

> Uygun olmayan yatak, yastık ve tekerlekli sandalye kullanımı,

> Sıkı giysilerin kullanılması,

> Yaralar tedavi edildikten sonra da bu zemin hazırlayıcı faktörlere dikkat edilmemesidir.


En çok eklemler ile çıkıntılarda oluşur;

Yatak yaraları vücudun yerle temas eden, basınç altında kalan özellikle kemik çıkıntılarının üzerindeki bölgelerinde oluşur.

> Otururken; kuyruk kemiği, kalçada kaba etlerde, omuz kürek kemikleri üzerinde, dirseklerde, topukta meydana gelir.

> Sırt üzeri yatarken; başın arka tarafında, omuz kürek kemikleri üzerinde, kalçada, dirseklerde, kuyruk kemiği üzerinde, topukta, ayak parmaklarında ortaya çıkar.

> Omuz üzerinde yan yatarken; kulaklarda, omuzun yan tarafında, leğen kemiğinin yan bölgelerinde, kalçada, dizde, ayak bilekleri yan çıkıntılarında oluşur.

YATALAK?HASTAYA ÖZEL İLGİ GEREKİR

Uzun süre yatakta tedavi görecek hastalar da dekübitus ülseri riski altındadır. Bundan dolayı tedavinin yanında bakımlarına da itina gösterilmelidir.


DR. Hilmi Özkırış
 
F

Fırtına

Guest
Hareket eden vücut yara kapmaz

KIRIŞIK YATAK BİLE YARA YAPAR!

Nevresim takımları temiz ve büklümsüz, ütülü olmalıdır. Çarşaftaki küçük kırışıklıklar hem nokta basıncının artmasına hem de deride küçük sıyrıklara sebep olabileceği için hastanın yatağında çarşaflar gergin ve düz olmalıdır.

Basınç ülserlerinden korunmada şu yollar izlenmeli;

> Riskli bölgelerin uzun süre basınca maruz kalmasının önlenmesi,

> Doku beslenmesini arttırıcı tedbirlerin alınması,

> Risk faktörlerinin azaltılması ve asıl hastalığın tedavi edilmesi,

YARIM SAATTE BİR YER DEĞİŞTİRİN;

En tesirli tedbir, hastanın mümkün olduğu kadar hareket ettirilmesidir. Eğer mümkün değilse, hastanın pozisyonu düzenli olarak her 30 dakikada bir değiştirilmelidir. Önce yüzüstü pozisyonu, sonra 30 derece sağ yan pozisyon, sonra sırtüstü pozisyonu, daha sonra da 30 derece sol yan pozisyon, ardından yine yüzüstü pozisyonu... Böylece basıncın daha geniş bir alana dağıtılması ve basınç altında kanla yeterli beslenemeyen bölgelerin adeta nefes alması ve beslenmesi sağlanarak yara oluşması için gereken süre uzatılmış olur.

Hasta havalı özel yatakta yatırılmalıdır. Bacaklar, ayak bileği ve topuk özel bot gibi koruyucu kılıflarla korunmalı ve yatağa az temas ettirilmelidir. Hava yastık ve yatakları veya köpükler basıncı azaltmak için kullanılır. Cildin günlük bakımı mutlaka yapılmalıdır. Bu amaçla, eğilimi olan alanlar önce buzla hafif ovuşturulur, ardından yumuşak bir havlu veya saç kurutma makinesiyle kurutulur.

HİJYEN ÇOK AMA ÇOK ÖNEMLİDİR;

Sızıntı varsa deri ılık suyla çok temiz tutulmalıdır. Nemlendirici losyon ve kremler kullanarak derinin kuruması engellenmelidir. Yatak ile riskli bölge arasındaki sürtünme en aza indirilmeli ve sürtünme ile deride oluşacak küçük bir yırtığın dahi yatak yarasına dönüşebileceği, idrar ve gaita bulaşması ile bu küçük sıyrıktan enfeksiyon gelişebileceği unutulmamalıdır.

Ameliyat sonrası bakım;

Özel bakım isteyen hasta, ameliyat sonrası dönemde ortalama 2-4 hafta yüzüstü pozisyonda tutulur. Bu yapılamıyorsa özellikle akciğer problemli hastalar, havalı yataklarda sırtüstü pozisyonda yatırılabilir. Ağızdan beslenme ve bağırsak programlarına genellikle 3 gün sonra başlanır. Kültürlere ve biyopsilere göre uygun antibiyotik seçimi yapılmalıdır. Yaraya yol açan basıncın mutlaka ortadan kaldırılması gerekir, yoksa tekrar nüks eder.



YATAK YARALARININ SAFHALARI;

Basit kızarıkla başlayıp dokunun çürümesine yol açan handikaplar;

> Basınç ülserleri 5 kategoride değerlendirilir. Bu ülserler ayrıca enfekte olup olmamalarına göre de sınıflanırlar. Konservatif veya cerrahi tedavi seçimi enfeksiyonun varlığına ve safhasına göre yapılır.

İşte o evreler;


1. EVRE; Kemik çıkıntı üzerindeki deride basmakla solmayan eritem (kızarıklık) dokuda dönüşümlü sertlik olur, basınç 1 saat içinde kaldırılırsa, dokunun tamirine fırsat ve imkân verir.

