Bedensel ve Zihinsel Engellere Yaklaşımda Osmanlı Avrupa Karşılaştırılması

gandi

Üye
Üye
Katılım
May 19, 2010
Mesajlar
41
Tepkime Puanı
1
Puanları
0
Osmanlıda Bedensel Engellilere Yönelik Yapılan Çalışmalar

Bedensel engellilere yönelik yardım çalışmaları Osmanlılara hatta Selçuklulara dayanmaktadır. Selçuklular devrinde bir yardım kurumu olarak faaliyet gösteren AHİLİK teşkilatının sakatlara da hizmet götürdüğü çeşitli kaynaklardan öğrenilmektedir. 19.yüzyılın ikinci yarısında Hilal-i Ahmer Cemiyeti olarak kurulan ve sonradan 1935’de Türkiye Kızılay Derneği olarak adı değişen kurum, bedensel engellilere tedavi ve tekerlekli sandalye vb. yardımlar sağlamaktaydı.19.yüzyılın sonlarında ise Abdülhamit tarafından kurulan Darülaceze bünyesinde kimsesiz, fakir, çalışamayacak olanların yanı sıra bedensel engelliler de barındırılmıştır. Türkiye’de ilk rehabilitasyon çalışmalarına Bursa’da başlanmıştır. Harp sakatlarına protez sağlamak amacıyla 1918 yılında bir atölye açılmıştır. Bugünkü adı Bursa Kara Kuvvetleri Komutanlığı Fizik Tedavi Hidroklimatoloji ve Rehabilitasyon Hastanesi olan Bursa Askeri Hastanesi,1922 yılında Kurtuluş savaşında yaralananlar ve sakatlar için kurulmuş ve bunların bakımı, tedavisi ve tertipleri yapılmıştır.(Çağlar,1982,s.142)

Osmanlı döneminde ruhsal ve zihinsel engellilerin tedavisi:

Osmanlı dönemi incelendiğinde ruhsal ve zihinsel engellilerin tedavilerine büyük önem verildiği ve tedavileri için hertürlü imkanın seferber edildiği görülmektedir.
Aynı dönemlerde avrupa’da akıl hastalarının “içlerinde şeytan var” denilerek yakılırken, Osmanlıda ruhsal ve zihinsel engelliler müzik ve suyla tedavi edilmekteydi.
Osmanlı döneminde sadece ruhsal ve zihinsel engellilerin tedavi edildiği yerlere “Bimarhane” denilmekteydi.

Bimarhane kelimesinin zaman içerisinde anlam kayması sonucu “tımarhane” gibi sadece akıl hastanelerinin tedavi edildiği yer anlamına geldiği kabul edilmektedir.

Osmanlı döneminin ünlü Bimarhaneleri:
İmparatorluğun en parlak devrinde Mimar Sinan tarafından İstanbul’da inşa edilen, bugüne sağlam durumda ulaşan Haseki Hastanesi (1538–1550), Süleymaniye Külliyesi’ndeki şifahane ile tıp medresesi (1550–1557) ve Atik Valide Hastanesi (1583–1587) her türlü hastanın yanı sıra akıl hastalarının da tedavi edildiği ünlü Osmanlı hastaneleridir.

Edirne’deki II. Bayezid Darüşşifası, gerek ilk defa az personelle yüksek randıman almayı amaçlayan merkezi sistemi ve gerekse o döneme göre çok ileri hatta XVIII-XIX. yüzyıllardaki hastane yapılarına ışık tutacak kadar mükemmel hastanelerden biridir.

Sonuç:

Dönem itibariyle Osmanlı ve Avrupa dönemi incelendiğinde gerek bedensel engelliler gerekse ruhsal, zihinsel engellilerin tedavisi, topluma uyumu, ekonomik açıdan desteklenmesi açısından Osmanlı döneminin Avrupa’ya nazaran çok daha ilerde olduğu görülmektedir. Özellikle ojenik akımlar göz önüne alındığında (b.k.z http://engelliler.gen.tr/f2/tarihsel-surecte-sakat-ayrimciligi-2/ ) bu durum çok daha bariz kendisini gösteriyor.
Bugünün Avrupa sı ve Türkiye si karşılaştırdığında engellilere yaklaşımda (ne yazık ki) Tarihsel süreçle ters orantıda bir işleyiş olduğu görülmektedir.
Buda sosyolojik açıdan üzerinde önemli durulması gerekli bir durumdur.
 
Tekerlekli Sandalye
Üst