2. EVRE; Deriyi içine alan yüzeyel yara, ağrı, deri renginin mavi-mor renkte olması, içi sıvı dolu baloncuklar veya yüzeyel krater görülür. Basıncın kaldırılma süresi 36 saate uzar. Bunun için hastanın pozisyonu çok sık değiştirilmelidir.

3. EVRE; Deri ve derialtı dokuyu içine alan derin yara, krater, ödem, kemiğe kadar uzanan iltihap görülür. Ülserlerde cerrahi uygulama ile temizlik yapılmalıdır. Pansumanlar ve proteolitik (ölü dokuları yok edici) enzimlerle desteklenmesi gerekir.

4. EVRE: Kas, kemik, adalelerin kemiğe yapışma yerlerindeki bursa denen kese gibi destek dokuları;da içine alan, eklem ve boşluklara (rektum, vajina gibi) ulaşan ileri derecede yaralardır.

5. EVRE; Eklem, vücut boşluklarına (rektum, barsak, vajina, mesane gibi) kadar uzanan geniş ve derin ülser.

3., 4.ve 5. evrelerde yara kapanması için cerrahi girişim mutlak şarttır. Yara bölgesindeki ölü dokular kaldırılıp temizlendikten sonra çeşitli plastik cerrahi tekniklerle doku yaması yapılır. Bu evrelendirme, özellikle uygun tedavi planlanması esnasında önemlidir.


TEDAVİ;

Yatak yaralarının tedavisi başlıca şu amaçlara dayanır;

> Risk faktörlerinin azaltılması,

> Basıncın kaldırılması,

> Ölü materyalin uzaklaştırılması,

> Enfeksiyonun kontrolü,

> Yara bakımı ve pansumanı,

Dekübituslülerin tedavisinde koruyucu ve önleyici yaklaşımlarla yaraların oluşmasının engellenmesi, hastanın ve yakınlarının bakım konusunda bilgilendirilmesi, hastalık gelişmişse de erken dönemde koruyucu yaklaşımlarla tedavi edilmesi en önemli yöntemdir. Cerrahi tedavi gerektirdiğinde ise öncelikle doku temizliğine itina gösterilmeli, ardından ülser lokalizasyonu, derinliğe ve nüks ihtimaline göre en uygun yeniden tamir planlanmalıdır. Hastalar ameliyat öncesi ve sonrası dönemlerde uygun şartların sağlanabileceği yataklı sağlık kuruluşlarında tedavi ve takip edilmelidir. Sosyal hizmet uzmanları ile özel bakım için de yardımcı sağlık personeli temin edilmeli ve hastanın kendi bakımı konusunda da bilgilendirilmesi gerekir.


DR. Hilmi Özkırış
 

BioptronTurkey

Üye
Üye
Katılım
Ara 20, 2012
Mesajlar
3
Tepkime Puanı
0
Puanları
0
Merhaba arkadaşlar. Bioptron İsviçre'de üretilen bir terapi cihazı. Bu cihaz 1988 yılından bu yana üretilmekte ve hiç bir yan etkisi görülmemiş. Ağrı ve acıyı azaltıp rahatlama sağlamasının yanında açık yaraların ve yanıkların iyileşme sürecini de hızlandırmakta. Aşağıda bu tıbbi cihazla ilgili yapılan bir bilimsel çalışmadan kısa bir alıntı paylaşacağım. İlgilenen arkadaşlara geniş bilgi gönderebilirim :

Amaç: Bası yaralarının iyileşmesinde lineer polarize polikromatik ışık (LPPI) tedavisinin etkinliği araştırıldı.

Hastalar ve Yöntemler: Evre II ve evre III bası yaraları olan 40 hasta rastgele olarak LPPI tedavisi ve
konvansiyonel tedavi (kontrol) gruplarına ayrıldı. Tüm yaralara serum fizyolojikle yıkama ve antibakteriyel pomat tedavisi uygulandı. Birinci grubu oluşturan hastalara bu uygulama sonrası Biolptron cihazıyla günde bir kez, 6 dk ve 10 cm uzaklıktan, direkt cilt üzerine 1.3 J/cm2 enerji dozunda LPPI tedavisi yapıldı. Bası yaralarının yüzey alanları, tedavi başlangıcında (birinci gün), yedinci gün ve 15. günlerde milimetrik grafik kağıdına aktarıldı. Çizim sınırları içinde kalan kareler sayılarak, yüzey alanı cm2 olarak hesaplandı. Bulgular: Tedavi öncesi, birinci, yedinci ve 15. Günlerde yapılan grup içi değerlendirmelerde her iki tedavi yönteminin de etkili olduğu görüldü ve sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0.05). Ancak, LPPI tedavisinin daha etkili olduğu ve geniş yaralarda daha kısa sürede iyileşme sağladığı görüldü.

Sonuç: Bulgularımız, evre II ve evre III bası yaralarının tedavisinde LPPI uygulamasının daha hızlı
iyileşme sağladığını göstermektedir.

 
Tekerlekli Sandalye
Üst